18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10AĞUSTOS2004SAL 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Y 26 Sinop Y 27 Adana B 33 Edirne Y 27 Samsun PB 27 Kocaeli Y 28 Trabzon PB 27 <Çanakkale Y 28 Giresun B 29 Szmir PB 32 Ankara Y 29 'Manisa PB 35 Eskişehır Y 29 •Aydın PB 34 Konya B 32 B 31Denizlı PB 34 Sıvas Zonguldak Y 24 Antalya B 31 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 31 40 41 37 38 33 27 Y 28 Yurdunkuzey.e ba- t, kesımlen ıle doğu AJ<- denız parçalı bulutiu, Marmara, Iç Ege iç Anadolunun kuzeybatı- sı, Batı, Karaderız ıle Doğu Anadolu'nun ku- zeydoğusu sağanak ve gok gurultulu sağanak yağışlı, dığer yerTer az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemlı bır değışıklik ol- mayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B Y Y Y Y B 29 26 27 26 30 26 24 26 Münih B 29 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina B B B B Y Y B B 31 29 26 29 25 23 31 34 Y 30 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Biıkek Tiflis Kahire Y B Y B B B B A 23 36 21 33 33 28 33 34 A 36 Taşkent Tahran t Parçalı bulutiu Sısl, , Bulutiu t Çok btılutlu ' Vağmurlu m w Kariı k Gok gunjttulu m « C U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştaraft 1. Sayfada her gün çoğalan bir gerçek. Dışişleri Bakanı Gül. aylardır ABD'nin PKK/Kongra- Gel'e karşı "yeterli tedbirialmadığından"yakınıyor. Ara- da bir beş paralık değeri olmayan "Kanşmam ha" de- meye gelen kimi sözler de söylüyof. "Hassasiyetlerimi- zin dikkate alınışına göre biz de başkalannın hassasiye- tini dikkate alınz" gibi çıkışlar yapıyor. Bu çıkışlar, eleştiriler, yakınmalar ABD'nin bir kulağın- dan giriyor, diğerinden çıkıyor. Kılını bile kıpırdatmıyor. Işte bağımlı politikanın eseri; Gül ve hükümeti, biraz olsun dik durabilen, verilen sözlerin artık yerine getiril- mesini dayatan konuma giremiyor. ABD'den çekiniyor, ABD'nin şerrinden korkuyor bu hükümet; Amerika'nın verdiği sözleri yerine getirmedi- ğini söylemekten öteye gidemeyen yakınmalar içinde. • • • Başkan Bush, NATOzirvesinı vesile ederek ziyaretet- tiği Ankara'da Türkiye'nin bölgesel bütün sıkıntılannı çözeceklenne söz verdi. Hiçbir sorunumuzu çözmedi. Çözeceğine işaret eden h&rhangi bir işaret de alınamıyor. (Bush yönetiminin P- KK ile ilgili politikasını eleştiren) Amerika'nın kimi yayın organlan bile bizimkinden daha sert açıklamaiar yapı- yorlar. örneğin National Review, "PKK, 1 Haziran 'dan beri Türkiye'dekisaldın eylemleriniyeniden başlattı. An- kara 'nın PKK ile ilgili kaygılannı paylaştığını söyleyen Washington, buna uygun adım atmıyor. Bush, Türki- ye 'yle birlikfeyürüttüğümüz 50yıllık orîaklığı da tehlike- ye sokuyor" diye yazıyor. Bizımki her gün cana kıyan, Güneydoğu ve Doğu'da yeniden korkunun, tedirginliğin yeşermesine yol açan PKK sorunu çözümlenmezse Türkiye'nin Ortadoğu. özellikle Kuzey Irak polıtikalannı gözden geçirebilece- ğini, önlem alabileceginı söylemekten aciz. Gül'ümüz, yakınma ustası. ABD'den şikâyetçi bile olamıyor. • • • ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, çeşitli ülkelere yap- tığı ziyaretlerden söz ederken (Türkiye'nin çok duyarlı olduğu olasılığı resmileştirerek) birçok ülkenin yanında Kürdistan'ı öa sayıyor. Bizimki ABD yönetimıne (hiç de- ğilse bir demeçle) Rumsfeld'i şikâyet edemiyor. ••• Türk yasalanna göre içimizde yaşayan Fener Rum Patriğı Bartholomeos öteden beri ABD'yi, şımdi de AB'yi kışkırtıcı bir sıyaset izlıyor. 80 yıldırgıklan çıkma- dı. Gelrniş geçmış sağcı hükümetler patrikhanenin şı- kâyetlerını dikkate almadı, ısteklerini yenne getirmedi. Fakat bu hükümetin ABD karşısındakı aczinden, fa- kat bu hükümetin AB'den tarih alma tutkusundan ya- rarlanan Patrik Bartholomeos, gitti Amerika'ya. oradan gelenleri Istanbul'da kışkırttı. Şimdi de AB üzerinden bi- ze şantaj yapıyor. Aramızda hayıflananlar var; ağız değiştirdi patrik di- ye. Hayır, ağızdegiştirmedi, yumuşak kamını gördü Tür- kiye'nin: Bu hükümet! Boşluklardan yararlanıyor, Dün "dini vecibelerini, gö- revleıini büyük bir hürriyet içinde yerine getirdiklen'ni" söyleyen patrik, bugün "Türkiye'de (AB'nin kafaya tak- tığı) din özgürlüğünün oldukça kısıtlı ve yüzeysel oldu- ğunu" açıklıyor. Yasa ve yönetmelikler çıkanldı, gayrimüslim vakıflar mülk edinme ve üzerinde tasamıfta bulunma hakkını al- dılar. Şimdi AKP hükümeti (bır yasa hazırladı) Atatürk döneminden bu yana kamulaştırtlan mallannı geri ver- meye hazırlanıyor. Ne ki patrik de, AB de bugüne kadar bu konularda atılan adımlardan memnun değil. Bartholomeos'un Avrupa Birliği'ne Türkiye'yi birçe- şit jumalleyen bu ve benzeri demeçlerine bizimki yazı- lı bir açıklamayla yanıt vermiyor. Açık bir demeçle pat- riğin şikâyetlerinden şikâyetçi de olamıyor. Sayılagelen olaylara Gül'ün yanıtı; "d/ş politikadaki duyarlı dengeler" olabilir. ABD ile AB korkusunun yeni kılıfı "duyariılık!"Ama ne duyarlılık! AL GÖZÜM SETRETLE IŞIL ÖZGENTÜRK Sanaledebiçok severken • Baftanıjı .4rka Sayfada kede, iki üniversite öğren- cisinin daha akıllı dâvra- nıp bu yatıp kalkma işıne teknolojıyi katmalan hiç yadırgatıcı ve şaşırtıcı de- ğil. Önce bilelim, dijital kameralann çıkmasıyla bu iş adeta çocuk oyunca- ğı haliae geldi. İkincisi kızlar akıllıymış. ister profesör olsun. ister çok ünlü bir dızi yıldızı. ister iyi aile babası... Erkek cinsinin genetik zaafını hemen kavramışlar. Durumu kavramayan, dizideki Meltem'i ve Taş Fınn erkeğini pek saf san- mak gafletinde bulunan. çekirdek aiieye pek bir meraklı. kol kırılır yen içinde kalın ödev belle- miş muhterem halkımız. Tabii, bır de medyamn gazıyla da halkımızı yö- nettiğini sanan, dizide hiç durmadan toplumsal gö- revler hakkında nasihat- ler yumurtlayan dizinin yaraticılan. Bütün aile içi ihanetler bilinirken. gece- kondularda babalar kızla- nnı satarken, ev kadınla- n aile bütçesini denkleş- tirmek için yanm gün fa- hişelik yaparken. metre- sini ve eşini aynı yatta ağırlayan işadamlan medyada fiitursuzca do- laşırken. en keskin femi- nist söylemleri dile geti- ren kadınJareşlerinin sev- gilileriyle kolkola gezer- ken bu sanal edep, hepi- mizin çok hoşuna gitti. A- man aman ne güzel aile bu... ÇocukJannın önün- de kavga bile etmekten çekiniyorlar. Herkes de birbirine ne kadar saygılı. Adam herhangi bir kadı- na yan gözle bakmıyor, kaduı da ne kadar sadık... Hiç unutmuyorum, bir gün bir eve konuk gittim. Son derece yoksul bir ai- leye. Yemek yiyorlardı. öyle masada filan değil, yerde sofra örtüsünün üs- tünde, kadın bir şeyler söylemek istedi, galiba "Para bırakacak mı- sın?" dedi, erkek işaret etti, "kapıya". Bunun üs- tüne kadın yüzünde tuhaf. ona hiç yakaşmayan bir gülümseme, kapıya doğ- ru gitti, ardından evin er- keği. Kapıyı açtılar ve muhtemelen o gün eve bı- rakılacak para miktan için kapının dışında bir süre atıştılar, sonra ikisi- nin de yüzünde o tuhaf gülümseme, yer sofrasına döndüler. Kendimi bir ti- yarro sahnesinde gibi his- settim o gün. Şu sanal dünya hepimizi nasıl da içine çekrnişti, tabii en şa- şırdığım şeylerden biri de CHP Kadın Kollan'nın, Pınar Altuğ'u dizideki anne rolünden ötürü yılın annesi seçmeleriydi. İşte bu kadar. Bu konuda daha pek çok şey söylenebilir ama yerimi aştım. Şimdilik keselim. isilozgen turk(a superon- Une.com Alıııaıı solıı krizdeOSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Almanya'daki Oskar Lafontaine depreminin, sa- dece ülke siyaseti üzerinde değil Av- rupa solu üzerinde de etkili olması bekleniyor. SPD'nin eski genel baş- kanı Lafontaine'in, hafta sonunda "SPD neoliberal çizgiden vazgeç- mezse" buna karşı mücadele etmek üzere sahaya çıkmakta kararh oldu- ğunu açıklaması ve Başbakan Ger- hard Schröder'i istifaya davet etme- si, iktidarpartisi yönetim kadrolann- da büyük tepkiye yol açtı. Partınin türa yönetim kadrolan üzerinde etki- li "Schröder ekibinin" Oskar La- fontaine'in "kendini beğenmişli- ği"ni öne sürerek artık bu partiye ya- kışmadı|ını savunması ve halkın tep- kiyle karşıladığı son reformlann "as- lında çalışanların, emeklilerin ve işsizlerin lehine olduğunu kanıtla- yamaması" dikkat çekti. SPD yöne- timi, Lafontaine'i, "partiyi bölerek iktidann Hıristiyan demokratlann eline geçtnesini kolaylaştırmakla" suçladı. Başbakan Schröder, Lafontaine ta- rafindan kendisine yöneltilen suçla- malara ve istifa talebine hiçbir yanıt vermezken basın sözcülüğünden ya- pılan bir açıkJamada, "kamuoyun- da dile getirilen her ifadenin Al- manva Başbakanı'nca kişisel ola- rak yorumlanacak kadar değerli olmadığı" vurgulandı. Üst yönetim WILLY BRANDT'IN SOLCU TORUNU OSKAR LAFONTAİNE 1943 'te Saarlouis'te doğan Oskar Lafontaine, üniversitede fızik oku- du. 1966 yılında SPD'ye üye oldu. 1977 yılında SPD SaarYönetim Ku- rulu, 1979'da da Federal Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi. Karşıtla- nnca "kendini beğenmişlik" ola- rak göstenlen kendine güveni, kıv- rak zekâsı ve kitle karşısında konuşma yeteneğiyle Al- man siyaseti içinde ken- dine ayn bir yer edinen Oskar Lafontaine, 1998'deki genel seçim- lerde 16 yıllık HelmuC KohJ iktidanna son ve- ren kadroyu bir araya getirerek büyük prestij kazandı. 1999 yılı mart ayında seçmene verilen sözlerin tutulma- dığı gerekçesiyle Federal Maliye Bakanlığı ıle birlikte partideki tüm görevlerinden aynlan Lafontaine, uzun sü- re partisine zarar vermemek için SPD kar- şıtı açıklamalarda bulunmadı. Son bir- kaç yıldır kitaplannda SPD-Yeşiller hü- kümetinin izlediği politikalan şiddetle eleştiren etkili politikacı, SPD'nin sos- yal demokrasinin temel ilkelerinden ay- nldığını ve sağ bır çizgide neoliberal re- formlarla kendi sonunu hazırladığım ileri sürüyor. Oskar Lafontaine, Yugoslavya'ya askeri müdaha- leden başlayarak son dönemde- ki sosyal kazanımlan tırpanla- yan reformlara kadar geniş bir çerçevedeki uygulamalann, Schröder ve çevresinin SPD'yi sol birparti olmaktan çıkardığım kanıtladığmı savunuyor. Çok sayıda kitabı bulunan ve bunlardan bazılan Türkçeye de çevrilen Os- kar Lafontaine, sosyal demokrasinin pratiğe de egemen sol kuramcısı olarak tanımlanıyor. sert; ama temkinli SPD Genel Sekre- ten Klaus Uwe Benneter, Lafonta- ine'ın "kibirli bir kendini beğen- mişlik" içinde olduğunu ileri sürerek SPD içinde bulunup da karşıt siyasal oluşumlara destek verilemeyeceğini hatırlattı. Parti içinde kesın sınırlar bulunduğunu kaydeden Benneter, Lafontaine'i ıma ederek "Parti için- de de çoğunluk aranması gerekir" diye konuştu. Berlin Eyalet Hükümeti ve Beledi- ye Başkanı Klaus Wowereit da La- fontaine'in hiç de partisiyle bir daya- nışma içinde olduğunun söyleneme- yeceğini, bu nedenle istifa etmesi ge- rektiğini kaydetti. SPD Genel Başka- nı Franz Müntefering, önceki gün Lafontaıne'e yanıt vermiş ve 4 eya- lette seçim arifesınde bulunan bir par- tiye izlediği politikalan körülediğini belirtmişti. SPD'nin kalesi olarak bilinen ve 800 bine yakın Türk'ün de yaşadığı Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde de parti içinde Lafontaine karşıtı yöne- ticiler söz aldı. Eyaletin ağır toplann- dan ve Federal Meclis Üyesi Hans- Peter Kemper. "Lafontaine kendi- si karar vermezse o zaman SPD'- den atılmak zorunda kalır" dedi. Bu arada "SPD'nin solu" olarak ad- landınlan kesimlerin önde gelen söz- cülerinin, Lafontaine ile aralanna mesafe koymaya çalıştıldan gözlen- di. SPD Meclis Grubu Başkanvekilı ve partideki sol milletvekillerinin sözcüsü konumundaki Michael Mül- ler. "Lafontaine partiyi bölmek mi istiyor, yoksa yapıcı bir siyaset mi izlemek istiyor, açıkça belirtmeli" görüşünü dile getirdi. MüJler, "La- fontaine gibi son derece yetenekli bir politikacının. neden küreselleş- me şartlarındaki reform politikaJa- rından yana çıkmadığını bir türlü ı anlayamıyorum" dedi. Öte yandan Almanya'daki siyasal ' gözlemciler ve akademik çevre. La- , fontaine'ın SPD'den aynlarak sol bir ' partiye katılması halinde o partinin büyük güç kazanacağını öne sürdüler. Ülkenin önde gelen parti uzmanla- nndan Prof. Jürgen Folter, "Lafon- raine'in yönettiği bir parti yüzde 15-20 arası bir oy potansiyeüne sa- hip. Eğer eski SPD Genel* Başkanı tehditlerini yerine getirirse bu SPD için büyük sorun olur" diye konuş- tu. Işsizlikle mücadele adı altında >oi- rütülen reformlann büyük tepki gör- düğünü hatırlatan bazı uzmanlar da "Pazartesi Gösterileri" türünden eylemlerin yaygınlaşması durumun- da, önümüzdeki aylarda doğuda ya- pılacak eyalet seçimlerinde SPD'nin >üzde 10'lann bile altına düşebilece- gını iddıa etriler. Dün akşam saatle- rinde Almanya'nın doğu eyaletlerin- de toplam 40 bini aşkın göstericinin katılımıyla hükümetin sosya) haklar- da kesınti öngören yasal düzenleme- leri protesto edildi. Azmlık vakıflan AİHM gündeminde Haber Merkezi - A\Tupa Insan HakJarı Mahkemesi (AİHM), Fe- ner Rum Erkek Lisesı Vakfı tara- fından Türkiye'ye karşı yapılan mülkiyet ve aynmcılık başvuru- sunu"kabuledilebilir" ılan ede- rek esastan ıncelemeye aldı. NTV'nin haberine göre, AÎH- M'nin bu kararla yakın bır gele- cekte Türkiye'deki dini azınlıkla- nn mülk edinmesi sorununa ve Lozan Antlaşması'nın bu konuda- ki maddelerine yenı biryorum ge- tirebileceği ileri sürüldü. Hazine ve Türk mahkemeleri- nin azınlık dinlerine mensup va- kıflann mülk edinme hakkına kar- şı çıktığını gerekçe gösteren Vakıf, bu durumun Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin (AlHS) mülkiyet hakkıyla ilgili maddesi- ne aykın olduğunu ileri sürmüş ve 1996 yılında Strasbourg Mahke- mesi'ne başvurmuştu. Türk hükümeti bu iddialara kar- şı Strasbourg'a ilettiği ilk savun- mada, vakfın Türkiye"deki iç hu- kuk yollannı tüketmeden Strasbo- urg'a başvurmasına karşı çıktı. .Ankara nın. "davacı vakıf sene- dinin değiştirilmesi davası aça- bilirdi" tezi AİHM tarafından "Yargıtay'ın 1974'te aldığı ka- rar davacının etkin başvuru yo- lunu tıkıyor" gerekçesiyle redde- dildi. Türk hükümeti buna karşıhk va- kıflann sadece tuzüklennde belır- tilen ölçüde mülk sahibi olabile- ceklerini, Fener Rum Erkek Lise- si Vakfi 'mn mülk edinmesinin hu- kuksal değer içermediğini ve Türk mahkemelerirün hukuksal değeri bulunmayan mülk edinme belge- lerini iptal karannın kamu çıkan- nı korumaya yönelik olduğunu vurgulayan bir sa\ıınma sundu. Vakıf, 1974 tanhlı Yargıtay ka- rannın dini azınlıklar tarafından kurulmuş vakıflara karşı "aynm- cı bir politika" anlamına geldiğı Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Patrik Bartholomeos'u, "kendi özel ta- leplerini Avrupa Birliği üzerin- den gerçekleştir- meye çalışmak- la" suçladı. AKP'den Bartholomeos'a tepki ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek. Tür- kiye'de dini özgürlüklerin hâlâ sağlanamadığım söyleyen Fener Rum Patriği Bartholomeos ile Mardinkapı'da polis noktasına saldında bulunan teröristin evini ziyaret eden Diyarbakır Büyük- şehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e sert tepki gösterdi. Çiçek, Bartholomeos'u, "ken- di özel talepleriniA>rupa Birli- ği üzerinden gerçekleştirmeye çahşmakla". Baydemir'i de ya- pılan vahşete arka çuanakla suç- ladı. Çemıl Çiçek, Bakanlar Ku- rulu toplantısının ardından gaze- tecilerin sorusu üzerine Heybe- liada Ruhban Okulu'nun bir an önce açılması gerektiğini savu- nan ve Türkiye'nın diğer AB üye- si ülkelere göre dini özgürlükler açısından hâlâ eksikJikJerinin bu- lunduğunu savunan Bartholome- os'un açıklamalannı eleştirdi. Çiçek,AB ülkelerinin kendi ül- kelerinde de benzer düzenlemeler olmasına karşın Türkiye "deki ba- zı düzenlemeleri gündeme getir- diklerini söyledi. Çiçek, "Bunlar sizde de var, siz uyguluyorsunuz' dediğimizde, 'Ama bunlar sizin vatandaşlannızın talepleri' di- yorlar" diye konuştu. Çiçek, Türkiye'deki bazı sivil toplum ör- gütlerinin kendi özel beklentile- rini AB üzerinden gerçekleştir- meye çalıştığını kaydetti. tezini de tekrarladı. Türk hüküme- ti ise bu teze karşılık olarak Erme- ni azmlığa ait bir vakfa verilen mülk edinme iznini Örnek göster- di. AlHM bu tezler ışığında dava- yı "kabul edilebilir" ilan ederek esastan incelemeye aldı. GHP Genel Başkan Yardımcısı ve emekli büyükelçı Onur Öy- men, AlHM'nin Lozan Antlaşma- sı'nı yeniden yorumlamak gibi bir yetkisinin bulunmadığını söyledi. Öymen, "AİHM'nin kararı gö- rüşülebilir bulması nihai karar değildir.Ancak hükümet,Türki- ye'nin hakJarını dikkatlice ko- mmaljdır" dedi. 'Haberin gerçekle ilgisi yok' Haber Merkezi - Fener Rum Patrikhanesi'nden ya- pılan yazılı açıklamada, Bartholomeos'un Reuters Ajansı 'na verdiği demecin, gazetelerde "AB Türki- ye'ye baskı yapsın" veya "Heybeiiada Ruhban Okulu AB baskısıyla açı- lacak" şeklinde yer aldığı belirtilerek "Kamuoyunu rencide edici ifadelerle ba- sına intikal etmiş olan ha- berin, hakikatle hiçbir il- gisi yoktur" denildi. Bartholomeos'un deme- cinde sadece "Heybeiiada Ruhban Okulu'nun ya- kında açılacağını üniit et- tiğinden" bahsertiği vurgu- lanan açıklamada. "Bu tas- hih, Reuters Ajansf nca Patrikhane yetkilisinin kendileri ile irtibatından sonra kendi hataları o- larak kabul edilmiştir" i- fadesine yer verildi. İsteklerinr sıraladı Bartholomeos'tan sonraMutafyan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür- kiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, Dışişlen Bakanı Abdullah Gül'e mektup göndererek Türkiye'deki Ermeni cemaati için yeni düzenlemeler istedi. AB sürecinde Müslüman olmayan cemaat- lerin özgürlüklerini genişletmeye dönük re- formlar yapılmasuıa karşın pratikte ancak "bir arpa boyij yol katedildiğini" savunan Mutafyan, sorunlarrnı ve taleplerini sıraladı. Mutafyan,cemaat vakıflannın mülkiyet edin- mesi konusunda da kendilerine diger vakıf- larla eşit hak tanınmasmı talep etti. Fener Rum Patriği Bartholomeos,AB'den Heybeiiada Ruhban Okulu'nun açılması ve faaliyetlerinin kolaylaştınlması için Türkiye üzerindeki etkisini arttırmasını isterken Er- meni Patriği Mutafyan da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e mektup yazarak sorunlannı ve taleplerini şöyle sıraladı. • Patrikliğin statüsü, konumu ve yönerimi konusunda henüz somut bir düzenlemeye gi- dilmemesi. • Cemaat valaflannın mülkiyet haklannın diğer vakıflarla eşit duruma getirilmeyişi ve çıkanlan yönetmelikle daha önce bu yönde çıkanlan yasalann işlemez hale geririlmesi. • Cemaat vakıflannın yaşamasının önün- de engel teşkil eden vakıf yöneticisi seçimi sorununun, bu alandaki aksama ve ihtiyaçla- nn ne olduğu soruhnadan gizliden düzenle- nen soyut ve olumsuz biryönetmelik çalışma- sıyla sonuçlandınlmak istenmesi. • Ermeni azınlık okullanna ilişkin henüz özgün bir düzenleme yapılmamış olması. • Dil ve din öğrermeni ile ruhban eğirimi için bir çözüm getirilmemiş olması ve bu ko- nuda yetkili makamlara sunulmuş olunan önerilerin değerlendirilmemesi. • Ders kitaplanndaki Ermeni düşmanlığı doğurucu ve gelecek nesilleri Ermeni karşıtı olarak yetiştirecek bölümlerin düzeltilmemiş olması. • Cemaati olduğu halde bazı illerdeki iba- dethanelerin hâlâ kapalı turulması. ' Patrik smırını astı 9 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Grup Başkanvekili AJi Topuz, Türkiye'yi din özgürlüğü konusunda eleştiren Fener Rum Patriği Bartholomeos'a tepki gös- tererek "Türkiye üzerinde baskı oluşturmaya çabşması kabul edi- lemez" dedi. Topuz, Fener Rum Patriği"nin ta- lepleri varsa bunu hükümetteki il- gili muhataplanyla konuşabilece- ğini belirtirken "Ama patrik, AB'yi Türkiye üzerinde baskı kurmaya yönlendirerek kendi ta- leplerinin yerine getirilmesini is- tediği zaman işler karışır. Patri- ğin bu şckilde harekete geçmesi doğru ve hakü değil" diye konuş- tu. Türkiye'nin anayasası ve yasa- lan olduğunu anlatan Topuz, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Türkiye'de laikük karşıtı hareketler her za- man bir tehlike oluşturabilir. O nedenle bizim kendi sistemimizi ve toplumsal dengelerimizi koru- mak konusundaki duyarülığımı- zı hiç kimse kendi beklentiJeri doğrultusunda bozabileceğini sanmamalıdır. Patriğin Türkiye hükümeti üzerinde bir baskı oluşturmaya çalışması kabul edi- lebUir değil." CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Fener Rum Patri- ği'nin yetkilerinin sınınnı aştığmı belirterek, "Bir din adamı bulun- duğu ülkenin hükümetine ya- bancı baskılar yapılması için çağnda bulunmaz. Aynı derece- de şaşırtıcı olan Türk hüküme- tinin buna karşı sessiz kalmış ol- masıdır" diye konuştu. Sevgili Gökhan, Sevgili Ağabeyim, Oldu mu şimdi ? Böyle zamansız, aniden... Şimdi kim patlatacak en güzel fıkrayı, kim gülecek gevrek gevrek, kim yapacak en kıvrak dansı... Hiç olmadı hiç... Seni çok özleyeceğim! Oz Saka
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle