14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15ŞUBAT2005SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul PB 16 Sinop PJLJL3 Adana Edirne SY 11 Samsun PB 15 Mersın Kocaeli PB 17 Trabzon PB 14 Çanakkale PB 13 Giresun Izmir SY U Ankara Manisa PB 13 Şanlıurfa PB 12 Mardin Aydın SY 14 Eskişehir PB Denizli SY 15 Konya PB 11 SY 16 Sıvas PB 4 Zonguldak PB 16 Antalya SY 15 Kars Yurdun güney ve batı kesımleri parçalı çok bulutlu. Marma- ra'nın batısı, Ege ile Batı Akdenız yaQışlı, dığeryerler parçalı bu- lutlu geçecek. Yağışlar Marmara'nın batısı, kı- yı EC]H ve Batı Akdenlz kıyılarında etkıli olacak. Yurdun doğu kesimle- rinde sisle birlikte kuv- vetli buzlanma ve don olayı görülecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Münih PB K K Y K PB PB K K -4 -7 1 7 4 3 4 0 n Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K K PB K K Y PB Y 2 2 1Ü 1 2 / 9 14 Zürih K -1 Qf Açık Parçalı bulutlu > Çok bulutlu ı Yağmurlu Gök gürültülü GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi I. Sayfada lis'ten geçirme hazırlığında. RTE'nin sivri konularla savaşta öne sürdüğü askerlerin başında gelen Milli Eğitim Bakanı Hü- seyin Çelik'in kısa demeci kaynadı gitti. Bakan, örneğin YÖK Başkanı Teziç'in öğren- ci affını siyaset olarak yorumladıklarını içeren sözlerine yanıt verirken; "öğretim üyesi olarak değerlendirdiğinde çok sık af çıkarmanın eğitim sistemini sulandırdığını" söylüyor ve... "Ancak hükümet olarak bu affa sıcak bakıyo- ruz" diyor. • •• Bakan; CHP gibi, YÖK gibi, Üniversitelerara- sı Kurul gibi, öğrenci affının, başarılı öğrencile- rin, eğitim sisteminin üzerindeki olumsuz etkile- rinin bilincinde. Ama aynı bakan siyaset uğruna, iktidar uğruna, başbakanının mutlak buyruğu üzerine öğrenci affının bayraktarlığını yaparak popülizme hizmet etmiyor mu? Ne vakit bir siyaset adamı ilimle bilimle aydın- lanan yolu siyasete kurban etmekten kaçınacak, inanmadığı, hattazararlıbulduğubirgirişimkar- şısında başarısız kalınca istifa etmesini bilecek... Işte o zaman galiba siyasette de adam olma yolunun açıldığına inanabileceğiz! Ama nerede? Bakan, siyasete üniversiteden geliyor. öğrenci affının eğitim sistemini sulandır- dığını düşünüyor... Hatta bu girişimin doğru ol- madığını "daha önce de söylediğini" anımsatı- yor. Velakin bir de bakıyorsunuz; bakanın siyase- te boynu kıldan ince. Hafta içinde TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda öğrenci affını savunacak! ••• Din bilgeliğinden siyasete, Milli Eğitim Komis- yonu başkanlığına gelen Tayyar Altıkulaç'la be- raber... Altıkulaç, af konusunda "popülizm yok, siya- set yok" diyor. Ne varmış? "Burada Türkiye'nin içinde bulunduğu bugün- kü olağanüstü koşullann zorlaması var"m\ş\ Türkiye'yi zorlayan olağanüstü koşullar?.. Bir değil belki yüz adet. Ama bu kadar aceleci dav- ranıldığına göre bu koşullann içinde öğrenci af- fı var mı, olabilir mi? Komisyon başkanı açıklama yapmak zorunda değil; olağanüstü koşullar (Başbakan'ın baskısı ise) olağanüstü koşul var demektir, işte o kadar! Haksızlık etmeyelim Altıkulaç'a, bir yerde ola- ğanüstü koşullann ne olduğunu pekâlâ açıklıyor: "Milli Eğitim Komisyonu'na gelip ağlayan öğ- renciler var" dediğine göre; af, hükümet zorla- ması, af Başbakan'ın dediğim dedik baskısı de- ğil Öğrenci affının kaynağı ve gerekçesi de böy- lece ortaya çıkmış bulunuyor efendim. Komisyona gelip ağlayan öğrencilerin gözyaş- ları! • • • Fakat hakkını yemeyelim komisyon başkanı- nın. Bilindiği gibi kendileri türban konusunda da hayli ateşli taraflardan biridir ama; bakın pekâlâ af ile türbanı birbirinden ayırıyor. Herhalde partisinin tabanındaki aşırı dincileri yatıştırmak için "bu teklifle türban sorununu çöz- mek gibi bir amaçları olmadığını" söylüyor. O, ayrı bir konu, diyor. "Böyle bir yasa ile de çözülmez "miş. Pekâlâ Başkan lütfedip açıklayı- verse de türban sorununa hangi türden çözüm bulduklarını öğrenebilsek.. Seçimlerde meydanlarda halka (TBMM Baş- kanı Arınç) "Türban namus borcumuzdur" diye nutuklar atanlar, iktidarlarının şunca ayında ko- nuyu değil çözmek, çözümsüzlüğün nedenini bile açıklayamadılar. Anayasa, Avrupa Insan Hakları Mahkemesi kararları karşısında yapılabilecek herhangi bir girişim olmadığını itiraf edemiyorlar... Türban sorununu şu veya bu yoldan çözecek- lerini de açıklayamıyorlar. Leyleğin ömrü laklak ile geçermiş. O hesap; mutlaka çözeceğiz diyorlar. AKP topu Güler'e atü Enerji Bakanı, parülileri tarafindan bürokrat atamalannda siyasi etld altında kalmaJda eleştirilırken Grup Başkanvekiîi Gündüz 'Sayın Bakan kendi hesabını verecektir'dedi ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) - "Beyaz Enerji-2" ope- rasyonu, iktidar grubundaki den- geleri de sarsıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bürokrat atamalannda partı için- de bir grup milletvekilinin etki- sinde kalmakla eleştirilirken Baş- bakan RecepTayyip Erdoğan'ın "Bakana da gitse peşini bırak- mayın" talimatı vcrdiğine vurgu yapılıyor. Türkıye Elektrik Üretim AŞ (îenel Müdür Vekili Önder Piya- de ve yardımcısı Servet Üst'ün tutuklanmasına neden olan ope- rasyon, bazı milletvekillenne dö- niik suçlamalar nedeniyle AKP grubunu da karıştırdı. Istanbul Belediyesi'nden Ânkara'ya taşı- dığı ekibin hükümetteki temsilci- leri olan Enerji Bakanı Güler ile Malıye Bakanı Ketnal l J nakıtan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıl- dırım'ın, Başbakan'ın çekirdek kadrosunda önemli yer tuttuğuna dikkat çekiliyor. Parti kulısinde, Cumhurbaşkanı'nın uyanlannı dikkate almayarak bürokrat ata- malannda siyasi etki altında ka- lan Güler'in, gruptaki dengeleri de gözetmediği savunuluyor. Operasyonun bakanlıktaki diğer kurumları da kapsayacak şekilde genişlemesi ve Baİcan hakkında fezleke düzenlenmesı söz konu- su olmadıkça, grupta giivenoyu mekanizmasının işletilmeyecegı- ni vurgulayan parti kaynaklan, buna karşın Güler ve kadrosunuıı ciddı güven kaybına uğrayacağı- na işaret ediyor. 'Bataklık kumtulacak' Partisinin MYKtoplantısı son- rasında konuyla ilgili açıklama yapan Erdoğan yolsuzluk iddi- alanna adı kanşan bürokratların ister kendi dönemlennde, isterse daha önce atanmış olsun operas- yonların sonuna kadar gıdeceği- ni belirterek "Çünkü bütün he- defimiz yolsuzluk bataklığını kurutmaktır. Kurutana kadar da mücadelemiz sürecektir" diye konuştu. 'Resmiyet kazanmalı' Gazetecilerle sohbet toplantı- sında, operasyona ilişkin değer- lendırme yapan AKP Grup Baş- kanvekiîi İrfan Gündüz "So- ruşturmanın selameti açısın- dan Bakan'a görevden el çek- tirilcbilir mi" sorusuna "Ba- kan, operasyon talimatım Ni- san 2004'te vermiş, böyle bir şe- ye gerek yok" yanıtını verdi. So- ruşturmada adı geçen milletve- killeriyle ilgili bir disiplin önle- mi düşünüp düşünmediklerine ilişkin soru üzerine Gündüz, "Bunların önce resmiyet ka- zanması lazım" görüşünü dile getirdi. Gündüz, Cumhurbaşka- nı'na karşın atamasında ısrar edi- len bürokratların siyasi bir so- rumluluk yüklediğine ilişkin so- rular üzerine "Onu Sayın Ba- kan'a sorun. tcranın başında olan Sayın Bakan'ın bizzat kendisi, kendi hesabını da ken- disi verecektir" görüşünü dile getirdi. Gündüz, bu bükoratların atamasında neden ısrarlı olundu- ğuna ilişkin soruya, "İnsanlar koltuğa oturmadan belli olmu- yor" yanıtını verdi. Gündüz, "Cumhurbaşkanf nın gerekçe- leri dikkate ahnnııyor mu" so- rusu üzerine "Dikkate aldığımız da var, aimadığımız da var. Si- yasi iradeyi millet bize verdiy- se kadromuzu kurup kadro- muzla hesap verebilmemiz la- zım" görüşünü dile getirdi. EÜAŞ GenelMüdürYardımcm: Karkamış ihalesisiyasilerin baskmyla iptal edHdi 'Siyasi baskı yapıldı' itirafı ÎLHANTAŞCI ANKARA - Enerji Bakanlı- ğı'ndaki yolsuzluklara ilişkin başlatılan soruşturma kapsamın- da tutuklanan bürokratlann ifa- delerinde ilginç ayrıntılar yer al- dı "Haramı helali bilen insan" olduğunu belirten EÜAŞ Genel Müdür Yardımcısı Servet Üst, kendisine Rolex saati getiren ar- kadaşının adını hatırlayamadığı- nı söylcrken, bu kişinin enerji ihaleleriyle ilgisi olmadığını anımsayabildi. Üst, AKP Ağrı Millervekili Cemal Kaya'nın Karkamış ihalesini almak istedi- ğini bildiğini, ancak siyasilerin baskısı üzerine ihalenin iptal edil- diğını söyledi. tş takipçiliği yap- makla suçlanan işadamı tbrahim Selçuk ıse bürosunda bulunan dolar ve Euro'ların nereden gel- dığinı bümedigini anlattı. Soruşturma kapsamında tutuk- lanan EÜAŞ Genel Müdür Yar- dımcısı Üst'ün, savcıhk ifadesin- de, işadamı Selçuk ile tanışıklık- larını "annelerinin aynı ilçe- den" olmasına dayandırması dikkat çekti. Üst, Selçuk tarafin- dan kendisine bir araba alındığı iddiasını reddedetti. AKP'lı Ka- ya ile yaptığı telefon görüşmele- rinin anımsatılması üzerine Üst, "Almak istediği ihalelerden Karkamış Barajı'nın hizmet yoluyla işletilmesi ihalesi ile il- gili teklifler alındığında komis- yon başkanı bendim. Ancak ihalc yapılmadan bakanlıktan ve siyasilerden çok baskı geldi- ği için ihale iptal edildi" diye konuştu. Selçuk ile ıhalelenn ki- me, nasıl verileceğine ilişkin gö- rüşmesi olmadığını anlatan Üst, "Kendileri bana baskı yapıldı- ğında tepkimin sert olacağını bilirler" dedi. Üst, otelde ağır- landıgına ilişkin iddiayla ilgili olarak şöyle dedi; "İstanbul'a gittiğimde kaldığım otelin fa- turasının Aksa Holding adına Tutuklananlar arasında bulunan EÜAŞ Genel Müdür Vekili Önder Piyade'nin atama kararnamcsi ikikez Cumhurbaşkanı Sezer'den dönmüştü. kesildiği doğrudur. Bunun se bebi oteller,lstanburda bu şir- kctlere yüksek oranda indirim yaparlar. Bu indirimden yarar- lanıııak amacıyla Aksa Holding adına kesilir, daha sonra ben parayı öderim." Rolex saati vereni tanıyor ismini hatırlamıyor Makamında bulunan Rolex sa- ati, göreve atandığında "ismini hatırlayamadığı" bir arkadaşı- nın getırdığini anlatan Servet Üst'ün "Bu arkadaşımın ku- runı ile Uişkisi olmadığını bili- yorum. Eğer böyle bir ilişkisi olsa idi kabul etmezdim" de- mesi ise dikkat çekti. EÜAŞ Ge- nel MüdürYardımcısı Servet Üst, "Haramı helali bilen bir insa- nım" diyerek, suçlamaları red- detti. 'Tktidar yönetidleri şeldi1 Ihalelerde aracılık yaptığı ve bürokratlan yönlendirdiği savla- nan işadamı lbrahim Selçuk, bü- rosuna "mevcut iktidarın genel başkan yardımcıları, bakanla- rı ve millervekillerinin" geldiği- ni öne sürdü. Selçuk, bürosunda yapılan aranıada ele geçirilen "tbrahim Sclçuk'nn şahsına, F.M.'den gelenler" yazılı değışık kalemlerdeki dolar ve Eııro cın- sinden paraların ne olduğunu, harflerin ne anlama geldığini bıl- mediğini savladı. Çete lideri Alaattin Çakıcı adınaYargıtay'da kulis yaptığı id- diasıyla adı gündeme gelen MlT'çı Kaşif Kozinoğlu ile tele- fon konuşmalarını doğrulayan Selçuk, "Benden çncuğunun Bilkent'te bir yerde mezuniyet toplantısı varmış, oraya gntü- rüp getirmek için araç istedi. Ben de şoförüm ile aracımı gönderdim. Konuşma bundan ibaretti. Kozinoğlu ve Alaattin Çakıcı ile herhangi bir bağlan- tım olmamıştır" diye konuştu. AL GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Bana bir öykü anlat I Baştarafı Arku Sayfada birkadın olduğunu fark etti. Eğildi, ka- dının yüzünü ve bedenini tümüyle ör- ten, sadece saçlannı açıkta hırakan ka- lın örtüyü usulca çekti ve o zaman dün- yanın en masum gülümsemesiyle ona bakan kadının yüzünü gördü. Kadın ona öylece bakıyordu. Adam şaşirmiştı, kadına adını, neden böyle yattığını sordu, kadın sadece gülüm- seyerek bakmaya devam etti. Adam so- rularını yineledi, o zaman kadın, ellc- rini kullanarak sağır ve dilsız olduğu- nu anlatmaya çalıştı. Adamın içinden bir an kadıııı öylece bırakıp gitmek geçti, ama bu düşünce uzun sürmedi. Bir anlık bir kararsızlıktan sonra adam kadını kaldırdı, koluna girip yüriime- ye zorladı. Kadın istcnileni yaptı ve yürümeye başladı.Narveportakalağaçlarınavu- ran güneş onlara dokunup orada kaldı. Adam kadını kendi arazisi içinde bu- lunan, artık aileden kimselerirt kullan- madığı küçük bir eve götürdü. Onu yi- kadı, saçlannı taradı ve kadın uykuya dalana kadar orada hckledi. O giinden sonra adam, sabah ve ak- şam hiç selctirmeden küçük evi ziyaret etti ve her sefennde, atölyenin en kıy- rnetli mücevherlerinı yanında getirip sağır ve dilsiz kadına kendi elleriyle taktı. Kadın her sefennde bedeninin lüm çıplaklığını adanıa sunarak ona te- şekkür elli. Böylece yıllar geçti, hıç kımse olup bitenı bılmedi ve adam mücevherleri taşımaya devam etti, sağır ve dilsiz ka- dın da adama teşekkür etmeye. Bir gün adam eve gcldi ve kadının her zaman oturduğu odaya girdi. Ama yıllardır hep aynı yerde onu karşılayan kadın, o gün orada yoktu. Adam evin her yerini, arazısinin her yanını aradı. Kadın yoktu, mücevherleri de yanına alıp gitmışti. Adam, aklını yitirmiş gi- biydi, büyük paralar ödcyip adamlar tuttu, uzaic yakın her yerde kadını arat- tı, ama kadın sır olup gitmişti. Nice za- man sonra adam kadının artık geri dön- meyeceğini düşündü ve bir gün atölye- deki tüm mücevherleri atölyenin he- men yanı başında akıp giden nehrin su- larına bıraktı. Sonra, sonra yaşı belli olmayan ka- dın sustu ve hâlâ olduğu yerde kıpırda- madan yaşlı duran adama baktı, derin bir ıç geçirdi. Şimdi bu öykü de nereden çıktı de- diğinizi duyar gibiyim, bu naciz kulu- nuz Sevgililer Günü 14 Şubat'ta lz- mir'de Konak Belediyesi'nin düzenle- diği IV Öykü Günü'ndeydi. Adalet Ağaoğlu onur konuğuydu onu neşelı, keyıfli görmck mutluluk vericiydi. Pek çok dostu görmek de. Belediye Başka- nı A. Muzafler TAınçağ, ekibiyle tüm hikâyeler için kadeh kaîdırırken benım de aklıma bu hikâye geldi. lyi de oldu, böylece 14 Şubat'ı kazasız belasız at- latmış oldum. isllozgenturk(â)superonlinc.com KAMU tHALE KURUMU 2004'TE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU EUAŞ ihalede sabıkah HACER BOYACIOĞLU ANKARA - Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürlüğü'nün (EÜAŞ) da- ha önce gerçekleştirdiği bir ihale için Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu ortaya çıktı. Kanıu İhale Kurumu, 2004'te yaptığı denetim sonucunda, kuru- mun gerçekleştirdiği bir ihaledeki usulsüzlükler nedeniyle cumhuriyet savcıhğına başvurma kararı aldı. EÜAŞ Genel Müdürlüğü Malze- meveYönetimTicaretDairesi Baş- kanlığı'nın 2004 yılı içinde yaptığı Seyitömer Termik Santral Işletme Müdürlüğü personel taşınıa ihalesi için Kamu ihale Kurumu'na başvu- ruda bulunuldu. Yapılan inceleme- de Elektrik Üretim AŞ'nin istekli- lere ihale sonucunu bildirmeden sözleşme imzalamış olduğu belir- lenerek bu yöntemle ilgili firmala- nn şikâyet haklannın dahi ellerin- den alındığını saptandı. Kurum, usulsüzlükler ıçın suç duyurusun- da bulunma karan aldı. EÜAŞ'ın 2003-2004 yıllarında gerçekleştir- diği Seyitömer Termik Santralı'mn bakım ve onanm ihalesi, Afşin-El- bistan B Termik Santralı Tesis Mü- dürlüğü'nün hizmet alımı ihaleleri de başvuru üzerine Kamu thale Ku- rumu tarafindan denetime alındı. Yasaya aykırılıklar nedeniyle iki ihalenin de iptal edilmesi benim- sendi. EÜAŞ'ın 2004'te gerçekleş- tirdiği "120 bin ton kireç taşı alı- mı"na ilişkin ıhaleyse başvuru ya- pılmasına karşın Kamu İhale Kuru- mu'nun yetkisi dışında kaldığı için incelenemedi. 'KEN Dt ATADIKLAR1KADROLARYOLSUZLUKTAN YARGILANACAK' Yeni Şafak yazarı AKP'yi eleştirdi Istanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünürü Albayrak ailesine ait Yeni Şafak gazetesinın yazan Ahmet Taşgetiren, dünkü yazısın- da Enerji Bakanhğı'ndaki yolsuzluğun en önemli ya- nının, AKP'nin tayın ettiği bürokralların yolsuzluk id- diasıyla yargı huzuruna çıkması olduğunu vurguladı. Taşgetiren, "Bu işin püf noktası" başlıklı yazısın- da Enerji Bakanhğı'ndaki yolsuzluğun, AKP iktidan- nın özeleştiri yapmasını gerektiren birboyutu olduğu- nu belirterek şu görüşlere yer verdi: "28 Şubat süre- cinde görevden alınımş, Cumhurbaşkanı tarafin- dan 3 kcz veto cdilmiş olmasına karşın tayinindc ıs- rar edilmiş isimlerin, yolsuzluk konusunda başın- dan beri en büyük duyarlılığı sergileyeceğini ifade edcn bir siyasi kadro için en önemli problcm sayıl- maz mı? Bu olay Cumhurbaşkam'nın her vetosu- ıı:ı haklılık ka/.aııdn nııyoı. Enerji Bakanhğı'ndaki ulayın asıl sıkıntılı yanlarından biri, Cumhurbaş- kanlığı'nın tüm vetolanm savunulur kılması, hak- lılık payı çıkaı ılmasına imkân vermesidir. Ama da- ha da önemlisi bundan böyle hep 'kendi tayin ettik- leri kadrolar' diye bir cümlenin kurulmasıdır. Ve bundan böyle bu iktidarı tayin ettiği ve gerçekten hizmet ehli kadrolar üzcrinde şüphe bulutları gez- dirmesidir. Doğrusu AK Parti'nin kadrolarında epey bir problem var." GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Kaştarufı 1. Sayfada Hani sınırların cetvelle çizilmesi gibi sandık so- nuçlarının da laboratuvar deneyimleri ışığında özel oranlamalarla belirlenmesi, kolay iş değil. ABD-lngiltere ittifakının, Şiilerin seçimlere bir blok olarak katılmasını engelleyip oylarını bölme- de başarılı olduğunu görüyoruz. Şiilerin önde ge- len din adamlarından Ayetullah Ali Sistani'nin önderliğinde seçime giren Birleşik Irak Ittifakı'na oyların yüzde 48'i verildi. Bu sonucun Amerikancası şu: Şiiler blok olarak yüzde 50'nin altında oy almış- tır. Demek ki tek başına hükümet kuramaz! Seçime katılan öteki Şii hareket Başbakan lyad Allavi'nin başındaki Irak Listesi seçimden yüzde 14 ile 3. sırada çıkarıldı. Barzani ve Talabani'nin liderliğindeki Kürdis- tan Ittifakı ise yüzde 25'le 2. sırada. Bu tablodan nasıl bir hükümet çıkar? Irak Meclisi 275 milletvekilinden oluşacak. Yak- laşık rakamlarla Sistani ekibi 132, Barzani-Tala- bani 71, Allavi 38 milletvekili çıkarıyor. Tek başı- na iktidar yok. Olasılıklardan bizce en güçlüsü şu: ABD, bu üç grubu bir araya getirir ve hüküme- ti birlikte kurmalarını ister. Aralarındaki dengeyi de kendisi kurar. Sistani ekibi şeriata dayalı bir devletten yana ol- duğunu sürekli yineliyor. 3. sıradaki "Laik Şii" di- ye adlandırılan Allavi ekibi buna karşı çıkıyor. Bar- zani-Talabani, Allavi'ye daha yakın duruyor. Tam Amerikan-lngiliz hakemliğine muhtaç bir denge! Kürtler dengeyi kendi lehlerine bozmak isterse ABD çıkışacak: "Bütün haklarını yitirirsin, ona göre!" Şeriatçı Şiiler kendi düzenlerini kurmak isterse, uyaracak: "Tek başına hükümet etmen mümkün değil. Se- niyıllarca nüfusun yüzde 20'sini oluşturan Sünni- leryûnetti, ona göre!" Allavi farklı bir düşünce ortaya koyacak olsa, ku- lağını bükecek: "Zaten yüzde 12-13 kadar oyun var. Ayağını desteğine göre uzat. Diretirsen Sistani ekibi seni tümüyle yutar, ona göre!" • • • Türkmenlerin durumu ilginç mesajlar içeriyor. Toplam oyları 8 milyonda 95 bin kadar görünüyor. Birinci olasılık, Türkmenlerin oyları Bağdat'ta dü- şürüldü. Ikinci olasılık, Türkmenlerin çok çok Önemli bir dilimi sandığa gitmedi ve direnişçiler- den yana tavır koydu. Üçüncü olasılık, iki şık da geçerli. Bizce üçüncüsü... Türkmenlerin bu tavrı sadece ABD'ye değil, Türkiye'ye de mesaj olsa gerek! AKP iktidarı Türkmenlerin sandığa gitmesi için çaba harcamış, Irak'a komşu ülkeler zirvelerinde hep seçimlerin en üst katılımla gerçekleşmesi yö- nünde görüş belirtmişti. Kerkük'le ilgili tartışmaları bir başka yazıya bı- rakıp Bağdat'a dönelim... Parlamento toplandı, yukarıda sözünü ettiğimiz hükümet kuruldu, işe başladı. Amaç demokratik bir yönetimse bir ek- sik var: Muhalefet! Türkmenlerin 3, bazı ayrıntı partilerin 2.3 millet- vekilinden oluşacak hükümet dışı yapı, muhale- fet sayılır mı? Sayılmaz... Bu durumda muhalefet, parlamentonun dışına çıkmış olacak ve iki ana koldan oluşacak: 1- Işgal altında seçime tümüyle karşı çıkmış olanlar. 2- Seçimlerde hakkının yendiğine inananlar. Tablonun özeti şu: Irak'ta sular böyle bir seçimle durulmaz... Bu seçimle oluşmuş hükümetin yanında durul- maz! ankcunK" cumhuriyet.Gom.tr Olke dünden daha kötil durumda' Adan: İktidar yolsuzluğabatü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Celal Adan, "yolsuzluk- la mücadcle ctmcsi için getirilen iktidarın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda yol- suzluğa battığını" öne sürdü. Adan, yaptığı ya- zılı açıklamada, 57. hükümet döneminde yol- suzluğun diz boyu olduğunu, bankaların hor- tumlandığını, vatandaşın, işsizlik, çaresizlik ve sıkıntı içinde bulunduğunu savundu. Milletın, hırsızlığa, yolsuzluğa, uğursuzluğa dur demek için "bir ıımut" diyerek AKP'yi işbaşına getir- dığini ıfade eden Adan, Türkiye'nin, bugün dünden daha kötü olduğunu ileri sürdü. "Yol- suzlukla mücadele etsin diye getirilen ikti- dar, Enerji Bakanlığı'nda yolsuzluğa batmış- tır" dıyen Adan, hiç kimsenin, "ortadaki şa- ibenin, sadece emir kulu bürokratlara ait ol- duğunu" söyleyemeyeceğini belirlti. Adan, şunları kaydetti: "Kamuya yansıyan haberlere göre işin içinde AKP'li vekiller vardır. 57. hü- kümet döneminin tecrübelerine rağmen do- kunulmazlıkları muhafaza eden iktidar, yol- suzluklara yeşil ışık yakmıştır. Bugün herkes hırsızlık vc kapkaçın hedefi haline gelmiştir. tşsizlik ekoııonıik kriz döneminin şartların- dan bilc daha yaygındır. Toplumun büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altına gerile- miştir. Dün Başbakan'a fırlatılan yazar kasa, bugün soyguncuların elindedir. 57. hükümeti götüren bütün gerckçeler bu iktidar döne- minde daha ağır, daha şiddetli olarak mev- cuttur. İktidar bitnıiş, umut tükenmiştir." - -••?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle