09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MART 2005 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB B B B B 15 18 16 17 20 20 23 20 Sinop Samsjn Trabzon B 8 Adana B 19 K K 7 Giresıjn K 7 Zonguldak B 12 Antalya Ankara EskışAhir Konya Sıvas S S B S 14 15 13 5 B 20 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 19 12 16 13 11 3 0 K -3 Yurdun kuzey ve dogu kesımlerı parçalı çok bu- lutlu, Orta Karadenız kıyı- lan, Doğu Karadenız ıle Doğu Anadolu'nun kuzeyi karlakanşık yağmur ve kar yağışlı dığer yerler az bu- lutlu ve açık geçecek Ha- va sıcaklığı yağış alan yer lerde değışmeyecek, dığer yerlerde artacak, Ruzgâr kuzey ve yonlerden hafıf yurdun doğu kesımlennde orta kuvvette esecek. Oslo B MERKEZLER Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B B Y B Y 6 11 17 13 16 17 18 Münıh Y 17 Zürih Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina S PB S PB PB S S B 18 18 20 16 19 17 18 18 Y 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam K Y K S K S K A B 1 9 6 21 4 20 -11 23 18 Parçalı bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu K a r i l Sulu kar • Gok gurultulu G U N C E L CL|NEYTARCAYIJKEK • Baştarafı 1. Sayfada Brüksel'de ayaküstü gcjirüştükleri sırada sır- tını sıvazlıyor, nezaketeniyi gidiyorsunuz gibi birtakım sözler söylüyorsS veya bire bir konuş- tukları RTE'nin yapacağız edeceğiz başlıklı yi- nelemelerinden sonra "rehavet" sözcüğünü kullanmıyorsa... bu durunh bizimkinin AB ile iş- lerin tıkırında gittiğini sanmasına yetiyor. Dışişleri Bakanı Gül'ün eleştirilere yorumuy- sa daha başka, daha revrtaklı: "Oye ülkelerden gelen tepkiler iç politika malzemesi oluyor- muş!" 1 Hükümetin iki başı, RTE{ ile Gül, insaf sözcü- ğünü arada bir -yapmazlar ya- özeleştirilerde neden kullanmıyorlar acaba? Ha, AB'den gelen eleştirileri sineye çekmek ve sindirmekse amaçları, «-ki öyle görünüyor- o başka. Meydanı boş buldukları için içerde ho- rozlanıyorlar. Dışa geldi ml, ABD'ye, AB'ye, süt dökmüş kedi. Taze örneği Nevruz kutlamalarında yaşadık. Norveç Büyükelçisi Hans VVilhelm Lougva ve Norveç heyeti Diyarbakır'da Nevruz kutlama- larında katiller katili Öcalan'ı yüceltici naraları zafer işaretiyle destekliyor. Üstelik bu hareket- leri Türkiye'de "gelişen detnokrasiye" örnek di- ye gösteriyorlar. Bu elçiyi Dışişleri sorgulamı- yor ve bu hükümetin kılı bile kıpırdamıyor. Avusturya veya Fransa değil, AB yolunda bü- yük desteğimiz Almanya'nın Başbakanı Schröder son günlerde ikinci kez "Türkiye, re- formlann uygulamaya geçilmesinde hiç ilerle- me sağlamadı" diyor. Inanmayacaksınız ama, bu ve benzeri eleştirileri RTE, "AB süreciyle il- gili dedikodular üretildi" d|iye yorumluyor. •••: Genişlemeden Sorumlu Komiser Olli Rehn'in Ankara'da Gül'e yjönelttiği, Diyanet Iş- leri Başkanlığı'nın camilerde okunan hutbesin- deki "Allah katında tek dinin Islam olduğu ifa- desinin dinsel aynmcılığı teşvikettiğini" içeren eleştiriye ünlü ikilimizin yanıtını hâlâ öğreneme- dik. Hükümetin asla rehavete kapılmadığını sav- layan (Kuran üzerine yemjn etmedikleri kaldı) onca söylemine karşın Brüksel'den eleştiriler yağıyor. Uygulama başlıca dert. Protokolü ge- ciktirme çabalarımız, insan hakları uygulama- ları, ifade özgürlüğü ve Kıbrıs'ta olumlu adım- lar beklentisi, demokratik hakların uygulanma- sındaki eksiklikler, dini aiınlıkların haklarının tanınması son dayatmalaV. Bunlar yetmiyor- muş gibi RTE'nin Musa Kârt'tan sonra karika- tür ustalarına bu kez 40 r)in YTL'lik dava aç- ması gündeme alınıyor. •••! Bir başka gelişme var. Hükümet AlHM'den öcalan'ın yeniden muhakemesine karar vere- ceği duyumunu aldı, şimcji ne yapabileceğini kestirmekte zorlanıyor. Zir*a, hükümet AB da- yatmasıyla çıkardığı Leyla Zana'ya yeniden muhakeme olanağı sağlayan yasada Apo'yu bu olanağın dışında bıraktı. RTE -'dengeli' bul- duğu- 6 Ekim AB genişleme raporunda Zana ile birlikte adı da verilerek Apo'nun yeniden muhakeme edilmesi ve bu bağlamda insan hakları yasalarının da değiştirilmesini dayatan ifadeleri dikkate bile almadı. Şimdi ne yapacağız telaşında, şaşkın. özet- lersek, Batı gider Mersin'0, bu hükümet tersi- ne! Kürtlerden kampanya'Asgari taleplef temelinde hazırlandığı savunulan listedeKürtlerin kendi Idmlikleriyle örgütlenmesiy Doğu ve G. Doğu'da eğitimin üniversiteye kadarKürtçeyapılması da var DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da aralann- da siyasetçi, hukukçu, esnaf ve meslek odası temsilcilerinin de bulunduğu 83 kişi öncülüğünde Türkiye'nin federal olarak yeni- den yapılanması istemiyle "AB sürecinde Kürt'iim, tarafım, haklarımı istiyorum" kampan- yası başlatıldı. 6 ay boyuncaTür- kiye ve Avrupa'da sürdürülecek kampanyanın 8 maddelik talep listesinde, Kürtlerin kendi kim- likleriyle örgütlenmesi, Doğu ve Güneydoğu'da eğitimin üniversi- teye kadar Kürtçe yapılması ve yerleşim bölgelerine Kürtçe isimler verilmesi de bulunuyor. Kampanya nedeniyle aralann- da Diyarbakır Kürd-Der Başkanı İbrahim Güçlü, HAK-PAR Ge- nel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel, ll Başkanı Halis Nezan, Serbest Muhasebeci ve Mali Mü- şavirler Odası Başkanı Mehmet Vural'ın da bulunduğu yaklaşık 100 kişi basın acıklamasına katıl- dı. Grup adına açıklama yapan ÜmitTektaş, Türkiye'nin AB sü- recini gözeterek Kürt halkının as- İmza kampanyası Türkiye veAvrupa'da 6 ay sürecek. (Fotoğraf: AA) gari talepleri temelinde böyle bir kampanya düzenlediklerini be- lirtti. Tektaş, imzaların 3 Ekim öncesinde AB kurumlan öncelik- li olmak üzere ilgili kurumlara iletileceğini söyledi. lmzaya açı- lan metnin giriş ve sonuç bölüm- lerinde şöyle denildi: "Biz Avru- pa halklarının ve dünya kamu- oyunun dikkatini, bütün insani değerlerden, hak ve adaletten yoksun bırakılmış nüfusu 20 nıilyonu aşkın Kürt halkının üzerine çekmek istiyoruz. Tür- kiye'de baskı ve korkudan uzak, özgürlük ve güvenlik içinde onurlu bir biçimdeTürk halkıyla eşit koşuüarda yaşa- mak, Kürt halkının insani ve meşru hakkıdır. AB siyasi, hu- kuki, vicdani ve etik bir sorum- luluk altındadır." Kampanyanın 8 maddelik ta- lepler listesiyse şöyle sıralandı: "Türkiye'deki siyasi ve idari yapı, iki halkın hak eşitliğine dayalı, çoğulcu ve federal şekil- de yeniden yapılanmalıdır. Şid- det içermeyen her düşünce gü- venceye kavuşturulmalıdır. Ye- ni anayasa, Kürt halkının var- hğını, ulusal demokratik hakla- rını, ata topraklarında esenlik içinde yaşamasını garanti altı- na almalıdır. Kürtlerin kendi kimliklcriylc örgütlenmesi ve Kürtçe isimli siyasi parti, der- nek gibi kuruluşların kurulma- sı güvenceye kavuşturulmalı, Kürtçe dilini kullannıalarının önündeki engeller kaldn ılmalı- dır. Kürtlerin yoğun olarak ya- şadıkları coğrafyada üniversi- teye kadar eğitim dili Kürtçe olmalı, diğer bölgelerde de seç- nıeli ders olarak okutulmalıdır. Yerleşim yerlerinin, coğrafi alanların Kürtçe isimleri iade edilmelidir. Cenel siyasi af çıka- rılmalıdır. Yakılan, yıkılan ve boşaltılan yerleşim yerlerinin onarımı, üretimin yeniden can- landırılınası, yeılerinden sürül- müş milyonlarca insanımızın geri dönüşü, yaşanan zararın tazminiyle yaşam koşullarının normalleşmesi, eğitim, sağlık ve allyapı gibi hizmetlerin is- tikrara kav uşturulnıası için ha- reket planı hazırlanmalıdır." Siyasiler ve sivil toplum örgütleri yurttaşlara sağduyu çağnsını yineledi Bayrağa saldırıya kınatna Haber Merkezi - Nevruz kut- lamaları sırasında Türk bayrağı- nın yakılması girişünine tepkiler sürüyor. TBMM'deki bağımsız millet- vekilleri Ülkü Güney, Emin Şi- rin, Zülfü Livaneli, Muharrem Doğan, Turan Tüysüz, Muhar- rem Eskiyapan ve Edip Safder Gaydalı dün düzenledikleri ba- sın toplantısında hükümeti Türki- ye'nin içeride ve dışanda uğradı- ğı saldırılara karşı " suskun" kalmakla eleştirdiler. AKP'li TBMM Başkanvekilı Sadık Yakut bayrağa saldın ola- yını Meclis gündemine taşıdı. Ya- kut genel kurulda "Soğukkanlı- lıkla şer olayını tüm boyutla- rıyla incelemek zorundayız. Kontrolsüz öfke ve güç kullanı- mıyla yüce milletin birliği de provoke edilmemelidir" görü- şünü dile getirdi. KESK Başkanı Sami Evren, iktidarı ve toplumun tüm kesim- lerini "sağduyuya çağırdıkları- nı" bildirdi. Evren, "Saldırgan ve milliyetçi hislerin ürkütücü bir biçimde tırmandığına tanık oluyoruz" dedi. DlSK'e bağlı Gıda-lş Genel Merkezi'nden ya- pılan açıklamada da, "Kendini bilmez 14-15 yaşlarında birkaç çocuğun bayrağımızı yırtmaya kalkışması üzerine koparılan fırtına, akıl almaz bir ırkçılık derecesine vardırılmak isten- mektedir" denildi. Türk Diş Hekimleri Birliği Ge- nel Başkanı Celal Yıldırım da yaptığı yazılı açıklamada, "Tür- kiye'ye yayılan provokatif giri- şimlere karşı sağduyu sahibi kişiler olarak duyarlı olmalı- yız" diyerek şunları kaydetti: "Çocuk ya da erişkin; kinılcr tarafmdan yapılırsa yapılsın bu tür yanlışlara zamanında tepki göstermeyenler asla lıaklı ola- mazlar. Yapılan bu aymaz dav- ranışa karşı bulanık suda balık avlamak hevesinde olanlar ate- şin üzerine körükle gittikleri- nin farkına varmalıdır. Bu oyu- nun yeniden ısıtılıp önümüze getirilmesini amaçlayanlara olanak tanınmanıalı." Türk Metal Sendikası, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği ve Mahalli Idareler Derneği de Türk bayrağına yapılan saygısızlığı kı- nadı. Türk Metal Sendikası'ndan yapılan açıklamaya göre, Sendi- ka Genel Yönetim Kurulu topla- narak saldında bulunanlan lanet- ledi. Sendika Genel Başkanı Mustafa Özbek de "Bu bayra- ğın anlamını, önemini ve değe- rini ancak Türkler bilir. Biz bayrağımızı onurumuz ve şere- fimiz olarak kabul ediyoruz. Bu saldırıların son olmasını di- liyorum" dedi. İstanbul Üniversitesi Senatosu bayrağa saldınyı şiddetle kınar- ken ÇYDD Başkanı Türkan Saylan da "Hiç kimsenin bay- rağımızı yırtmaya, yaknıaya hakkı yoktur, olamaz da" dedi. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN '.l.Güler misin, Ağlar mısın? ... önce bir hatırlatma: sonradan Terakkiperver Fırka'yı kurup, muha- lefetlerini 'alenileştiren', Hüseyin Ra- uf Bey (Orbay ve 'takımı1 ), araya Ma- reşal Fevzi Çakmak'ı koyarak, Baş- vekil Ismet Paşa'ya, bir öneri yap- mışlardı; Gâzi'nin, Cumhuriyet llânı gibi 'emrivakilerini' önlemek için; 'paşalar'dan oluşan bir 'konsey' kurulmalıydı; ismet Paşa da bu fik- rî kabul ederse, 'durum' Gâzi'ye arz edilecekti: Ismet Paşa, TBMM var iken, böyle bir teşebbüsün yersiz ol- duğunu söylemiş, öneriye katılma- mıştı. Bunu anlattıktan sonra, şu satırları ilâve etmiştim: j "Ismet Paşa'nın Başvekil ve Halk Fırkası Başkanvekili olarak 'koydu- ğu' dürüst ve demokratik tavır, Pa- şa'nın ruhundaki Demokratlıktan, Meşrüiyet itiyâdından, Mustafa Ke- mal Paşa'ya mutlak inancından mı ileri geliyordu; yoksa aslında öyle düşünmüyordu da, dcha önce açıkladığı gibi 'o şartlar altında, böyle olmasmın doğru olacağına aklı mı yatmıştı... Bu ilginç ve kafa karıştıran sorunun tam ve net ce- vabı; ancak yıllar sonra, Paşa Kâ- tib-i Umûmi Recep Bey'le, (Peker) beraber, Fırka'nın nizamname ve programını değiştirmeye kalkıştığı zaman anlaşılacaktır. (Bkz.: 7ç Mu- hâlefet Millî miydi?, Cumhuriyet, 18 Şubat 05) Işte o zaman gelmişti. Recepln saçmalıklarıl. "... Çoksesliliğe son verildiği olaylardan da birtakım ümitlere ka- pılıp, güç aldığı anlaşılan Recep Bey (Peker) kendi düşüncelerinin sıcaklığı içinde, 'rejim'le ilgili ilk 'te- orisini' uygulamaya koymak istedi. Geliştirmiş olduğu düşüncelerini, önce Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey'le (Tengirşek) günlerce tartış- tı, sonunda ortaya bir taslak çıktı; bu taslağa göre parti ilk aşamada üçlü bir yönetime götürülüyor, tüm devlet kuvvetleri, CHF'nin elinde toplanıyor ve parti tepeden bir 'tri- omvira' ile yönetiliyordu. Recep Bey'in (Peker) düşündüğü üç kişi belli idi: Mustafa Kemal Paşa, Ismet Inönü ve kendisi idi. (...) Ismet Pa- şa (Inönü) taslağı okuyup, hiçbir şey söylemeden imzalamıştı, ilk im- zalayan kendisiydi. Cumhurbaş- kanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Bey'in (Soyak) belirttiğine göre, kendisi taslağı imzalaması için Mustafa Kemal Paşa'ya götürdü- ğünde, Cumhurbaşkanı, taslağı 'Recep'in saçmalıkları' olarak nite- lendirmiş. 'Ismet bunu tekrar oku- sun!' diyerek geri çevirmiş ve imza- lamamıştı..." "...Fakat Recep Bey (Peker) ve Ismet Paşa (Inönü) ikilisinin bu yön- deki umutları kırılmadı; aksine, ar- tarak devam etti..." (Bkz: Dr. Necdet Ekinci/Türkiye'de Çok Partili Düze- ne Geçişte Dış Etkenler / s.110 / Top- lumsal Dönüşüm Yayınları, Ekim 1997.) 'Faşlzmin Türkçesl, 'Kemalizm' mi oluyor? ... Iş orada, o kadarla kalır mı? Ne münasebet! CHF ve Rejim hızla sağ- cı bir totaliterliğe doğru sürüklen- mektedir; Recep Bey (Peker) o tarih- lerde yaptığı bir radyo konuşmasında, CHF'den Devlet'e aktarılan altı ok konusunda şöyle diyordu: "... En yüksek tahsile kadar bü- tün okullarda kuvvetli cumhuriyet- çi, ulusçu, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçı bir imân telkin edilecektir. Parti, Türkiye'nin bekâ şartları ola- rak tanıdığı bu altı vasfı, yeni prog- ramla devlete mal ediyor ve gele- cek nesillerin bu terbiye ile yetişti- rilmesini ileri bir görev sayıyor." Aynı Recep Peker, bir Alman der- gisinde (Europaische Revue) Al- manca yayımlanan makalesinde (Volk und Stat VVerdung) şunları de- mektedır: "...Insanlığın en büyükeseri dev- lettir, Türkiye'de parti, yurdun tek ulusal partisi, devleti ve ulusu, bir- birine bağlamalıdır. Çünkü tek tek bakıldığı zaman, insanların değeri sıfırdır; demek insan, devlet içinde, ulus içinde değer taşımaktadır; o- nun için daima bir, bir arada olma- lı, tek bir kalp gibi çarpmalıdır..." Gidişat oydu ki, o sırada Ankara'da görev yapmakta olan Amerika Birle- şik Devletleri Büyükelçisi, Joseph Grew, VVashington'a konuyla ilgili ra- porunda kelimesi kelimesine şunları yazacaktı: "...Eğer çıkardığım sonuçta ya- nılmıyorsam, bu yeni örgütlenme Halk Partisi'ni, Faşist llkelere da- yalı bir siyâset eğitim örgütüne dö- nüştürecek; Faşizm'in Türkçe adı 'Yeni Kemalizm' olacaktır..." (Bkz. Dr. Necdet Ekinci, A.g.e) Örnek 1 İki ülke: İtalya ve Almanya Ismet Paşa, CHP'nin Genel Baş- kanvekili olarak, Genel Sekreter'in bu patavatsız tavrını müsâmaha ile karşılıyor; yeni kurultayda değiştirile- cek Nizamname ve Program'ın tesbı- ti mevzuunda çahşması için, kendisi- ni Avrupa'ya, iki ülkede 'tetkikleryap- ması' için gönderiyordu: O ülkelerin hangileri olduğunu belirtmiştik: Birisi Mussolini'nin Italya'sı idi, öbürü Hit- ler'in Almanya sı! Zaten Mustafa Kemal Paşa'yı so- nunda feverâna sevk eden de, bu de- fa hazırlanan nizamname ve prog- ram'daki açık faşizan temayüldü! Güler misin, ağlar mısın? e-mail:tilahan('/ isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 26019 88 Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı da bayrakla donatıldı. (Fotoğraf: AA) Emniyet'tenbir kHometrelik boyrak İSTANBUL (AA) - Mersın'de Türk bayrağına yönelik saygısızlığa tep- ki gösteren Istanbul Emniyet Mü- dürü Celalettin Cerrah, Türk Polis Teşkilatı'nın 160. kuruluş yıldönü- mü ve Polis Haftası etkinlikleri için 1 kilometre uzunluğunda Türk bay- rağı yaptırdıklannı ve bunu 3 Ni- san'da vatandaşlarla birlikte Meci- diyeköy'den Taksim'e kadar yürü- yerek taşıyacaklannı söyledi. Cer- rah "Türk devletinin sınırları içe- risinde yaşayacaksın, Türk top- raklarında yaşayacaksın, Türkiye Cumhuriyeti'nin simgesi olan Türk bayrağını yerlerde sürükle- yip parçalamaya, yaknıaya kalka- caksın. Böyle bir olayı tasvip et- memiz mümkün değildir. Kesin- likle bölücülerin provokasyonuna gelmemek lazım" diye konuşru. ISTANBUL İL BAŞKANI KAVAK: YENİ BİR OYUN 'DEHAPhedefgösterüiyor' İSTANBUL / DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - DEHAP Istanbul tl Başkanı Cemal Kavak, Mersin'de Türk bayrağının yakılmasının provo- kasyon olduğunu belirterek "DE- HAP, bu politikalarla hedef gösteri- lerek ırkçı çevrelerin saldırılarıyla baş başa bırakılnıak istenmektedir. Bu, ülkede gerginliğe neden olur" dedi. Beyoğlu'ndaki parti merkezin- de basın toplantısı düzenleyen Cemal Kavak, Mersin'de Türk bayrağının yakılmasının DEHAP üzerinde oyna- nan yeni bir oyun olduğunu söyleye- rek "Taleplerimiz barış ve özgür- lükten yanadır. Farklılıklarımız ay- rılıkçılık değil, birlik ve beraberli- ğimizin renkleridir" dedi. Eski DEP milletvekilleri Leyla Za- na ve Orhan Doğan dün Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir i ziyaret etti. Bayrak yak- ma olayını değerlendiren Zana "O bayrak hcpimizin" derken Doğan da daha önce HADEP kongresinde Türk bayrağının indirildiğini anımsatarak "HADEP'in şahsında bu tüm Kürt- lere mal edildi" diye konuştu. Bay- demir ise şunları söyledi: "Birileri bizi bir oyunun içerisine çekmeye çaüşıyor. Bu oyuna kesinlikle gir- mememiz gerekir." DEHAP binasına saldırı Öte yandan DEHAP Eskişehir ll Teşkilatı 'nın bulunduğu binanın cam- lan kınldı. DEHAP tl Başkanı Enver Tek "Provokasyonlara gelmeyiz. Birlikten yanayız.Türk bayrağında kanımız var" açıklamasını yaptı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lanımı konusunda "sıcak" haberler geliyor. 3 haberi sütuna yatıralım: 1 - ABD'nin Incirlik Üssü'nde 20 milyon dolarlık bir ek yatırım planlaması. Üssün kullanımına iliş- kin Türkiye'den bir an önce yanıt beklenmesi. 2- ABD Savurma, affedersiniz Savunma Baka- nı Donald Rumsfeld'in Irak bataklığının faturası- nı bir kez daha Türkiye'ye kesmesi. 3- Meclis Başkanı Arınç, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ün önümüzdeki aylarda ABD yolcusu olduğunun açıklanması. ABD'nin Türkiye'yi bölgede nasıl kullanmak is- tediğini iki yıldan bu yana Cumhuriyet'te sık sık en geniş biçimde duyurduk. Bush yönetimi ısra- rından vazgeçmeyecek. Çünkü, planını yapmış. Türkiye'nin reddetmesi planda yazmıyor! Incirlik'in incir çekirdeginden öte daha geniş bir boşluk doldurduğu biliniyor. Ancak bu da yetmi- yor. Irak'ı büyük üs yatırımı için yeterince güven- li bulmayan ABD, Türkiye'nin yerini tutacak bir başka coğrafya da görmüyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan'ın Türkiye'nin Incirlik kararını 24 Nisan'a dek vereceğini açıklaması AB- D'nin "Ermenikozuna" ilişkin öngörülerimizi doğ- ruluyor. Soykırım iddialarını dirençkırım için kullanan ABD, Türkiye'ye diyor ki: "Arkadaş, bu üssü en geniş biçimde kullandır- mazsan, Ermeni iddiaları pat diye çevre eyaletler- den VVashington'a gelir. Birde Yahudilobisiniüz- me... Ermeni lobisini frenleyecek olan onlardır. Ya- hudi lobisinin mutlu olması için de bizim istemle- rimize evet demen gerekiyor!" İki ucu lobili bir politika: Ermeniye kaç Yahudiye tut! • • * Rumsfeld'in açıklamaları ise evrene şenlik. Mil- letvekillerinden kurulu bir Türk heyeti Rumsfeld'i ziyaret ediyor. Karşılıklı fotoğraf çekiliyor. İki ülke ilişkilerinin güzelliğinden dem vuruluyor. Ertesi gün Rumsfeld gürlüyor: "Türkiye, kuzeyden cephe açmamıza izin ver- seydi, başımıza bunlar gelmezdi." İki amaçlı bir açıklama: 1- Başarısızlığı yükleyecek yer arıyorlar. 2- Türkiye'den yeni istemlerde bulunacakları için geçmişin faturasını önümüze uzatıp 'Fatura- yı kabartma' diyorlar! ••• Türkiye'den ABD'ye çıkacak konvoyun uzunlu- ğu dikkat çekici. Erdoğan'ın Zapsu ve Bağış ara- cılığıyla Bush yönetimiyle kurmaya çalıştığı bağ- lar yetersiz kalmış görünüyor. Belki de onlar alt- yapıyı hazırladı, Erdoğan devamını getirecek! Planlamaya göre Erdoğan, kızının mayıstaki diploma töreni için ABD'ye gidecek. Gitmişken Bush'la da bir görüşme yapacak. Bush'la Erdo- ğan arasındaki özel ilişkiyi biliyoruz. Daha başba- kan olmadan Beyaz Saray'ın konuğu olmuştu. Arınç'ın ABD turu daha ilginç geçebilir. Ameri- kalılarda 1 Mart tezkeresinin Meclis'e takılması- nın sorumlularından birinin de Arınç olduğu kanı- sı hâkim. Gül de kervana katılınca ekip tamam oluyor. ABD'nin Türkiye'de muhatap bulmaktazorlan- dığı söyleniyordu. Ziyaretlerden anlaşılan o ki, çoktan seçmeli ya- pacaklar! ankcumo/ cumhuriyet.com.tr Mersin'de 6 kişi tutuklandı Takım elbiseli provokatör aranıyor ABİDİN YAĞMUR MERSİN /ANKARA - Mersin'de Nevruz kut- lamaları sonrasında Türk bayrağını yakmaya yeltenen 6 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasın- da bulunan C.S'nin babası Ahmet S., "Takım elbiseli biri, çocukların eline bayrak tutuştur- muş. Gerçek suçluların bulunması için gere- kirse Avrupa'ya gideceğim" dedi. tçişleri Ba- kanı AbdülkadirAksu, izinsiz gösterilerde gö- zaltına alınan 74 kişiden 42'sinin tutuklandığı- nı açıklayarak anne ve babalardan, çocuklannı bu tür olaylardan uzak tutmalarını istedi. Mersin'de Nevruz kutlamalannda Türk bayra- ğını yere atarak yakmaya yeltenme iddiasıyla yakalanan, C.S., V.S., S.T., F.B., E.B. ve M.A., adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi. 'Ellerine bayrak tutuşturulmuş' Tutuklananlardan C.S'nin babası Ahmet S., "Takım elbiseli biri çocukların eline bayrak tutuşturmuş. Gerçek suçluların bulunması için gerekirse Avrupa'ya gideceğim" dedi. Ahmet S., C.S. ve yeğeni V.S'nin okullannda başanlı olduğunu anlatarak her ikisinin de okul- lannda gözaltına alındığını söyledi. Aksu: Çocukları kııllanıyorlar TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Bakan Ak- su, Türk halkını soğukkanlı olmaya çağırdı. Türk bayrağının ebediyen dalgalanacağını, bu konuda hiç kimsenin en ufak bir kuşkuya düş- memesi gerektiğini söyleyen Aksu, aralarında bayrağa saygısızlık yapanlann da bulunduğu 74 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 42'sinin tutuklandığını söyledi. Bu yasadışı eylemlerde 18 yaşından küçük ve madde bağımlısı çocuk- ların seçilmesinin düşündürücü olduğunu belir- ten Aksu, anne ve babalardan, çocuklannı bu tür olaylardan uzak tutmalannı istedi. Bu arada, Ankara Sıhhiye Abdi lpekçi Parkı'nda gerçekleştirilen "Nevruz Mitingi"nde, terör örgütü PKK/KONGRA GEL'in sözde bayrak- lannı taşıyan 8 kişi tutuklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle