19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÛL 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Politika Hepimizin İşi... Mehmet Kapian, Cemal Süreya ve Hilmi Yavuz bir zamanlar radyo konuşmalan, daha doğaısu yeni çıkan kitaplar üzenne tartışmalar yaparlardı. Bir gün benim "günlüklerim "den söz açmışlardı. lyi, güzel sözler söyle- diler. Mehmet Kapian günlüklerimi, öykülerimi beğendi- ğirıi ama gazetelerde çıkan köşe yazılanmdan hoşlanma- dığını, onlan sert ve öfkeli bulduğunu söylemişti. Çok duydum! "Sen politika yazjlan yazma, daha çok sanat, edebiyat konulannı işle" diyenleri!.. Bir anlayış so- runu bu! Gerçekten de köşe yazılanna başladığım gün- lende, yani 1956'larda daha çok politika dışı yazılar yazı- yordum. Bir gün gazetenin dizerierinden Ahmet arkadaş "Güzelyazıyorsun, ama toplumdan uzaksın, milletin der- di çok, sen neden onlara ilgisizsin?" demışti. Bu bana bir uyancı ders oldu. Gündelik yazı yazmanın günü yan- atmak, günün gerçeklerini okuria dertleşmek olduğunu anladım! Politika dışı kalmak!.. Olabilır mi? Hangimiz böyle bir urnursamazlık, kayıtsızlık içinde olabiliriz? Politika, yalnız politikacı olanlann işi mi? Ülkeyi, belirli partilerden seçim- le ya da seçimsiz gelen "Sizi ben yöneteceğim" diyen insanlara mı bırakacagız? Heryurttaşın görevi bu sorum- luluğu bilmek, en az politikacılar kadar ülkenin işleriyle il- gilenmek değil midir? Her şey yalnız onlara bırakıldı mı, bir de bakarsınız sevdiğiniz ülkenizJn yönü değişivermiş, yasalan, anayasası bile bambaşka oluvermiş!.. "Politikadan anlamam, politikayfa ilgilenmem..." Böy- le konuşanlan, hepimiztanınz! Hele işini yoluna koymuş, geçimini belli bir düzeyin üstüne çıkarmış kışi, ülke yö- netiminde kim olursa olsun urnursamazlık, aldınşsziık içinde oluyor!.. Kimi de "Ben politika bilmem ki" der. Sanki ülke soru- nuyla ilgilenmek ayn bir uğraşmış gibi!.. Politika nedir di- ye soranlaraşuyanıtıveririm: "Bak, geçimden yakınıyor- sun, maaşyetmiyor, çolukçocuğumugeçindiremiyorvm, ne olacak halim?" diyorsun. Işte bu sözlerle politikanın en hasını yapıyorsun!.. Kimi de korku duyar! Aman başım derde girmesin, ba- na ne, ne olursa olsun der, aldırmaz olup bitenlere. Ga- zete okumaz, TV'nin eğlencelerini, şarkı ve türkülerini dinler, gündelik yaşamla ilgili konular açıldı mı, çat diye kapatr... "Küçücükaşımkaygısızbaşım", "Banadokun- mayan yılan bin yılyaşasın" atasözlerinin uyuşukluğun- da yaşar gider... Ote yandan yanı başında akla hayale gel- meyen olaylar olur, ülkeyi yönetmek değil, kendi evleri- ni, yaşantılannı bile düzene sokacak yetenekte olmayan kimseler gelmiş oturmuştur yönetimin başına... Şu anda bir düşünelim. Tayyip Erdoğan diye bir kişi başbakanımız... Nerden, nasıl gelmiş o önemli yere? On yıl-on beş yıl önce neydi, kımdi? Şenatçı bir partinin, ad değiştirerek üç kez yasalarca kapatılmış bir partinin, bir liderin emrinde bir genç adam! Belli bir alanda ne bir ba- şansı var, ne bir eseri var ne de tanınmışlığı!.. Ama geldi, parti kurdu, türiü suçlamalardan kurtulmayı becerdi, bir- çok engeli aşmasını bildi, şimdi Türkiye'yi kendi gönlün- ce, düşüncesince yönetiyor!.. Yani, sizi bizj, hepimizi! Şimdi sen, "Ben politika bilmem, politikayla ilgilenmem" diye söylen dur! Kendini korumaya, başının derde girme- mesini sağlamayaçalış... Ne var ki politikayla ilgilenmez- sen bir gün gelir o politika seninle ilgilenir! Şu ya da bu yoldan... Işte, ben de, işçi ustaa Ahmet'in uyansını din- leyerek kırk yıldır edebiyatın yanı sıra gündelik politikayla ıçli dışlıyım. Sevmesem de, hoşlanmasam da!.. Biryurt- taş olmanın sorumluluğuyla... Yüzbaşı Şerefİzmir'de... "Büyük Taarruz" öncesindeki tartışmalann sadece siyasal ortamda cereyan etmediğini de anımsamalıyız. Kurtuluş ordusımu örgütleyen Mustafa Kemal ve arkadaşlan, bir yandan düşmana vurulacak son darbenin hazırlıklannı yaparken öte yandan da kendi aralannda bir darbe için başvurulacak yöntemi tartışıyorlardı. Prof. Dr. Aydın AYBAY 2 6 Ağustos 1922 günü sabahı baş- layan "BüyükTaarnız", 30 Ağus- tos 1922 günü yapılan "Başko- mutan Savaşı" ile hedefine ulaş- mıştı. "Çal" köyünde durum de- ğerlendinnesi yapan komutanlar, düşma- nın 200.000 kişilik ordusunun dağıldığını ve bütün gücünü yitirdiğini saptamışlardı. Bunun arduıdan Başkomutan Mustafa Ke- mal, 31 Ağustos günü, ordulanna, bundan sonraki hedefin "Akdeniz" olduğu buyru- ğunu veriyordu. Buyruğu veren Başkomutan ın, bu sıfatı ile ilgili olarak daha birkaç ay önce ortaya çıkan tartışma, artık gerilerde kalmıştı. Tar- tışma şuydu: TBMM, mayıs ayı başında, Mustafa Kemal'in kaübnadığı bir oturum- da, kendisinin Başkomutanhk görevinin uzaülması konusunda "olumsuz bir karar" vermişti. Bu karara göre, düşmana son darbeyi vur- ma hazırlığı içindeki ordu "başsız" kalmış oluyordu. Hemen ertesi gün Meclis'e gelen Paşa, bu kararın "Kabul edilmez" olduğu- nu vurguluyordu: Ordu başsız bırakılamaz- dı. Konu yeniden görüşülerek bu kez olum- hı karara bağlandı. Temmuz ayında ise Mus- tafa Kemal Paşa'ya bu sıfatın süresiz ola- rak tanınması kararlaştınldı. Bu, askersel za- fer öncesi "syasal" bir zaferdi. 31 Ağustos günü askersel zaferin başkomutanı sıfatıy- la Mustafa Kemal, ordulara yeni hedefini (Akdeniz'i) bildirirken sadece bir "komu- tan" değil, ulusal bağımsızhğın simgesi olan siyasal iradenin de coşkulu desteğine sahip bir ulusal kurtuluş önderidir. "Büyük Taarruz" öncesindeki tartışma- lann sadece siyasal ortamda cereyan etme- diğini de anımsamalıyız. Kurtuluş ordusu- nu örgütleyen Mustafa Kemal ve arkadaş- lan, bir yandan düşmana vurulacak son dar- benin hazırlıklannı yaparken öte yandan da kendi aralannda bir darbe için başvurula- cak yöntemi tartışıyorlardı. Kimi komutan- lar, böyle, riskli bir atılımı uygun görmü- yorlardı. Onlara göre binbir zorlukla oluş- turulmuş askersel güç, bir başansızlık ha- linde dağılabilirdi. Buna karşılık, Başko- mutan'ın da uygun gördüğü plan kabul edil- di. Bu planda düşman bir meydan savaşın- da yenilecek ve "Ondan sonra nefes aldır- madan büyüksüvari kuvveti ile taarruz edi- lerek takip edilecek ve lznıir'e gHilecektir." (S. Selek, Mıllı Mücadele, Cumhuriyet, 31 Ağustos 2004, s. 9) Bu plan uyannca hareket ederek 31 Ağus- tos 1922 günü düşmanı kovalamaya başla- yan Süvari Kolordusu'nun iki bölük aske- ri, 9 Eylül 1922 günü Izmir'e giriyor. Bö- lüklere kumanda eden genç Yüzbaşı Şera- fettin Bey, bakın, kendi anılannda o günü nasıl anlatıyor: "Süvari Kolordusu'nun ikinci nkrasınm 4. alayının alay kumandan muavini idim. 8/9 gecesini Manisa ve Bornova arasındaki Sa- buncu Boğaa'nda geçirdik. 9'uncu günü alessabah (sabah erkenden) harekete geç- tik... Bornova'nın şimaUne yaklaştığımız za- man üzerimize hafif bir piyade ateşi açüdL.. Mukabeleye lüzum görmeyerekBornova'ya dahil oldum... İki bölüğümle tzmir'e doğru süratle yürüyüşe geçtim... Mersinli'yi geçtik- ten sonra Tuzakçıoğlu fabrikasınm önüne gd- diğimizde fabrika dahilinden üzerimize ateş edildi Dört askerim burada şehit oldu... da- ha sonra lahçlan çektirdim ve Punta'ya (Al- sancak) doğru yürüdüm... Punta istasyonu köşesinden hareketie Kordonboyu'naçıküm_ Pasaport dairesinin önüne geldiğimizde, be- ünde kayışı ve kasarurası, elindc silahı olan bir shile, silahım bırakmasını söyledim. "Bırakmam" diverekelindekibombayıüze- rime arü, aümın karnı parçalandı ve öklü; ben de iki yerimden yaralandun. Süratle yü- rüyüşe devanı ettik. Hükümet konağuıa gel- dik. Kapılar kapalıydL Yan kapıdan girerekcep- hedeki kapıyı açük; balkona şanlı bayrağı- mızı çektim." 9 Eylül ve Sanşın Kurt. Erol ERTUĞRUL Hukukçu "Sanşın bir kurda ben- ziyordu. Mavi gözleri çak- mak çakmaktı..." N. Hikmet 1 5 Mayıs 1919 Perşem- be günü sabah saat 8.30-9.00 sıralannda Yunan ordusu îzmir'e gir- di. Rıhtıma çıkan Yunan askerleri, Kordonboyu'nu izleyerek hükümet binası- na doğru ilerlemeye başla- dılar. Bu sırada yerli Rum genç kızlan, kadınlan Yu- nan askerlerini çiçeklerle karşılıyor ve taşkınlıklar- da bulunuyorlardı. Izmir Metropoliti Hrisos Temos, bir ata binmış durumda ala- ym önünde gidiyor ve Rum- ca "kopsi, kopsi" (kesin, kesin) diye bağınyordu. Kordondan başlayarak hü- kümet binası ve saat kule- sini geçen birlikler, karşı- laştıklan Türkleri öldürü- yorlardı. Alayın en önünde, elinde bayrak taşıyan bir erzon askeri vardı. Kolba- şı, tam hükümet konağının, o zamanki tramvay cadde- sine bakan kapısı ile aske- ri dinlence yerinin önüne geldiğinde, askeri dinlence yerinin yalılar tarafina ba- AYTUNÇ ALTINDAL Bütün Eserleriyle Alfa'da Vatikan ve Tapınak Şövaİyeleri Aytunç Altındal, M göze görünmeden" hayatlanmıza yön veren gizli kişileri, örgütleri ve bunların Türkiye bağlantılarını gün ışığına çıkarıyor. ALFA www.alfakitap.com Ticarethane Sokak No:53 34410 Cağaloğlu-lstanbul Telefon: 513 34 20 - 21 E-posta: [email protected] kan caddenin köşesinden, Hasan Tahsin isimli gaze- teci, ilk kurşunu sıktı ve Yunan bayraktannı yere ser- di. Daha sonra, elindeki ta- bancayı son kurşununa ka- dar sıkarak birkaç Yunan askerini daha öldürdü ve hemen orda şehit edildi. ÖIüsü bir kilometre kadar sürüklenerek parça parça edildi. Bunun üzerine, Rumlar tam bir katliama başladılar ve 48 saat süren katliam sonucunda 2 bin dolayında Türk'ü öldürdü- ler. Öysaki, o zamanki Yu- nan Başbakanı Venizelos. îzmir'e çıkacak Yunan as- kerlerinin bütün şehir hal- b tarafindan coşku ve sev- gi ile karşılanacağını ve en küçük bir olay olmayacağı- nı söyleyerek büyük devlet- lerden îzmir'e girmek ko- nusunda izin almışn. An- cak, patlayan bu ilk kur- şun, Türklerin, Venize- los'un dediği gibi Yunan- 1dan sevgi ile karşılama- yacaklannın kanıtıydı. Bu ilk kurşun patlamasaydı, belki de Yunanlılar îzmir'e daha rahat yerleşeceklerdi. ilk kurşun Kurtuluş Sava- şımızın da kıvılcımlann- dan olmuştur. "EğerÎzmir'e Yunan ge- lecekolursa,sflahlakarşılık verflecektir" diyen zama- nın Izmir Valisi Nurettin Paşa, Osmanh hükümeti ta- rafindan önceden göre\in- den ahnmış ve yerine, Kan- bur Izzet denilen teslimi- yetçi bir vali atanmıştır. Böylece Osmanlı hüküme- ti Izmir'i gözden çıkardığı- nı ortaya koymuştur. ilk kurşunu atan gazete- ci Hasan Tahsin'in gerçek adı, Osman Nevres Re- cep'tir. 1888 yıhnda Sela- nik'te doğmuştur. Osman Nevres, ortaöğrenimini Se- lanik'te Fevziye okulunda yapnktan sonra, Paris'te si- yasal bilgiler öğrenimi gör- müştür. Paris'te iken, bir si- nemada, Türklere karşı bir film gösterimi sırasında, filmi izleyen Italyan genç- lerinin Türk karşıtı taşkın- lıklar yapmalan üzerine, Osman Nevres (Hasan Tah- sin) silahım çekerek sine- ma perdesinp ateş etmiş ve oradan ayrümıştır. Ingilte- re'de, Türk düşmanlığını körükleyen ve Bulgarlann bağımsızlığı için etkin bir uğraş veren, Lord Boskton ve kardeşlerine karşı Ro- manya'da byınç (suikast) düzenlemiş, bundan ötürü de Romanya'da uzun süre tutuklu kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Türk ordusunun Homan- ya'ya girmesi üzerine öz- gür kalarak Izmir'e gelip yerleşmiştir. izmir'de, Ha- san Tahsin adı ile "Hukuk- u Beşer" gazetesini çıkar- maya başlamıştır. Izmir'in kurtuluş gününde, yayıl- macı ve sömürgeci güçle- re karşı yaşamı pahasına karşı çıkan Hasan Tahsin'i sevgi ve saygı ile anıyoruz. Güzel Izmirimizin düş- man elinde kalması 3 yıl, 3 ay ve 24 gün sürmüştür. Yunan ordulan başkomuta- nı Haaanesti. Ankara ya- kınlanna kadar yaklaşmış olan Yunan ordusunu denet- ledikten sonra, kendinden emin ve küstah bir tavırla, "Cepheyi dolaşnm, Musta- fa Kemal diye birine rast- lamadım" diyerek alay et- mişri. Hacıanesti'ye yanıt, 26 Ağustos 1922 günü ge- ce sabaha karşı Afyon ya- kınlarından Türk topçusu- nun ateşi ile geldi. VeTürk ordusu, Mustafa Kemal'in komutasmdave onunla bir- Kkte9Eylül 1922tarihinde tzmir'e girdL Yunan ordu- su, kaçarken Izmir'i ateşe verdi ve günlerce sürdü yan- gın. Yayılmacı ve sömürge- ci güçlerin Anadolu"ya sal- dmlannı ve vardıklan so- nucu büyük ozan Nâzım, Kuvayi Milliye Destanı'nda ihtiyat zabiti (yedek subay) Nurettin Eşfak'ın ağzın- dan, çok güzel anlatır. 9 Eyül'de îzmir'e girerken ^•arah bir düşman ölüsü- netakıkn Nurettin Eşfak'ın ayağL Nurettin dedi ki, Te- setvah çoban MihaU, Nu- rettin dedi ki, seni biz değil bura\-a gönderenler öldür- dü senL" Yayılmacı ve sö- mürgeci güçler Mustafa Ke- mal ve onun ordusuna, Ku- vayi Milliyecilere, 9 Eylül 1922'de yenik düştüler. An- cak, dün savaş alanlarında alamadıklannı, bugün ba- nş masalannda almaya ça- lışıyorlar. Ve ne acı ki ay- maz ve vurdumduymaz po- litikacılar nedeniyle de bu amaçlanna ulaşıyorlar. Ba- hhlar, dün savaşarak ala- madıklannı, bugün banş yoluyla, yeraltı ve yerüstü kaynaklanmızı ele geçire- rek, ülkemızin önemli yer- lerinde üsler kurarak, eko- nomimizi denetim altında tutarak, bizi olağandışı bir borç yükü altına sokarak, yeni kapitülasyonlan oluş- turarak almaya çalışıyor- lar. Ve tüm bunlan bizim ay- maz politikacılanmız ara- cılığıylayapıyorlar. Bugün ekonomimizi tümüyle IMF yönlendiriyor ve yönetiyor. Çalışanlanmızın, emekli- lerimizin, ücretlerini bile onlar belirliyorlar. Ekono- mik alandaki tüm işlemle- rimizi, IMF onay verme- den gerçekleştiremiyoruz. Siyasal iktıdarlar, dış güç- lerin desteğine dayanıyor- lar. Siyasal kararlanmız, AB'nin onayıyla yürürlüğe giriyor. Dış politikamız, ABD bağlantıhdır. Dış po- litikada, ABD'nin isteme- diği hiçbir işi yapamıyo- ruz. Böylece, belli ki eko- nomik alanda da siyasal alanda da dışa bağhyız ve dış güçlerin çıkarlannı gö- zetiyoruz. Mustafa Ke- mal'in kurduğu aydınlık, bağımsız ve onurlu Türki- ye Cumhuriyeti bu durum- lara mı düşecekti. Bir 9 Ey- lül gününde daha Izmiri- mizin kurtuluş bayramını kutluyoruz. Bize bu güzel yurdu özgür, bağımsız, onurlu bırakan kuşaklan, Mustafa Kemal ve silah ar- kadaşlannı, tüm şehitlerimi- zi saygıyla anıyoruz. O yi- ğit insanlar göre\lerini ya- parak geldikleri gibi, atla- nna binerek gittüer. Bugün onlar yaşamıyorlar. Ancak, onlann çocuklan yaşıyor- lar. Bu güzel ülkeyi, yeni mandacılara, teslimiyetçi- lere. bölücülere ve şeriat- çılara bırakmayacağız. Semlnerlerimize bekliyoruz... • Yazma Semineri • Kelseteye Giriş-Felsete Yazın IlişkJst Seınlneri • bınema 1 arinl ve Hlm Vozumlemelen Semınen Yaşamınızdakı sıradanlıktan sıynlıp kendınızı geliştirmek, uygulamalı çalışmalarla duygu ve düşüncelerinizi güzel bir dille yazıya aktarabilmek istiyuısajıız, Mehmet Kroglu Ahmet İüam Yıldınm B. Doğan Ahmet Özer Oğuz Onaran Kubilay Aysevener Ülker ile birlikte edebiyat ve sinema dünyasında coşkulu scnıvenlere 12 Ekim 2üü4'te başlayacak yeni dönem seminerlerimize bekliyoruz. Aynntılı bılgıyı vaktımızdan edmebılırsını^. Son başvuru tarihi 12 Ekim 2004'tür. MACI GAZfTKUİK VAKFI pans oaoaesı NO- I I Kevaklıdere, 06640 ANKARA Tel- (0312)417 77 20pb» FakS (03'2) 417 57 46 umagOumag org tr KULTUR • SANAT 10 EYLUL'den Ittbaren BEYOĞLU BEYOĞLU BEYOĞLU SİNEPOP MAÇKACINEBONUS TAKSIM SHOP&MILES TEŞVIKIYE AFM ŞIŞUI MOVIEPLEX NIŞANTAŞI MOV1EPLEX MECIDIYEKOY ODEON CINEPLEX ETILER AFM UPTOWN ETILER AFM AKMERKEZ, ETILER MOVIEPLEX LEVENT K.M. SİNEMA TÜRSAK ORTAKOY FERIYE EURIMAGES ISTINYE CINEMALL. ÇEMBERLITAŞ MOVIEPLEX, BAKIRKÖY AVŞAR ATAKÖY ATRIUM BEYLIKDUZÜ AFM MIGROS ALTUNIZADE CAPfTOL SPECTRUM 14 KADIKÖY BROADVVAY KADIKOYTEPE CINEMAXX UMRANIYE AFM CARREFOUR ŞAŞKINBAKKAL BEKO C.C. SUADIYE MOVIEPLEX ANKARA CINEBONÜS, ANKARA KAVAKUDERE ANKARA KIZILIRMAK ANKARA TEPE CINEMAXX, ANKARA ODEON CINEPLEX. IZMİR KIPA CINECrTY, IZMİR BALÇOVA AGORA SİNEMALARINDA. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 004/491 Karar No: 004714 Hâkim: M. Nur Atıcı - 24166 C. Savcısı: Adnan Ömeroğlu - 27691 Istanbul ili, Küçükçekmece ilçesı. Fe\zi Çakmak Köyü veya Mahallesi, Cilt No: 7, Hane No: 1386 sa- yılı yerde nüfusa ka>ıtlı Nihat ile Halime'den olma, 23.05.1989 doğumlu Şaban Şentürk'ün kayden "Şa- ban" olan ismüıın " Şenol" olarak tashihine. nüfusa bu şekildetesciline karar venldi. 18.8.2004.Basın: 40675 AAyıl tatil|yapın lUaydaodeyin Nasıl mı? 'Tatil Aboneliği*" sistemiyle. Bu sistemle 5 veya 10 yıllık tatilinizi bugünden güvence atüna alacaksınız. Üstelik tatil yapacağmız yeri*, dönemi ve süreyi siz belirleyeceksiniz. Ve bir kez abone olduktan sonra her yıl sadece bavulunuzu toplayıp tatile gideceksiniz! * Zincınmıze katılan tesısler aşağıdadır Bu tesısler hakkında aynntılı btlgı ıçın www.yafiic.coni.tr adresmı syaret edmız Aynca tüm sorjlannız) yapiC'JŞyapic.com.tr've yazabılırsınız *. Yapacağıni2 tatil abonelık sözteşmesı, Tûkedcıyı Koruma Yasası ve 2003 Hazıran ayında çıkanlan Devre Tatil Yönetmelığı'ne jygundur. Öngen Country Kazdağı(5 Gün Y.P.) 12-18 Eylül Kişi Başı 350.000.000 TL Yücelen Hotel - Gökova (6 Gün Y.P.) 11-18 Eylül Kişi Başı 395.000.000 TL Tropic Hotel Side (7 Gün Y.P.) 10-18 Eylül Kişi Başı 395.000.000 TL Gelln, teslslerimizdeki ekonomik tanıtım turtanmıza katılın. Hem tesisi tanıyın hem tatilinizi yapın. Tatil abonesi olmanız durumunda 1 hafta ücretsiz tatil kazanın Ryabaauiasmdahjk*-. YAPIM-C www.yapic.com.tr [email protected] Tur* Ocağı Cad Basın Sara,ı No l Kat 4 Gazeiecuer Cemıyesı u stul Cagaloğlu Istanbul : (0212) 620 21 91-92 / (0212) 522 49 26 Faxs (02121 520 50 Î3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle