Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 OCAK 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başarılı öğrenciler İstanbul'da
Türk Silahlı Kuvvetleri'nce
(TSK) İstanbul'da misafir
edilen Mardin, Çorum, Kütahya,
Elazığ ve Rize'de ilköğretim okul-
larında okuyan başarılı 30 öğren-
ci, Deniz Eğitim ve Öğretim Ko-
mutanı Koramiral Alev Gümüşoğ-
lu'nu ziyaret etti. Üsküdar Beyler-
beyi'ndeki Deniz Eğitim ve Öğre-
tim Komutanlığı'nda öğrenciler-
le bir süre sohbet eden Korami-
ral Gümüşoğlu, "Cumhuriyet dö-
neminin, hatta diyebiliriz ki Bar-
baros'tan sonra Osmanlı döne-
minin en güçlü donanmasına sa-
hibiz" dedi. Öğrencilere araların-
da denizci subayı olmak isteyen
olup olmadığını da soran Korami-
ral Gümüşoğlu, bazı çocukların el
kaldırması üzerine memnun ol-
duğunu ifade etti. Koramiral Gü-
müşoğlu, daha sonra öğrencile-
re birer kalem hediye etti. (AA)
Almanya'da Türkuyuşturucu şebekesi ortaya çıkarıldı. Başkomiser Taşpınar 8.5 kilo eroinle yakalandı
Komisere 'eroin' tutuklaması
Yorgancıoğlu'dan
mağdurlara
sergiyle destek
Istanbul Haber Servisi - Ressam H.
Çiğdem Yorgancıoğlu, "Callista" adlı
kişisel sergisini 7 Şubat'taBeyoğlu'nda-
ki Fransız Sokağı'nda açıyor. Yorgan-
cıoğlu'nun sergisi, 7 Mart'a kadar ge-
zilebilecek. Serginın açılış kokteyli ise
aynı gün saat 17.00'de yapılacak. Sanat-
çı Yorgancıoğlu, nisan ayı sonunda da
Florida'daki North Palm Beach'te, "Ef-
talya Ala Turca" adlı sergisinde ve yı-
ne nisan ayı içinde Newyork'ta Light
Millenium organizasyonu ile açılacak
sergide gerçekleştirilecek tüm satışla-
rın Güney Asya'dakı depremzedelereba-
ğışlanacağını belirtti.
14. YILDÖNÜMÜ
Tank Zafer
Tunaya anılıyor
İstanbııl Haber Servisi - lstanbul
Üniversitesi (ÎÜ) Siyasal Bilgiler
Fakültesi kurucu dekanı Prof. Dr.
Tank Zafer T\ınaya, ölümünün 14.
yıldönümünde, Aşiyan'daki mezan
başında bugün saat 11 .OO'de törenle
anılacak. Anayasa, siyaset bilimi,
meşrutiyet ve
cumhuriyetin
sorunları konusunda
araştırmalarıyla
tanınmış olan Tank
Zafer Tunaya
1916'da istanbul'da
doğdu. 1949'da
Umumi Amme
Hukuku kürsü
doçentliğine atandı.
1953-1954 yılları arasında fakiilte
meclisi kararıyla mesleki
incelemelerde bulunmak için
Avrupa'ya gönderildi. Tunaya, 1960
Anayasası Hazırlık Komisyonu'nda
yer aldı. 1968'de 10 Hukuk Fakültesi
Dekanlığı'na seçildi. Tunaya, 29
Ocak 1991 'de yaşama veda etti.
İDAMLAR ÎÇtN ANMA
781er 12 Eylül'ü
protesto ediyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
78'liler Dayanışma ve Araştırma
Derneği, idam edilişlerinin 22'nci
yıldönümünde Ömer Yazgan,
Erdoğan Yazgan, Ramazan
Vukarıgöz ve Mehmet Kanbur'u
anmak ve 12 Eylül yönetimini
protesto etmek için bugün Ankara'da
bir tören düzenleyecek. Anma töreni
Yüksel Caddesi'ndeki Insan Haklan
Anıtı önünde bugün saat 12.30'da
gerçekleştirilecek.
Haber Merkezi - Diyarbakır Em-
niyet Müdürlüğü'nde görevli başko-
miser İsa Taşpınar, Almanya'da dü-
zenlenen uyuşturucu operasyonun-
da yakalandı. Emniyet Genel Mü-
dürlüğü Sözcüsü Ramazan Er, baş-
komiser Taşpınar'ın sekiz buçuk ki-
lo eroinle yakalandığını doğrularken
Taşpınar'la birlikte yakalanan 4 ki-
şiyle ilgili Alman makamlannın yü-
rüttüğü idari soruşturmanın sürdü-
ğü bildirildi.
Almanya'nın Mönchengladbach
kentinde bir Türk uyuşturucu şebe-
kesi ortaya çıkanldı. Mönchenglad-
bach savcılığının bir sözcüsü, yap-
tığı açıklamada, şebeke üyeleri ara-
sında, Diyarbakır'da görev yapan
Isa Taşpınar adlı bir Türk başkomi-
serin bulunduğunu bildirdı.Konu ile
ilgili açıklama yapan Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü Sözcüsü Er de baş-
komiser Taşpınar'ın, Almanya'da
sekiz buçuk kilo eroinle yakalandı-
ğını doğruladı. Aralannda komiser
Taşpınar'ın da bulunduğu Türk uyuş-
turucu şebekesine yönelik operas-
yonla ilgili olarak gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Emniyet Genel
AVRUPA'YA UYU$TURUCUYU TÜRK-KÜRT MAFYASI PAZARLIYOR
OSMANÇUTSAY
FRANKFURT - Afganistan'da üretilen uyuşturucu
miktarınm her yıl giderek arttığı ve bu "ürünün"
Batı Avrupa'ya Türk-Kürt mafyasınm
egemenliğinde pazarlandığı ileri sürüldü. Avrupa
Polis Örgütü Europol'un yenı Uyuşturucu Raporu,
Afganistan'daki "rekor afyon hasadT nedeniyle
pazann daha da büyüdüğünü belirtirken
Avrupa'daki zehir ticaretinin esas olarak Türkiye-
Balkanlar hattı üzerinden beslenmeyi
sürdürdüğünü, ancak yeni aktörlerin de sahne
almaya başladığını yazdı. Avrupa'daki eroin
pazarının uluslararası nitelikteki örgütlerin
denetiminde yürüdüğünü, bunlar içinde de Türk-
Kürt mafyasının gruplar halinde temel ağırlığı
oluşturduğunu kaydeden Europol raporuna göre,
son dönemde Arnavut mafyası, hem genel
uyuşturucu piyasasında hem de eroinde payını
sürekli yükseltmeyi başardı. Europol, buralardaki
mafya tipi yasadışı örgütlenmelerin "Büyük
Arnavutluk" projesinin finanse edilmesinin
sağlandığını anımsattı. Europol, "Balkan Yolu" ile
bağlantılı olarak ve onun yanında bir de "Ipek
Yolu"nun verimli bir biçimde ışletildiğini belirtti.
Ikinci yolun Afganistan kaynaklı uyuşturucu ve
eroini, Rusya, Belarus, Ukrayna, Letonya, Estonya
ve Litvanya'nın Batı'ya ilettiğı belirtildi.
Müdürlüğü Sözcüsü Er, Almanya
ile yürütülen ortak çalışma kapsamın-
da başkomiser Taşpınar'ın bu ülke-
de yakalandığını söyledi. Er, Diyar-
bakır Emniyet Müdürlüğü'nde gö-
revli olan Taşpınar'ın yıllık izni ne-
deniyle Almanya'da olduğunu öğren-
diklerini bildirdi. Alman adli ma-
kamlannca Isa Taşpınar ve berabe-
rindeki dört kişinin tutuklandığını ifa-
de eden Er, olayla ilgili idari so-
ruşturmanın başlatıldığını açıkladı.
Alman yetkılıler de toplam 4 kişi-
nin yakalandığını ve haklannda tu-
ruklama karan çıkanldığını belirte-
rek olayda aynca 8.5 kilo eroin ele
geçirildiğini kaydettiler.
Buarada, Başkomiser Taşpınar'ın,
görev süresinin büyük bölümünü
ücretsiz izinle geçirdiği belirlendi.
Yurtdışında tedavi gören eşinin ra-
hatsızhğını gerekçe gösteren Taşpı-
nar, görev süresi boyunca 6 aylık
dönemler halinde ücretsiz izne ay-
nldı. Taşpınar, son izninı ise 2 ay ön-
ce kullandı. Taşpınar ile ilgili olarak
ortaya atılan iddialardan biri ise
eşinin tedavi masraflan nedeniyle
böyle bir şebekenin içine çekildiği.
Iddiayagöre masraflannüstesinden
gelemeyen Taşpınar, kendisine
verilen yeşil pasaportun da avantaj-
lanndan yararlandı.
Köylülerin avukatlan Sezer'e 'Edelman'ı istenmeyen kişi ilan edin' çağnsı yaptı
Bergama büyükelçiyi istemiyor
Protesto amacına ulaştı
Deprem korkusu, iliklere işleyen soğuk hava vc
lıiikiimetin il»isizliği nedeniyle zor günler geçiren
Hakkarililer öııccki geceden itibaren evlerine
girmeye başlarken, bazı yurttaşlar da Kızılay'ın
kurduğu çadırlarda bannmayı tercih etti. Kızüay
yetkilileıi protestolara yol açan yazhk çadıriann
kurumıın afet stoklarında yer almadığuu, Köye
Dönüş Projesi kapsamında kcnte gönderildiğLni
bildirdiler. Bölgedeki Kızüay yetküisi Metin Yaman,
valilikçe 3 gün önce kent merkczine kurulan 30
çadırın deprcnı çadırı olmadığını belirterek
Kızılay'ın afet çadırlannın önceki gece Hakkari'ye
ulaştığını kaydettL Yaman, "İlk etapta, Kızüay
tarafindan 152 izolasyonlu kışlık çadır, 2 bin
battaniye ve 100 katalitik soba gönderildL Van ve
Muş Kızüay'uıdan 348 çadır ile 200 katalitik soba
ve 1000 kişiye hiznıct kapasiteli seyyar mutfak
bölgeye ulaştınldı." dedL (Fotoğraf: AA)
Akdeniz'in ciğerleri yanıyor
Istanbul Haber Servisi - Eski
Orman Mühendisleri Odası Ge-
nel Başkanı Salih Sönmezışık,
golf sahası ve otel inşaatı için
Antalya'daki Sorgun Ormanla-
n'nın yok edilmesini "cinayet"
olarak niteledi.
Salih Sönmezışık, yapılan plan
değişikJiğinin kamu yaranna ve
hukuka aykın olduğuna dikkat
çekerek, "Çevre düzeni planlan
ile beliıienen arazi kullanınıları,
insan odakhdır. Oyörede yaşayan
insanlannyerleşim alanian, tanm
alanlan, sanayi ve ticaret alanla-
n, rekreasyon alanlarının bütün-
lüğünü kapsamaktadır" dedi.
Söz konusu keyfi planlama ile
alanın bir kuruluşa tahsis edil-
mesi işlenıinin "yangmdan mal
kaçırmaya" benzediğini ifade
eden Sönmezışık, bu durumun,
Batı Akdeniz bölgesinin akci-
ğerlerini satmak anlamına geldi-
ğini kaydetti. Manavgat Beledi-
yesi'nin Danıştay'a açtığı dava-
yı geri çekmesıne tepki gösteren
Sönmezışık, "Budavanıngeriçe-
kilmesi hukuksal bir soramsuz-
luk örneğidir" diye konuştu.
• Cumhurbaşkanı Sezer'e,
ABD Büyükelçisi Eric
Edelman'm "persona non grata"
ilan edilmesi isteğiyle başvuran
Bergamalı köylülerin avukatlan,
Zeki Ergezen'in de uyanlması
gerektiğini söyledi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Bergama'daki altın madeninin açılması
için devreye giren ABD'nin Ankara Bü-
yükelçisi Eric Edelman'm "personanon
grata" (istenmeyen kişı) ilan edilmesi
çağnsı yapıldı.
Bunun için Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e başvuran avukatlar, bü-
yükelçuıin mektubuna gerekli yanıtı ver-
meyen Bayındırlık Bakanı ZekiErgezen
ve ve bürokratlann da uyanlmasmı is-
tediler.
Bergama Ovacık'ta siyanürlü ayrış-
tırma yöntemiyle altın üretimi yapan
Neormany Madencilik şirketine ait ma-
denin işletilmesi, çevre ve insan sağh-
ğını tehdit ettiği gerekçesiyle Türki-
ye'deki en üst mahkemelerce durdurul-
muş, son olarak Avrupa insan Haklan
Mahkemesı de benzer sakıncalan sıra-
lamıştı.
Yargınm durdurduğu madenin yeniden
açılması için ABD Büyükelçisi Edel-
man'm, Bayındırlık Bakanı Zeki Erge-
zen'e başvurduğu ortaya çıkmıştı.
Yıllardır madene karşı mücadele ve-
ren Bergama köylülerinin avukatlan,
Cumhurbaşkanı Sezer'e başvurarak Edel-
man'ın "istenmeyen kişi" ilan edilmesi
çağnsı yaptılar.
EDELMANISAVUNDU
Edelman'm isteminin ardmdan Izmir
Valiliği'nin imar planlanmn yasallaştı-
nlması yönünde adım atmaya başladı-
ğına dikkat çeken avukatlardan Noyan
Özkan, Senih Özay, ArifAH Cangı, Uğur
Kalefioğiu, SerkanCengjıve İbratâm Ax-
zuk, yargı kararlarının açıkça göz ardı
edildiğini savundular.
ÖDP îzmir tl Başkanı tbrahim Akın
da, "Bu uygulama ile AKP hükümetinin
kinılerin çıkanna hizmet ettiğibir kez da-
ha ortaya çıkmıştu*. Bu iilkeyi kim yöne-
tiyor?" diye sordu.
Edelman'm mektup yazdığını doğru-
layan bir ABD yetkilisi ise "Büyükelçi-
nin sonımluluklan arasmda ABD şir-
ketlerini desteklemek de var" dedi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Sosyal Demokrasi
veCHP
Son yazımda vurguladığım üzere; "CHP ne de-
mokrat, ne de sosyal demokrat" lafına çok tutuluyo-
rum. Hele bunu dile getirenlerden bir kısmı; bu konu-
lan çok iyi bilen ya da bilmesi gereken tanış ve arka-
daşlanm olunca, kızgınlığım daha da artıyor. Ve Tür-
kiye'nin gündemi gereğı, bu iki kavramı yeniden ele
almak ve CHP'yi bu bakış açısı altında bir kez daha
değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
önce CHP'nin demokrat olup olmadığını tartı-
şalım.
Doğrusunu isterseniz, CHP'nin, "Tam bir demok-
rat parti olduğunu" iddia etmek için ya fanatik bir
CHP'li ya da bir kara cahil olmak gerekir. Ancak 12
Eylül'ün getirdiği siyasal partiler ve seçim yasası dü-
şünüldüğü zaman; bu koşullar altında, CHP'nin bu
alandaki eksiklikleri, mazur görülmese bile sanıyo-
rum anlaşılabilir. Kaldı ki; CHP'yi böylesine "demok-
rat olmamakla" eleştirenler, acaba Türk siyasal yaşa-
mındaki dığer 50 partiden herhangi birinin daha de-
mokrat olduğunu ileri sürebilirler mi?
örneğin, Bülent Ecevit'in DSP'si daha mı demok-
rattı? Kimı rivayetlere göre; milletvekili adaylarını,
Ecevitler adına partinin çaycısının belirlediği bir parti-
yi, demokrasi açısından bu denli sert eleştirenleri
pek hatırlamıyorum. Aynı şeyi özal'ın ANAP'ı, Demi-
rel'in DYP'si, Türkeş ve daha sonra Bahçeli'nin
MHP'si için söyleyebiliriz. Tüm seçimlerde, istisnasız
tüm adaylan merkez yoklamasıyla belirleyen bu par-
tiler, demokrasi adına eleştirilmiyor; buna karşılık,
göstermelik de olsa bazı adaylan, bazı illerde ön se-
çimle belirleyen CHP sonuna kadar eleştiriliyor. Böy-
le bir haksızlık olur mu?
CHP'nin gençlik kolları, kadın kolları olmaması
(sanki diğer partilerde varmış gibi) eleştiriliyor. Bence
de, büyük eksiklik olan ve bir tür "siyaset okulu" ol-
ması gereken bu organlan ortadan kaldıran, CHP'nin
iradesi mi, yoksa 12 Eylül'ün getirdiği antidemokratik
Siyasal Partiler Yasası mı? Yeri gelmişken şunu da
vurgulamak isterim ki; 1960 Devrimi sonrasında, si-
yasal partilerin, "Ocak" ve "Bucak" örgütleri de ka-
patılmıştı. Oysaki bu örgütler de, bir tür okul niteli-
ğinde ve değerindeydiler. 1960 öncesi gelişmelerine
tepki olarak bunların kapatılması gerçekten yazık ol-
du ve siyaseti bir ölçüde köksüz bıraktı.
• • •
Gelelim sosyal demokratlığa ve sosyal demok-
ratlara.
Biraz yukarıda da değindiğim gibi; bu konuyu
çok iyi bilen ya da bilmesi gereken kimi arkadaş-
larımızın, CHP'nin sosyal demokrat bir parti olma-
dığını dile getirmeleri, gerçekten şaşırtıcı ve üzü-
cü. Bunlar genellikle, Türkiye'deki şartları dikkate
almıyor ve sosyal demokrasinin işçi kökenli olma-
sı gerektiğinden söz ediyorlar. Oysaki; günümüz
sosyal demokrasisini temsil eden, "Sosyalist En-
ternasyonal'in", bir anlamda "manifestosunu"
oluşturan 1951 tarihli "Frankfurt Beyanname-
s/'"nde, Sosyalist Enternasyonal'in Ikinci Enter-
nasyonal'in devamı olduğu ve Marksist kökenli ol-
duğu dile getirildikten sonra; ancak "refah devle-
ti" konusundaki çabaların da sosyal demokrasi ol-
duğu, net bir biçimde dile getirilir. Bu konularda
yazan, söyleşiye katılan kimi meslektaşlarımızın
bunu bilmemeleri, gerçekten üzücü ve şaşırtıcı.
Kaldı ki; Türkiye'de, Marksist anlamda, sosyal de-
mokrat olabilecek bir partinin dayanacağı sanayi iş-
çisı, ne zaman ortaya çıktı. Sanayi işçisin/n olmadığı
ülkelerde, sosyal demokrat uygulamalar yaşanama-
yacak mı?
Sosyal demokrasiyi doğru algılayabilmek için,
"solculuğun" ne olduğunun iyi anlaşılması gerekir.
Bu konuya, hafta başında aynntılı olarak değindiğim
için, gene dönmek istemiyorum. Fakat şu kadarını
söylemeliyim ki; CHP'yi, "ortanın solu" olarak tanım-
layan ve buna uygun politikalar öneren Ismet Inönü,
kendisine bu konuda yöneltilen eleştirilere, çok an-
lamlı bir yanıt vermıştı: "CHP, kurulduğu günden be-
ri ortanın solundadır."
Bu görüş, hiç kuşkusuz doğrudur. Çünkü "sol", bir
toplumdaki siyasal ve ekonomik faydalanmanın; ya-
ni, gelir bölüşümünün, ekonomik fırsat eşitliğinin ve
siyasal katılımın geniş bir tabana dayandınlması de-
mek olduğuna göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruJu-
şunun onuruna sahip olan CHP, kurulduğu günden
beri soldadır ve ortanın solundadır. .. -s t
• • • - ' ' «*
Bu konuyu biraz daha netleştırmek için, gözlerinizi
biraz geriye çevirmemiz gerekir. Fransız Devrimi son-
rasında (günümüzde de hararetle savunulan) yoğun
bir liberal anlayış ortaya çıkmıştı. Devletin ekonomik
yaşama asla müdahale etmemesi (aynen günümüz-
deki gibi), sadece özgürlükleri koruması öneriliyordu.
"Rasyonel" (akılcı) ve "utulitarist" (faydacı) olan bi-
reyler, kendileri için en doğru olanı yapacaklar ve
böylece tek tek insanlar en doğruyu yaparken top-
lum ilerleyecekti.
Buna karşılık, kendilerine "jakoben" adı verilen
bir grup devrimci, buna karşı çıkıyordu (Günü-
müzde jakobenlik, solcular tarafindan da eleştiril-
miyor mu sinir oluyorum). Bunlara göre (bir jako-
ben manastırında toplandıkları için bu ismi alıyor-
lardı), toplumda büyük bir dengesizlik vardı. Dev-
letin özgürlükleri koruması demek, bu dengesizliği
koruması demekti. O halde devletin görevı, özgür-
lükleri korumak değil, önce özgürlük ortamını yani
insanların yarışmaya eşit olarak başlayabilecekleri
bir ortamı kurmaktı. özgürlüklerin korunması, an-
cak bu durumda anlamlı olurdu.
Bu anlayış, sol düşüncenin başlangıcıdır ve o dö-
nemlerde Paris'e gelen Karl Manc, F. Engels ile ta-
nışıp kendi manifestosu™ dile getirene kadar inan-
mış bir "jakobendi".
Fazla uzatmak istemiyorum (zaten yeıim de kal-
madı). Fakat bütün eleştirilerime ve kimi hayal kınk-
lıklarıma rağmen, CHP, Türkiye koşulları içinde de-
mokrattır ve evrensel boyutlar içinde sosyal demok-
rattır. Ister beğenin ister beğenmeyin, en azından şu
aşamada bir başka seçeneğimiz de yoktur.
Otomobîlde üç ceset bulundu
ç
Çamhk köyünde 25 metrelik uçuruma
yuvarlanmış bir otomobil içinde üç kişi
tabancayla öldürülmüş olarak bulundu.
Giresun Valisi Şükrü Kocatepe, cesetlerin
Abdulkadir Yalçın, Şenol Hacıoğlu ile Fatih
isimli kişilere ait olduğunun belirlendiğini
söyledi. Ticari otomobilüı, Trabzon'un
Çömlekçi Mahallesi'nde, Çömlekçi Taksi
Durağı'nda çalıştığuıın belirlendiğini
belirten Kocatepe, olayla ilgili başlatılan
soruştun?ıanın sürdürüldüğünü kaydetti. \