Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1OAĞUST0S2004SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK
ÎSTAN3UL
EFBN'DÎSÎ
A3DÜLCANBAZ'
HARÎKÜLADS
KACZRALAHI
ÛL HOcA l ) kCUE h,
Yeni yasayla ilkokul ve ortaokul mezunlanna koruma görevi yapma yasağı getirildi
GüvenHkçiyeokıılşarb• Özel Güvenlik
Hizmetlerine Dair Kanun'da
yapılan değişikliklerle ilkokul
ve ortaokul mezunu güvenlik
görevlileri işsiz kalacak.
Sektörde çalışmaya devam
edebilecekler ise valilik
tarafından verilecek kimlik
kartlan için 1.5 milyar lira
istenmesine tepkili.
İstanbul Haber Servisi - "Özel Gü-
venlik Hizmetkrine Dair Kanun"da
yapılan değişikliklerle ilkokul ve or-
taokul mezunu güvenlik görevlileri iş-
siz kalacak. Lise ve üniversite mezu-
nu güvenlik görevlilerine valilüder
tarafindan verilecek kimlik kartlan
için de 1.5 milyar lira masraf parası
isteniyor. 300-500 milyon lira maaş
aldıklannı belirten güvenlik görevli-
leri ise "Bu parayı ödememiz müm-
kün değfl" dediler.
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmet-
lerine Dair Kanun, Cumhurbaşkanı
AhmetNecdetSezer tarafindan onay-
landıktan sonra yürürlüğe girdi.
Kanun çok sayıda yenilik getirdi.
YENİ YASA YETKİLERİ DE ARTIRIYOR
Yasayla birlikte özel güvenlik görevlilerinin yetkilerinde
de değişiklikler yapıldı.
• Güvenliğini sağladıklan alanlara girmek isteyen kişi-
leri ve araçlan arayabilecekler.
• Görev alanında haklannda yakalama, tutuklama veya
mahkûmiyet karan bulunan kişileri gözalrına alabilecekler.
• tmdat istenmesi ve afet dunımunda görev alanındaki
ev ve işyerlerine girebilecekler.
• Terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alabilecek-
ler.
Ü Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Türk Ceza Kanu-
nu hükümlerine göre gasp, saldın ve meşru müdafaa halle-
rinde zor kullanabilecekler.
3 Havalimaru, gar ve istasyon gibi ulaşım tesislerinde yurt-
taşlara kimlik sorabilecekler.
Bunlardan biri de ilkokul ve ortaokul
mezunlannın görev yapamayacağı.
Kanun, görev yapacak lise ve üniver-
site mezunu özel güvenlik görevlile-
rine valilikten kimlik verilmesi zo-
runluluğu getiriyor. Bu kimlik içinse
her özel güvenlik görevlisinden mas-
raf gideri olarak yaklaşık 1.5 milyar
lira alınacak. Güvenlik şirketlerinin
izin alabilmesi için ise 10 milyar lira
ödemeleri gerekiyor.
'Maaşımız zaten az'
Kanunun öngördüğü masraflan
ödemelerinin mümkün olmadığını
belirten güvenlik görevlileri, aldık-
lan maaşlarla zaten geçinetnedikle-
rini söylediler. Haklannı koruyan bir
kurumun olmamasından yakınan gü-
venlik görevlileri, "Bizim sorunlan-
nuzı kimse dik getirmiyor. Güvenlik
Sistemleri ve Gözetim Organizasyon
Derneği ise bizJere patron statüsüyie
vaklaşıyor" dıye konuştular.
Özel güvenlik şirketjeri ise kanun-
dan memnun. DAK Özel Güvenlik
Şirketi Marmara Bölge Müdürü Bfl-
genÖzgen, şirketleri bünyesinde 900
güvenlik görevlisinin bulnduğunu ve
bunlann 100'ünün lise mezunu ol-
madığını söyledi.
Yasanın güvenlikte
tt
kaüte''yi art-
tıracağını savunan Özgen, "İlkokul ve
ortaokul mezunu cahşanlannuzı mağ-
dur ermek istemiyoruz, ama işten ÇH
kannamızgerekiyor" dedı. Diğer gü-
venlik şirketlerinin aksine AS Gü-
venlik Şirketi Operasyon Müdürü
Adem Bardakçu aynı anda binlerce
gü\ enlık göre\ lisinin işsiz bırakılma-
sının ınsan haklanna aykın olduğu-
nu sa\Tindu.
Güvenlik görevlilerinin, haklanıu
korumamakla suçladıklan Güvenlik
Sistemleri ve Gözetim Organizasyon
Derneği yetkilileri ise kanunun yarar-
lı olduğunu savıındular. Dernek yet-
kilileri, AB'ye girme sürecinde güven-
lik görevlilerinin daha eğitimli olma-
sı gerektiğini vurguladılar.
Emniyet Genel Müdürlüğü verile-
rine göre Türkiye'de kayıtlı yaklaşık
58 bin özel güvenlik görevlisi var. 4
bin 682 kamu kurum ve kuruluşu ken-
di özel güvenlik birimini oluşturdu.
11 Eylül saldınlanndan sonra artan güvenlik endişesi akıllı kart sektöründe sıçrama yarattı
21. yüzyılın darphaneleriNECDET ÇAUŞKAN
11 Eylül 200l'de ABD'deki ikiz
kulelere düzenlenen saldınlardan son-
ra ırtan güvenlik gereksinimi, akıllı
kartlar olarak bilinen chipli kart tek-
nolojisinde de büyük bir sıçrama ya-
rattı. Geçen yıl dünyada, dijital kım-
likkartlan, ÂTM ve kredi kartlan, top-
lu taşımacılık ve ankesörlü telefon
kartlan, smartkartlar, GSM, internet,
elektronik cüzdan, televizyonculuk,
ge;iş kontrolü ve dijital haklar gibi
alaılarda kullanılan akıllı kart üreri-
m 2.5 milyar adete yaklaştı.
\kıllı kart sektörünü "modern
daphane"ye benzeten akıllı kart üre-
tiasi Plastikkart Akıllı Kart Iletişim
Sfitemleri AŞ'nin (Plastkart) Yöne-
tin Kurulu Başkan Yardımcısı Rıd-
vsn Çelikel, "Darphaneşbianiz. Ban-
kdar size bütün şifreleri veriyor. Bu
yizden güvenlik çok önemli" dedi.
A3D'deki ikiz kulelere düzenlenen
sidınlardan sonra güvenliğin önemi-
nn birden arttığına dikkat çeken Çe-
liiel, "2002'de güvenliğin bu kadar
üt seviyeye geleceğini kimse düşüne-
• Artan güvenlik gereksiniminin yarattığı akıllı kartlar,
yaşamm her alanını sanyor. Dünyada telefondan bankacıhğa,
internetten toplu taşımacıhğa kadar birçok alanda kullanılan
akıllı kartlardan sadece geçen yıl 2.3 milyar adet üretildi.
medL Biz de bu kadannı öngörmü-
yorduk" dedı. Çelikel, artan güven-
lik ihriyacıyla birlikte kart teknolo-
jisinde manyetik (şeritli) kartlardan
chipli (akıllı) kartlara geçişin hızlan-
dığını ifade etti.
Türkiye'deki e-devletprojesi kap-
samındaki uygulamalara da değinen
Çelikel. sözlenni şöyle sürdürdü:
"Mernis projesi 70 milyon kart de-
mek. Projenin sadece kart paketinin
maliveti250 mflyon dolar. SSK
veBağ-Kur'lail-
giliprojelerde
var. Orneğin
SSK bir kart
verecek,ordase-
nin bütünhasta-
hklaruı yazacak.
Dünyaarakbuna
dönüyor. Şu anda
kart olarak veriB-
yor fakat yakında insanlara da chip
taküacak."
Çelikel, Türkiye'de de akıllı kart
sektörünün büyüme potansiyelinin
yüksek olduğunu belirterek 2005 yı-
lı sonuna kadar dünyadaki tüm ban-
kalann manyetik kartlardan akıllı
kartlara geçecek olmasının da sektör-
deki hareketliliği arttıracağını söy-
ledi. 2000'de yüzde 100
Türk sermayesiyle ku-
nılan Plastkart, üreti-
mini Silivri'deki 6 bin
metrekare alan üzeri-
ne kunılu fabrikada
gerçekleştiriyor. Şir-
ket, yıllık 30 mil-
yon adetlikkart ih-
tiyacı olan Türk
Telekom'un tek
kart tedarikçisi. 40 milyon
adetten daha fazla baskı ve chip yer-
leştirme kapasitesine sahip. 11-13
ağustosta yüzde 28.57'lik hissesi 2 bin
900 liradan Borsa'da satış tekniğıy-
le halka arz edilecek olan Plastkart,
aynı gün Türk Telekom'un smart kart
ihalesine de giriyor.
Eylül ayında dünyanın en büyük
akıllı kart üreticilerinden Fransız
Gemplus S.A. ile görüşmelerinin ola-
cağını söyleyen Çelikel, "2005'teor-
tak büyük projeler gerçekteştirmeyi
planhyoruz. Biz asünda dünyaya açıl-
nıak istiyoruz" diye konuşru.
Plastkart'ın piyasada değerinin 35
milyondolar olarak hesaplandığını be-
lirten Çelikel, bu fîyatın 50-60 mil-
yon dolara kadar artacağına inandı-
ğını söyledi. Bu yıl gerçekleştirilen
halka arzlarda yaşanan "hayal kmk-
hğuıa" da değinen Çelikel, "Biziın et-
kileneceğimizi sannuyorum. BizdeM-
yat istakran uygulanmayacak. O bir
güven unsuru değfl'" dedi.
Halka arz gelirinin öncehkli olarak
yeni yatırımlar için kullanılacağını
belirten Çelikel, Plastkart'm yakın
zamanda yazılım alanına da girece-
ğini ifade etti.
Plastikkart Akılh Kart İletişim Sistemleri
AŞ'nin (Plastkart) Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Rıdvan Çelikel.
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr
"Toplumun bir parçası olan medya, nasıl
cuyorda toplumsaldaki çelişkileri yansıtıyor?
hınu 'içeriden' bir unsur olarak yansıtması
rümkûn mü? Mümkünse, toplumun birpar-
çsı olduğuna göre aynı zamanda topluma
€kietmişdeolacaktır, dolayısıyla 'işlem'/ger-
çkleştiren toplumda ne derecede çelişki, bel-
İ de çelişkilerin çözümünü yarattığını sormak
erekir."
' Bu soruyu Marmara Üniversitesi Araştırma
(örevlisi Sevilen Toprak Alayoğlu "Kültürel
iretim Alanlan Renkli Atlas" adlı kitapta yer
jan makalesinin girişinde soruyor.
Marmara Üniversitesi Iletişim Faktültesi öğ-
jtim üyelerinden Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu'nun
erlediği "Kültürel Üretim Alanlan Renkli At-
ıs" adlı kitap, sözlü kültür, yazılı kültür, başat
ültür, yerel kültür, kent ve küreselleşme terim-
Hinin kültürel üretim alanlan olarak neleri, na-
sl taşıdığını inceliyor.
Alayoğlu'nun "Medyada Gerçeklik ve Çeliş-
le Tartışması" başlıklı makalesi yerel kültürle
aşat kültür arasındaki çatışmayı inceliyor. Kü-
Medyanın Yansıttığı Gerçeklik
reselleşme süreci ile iyice ortaya çıkan bu ça-
tışmada medya en önemli savaş alanlarından
birisi.
İnternetten günlük gazetelere uzanan bir zin-
cir içinde medyada başat kültür ile yerel kültür
kendilerini var etme savaşını bir biçimde sür-
dürüyor.
"Gelişen teknoloji ve yaygınlaşan medyayı
göz önüne alırsak herkesin istediği yazıyı yaza-
rak yayımlatma hakkı vardır, ama erki yoktur.
Hem erk hem de hakka sahip olanın genel-
likle başat kültür olduğunu saptamak gerekir"
diyor Alayoğlu.
Bu sözlere katılmamak olası değil. Hele ki
medyayı oluşturan araçlann başat kültürü oluş-
turanlann elinde olduğunu biliyorsanız.
Bir düşünün; çok satan, çok izlenen ve çok
dinlenen gazetelerin, TV'lerin, radyolann sahip-
leri kim? Bu yayın organları kimin yanında, ki-
min karşısında? Hatta, dünyanın dört bir ya-
nından medyaya bilgi aktaran haber ajansları
neden hep Batılı? Bu sorulan sordukça Alayoğ-
lu'nun yazısında sözünü ettiği başat kültürü
oluşturan medyanın yapısını daha iyi anlamak
olası. Hatta belki de başat kültür teriminin ye-
rine egemen kültür veya emperyalist kültür te-
rimlerini kullanmak daha doğru olacak.
Gazetelerden, radyolardan, TV'lerden, afiş-
lerden, internetten üzerimize akan bilgi bom-
bardımanı arasında bize sunulan gerçekle ya-
şadığımız gerçek çoğu kez birbirinin yerine ge-
çiyor. Kısacası ciddi biryabancılaşmatehlike-
sini de taşıyor.
Sevilen Toprak Alayoğlu makalesinde bu ko-
nuyu güzel bir örnekle açıklıyor.
"Jean Robert, modern insanın sudan gel-
diğini unutarak kendini suyun önüne geçirdi-
ğini, kendini özne, onu nesneyaptığını söyler.
Bu aynmdan hareketle şu sonuca vanr. Su, ken-
di yerelliğinden kopartılmış ve borular yoluy-
larfarklı uzakltklara taşınabilen bir maddeye
dönüştürülmüştür ve bundan dolayı kendi ken-
dine yabancılaştınlmıştır. Hatta durum daha da
vahimdir: 'Suyun sesi kilometrelerce uzanan bo-
ru hatlarında öldürülmüştür. Musluktan akan
H2O muhtemelen ölü sudur.'..."
Kullandığımız suya H2O diyen yazar, kayna-
ğından akan suyun birkaba girdiğinde aynı su
olmadığını söyler. Hatta kaynaktan akan sudan
siz su içtikten sonra, sizden sonra içen de ay-
nı suyu içemeyecektir. Kaynak suyu diye şişe-
lenmiş, satışa sunulan sular da, yazann açık-
lamalan doğrultusunda, doğal su değildir."
Kısacası medya kendi gerçeğinden başka hiç-
bir gerçekle ilgisi olmayan yeni bir dünya oluş-
turmaktadır. Yaşanan yansıtılmış olanın yansı-
tılmasıdır.
Iletişim ve medya ile ilgilenen herkes sevgi-
li Prof. Nurcay Türkoğlu'na ve kitabın hazırlan-
masında emeği geçenlere kocaman bir teşek-
kür borçlu. Çok ciddi akademik incelemeler-
den oluşan bu kitabın ikinci, üçüncü ciltlerini
de bekliyoruz. ü
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Ders Almayanlar
Diyarbakır'ın Büyükşehir Belediye Başkanı,
kentin dört alt kademe belediye başkanlannı da
arkasına katarak resmi araçlarıyla Hevsel Bahçe-
leri'ndeki çatışmada öldürülen PKK Kongra-Gel
terör çetesinin mensubunun evine başsağlığına git-
mesini, "dini geleneklehn gereği ve barış sağla-
ma girişimi" olarak nitelendiriyor. Bu ziyaret nede-
niyle yöneltilen eleştiriler için de "Acaba bu giri-
şimlerimizden rahatsız olanlarmı var"d\yor\ Ken-
tin Mardinkapı yöresinde, bir polis karakoluna
düzenlenen saldın da 1 bekçi şehit olmuş, 2 po-
lis memuru da yaralanmıştı. Güvenlik güçleri, sal-
dınyı düzenleyenlerin peşine düşünce, Hevsel Bah-
çeleri adı verilen ağaçlıklı yörede günlerce süren
çatışmasonundateröristlerden birisi öldürüldü; üçü
de yaralı olarak ele geçirildi.
Diyarbakır'da yaşamayanlar için olay sıradan ve
ne yazık ki bir bölüm insanımızın kanıksadığı sıra-
dan bir terör olayı gibi algılanabilir. Ama ABD'nin
desteğini de aldığı son günlerde bir kez daha bel-
gelenen PKK-Kongra-Gel çetesinin bir karakola dü-
zenlediği saldırıdan sonra kaçarak çatışmayı sür-
dürdüğü yörede, sığınaklan ve silah, cephane des-
teği bulunduğu resmi açıklamalarayansıyınca, Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in
kentte her acı sahibini aramanın bir görev olduğu-
nu söyleyen sözleri boşlukta kalmıyor mu? Bay-
demir'in dünkü açıklamasından yaralı polislere
hastanede geçmiş olsun ziyareti yaptığını, bunun
dışında şehit bekçinin ailesine de başsağlığı dilek-
lerinde bulunduğunu öğreniyoruz. O başsağlığı
dileği, ev ziyaretinde mi yapıldı; yoksa mesaj mı
gönderildi? Başkanın sözlerinde bu konuda yeter-
li açıklama yer almamış. Aynca bu girişimler bele-
diyenin ilgili organlannca medyaya duyuruldu mu?
O konuda da başkan sessiz kalmış.
Festival izleme görevi daha
ağır basmış!
Baydemir'in de altını çizdiği gibi Diyarbakır'da
on gün boyunca kesirrtisiz büyük bir gerilim ya-
şanmış. Şehit bekçinin cenazesı o gerilimli gün-
ler içerisinde toprağa verilmiş, ancak başkan tö-
rende bulunmak yerine Tunceli MunzurFestivali'ne
katılmayı yeğlemiş...
Keşke, 1 bekçinin vurkaç çetesi tarafindan şe-
hit edilişi, 2 polisin de yaralanmasından duyduğu
acı, belediye başkanını Munzur Festivali'ne git-
mekten alıkoyacak ölçüde ağırlık taşısaydı. Suç-
suz bir bekçinin toprağa verilişinde hazır bulun-
manın sadece dini ve insani değil, büyükşehir be-
lediye başkanı olarak kentin temsili açısından da
yerine getihlmesi gerekli bir görev olduğunu Bay-
demir algılayabilseydi. Ya da birilerinden bu ne-
denle çekinmenin gereksiz olduğunu vicdanı ken-
disine söyleseydi.
Onun yanı sıra çatışma yöresine gitme isteğini
reddeden Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün, "Terö-
ristlere destek vermeyin; siz onlara terörist bile di-
yemiyorsunuz" sözlerini de, en azından o sözle-
rin yer aldığı medyada yanıtsız bırakma yöntemi-
ni seçmemiş olsaydı.
Baydemir'in dün, acılı aile ziyaretine yeni bir bo-
yut getiren açıklaması, elbette hadi canım sende
denilerek dikkate alınmayacak nitelikte değildir.
Belediye başkanı ya da bir başka hemşeri, çevre-
de olan bir eylemin geride kalan kişilerini de sor-
gusuz olarak potansiyel suçlu olarak algılamama-
lıdır; acılannı paylaşmak sadece dini değil, insan-
cıl geleneklerin de gereğidir. Ama iş bu kadaria bit-
miyor ki...
Diyarbakır gibi, PKK'nin sık sık isim ve biçim de-
ğiştirerek yürüttüğü teröre ana merkez olarak se-
çilmiş bir kentte büyükşehir belediye başkanlığı için
soyunmuş bir insanın, "Bu on günlük dönemde
yaşanan tüm acılar, hepimizin ortak acısıdır. Bir da-
ha böylesi olaylann yaşanmaması için çaba gös-
terilmesi gerekirken..." diye açıkladığı savunma
gerekçesıni de tamamlaması gerekiyor. O tamam-
lama, karşılıklı güven yaratma isteklerinden ön-
ce, bölücü terörün yeni biryabancı stratejinin ge-
reği olarak eylemler düzenlediğini, artık herkesin
bildiği bir gerçek olarak büyükşehir belediye baş-
kanının hemşerilerine anlatmasıyla olur.
Türkiye üstünde oynanmakta olan yeni oyun-
lar için, ana üs Irak değil midir bay başkan? O
oyunlann içerisine Iran ve Suriye'yi de katmak
için güç sarf eden odaklar, bizim güneydoğu
yöremizde son günlerde bu kez adının arkası-
na bir de Kongra-Gel ekleyen ölüm taşeronla-
nnı kullanmıyorlar mı?
Siz o taşeronlann terörist olduğunu bugün bile
söyleyebilseniz, karşılıklı güveni sağlamada bir
adım öne geçmiş olursunuz.
• • •
llhan Selçuk, cumartesi günkü "Pencere"sin-
den bana ve Yakup Kepenek'e yaptığı çağn ile
"CHP ile DSP arasında partiler yelpazesine göre
nasıl bir fark var?.. "sorusunu yöneltiyor ve ancak,
llhan'ca birzekânın ürünü olarak "Yoksayokmu?"
diye de soruyor. Her ikimizin de bu soruya yanıt
vermemiz gerektiğini, okurtann da beklentisi ola-
rak ekliyor.
önce bir küçük düzeltme. Kepenek, eski bir
DSP'Iİ, ama halen CHP'de milletvekili. Ben 1980
öncesindeCHP'demilletvekilliği.yöneticilikveba-
kanlık görevlerinde bulundum. Bugün resmi açık-
lamalara göre DSP'li de kabul edilmeyen bir yan-
daş durumundayım.
Yine de benden istenilenleri yerine getirmek için
dün Sevgili Yayın Kurulu Başkanımızı aradım. Ve
yazıişlerindeki arkadaşlanmızın saptayacağı bir
yöntemle bu konudaki düşüncelerimi açıklamaya
çalışacağımı söyledim.
Bu dipnot, "bekleyen okuriar "içindir.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt" e-kolay.net
Emre
Kongar
BABAM, OĞLUM,
TORUNUM
REMZI KITABEVI