18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SJVYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2004 PAZAR HABERLER OkullardakayıtheyecanıSmavda başanlı olan öğrenciler yanndan itibaren ortaöğretim kurumlarma, 23 Ağustos'tan sonra da ilköğretim kurumlanna başvuruda bulımabilecekler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) janlar 16 Ağustos Pazartesi günü enaz4.00olmasıveherhangibiror- len ılan edilecek. Bu öğrenciler 10 gerçekleştirilecek. Bu okullarda sı-ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ortaöğretim kurumlanna kayıtlar y a n n başlayacak. Kayıtlar, 17 Eylül Cıuma gününe kadar kabul edilecek. iLköğretim kurumlannın kayıtlan ise 2 3 Ağustos'ta başlayacak. Sınavla öğrencı kabul eden hselere kayıtlar ise belirlenen değışik tanhlerde ger- çekleştirilecek. Fen, Anadolu, Anadolu öğretmen liseleri ve Sosyal Bilimler Lisesı'ne kesin kayıtlar, 12-15 Ağustos gün- leri arasında yapılacak. Açık konten- janlar 16 Ağustos Pazartesi günü ilan edilecek ve buna göre ön kayıt baş\-urulan kabul edilecek. Anado- lu meslekı ve teknık ortaöğretim ku- rumlan, Anadolu imam-hatip lisele- ri, sağlık meslek lıselenne kayıtlar 16-20 Ağustos arasında yapılacak. Yabancı dil ağırlıklı hselere (süper liseler) ön kayıt başvurulan, 24-31 Ağustos 2004 günleri arasında il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine ya- pılacak. Süper lıseye başvurmak is- teyen öğrencınin, diploma notunun en az 4.00 olması ve herhangi bir or- taöğretim kurumuna hıç kayıt yap- tırmamış olması gerekiyor. Başvuru sırasında adaylar 5 okul tercih yapabiliyor. Kesin kayıt hak- kı kazainan öğrencilerin listeleri, 2 Ey- lül 2004 'te ılan edilecek. Kesin ka- yıtlar, 2-4 Eylül 2004 tanhlennde yapılacak. Boş kontenjanlar 6 Eylül 2004'de ilan edilecek. Boş konten- janlar ıçın 7-8 Eylül'de yeniden ön kayıt alınacak. 9 Eylül'de kesin ka- yıt hakkı kazanan öğrencilerin isım- len ılan edilecek. Bu öğrenciler 10 Eylül'de kesın kayıt yaptıracak. Sü- per liselere gelecek yıl için 64 bin 620 kontenjan aynldı. Yetenek sınavı sonuçlanna göre öğrenci kabul eden Anadolu güzel sanatlar lıselerinin de sınavlan baş- lıyor. Öğrencilenn yetenek sınavla- n, Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lısesi, Istanbul Avni Akyol Anado- lu Güzel Sanatlar Lisesi ve tzmir Işılay Saygın Anadolu Güzel Sanat- lar Lisesi'nde 9-1 1 Ağustos 2004'te gerçekleştirilecek. Bu okullarda sı- nav sonuçlan 13 Ağustos'ta açıkla- nacak. Diğer Anadolu güzel sanat- lar lıselerinde 16-18 Ağustos 2004 tarihleri arasında yetenek sınavı ya- pılacak. Öğrenciler, 3 aylık tarilin ardından 13 Eylül 2004 Pazartesi günü ders başı yapacak. Yanyıl ta- tıli, 24 Ocak-6 Şubat 2005 tarihlen arasında yapılacak. tkınci yanyıl, 7 Şubat 2005 Pazartesi günü başlaya- cak ve 10 Hazıran 2005 tarihinde sona erecek. TÜRK EĞİTİM VAKFI Çağdaş eğitimin neferleri • TEV Yönetim Kuruiu Başkanı seçilen Rona Yırcalı, eğitim seviyesinin oldukça düşük olduğunu belirterek bunun nedeni olarak finansal kaynak eksikliğini gösterdi. GOKÇE U\ GUN Kurulduğu 1967 yılından bugüne değin çağdaş eğitimin yaygınlaşması amacıyla, Atatürk ilkelerine, laik ve demokratik Cumhuriyet'e inanmış çocuk ve gençlere eğitim desteği sağlayan Türk Eğitim Vakfı (TEV), eğitim yolculuğuna devam edıyor. TEV Yönetim Kuruiu Başkanı Rona Yırcah, "Herkesin şikâyetçi olduğu eğitim sistemimiz baştan yenilenmeli. Bu konuda bizim gibi kuruluşlara ve yurttaşlara görev düşüyor" dedi. Dünya ülkelerinde gelışmışliğin ölçütlerinden en önemlisinın eğitim olduğunu belirten Yırcah, Türkiye'nin bu noktada çok sayıda ülkeden geri kaldığını söyledi. Özellikle doğuda eğitim seviyesinin oldukça düşük olduğunu anımsatarak bunun finansal kaynak eksikliğinden oluştuğunu ifade eden Yırcah, "Örneğin 1993 yılında genel bütçe içinde eğitiıne aynlan pay yüzde 14.ldi. Bu rakam, 2003 yıhnda yüzde 6.9'a düştü. Eğmme daha fazla pay aynlmasL, daha iyi fınanse edilmesi gerekirken bunun tam tersi bir durum yaşanıyor. İşte bu noktada okumaya hevesli. ancak maddi durumu yeterti olmayan öğrencilerin desteklenmesinin gerekliBği ortaya çıkanyor" dedi. Yırcah, TEV'in, hıçbır sıyası oluşum ile bağlantısı olmamasının burs verilecek kişi seçiminde objektifliği, sonuç olarak da bu durumun vakfin güvenilirlığini sağladığını dile getirdi. TEV'in uluslararası alanda da etkili olduğuna dikkat çekerek tngiltere, Fransa, Almanya, Japonya gibi çok sayıda ülke ve kurumun, kendileri aracıhğıyla Türk öğrencilere burs verdiğini söyledi. Sponsor arayısı En önemli projelerden biri olan TEVÎTÖL projesine de değinen Yırcah, sözlerini şöyle sürdürdü:*2001 yıhndan bu yana Gebze'deki Türk Eğitim Vakfi înanç Türkeş Özel Lisesi'nde üstün zekâh ve yetenekli gençlere yatıh- ücretsiz eğitim veriyoruz. TürkKe'nin çok sayıda bölgesinde her yıl 6Ö'ı kız. 6O'ı erkek olmak üzere 120 genç eğitim atayor. Bu çocuklann eğitiminc mümkün olduğunca erken başlanması gerek. Ancak bazı kanunlar çocuklann beUi yaştan önce aileden ayn yaşamasına izin venniyor. Bu noktada bir handikap yaşanıyor. Aynca bu eğitim bize yılda 3 trüyona mal oluyor. Bu nedenle sponsor anyoruz." TEV, 66 milyon dolar burs verdi ^ Merkezi Istanbul olmak üzere 11 şubesinde toplam 105 kişinin görev yaptığı TEV, yurtiçinde 48 milyon 535 bin 358 dolar, yurtıdışında da 17 milyon 752 bin 336 dolar olmak üzere toplam 66 milyon 287 bin 694 dolar değerinde burs verdi. • TEV, 14 ilköğretim okulu, 1 Anadolu lisesi, 1 güzel sanatlar Anadolu lisesi, 2 öğrenci yurdu, 1 toplum eğitim merkezi ve 1 çıraklık eğitim merkezi olmak üzere 20 eğitim kurumunu hizmete açtı. • TEV'in sürdürdüğü mutlu ve acı gün çelenkleri sistemi sayesinde eğitime katkı sağlamak mümkün. Buna göre çelenk göndermek yerine vakfa bağış yapılarak, bir ya da daha fazla öğrencinin eğitimine destek olunabilir. 0 212 217 58 58 numaralı telefondan ve www.tev.org.tr internet adresınden aynntıh bilgı alınabilir. ,STANBUL EĞİTİM HASTANESİ RADYODIAGNOSTIKKUNIGI SSK hastanelerinde yaşananlar sağbk sisteminin geldiği durumu ortaya çıkanyor. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Hastanede sıra bekleyenlerparasızhktan, sağlıkçalışanlan insanüstü çahşmaktan şikâyetçi Hasta da doktor da utanıyor MERAL AYDOĞAN Sabahın erken saatleri... Çi- menlere uzanmış solgun yüzlü insanlar, kimi dalgm bir şekil- de boşluğa dikmiş gözlerini, ki- minin elinde bir sigara sızlayan ayaklannı dinlendirmeye çalı- şıyor... Burası, AB'ye girmeye aday, çağdaş Türkiye'den bir hastane manzarası. Umutlannı kaybetme noktasına gelmiş bu insanlar da "sağhklanna yeniden kavuşmaya" gelmiş hastalar... Ne var ki hastaneleri "şirket", hastalan da "müşteri" gibi algı- layan hükümet politikalan nede- niyle hastanelerde iyileşmek bir yana. sağlam yurttaşlar bile has- ta hale geliyor. SSK hastanelerinde hasta ve hasta yakınlannın sorunlannı paylaşıyoruz. Yaşlı bir amca adı- nı söylemek istemiyorbize. Ama "başıma bir iş açılır korku- su"ndan değil, utandığından... "Neden utanıyorsun" diye soru- yoruz, "Parasızhktan utanryo- rum eviadım. Ashnda param var, devletin bana layık gördüğü(!) üç kuruşluk emekli maaşını. Ama bu neye yetiyor kL. Far- kındayım asıl utanması gereke- nin kimler olduğunun.. ancak bu neyi değiştirir kL." diyor. Bir başka hasta. Adı Uğur Saydam (40), uzun yıllardır sigara içi- yor. Göğsünde şiddetli ağn his- sedıyor. Saydam, "Hemengittimhas- taneye. îlk aşama oldukça zor- luydu. Muayene olmak için tele- fonla randevıı alnıak gerek. O telefon numaralannı düşürebi- lene aşkolsun. Neyse zar zor bir numara alnuşöm. Ama neden- se sıram bir türlü gelmiyor. Za- ten ağnlar dayanümaz. Bir debu uzun kuyrulL." dıye yakınıyor. ÖmerYuva da 3 saattir ılaç için beklediğinı vurgulayarak "Da- ha önce doktorun verdigi ilaçlar ters etki yapti. Şimdi yazdığı ilaç- lar da hastanede yok. YetkiBler ilaç birazdan gelecek diye oyalı- yorlar" diye konuşuyor. Göğüs kanseri nedeniyle ame- liyat olan ve tedavisi süren 45 ya- • Adının açıklanmasını istemeyen bir doktor, idealist düşünceyle SSK hastanelerinde çalışmaya başladığını söylüyor. Doktor, " Yaşanan rezillikleri gördükçe ne çalışma hevesim ne de insanlara yardım isteğim kaldı" diyor. az ücret karşıhğı. bedenimizin dayanma sınınnı aşan uzun sü- relerde çahşıyoruz. Bir doktor ya da hemşire haftada 80 saatça- lışabilir mi?" dıye konuşuyor. "Bazen çokyorgun ve gergin ol- duğunu ve bu halde iken psiko- lojisine söz geçiremeyerek, has- talara istemeden de otea sert dav- ranmaya başladığını" anlatan bir acil servıs hemşiresi. şunla- n söylüyor: "Bu acil servism bütün böKim- lerinegünde600'eyakın hastage- liyor. Ama bunlaruı yaklaşık 30 tanesi gerçek acil vaka. Çünkü insanlar, telefonla randevu al- nıak sonra hastancye gidip sa- atierce nıuayene ve ilaç sırası bek- lemekyerine buraya gehneyi ter- cih ediyorlar. Bu durumda zaten az olan sağhk görevBsi iyice ye- tersiz kahyor. Malzeme konu- sunda da sıkıntılar var. Bir acil serviste olması gereken 2 önem- li alet vardır. Ama buradaki iki cihaz da bozuk. Böyk bir ortam- da hastalara ne kadar iyi hizmet verebiüriz?" "Ben bir doktorum" diye sö- ze başhyor yine admın açıklan- masını istemeyen bir doktor ve şındaki Besime Kone, hastane personelinin daha güleryüzlü olmasını istiyor. Kone, "Bizza- ten hastayız, moratimiz bozuk. Bir de onlar ters davranınca iyi- leşmeye olan inancımız daha da azahyor. Gerçi onlar da kendile- rince haklı ama™" diyor. 'Ben bir doktorum' Işte bu manzaralardan ve ya- şananlardan hastalar kadar sağ- lık personeli de şikâyetçi... "İş- lerinden obna" endışesi ile ad- larının yazılmasını istemeyen doktor ve hemşireler, "Burezil- hk Türkrye'nin bir gerçeği ola- rak kabul edilnıiş ve kanıksan- mış. Evet durum bu. Ama bu ol- mamah" diyorlar. Çalışma şartlanmn zorlukla- nndan yakınan sağlıkçılar. "Has- taneler, oldukça gergin ortamlar. Çünkü herkesin bir derdi, bir sorunu var. Hastalar bizden, biz hastalardan yakuuyoruz. Ama her ikitaraf da kendine göre hak- b.Onlarhaklı çünkü saaüerce bit- mek bOmeyen kuyruldarda bek- lemek insanhğa sığmayan bir du- rum. Biz de hakhyız. Çünkü çok Bir tek simitçi mutlu Samatya SSK Hastanesi'nin önünde çalışan simitçi amca "Işler fena değil" diyor, "Fena değil çünkü insanlann simitten başka bir şey alacak parası yok ki" diye ekliyor. Amca, hiç unutamadığı bir olayı da şöyle anlatıyor: "Benim de maddi durumum iyi değil. Amabazen öyle insanlar görüyorum ki cebindeid son para ile çocuğuna ilaç abyor. Üzülüyorum tabii. Bir gün yaşh bir teyze tam önümde baydrverdL Sonradan öğrendik ld açlıktannuş. Ona başka yiyecekler vermek isterdim ama sadece simit verebildim..." devam ediyor: " Çocukken, doktor olup, in- sanları sağhklanna kavuştur- mayı hayal ederdim. Sonra dok- tor oldum. Sadece parası olanın insan muamelesi gördüğü özel hastanelerde olmayı reddederek SSK hastanesinde çahşmaya baş- ladun. İlk zamanlarda insanla- ra yardım etme hevesi içinde bü- tün gün güleryüz ve sonsuz bir anlayışla, işimi büyük bir istek- le yapardım. Ama sonra içim SH kılmaya başladı bu rezillikleri gördükçe. Şimdi ne çahşma he- vesim ne de insanlara yardım is- teğim kaldı..." Hastane korldorları... Hastane koridorlan, kimi za- man saatlerce süren uzun kuy- ruklarda beklemekten sinirleri gerilmiş yurttaşlann tartışma- lanna sahne oluyor. Tartışma- lar genelde sıra yüzünden çıkı- yor. Çünkü sıra, çok değerli; sı- ranın kaybedilmesi bir sonraki gün aynı işkencenin yine yaşan- ması anlamına geliyor. O ne- denle hasta ve yakınlan bu ko- nuda çok dikkatli. Koridorlarda sık sık "Kardeşim sıraya geçse- ne, biz burda sabahtan beri bek- liyoruz" sesleri yankılanıyor. .\ncak sadece tartışmalar oluş- turmuyor hastane koridorlann- da yaşananlan. Nevra Uzun an- latıyor: "Annemin tedavisi için sürek- K gelhorum hastaneye. Her ge- Hşimde de kapının girişinde yer- de yatan, yaşh ve yoksul olduğu her hahnden beffi olan bir teyze görürdüm. Bir gün kimi kimse- siolup obnadığını sordum. Kim- sesi yokmuş, ogullan onu yaşh- lar yurduna bu-akmışlar, aravip sormuyorlarmış. O da ne yapsm- hastahğı nedenh le her gün has- taneye gelmek zorunda. Ama \Tirt ile hastane arasındaki o yo- lu gidip gelmeje ne takati ne de parası var. O gün o teyze üe ta- nıştun. Şimdi 3 ay oldu. Annem, ben ve o beraber yaşı>oruz. İn- sanlar umutsuzama birbirimizin umudu olabiliriz." PAZAR ORHAN BURSALI YOK - Kıbrıs ve Hediye Yasası Bu pazar iki güncel konuya değineceğiz. Birin- cisi YOK'ün Kıbns ile çatışması... Tkincisi ise Meh- met M. Yılmaz'ın (Milliyet) gündeme getirdiği He- diye Yasası.. CHP ve sosyal demokratlar konusu, birazbeklesin... YÖK'e kör ve bağnaz düşmanlık o boyutlarda ki, doğru dürüst bir karar aldıklarında bile topa tu- tuluyor. YÖK, Kıbrıs'ta bazı üniversitelerin öneri- len kontenjanların çok üzerinde, hem de önkayıt- la öğrenci aldıklarını saptamış, öğrenci listelerini istemiş, fakat bu listeler gönderilmemiş. YÖK, ülke dışındaki üniversitelerin müfredat ve kalite uyumunu gözetmekle, yasaca yükümlüdür. Böylece kimin hangi uyduruk ve on para etmez üni- versitelerden hangi koşullarla aldığı bilinmeyen diplomalara bir standart getirilmektedir. En niha- yet, bu kişi, diplomasını göstererek bu ülkede ya- rar sağlamaktadır! Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'ndeki üniversi- teler de YÖK'ün diploma denklik kararlanna tabi- dir. Gürüz yönetıminde, bazı üniversitelerin kon- tenjanlann çok üzerinde öğrenci almalanna göz yu- mulmuş, birçok konuda olduğu gibi, siyasi davra- nılarak çifte standart tutum alınmıştı. Şimdi, Teziç yönetımi çifte standartlığı kaldırdı ve Kıbns'taki üniversitelerden kurallara uyması is- tendi. Aksi takdirde yatay geçiş yapılamayacak ve diplomalara denklik verilmeyecek. özellikle Kıbns'ta hukuk fakühtelerinde haddin- den fazla büyük yığılmalardan söz ediliyor. Düşü- nün: Burada hukuk fakültesine giremeyenler, ora- da önkayıt yaptırarak öğrenime başhyor. Bunlann dışında, üniversiteler, normal kontenjanlannı da yasal olarak dolduruyor. • • • Bu durumun yol açtığı sonuç: 1) Kıbns'taki üni- versitelerde özellikle hukuk gibi bazı alanlarda mu- azzam öğrenci yığılmalan.. Dolayısıyla, öğrenim ka- litesi daha da düşüyor. 2) Türkiye'de merkezi sis- temle üniversiteye giremeyen kişiler, oradan al- dıklan diplomalarta Türkiye'de fink atıyor. YÖK'ün denklik uyansına veryansın edenler di- yor ki; zaten Kıbns ekonomisi zor durumda, onla- n niye zoriayalım kı, bırakın para kazansınlar, vb! (Bir 'diplomasi'yazarı, konuya yabancıyım deme- sine rağmen, YOK kararından büyük komplo te- orileri çıkartıyor! İnsan, aklın nerede olduğunu me- rak ediyor!) Peki Türkiye'ye, buradaki avukata ve diğer üni- versite mezunlanna yazık değil mi? Burada üniver- siteye giremeyen, Kıbns'ta da parasıyla diploma alamayan yüzbinlere, kalitesı denetlenemeyen bir diplomanın ülkemizdeyaratacağı hasara yazık de- ğil mi? YÖK üyesi Burhan Şenatalar da YÖK'ün bu ka- rannı doğru buluyor ve "Kıbns'takiler, bizim üni- versiteler nasıl öğrenci alacaklarsa öyle alacaklar. Akademik kriterteri gözetmek zorundayız, eşgü- düm ve kalite çok önemli" diyor. Bence de... Cumhurbaşkanı'nın bu akademik kalite konusuna siyasi karışması yersizdir.. Kıbns üniversiteleri temsilcilerinin, alacaklan üç beş ku- ruş için, bu haksızhğın sürmesi amacıyla akade- mik standartların çöpeatılmasını istemelenni, aka- demik dürüstlükle ızah etmek mümkün değil.. Kıbns üniversiteleri üniversite olmak istiyor mu istemiyor mu? Hediye Yasası Bir gazeteci arkadaşıma bir paket geldi. Sonra fark etti ki, ilgili bir şırketin gönderdiği bir cep te- lefonu bu. Telaşlandı, hemen telefon etti. oradan kıvırdılar, sadece deneme amaçlı kullanmanız için, geri alacağız, dediler... Gazetelerin ilgili bölümlerine veya kişilerine böy- le hediyeler gelir. Gazeteciler, bazen eşleriyle, bir iki günlüğüne tatile de gönderilir. Bunlar arasında, bilgi ve konferans amaçlılar daha masumdur. Gazeteciler Cemiyeti veya bütün gazeteler, çalışanlannın "hediye" kabul sınırlannı kesinlikle be- liıiemelidir. Bu, gazetenin ve gazetecinin, bağım- sızlık ve tarafsızlıklarının korunması için büyük önem taşır. MehmetY. Yılmaz, Milliyet'teki köşesinde, ABD ve Ingiltere'de başbakan, cumhurbaşkanı, siyaset- çiler ve bürokratlann kabul edebilecekleri hediye- lerin değerlerine sınırlama getirildiğinı yeniden gün- deme getirdi. Buna göre örneğin Bush ancak 100 dolarlık şahsi hediye kabul edebilir, daha pahalı- lar hazineye gelir yazılır. Yılmaz, haklı olarak soruyor: Erdoğan'ın aile düğünlerine ne kadar hediye geldiği niçin açıklan- maz? Bizde neden devlet yöneticileri için hediye kabul yasası yoktur? Erdoğan'ın, şahsi servetini sünnet vb gibi düğün- lerden gelen altın ve hediyelerle yaptığı konusun- da açıklamalan vardır. Erdoğan, Beyaz Saray'a, 100 dolan aşmayan he- diye seçerken, bir siyasi olarak, ülkemizde bu ko- nuda bir sınır ve yasa olmamasını bir ahlak soru- nu neden yapmıyor, merak etmez misiniz? obursalifo cumhuriyet.com.tr. Prof. Dr. Nalan Kabay Bilimsel komiteye Türk temsilci İZMİR (AA) - Ege Üniversitesi (EÜ) Mü- hendislik Fakültesi De- kan Yardımcısı Prof. Dr. Nalan Kabay, Ortado- ğu ve Türkiye temsilci- si olarak Uluslararası lyon Değiştirme Tek- noloji Komitesi"ne se- çildi. EC'den yapılan açık- lamaya göre su antımı ya da sert niteliklere sa- hip suyun yumuşatıl- masında kullanılan iyon değiştirme teknoloji- siyle ilgili her 4 yılda bir Ingiltere'nin Çambrid- ge şehrindeki Churchill College'de gerçekleşti- rilen "Lluslararasıİyon Değiştirme Kongre- si'nde" bir uluslararası komite kurulmasına ka- rar verildi. Türkiye, ABD, Ka- nada, tngiltere, Avust- ralya, Japonya, Ispanya ve Almanya'dan bilim adamlannın yer aldığı "Uluslararası İyon De- ğiştirme Teknoloji Ko- mitesi''nde, EÜ Mühen- dislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Na- lan Kabay da Türkiye ve Ortadoğu'yu temsilen seçildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle