18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10AĞUSTOS2004SAL HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN 'Ayrılıkçılar'ın Korsika Toplantısı Aynlıkçı ya da bağımsızlıkçı hareket temsilcisi, çe- şitli ülkeye mensup kuruluşlann Korsika'daki son top- lantılan, bizim basının nedense dikkatinden kaçtı. Oysa Türkiye bu hareketlerden, şimdilik, birinın rıedef tahtası haline gelmiş bir ülke. Hemen belirtmek isterim ki, Cumhuriyet'in verdi- ği haberde de bana ters gelen bir başlık vardı. Ha- berin üst başlığında, "Azınlıklar Korsika'da" deni- yordu. Oysa aynlıkçı ya da bağımsızlıkçı hareket men- suplan kendilerini azınlık olarak görmemekte, bu yön- de lehlerine yapılacak olan düzenlemeleri kabul et- meyerek, kendi kaderierini kendileri saptamak, içın- de bulunduklan devletleri parçalamak istemektedir- ler Burada Önce "Korsika olgusu"na değinmek isti- yorum. Korsika sorununa Paris'in yaklaşımını baştan be- ri kavrayabilmiş değilim. 200.000 kişilik bu ada 20. yüzyılın ikinci yansından başlayarak, Fransa'nın başına bela olmuş durumda- dır. Kıta Fransası'ndan her bakımdan geri ve ilkel olan ada sakinleri kendilerini başka bir ulus olarak görrnek- te, ayn bir dili konuşmaktadııiar. Ama bugün Korsi- kalılann çoğunfuğu ada dışında, Fransa'nın diğer bölgelerinde yaşamaktadırlar. • • • Adada egemen olan aşiret - mafya egemenliğinin anakaradaki uzantısı da Korsika mafyasıdır ki Fran- sa'daki en büyük yeraltı gücünü oluşturur. Paris Korsika'yı ekonomik bakımdan ka/kındırmak, adanın uzaklığının doğurduğu sakıncalan gidermek içın, vargi muafıyetleri dışında, doğrudan da sübvansiyon yapmakta, böylece her malınfiyatını,üretildiği bölge- dekine eş değerde tutmaya çalışmaktadır. Ancak deneyimler göstermiştir ki bu destekler hiç- bir işe yaramamakta, fiyatlar sanki onlar olmamış gı- bi oluşmakta, aradaki fark da Korsika'ya egemen olan, FLN denen bağımsızlıkçı örgütle ıç içe yaşayan mafyanın cebine gıtmektedir. Bu durum, etnik taleplerin, ekonomiyi ayağa kal- dıracak desteklerle engellenebileceği masalını da boşa çıkarmaktadır. Avrupa'nın en merkezci ve katı ulus devleti olan Fransa, Korsikalılara yürüriükteki anayasayı zortaya- rak, kimi ayncalıklar vermeye çalışmasına karşın. Korsika'daki bağımsızlık hareketini genletmeyi başa- rabilmiş değildir. Üstelik bu hareket, ETA ve PKK düzeyinde olma- sa bile ölümle sonuçlanan terör eylemlerinden de ka- çınmamaktadır. Bu durumda Fransa'nın kendisine her bakımdan pahalıya mal olan, herhangi bir yararsağlamayan, ken- di başına kaldığı takdirde yaşaması ve sürdürülebi- lir bir kalkınmayı yakalaması mümkün görülmeyen bu belayı başından defetmemekte hâlâ neden direndı- ğini doğrusu anlayamıyorum. Konunun uzmanı bir Fransız dostum, bu görüşüme "Ama Korsikalılarba- ğımsızlık istemiyortar ki" yanıtını verdiğinde ona şa- ka yollu şu soruyu sormuştum: - Peki siz Fransızlann self-determination hakkınız yok mu? Korsikalılar Korsika hakkında karar verebi- liyorlar da siz Fransa hakkında karar veremiyor mu- sunuz? • • • Korsika toplantısında, aynlıkçı örgütler, self-deter- mination kavramını fazlaca dile getirmişler veAB'nin bir uluslar topluluğu değil de bir halklar topluluğu ol- ması isteğini ileri sümnüşler. Doğrusunu söylemek gerekirse, yalnış yere tezgâh açmışlar. Çünkü Avrupa politikası taa 19. yüzyılın ba- şından, Restorasyon dönemini başlatan 1815 Vtya- na Kongresi'nden beri self-determinatıon kavramı- na uzak durmuş, tam tersine, var olan sınııiann ko- aınması fikrine sanlmıştır. O kadar ki Avrupa'nın bü- yük devletleri, sonradan Osmanlı'ya karşı olduğu için destekledikleri, Mora Yunan ayaklanmasına bile baş- langıçta karşı çıkmışlardı. Self-determination politikası Avrupalı olmaktan çok VVİIson Prensipleri ile birlikte dünya gündemine giren bir Amerikan yaklaşımıdır. Alman rövanşar politikasının yol açtığı İkinci Dün- ya Savaşı'ndan sonra da Avrupa politikasının oda- ğını, mevcut sınıriann tanınması ve korunması oluş- turmuştur. Banş içinde bir arada yaşama politikasının teme- linde bu ana fikir yatar. Sovyet Bloku'nun yıkılmasından sonra, eski Yugos- lavya'da patlak veren olaylarda, şumulü fazla geniş- letilmiş bir self-determination politikasının etnik te- mizlik uygulamalanna kadar varan felaketlere yol aç- tığı, yaşanarak görülmüştür. AB ise bugünkü haliyte bir halk/ar topluluğundan çok, uluslar topluluğudur ve daha bir süre de öyle ka- lacak görünmektedir. öyle anlaşılıyor ki aynlıkçı örgütler Korsika toplan- tılannda havanda su dövmüşlerdir. Bu yargı bir özlem değıl, nesnel olduğunu sandı- ğım bir gözlemdir sadece... Adalet Bakanı Cicek acıkladı 'Korsakoffnedeniyle 123 kişitahliyeedildV ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-Hükümet Sözcüsü ve Adalet Ba- kanı Cemil Çiçek, ceza- evlerinde yaptıklan aç- lık grevleri nedeniyle Korsakoffhastalığina ya- kalanan tutuklularuı ce- zalannın Ceza Muhake- meleri Usulü Kanu- nu'nun 399. maddesine göre ertelendiğini kayde- derek bugüne kadar 123 kişinin cezalannın in- fazlannın bu yolla erte- lendiğini acıkladı. Çiçek, düzenlediği ba- sın toplantısında kamu- oyunda büyük tartışma yaratan Ceza tnfaz Ya- sa Tasarısf yla ilgili so- rulan yanıtladı. Yeni ya- sayla mahkûmlara tek tip elbise giydirilmesi- nin söz konusu olmadı- ğını kaydeden Çiçek, Korsakoffhastalığına ya- kalanan tutuklulara iüş- kin bilgi verdi. Çiçek, Korsakoffhas- tahğı sebebiyle 2001- 2004 yıllan arasında 123 kişinin ceza infazının er- telendiğini ve tahliye edildiğini acıkladı. 66 kişinin talebinin ise Ad- li Tıp tarafindan kabul edilmediğini ve infazının ertelenmesine gerek du- yulmadığını kaydeden Çiçek, hastalık nedeniy- le ceza infazı ertelenen 254 tutuklunun ise 6 ay sonra yapılması gereken muayeneye gelmediği- ni bildirdi. Çiçek, mu- ayeneye gelen 87 tutuk- lunun ise Korsakoffhas- tahğının devam ettiği- nin belirlenerek cezaevi dışında kalmaya devam ettiğini acıkladı. Teröristin evine taziye ziyaretine giden Diyarbakır Belediye Başkanı kamu vicdanını yaralamakla suçlanıyor Baydemir'esuçduyurusu Osman Bavdemir. 2 er sehit DıYARBAKIR/AMC4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarba- kır Valiliği, bir bekçinin şehit edildiği saldın sonrasında, Hev- sel Bahçelerinde öldürülen PKK Kongra:Gel militanı Mehmet Sait Özgün'ün aile- sine taziye ziyaretine giden Di- yarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkın- da suç duyurusunda bulundu. Va- lilik, Içişleri Bakanlığı'ndan so- ruşturma için müfettiş de istedi. Baydemir ise taziyeye gitmenin dini inancın bir gereği oldu- ğunu belirtti. Valilik, Baydemir'in ya- nı sıra Özgün'ün ailesine ta- • Ziyaretin her şeyden önce "dini inancın ve geleneklerin gereği" olduğunu söyleyen Osman Baydemir, Mardinkapı'da meydana gelen saldıruıuı yaşandığı akşam hastaneye giderek yaşamını yitiren görevlinin ailesine başsağlığı, yarahlara da geçmiş olsun dileğini ilettiğini vurguladı. Valiliğin suç duyurusunu alan lıştıklannı savunarak "Bundanziye ziyaretine giden Bağlar Be- lediye Başkanı Yurdusev Ozsök- menler, Yenişehir Belediye Baş- kanı Fırat Anh, Kayapınar Bele- diye Başkanı ZüJküfKaratekin ve Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaşhakkında da suç duyu- rusunda bulundu. Suç duyuru- sunda, teröristin taziyesine gidil- mesiyle kamu \icdanınm yara- landığı belirtilirken aynca ziya- retle kanunun suç saydığı bir fi- ilin övüldüğıi de kaydedildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsav- cıhğı, dilekçeyi işleme koydu. Va- lilik, belediye başkanlannın ey- lemleri hakİanda inceleme yap- ması için Içişleri Bakanlığı'ndan müfettiş istedi. Yazılı bir basın açıklaması ya- pan Osman Baydemir, diğer baş- kanlarla birlikte göreve başladık- lan günden bu yana kentte güven ortamı, demokrasi kültürü, hoş- görü ve sevgiyi oluşturmaya ça- rahatsHhk duyanlar bia olduğu- muzdan farkb gösterme çabası içi- negirmişlerdir'' dedi. Mardinka- pı'da meydana gelen saldınnın yaşandığı akşam hastaneye gide- rek yaşamını yitiren görevlinin ailesine başsağlığı dilediğini, ya- ralılara da geçmiş olsun dediğini kaydeden Baydemir, Hevsel Bah- çeleri'ndeki operasyonla kentin büyük bir gerilim yaşadığını an- lattı. Bu gerilimi düşürmek için Askere bombalı saldın HAKKÂRİ/VAN (Cumhuriyet)- Hâkka- ri'nin Çukurca ilçesine bağlı Narlı köyü yakınla- nnda askeri aracın mayı- na çarpması sonucu 2 er şehit oldu, 1 astsubay ya- ralandı. Yüksekova ilçe- sinde de askerlik şubesi binası ile askeri lojmanla- nn arasına bırakılan za- man ayarlı bombanm pat- laması sonucu 1 'i asker, 2 kişi yaralandı. Askeri yetkililerden edi- nilen bilgiye göre, Çukur- ca tlçe Jandarma Alay Ko- mutanlığı'na bağlı askeri araç, dün akşam saatlerin- de Narlı köyü sırurlannda bulunan Şorti Tepesi'nde- ki askeri noktaya malze- me götürdüğü sırada te- rör örgütü PKK/Kongra- Gel üyeleri tarafindan ön- ceden yola döşenmiş ma- yına çarptı. Meydana ge- len patlamada, araçta bu- lunan ve isimleri açıklan- mayan 2 er şehit olurken 1 astsubay da yaralandı. zaman ayarlı Yüksekova Eski Kışla Mahallesi'nde bulunan Askerlik Şubesi ile aske- ri lojmanlann arasına bı- rakılan zaman ayarlı bom- banın önceki gece patla- ması sonucu jandarma er ErgunGöktepe ile yoldan geçen Harun Ayvabk ad- lı bir kişı hafıf yaralandı. Patlamada, askeri lojman- lar ile çevredeki binalann camJan kınldı. Öte yandan Van'da, Bit- lis yolu üzerindeki polis kontrol noktasına yerleş- tirilen bombanın patlama- sı sonucu, bir teröristin ölümü, diğerinin ise yara- lı olarak ele geçirilmesinin ardından başlatılan soruş- turma sürüyor. Yaralı terö- ristin üzerinden çıkan sü- rücü belgesinin sahibi Me- sutOzriçek, sürücübelge- sini yaklaşık 1.5 yıl önce Ağn'nın Doğubayazıt il- çesinde kaybettiğini ve ga- zeteye kayıp ilanı verdik- ten sonra yeni sürücü bel- gesi çıkardığını belirtti. tGNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN sivil toplum örgütleriyle birlikte çaba harcadıklannı savunan Bay- demir, taziyeye gidişlerinin bu kadar abartılmasına anlam vere- mediğini söyledi. Baydemir şun- lan dedi: "Her şeyden önce bu, dini inancınuzın ve geleneklerinü- zin gereğidir. Kim olıırsa olsun bunun yapıbnası nornıaJdir. Kal- dı ki bizim hiçbir annenin dul ve yetim kalmış eş ve çocuklannın acıian arasında aynm vapmama- mız gerekir. Bu on günKik dönem- de yaşanan rünı acılar nepimizin ortak acısıdır. Bir daha böylesi olaylann yaşanmaması için çaba gösterilmesi gerekirken birbiri- mizi oiduğumuzdan farklı göster- me çabası içine girilmesi, TürkrvT'nin kavuşması ge- reken güven ve banş orta- mına da katkı sunmaya- cakür. Bizim ae hastane ziyaretimiz, ne yaşamını yitiren insanlanmızı veya- raUan zryaretimiz ne de ta- ziye zharednıizgi/Jiceger- çekleşrnemiştir. Tamamen açıkor. Amatör kamera denilen çekim de emniye- te ait kamcradır.** SHPden açıklama SHPGenelBaşkanYar- dımcısı Mehmet Gülce- gûn, Diyarbakır Büyük- şehir Belediye Başkanı Osman Baydemır'in SHP üyesi olmadığını bildirdi. Gülcegün, yaphğı açıkla- mada, Baydemir'in örgüt ve üyelerden gelen istem ve uyanlar dikkate alına- rak 28 Mart seçimlerinde Demokratik Güçbirliği çerçevesinde aday göste- rildiğini belirtti. Gülce- gün, Baydemir'in şu anda bağımsız bir belediye baş- kanı olduğunu kaydetti. Örgüt üyesi 2 kişinin eyleme hazırlandığı açıklandı îstanbul'daPKK operasyonu: 4 tutuklama Erdem, rapora tepki gosteren Hikmet Tan'ı eleştirdi CHP: Van VaJisi iktidann sözcüsügibikonuşuyor tstanbui Haber Servisi - Dönemın Tunceli Valisi An* Cafer AJtyüz'ün konvoyuna geçen yıl Pülümür kara- yolunda silahlı saldın düzenlenmesi eyleminin de aralannda bulunduğu çeşitü eylemleri gerçekleştiren 2 te- rör örgütü PKK/Kongra-Gel üyesiy- le bunlara yardım eden 5 kişi gözal- nna ahndı. Bugüne dek 5 askerin şehit olduğu çeşitli saldınlara da ka- nştıklan belirtilen bu kişilerin sansasyonel eylemlerde bulunmak üzere Istanbul'a gel- dikleri açıklandı. tstan- bui Cumhuriyet Baş- savcıhğı'na sevk edi- len 7 kişiden 4'ü rutuk- • Gözaltına alınanlann gerçekleştirdikleri eylemler arasında 8 Temmuz2003'teiki askerin şehit olduğu, Tunceli Valisi Akyüz'ün de içinde bulunduğu askeri konvoya silahlı saldın da yer alıyor. lanırken 3 kişi serbest bırakıldı. Istanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, yakalanan bu kişilerin üst ve evlerin- de yapılan aramalarda, 8 elektrikli rîinye, 1 örgütsel şifre anahtan, 1 ey- lem taümatı içeren örgütsel doküman ve 2 sahte nüfus cüzdanının ele geçi- rildiği ifade edildi. Açıklamada, as- keri ve siyasi eğitim aldıklan kayde- dilen zanlılann daha önce Tunceli'nin kırsal alanlannda silahlı faahyet gös- terdikleri anlatıldı. Açıklamayagöre, bukişilerin gerçekleştirdikleri önem- li eylemler şöyle: -13 Mart 1999'da, Gaziosmanpa- şa Karayollan Mahallesi'nde bir spor derneğine bomba atıünası ve çevre- deki otomobülerin tahrip edibnesi. - Aynı yıl, bir geçici köy korucusu- nun yaralanması. -2002'de,Kırmızıdağ Pilvenk sırtlannda gü- venlik kuvvetleriyle si- lahlı çatışma. -2003'te,AvkasorDe- resi olarak adiandınlan bölgede güvenlik kuv- vetleriyle silahlı çatış- maya girümesi. -8 Temmuz 2003'te, Tunceli-Pülümür Karayolu üzerinde Vali Akyüz'ün de içinde bulunduğu askeri konvoya saldın düzenlenmesi ve 2 askerin şehit edilmesi. - 2003'te, Pülümür-Nazimiye br- sal alanında güvenlik kuvvetleriyle silahlı çahşmaya girümesi ve 1 aske- rin şehit edilmesi. -Aynı yıl, Tunceli-Ovacık'taki as- keri birüklerin nöbet tuttuklan mev- zilere bomba yerleştirilerek patlatıl- ması ve 2 askerin şehit edilmesi. HaberMerkezi- Van Valisi HDonet Tan, CHP'nin, eski milletvekilinin oğlu HamitBayTam'ın polis merke- zinden kaçınlmasıyla ilgili raporunu eleştirerek Deniz Baykal'ın Van'ın ticari, ekonomik ve kültürel yaşamı- nadarbevurduğunuönesürdü. Tan'ın açıklamalanna tepki gosteren CHP Genel Başkan Yardun- cısı Eşref Erdem ise " Vafi siyaset adamı gi- bi cevap vereceğine gö- revini yapsm" dedi. Van'da Kültür Mü- dürlüğü Atatürk Kül- tür Merkezi'ndeki bir sempozyuma katılan Tan, gazetecilerin soru- larını yanıtladı. Eski millervekili Mustafa Bayram'ın oğ- lunun polis merkezinden kaçmlma- sıyla ilgili CHP'nin hazırladığı ra- poru değerlendiren Tan. "CHP, ba- şından beri bu işisansasyonel hafcge- tiriyor'' dedi. CHP'nin Van'a kötü- lükyaptığuıı savunan Tan, "CHP bir aydan bu yana bu konuyu işlivor. Sa- ym BaykaL, \an'ın ticari, ekonomik ve kültürel hayaüna darbe vııruyor. Burada kendisineoyveımçbirçokin- sanvutbr" diye konuştu. Rapordayer • Eşref Erdem, CHP liderinin Van'a darbe vurduğunu öne süren Vali Tan'ın "haddini aşan" ifadeler kullandığını söyledi. Erdem, "Siyaset adamı gibi cevap vereceğine görevini yapsm" dedi. alan "yerel pazarkk" ifadesine de de- ğinen Tan, ortada bir pazarlık olma- dığını, devlerin olaya el koyduğunu belüterek olay günü ortaya çıkarak Mustafa Bayram'ın teslim ohnası ge- rektiğini, teslim ohnaması halinde de gerekii işlemleri başlatacağını ifa- de ettiğini anımsattı. CHP'li Erdem yap- tığı açıklamada, Tan'ın, Baykal'a, hükümet söz- cüsügibi cevap verme- ye çalıştığını belirtti. Tan'ın Van Raporu'nu açıklayan CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal'a, "haddini aşan" yanıtlar verdiğini an- latan Erdem, şu görüş- leri dile getirdi: "Uyuşturucu kaçakcılannı kurtar- mak isteyenkrin baskuu sırasında, emniyet biriminin sesstz kalmasının, teshm obnasının besabını veremeyen- lerin, konuşmaya hakkı yoktur. Hele beteVaB'nin,ana muhafefet partisinin muhatabıgibicevapvermeye hiç hak- layoktur. Van VaKsLAKPiktidannın sözcüsü gibi davranmak yerine dev- letinotoritesûıisagiamakiçinüzerine düşeni yapmabdnf IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Heybeliada'dan birgençten mek- tup aldım. Adı bende saklı olan genç, Heybeliada'nın geçmiş günlerini ve son olarak Adalar Festivali sırasın- da yaşanan ülkücü engelini anlatı- yor. Mektup şöyle: "Geçen günler- de annem 44 yaşına girdi. 'Adalı'//- ğının da 44 yılı bitti. Doğduğundan beri aynıyerde ya- şıyoro: Heybeliada 'da. Heybeliada Sanatoryumu 'ndaki kötü sağlık ko- şullarını ve dönemin başhekimini protesto edip seslerini duyurmak amacıyla hastaneyi işgal eden has- talardan olan babamla da bu işgal sayesinde tanışmışlar. Hastalara destek veren, adanın devrimci gençlerindenmiş o da. Kendi yaşadığı yerde çokmutlu ol- masına karşın denizin ortasındaki bu küçük kara parçasını o kadar sevmiş ki babam, annemi de alıp git- mekyerine kendiyeheşmiş Heybe- liada'ya. 80 sonrası doğan; düşünmeme- Heybeli'den Mektup... si, araştırmaması, apolitikleşmesi istenen kayıp kuşaktanım ben de anlayacağınız. Yaşamda sanki ina- dına hergün karşımıza çıkan olum- suzluktara karşıgünün sonunda ogü- zel Heybeli'ye kapağı atarak huzur bulurum ben hep. Çokseverim ben ada'mı. Adalararası vapuryolculuk- lannda ödemek zorunda kaldığımız fahiş fiyata, her sene neden ve na- sıl yandığı bilinmeyen(!) ormanlan- na hatta 'Aman belediyeyi AKP kap- masın' diye seçimlerde ANAP'a oy veren eski sözde devrimcilerine kar- şın çok severim ben ada'mı, Ada- lanmı. Hatıriıyorum da eskiden Deniz ü- sesi'nde cuma akşamlan film gös- terimi olurdu ada halkına. (Yazın kendi öğrencileri olmadığından sa- dece kış aylannda olurdu bu gös- terimler.) Ucuzdu, iyiydi, hoştu da on- lar ne getirirse onu seyretmek zo- runda kalırdık. Ama ne yalan söyle- yeyim aslında pek de şikâyet et- mezdikbu altematifsizlikten. Kış ay- lannda, hafta içi hem de akşam sa- atlerinde ilkaşkımızla buluşmak, bir kızın elini ilk defa başka duygularia tutmak ve karanlıkta yanağına bir öpücük kondurmak için tek fırsattı ozamanlarsinema akşamlan. 90'la- nn başıydı, ama o sinemada kötü adamlaryuhalanır, mutlu sonlar hep ayakta alkışlanırdı gözyaşlanyla. Yıllar geçti, biz büyüdük. Istan- bul'u ve başka şehirleri gördük üni- versiteyıllannda ve çoğumuz ilk kez, 8 ayn filmin aynı anda gösterildiği sinema salonlanna gittik. İlk gözü- müze çarpan, ada saflığının buralar- da olmadığıydı. Mutlu sonlan kim- se alkışlamıyordu buralarda. Sonra ilk defa düşüncelerimizden, hatta saç sakalımızdan ya da sevdiğimiz kızla sokakta el ele yürümemizden dolayı dövüldük küçük Anadolu şe- hirierinde. Adalara geri döndüğümüzde bir de ne görelim? Sosyalyaşam festivalle- re, Istanbul'la aynı anda gösterime gi- ren filmlere, Sultanahmet köftecile- rine, sabahlara kadar açık intemet kafelere bırakmışyerini. Gazetelerbi- le adalardan bahsederolmuştu. Istan- bul'da yaşayan her dört kişiden biri- nin hiç gitmediği o Adalardan... 24 Temmuzakşamı Heybeliada'da '3 Kadın' konseri olacaktı. Hem de ücretsiz. Bozuk kasetçalarlardan dinlemekle yetindiğimiz Yeninur Ada, bir dönemin yasaklılanndan Sumru ve canlı dinlemek için deiir- diğim Yasemin Göksu geliyordu. Her gün geçtiğim Rıhtım Cadde- si'nden Yasemin'in sesiyankılana- caktı. Konseri dinlemeye ge/enler arasında Etyen Mahcupyan ve Is- kender Pala da vardı. 13 ayn dilde aşk türküleri söyleyen 3 Kadın Kürt- çe türküye sıra geldiğinde kendile- rini Adalann sahipleri olarak gören bir grup tarafindan yuhalanmaya başladılar. Sonunda 'Burası Heybe- li, buradan çıkış yok' diye sahneye fiili müdahalede bulundular polisin gülümseyen bakışlan arasında. Ya- semin Göksu, konseri kesmek zo- runda olduklannı söyledi. Planlı olduğu çok belli olan saldı- rıyı gerçekleştirenlerin yıllardır aynı sokakları paylaştıkları Rumlardan, kann tokluğuna evlerinin yapımında çalıştırdıklan Kürt inşaat işçilerin- den ya da okey masasında beraber kaybettikleri Ermeni komşulanndan insanlık, dostluk adına hiçbir şey öğrenmediklerini bir kez daha gör- dük. Evet doğru, burası Heybeli, ama burada sizin işinizyok. Adalar bizimdir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle