Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2005 PAZARTESİ
4 HABERLER
CHP, tartışmalı laiklik karannın yargının sindirilmesi çabasının sonucu olduğunu savundu:
Yargıtay sorumluluktankaçtıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun "la-
iklik ilkesinin artık korunmasına ge-
rek kahnadığı" yönündcki kararı tar-
tişma yarattı TBMM Anayasa Komis-
yonu üyesi, CHP Konya Mılletvekıli
Atilla Kart, "86 kişiyle toplanması ge-
reken genel kurulun 27 kişiyle toplanlp
karar aldığını, Yargıtay'ın böylcsine
önemlibir konuda sorumluluktan kaç-
ağuıT söyledı.
Kart, öncelikle 86 kişiyle toplanma-
sı gereken genel kurulun 27 kişiyle
toplanıp karar almasının sorgulanma-
sı gerektığini söyledi. Kart, "27 kişiy-
le toplanıp 13'e 14'Iük bir çoğunlukla
karar veriliyor. Bu, öncelikle Yargı-
tay'ınözeleştirisi anlamındaönemlede-
gerieıı*lîrilmcsi gereken birhusustur. Bu
• 86 kişiyle toplanması gereken genel kurulun 27 kişiyle toplanıp karar verdiğini anımsatan
CHP'li Kart, "Yargıtay'a yönelik 58. ve 59. hükümetler döneminde çok yoğun bir organizasyonun
olduğunu yaşadık yakın zamanda. Bu yaklaşımlar sonunda yargının sindirilmesi söz konusu.
Karann niteliğinden önce bunlar sorgulanmalı" dedi.
rada,böylesincönemlivc kritikbirko- içerikolarakda, nitelikolarakda zayıf bitmiyor.Gerekliteknikveyasaldüzen-
nuda sorumluluktan kaçma anlayışını
görüyoruz" dedı. Kart, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
'İîuııu çokdayadırgamıyorum. Hâ-
kiın vcsavcı mülakaUaruıdan tutun da,
Yargıtay'a yönelik 58. ve 59. hükümet-
lerdeçokyoğun bir organizasyonun ol-
duğunu yaşadık yakın zamanda. Bu
yaklaşımlar sonundayargının sindiril-
mesi söz konusu. Yargının bürokrat-
laştınlması sürecinin daha da hız ka-
zandığuugörüyoruz.Karann niteliğin-
den öncc bunlar sorgulanmalı. Karar
bir karar. Elbette düşüncc özgürlüğü-
nü savunuyoruz ama bunun şiddete dö-
ntiştüğü, şiddeti teşvik ettiği sınır ince
çizgi bu. Bu çizgiyi koymak dunımun-
dasınız. Kararda tatminkâr bir gerek-
çeyi göremiyoruz. Karardaki şu gerek-
çeye belli bir il irazi kayıtla kanlıyorum.
Laikliği korumak toplumlann sağdu-
yusuna bırakılmış bir olaydır. Yargıtay
bu noktada temenni dile getiriyor. La-
ikliği korumak toplumlann kendi öz-
denetimleriiçindesağlaması gereken bir
sorumluluk, ancak sadece bununla iş.
lemelerinyapılması gereğini kimse göz
ardı edenıez."
Kart, karann içerik olarak da nite-
lik olarak da irdelenmesi gerektığini
kaydetti.
AKP olumlu buldu
TBMM Anayasa Komisyonu Başka-
01, AKP Istanbul Milletvekili Burhan
Ku/ıı, karan olumlu bulduğunu belır-
terek bu kararla laikliğin zedelenece-
ğı yönündeki görüşlere katılmadığını
söyledi. Kuzu, "Laikliğin özüyle ala-
kalı değil,laikliğin biziın bildiğüniz yer-
leşmiş tanımına karşı bir tutum dcğil.
ltadeözgürlüğünün birazgenişyonıın-
lanıa esasına dayanıyor" dedı.
AtHM'nin de bu yönde kararları oldu-
ğunu ileri süren Kuzu, şu görüşleri di-
le getirdı: "AİHM'nin kararlannda,
'insanlar düşüncelennde hür olsun ama
herhangi bir suç ortaya çıkarsa ondan
dolayı sorumlu olsun1
gibi bir anlayış
var. Yeni I urk Ceza Yasası'nın düşün-
ce ve ifade özgürlüğüyle ilgili madde-
sinde de açık ve yakın tehlike gibi bir
kıstas getirildi. Salt düşünce, saçma da
farklı da olsa düşüncedir yaklaşımına
dayanıyor. Eğerbu düşüncenin açıklan-
nıasından sonra bir eylem ya da olay
olursa o zaman o kişinin sorumlu tu-
tulması gibi bir anlayış söz konusu.'"
MÜSTEŞAR DÜZEYÎNDE OLACAK
Ustkuruüara
nuıasstandardı
EMİNEKAPLAN
ANKARA - TBMM
Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda alt komisyona
sevkedilen Düzenleyici
ve Denetleyici Kurullar
Ta.sansı'nagörekurulbaş-
kanlarının maaşı Başba-
kanlık Müsteşarı'na, üye-
lerinki ise Başbakanlık
miisteşar yardımcılannın
maaşına endeksleniyor.
Buna göre Başbakanlık
Müsteşarf nın maaşıyla
aynı düzeye gelinceye ka-
dar, kurul başkanlanmn
maaşlan dondurulacak.
Başbakanlık Müsteşa-
n'nın brüt maaşı, 4.7 mil-
yar lirayken, kurul baş-
kanlannın maaşı 4.4 mil-
yar ile 8 milyar lira ara-
sında deği-
şiyor.
TBMM
Plan ve Büt-
çe Komis-
yonu'nda alt
komisyona
sevkedilen
Düzenleyici
ve Denetle-
yici Kurul-
lar Tasansı,
yüksekücret
almalan ne-
denıyle sık sık eleştiri ko-
nusu olan kurul başkan
ve üyelerinın maaşlarına
standart getiriyor. Tasa-
rıya göre kurul başkanı-
na Başbakanlık Müsteşa-
rı, üyelere ise Başbakan-
lık Müsteşar Yardınıcısı
için belirlenen her türlü
ödemeler dahil mali ve
sosyal haklar tutarında
aylık ücret ödenecek. Ku-
rumun kadro karşılığı söz-
leşmeli personelinin üc-
retleri ile diğer mali ve
sosyal haklan da bu üc-
ret tavanını gcçmemek
üzcrc kurul tarafından be-
lirlenecek. Halen kurul
başkanlanmn maaşlan,
Başbakanlık Müsteşa-
n'nın çoküzerinde bulu-
nuyor. Tasannın yasalaş-
• Başbakanlık
Müsteşan'nın
maaşı aynı
düzeye
gelinceye
kadar, kurul
başkanlannın
maaşları
arttinlmayacak.
ması durumunda, Başba-
kanlık Müsteşan'nın ma-
aşıyla aynı düzeye gelin-
ceye kadar, kurul başkan-
ları ile üyelerin maaşları
dondurulacak. Heriki ma-
aşın aynı düzeye gelme-
sinden sonra, kurul baş-
kanlarının maaşları ile
Başbakanlık Müsteşa-
n'nın maaşlan aynı ola-
cak ve aynı oranlarda ar-
tış yapılacak.
Başbakanlık Müsteşa-
n'nın brüt maaşı, 2004
yılı ekim ayı itibanyla 4.7
milyar lira olarak görü-
nüyor. Kurul başkanlan-
mn brüt maaşlan ise ay-
nı ay itibanyla 4.4 milyar
ile 8 milyar lira arasında
değişiyor. Bazı kurul baş-
kanlanmn maaşları şöy-
le: Tütün,
Tütün Ma-
mulleri ve
Alkollü tçe-
cekler Dü-
zenlcme Ku-
rumu Başka-
nı: 5.4 milyar
lira.
Tasarruf
Mevduatı Si-
gorta Fonu
Başkanı 5.5
milyar, Ener-
ji Pıyasası Düzenleme
Kurulu Başkanı 6.2 mil-
yar, Radyo ve Televızyon
Üst Kurulu Başkanı 4.4
milyar, Sermaye Piyasa-
sı Kurulu Başkanı 8 mil-
yar, Bankacılık ve Denet-
leme Kurumu Başkanı
5.6 milyar, Telekomüni-
kasyon Kurumu Başkanı
6.2 milyar, Rekabet Ku-
rumu Başkanı 5.7 milyar.
Üst kurullarda üyele-
rin net maaşları ise 3.4
milyar ile 4.8 milyar lira
arasında değişiyor. Üst
kurullarda uzmanlann net
maaşlan 2 milyar ile 3.5
milyar lira, avukatların
maaşlan 1.8 milyar ile 4
milyar lira, şoförlerin ma-
aşı 1 milyar ile 2 milyar
lira arasında değişiyor.
Mustafa SarıgüL, eşi Aylin Sarıgüric birlikte basın toplanbsı düzcnledi. (Fotoğraf: GÖKÇE U YGUN)
Sarıgül, entrikalarla susturulmaya çalışıldığmı söyledi
6
Sevghm ihraç edemezler'
İstanbııl Haber Servisi- Şişli
Beledıye Başkanı Mustafa Sa-
ngül, "Beni partiden ihraç ede-
bilirler ama cşimi, çocuklannu,
halkı ve içimdeki CHP sevgisini
ihraç edemezler. Mücadelemiz
sonuna dek sürecek" dedi.
CHP'nin yeni parti meclisi ve
merkez yönetim kurulu tarafın-
dan hakkında ihraç karan alınan
Sangül, Esentepe'deki Şişli Be-
lediyesi'nde basın
toplantısı düzenledi.
Eşı Aylin Sangül'ün
de katıldığı toplantı-
yı, "zalimlcrdcn
mazlumların ahını
alıııa loplaııl ısı" ola-
rak tanımlayan Sa-
rıgül, kendisinin,
CHP Genel Başkanı DenizBay-
kal ve arkadaşları tarafından
partinin ve ülkenin en biiyük
sorunu olarak görüldüğünü söy-
ledi. Sangül, yüksek disiplin
kuruluna "kurultay düzenini
bozmak" gibi gayriciddi ve ko-
nıik bir gerekçe ile sevk edildı-
gini belirterek, kurultay salo-
nunun, CHP Cîenel Merkezi'nin
sorıımluluğunda olduğunu anım-
sattı. CHP yönetiminin kurultay-
daki olumsuzlukların hesabını
halka vermek yerine, bundan
kendilcrini sorumlu tutmayaça-
lıştığını ıfade eden Sangül, "De-
niz Baykal ve yönetinü, sadece
Mustafa Sangül'ün değil, onun-
la birlikte bu halk hareketine
destek veren 460 delege ve on
binlerce partilinin sesini kısma-
ya çahşıyor. CHP'liler ve kanıu-
oyu da bu pervasızhğı ibretve şaş-
kınhkla izliyor. CH P'nin bugün-
• Şişli Belediye Başkanı
Sangül, "Beni partiden
ihraç edebilirler ama eşimi,
çocuklarımı, halkı ve
içimdeki CHP sevgisini ihraç edemezler.
Mücadelemiz sonuna dek sürecek" dedi.
kü yönetimi demokrasi, mııha-
lefet ile farklı görüşlere tahanı-
mülsüzlük gösteriyor" diye ko-
nuştu. "Benhalkıniçindengeli-
yonım, baronlar bunu kafasına
soksun" ifadelerini kullanan Sa-
rıgül, kimsenin entrika ve ayak
oyunlan ile seslerini kesemeyc-
ceğini belirtti. Sangül, yakmda
bir televizyon kanalında yapıla-
cak canlı yayında Baykal ve ar-
kadaşları hakkında çok önemli
açıklamalarda bulunacağını an-
latarak, Baykal'ın artık barda-
ğı taşırdığına dikkat çekti. Mus-
tafa Sangül, şöyle devam etti:
"CH P'nin, onun ve arkaşlan-
ııııı elinde küçülmesine izin ver-
meyeceğim. CHP'nin üstünde
giineş açması lazını ama Baykal
ve arkadaşları nedeniyle üzerin-
de karabulutlar dolaşıyor. Bay -
luıl'ın bir 'maganda' lafı vardı.
Kurultay oluştuıma düzeni ki-
ınin maganda olduğu-
nu gösterdi. Beni
CHP'den ihraç edebi-
lirler ama eşimi, ço-
cuklarımı, halkı ve
içimdeki CHP sevgi-
sini ihraç edemezler.
CHP demokratikleşjn-
ceye ve iktidara gelene
dek mücadelemiz sürecek."
Aylin Sangül de kurultaydaki
arbedeyi yaşaması ve bir kadın
olarak ne düşündüğünün sorul-
ması üzerine, "Demokratik
mücadelenin erkeği-dişisi olmaz.
Ama kurultay saloııunda ki düzen-
lemeler kadınlar için değildi.
Kadınlarla birlikteyaşamaya ahş-
km ohnayanlara bu şekflde düzen-
lenıcler yapabiliyorlar. Birdahaki
sefere kurultayda daha çokkadın
görmek istiyorum" dedi.
AKPISRARLI
Erdoğan:
Türbana
yasakyanlış
BERLİN(AA)-Başbakan
Recepl^yyip Erdoğan, üniver-
sitelerdekı türban yasağını kal-
duıııak için araştırma yaptık-
lannı belirterek "Bunudinve
devlet işlerinin aynlığı ilkesi-
ni zayıflatmak için değil, I ür-
kiye'nin vatandaşlanna dini
özgürlük sağlaması için is<i-
yoruz" dedi.
Welt am Sonntag gazetesi-
ne demeç veren Erdoğan, Tür-
kiye'de 1923'tenberi yapılan
bütün anayasalarda din ve dev-
let işlerinin ayrı olduğunun
belirtildiğinedikkati çekerek
" Din vedevlet işlerinin ayn ol-
ıııası, modenı Türkiye'nin te-
mel değerlerinden biridir. Bu
ilke, devletin kıırucusu Ata-
türk'ünortaya koyduğu gibiya-
şamaktadır. Ve bu asla değiş^
meyecektir" dedi. Erdoğan,
"Din ve devlet işlerinin ayn «I-
masını ciddiye almıyorlar"
şeklinde kendilenne yönelti-
len suçlamanın haksız oldu-
ğunu öne sürerek "Sııçlaıııa
için hiçbir gerekçe yok" dedi.
"Kı/ını moda için lakıyor'
Erdoğan, kızı Esra'nın ba-
şörtüsü takmasına ilişkin bir
soruyu yanıtlarken de "Benim
eşim ve kızını inançlı Müslü-
ıııandır. Kuran'da da bir ka-
dınuı başörtüsü takması hük-
ınü var. Benim kızım da Ku-
ran'a saygı duyduğu için bu
kurahuyguluyor. Aynca kızım
başörtüsUnü moda sebebiyle
takryor" dedi. Üruversıtelerde-
ki türban yasağını yanlış bul-
duğunu söyleyen Erdoğan,
"Demokratik bir ülke dini öz-
gürlükleri garantialtına alma-
lıdır. Buna, vatandaşlann ba-
rışçı ve yasalarla çelişmediği
müddetçe, dini düşüncelerini
sembollerle ifade etmesi hak-
kıdadahildir" dedi. Erdoğan,
üniversitelerde başörtüsünü
serbest bırakmak için araştır-
ma içinde olduklannı belirte-
rek "Böylebiradınndoğrubu-
lııyorıını. Ftıınu din vedevletiş-
lerinin aynlığı ilkesini zayıflat-
makiçindeğil,Türkiye'nin va-
tandaşlanna daha fazla dini
özgürlükler sağlaması için is-
tiyonız" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
1989 yılıydı, Aydınlık grubundan ye-
ni kopmuştuk, Sosyalist Birlik isimli
bir dergi çıkarıyorduk. Çin'de üniver-
site öğrencileri, daha fazla özgürlük ve
demokrasi için gösterilere başlamış-
lardı. Çin'in ve sosyalizmin geleceği
üzerine büyük birtartışmasürüyordu.
Dönemin Çin Komünist Partisi Genel
Sekreteri Zhao Ziyang, gençlere sem-
patisini göstermek amacıyla mayıs
ayında Tienanmen Meydanı'na gel-
mişti. Zhao Ziyang'ın Komünist Par-
tisi lideri sıfatıylayaptığı son eylem bu
oldu.
15 gün sonra Haziran'ın 3'ündeyüz-
lerce üniversite öğrencisi demokrasi
ve daha fazla özgürlük istedikleri için
kurşunlandılar, öldürüldüler. Çin'de
demokratik reform talepleri susturul-
du. Bizler, Çin'deki Tienanmen katli-
amından büyük üzüntü duymuştuk.
Sosyalizm adına özgürlük isteyen
gençlerin öldürülmesi kabul edilemez-
di. Katliamın sosyalizmi lekelediğine
inanıyorduk. Bir grup arkadaş (Halil
Berktay, Hürriyet Karadeniz ve Mu-
zaffer Erdoğdu'yu hatırlıyorum), Çin'in
Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi'ndeki
Zhao Ziyang'ın Sessiz Ölümü
Istanbul konsolosluğunun kapısına
katliamı protesto amacıyla siyah çe-
lenk koydıık. Bu nedenle bir süre de
gözaltında tutulduk.
Zhao Ziyang'ın, gençlerin gösterile-
rine destek vermek amacıyla Tianan-
men Meydanı'na gelmesi onun sonu
olmuştu. 0 günden sonra evinde göz
hapsine alındı ve bir daha kendisinden
hiç söz edilmedi. Ocak ayında öldü-
ğünde onun ismi 15 yıldan sonra ilk
kez resmi bir metinde yer aldı. Çin'in
resmi devlet ajansı Sinhua haber ajan-
sının yazdığı metinde şu satırlar var-
dı: "Yoldaş Zhao uzun süredir kalp
rahatsızlığı ve solunum yetmezliği çe-
kiyordu. Bu nedenle defalarca teda-
vi için hastaneye getirilmişti. Pazarte-
si günü (21 Ocak 2005), acil müda-
haleye rağmen kurtarılamadi veyaşa-
mını yitirdi."
Zhao Ziyang, Çin devrimci tarihinin
önemli isimlerinden birisiydi. Çokgenç
yaşta Komünist Partisi'ne katılmış ve
yetenekleriyle kısa sürede partinin üst
kademelerine yükselmişti. Ancak
1960'lardayürütülenbirtemizlikkam-
panyasında tasfiye edilmişti. 1973 yı-
iında dönemin başbakanı Çuen Lay
onu sahiplendi ve Siçuan eyaletinin ba-
şına getirdi. Zhao Ziyang, ekonomisi
çöken Siçuan eyaletini ayağa kaldır-
dı, tüm ülkede etkisini gösterecek bir
ekonomik reform sürecinin de simge
isimlerinden birisi haline geldi.
Zhao, Deng Siaoping döneminde
iyice etkin bir isim olarak öne çıktı.
1980 yılından sonra önce başbakan da-
ha sonra Çin Komünist Partisi Genel
Sekreteri seçildi. O, demokrasiye ina-
nıyordu. Sosyalizmin de ancak de-
mokrasi ve özgürlüklerle birlikte var ola-
cağını düşünüyordu. Ekonomik re-
formlarlasiyasi reformların birlikte yü-
rütülmesinden yanaydı, bu yönde ça-
ba sarf ediyordu. Çin'de onun önder-
liğinde bazı adımlar da atıldı, ancak ül-
kenin tek hâkimi Komünist Partisi bü-
rokrasisi bu durumdan hoşlanmıyor-
du. Çünkü bu gidiş tek parti egemen-
liğinin sonu olabilirdi. O dönemde Sov-
yetler Birliği'nde yaşananlar da onla-
rı korkutuyordu. Zhao Ziyang ise sos-
yalizmin bir geleceği olacaksa bu an-
cak halkın demokratik ve özgür katı-
lımıyla mümkündü, diyordu.
1989 yılı başında Tiananmen dire-
nişi patlak verdiğinde Çin Komünist
Partisi için tayin edici saatlergelip çat-
mıştı. Zhao, bu eylemlere sempatiyle
bakıyordu. Gençlere güveniyor ve sos-
yalizmin ancak onlarla birlikte inşa edi-
lebileceğine inanıyordu. Parti yöneti-
miyse ondan tamamen farklı düşünü-
yordu. Göstericilere ateş edilmesini
savunanlara karşı kararlılıkla direndi.
Sonunda toplumsal desteği sağlamak
amacıyla gençlerin yanına gitti. Eline
megafonu alarak gönlünün onlarla bir-
likte olduğunu söylediğinde gözlerin-
den yaşlar akıyordu.
Zhao'nun bu yaptıklarını affetme-
yen partinin şahinleri onu devirdiler ve
evinde göz hapsine aldılar. Ardından
büyük bir saldırıya girişerek özgürlük
taleplerini bastırdılar.
•••
Tiananmen olayları, sosyalizmin ka-
deri açısından bir dönüm noktasıydı.
Çin Komünist Partisi'nde ipleri elle-
rinde tutanlar, özgürlük ve demokra-
si isteklerinin tek parti yönetimiyle bağ-
daşmayacağını biliyorlardı. Bastırdı-
lar. Sosyalizm dünyada büyük bir pres-
tij kaybına uğradı.
Çin, şimdi sosyalizm yolunda mı
ilerliyor? Bugün dünya kapitalizminin
bütün büyük firmaları, ucuz Çin eme-
ğinin peşindeen büyük yatırımlarını bu
ülkeye yapıyorlar. Iktidarda Komünist
Partisi var. Bir ülkede Komünist Par-
tisi olunca o ülke sosyalist mi oluyor?
Siyaset vefasızdır. Zhao Ziyang öl-
düğünde ülkenin başbakanı ailesine bir
başsağlığı mesajı bile yollamadı. Ga-
zeteler onun ölümünü haber vermek-
ten korktular.
Zhao Ziyang'la aynı olaylar nedeniy-
le aynı tarihlerde gözaltına alınmıştık.
O, ölünceye dek hep gözaltında kal-
dı. Bizse 15 yıldır sosyalizmin, insan-
lığın güvenini yeniden nasıl kazanaca-
ğını düşünüyoruz.
2000?
LI YILLARDA
ERDAL ATABEK
Bedelini Ödeyerek...
Bedelini ödemeden sahip olduğunu sanmak ya-
nıltıcıdır.
Birtoplum bedelini ödemeden özgür olamaz.
"Kendinigerçekleştirmek" için bedelini ödemek
göze alınmalıdır.
"Kendini gerçekleştirmek", üç ayak üzerinde
durur:
"Kendi olmak",
"Kendi yapmak",
"Kendini vepaydaşını varedemkpaylaşabilmek".
Neden bunları bedel ödeyerek elde edebiliriz?
Çünkü, "kendiolmak" için, başkası olmaktan vaz-
geçmek gerekir.
Kendi olmanın bedeli, başkası olmaktan vaz-
geçmektir.
Oysa, "başkası olmak" kolay görünür. "Başka-
sı", toplumca kabul edilmiştir, beğenilmiştir. Beğe-
nildiği, kabul edildiği denenmiştir. Onun için de, "baş-
kası olmak", kolayca beğenilen, kabul edilen biri-
si olmaktır. Ancak, bunun ödenen bedeli "kendin-
den vazgeçmek"t\r. Toplumda bu sınava girrneyi
göze alamayan büyük bir çoğunluk, kendinden
vazgeçerek, beğenilen, kabul edilen "başkası"
olur. Ama bunu sürdürdüğü sürece hiçbir zaman
"kendisi" olamayacaktır. Kendini gerçekleştirmeşan-
sını yitirmiştir. Artık neden verimsiz olduğunu an-
lamadan verimsiz olacak, neden huzursuz oldu-
ğunu bilmeden huzursuz olacak, hiç anlayamadı-
ğı nedenlerle de mutsuz yaşayacaktır. Buna kat-
lanamadığı için de sürekli olarak "başka birisi ol-
maya çalışarak" yaşamını sürdürecektir.
"Kendiyapmak", değer kazanmanın, saygı ka-
zanmanın, güven kazanmanın doğru yolu. Ama zor
yolu. Hep kendini üretici kılarak, yaratıcı kılarak yap-
mayı gerektiren, çaba isteyen, yaşamın engebeli
yolu. Bu bedel ödenerek karşılıkları elde edilecek.
Oysa, yaşamda çok kolay yollar da var. Insanlara
hep kolayyaşamayolu" olarak önerilen yollar. Baş-
kalarının yaptıklarının üzerine konmak. Başkaları-
nın yaptıklarından yararlanmak. Başkalarının yap-
tıklarına emeksiz ortak olmak. Simbiyoz görüne-
rek asalak olarak yaşamak. Bedelsiz görünen ko-
lay bir yol. Ama ağır bir bedeli var: özdeğeri olma-
mak, özsaygısı olmamak, özgüveni olmamak. Bü-
tün bunlara neden sahip olamadığını bilemeden bun-
lardan yoksun bir yaşamı sürdürmek.
"Kendini ve paydaşını var ederek paylaşmak"
ne demektir? Hep alarak paydaşını yok etmemek,
hep vererek kendini yok etmemek demektir. Almak-
ta ve vermekte denge olması demektir. Bu da ken-
dini gerçekleştirmenin önemli bir ayağı.
Şimdi düşünelim. Aile yaşamımızda, iş yaşamı-
mızda, eğitim yaşamımızda, kendimiz mi oluyoruz?
Kendimiz mi yapıyoruz? Kendimizi var ederek mi
paylaşıyoruz?
Yoksa, hep başkaları olmak, başkalarının iste-
diğini yapmak, başkaları ile doğru paylaşamamak
zorunda mı kalıyoruz.
Aile olmak, bunların hangisini destekliyor, han-
gisini ödüllendiriyor, hangisini övüyor?
İş organizasyonları bizim kendimizi gerçekleş-
tirmemiz üzerine mi kurulu, yoksa kendimizden
vazgeçmemiz üzerine mi?
Eğitim kurumları, eğitim yöntemleri bizi gerçek-
leştirmek amacına mı yönelik, yoksa kendimizi sil-
meye, kendimizi unutturmaya mı yönelik?
Dikkatle bakarsak görürüz ki, içinde yaşadığımız
sosyal dokular, "kendini gerçekleştirmek" hede-
fini amaçlamıyor. Hepsi de kendini oluşturmaya,
kendini korumayayönelikişlevlerüstlenmiş.. ama
insanın "kendini gerçekleştirmesi" bu kurumla-
rın işlevlerinin içinde yer almıyor.
Oysa, bu kurumların hepsi de aile olmak, aile kur-
mak, eğitim görmek, çalışmak, işe girmek, yarar-
lı olmak için kurulan bütün organizasyonlar da ön-
celikle "insanın kendini gerçekleştirmesi" amacı-
na yönelik olmalıdır.
Insan yaşamını verimsizleştiren, insanı huzur-
suzluğa iten, insanı mutsuz eden nedenlerin ne ol-
duğu açık yüreklilikle ortaya konmalıdır.
Hiç kimse kendisinin sevgisiz, değersiz, saygı gör-
meden yaşamasını kabul edemez, böyle yaşaya-
maz. Bu nedenle de "kendini gerçekleştirerek"
bulması gereken bütün özellikleri paraya, mala,
unvana, yetkiye vb. her şeye yükleyerek, onlarla
beğenilmeye, onlarla sevilmeye, onlarla saygı gör-
meye, onlarla kendini güvenli duymaya çalışır.
Ne çare ki, insanın asıl sahip olması gerekenler
paralar ve eşyalar değil, kendine kazandıracağı
niteliklerdir.
Onun için de insanlar, verimsiz, huzursuz, mut-
suz yaşamları sürdürmek zorunda kalmaktadır.
Onun için de refahın artması, bilimin gelişmesi,
teknolojinin ilerlemesi mutluluk getirmemektedir.
Bunları hiç düşünmeden alışveriş merkezlerine
koşmayı sürdürelim mi?
Karar bizim. Biz insanların.
e-mail:erdalatak@superonline.com
faks:0212-5139098
Meclis'te ele aimacak
Öğrenci affiı
yarın belli olacak
ANKARA (ANKA)-
Yıllardır Türkıye gün-
deminin üst sıralannda
yer alan öğrenci affi ko
nusunda AKP ve CHP
topu birbirine atarken
bağımsız milletvekille-
rınden Emin Şirin'in
verdiği yasa teklifinin
doğrudan gündeme alı-
nıp alınmaması yarın
Meclis Genel Kuru-
lu'nda oylanacak.
Bağımsız Istanbul Mil-
letvekili Rmin Şirin'in,
türban nedeniyle okul-
dan atılanlan da kapsa-
yan öğrenci affına iliş-
kin yasa teklifı Milli Eği-
tim Komisyonu'nda 45
gün içindegündeme alı-
narak görüşülemcdiği
için yann Meclis Gcncl
Kurulu'nda görüşülecek.
TBMM tçtüzüğü'nün
37'nci maddcsi uyannca
teklifin doğrudan gün-
deme alınıp alınmayaca-
ğının belirlenmesi ama-
cıyla Meclis Genel Ku-
rulu'nda oylama yapıla-
cak. Teklifte, her ne ge-
rekçeyle olursa olsun di-
siplin suçuyla atılanlara
da belırli koşullarda ünr
versite öğrenciliğine dön-
me yolu açılıyor. Teklif,
türban taktığı için okul-
dan atılan ve sayıları
300'ü bulan öğrencileri
dc kapsıyor.
Emin Şirin'in verdiği
yasa teklifinin ardından
aynı içerıkte bir başka
teklifiDYPDenizli Mil-
letvekili İ'Jmmet Kando-
ğan da Meclis Başkanlı-
ğı'na vermişti.