Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10AĞUSTOS2004SALJ
10 DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Citius, Altius, Fortius'
Cuma günü 2002 ülkeden 11 bin
sporcu "citius (daha hızlı), altius (daha
yüksek), fortius (daha güçlü)" oldukla-
nnı kanıtlama yanşına Atina'da başla-
yacak.
Ancak Atina Olimpiyat Oyunlan alı-
şılmışın dışında "kırmızı alarm" veril-
miş bir savaş ortamında geçecek. 1972
Münih Olimpiyatı'nda Filistinli terörist-
lerin 11 sporcuyu kaçınp öldürmeleri, Yu-
nanistan'da 17 Kasım örgütü'nün ey-
lemleri, ABD'de 11 Eylül terör olaylan
yalnızca Yunanistan'ı değil tüm ülkefe-
ri kaygılandınyor. ABD Dışişleri Sözcü-
sü, "Yunanistan, Avrvpa 'da terörie mü-
cadelenin en zayıf halkasıdır" diyor.
Sorun NATO'da masaya yatınldı. Ara-
lannda ABD, ingiltere, Israil, Türkiye gi-
bi ülkelerin de bulunduğu Güvenlik Eş-
güdüm Komitesi kuruldu. FBI-CIA iki-
lisi, 1500 Yunan polisini biyolojik, kim-
yasal, nükleer silahlar konusunda eğit-
ti. ABD'den uzman komandolar Yuna-
nistan'da konuşlandmldı. 70 bin Yunan
polisi ve askerine görev verildi.
BaştaAtina
olmak üzere
yarışmaların
yapılacağı
kentlerdeso- ^ ,.;. ^
kaklara 1400
kamera yerleştirildi. Kameralar "1984"
filminde olduğu gibi sokaktaki her ki-
şiyi izliyor. Görüntüler havada sürekli do-
laşan bir zepline iletilerek eşgüdüm
sağlanıyor. Yunan Hükümeti bu iş için
Amerikalı bir firmaya 250 milyon Avru
ödedi.
Aralannda Türklerin de bulunduğu
NATO'dan 35 kadar savaş gemisi Yu-
nanistan'ın deniz gücüne destek verdi.
NATO'nun, erken uyan AvVACS'lanna
ek olarak, hava saldınsına karşı çeşitli
noktalara Patriot füzelen yerleştirildi.
Karayollarına bomba yüklü kamyonla-
rı saptamak için dev metal detektörier
hizmete konuldu. Yunan Hükümeti, Sid-
ney'deki bütçeyi dört katı aşarak, Ati-
na'ya terör gölgesi düşürmemek ama-
cıyla 1.2 milyar Avru harcadı.
4 milyar Avruluk toplam maliyet ön-
görüsü tutmadı, fatura 6 milyar Avru'ya
yükseldi. Maliye Bakan Yardımcısı Pet-
ros Dukas'a göre açık 11 yılda kapa-
nacaktı. Olimpiyat oyunlannda madal-
yalan kim kazanırsa kazansın, harcama-
larda kaybeden Yunan Hükümeti'ne
karşılık, gerçek kazançlı Yunan halkı
olacak. Şantiyeye dönüşen ülkede iş-
sizlik oranı azaldı...
Atina görkemli bir havaalanı kazan-
dı. Kent içinde 21 km. uzunluğunda,
hızlı (hızlandınlmış değil), istasyonlann-
da kent attındaki antik Atina'yı sergile-
yen müzecikleri de bulunan bir metro-
ya kavuştu. 14 günlük olimpiyatlar son-
rasında kent ulaşımı rahatlamış, Atina-
lılar ve turistler daha ucuz, daha kolay
bir ulaşım altyapısına kavuşmuş ola-
caklar. istanbul'un adaylığının benimsen-
meyişinde, 12 milyon nüfuslu kentte
metronun bulunmayışı etkili olmuştu.
Oteller yenilendi, Yunan turizmine ye-
ni, çağdaş oteller eklendi.
Güneydeki yarımadayı ana kıtaya
bağlayan, tek gidiş gelişli ve trafikte bü-
yük darboğaz oluşturan eski köprünün
ya da 45 dakikalık sıkıntılı feribotlu ge-
çişlerin yerini çağdaş bir köprü aldı.
Fransız-Yunan yapımı yeni Rion-Anti-
rion Köprusü bu süreyi 4 dakikaya in-
dirdi. 2.3 km. uzunluğundaki görkemli
köprü, 770 milyon Avru'ya mal oldu.
370 milyonunu AB karşıladı.
Yunanlar en az 2 milyon turist bekli-
yoriardı. An-
c a
'< t e r 0
"
r i z m k o r k u
"
sunun bu
W ~,.~, rakamı 1.5
milyona in-
dirdiği söyleniyor. Tüm oyunlar için 5.3
milyonluk bilet kapasitesinden temmuz
başına değin şimdilik 2 milyonunun sa-
t/ldığı açıklandı.
Müslüman oyuncu ve ziyaretçiler için
Atina'ya cami yapılması konusunda
Olimpiyat Komitesi'ne verilen söz yeri-
ne getirilmedi. Anayasasının birinci rnad-
desinde "BirOrtodoksdevlet" yazılıYu-
nanistan'da Atina Başpiskoposu Hı-
ristodolos un sözü geçti.
Yunanistan'ın Olimpiya antik kentin-
de lö 776'da yapılan "ilk" yanşmalan
1896'da Fransız Baron Pierre de Co-
ubertin "ilk" çağdaş oyunlarla bugün-
kü olimpiyat ruhunu canlandırmıştı. Işin
ilginç yanı ne antik dünyada ne de 1896
Olimpiyatı'nda "meşale yakma" ge\e-
neği vardı. Gösteriş peşindeki diktatör
Adotf HHter 1936 Beriin Olimpjyatlan'na
renk katmak için Atina akropolünde
yaktırdığı "ilk" meşaleyi bir Yunan at-
letine taşıtmıştı. Bugünkü olimpiyatın
hatası sevabı iki Yunan kadıntn olacak.
Ulusal Olimpiyat Oyunlan Sorumlusu
Yana Angelopulos Daskalaki ite Ati-
na Belediye Başkanı Dora Bakoyan-
nis gerçek madalyayı alarak tarihe ge-
Ç6C0Kİ6T.
Son ordinaryüs kim?
Her ne kadar az önce
"ilkleri yazmışsak da Cum-
huriyet'teki kıdemli dostlar
çok iyi anımsarlar! "İlk" ve
"son" sözcüklerinin haber-
lerde "ilk" ya da "son" söz-
cüğünü kullanmalarına da-
ima karşı çıkmışızdır. Yazıiş-
leri müdürü, sayfa düzenleyi-
cisi, muhabir, hatta yazann
bu sözcükleri "bilerek" kullan-
malan gerekir. Genç meslek-
taşımız, birolayı, birkişiyi, bir
bilgiyi "ilk kez" duyuyor, ondan sonra
da oturup "bilmem nerede, bilmem
hangi tarihte 'ilk kez' şunu yaptı" diye
yazıyor. Oysa, o olaydan ya da o kişi-
den önce o olay yaşanmış olabilir. Ama,
o meslektaşın yaşı, ansiklopedik bilgi
birikimi ile okurun karşısına "ilk" ya da
"son" sözcükleri ile çıkması önemli ya-
nılgılara yol açabiliyor.
Benzeri olaya, Ord. Prof. Dr. Sulhi
Dönmezer'in ölüm haberinde tanık ol-
duk. Çoğu gazete "Son ordinaryüsün
ölümü" başlıklannı attılar. Basit anlatı-
Son
ordinaryüs
86yaşmda
mıyla "ordinaryüs" sözcüğü
"profesörierinprofesörü" an-
lamına gelen Avrupa kökenli
birakademikunvan. 1960'tan
sonra bu unvan Türkiye'de
kaJdınldı. Acaba bu başlığı kul-
lanan meslektaşlarımızın
önünde "son ordinaryüsleri"
gösteren bir liste var mıydı?
Hürriyet gazetesi, Ord. Prof. Dr.
Reşat Kaynar ile mülakatıy-
la "son ordinaryüs" hatasını,
düzeltme yoluna gitti. Sayın
Kaynar yaşıyordu, Dönmezer "son or-
dinaryüs" değildi. öteki gazeteler ha-
talannı düzeltme yoluna bile gitmedi-
ler. Hürriyet bu düzeltmeyle bile hata-
sını sürdürdü. Sanki değerii bilim ada-
mı Kaynar son ordinaryüs profesördü!
Oysa Kaynar "son ordinaryüs" değil-
di. Ankara'da DTCF'nin değerii Hitito-
loji hocası, Ord. Prof. Dr. Sedat Alp'in
varlığı belleklerinden silinmişti. 92 ya-
şındaki Alp, kısmi felç geçirmesine kar-
şın, pınl pınl beyninin ürünü yeni kita-
bını geçen yıl yayımlamıştı.
Bir yanlrşı yinelemek!
Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Deka-
nı Prof. Dr. NecdetAdabağ "Biryan-
lışı düzeltmek..." başlıklı yazısı ile adı
açıklanmayan bir gazetede, adı ve-
rilmeyen bir profesörün, içeriği belli
olmayan yazısına salı günü, Cumhu-
riyet gazetesinin 2. sayfasını yanıt
için kullandı.
Dil ağırlıklı bir bilim kuruluşunun
dekanının dört sütunluk yanrtının ama-
cını, ancak 2. sütunun sonlannda 14
Haziran'da gazetelerde çıkan bir ha-
berle bağlantı kurulunca anladım.
AA'nın bir haberi gazetelere "Tezler
SEKA'da hamur oldu" başlığıyla yan-
sımıştı.
Yazının sonunda bir "asteriksO"
eşliğinde 18 Haziran'da arka sayfa-
da yayımlanan "Kitaplardan yükse-
len imdat çığlığı" başlıklı haberimize
de gönderme yapılmıştı.
O haberde, bir bilim kuruluşunun
kitap deposunun acı durumunu gös-
teren bir fotoğraf eşliğinde şöyle de-
miştik: "DTCF'nin kitap deposunda
yerkalmadığı ve yeni kitaplara koya-
cak yer bulunmadığı gerekçesiyle,
aralannda bazı ünlü bilim adamlan-
nın eskiden yaptıkları doktora tezle-
ri de bulunmak üzerepek çok yayın,
dergi ve kitap depodan atılıyor." Bun-
dan sonra "önemlibölümü SEKA'ya
kâğıt hamuru olmak üzere gönderil-
diği ya da yakıldığı bildirilen bu ya-
yınlar" hakkında Dekanlığın 2 Tem-
muz'da öğretim üyelerine gönderdi-
ğı bir genelgeye de yer vermiştik.
Genelgede Adabağ'ın imzası bu-
lunmasına karşılık adını yazmamış, üs-
telik "Fakültenin eski yöneticilerinin
ilgisizlik ve sorumsuzluğunu dayan-
sıtan bu kitap kıyımınm" önlenmesi
için öteki öğretim üyelerinden gelen
olumlu önerilere de yer vermiştik.
Bu haberden bir-iki gün sonra ken-
disinden aldığımız "sitem dolu" te-
lefonda "kendisine karşı olan sağcı
öğretim üyelerinin tahrikiyle bu ha-
beri yazdığımızı", "Imtiyaz Sahibi-
miz Sayın llhan Selçuk'a şikâyet
edildiğimizi", aynca "2. sayfamıziçin
biryazı hazıriadığım" öğrenmiştik. Sa-
yın Dekan'a göre SEKA'ya "öğrenci-
lehn mezuniyet tezleri" gönderilmiş-
ti. Dekan'ın Cumhuriyet'te yayımla-
nan yazısı şu iki noktada toplanıyor-
du:
1. "Bir tek kitap ya da dergi, iddia
edildiği gibı yakılmayacak ya da SE-
KA'ya gönderilmeyecektir." Böyle-
ce Dekan, bazı yayınlar ile bazı tez-
lerin SEKA'ya gönderildiğini kendi
yazısında da doğruladı.
2. Yüksek lisans ve doktora tezle-
rini fakülteler değil enstitüler ile YÖK
saklıyordu. YÖK kurulmadan önce
bu tezleri "EmanetçiSultana"n\n sak-
layıp saklamadığını ise anlayamadık.
Sayın Dekan'dan birricamız var. Fa-
kültenin dev profesör kadrosunda
yer alan, "DTCF mezunu", örneğin
Emin Bilgiç, Kemal Balkar\ Cev-
det Bayburtluoğlu, Coşkun Özgü-
nel, Mehmet Altay Köymen, Baki
Öğün, Orhan Bingöl, Tomris Bakır,
Güven Bakır, Mebrure Tosun, Gün-
gör Varinlioğlu, Vedat Idil, Seyhan
Doruk, Fahri Işık, Cengiz Işık, Ra-
mazan Özgan, Levent Zorooğlu,
Ahmet Tırpan gibi profesörierin bi-
tirme tezlerini bir araştırma konusu
yapmak istiyoruz. Acaba DTCF oca-
ğından yetişmiş bu değerii DTCF pro-
fesörlerinin "bitirme tezleri" eğer
SEKA'da hamur olmadıysa birer kop-
yasını bize gönderebilir mi?
Elmek: [email protected] Faks:0312-442 79 90
Tahran'ı sürekli hedef alan Irak Savunma Bakanı Şalan ipleri iyice gerdi:
Iran en büyük düşman• Necef teki Şii
direnişçilerin
silahlannın Iran'dan
geldiğini belirten
Hazım Şalan, bu
ülkeyi Irak'ın bir
numaralı düşmanı ilan
etti. ABD Ulusal
Güvenlik Danışmanı
Rice da ülkesinin
Iran'a karşı tüm
seçenekJeri gözden
geçirdiğini söyledi.
Dış HaberlerServisi-ABD,
nükleer programından dolayı
Iran'a yüklenmeyi sürdürür-
ken, işgal ettiği Irak'ın hükü-
meti de gerginlıği tırmandın-
yor. Irak'ta ajan olduğu öne sü-
rülen 4 Iranlının tutuklanma-
sından bir gün sonra Irak Sa-
vunma Bakanı Hazun Şalan,
Iran'ı, Şii isyancılara silah
yardımı yapmakia suçladı.
Şalan, El Arabiye televizyo-
nuna yaphğı açıklamada, Ne-
cef teki suçlulann elinde Iran
yapımı silahlann bulunduğu-
nu, bunlann Iran sınırından
geçinldiğini söyledi.
Irak Savunma Bakanı, "Irak
halkımn başına gelenlerin,
Irak'ın bir numaralı düşma-
nı olarak düşündükleri üike-
nin başının alündan çıkoğuu"
söyledi.
Şalan, daha öncekı açıkla-
malannda, Iran'ın "Irak'ın
birinci düşmanı" oldugunu
söylemiş ve Tahran'ı ülkesin-
KONSOLOSUN
DURUMU İYİ
TAHRAN (AA) - Iran Dışişleri Bakanı
Kemal Harrazi, Irak'ta kaçınldığı
bildirilen îran'ın Kerbela Konsolosu
Feridun Cihaninın sağhğının, alınan
bilgilere göre iyi oldugunu söyledi.
Harrazi, Tahran'ı ziyaret eden Pakistan
Dışişleri Bakanı Hurşit Mahmut Kasuri
ile düzenlediği ortak basın toplantısında,
"Irak'ta Feridun Cihani'nin
kaybolduğuna dair haberi ahr almaz
İngihere'nin Tahran Bü>ükelçiliği ve
ABD'nin tran'daki çıkaıiannı koruyan
tsviçre Büyükelçiliği ile temasa geçtik ve
konuyu yakından izlemeye akfak" diye
konuştu. Harrazi, Iraklı bir grubun önceki
gün Cihani 'yi kaçırdıklanru açıklayıncaya
kadar Irardı dıplomatın akıbeti konusunda
bir fıkir sahıbi olmadıkian için herhangi
bir açıklama yapmadıklannı söyledi.
Durumun açığa çıkmasıyla konuyu
izlemek için Dışişleri Bakanlığı'nda bir
heyet oluşturduklanru belirten Harrazi,
"Şimdrye kadar akhğunız haberler,
Cihani'nin sağhğuun i>i oldugunu
Kerbela Konsolosu Cihani'nin görüntüleri
El Arabiye tdevhyonunda yayımlandı. (AP)
göstermektedir. Cihani'nin kimler
tarafından kaçuıkuğuıı ve serbest
bırakılması için hangi koşullann yerine
getirürnesi gerektigmi btklevip görmemize
Uıtiyaç vardır" dedi.
deki şiddeti kışkntmalda suç-
lamıştı.
Diptomasi 'ilk' tercih
ABD Ulusal Güvenlik Da-
nışmanı Condoleezza Rice,
Iran'ın nükleer amaçlarıyla
mücadele için her türlü seçe-
neği gözden geçırdiklerini.
ancak diplomasının halen "ilk
tercihleri'' oldugunu belirtti.
NBC televizyonunda katıJ-
dığı programda konuşan Ri-
ce, "ABD, tran ve Kuzey Ko-
re'deki nükleer silah geliştir-
me tehditieriyle mücadelede
aktif ve agresifbir diplomatik
strateji izüyor" dedi.
Uluslararası toplumun Iran
hakkındaki Amerikan endi-
şelerine yanıt vermeye başla-
dığını söyleyen Rice, buna
BM Uluslararası Atom Ener-
jisi Ajansı 'nın da dahil oldu-
gunu kaydetti.
Rice, ABD'nin, Iran'ın nük-
leer programını gızli bir ope-
rasyonla ortadan kaldırma gi-
bi bir niyeti olup olmadığı so-
rusuna doğrudan yanıt ver-
mekten kaçınırken, yöneti-
min diplomasiye güvendiği-
ni ve gerekirse başka seçe-
nekleri kullanmaya hazır ol-
dugunu belirtti.
Bu soru, New York Times
gazetesinde çıkan bir haber-
den kaynaklandı. Gazete, adı-
nı açıklamadığı yönerim ve
istihbarat yetkililerinin, Iran
üzerinde diplomasınin çok az
etkısi oldugunu ve tran'a kar-
şı örtülü eylemlere başlama
zamanının geldığine inandığı-
nı yazdı.
Rice ise "Elbette Başkan,
önündeki bütün imkânlara
bakacaktu*" diye konuştu. Ri-
ce, uluslararası toplumun nük-
leer silahlarla donanmış Iran'ı
kabul etmeyeceğini ve
ABD'nin de oturup seyret-
meyeceğini söyledi.
Condoleezza Rice, "tran-
lılann nükleer silah geliştir-
mesineizin veremezsiniz. Lius-
lararası toplunı, bir arava gel-
menin bir yolunu bulmaiı ve
bunun gerçekleşmemesiniga-
ranti alüna ahnah" dedi. tran,
nükleer programının sivil
amaçlar taşıdığını söylüyor.
Harrazi'den tepkj
Amerikalı yetkililerden peş
peşe gelen demeçlere tepki
gösteren tran Dışişleri Baka-
nı Kemal Harrazi. ABD'nin,
sorunu Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi 'ne götüre-
meyeceğini savundu.
Harrazi, "Gü\enlikKonse-
yi'nden yalnızca Amerikab-
lar söz ediyor. Ama konuyu
Konsey'e götürmeniz için bi-
zûn açıkça ihlallerde bulun-
nıamız gerekir. İran'ın tüm
yaptıklan ise uluslararası an-
İaşmalar doğrultusundadır.
Hiçbir ihlali yoktur" dedi.
Direnişi önleyemeyen hükürnet, Şiileri abluka altına alıyo
Sokağa çıkma yasağı
ŞH Bder direnecek. (REUTERS)
Sadr
meydan
olaıdu
Dış Haberler Servisi - Iraklı
radîkal Şii lider Mukteda Sadr,
"kanınm son damlasma kadar
Neceri savunacağmı" söyledi.
Necef teki Hz. Ali türbesinin
önünde basın toplantısı
yapan radikal lider,
'Necerteki işgali sona
erdirinceye dek mücadele
edeceklerini'' yineledi. ABD
kuvvetleriyle Şii milisleri
arasında 5 gündür şiddetli
çarışmalara sahne olan kentte
konuşan Sadr, "Kanımın son
damlasma kadar Necef'i
savunacağun. Bize Mehdi
Ordusu'nun mücahitleri değil,
kenrin savunuculan devin"
dedi. "İşgakilerçekipgitmefl
ki demokratik süreç
başla>abilsin" diyen Sadr,
"Mücahitleri desteldemek için
burada kahyorum. Bütün dini
öndeıierden de aynı şeyi
yapmalarmı istrv'orum"
diye konuştu.
Dış Haberler Servisi - Irak
hükümeti, başkent Bağdat'ın
ağırlıklı olarak Şiilerin yaşa-
dığı kesiminde sokağa çıkma
yasağı ilan etti. Dün ülkedeki
saldınlardaysa biri ABD aske-
ri 7 kişi öldü.
tçişleri Bakanlığı Sözcüsü
Sabah Kadim. dün yerel saat-
le 16.00'da başlayarak bu sa-
bah 08.00'e kadar süren soka-
ğa çıkma yasağının, güvenlik
durumuna bağlı olarak ıkincı
bir emre kadar her gün uygu-
lanacağını belirtti. Bağdat'ın
Sadrkenti mahallesinde, Şii li-
der Mukteda El Sadr'a bağlı
milislerle ABD askerleri ara-
sında 5 gündür süren çanşma-
larda onlarca kişinin öldüğü
bildirilmişti.
TuğgeneraJ kaçınldı
Bu arada milislerin, Iraklı bir
tuğgenerali kaçırdıklan bildi-
rildi. El Cezire televizyonun-
da yayımlanan bir video kay-
dında, Sadr kentinde yaşayan
RaadMuhammed Hudr. mas-
keli militanlann önünde gö-
rülüyor. Militanlar, ABD güç-
lerince tutuklanan Mehdi mi-
lislerinin serbest bırakılması-
nı isterken Bakanlık sözcüsü
Kadim de kaçınlma olayını
doğruladı.
Necef teyse Sadr'a bağlı
milislerle ABD güçleri deste-
ğindeki Irak polisi arasında
şiddetli çanşmalar dün de sür-
dü. Kentten ABD güçlerinin
tank ve havan topu atışı ile
makineli tüfek seslerinin du-
yulduğu, ABD helikopterle-
rinin milislerin mevzilerine
ateş açtığı belirtildi. Üst düzey
ABD'li askeri biryetkili, per-
şembe gününden bu yana
Sadr'a bağlı 360 mılisi öldür-
NecePte Şü milis, işgalci mevzilerini havanla dövüyor. Mukteda El Sadr'a bağlı Şii tninsler
Necef ve Bağdat'ın bazı semtlerinde günlerdir direniyor. (Fotoğraf: REUTERS)
düklerini kaydetti.
Vali yardımcısına saldın
Irak'ın başkenti Bağdat'ın
kuzeydoğusunda dün sabah,
patlayıcı yüklü araçla düzen-
lenen intihar saldınsmda en
az 5 polis memuru öldü, 16 ki-
şi de yaralandı.Polis, Diyala
Bölgesi Vali Yardımcısı Akil
Hamid'uı Bakuba'ya bağlı Ba-
lad Ruz'daki evinden çıkar-
ken saldırının gerçekleştiğini
söyledi. Hastane yetkilileri,
Hamid'in de aralannda bulun-
duğu 14 kişinin yaralandığını
belirttiler. Hamid'in hafifya-
ralarla atlattığı saidında 5'i
polis 6 kişi öldü.
İntihar komandosu
Polis yetkilisi DavudMah-
mud, saldırının bubi tuzağı-
nın kurulduğu bir araçla, bir in-
tihar komandosu tarafmdan
düzenlendiğini söyledi. Irak'ın
orta kesiminde bir ABD aske-
rinin, Basra'da da 1 İngiliz
askerinin öldürüldüğü bildi-
rildi.
Bu arada. BM Genel Sekre-
teri Kofi Annan'ın. Necef
kentindeki çatışan taraflara,
"barışçıl bir çözüm bulun-
ması ve ateşkes" çağnsında
bulunduğu bildirıldi. An-
nan'ın, çatışmalarda ölenle-
rin sayısından dolayı "çok
endişeli" olduğu belirtildi.
Hükümet Türkler için ek önlenı arayışında
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tav'jip Erdoğan başkanlı-
ğında toplanan Bakanlar Kurulu, geçen
hafta Irak'ta Zarkavi örgütünce öldü-
rülen Türk işçi Murat Yüce'nin ardın-
dan bu ülkede çalışan Türkler için alı-
nabilecek güvenlik önlemlerini görüş-
tü. Toplantıda bu çerçevede ABD ile da-
ha çok temasa geçilmesi kararlaştınl-
dı. Gelecek hafta Türkiye'ye resmi zi-
yarette bulunacak olan Irak Devlet Baş-
kam Yaver'e de Irak'ta iş yapan Türk-
lerin yaşadığı sıkıntılar anlatılacak.
Bu çerçevede Irak'a mal sevkıyatında
bulunan nakliye şirketlerirün yol güven-
liği, güvenli mal taşıma, aktarma ve de-
polama olanaklannın arttınlması, buko-
nuda personel düzenkmesi yapıhnası,
alternatif yol güzergâhlannın belirlen-
mesi konulannda Iraklı makamlarla işbir-
liği yapılması kararlaşnnldı.Toplantının
sonunda açıklama yapan Hükümet Söz-
cüsü ve Adalet
Bakanı Cemil Çiçek, "Henüz aunan
önlemlerin \etmediğinin farkuıdavız. Bu
konuda gerekirse Uavetedbiıier alınacak*"
dedi.
Türk şoförden haber yok
Irak'a yük taşıyan Gaziantepli Türk
kamyon şoförünün eşi Nuriye Çapa-
ruşağı, Irak'taki ABD askerlerine su
götüren Ramazan Çaparuşağı'ndan
40 gündür haber alamadığını söyledi.
Nuriye Çaparuşağı, şunlan söyledi:
"Eşim 25 yıldır kamyonculuk yapı-
yor ve en son Dursel Nakliyat adı-
na yüklediği suyu Irak'a götürdü.
Irak'ın kuzeyindeki Zaho'dan, KJ-
bç Nakliyat adına yük aldı. Ancak
daha sonra kendisivle bağlantımız
koptu, bir daha haber alamadım."
Nuriye Çaparuşağı, gazetecilere yap-
tığı açüclamada, "Arkadaşları fark-
b ifadelerde bulunuyor. Kimi eşi-
min trafik kazası yaptığını, kimi
Irak polisi tarafından tutuklandı-
ğını söylüyor" dedi. ı