Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15ŞUBAT2005SALI
14 KULTUR kulturfn cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN
ArlhurMüler'nıarindan..10 Şubat 2005'te 89 yaşında öldü
Arthur Miller ve aynı akşam saat
2().()0'de Broadway'deki tiyatroların
ışıklan bır dakika için karartıldı.
Miller, 1993yılındayaptığıbirkonuş-
mada (kısallılarak The Ncw York Ti-
mes'a alınmıştı) Amerikan tiyatrosu-
nun sorunlanna değinirken, sanki gü-
nümüzde Türktiyatrosuadına hiç de ya-
bancısı olmadığTmız gerçekleri vurgu-
luyordu. Oyun yazarhğının genelde pı-
nltısız bir dönemdcn geçmekte olduğu-
nun altını çiziyor, televizyon ve sinema
endüstrisinin yüksek ücrellcr ödeyerek
tıyatro oyıınculannı sahnelerden uzak-
laştırdığından söz ediyor, salon kirası ve
yapım malıyetlerinin bilet fiyatlarını
olumsuz yönde etkiledigini belirtiyor ve
hepsinin ötesinde de, 'tiyatro kültürü'
üzerinde duruyordu. "Yakın bir gele-
ccktc Bı oiulvva>'de birkaçticaritiyatro-
ııuıı dışında tüm tiyatroların ışıklan sö-
ııccek
T
" diyordu 'Ohneyecek- Bir Sana-
unlçindeyiz' başlıklı konuşmasında. Ti-
yatro hiçbir zaman ölmeyecektı, ama bir
yandan tiyatro kültürüniin dağılması,
öte yandan Amerikan tiyatrosunun kal-
binin alttğı yer olan Broadway'in uzun
bir süredir insanlan heyecanlandırma-
dığı da bir gerçekti. "Seyirci, Broad-
vvay'i artıkycni bir şey söylemediği için
dc terk cdiyor" diyordu Miller ve ekli-
yordu: "Tiyatroda yeni ifade biçimleri
araınak^aıC.'
1
1996'daThe Washington
Post'la yaptığı bir röportajda da tiyatro
sanatına yönelik sorunlar yumağının
temelinde Sanata Ulusal Destek Kuru-
mu'nun izlediği yanlış politikalannyat-
tığını ileri sürüyordu.... Miller'ın yıllar
içinde kimi kez kucakladığı, kimi kez
mesafeli yaklaştığı Broadvvay, 10 Şubat
günü onu sevgı ve saygıyla uğurladı...
Ç'ağımızın en büyük Amerikanoyunya-
zarının kım olduğu tartışmaları sürerken
(EııgcntO'Ni'ill, It'nnesstcVVilliams,Arl-
hur Miller) ve ıbre O'NeuTden yana ka-
yarken Miller da dığer ıkısı gibi ölümsüz-
ler arasma karıştı. Aslında üçü de 'tiyat-
ı oıııııı titanlan' olarak anılan dünya ya-
zarlan arasındayerlerini çoktan alrnışlar-
dı. Ödüllerini saymaya gerek bile yok...
Özellikle 'BütünOğullanm' (1947), 'Sa-
ücının Ölümü' (1949), 'Cadı Ka/.anr
(1953), 'KöprüdenGöriimis'(1955), 'Dü-
şüstenSonra' (1964), 'Vıchy'deBirOlay'
(1964), 'Bedel
1
(1968) Mıller'in sadece
Amerika'da değil dünya tiyatrolarında
öne çıkan oyunları arasuıda. Türkiye'de
de, anımsadıgım kadarıyla, 'Salıcınm
Ölümü', 'Cadı Kazanı', (üç kez) 'Bedel'
ödenekli ve özel tiyatrolar tarafından
özenle sahnelenmiş yapıtlan. Bu arada,
Arthur Miller 1985'te tstanbul'dayapılan
PENKongresı'ne HaroldPinter'lebirlik-
te katılmıştı.
insan avı ve Cadı Kazanı'
1960'lar Arthur Miller'ın Amerikan
sahnelennde ılgı grafiğinin düşüş.e geç-
tiği yıllar olarak belirlenir ama, bu dö-
nem ve 1970'ler, başta Londra olmak
üzere pek çok Avrupa kentinde oyun-
lannın peş peşe sahnelendiği yıllardır.
Amerika'da esen soğuk rüzgârlann ne-
denleriyazann 1956'daAmerikanKar-
şıta Faaliyetleri Izleme Komitesi (HU-
AQ tarafından sorgulanmasıyla da bağ-
lantıhdır. Bilindiğigibi, 1938'dekurul-
muş olan bu komite savaş sırasında ka-
patılmış, 1945'te bircasusluk olayı ne-
deniyle yeniden faaliyetlerine başla-
mıştır. l953'te,komünizminGüneyDo-
ğu Asya'ya yayılmasını engellemek
adına Kore'de sürdürülen şiddetin (Vi-
etnam ve Irak'ta olduğu gıbı) beklenen
mutlak zaferle sonuçlanmaması Ame-
rikan toplumunda korku ve panik duy-
gusunuyeniden ateşleyecek ve Cumhu-
riyetçi Senatör McCarthy'nin komü-
nistlerden arınmış. bir toplum tezı Ame-
rikan Karşıtı Faaliyetleri îzleme Komi-
tesi'nin çaltşmalannı hızlandrracaktı.
Bu süreçte çark, güçler dengesini terör
dengesine dönüştürüyor, soruşturma-
lar bir tür insan avına, karalama çılgın-
lığına doğru ilerlerken sanat ve yazın
dünyasını da içine alıyordu. Arthur Mil-
ler; eleştirel bakışı, sosyalist dünya gö-
riişü, demirperde gerisi ülke yazarla-
• Arthur Miller,
oyunlannda
Amerikan rüyası
kavramını çeşitli
açılardan ele
alarak insanın
kişisel tarihiyle
yüzleştiği ironik bir
karşıtlıklar bütünü
olarak yorumlar.
Yaşama trajik bir
bakıştır bu.
Oyunlanndaki trajik
boyut, toplumsal
bilinci sorgulaması ve
insan onurunu
ön planda
değerlendirmesiyle
zengin Arthur
Miller'ın ardından...
rıylakurduğu ıletişim ve Musevi soy ağa-
cı nedeniyle yakından izlenen isimler-
den biriydi. Hatta 1953'te 'Cadı Kaza-
nı'nın yurtdışındaki bir temsiline pasa-
port alamadığı için gidememişti. Aynı
yıl, New York'takı ılk gösterim izle-
nimlerini bir yazısında şu sözlerle açık-
lıyordu yazar: "Oyunu seyrctmeye ge-
lenlerin başlarınuı üstiindcki buz taba-
kasını görebiliyordum. Üzerinde kayak
yapılacak kadar kalındı!" 1692 de pü-
riten Massachusscts'in Salem kasaba-
sında yaşanmış gerçek bir olaydan, bir
cadı avından yola çıkarak yazdığı 'Ca-
dı Kazanı' aydınıyla, sıradan insanıyla
ülkeyi adeta esir alan McCarty histeri-
sıne bir göndermeydi ve toplumsal pa-
niğin ulaşabileceği korkutucu boyutla-
n sorguluyordu. Mantık dışı nedenler-
le gerçeklerin nasıl saptınldığını ve in-
sanlann birbirlerini suçlayarak acıma-
sızca yok etmeğe çahşmalannı, sindi-
rilmiş toplumların sistemin güç göste-
risine ne denli kolay uyum sağladığını
ıncelıyordu.
Yaşama trajik bakıs
Arthur Miller, McCarthy sorgulama-
larına ilişkin olarak, toplu olarak basılan
oyunlannınönsözünde; "Herayyenigü-
nahlar yaraöhyordu" der. "Sadfem ina-
nılmaz boyutlardaydı... Vkdan arnk iç-
sel birhıtanakdeğil, devletin bilinçle em-
pozeettiğibirgüçgösterisiydiBazıinsan-
lann, vicdanlannı onların cücrine tcslinı
ıtiiklcriııi ve bu fırsatı verdikleri için tc-
şekkür ettiklerini gördüm." Toplumsal
terörün insanı ne denli bilınçsizleştirdi-
ğinin, duygulardan soyutladığının altını
çizer Miller. Mantıksız ve gülünç olarak
tammladığı Komite'nin karşısında sor-
gulanırken inandığı doğrulardan kesin-
lıkle ödün vermedi. Ama, uzun yıllar bir-
likte çalıştığı Elia Kazan aynı kararlılı-
ğı göstermedı. 1952'de Komite ile işbir-
liği yaptı. Bu nedenle, uzun yıllar birlik-
te çalışmış olmalarına karşm, Miller
1960'ta "Uyumsuzlar'ın çekimlerine ka-
dar Kazan'la bir daha görüşmedi. 0 yıl,
Marlyn Monroc'nun ısrarıyla yeniden
buluştular. Bu arada, Arthur Miller'ın
oyunlannın 1970'teSovyetlerBirliğı'nde
yasaklanması da ilginç bir gelişkidir...
" İyi bir oyun sağlam bir düşüncedir"
dıyen Arthur Miller, yapıtlannda Ame-
rikan rüyası kavramını, çeşjtli açılardan
ele alarak insanın kişisel tarihiyle yüz-
leştiği ironik bir karşıtlıklar bütünü ola-
rak yorumlar. Yaşama trajik bır yaklaşım-
dır bu aslında. Oyunlanndakı trajik bo-
yut, toplumsal bilinci sorgulaması ve ın-
san onurunu ön planda değerlendırme-
siyle zenginleşir... 'Saucının Ölümü'nde
Linda'nrn sözleri Miller' ın dünyaya, ha-
yata, sisteme bakışının bir uzantısıdır;
"...Ben büyük adamdır demiyonun.
Willy Loman çok para yapnuş değildir.
Adı gazetelere geçmiş değildir. Gclnüş
gcçmişinsanlannen güvenilir karakter-
lisi de değildir. Ama bir insandır, şimdi
de korkunç bir şey gcçiriyor. Onun için
dikkat edilmek ister. Mezarına yaşlı bir
köpek gibi alılnınsını insanın gönlü koy-
nıaz.Böylebirinsana dikkatedilmelidir,
dikkat MİilnKİL.." (Birinci Perde: Çevi-
ren Prof. Orhan Burian).
Vakko Sanat
Galerisi'nde
Özlem
Özer'in canı
veseramik
sergisi
KültürServisi-Cam ve
seramik sanatçısı Özlem
Özer'in yeni çalışması
'Eflatun' 24 Şubat'a ka-
dar Vakko Sanat Galeri-
si'nde görülebılir. Engin
Turgut sanatçının yapıtla-
n için, Özlem Özer'in ça-
hşmalarında 'göndcrnıe-
ler' ve 'geri dönüşümler'
bir devinim halındedır di-
yor. Doğadan hiç kopma-
dan simgeci bir anlatıma
yönelen sanatçının işlc-
rinde spritüel tatları yaka-
lamak mümkün dıyor.
l\ırgut şu sözlerle tanım-
hyor Özer'in yapıtlarını:
"Candaıı ve camdan hey-
kellerine, objelcrine baktı-
gım zaman aklıma Haül
Cibran geliyor: "Eğer in-
sanlara boş elimi uzatır
bir şey alamazsam çok
üzücü; ama asıl ümitsiz
durum, dolu elimi uzatıp
kabul edecek kimseyi bu-
lamamamdır"... AzizNe-
sin usta da söylememiş
mıydı "Aslolan aşktır ya-
şamda" diye... "Dolu do-
lu, doludizgin, zilzurna,
saniye saniye aşkı yaşaya-
raksevin" dcmemiş miy-
di?.. Sanata da böyle bak-
malıyız işte!.. Ürettiğimız
sanat yeryüzünü aydınlat-
sın ve gerçek sanatın sa-
hiline açılalım, "çözelim
bütün kayıklaı ı, sigaramı-
zı aşkla yakıp ııııırtılara
balık üıtnıayı, denize sa-
kin olmayı öğretirken, her
şcye dokunanm. Kendiıııi-
ze dokunalını"... Ay o ka-
dar parlak oluyor ki bazı
geceler biz onu seyret-
mekten bıkınayalım...
(Vakko Beyoğlu Sanat
Galerisi tstiklal Cad. No:
123-125 Beynğlu -0 212
251 40 92)
KULTUB • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78
Aksak İstanbul Hikayeleri
ve diğer şeyler topluluğu
www.vedst.com
15 Şubat Salı !1:00 / 21 Şubat Rtesı 21.00
Akatlar Kültür Merkezı ,„„
V../.IH vf VAnetpn Ypşım Özsoy Guljıı
Oynayanlar Yaman Ceri. Alöv Cınbdiı.1,
NUkhrt Akkaya. Barıs TiCİnMn, Mark Lwıtai.
Abdul Susta, Oilenı Saraı,, Somcr Karvaıı,
u EnnİNf, San«ln One, KIVJIK, Ergun, H^lıır HılırHı
Rı-?Tl(l<{'tTlırkO2l2 -I7B 06 00 www tıcketturk com, Akatlat Kıiltılr M^rkprı gıjc 151 93 M
' Bu ilan tKİNVEST katkısıyla yayınlanmıştır
İlanlarınız İçin
(0212)293 89 78
perareklam@perareklam.com.tr
perareklam@superonline.com
www. perareklam .com.tr
mtmYazsn
Cunıu Rııyıwk,ıı;ı
Yönelen
Bülenl Emin Yarar, Işıl Kasapoğlıı
KBCAMU8TAFAMSAİ ( 5 Şuttal Sa/l 20:30
1
19 Şubat Cumartesı 15:00
uhtnlaıı bir suııl Ö
rusyıııı yaptınnıı.-
Dilek Türker
Tiyatro Ayna
PİRSULTANABDAL
Genel Sânat Yönetmeni
Dilek Tüıkcr
Osiii.ni Şengezer
Müzik
Nurettin Öz^uca
Koreografı
Nasııh Barın
Işık Ta.sanm
Yüksel Aymaz
Yazan Yöneten
Mahmut Gökgöz
1 7 - 1 8 - 2 4 - 2 5 Şubat
Saat: 21.00
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
GİŞETEL: 0212 351 93 84
AKBANK
ODAORKESTRASI
"RUSYA: HİCİVVEYABANCILAŞMA"
Şef Cem Mansur
Soiist: Marisa Tanzıni, pîyano
I. Stravinski (1882-1971)
Re Tonunda Konçerto
D. Şostakoviç (1906-1975)
Piyano Konçertosu no.l, op.35
Trompet Soio: Cem Sevgi
S. Prokofiev (1891-1953)
Visions fugitives
R. Şedrin (1932)
Rus Fotoğraflan
16 ŞUBAT ÇARŞAMBA
Sohbet> 20.00
Konsef> 20.30
Kadıköy
Halk Eğitim Merkezi
17 ŞUBAT PERŞEMBE
Sohbet> 19.30
Konser>20.00
Cenıal Reşit Rey
Konser Salonu
22 ŞUBAT SALI
Sohbet> 19.30
Konser> 20.00
Sabancı Üniversitesi
Gösteri Merkezi, Tuzla*
* Sabancı İJnıueı-5ite5l GÖ5TPH Mı'rkıvl ndeki konser ütretsiıdir.
« 16>17>22ŞubatO5>MERKEZİ
SUNAR
Ş
february
BILET SATIŞ
NOKTALARI
BMgİ İÇİn > 0212 252 i'j 00 / 01 > WWW.akbank5anatxom * Kaflıkny Halk ESItlm Merkeilndekl kmiHrkrln biletlcrinı Akbank Kuıur Sanat McrkKl'nden dı tım
Akbank Kûltür Sanat Merkezi
Istiklal Cad. No: 14 18
80080 Beyoiilu, İstanbul
Kadıköy Halk
Eğltlm Merkezi*
> 0216 330 10 27
ı Cemal Re$it Rey
Konser Salonu
> 0212 231 54 97-98
www.blletix.com
Çağrı Merkezi
0?16 55fc<?8 00
Rusya'dan
müzik rüzgârı
Kültür Servisi - Cem
Mansur yönetımindeki
Akbank Oda Orkcstrası
'Dünden Bugüne'
konserler dizisinin şubat
ayı programmda,
Rusya'da büyük beğenı
toplayan piyano
sanatçısı Marisa
Tanzini'yi solist olarak
ağırlıyor. 'Rusya: Hiciv
ve Yabancılaşma' konulu
konserde Akbank Oda
Orkestrası, değişik Rus
bestecilerinın, Sovyetler
Birliği'ııiıı en baskıcı
kültürel politikalarının
oluştuğu ve devam ettiği
yıllarda sistemle nasıl
başa çıktıklannı ortaya
koyuyor. Yann saat
2ö.00'de Kadıköy Halk
Eğitim Merkezı'nde, 17
Şubat Perşembc günü
saatl9.30'daCemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda ve 22 Şubat
Salı günü saat 19.30'da
Sabancı Üniversitesi'ndc
verilecek olan
konserlerde
t. Stravinski'nin
(1882-1971)'Re
tonunda Konçerto',
D.Şostakoviç'in(1906-
1975) 'Piyano
Konçertosu No 1', S.
Prokofiev'in(1891-
1953)'Visions Fugitives',
R.Şedrin'in (1932) 'Rus
Fotoğraflan' adlı
yapıtlan seslendirilecek.
(0 212 252 35 00)
YAZIODASI
SELİM İLERt
İstanbul'da Okuduğum
Bazı Kitaplar m
Nice zamanlar dinlediğim, sonraları birçok kez
okuduğum masallar bana düşlemin kapılarını
açmıştı.
Masalı 'söyleyen' anneannemle, annemin ba-
baannesiydi. Öteki masallar kitaptan okunurdu.
Ama bir de, İstanbul Radyosu'nda Eflatun Cem
Güney masal anlatırdı. Kimbilir kaç çocuk o du-
yarlı sesten enikonu etkilendi!
Gözlerimi kapasam, Cihangir'deki evimizde,
duvara dayalı, çok eski ve gıcırtılı masanın üs-
tünde sevgili radyomuzu görürgibi olacağım. Fa-
kat bu görüntü, bu hayal artık hiçbir şey değiş-
tirmeyecek. Onu orada, geçmişte bırakıyorum...
Okumayazmayı söktükten sonra okuyabildi-
ğim kitaplar arasında Mavi Kuş beni harap et-
mişti. Bu, bir 'masal-roman 'dı. Comtesse de S6-
gur yazmış olabilir. Ahmet Halit Yaşaroğlu Ya-
yınları ve içi resimli. Çok acıklı.
Mavi Kuş'ta aşk uğruna bütün eziyetleri göze
alabilmiş roman kişisi, aşkı bilmezken, beni bü-
yülemişti. Zaten çocukluğumuz hep büyüleniş-
lerle dolu değil midir?
Aşk uğrunda ezilmek, küçük düşmek, gurur
kırıklığıyla boğulmak, gitgide acılarla, özveriler-
le yok olmak; bunlar alabildiğine çekici geliyor-
du.
O kadar ki, durup dururken, ortada hiçbir se-
bepyokken, sırf ağlayabilmek için Mavi Kuş'un
en acıklı özveri bölümlerini yeniden okurdum. Ro-
mandaki mutsuz sevgili, elinde çok ağır demir
âsa, dikenli patikalarda, dağların doruklarınayol
alırken artık sevinç gözyaşlarımı tutamazdırn.
Yıllar geçecek; Şeyh Galib'i ve Hüsnü Aşk'ı,
mumdan gemilerle ateş denizlerinden geçişi de
okurken aynı duyguları yaşamayacak mıydım?..
Yıne çok etkilendiğim bir masal-öykü -Ben
uyduruyorum 'masal-öykü'yü. Masal-roman olu-
yor da, masal-öykü niye olmasın?- Andersen'in
unutulmaz "Kibritçi Kız"\yd\.
"Kibritçi Kız"\n çizgi filmini de seyretmiştim.
Beyoğlu'ndaki Yeni Melek'te. Üstelik yılbaşı gü-
nüydü. Ve sahiden kar yağıyordu.
Kar altında yürüyerek eve dönmüştük. Istiklal
Caddesi'nden tek tük taşıt geçiyordu. Frangu-
li'nin vitrini ışıl ışıldı: Siyah kadifeye gömülü el-
mas, yakut, zümrüt yüzükler, küpeler, iğneler...
Çizgi filmlere bayılıyordum. Ama çizgi roman-
lara daha çok bayılıyordum. Çünkü çizgi filmler
sahne sahne geçip gidiyor; çizgi romanlar be-
nimle kalıyordu.
Ablamdan kalma, lacivertimsi mavi ciltli Do-
ğan Kardeş dergilerinde Selma Emiroğlu'nun
çizmiş olduğu Karakedi Çetesi harikulade bir
çizgi romandı. Hele renkli basıldığı için, renkle-
rin de rüyası söz konusuydu.
Karakedi, Sarman ve Pamuk bir çeteydiler! Ta-
bii Karakedi başı çekiyordu. Tombalak, aptalca
köpeğin adı Fındık. Birde Hain Karga vardı, her-
halde La Fontaine'den çıkıp gelmiş.
Yine Selma Emiroğlu'nun bir çizgi-romanı var-
dı ki, kısa sürmüş, tadı damağımda kalmıştı. On-
dan en çok Bayan Şıpıldak'ı hatırlıyorum. Bayan
Şıpıldak çok süslü, dudakları kalp biçimi ve kıp-
kırmızı, uzun kirpikleri kıvrık, 'otuzların kadını' bir
balıktı.
Küçük afacan çocuk, bir yaz günü, bir balık-
çığı mantar tıpalı şişeye sokuyor, hapsediyor,
Öylece denizlere geri bırakıyordu. Bayan Şıpıl-
dak onu denizler altındaki antikacıdan satın alı-
yordu.
Telaş etmeyin: Kurtuluyordu sonunda tutsak
balıkçık.
Denizyıldızlarını galiba ilk kez Selma Emiroğ-
lu'nun çizgisinden, fırçasından görmüştüm. Gök-
teki yıldızların denizler altında da olabileceği öy-
lesine şiirli gelmişti ki, bir türlü inanamıyor, "De-
nizyıldızı sahiden varmı?" diye boyuna soruyor-
dum.
Yalnız denizyıldızı mı; denizatları, denizkesta-
neleri, denizlahanası da varmış. Bense sadece
denizanalarını biliyordum...
öneriler:
Kitap / Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi, Oğlak Yayın-
ları, 2005. (Ayrıcayazmakistediğim, okudukça sine-
ma sanatına yeniden âşık olduğum bir yapıt.)
Koleksiyona adanan bir yaşam
• BURSA (AA) - Osmanlı dönemine ail çeşitli
objeleri biriktiren Ahmet Erdönmez, 35 yıllık
koleksiyonunu Buısa Keııt Müzesı'nde açtığı
sergilerle izlenime sunuyor. Bursa Kent Müzesi
yöneticisi Erdönmez, Konya ve Bursa gıbı 2
başkentte yetişmesinin tarihe ilgi duymasına yol
açtığını belırttı. Osmanlı eserlerine karşı her
zaman ilgı duyduğunu, ancak özellikle 1970'li
yıllardan itıbaren bu malzemeleri toplamaya
başladığını anlatan Erdönmez, 'Koleksiyonum
zaman içinde gelışti ve üsmanlı kültüründe
kullanılan bütün malzemelen kapsadı. Akla ne
geliyorsa, yemek kültürü, giyım kültürü, el
yazmalan, silahlar, takılai", paıalar, mutfak
malzemeleri, ağırlık ölçüleri..' dedi. Erdönmez,
koleksiyonu genişledikçe ne kadar zengin bır
kültürün içinde yaşadığını daha iyi anlamaya
başladığını vurgulayarak amaeının ileride kendine
ait bir müze açmak olduğunu belirtti.
'Türk Kültüründe Nevruz'
• ANKARA (AA) Kültür ve Turizm Bakanlığı,
yurtdışında öğrenim gören Türk çocuklan ile
Türkiye'deki ilköğretim ve hse dengi okullann
öğreneileri arasında 'Türk Kültüründe Nevruz'
konulu resim, şiir ve kotnpozisyon yanşmaları
düzenledi. Yanşmalarda, 'Nevruz'uıı
tanıtılması, bu konudaki degerlerin kuşaktan
kuşağa aktarılması, gençlerin insan ve doğa
sevgisi, hoşgörü ve yardımlaşma duygularını
pekiştip milli, tarihi ve kültürel değerlcre sahip
çıkarak yetişmelerinin sağlanması' amaçlanıyor.
Türkiye genelinde resmi ve özel ilköğretim
okullarının 3,4 ve 5. sınıf öğreneileri arasında
resim; 6, 7 ve 8. sınıf öğreneileri arasında şiir;
lise ve dengi okullann öğrencilen arasında ise
kompozisyon yanşmalaıı gerçekleştirilecek.
Birinci olacak öğrencilere 600'şer, ikincı olacak
öğrencilere 500'er, üçüncü olacak öğrencilere
400'er YTL, mansiyon kazanan öğrencilere ise
350'şer YTL para ödülü verilecek.