Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 4 KASIM 2005 CU*
HABERLERÎN DEVAMI
Butûn bolgefenmız
parçaiı çok bulutlu, Mar-
mara'nın doğusu, Doğu
Akdenız. Iç Anadolu,
Batı ve Orta Karadenız, Helsinki
DoğuAnadoftj'nunbat- Stockholm
sı, Guneydoğu Anado-
lu. Trabzon, Gıresun,
DIS MERKEZLER
Y 12 Ber/in Y 15 Moskova
Y 12
Y 14
Budapeşte PB 13
Madrid Y 15
Y 13 Vıyana PB 13
çevrelen yağışlı geçe- Brüksel
cek Hava sıcaklıgı ya-
ğ.Ş
alanyerterde3»la5
d l k dğ
Amsterdam Y 15 Belgrad PB 12
Y 22 Sofya
—rr - ' -
Y 12
112 PB 21ğ.Ş
alanyerterde3»la5 £ 0 5
derece azalacak. dığer Bonn
yerterde bıraz artacak. MÜnih
1-12- ~^
Y 14 Atina PB 18
Y 19 ZÜrih Y 17
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahire
Şam
B
PB
B
B
B
B
Y
Y
22
8
19
15
15
12
24
18
t Çok bulutlu ı Yagmuflu
X^.iAT Kart ^ ^ > Sulu kar Gok gûrûltülı
G F U J V C E L C C I V E Y T ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Zira geçenlerdc Hoca Efendi'ye muhabbetini iti-
raf «eden -Dünya kupasında Kore ve Japonya'da
yöneticileri cam aramayazoriayan, dinsel uygu-
lamalara diğer c/uncuları katma çabaiarı unutul-
mayan- Fethullahçı Hakan Şükür başı çekiyor,
geraç futbolculan etkiliyor
Kjran'ın açıklamalarının dikkati çeken bir baş-
ka yönü ve yanı;yönetici kadronun Şükür tarika-
tının dinsel kurailanna karşı çıkamaması.
H akan Şükür'jn gericı Fethullah kafası futbol-
cu sahaya oruçj çıkarsa... lyi oynasalar da oy-
narnasalar da Tann'nın üç puanı kendilerinden
esirgemeyeceğne inanıyor ve kimi oyuncular da
Şükür'ün baskısyla aç karnına, ayaklan titreye-
rek ""işlerini" başanyla tamamlayacaklannı sanı-
yorlar.
Türkiye Fethullah'ın 28 Şubat'tan önce ca-
milesrde tükürükier saçarak cemaate dinlettiği
vaizlerdeki kıvama girerse; Şükür veya Şükür
kafa^ında bıri Futbol Federasyonu'na egemen
olab>ilir.
• • •
Içi mizdeki yobaz kafa fırsat bulsa FIFA kural-
ların ı Islama aykın bulan Suudi Arabistanlı Şeyh
El Najri gibi "kâfiherin kurailanna uyulmaması-
nı" isteyebilir. örneğin gol attıktan sonra sanl-
mak tsteyenlerinyüzünetükürülmesini... futbo-
lun Svadece Allah a hizmet için oynanmasını bu-
yuracaktır.
Böyle şey olur mu demeyiniz, oluyor. Faul ya-
pan futbolcuya şeriat kuralları uyarınca ceza ve-
riliyor. Kanıtı da var bu savın. örneğin rakibini
yumruklayan El Ittihad Kulübü'nün oyuncusu kır-
mızı kart gönmedi. Şeriat mahkemesince 20 kır-
baç ve 30 gün hapisle cezalandınldı.
Futbolcu olmakla övünen, din kurallannı ülke-
ye yerleştiremediğini yüreği sızlayarak anımsa-
yan bu Başbakan döneminde saha içinde karşı
takırn oyuncusuna yumruk ve tekmeyi darp ne-
deni sayarak Suudi Arabistan'a benzer cezalan
Türk futboluna armağan etmek bu iktidann ba-
şarısı olacaktır.
• • •
Suudi Arabistan kaynaklı futbol kurallannı bi-
ze uygun biçimlere sokarak futbolumuza arma-
ğan e*lip etmeyeceği sorulmuyor Başbakan'a...
Daha doğrusu sorulamıyor. Çünkü "O", bay-
ram arifesi babasıyla kayınpederinin rnezarlarını
ziyarete giderken llsküdar'daki evinden ve me-
zarlıktan ayrılışından sonra polis çevrede kuş
uçurtmadığı gibi yolları trafiğe kapadı.
Uzun kuyruklarda sıkışan ve sıkılan vatandaş
korna çalarak Başbakan'ı protesto etti. RTE'nin
ne urnuruna, polisin ne umuruna. Kornalara ba-
sanlar sade vatandaş! RTE mi? Islamın yetiştirip
bize armağan ettiği 16. Türk büyüğü.
Bak.ınız ne diyor: 'Türkiye bu yılı adeta bayram
atmosfeıinde geçirmiştir."
Kadrini kıymetini bilelim. Bir yılın 365 gününü
bayrama çevirmiş bir Başbakanınız var, daha ne
istersiniz?
Başa gelen çekilirmiş... Çekin; ilk genel seçim-
de indirinceye kadar!
SHÇEK GENEL MÜDÜR VEKÎLl:
'Yopısal bozukluğu
ortadan kaldıracağız'
tZMÎT (AA) - Sosyal Hızmetler ve Çocuk Esir-
geme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdür Vekili
Ismail Banş, "Yurt ve yuvalarda yaşanan
çirkin olayian destekleyen ve oluşturan ya-
pısal bozukluğu ortadan kaldıracağız" de-
di. Kocaeli 'nde bayramlaşma törenlerine kah-
lan Banş, Çocuk Esirgeme Kurumlan'na bağ-
lı yuva ve yurtlardaki yapısal duruma değindi.
Banş, "Törkiye'de sistemin yanüşüğım, ya-
şanan olayhr ortaya koymuştur" diyerek
şunlan söyledi: "Yurt ve yuvalarla ilgili ola-
rak, personel politikası, koğuş sistemi ve
benzer pek çok olumsuzlukJar, böylesi bir
sosyal problemi ortaya çıkanvor. Bu prob-
lemi 2 yıldan beri çözmek için çaüşıvoruz,
Kurumda yaşanan değişimin en önemli bo-
yu(u, knı uııı bakııuıudan ev bakimına geçi-
lerek "Sevgı Evleri" adını verdigimiz yeni
bir yapıya dönüştûriilmesidir. Ancak en
önemli konumuz, çocuklann öz aileleri ya da
koruyucu aileler tarafından bakılmasına
teşvik edilmesidir." "Sevgi Evleri* projesi-
nm Kocaeli ve Tekirdağ'da örnek proje olarak
yürütüldüğünü kaydeden Banş, Niğde, Kara-
bük ve Manisa'da da projeye ait evlerin yapı-
mına de\am edildiğini ifade etti. Banş, "Sev-
gi Evleri"nin yaygınlaştmlacağını belirtti.
Ş.URFA SULH CEZA MAHKEMESİ
Kızyurdunda taciz
iddiasınayayınyasağı
ŞANLIURFA (Comburiyet) - Malatya'daki ço-
cuk yuvasındaki dayak skandalının ardından
gündeme gelen Şanlıurfa 'daki Sabancı Kız Yur-
du'ndaki taciz ıddialanyla ilgili olarakda yayın
durdurma karan alındı. Şanlıurfa Sulh Ceza
Mahkemesi'nin karannda şöyle denildi:"Sa-
bancı KızYetişürmeYurdu'nda kalan çocuk-
lara yönelik cinsel taciz, kötü muamele, ha-
karet ve tehdit iddialarıyla ilgili olarak
31.10.2005 tarihinden itibaren yerel ve ulu-
sal basın yayın organlannda yapüan haber ve
yayınlarla ilgili olarak, Şanlıurfa Cumhuri-
yet Başsavcıbğı'nın 02.11.2005 gün ve 2005
/1427 D.İş. sayılı karany la. konu\ la ilgili ya-
yınlann durdurulmasına karar verilmiştir."
Sorun: AKP politikalan
SHÇEK'ıyerelyönetimlere devretmekisteyen iktidar, kurumun kadrosu olmastna karşvn,
yeni aîamayapmıyor. Çahşanlarsorunlar nedeniyle başka kurumiarageçmeye çahşıyor
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK), AKP hükümetinın ku-
rurnu yerel yönetimleredevretme
politikası nedeniyle yıllardır ih-
maJ ediliyor. Kurumun 13 bin 382
kadrosundan 9 bin 60 l'i dolu bu-
lunuyor. Personel sıkıntısı yaşan-
masına karşın yeni atama yapıl-
mıyor. Üst düzey bürokratlann
atanmasında ilahiyat mezunlan
tercih edilirken, bugün 81 il mü-
düründen 16'sını ilahiyat mezun-
lan oluşturuyor. Hükümetin ma-
li programı nedeniyle atölye ve
dönersermaye işletmeleri kapati-
lıyor Ücret farklılığı ve yaşanan
sorunlar nedeniyle çahşanlar,
başka kurumlara geçmeye çalışı-
yor. Yurtlarda yetişenlere sınırlı
ölçüde iş olanağı sağlanabiuyor.
Hükümetin hedefi, SHÇEK'i
yerel yönetimlere devretmek. Bu
konuda ilk adımı Kamu Yöneti-
mi Yasası'nda atan, ancak Cum-
hurbaşkanı Abmet Necdet Se-
zer'in yasayı veto etmesi nede-
niyle planlannı bir süre aslcıya
alan hükümet, Malarya olayuun
ardından yeniden bu konuyu gün-
deme getirdi. AKP'nin "Nasd ol-
sa yerel yönetimlere devredece-
ğiz" biçimindeki bakış açısı ne-
deniyle kurum, yıllardır bilinçli
olarak ihmal ediliyor. Bu ihmali
ortaya çıkaran rakamlar şöyle:
• Kurumun 13 bin 382 kadro-
su bulunuyor. Ancak bu kadronun
9 bin 60l'i dolu. Devlet Bakanı
Nimet Çubukçu, kadro yetersiz-
liğinden yakınırken kadro olma-
sına karşın yeni atama yapılmı-
yor. Kurumun 450 bakıcı anne
kadrosu olmasına karşın 237'si,
1134 olan sosyal hizmet uzmam
kadrosunun 883 'ü, 258 psikolog
kadrosunun 89'u, 1012 öğretmen
kadrosunun 929'u, 3 bin 521 yar-
dımcı hizmetli kadrosunun 2 bin
893'ü dolu gözüküyor.
•Hükümet, boş kadrolara yeni
atama yapmak yerine hizmet sa-
tın alımı yoluyla temizlik işçile-
rini çocuklann bakımında görev-
lendiriyor. Hizmet alımı yoluyla
2002 yılında 3115, 2003 yıluıda
3 bin 106, 2004 yılında 3098 ve
2005 yılında da 3 bin 660 perso-
nel yurtlarda görevlendirildi. Ye-
ni atama yapılmazken, kadrolu
uzman personelin sayısı giderek
azahyor. 2002 yılında 262, 2003
yılında 369,2004 yılında 431 ve
2005 yılında da 503 olmak üze-
re 1500'e yakın personel emekli
oldu.
• AKP hükümeti döneminde il
ve yurt rnüdürlüklerine ihaliyat
kökenli ya da partiden milletve-
kili adayı olmuşldşilerin atanma-
suıa agûlık veriliyor. 81 il müdü-
ründen yalnızca 15'i sosyaJ hiz-
met uzmanı (sosyal çalışmacı)
iken, 16'sı ilahiyat mezunlann-
dan oluşuyor. Müdürlerden 34'ü
eğitimci, l'i sağlıkçı, 15'i ise iş-
letme ve iktisatçı. Birçok çocuk
yuvası ve yetiştirme yurdunun
yönetimi de imam hatip ya da ila-
hiyat kökenlilere emanet edilmiş
durumda. Kurum personeli ara-
sındaki ayn ayn ücretlendirme
politikası nedeniyle çahşanlann
motivasyonu azalıyor. Gece nö-
bete kalan personele aynca bir
ücret ödenmiyor. Bu konuda sür-
dürülen çalışmalardan şimdiye
kadarbir sonuç alınamadı. Bu ne-
denle birçok personel gece nöbet
tutmak istemiyor.
• Yetiştirme yurtlanndaki ço-
cuklann meslek edinmelerine
olanak sağlayan atölye ile döner
sermaye işletmeleri, "Tekdüze
ûretim yapan atölyelerde çalı-
şan ve öğrenime devam etme-
yen çocuklann mesleki bilgi ve
beceri kazanmalan miimkün
değildir" gerekçesiyle kapatıldı.
Hükümet, uygulanan mali prog-
ram nedeniyle bu atölyeleri yeni-
den açmayı düşünmüyor.
• Kurumun personeli, yaşanan
sorunlarnedeniyle başka kurum-
lara geçmeye çalışıyor. Bazı me-
murlar da SHÇEK'i "geçiş. yo-
lu" olarak kullanıyor. Son 4 yıl-
da başka kunımlardan SHÇEK 'e
yaklaşık 200 personel nakil yap-
tınrken, kurumun kadrolu perso-
nelüıden 150'si ise başka kurum-
lara geçiş yaptı.
•Yetiştirme yurdundan çıkan-
lara iş olanağı sınırlı ölçüde sağ-
lanabüiyor. Bugüne kadar yak-
laşık 25 bin kişi, kamu kurum-
lannda istihdam edilebilirken,
her yıl yüzde 6-7 oranında bir is-
tihdam sağlanabiuyor. İş bula-
mayan gençler ise, devletin de
korumasından çıkanldığı için
suça yöneliyor.
Türkiye'deki kreşlerin sadece 6'sının TSE kriterlerine uygun olduğu ortaya çıktı
Velilerden yakın takîp
CANHACIOĞLU
ESKtŞEHtR - Malarya'da
çocuk yuvasındaki dayak skan-
daluıın ardından ebeveynler ço-
cuklanmn gün boyu banndığı
kreş ve gündüz bakunevlerine de
denetimleri arrhrdı. Türkiye'de
0-5 yaş arası çocuklann banndı-
ğı kreşlerden sadece 6'smın Türk
Standartlan Enstitüsü'nün
(TSE) kriterlerine uygun olduğu
belirlendi.
Malatya'daki skandal, özel-
likle çalışan ebeveynlerin çocuk-
lannm günde yaklaşık 8-9 saat
zaman geçirdikleri kreş ve gün-
düz bakımevlerinin durumunu
da gündeme getirdi. Türkiye ge-
nelinde sadece 6 kurumun
TSE'nin ilgili standardına sahip
olduğu belirlendi. TSE Eskişe-
hir \\ Müdürlüğü Hizmet Yeri
Belgelendirme Sorumlusu Is-
mail Kaynarca, Esldşehir'de sa-
dece bir kreşin 1996 yılından bu
yanaTSE belgesi sahibi olduğu-
nu belirterek "Bunun dışında
bir müracaat almadık. Böyle
bir zomnluluk yok ancak TSE
standardı uyulması önemli
birçok kural içeriyor" dedi.
Kurallara göre kreş ve gündüz
bakımevlerinde görevli öğret-
men ve eğiticilerin fakülte veya
meslek lisesinin "çocuk eğitimi
ve gelişimi" bölümünden me-
zun olması gerektiğine dikkat
çeken Kaynarca, "Aynca kural-
lara göre, ilgili kurumda ço-
cuk gelişimcisi, bakıcı anne ve
en az bir doktorun bulunması
gerek. Çalışan personelin eği-
timlere tabi turulması da
önemli. Bu standartlan taşı-
dıklarını belgelemek isteyen
kurumlar bize başvurmalı. Bi-
zim bu konuda bir yaptınmı-
mız olamaz" diye konuştu. TSE
Malatya'daki
skandalın ortaya
çıkmasının
ardından
kimsesiz
çocuklann
kaldığı yurtlar
mercek altına
alındı.
Bayratnda
ziyaretçi akınına
uğrayan
çocuklar,
kendilerine
verilen hediyeler
ve harçlıkJarla
mutlu dakikalar
yaşadılar. (AA)
standartlannın zorunlu olması
gerektiğini belirten uzmanlar ise
bu kriterlerin kreş ve gündüz ba-
kımevleriyle sınırlı kalmaması-
m, 0-5 yaş arası çocukiann bu-
lunduğu anaokullan ve SosyaJ
Hizmetler Çocuk Esirgeme Ku-
rumu Müdürlüğü yurtlan için de
geçerli olmasım önerdiler.
AKP, çiftçiye toprak vermeyecek
• Baştarafı 1. Sayfada
toprak sahibi olmasım onlara
layık görmediğini mi kanıtla-
mak istiyor?" diye sordu. Tarun
ve Köyişleri Bakanı Mebmet
Mehdi Eker'in oluruyla geçen
ekim ayı sonunda ilgili birimJere
gönderilen yazıya göre, Tanm
Reformu Genel Müdürlüğü uy-
gulama bölgelerinde, dağıtım
amaçlı yatınm programına aluı-
mamış yerler ile programa alın-
mış ancakkesin hak sahipliği lis-
teleri ilan edilmemiş köylerde 19
Temmuz 2006 tarihine kadar da-
ğıtım amaçlı yeni projelerin uy-
gulanması durduruldu.
Söz konusuyazıda, 5 yıllıkkal-
kınma planlannda AB'ye üyeli-
ğin makro hedefler arasında ol-
duğu kaydedilerek şöyle denildi.
"AB üyeleriyle mukayese edil-
diğimizde, tanmsal üretim açı-
sından gerilerde kaldığımız gö-
rülmektedir. Bitkisel verimlili-
ğimiz Avrupa'daki ortalama-
nın yarısı kâdardır. Bunun da
başlıca nedenlerinden birisi,
ortaJama işletme büyüklüğü-
nûn birlik ülkeleri ortalaması-
nın yaklaşık 1/3'ii kadar olma-
sından ve aynca işlermelerimi-
zin çok parçalı ve dağınık ol-
masından Ûeri gelmektedir.
Makineli tanm, gübreleme,
ilaçlama, sulama, kaliteli to-
humluk, teşvikler vb. girdilere
rağmen işlermelerimizin çoğu
ancak geçimlik üretim yapabi-
leceksevıyelere düşmüştür. Uz-
manlaşmış mal üretimi ve ta-
nmsal üretim artışı için tanm
işletmelerimizin ortalama bü-
y iikJüğunü hızla Avnıpa orta-
lamasına yakiaştırmanıız ge-
rekmektedir.Türk tanmını ya-
pısal olarakAB normlarına ge-
tinnenin yolu da kuru ve sulu
tüm işlenebilir alanlarda arazi
toplulaştırmasımn yapılması
ve işletmelerin daha sonra par-
çalanmasını engelleyecek Me-
deni Kanun çerçevesinde yasal
önlemlerin alınmasından geç-
mektedir."
Tanm Bakanhğı 'nın yazısında
az topraklı ve topraksız çiftçiye
toprak dağıtımı uygulamasına
son verihnesine gerekçe olarak
da şu savlar ileri sürüldü:
"Hazine arazilerinin toprak-
sız ya da az topraklı çiftçilere
dağıtımı esnasmda bir taraftan
toplulaştınlan, müşterekliliği
giderilerek tek parça haline ge-
ririlen araziler norm dahilinde
(111. sınıfta suiuda yaklaşık 40
dekar, kuruda 200 dekar) tek-
rar bölünerek, çiftçilik konu-
sunda bilgi birikimi, deneyimi
bulunmayan. harta tarlavı süre-
cek, tohum. ilaç ve gübre ala-
cak, atacak maddi imkânı ol-
mayan, gerekse yeterli alet ve
ekipınanı olmayan kişilere çift-
çilik yapmak üzere dağıtümak
zorunda kalınmakta. işletme
büyüklüğü azaltıldığı gibi çift-
çi sayısı arttınlmaktadır. Bu
durum arazi parçalanmasını
arttırarak, Avnıpa Biru'ği mü-
zakereleri kapsamında karşı-
mıza en önemli olumsuzluklar-
dan biri olarak çıkacak ve gide-
rilmesi büyük zaman, emek ve
maddi kaynakgerektireeekrir."
Hazine arazilerinin kullanan-
lara satışıylabirtürtoplulaştırma
hizmetinin devletçe hiçbir yatı-
nm yapmadan sağlanmış olduğu
ifade edilen aynı yazıda, "Bu sa-
yede, yüiardır tanmla uğraşan
bilgi ve donanım açısından ye-
terli kişilerin çiftçiiiğe devam
etmesiyle tarımda işletme bü-
yüklüğü arttınlmış, çiftçi sayı-
sı azaltılmış ve Avrupa Birliği
çiftçileriyle rekabet etme sansı
yaratılmış olacaktır" denildi.
Yazıda 4070 sayılı Hazine'ye Ait
TanmArazilerinin Satışı Hakkın-
daki Kanun'un Tanm Reformu
Genel Müdürlüğü'nün uygulama
bölgelerinde uygulanmadığı za-
man anayasanın eşitlik ilkesine
de uyulmadığı iddia edilerek
"Birfoirine komşu iki köy bel-
de ya da ilçenin harta ilin biri-
sinde dileven kullandığı Hazine
arazisini sarın alabilirken, di-
ğer komşu köydeki kişi, kullan-
dığı Hazine arazisini sarın ala-
mamakta, bunun yanı sıra ge-
çim kaynağı olan arazisi elin-
den alınarak dağıtımda hak sa-
hibi olan diğer bir kişiye veri-
lerek köy içinde husumet yara-
tılmakta, sosyal huzursuzluğa
sebep olunmaktadır" denildi.
Uygulamaya ilişkin görüşleri-
ni Gumhuriyet'e açıkJayan Hari-
ta ve Kadastro Mühendisleri
Odası Başkam Höseyin Ülkü,
Başbakan'ın ülkeyi pazarlamaya
ilişkin sözlerini anımsatarak
"Avrupa Birliği müzakereleri-
nin daha başında müzakerenin
faturasını topraksız ya da az
topraklı köylüye çıkarmanız da
Türkiye'yi pazarlama görevi-
niz içinde mi? AKP iktidan fa-
kir köylünün toprak sahibi ol-
masını oniara layık görmediği-
ni mi kanıthyor Sayın Başba-
kan" diye sordu. Ulkü, "Guney-
doğu'da ölüsünü gömecek top-
rağı bile olmayan köylünün
toprak edinme hakkı Başba-
kan'ın aklının ucundan bile
geçmiyor" diye konuştu.
G U N D E M MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
toplandı. Sorunu masaya yatırdı. Tüm taraflar,
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'ndan oluşan
sosyal güvenlik sisteminde köklü bir değişiklik ya-
pılması gerektiği görüşünde birleşti. İş, nasıl ya-
pılması gerektiğine gelince, görüşler çatallandı.
önce bugünkü durumu sütuna yatıralım...
1 - Bağ-Kur ve SSK emeklilerinin maaşları orta-
lama yaşam standartlannın altında...
2- Sosyal güvenlik kurumlarının açığı 23 katril-
yon lirayı buldu. Bütçe açığının önemli bir kalemi-
ni bu oluşturuyor.
3- Emekli maaşları arasındaki uçurum sosyal
devlet kavramının rafa kalktığını gösteriyor.
Hükümet sorunlann buraya kadar olanını masa-
ya koyuyor, sonra da arkasına IMF'yi alıp çözüm
aramaya girişiyor.
• • •
Yukandaki 3 şıkkın altına eklenmesi gereken 2
şık şu:
4- Sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesi
için 1 emekliye karşılık 5 prim ödeyen olması ge-
rekiyor. Türkiye'de, 1 emekliye karşılık sadece 1.5
prim ödeyen var.
5- Kayıt dışı çahşanlann oranı kayıttakileri yaka-
ladı. Kimi sektörlerde geçti bile.
Hükümet son iki şıkkın üzerine gitmeye yanaş-
mıyor. Başbakan'ın sosyal güvenlik reformu diye
sunduğu metinden sızanlardan anladığımız kada-
nyla şunu hedefliyor:
Prim verene daha da yüklenmek!
Bu, kovanın altındaki deliği kapatmadan, üstten
daha fazla su doldurmaya, yanlannı sağlamlaştır-
maya benziyor. Gerçek kara delik, kayıt dışılık.
Görünen o ki, prim miktan, emeklilik için gerek-
li çalışma günü sayısı arrtırılacak. Üç kurum bir
araya getirilip az alan çok alan harmanlanacak.
Sonra da bu durum "ctevreform"diyesunulacak.
Reform neyi getirecek?
Daha fazla kayıt dışılığı.
Kabul etsek de etmesek de toplumsal yaşamın
bir kuralı var:
Zorunluluklar, yasakları meşru kılar!
Pek çok küçük işletme, bu primleri ödersem, bu
yükümlülüklerin altına girersem batarım, ayakta
kalmam için bu şart deyip kayıt dışılığa sarılacak.
• • •
Sosyal güvenlik reformu, IMF'nin olmazsa ol-
mazlarından biri. Hükümet her IMF denetiminde
ne yapıp edip biraz daha süre alıyor. Son süre şu-
bat ayına dek.
AKP, medya ile birlikte kamuoyu oluşturup sis-
temin çöktüğünü, yeniliğin şart olduğunu kabul et-
tirmeye çalışıyor. Bunu başardıktan sonra kendi
kafasındaki IMF onaylı çözümü gündeme getire-
cek. Çahşanlar buna tepki gösterirse, "Değişikli-
ğin şart olduğunu sizde söylemiyormuydunuz" di-
ye soracak.
Bu alanda yatınm yapan özel sektör kuruluşla-
rı sorunun çözümüne katkı yapacak büyüklükte
değil. Olması da çok zor. Temel çözüm, kayıt dı-
şılığı olabildiğince azaltmak. Bu da hükümetin işi-
ne gelmiyor... Seçim zamanı ne yapacağım diye
düşünüyor. İş yine bireysel emeklilikle "birey"se\
emeklilik arasında düğümleniyor.
ankcuma cumhuriyetcom.tr
DSP GENEL BAŞKANI SEZER:
Yerel yönetime
devir yeni
sorunlar yaratır
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel
Başkanı Zeki Sezer, "Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK),
kadrolaşma ve kayırmacılıktan tümüyle
anndınlması" gerektiğini söyledi. Sezer, dün
yaptığı yazılı açıklamada, Malarya Çocuk Yu-
vası'ndaki olaylar gerekçe gösterilerek sosyal
hiziner kühımlannın yerel yonetunlere devre-
dileceği \e buralarda verilen hizmetin özelleş-
tirileceginin açıklandığına dikkat çekti. Sosyal
hizmetlerin yerel yönetimlere devredilmesinin,
sorunlan daha da ağırlaştıracağuu vurgulayan
Sezer, "Böyle bir uygulama daha önce de-
nendi, başarılı sonuç alınamadığı için mer-
kezi sisteme dönüldü" dedi.
'Tarikatlaruı etkisi altına girer'
Sezer, sosyal hizmet kuruluşlannın yerel yöne-
timlere devTİ halinde. bu hizmetin her il ve il-
çede farkh standartta, öncelikle belediyenin si-
yasal kimliği doğrultusunda yürütülmesüıin
söz konusu olacağını kaydetti. Sezer, devir ha-
linde, nitelikli personel istihdamının olanaksız
hale geleceğine dikkat çekerken birçok yerde
yurtlann, yerel etkinliği bulunan cemaatlerin ve
tarikatlann etkisi altma girme tehlikesiyle kar-
şı karşıya kalacağuıuı da altını çizdi.
'Oda tipi yerleşim uvgulanmair
Sezer, şunlan dedi: "Malatya Çocuk Yuva-
sı'nda yaşanan olay gösterdi ki, sorunun te-
melinde mesleki bilgiye, btlime ve akla olan
inançsızbk, kayırmacılık ve kadroculuk, ba-
şıboşluk ve denetimsizlik yarmaktadır. En
acil sorun, yurt düzeyindeid çocuk yovala-
nnda konuyla ilgili eğitim almış kişilerin sü-
rekli kadrolarda istihdamının sağlanması ve
çocuklann sevgisiz ellerden kurtanlması-
dır. SHÇEK, tümüyle kadrolaşmadan ka-
yırmacılıktan arındınlmalıdır. Korunmaya
mubtaç çocuklar, gerekli destek verilmek su-
retiyle öncelikle ailelerin yanında koruma
altına alınmalıdır. Oda tipi yerleşim uygula-
nıası hızla yaygınlaştınlmalıdır."