Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
'•# Yeni TL için hutbe
okutıdacaknuş.
Eskisi iqin de cenaze
tt> namıızı kıhnsuı!
3
ADD
Sektnutikposta: [email protected] Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Tayyip, ordudan ihraçlara
şerh koymuş...
"Şeyhlerin aönlünü almak
istemiştiri"
Bakanlar Kurulu karan
ile kamu yaranna
çalışan dernek
statüsündeki Atatürkçü
Düşünce Derneği'ne
1993 yılından beri genel
bütçeden pay verilirken
AKP iktidan bu payı
kesti. Derneğin Ankara
Batıkent'te yaptırdığı
Ahmet Taner Kışlalı
Kültür Merkezi inşaatı
yanm kaldı. Şimdi sıra
atatürkçü düşünceye
sahip çıkan
yurttaşlarda; ADD'ye
yapılacak küçük
bağışlarla inşaat
-tamamlanarak AKP
itctidarınahak ettiği
yanıt verilebilir!
ızlandırılmış hükümet, Avrupa Bırliği'ne
uyum için bilgi edinme yasası çıkartıyor. Ya-
saya baktığınızda yurttaş, "sır" kapsamında
olmayan ve "gizlilik" derecesı bulunmayan
bilgileri edinme hakkı kazanıyor. Bu yasayı ve yurtta-
şı bir kenara bırakalım. Bir de milletvekillerinin bilgi
edinme hakkı var. Milletvekilleri sözlü ya da yazılı so-
ru önergesi ile aradıklan sorulann yanıtını doğaıdan
hükümet üyelerinden alabiliyor...
Eğer merak eden olursa Türkiye'de bilgi edinme
hakkı millet için de vekili için de kâğıt üstünde işliyor!
Ancak uygulama hiç de öyle değil...
CHP Izmir M/lletvekili Erdal Karademir, elma ve
patates ihracatına bir hafta süre ile destek primi
ödenmesi üzerine Meclis'te Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'a bazı sorularyönettiyor. Karademir'in
soru önergesini Devlet Bakanı Ali Babacan yanıt-
lıyor.
Karademir'in soruları şöyle: "Söz konusu elma ve
Patates
patates ihracatında bulunan ve destek prıminden ya-
rarlanan firmalar kimlerdir? Yedi günde başlayıp ve
sona erdirilen destek prıminden üreticilerin ve firma-
lann yararlanma durumlan ve oranları nedir? Ihraç
edilen elmalann içinde ithal elma var mıdır?"
Erdoğan adına yanrt veren Babacan: "Firmalara ait
ticari sır niteliği taşıyan bilgiler, ancak gizli veya hiz-
mete özel kaydıyla verilebilmektedir."
Neymiş? Bir hafta içinde bütün bürokratik işlem-
leri başan ile tamamlayıp yurtdışına patates ve elma
satıp hükümetten destek primi almak hızlandırılmış
hükümete göre ticari sırmış! Patates ticaretinin tica-
ri sır kapsamına alındığı ya da elma ticaretinin "gizli-
lik" damgası yediği ve serbest piyasa ekonomisi ile
yönetilen başka bir ülke var mıdır acaba?
Bu durumda Erdal Karademir bakın ne diyor:
"İthal tanmsal ürünlerin, çiftçilerimizi felç ettiği,
Iran'dan kavun ve karpuzun, Hollanda'dan elmanın
ithal edildiği AKP iktidarında, ihraç edilen elmalann
içerisinde ithal edilen elma bulunup bulunmadığına
yanıt verilmemesi manidardır.
Ayrıca ihracat iadesi yapılmasına ilişkin karar tas-
laklarının Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca, Para-Kredi ve
Koordinasyon Kurulu'na gönderiliş tarihlerinin pata-
tese ilişkin taslağın 16 Aralık 2003, elmaya ilişkin tas-
lağın 30 Ocak 2004 tarihinde sevk edilmiş olmasına
karşın, kurul karannın 23 Mayıs 2004 tarihinde yayın-
lanabildiği belirtilmektedir. Karar alma sürecinde ya-
şanan ve yaklaşık dört-beş ayı bulan bu gecikmeyi
olağan karşılamak mümkün değildir. Bu gecikme 'ti-
cari sır' sayılarak kamuoyundan gizlenen ve ihracat
yapacak yandaşlara sağlanan bir hazırlık süreci ola-
bilir."
Alın size en basitinden patates bilgisi...
NazarZehra Zeyneloğlu:
"AKP'lilertren
(cazasının kem gözlerin
bir nazan olduğunu
söylüyor. Oysa biz, iyi
ve güzel şeylere nazar
cteğer diye bilirdikl"
Ölümüne
Akif Kökçe: "Amerikan
ambargosu altındaki
Irak'a, Iraklı çocuklann
ölmesi pahasına ticaret
yasaktı. Amerikan işgali
artındaki Irak'a,
^ Türk şoförlerin
ölmesi pahasına
ticaret serbesti"
SESSİZSEDASIZ(I) Gökova takdiri ilahi ile sallamrken
Jeoloji Mühendisleri Odası: "Ülkemi-
zin aktif tektonik bölgelerinden Göko-
va Körfezi'nde, 3 Ağustos'ta başlayan
deprem aktivitesi sürmektedir. Büyük-
lükleri 3 ve 5 arasında olan çok sayıda-
ki deprem, bölgede yaşayanlar arasın-
da tedirginlik yaratmıştır.
Tarihsel kayıtlar incelendiğınde, Gö-
kova ve çevresinde milattan önce 3.
yüzyıldan bu tarafa yıkıcı depremlerin
olduğu görülmektedir.
Gökova Körfezi'nde yaşanan dep-
remlerin can ve mal kayıplanna yol aç-
maması sevindirici bir durumdur. An-
cak bu depremlerin, doğanın bir uyan-
sı olarak kabul edilmesi; jeolojik tehlike-
lere karşı yerieşimleri koruyucu çalış-
maların aksatılmadan yürütülmesi ge-
reklidir.
Doğa olayının afete dönüşmemesi
elimizdedir. Başta imar ve afet yasaları
olmak üzere mevzuatımız yeni baştan
düzenlenmeli, yerieşimleri
afetlere karşı güvenlikli kılacak
kurumsal, teknik ve yasal me-
kanizmalar oluşturulmalıdır. 1999 dep-
remlerinden edindiğimiz acı tecrübeler,
her an yeni bir ağır faturayı ödemek zo-
runda kalabileceğimizi göstermiştir.
Doğa bizi bir kez daha uyarıyor. Peki
bu uyarıyı siyasi iktidarlar nasıl okuyor,
ders alıyor mu? Ne yazık ki, hayır! Çün-
kü onlann öncelikleri arasında kamu ya-
ran ve bilimsel gerçekler yok. 38 yurt-
taşımızın yaşamtnı yitirdiği 'hızlandınl-
mış tren kazası'nı takdiri ilahi olarak kar-
şılayan anlayış, afetleri de aynı bakış
açısıyla bekliyor."
Yüksek Yerilim Hatt
Uzun lafin kısa mesajı!
ordincutku ı yahoo.com
ÇED KOŞESİ
OKTAY EKÎNCÎ
Gökova'daydık...
Neredeyse 25 yıldır her yaz
buluşuyoruz Gökova'yla...
Bunun ilk 15 yılı yaz kış...
Her bırkaç yılda bir de Şadan
Gökovalı'yla birlikte...
Diyebilirim ki hiçbirisı, ge-
çenlerdeki "buluşmanuz" ka-
dar "Gökova gibi" olmamıştı...
Nasıl mı?
Denizden söz ederken Pose-
idonu anmak... Şarabı yu-
dumlarken Dionysos'u konuş-
mak... Güneşüı ve güzel sanat-
lann insanı birlikte aydınlattı-
ğını ApoDonla duyıunsamak...
Ege'nin Anadolu uygarlık-
lanna bereket ve yaşam kattı-
ğı Karya'da, tannlann tanıklı-
ğında sevgi dolu söyleşmek,
özlem yüklü dertleşmek...
Heredot, boşuna "insan
Karya'da yaşar" dememiş...
Şadan Gökovah da boşuna
"tnsan Karya'da daha bir in-
sanbşır~." demiyor...
Sız de boşuna dalıp gitmi-
yorsunuz yüzlerce kilometre
Stelere...
\'ı, bu güzeller güzeli
denze "Kerme Körfea"
adın da veren antik
Kenmos kenti açık-
lanrdan Kıran
Da0anna doğru
eser ılık Ege rüz-
gârlınnı bunlarla
birlifte karşıladığı-
nızcı, Gökova gibi
oluprsunuz...
îçniz gökler kadar
genş. yüreğiniz uç-
suz ?ucaksız ovalar
kadzrengin...
Miğlalı şair
Ibratûm Ergin
de Gökova Şarap Tannsı Dionysos
için boşuna
yaznamış;
"Hr mavi gül açmış Ege'de,
Es görülmüs değiL
Tirkmen kızuım çeyiz kili-
rni gtzelKğinde,
Dıha hiç dürübnüş değfl™"
•••
Ogece, Muğla Gazeteciler
Cemyeti'nin yemeğinde, ce-
nıiya başkanı Ünal Türkeş'in
komğuolduk...
G;neşin "öte yaka"ya doğ-
ru a;aldığı saatlerde Göko-
-va'ya kucaklaştıktan sonra,
aynmavi akşamın lacivert ka-
nnlimda, aynı güneşin bin-
yılladan gelen söylencelerini
yaşaan Şadan Gökovalı'yı
Ö: yakadaki Olimpos dağın-
iiagmeşi karşılayan tannlann,
asluia onu "bu yakadan" yol-
•01 e^kJerini doyasıya anımsa-
nak duyumsamak...
Baun bir rastlantı olamaya-
cağıı düşündüm ve dedim ki;
"Kirfezde zaten gün boyu
tera*rdik.« Sonra, tannlann
«ftatvi öykülerinde de yine
beraber olduk- Kesintisiz bir
Gökova rüyası, bize sunulan bir
armağan değil de nedir?™''
Haükarnas Bahkçısı'nın anı-
lannı ve bılgelığini birlikte ya-
şatan Şadan Gökovalı 'nın söy-
ledikleri neydi?
"Dağlann eskiden kanatlan
varmış. Kalkıp kaOap yere ko-
narlarnıjş. Zor gehniş bu top-
rak anaya, Yerana'ya... Sonun-
da tann acımış. dağiann kanat-
lannı kesmiş, kopan kanaüar
bulut olmuş»"
O anda bakmıştım Gökova-
lı'nın gözlerine, gecenin ka-
ranlığında bile dağlann silueti-
ne yaslanan bulutlara bakarak
eklemişti; "tştebundandırkio
gnn bu giindür, bulutlar hep
dağlara doğru koşariar_."
Düşündüm... Insanın da sır-
tını ve dünyasını yasladığı bir
dağı varsa, ona kavuştuğunda
kollan "kanadanırcasına" sa-
nlması, başında da "huzur
yfiidü bulutlann" uçuşması,
sakın bundan olmasın...
Yalnız yolculukJarda
dağlara ve bu-
lutlara bakarak
gitmenin ya-
rattığı "*dalgın
birliktetikler"
de...
• • •
Şadan Gökova-
lı'nın yıllardır do-
yumsuz diliyle an-
lattığı efsanevi öy-
küler. Sanhli Beledi-
yesi tarafindan kitap-
laştınlmış. "Söylence-
bilim ve Anadolu Söy-
lenceJeri"ni okurken.
sadece tarihin de-
rinliklerindeki
tannsal insanlık-
lan değil, kendinizi de bulu-
yorsunuz..
Çünkü o tannlar da aslında
kendilerini yaratan "insan öz-
lemlerinin" kutsallığıyla ku-
şaktan kuşağa var oldular. Ki-
mileri zalim, kimileri kıskanç,
kimileri ihtiraslı \e kimileri de
kendilerini beğenmiş bile ol-
salar, bütün bunlar da "insan"
yanlanndan ötürü değil miy-
di?
Gökovalı'ya, Güzel Sanadar
Akademisi'ndeki öğrencılik
yıHanmızda da en çok merak
ettiğimiz tannnın öyküsünü
yazıp yazmadığını sordum;
".\eden, onca yaJoşıkiı olması-
na ve onca erişilmez gücüne
rağmen. Teselya ırnıağmın kı-
zını kendine bağlayamadı?.."
Imzalayıp verdiğı kitabın-
dan yanıtını arayıp bulmak zor
olmadı. Çünkü peşinden ko-
şarken, kalbini yanına alma-
mıştı. Ona sunduğu sadece
"görüntüsü"ydü...
oekinci ' cumhuriyetcom.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakuı turk.net
H A R B l SEMİHPOROY semihporoy(q yahoo.com
BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇI bulutbebek o hotmail.com
HAYAT EPlK TİYATROSU MISTAFA BILGÎN
TARİHTE BUGÜN MiMTAZ ARIKAN 8 Ağııstos ıcınc.mumtaz-ariktın .eom
ALMAN DENIZ MANEI/RALAfil
1S23'P£ BUGUM, ALMMJ DOU4UMASINA BASLI
IBK, KUZEY DEhJtZI "A/OS BU7ÜK- SlK TTtrBIKAT* 8AŞ-
LADI. T- PÜfJYA SAVAŞt'NDAH ySUİK. ÇIKM'f OCA
lU DOUANMASt DA TBSUM
pı SİLAMAKIIYOR
PAKİ
gueS PA KAT/UYOI?, "UELA
DAKf GSMl) DU/SUMU lZLİYOe/XI
SOLDA GÖRÜLEN SAVAŞ <SEMI£( t£E, •190&OE
GÖREVE 8AÇLAMIŞ" GUIN SCHLeSu/ie-HOLSTE/AJ
CŞLESVİG HCLfTAYAl) OlfZ.
SEf Y/L SONRA HıTLER İHTıPARA GEL£CEK,Ai/-
eupfl-yı fcAgAAJUK g'R KADEBe SÜRUKL^ECEKTı.
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Kendi Bindiği
Dalı Kesmek
Hafta içinde iki günlüğüne Konya'daydım. Konya,
kimilerinin "Anadolu kaplanlan" diye adlandırdıklan,
siyasal-ideolojik renklerinde "ye?/Vin ağır bastığı gi-
rişimcilerin yoğun olarak bulunduklan kentlerden bi-
ri. Hızlı bir sanayileşme göstermesine ve buna bağlı
olarak göç almasına karşın benzer gelişmeyi göste-
ren başka kentlerden farklı olarak gecekondu soru-
nu ile tanışmamış. Geniş caddeleri, bulvariarı, temiz
sokaklan, alışveriş merkezleri ve lüks otelleriyle ilk
bakışta insanda modern bir kent izlenimi bırakıyor.
Görüştüğüm, çeşrtli sektörferden işadamlan kent-
teki sanayileşme hareketinin eski hızında olmasa bi-
le hâlâ sürdüğünü söylüyoriar. Ortak tahminlerine gö-
re kent merkezinde kişi başına düşen ortalama yıllık
gelir 6.000 dolar düzeyindeymiş, fakat ilçelerde bu or-
taJama yaklaşık 1.500 dolara düşüyormuş. Konya'da
son yıllarda alışveriş merkezlerinin yanı sıra birçok da
büyük mağaza açılmış. Ne var ki genellikle ihracata
yönelik üretim yapan sanayicilerin tersine perakende
satış yapan alışveriş merkezlerf ile konfeksiyon, deri
ürünleri, mobilya, beyaz eşya ile otelcilik, turizm ve
eğlence gibi alanlarda hizmet veren mağaza ve işye-
ri sahiplerinin durumlan iç açıcı değil. 1999-2000 eko-
nomik krizi sırasında yaşanan çöküşün sonrasında
görülen görece iyileşme perakendeci tüccara ve es-
nafa neredeyse hiç yansımamış. Konyalı işadamlan
bu durağanlığı, -eğerekonomi bilimine uygun birter-
minolojiyle ifade etmek gerekirse-, beş yıl geride kal-
mış olan konjonktürel krizin günümüze uzanan etki-
leriyle açıklıyoriar. Bu açıklamada bir gerçek payı ol-
sa da perakendeci tüccar ve esnafın şikâyetçi oldu-
ğu darboğazın bir nedeni de Konya nüfusunun sayı-
ca önemli bir kesiminin kendi kendini içine hapsetti-
ği kapalı sosyal yapı.
Konya, "erife/c//7c" olgusunun ağır bastığı İç Anado-
lu kentlerinden biri. örneğin, kentin kentleşme bağ-
lamında gelişip büyümesine, zengınleşmesine neden
olan sanayileşme sürecinde "kadın"m ekonomiksos-
yalızasyonu yok denecek kadar az bir düzeyde ger-
çekJeşmiş. Kadın, bu süreçte bilinçli olarak geriye itil-
miş. Dolayısıyla Konya, tüketici için önemli bir moti-
vasyon olan kentsel renklilikten, hareketlilikten yok-
sun duruma düşmüş. Dünyadaki tüm tüketim toplum-
lannda alışverişte birincil rol oynayan kadınlann ço-
ğunluğu, bu kentin kendine özgü koşullannda evleri-
nin duvartan arasına sıkıştınlınca perakendeci tücca-
n ve esnafı besleyecek potansiyel de aynı oranda da-
ralmış, küçülmüş. Çünkü evden çıkmayan, erkeğe
bağımlı, davranış özgürlüğünden yoksun olan kadın-
lar tüketici de olamıyoriar.
Kentin dinsel motiflerden kaynaklanan kendine öz-
gü koşullan turizm potansiyelini de olumsuz etkiliyor.
Mevlana Müzesi'ne, Alacahöyük'e gelen turist grup-
lannın büyük çoğunluğunu günübırlikçileroluşturuyor.
Kentte geceleyen turist sayısı az, dolayısıyla otellerin
doluluk olanlan da oldukça düşük. Kent merkezinde
soğuk bir bira içip serinlemek olanağından yoksun tu-
ristler, müzeleri, örenyerierini gezdikten sonra çekip
gidiyorlar. Selçuk Üniversitesi'nin öğrencileri de olma-
sa zaten çok kısıtlı olan "çağdaş eğlence yaşamı"
büsbütün yok olacak. Öğrenciler ise alım gücü dü-
şük bir kesimi oluşturduklarından eğlenceye dönük
hizmet sektörü gibi diğer ticari alanlara da katkılan ol-
dukça aşağı düzeyde. Konuştuğum işadamlan her
hafta sonu binlerce Konyalının başta Alanya olmak
üzere güney kentlerine "kaçtığını", eğlenmek iste-
yenlerin eğlence yaşamını Konya dışında aradıklan-
nı söylüyorlar.
Işin ilginç yanı, kentin dinsel kaynaklı, gelenekçi
sosyal yapısını tüketim açısından bir engel olarak gö-
ren, aralannda "eski" sosyal demokratlann da bulun-
duğu bu işadamlan da zaman içinde "erkek erkeğe"
sürdürülen kapalı yaşamın parçalan olmuşlar. Nede-
ni sorulduğunda, "kendilennin aslında geleneklere
göründüğü oranda bağlı olmadıklannı, fakat kente
egemen olanyapıdan soyutlanmamak için çoğunlu-
ğa ayak uydurmakzorunda kaldıklannı" ileri sürüyor-
lar. Bir anlamda kendi bindikleri dalı kendileri kesiyor-
lar. Kentin kendine özgü yapısal koşullan yine kendi-
ne özgü ve sonunun pek hayıriı olduğu söyleneme-
yen bir kısırdöngü yaratmış.
Bu yazıyı okuyan kimi Konyalı dostlanm bana içer-
leyecekler, biliyorum. Ama gördüklerimden, gözlem-
lediklerimden başka ne yazabilirdim ki?
e-posta: dkavukcuoglu superonline.com
Faks:0212-72384 97
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5
S0LDW SAĞA:
1/ Yönetmen-
liğini Muhsin
ErtuğnıJ'un
yaptığı ilk
renkli Türk
filmi. 2/ Bu-
yurucu... tçi-
ne mendii, ge-
celik gibi şey-
leri koymaya
yarayan, ku-
maştan yapıl- 9
mış korun-
cak. 3/Önder... Yok-
Iuğu belirten sayısal
ölçü. 4/ Bir renk...
Çam kozalağı ya da
meyve toplamak için
dallan eğmeye yara- 5
yan ucu çengellı sı- 6
nk. 5/ Bir sanat yapı-
tında işlenen konu... 8
Başlıca. temel nite- 9
liğindeolan. 6/Duyuru... Endenozya'nınplakaişa-
reti. 7/ Şans... AIDS'e neden olan virüs. 8/Bir da-
ğınyadatepeninaltbölümü... "Vurgun"anJamın-
da argo sözcük. 9/Beton karma makinesi.
YUKAR[DA> AŞAĞIYA:
1/ "Işe yaramaz, bozuk, kötü" anlamında argo söz-
cük... Eski Mısır'ınenparlakdönemindekibaşken-
ti. 2/tşçi... Tanntanımaz. 3/Doku teli... Aydm'ın
Söke ilçesinde, ünlü bir antik kent. 4/Şarkı, türkü...
Pamuklu birkumaş. 5/Tavlada "üç" sayısı... "Se-
maya set çekti — ü fîganım"(Karacaoğlan). 6/Yur-
dumuzda yetişen ve beyaz odunu tornacılıkta kul-
lanılan ağaç... Boru sesi. 7/Cami ve tekke gibi yer-
lerde kadınlara aynlan yer... Yaradılıştan gelen
özellik. 8/Hararet... Dinsel bayramlardan bir ön-
ceki gün. 9/ Altm... içinde diri balık sakJanan,
denizden aynlmış ha\Tiz.