Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2004 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
TBMM Başkanvekili ve CHPMilletvekili YılmazAteş'le son dönemin sıcak siyasigelişmelerini konnştuk
S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOCLU
Ieyla.ta\ sanoglu(S cumhuriyetcom.tr
TBMMbir yasama yılını daha kapadı. Bu dönem içinde
t&m 236yasa çıkarıldı. Arada hükümetpartisi, bacak
arasından gol atma örneği, yangından mal kaçırır gibi
bazı kendi istekleri doğrultusunda yasaları geçirmeye
kalkışsa da bu ya TBMM kürsüsünden ya da
Cumhurbaşkanı 'ndan döndü. Döne döne neredeyse
başları döndü. Yasama yılının bitimiyle TBMM
Başkanvekili ve CHP Milletvekili Yılmaz Ateş 'le bir
durum değerlendirmesi yaptık. Son dönemde yaşanan
sıcak siyasi gelişmeler dahil, sanıyorum Türkiye'nin
içinde bulunduğu durumu aynntısıyla konuştuk. Hiç
yorumsuz aktarıyonım.
Siyaset-medya iç içe- Gensoru önergesinin blok AKP oylanyla red-
dini nasıl karştladınız?
ATEŞ- Milletvekilleri vicdanlannın sesini dinle-
yerek hareket etmeliydiler. Bunun bir arkadaş daya-
nışması mantığıyla olmaması gerekirdi. Bu acı ola-
yın sorumlusu sadece fl Sağlık Müdürü olamaz.
Esas sorumlular siyasi kararlan alanlardır. Dolayı-
sıyla da sorumluluklann bilindnde olarak onlann der-
hal istifa etmeleri gerekirdi. Ama yapmadılar. Dün-
yanın hiçbir ülkesinde böyle şey olmaz.
- TBMM'nin tatile girmesinden önceki son bir
hafta Meclis'e başkanlıkyaptımz. Tam anlamıy-
la maraton bir çalışma döneminden geçtiniz. Son
hafta toplam 57.5 saat çalışarak bir de rekor kır-
dınız. Bunu haftaya böldüğünüz zaman beş haf-
talık bir çalışma süresi ediyor. Bu çalışmanızla
mesai almantz gerekmiyor mu?
ATEŞ -(Gülüyor.) Biz Meclis başkanvekilleri ay-
da bir hafta görev yaparız. Benim açımdan baktıgı-
ruz zaman ben beş ayda yapmam gereken işi dört gün-
de yapmışım. Üstelık bu dört gün içinde 18-19 ya-
sa çıkardık. Tabıi ki bu övünülecek bir durum de-
ğil. Çünkü bildiğiniz gibi yasalann kamuayunda,
Meclis kürsülennde yeterince tartışılması gerekir. Ger-
çi Meclis Genel Kurulu'nda yetennce tartışma ol-
du. Onu sağlıyoruz. Ama özellikle kamuoyunda tar-
tışılması gereken tasanlar da oluyor. Son hafta aıle
hekimlığı bır önergeyle getirilmek istendi. Ben ona
izin vermedün. Çünkü daha komisyonda da görû-
şülmemıştı. Ben toplumun bu konuda bu denli du-
yarlı olduğunu da bılmiyordum. Çok sayıda tabıp oda-
sından teşekkür telgrafi, yazısı ve telefonu aldım.
- Bunun gibibacak arasıgol atılmak istenen, ör-
neğin Kılık Kıyafet Yasası gibi başka yasa tasan-
ları var ınıydı?
- Komisyonlarda mümkün olduğu kadar muhale-
fet engellemeye çalışıyor. Ofsayttan gol atmaya ça-
lıştıklan oluyor. Yakaladığım zaman önlüyorum.
Seçlm slsteml
-Meclis 'tebirmuhalefetpartisi, birhükümetpar-
tisi, birkaçdabağımsızmilletvekili var. SizAKP 'nin
icraatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bunlar sonuçta gökten zembille ınmediler. Se-
çim sistemi nedeniyle bu parlamento oluştu. Yasa-
lar, anayasa çerçevesinde birbirimize tahammûl ede-
rek bu dönemi götüreceğiz.
- CHP'den istifa edip AKP'ye geçen iki millet-
vekili hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bu parlamentoda çok güzel işler de yapılıyor. Ör-
neğin 1 Mart tezkeresi, örneğin dokunulamaz sanı-
lan bir dönemin yetkililerinin Yüce Divan'a sevk edil-
meleri karan gibi... Ama tabii parlamento karan de-
ğü, bireysel karariandır, bu iki rnületvelrilının CHP'den
aynlıp AKP'ye geçmeleri yüz karası uygulamalar-
danbirisidir. bence... Bireysel gibi görünse de bu si-
yasete, demokrasiye, siyaserin saygınJığına gölge
düşürmüştür. Onlann ifadelennden bu işin içinde Sa-
yın Başbakan'ın da olduğu anlaşüıyor.
-Nasü?
- Çünkü kendi partisinin MYK'sinde Sayın Baş-
bakan o akşam, "Bu iki miBetveküi bize geJecekler"
diye açıklıyor. Oysa aynı akşam saat 18.00 sırala-
nnda benım şahıt olduğum bir olay var. Ben Sayın
Bavkal'la görüşmeye gitmiştim. Içeride NecdetBu-
dak'ın olduğu banasöylendi. Görüşme bitüğınde Bay-
kal'la bıraragörüşmefirsatıbuldum. Bana orada söy-
lenen, Budak'ın yeniden parûye döneceğiydi. Bay-
kal. isrifasının geri alınmasıyla sorunun çözülüp çö-
zülemeyeceğini bana sordu. Ben saatin 18.00 oldu-
ğunugörünce, *\armbenbunabakarnn" dedim. Nec-
det Bey de beni arayacağını söyledi. Ertesi sabah tam
evden çıkarken televizyon haberleri, bu iki millet-
vekilinin .AKP'ye geçtiİdenni duyurdu. Doğrusu şo-
ke oldum. Ben hayarımda insan onuruyla bağdaşma-
yan bir davranış biçimıne ilkkez şahit oluyorum. Bu,
utanç vencı bir manzaradır. Öbür Adana milletve-
kili de eskiden CHP'yi yeterince Kemalist olma-
makla suçlamıştı.
- Yani ona göre AKP daha mı Kemalist oldu?
- Daha mı Kemalist. daha mı çağdaş bir parti, bi-
lemiyorum; ama bu arkadaşımız parti içinde îktida-
ra Yürüyüş Hareketi'nin öncülerindendi. Bütün bu
yapılanlar esas ınsan ahlakı açısından utanç verici.
YILMAZ ATEŞ
1953, Tunceli doğumlu. Konya Selçuk Eğitim
Enstitüsü 'nü bitirdL 1972 başında gazeteciliğe
başladu Çeşitligazetelerde muhabirlik,
istihbarat şefliği, yazıişleri müdürlüğû yaptu
1982'de Yankı dergisinin yazıişleri müdürüyken
mesleği bıraktu 1983'teyayıncıhğa atıldu
Çeşitli meslek örgütlerinin yönetim
kurullannda görev aldı. Çağdaş Gazeteciler
Derneği'nin kuruluş çahşmalara katıldı; dört
dönem genel başkanlığımyaptu 1989 'da SHP
üyesi oldu. 1991 'de Ankara 11 Sekretertiği'ne
seçildL 1993-95 arası SHP Ankara fl
BaşkanlığıyaptL CHPSHP birleşmesinden
sonra CHP'nin Ankara il başkant oldu.
1995'tekikurultayda PM üyesi, aynıyılaralık ayındakiseçimlerde Ankara milletvekili
seçildL 2002 seçimlerindeyeniden milletvekili, ayrıca da TBMM Başkanvekili oldu.
- Peki, bu kisüerin, seçmenlerine karşı da say-
gısızhk ettiklerini düşünmüyor musunuz?
- Saygın kışilerse bunlann mılletvekılliğinden de
istifa etmeleri gerekir. Bakın benim tepkim CHP'den
istifa ettikleri için değil. AKP'de aynı olay olsa ona
da ben aynı tepkiyı gösteririm. Çünkü bizim bır gö-
revimiz de TBMM'nin ve milletvekillerinin saygın-
üğını ve seçmene olan saygıyı korumaktır.
- TBMM Başkanı ile Başbakan arasında mil-
letvekili lojmanları meselesiyaşandu Arınç "pü-
fiirük " diyerekgeri adım attu Esas mesele neydi?
- Ben Sayın Arınç'la çalıştığım için değil, ama doğ-
rusu burada Başbakan yerden göğe kadar haksız. Bir
başbakanın böyle bir duruma düşmesını de doğru-
su üzücü buldum. Toplu Konut Idaresi (TOKİ). bel-
li bir sayı olursa kurumlarla anlaşma yaparak o ku-
rumlara konut yapıyor Millervekıllen lojmanlannın
kullanılmaması bır hataydı. Tayyîp Bey celallendı ve
o lojmanlar boş bırakıldı. Şu anda mezbelelik halın-
de öylece duruyorlar. Milletvekıllerinden gelen ta-
lep üzenne TBMM böyle bır çalışma yapmış. Be-
nim de sonradan haberim oldu. TOKÎ'yle konuşul-
muş ve böyle bir olanak sağlanabileceği kendilen-
ne söylenmiş. Milletvekillenne lojman yapılması
istenen yeri biliyorum. Benim de seçün bölgem. Bir
kere o bölgenin daha iman yok. TOKİ orada 10 bin
konutluk arazi almış. Milletyekillen oraya giderler-
se o bölge değerkazanacak. İkinci olarak, daha yüz-
de 40"ının temeli atılmadan mılletvekılleri parasını
ödeyecekler. Geri kalamnı da banka kredisi alarak
borçlanacaklar. Burada kârlı olan TOKİ oluyor. Mil-
lervekıllenne kullandınlan bır devlet olanağı varsa
Başbakan haklı olarak onu önler. Sadece, "Benyap-
ünnam" diyor. Daha lojman fılan ortada yok ki.
MHP ve terör
-Peki, Başbakan anlamadan dinlemeden neden
böyle sertleşiyor?
- Bilemem. Ama Meclis Başkanı sonunda geri
adım ara. Gürleyen Tayyip Bey degen adım attı. "Ba-
na lojman dediler. Buna karşı çıküm" dıyor. Birbaş-
bakanm araştırmadan, ıncelemeden böyle ortaya çı-
kıp bir bardak suda fırtına koparmasının anlamı var
mı? Hoş olmadı. Başbakan'ın, işi neden bu nokta-
ya getirdiğini de anlayabılmiş değilim.
- Ülkenin binlercesorunu varken AKP ille desık-
mabaşa, imam hatiplere odaklanıyor. Kamusal
alan tarttşmalan açûryor. AİHMkaran var. En son
da Fransa ziyareti sırasında, anlaşılan sıkmaba-
şa nokta kondu. Siz laik Türkiye Cumhuriyeti'nde
sıkmabaş ve imam hatiplerde bu derece ısrarlı
olunmasının ne anlamageldiğinidüşünüyorsunuz?
- Hatırlayacaksınız, bir dönem MHP denılınce
hep terörle ıhşkısı gündeme gelırdi. Fakat Sayın
DevletBahçetiMHP yönetımine geldikten sonra ger-
çekten terörle partisini aynşnrdı. Bu da gerçekten de-
mokrasimiz açısından bır kazanç olmuştur. Demok-
rasi bizim hedefımiz. O nedenle de AB'ye girmek
istiyoruz. Dolayısıyla birsiyasi parnmızın terörle anıl-
ması. demokrasimiz açısından da sağlıklı bır durum
değıldir. Sayın Erdoğan, "Ben degiştinı" dıyor. Er-
doğan bu demokrasi sayesınde ıktdara geldi. Erdo-
ğan'ın daha önce uğruna mücadele ettıği, örnek al-
dığı ülkelerde böyle demokratik sistemle, halkın ira-
desıyle rejıme aykın yönetımlerin işbaşına gelme-
leri mümkün değildir.
AKP gerçekten bir Türkiye partisi olmak istiyor-
sa demokrasi, laiklik ve cumhuriyet karşıtlannı ce-
saretlendirecek eylem ve söylemlerden vazgeçme-
lidir. Bence vazgeçtiği an hem Türkiye partisi ola-
caknr, hem Türk demokrasisi ve kendileri açısından
bu bir kazanç olacaktır. Ben doğrusu rürbandaJd ıs-
rarlannda halen demokratik. laik hukukun üstünlü-
ğüne dayalı birtaraf göremiyorum. Atatürkdevrim-
lerini içine sindirememiş bırgörünrü, AKP'ye önü-
müzdeki süreç içinde çok pahalıya mal olacaktır.
Türklyeye zarar verlrler'
-Nasıl?
- Çünkü AKP. söylemlennde, programında türban
dıye bir sorunlan olmadığını ve bunu çözeceklerini
vaat ettı. Şimdi, bunda ve imam hatıplerdeki ısrar-
lannı anlayabılmiş değilim.KOBl'lerde eğıtilmiş in-
sana ihtiyaç var. Bana göre. Türkiye'nin ıhtıyacı bu
soruna yönelik bir eğitim sistemının behrlenmesı-
dır. CHP'nin de programında bu var. Liselerin dört
yıla çıkanlması ve ikinci yıldan itıbaren öğrenci han-
gi alanda yetenekliyse o alandaki meslek eğitimine
yönlendirilmesi gündeme getinlmeli. Biz Başba-
kan'la Ankara Sanayi Odası'nın toplantısındaydık.
Oda Başkanı, benim ve Başbakan'ın gözlerinin içi-
ne baka baka şunlan söyledi:
"Organize Sana>i Bölgesi'nden girerken karşırru-
m ilan panolan çıkryor. Şimdi o panolar işçi ilanla-
rryla dolu.Tûridye'de 10 miryonun üzerinde işsizvar,
ama kalifrye işçi wk. Tûrkije'nin çeüşkisi bu."
Bütün dünya artık meslek eğitimine önem \enr-
ken imam ya da hatıp olmak isteyenleri ılle de mü-
hendis, doİctor, avukat, hâkim yapmaya kalkmanuı
biranlamı varmı? Eğerkafalannın arkasında demok-
rasiye. laikhğe, hukukun üstünlüğüne karşı çıkma
ve rejimle kavga erme gibi fıJdrleri yoksa bu sevda-
lanndan vazgeçmeleri lazımdır. Bu sevdalanndan
vazgeçmedikleri sürece hem kendilerine. hem Tür-
kiye'ye zarar verirler. Ben Türkiye'de halkın büyük
çoğunluğunun laikliğe, demokrasiye. hukukun üs-
tünlüğüne aykın bir uygulama yapılmasıru kabulle-
neceğini hiç sanmıyorum.
'Yurttaşların katili oldular'
- Hızlandırılmış tren konusunda da uz/nan-
lann uyanlanna kulaklannı tıkayıp inatlaş-
madılar mı? Hatta hızlandırılmış trenin ilk se-
ferinde Erdoğan kafasındaki kırmızı kasketiy-
le Onuncu Yıl Marşı 'nı ve ülkenin demir ağ-
larla örüldüğüne dikkat çeken bölümünü ala-
ya almadı mı?
- Türkiye'nin kuruluş yıllannda Atatürk'ün
çizdiği yol Batılı güçleri yenmiştir. Ama kendi-
si Batı'yı üstün kılan değerler sisteminı de aynen
almıştır. O zamanlar yükselen değerler ya faşizm
ya da sosyalizmdı. Ama Mustafa Kemal halkın
iradesüıe dayah bir rejimi kurdu. Bu, bugüne ka-
dar da geldi. Bütün gelişmiş ülkeler Ortadoğu'ya,
Islam âlemine Türkiye'yi örnek gösteriyorlar. 1
mıryar 250 milyon nüfuslu Islam âleminde insan
haklanna dayalı, demokratik, laik sistem bir tek
Türkiye'de var. Bunlar arasında AB'ye aday gös-
terilebilen tek ülke yine Türkiye'dir. Bu, Musta-
fa Kemal Atatürk, arkadaşlan, bugün onlann
kurduğu partiyi yaşatanlar ve Cumhuriyetin ay-
dmlanma ışığıyla yetişenkitleler sayesinde olmuş-
tur. Bu arkadaşlanmız hâlâ türban ve imam ha-
tiplerde ısrar ederlerse kendi bindikleri dalı kes-
miş olurlar. Aynca, Cumhuriyet döneminde ya-
pılanlan küçümseyerek bir yere varamayız. Ha-
a Bektaş Veii daha 1200'lü yıllarda, "İKm ile gi-
dilmeven yolun sonu karanhkür" demiş. Musta-
fa Kemal'ınsözü: "EnhakikimurşitinnHİir.''Bu
arkadaşlanmız 7 trilyon liraya hızlı tren kurduk-
lannı söylediklerinde inanamadık. Ama bütün
dünyada hızlı tren için özel ray sistemi döşendi-
ğini de biliyorduk. Bütün dünya bunu yaparken
ve bilim adamlan da uyan üstüne uyan yapmış-
ken çok ucuz yöntemlerle büjiik siyasi başan el-
de etmeye kalkıştılar. Ve o sayıda yurttaşımızın
resmen katili oldular.
- lyi de bu halle AB sevdası ne olacak?
- Birtaraftan, AB'ye girelım, deniyor. Ama öbür
yandan da bilimle, deneyimie ilgısız ışlen alla-
yıp pullayarak ve siyasi çıkarpeşinde koşarak Tür-
kiye'yi bu noktaya getiriyorlar. Hiç hoş olmadı.
-AKP'nin, meşruiyetiniyurtdışında, ABD ve
AB 'de aramasını nasıl karşılıyorsunuz?
- Niye Arap ülkelerinde. demokrasinın olma-
dığı ülkelerde meşruiyet aramıyorlar da gelişmiş
ülkelerde anyorlar? Önce bunu sormak lazım. Tür-
ban konusunda hep "AB kriterieri" dendi. Ama
AİHM'nin verdiği bir karar var. Bu karan beğen-
miyorlar. Bu samimiyetlerinin bir ölçüsüdür.
*DervişHngerekçesi olamaz'
- Bir de Sizin partinize gelelim. En son bu
Kemal Derviş olayı var. Bazı gazetecilere tür-
banı başörtüsünden dahaşık bulduğunu söy-
ledi. Ama bu sözleriyayımlanınca dayalan-
lamayolunu seçti. Çok açık biçimde CHP'yle
doku uyuşmazlığı olan bir kişi sizce neden
partinize alındı, hatta genel başkan yardım-
cılığına getirildi?
- Kendisi çok iyi eğitim görmüş, uluslararası
kuruluşlarda önemli görevler yapmış, iyi bir
teknokrat arkadaşımız. Türkiye'nin 2001 krizine
sürüklenmesinde hiçbir kusuru olmayan, gemi
karaya oturduktan sonra kurtarmaya çağnlan ve
kendi yöntemıne göre gemiyi kurtarmaya çalışan
bir kişi. CHP içinde ayn düşünceleri olması, as-
lında CHP açısından bır kayıp değildir. Fakat
Sayın Derviş hep Batı'da örnek gösterdiğı sos-
yal demokrat partilerde olduğu gibi parti içi
platformlarda seslendirse benim söyleyecek hiç-
bir sözüm olmaz. Ama doğrusu bunu yaym or-
ganlannda, topluma açık toplantılarda, iktidar
partisini eleştirmediği oranda kendi partisinin ken-
dine göre eksık gördüğü yönlennı piyasaya sun-
masını haklı gösterecek hıçbir gerekçesi olamaz.
TBMM Başkanvekili kürsüsünden baktım.
Partıler arası tarafsız bir makamda olan birisı
olarak söylüyorum. Hoş olmamıştır. Bah'daki
siyasi partilerin hiçbirinde bu olmaz. Sayın Der-
viş birkaç ay öncesine kadar genel başkan yar-
dımcısıydı. Halen de PM üyesi. Parti içi platform-
larda bunlan soylemeyip kamuoyunda dıllendir-
mesi yakışık almamıştır.
- Şimdiki TBMM Başkanı ve Başbakan 'ın
şimdiden cumhurbaşkanhğı hesaplanyaptık-
lan söyleniyor. Ama daha cumhurbaşkanhğı
seçimine üçyıl var. Sizce neden bu tür hesap-
lar içindeler?
- 2OO7'ye sizin dediğiniz gibi daha üç yıl var.
Türkiye'de 1950'den bu yana olan sürede yapılan
hiçbir genel seçim olmamıştır. Hep bırkaç ay ön-
cesi ya da bir yıl öncesi seçimler gerçekleşmiş-
tir. Bu yapısıyla, bu parlamentoyu Türkiye
2007'ye kadar taşır mı taşımaz mı, bunu
bilemiyoruz. TBMM Başkanlığı da Başbakan-
lık da önemli makamlardrr Dolayısıyla bu ar-
kadaşlanmızın bir makam kapma gibi bireysel
mücadele içine girmelerini pek doğnı bulmam.
TBMM Başkanı'nın da "2007'ye kadar kiın
gider, kim kahr" biçiminde sözleri oldu. O neden-
le pek doğnı davranış biçımleri değil tabii...
Hükümet
ülkeyi iyi
yönetemiyor
-Sizgazetecitikmesleğindengelen birsiyaset-
çisiniz. Meslekilkelerinebağlıyayın organlann-
da görev aldınız. Siz bugün Türkiye 'de siyaset-
medya-iş âlemiarasındakibu denli iç içegirmiş
ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Çok acıklı buluyonım. Bu çevreler tarafindan
CHP'ye, tt
lyi muhalefet vnpanuyorsunuz" diye
eleştiri getiriliyor. Bildiğiniz gibi, muhalefet yü-
rütmenin başında değildir. Yürütmenin başında
olan hükümettir. "Siz iyi muhalefet yapamryorsu-
nuz" demeyi diğer yönden okursanız şu ortaya çı-
kar: "Bu hükümet bufilkeyiiyi yönetemiyoıf
Bu ülkeyi iyi yönetemeyen hükümete, "Bu ûl-
keyi iyi yönetemhflrsunuz" deme cesaretini gös-
teremeyenler dönüp ana muhalefet partisine, "tyi
muhakfet \-apamrviorsurHiz'1
diye yükleniyor. Ama
aynı ana muhalefet partisinin eylemlerüıi, çalışma-
lannı yansıtmıyorlar. Eski bir gazeteci olarak söy-
lüyorum, tam tersine, ana muhalefet parbsine yö-
nelik, hele de kendi içinde bir çalışma varsa, onu
da çok abarölı bir biçimde yansıtıyorlar.
- Peki, bunun altında sizce ne var?
- Üzülerek söylüyorum, siyaset, iş âlemi ve med-
ya iç içe girmiştir. Kimin elinın kımuı cebınde ol-
duğu belli değil. Inanın, zaman zaman ısyan duy-
gulan içindeyim. Düzgün bir basın dönemi yaşa-
dığım için bunlan söylüyorum. 1999'da bir baş-
bakan, bankalann içinın boşaltılması operasyo-
nunda resmen taraf oldu. Ben o zaman MYK üye-
siydim. CHP, hükümeti düşürdü. O dönem ban-
kalann içinin boşaltılması yüzünden giden para 3.6
mihyar dolardı. 2001'in başına geldiğimızde bize
göre bu rakam 43.6 miryar dolara çıktı. Sayuı Baş-
bakan'a göre de şimdi 80 milyar dolan buldu. O
zaman sivil toplum örgütleri, gazeteler, köşe ya-
zarlan. "Kimin parasınıIdmeverryorsunuz" diye-
rek bir başkaldın içinde olsalardı inanın Türkiye
bugün IMF'ye boyun eğen, 200 bin işyeri kapan-
mış ve bu süre içinde 2 milyon insanını işsiz bı-
rakmış bir ülke durumunda olmazdı.
DokunuimazlıMar
- Peki, bu noktaya nasılgeldik sizce?
- Çünkü o zaman da siyaset, iş âlemi ve medya
iç içegirmişti. Işte. göriiyoruz. Medyapatronu, ban-
ka patronu oldu. Devletten bankanın biri 150 mil-
yon dolara alındı. 100 milyon dolan diğer banka-
lardan kredi olarak alındı ve ödendi. 50milyon do-
lan ödenmedi. 2 yıl sonunda da o banka devlete,
içi 485 milyon dolar boşaltılmış olarak iade edil-
di. Bunun adı da özelleştirme. O nedenle Türki-
ye'de eğer bir şeylerin düzelmesini istiyorsak ar-
tıkbir şeyleryapılmah. Eğer siyasetçinin dokunul-
mazlığının kürsüyle sınırlandınlmasını istiyorsak
bunun aynısını medyadan da istememiz gerekir.
Kamuoyunu şekillendiren organlar Türkiye'nin
gerçekten temiz bir topluma dönüşmesini istiyor-
larsa önce bunu kendilerinden başlarmalılar. Biz
de TBMM'nin, siyaseün, demokrasinin saygın ol-
masmı istiyorsak kendimizden başlayacağız. O
milletvekili transferine isyanım da ondan. Bunlar
yüz kızartıcı işlerdir. Medya temiz bir toplum is-
tiyorsa işe kendinden başlamah. Medya Türki-
ye'de hukukun, yasalann üstünlüğünü, sistemin iş-
lerliğini istiyorsa önce kendisimn çıkar gruplany-
la ilişkilerini gözden geçirmelidir. Bunu elbirliğiy-
le yaparsak Türkiye'yi düze çıkannz. tktıdan elin-
de bulunduran çevreler de o iktidargücünü hukuk
ilkeleri çerçevesinde kullanmalıdır. Çok ilginçtir.
Ankara Sanayi Odası'nda yedi meslek komitesi adı-
na birer işadamı konuştu. Yarumda oturan işada-
mına, "Çok merak ediyorum. Şimdi Başbakan'a
methhe mi düzuJecek, yoksa deştirilecek mi" de-
diğimde şu yanıtı aldım: "Dümanmenkorkakin-
sanian işadamlandır. Hele de Uzanlar'uı başlan-
na gelenden sonra hiçbirimiz cesaret edip eleştiri-
de bulunamavTZ. Çünkü korkuyoruz. Hak hukuk
tanunazlarsa hepimizi üç ay içinde bhTririer."
- Yani bugün bizde iktidargücü, evrensel hu-
kuk ve hak kavramlanna uygun kullanılmıyor
mu?
- Kullanılmıyor. Amabunu yaparsak ancak onur-
lu bir toplum yetiştirebiliriz. Sadece hakkını ara-
dığı için mağdur edilen bir toplum yaratılu^a o za-
man köle bir toplum olmaya doğnı gideriz.
Köle bir toplum, hakkını arayamaz. Böyle bir
toplumun da kalkrndığı. demokratikleşriği tarihte
görülmemiştir.
- AKP'nin başt, seçimlerden önce döne döne
dokunulmazlıklann kaldınlacağı sözünü ver-
miştt Ama şimdibunu ağzına almıyor. Sizce ne-
den dokunulmazltk kalkanı arkasına sığınma-
ya çalışıyor?
- Şu anda parlamentoda olan iki siyasi partinın
genel başkanı Sayın Erdoğan ve Sayın Baykal, 70
milyonun karşısında, "Gefir gehnez ilk yapaeagı-
mrz işlerin başmda milletvekiK dokunuhnazhkla-
rmı kursü dokunulmazhğrv la suurlandırmak ola-
cakür" dediler. Ama ne yazık ki Sayın Başbakan,
daha sonra CHP bu konuda çok üzerine gidince
şunu söyledi: "Ben bir yıl bu dokunulmazhklara
dokundurtmam.'*Şımdi sırası değil. Şimdi, üzerin-
den 20 aydan fazla zaman geçti. Bunu gündeme
getirmeyip hep ertelettiğiniz zaman halkı aldatmış
oluyorsunuz. Halkı aldatan bir iktidar uzun ömür-
lü olamaz. Bizim toplumun, çok yerinde verdiği
kararlar vardır. Günü gelince hesabuıı sorar. Sa-
yın Başbakan, milletvekilleri ya da bakanlann
böyle bir zırh altına girmemeleri lazım. Hep AB
diyoruz. Milletvekilinin çalışma koşullannı da AB
standartlanna uydurmamız gerekir.