Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 TEMMUZ 2004 SALI CÜMHURfYET SAYFA
17
~ Yunanistan Arrupa
uj Şampiyonu oldu.
İJ Setindik...
E Hep piyon olarak
a? değüler ya!
İslaıtıbol $
Selçuk Taylaner _n
"NATO toplantosı
sırasında Istanbul'un
adının Istambul'
yazılmasını eleştiren
ve kentinin adını doğru
yazamayan bir
organizasyonu
başansız bulan Fuat
Özbey yanılıyor. Bu
organizasyon birkaç
aşama sonra
Istanbul'un adını
'Islambol' yapacak
kadar başanlıdır."
Befctronik posta: denizsom#cumhuriyetcom.tr Tefc 0.212.512 05 05 Fak« O212J12 44 97
- Baykal, kurultayı kazanmış.
"Bir de CHP seçim
kazanabilse!"
Dayı
ugün Aziz Nesin'in öldüğü gün. Oğlu, Prof.
Dr. Ali Nesin'den "Sevgili Dostlar" başlığıy-
la bir mektup geldi. Mektubu birlikte oku-
mak gerek. Birlikte okumak ve sonra otu-
rup, enine boyuna düşünerek bir şeyler ama mutla-
ka bir şeyler yapmak:
Tam dokuz yıl olmuş aramızdan aynlalı. Daha ya-
şarken unutturulmak istendiğini biliyorum. Söylerdi
de pek inanmazdım, abartıyor sanırdırn. Türkiye'ye
geldikten sonra dinlediğim tanıklıklar ve yasadığım
olaylar ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Vicdanlan
sürekli rahatsız eden biriydi sonuç olarak, neden anıl-
sın ki! Başkalannın, sadece yapamadıklannı değil,
yapmadıklannı da yapan, sadece bilmediklerini de-
ğil, bilip de söyleyemediklerini söyleyen, önünde ken-
dimizi suçlu hissettiğimiz, yüzümüze karşı gerçekle-
ri söyleyen, hatta söylemeden bile gerçekleri bize
duyuran biriydi. Acımasız biraynaydı. Neden unutul-
masın ki!
Unutulur mu?
öldüğü gün o kadar seveni olduğunu görüp şaşır-
mıştım. Hüngürhüngürağlıyordu insanlar. Sanki be-
nim değil onlann bir yakını ölmüş gibi, kendi acımı
bastınp onlan teselli etmiştim! Sahi, o seller gibi göz-
yaşı dökenler neredeler şimdi?
Bunun böyle olacağını da söylemişti bana yasar-
ken, buna da inanmamıştım. Dokuz yıl önce onun en
yaşayan eserlerinden birinin sorumluluğunu üstlen-
dim. Yaşarken kendisine söz verdiğim gibi. Çok bü-
yükbirsorurnluluktu. Başaramasaydım, 'babasıkur-
du oğlu batırdı' damgasını yiyecektim tarihin önün-
de. Ne yapıp edip başarmalıydım. Oysa faturayla
makbuz arasındaki aynmı bilmeyecek kadar dene-
yimsizdim. 'Saf matematikçi' diye kazıklamak iste-
yenler, kendi çıkariannı 'iyilik' ambalajınasaranlar, bir
Akrf Kökçe:
"NATO sözcüsü,
'Dünya ile kuracağımız
köprüleri Türkiyesiz
kurmak olanaksız'
demiş. Akıllannca
köprüyü geçinceye
kadar dayı' diyoriari"
Neden?
Neden insanlar, şofö-
rün yanındaki koltukta
oturduklannda, geri git-
tiğinde şoförle birlikte
arkaya bakarlar? A. Bir
vursa da şenlensek di-
ye B. Frene zamanında
basabilmek için, C. Şo-
förün nasıl çarpacağına
tanıklık etmek için, D.
Hepsi.
Mümtaz Idîl
SESSİZ SEDASIZ (!)
koyup bin almak isteyenler, kabaran ayranlannı rakı-
ya boğanlar, yerine getiremeyecekleri sorumlulukla-
n üstlenenler, olmayan akıllanndan cömertçe sunan-
lar, 'Nesin Vakfı sonsuza dek yasayacaktır' üfürüp bir
daha yüzlerini göstermeyenler, en büyük alçaklıklan
binbir özre sığınarak ve en yakınlanndan bile gizle-
yerek yapanlar. Neler yaşadım, neler gördüm, kimle-
ri tanıdım.
Güncel sorunlarla boğuşmaktan zamanım olmadı
ki bunlan bir yere yazayım. Oysa ne ilginç olurdu.
Şansım yaver gitti bugüne dek. Kazıklanmadım bil-
diğim kadanyla. Üç buçuk liramızı akıllı kullandım,
doğru yatmmlaryaptım. Nesin Vakfı yaşıyor. Hatta ge-
lişerek yaşıyor. Ama bilin ki kolay olmuyor. Bu
tozpembe ve eğlenceli mektuplara aldanmayın. Işin
zor yanını saklıyorum. Davul uzakta.
Benden sonra gelenlere böyle ağır bir yük bırak-
mayacağım. Sanata, kültüre ve bağışa güvenilmeme-
si gerektiğini erken anladım."
• ••
Avrupa Birliği, yeni üyelerini ağırlıyor!
Almanya'da yaşayan emekli öğretmen
Nevzat Yalçın, bir Alman gazetesinde
yayımlanan karikatürü göndermiş. Ünlü
çizer Tomicek'in karikatürünü Nevzat
Yalçın yorumluyor
"önce gülümsedim sonra bugün bizi
çok yakından ilgilendircfiğini görünce
bir kahkaha atmaktan kendimi
alamadım.
Karikatürde Avrupa Birliği kapısını,
başında seks partisinden kalma
şapkasj ile anadan doğma bir adam
açmış. 'Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz'
diyen çıpiak adamın poposunda
'zarardayız' yazıyor. Adam, eliyte,
kapının önünde bekleyenleri içerj buyur
ediyor.
Avrupa Birliği'nin kapısında ellerinde
bavullanyla bekleyenler ise
karşılaştıkları manzaraya daha doğrusu
adamın şeyine gözleri yuvalarından
fırlamış, uğradıklan şoktan saçlan
diken diken olmuş halde
bakıyor.
Bunlar Polonya, Macaristan,
Litvanya ve diğerleri. Yani
Avrupa Birfjği'ne yeni alınan
ülkeler. Malum, Avrupa Birliği
onlaria genişiemiş oluyor. Onlar ise
başlanna gelecekleri anlamış gibiler."
Avrupa Biriiği'ndeki son genişleme, 1
Mayıs'ta Brüksel'de törenlerle
kutlanmış ve o sırada "aile fotoğrafı" da
çekilmişti.
Ama fotoğraftaki "mutlu aile", birkaç ay
içinde karikatüre dönüşüyor ve yeni
gelenlerin ırzına geçiteceğini anlatıyor.
Dansı, meraklısının başına!
Yüksek Yerilim Hattı
Başlamak bitirmenin yansıymış...
Başlatoıayın şimdi!
erdincutku(a yahoo.com
Yargıyı Etkileme
FÜCRETİLKİZ
Yeni 5187 sayılı Basın Yasa-
sı'ndayeralan "yargıyı etkileme"
başlıklı 19'uncu maddeyi ne ga-
zeteciler ne de yargı asla hak et-
medi. Madde aynen şöyfe: "Ha-
zıriık soruşturmasının başlama-
sından takipsizlik karan verilme-
sine veya kamu davasının açıl-
masına kadar geçen süre içeri-
sinde, Cumhuriyetsavcısı, hakim
veya mahkeme işlemlerinin ve
soruşturma ile ilgili diğer belge-
lerin içeriğiniyayımlayan kimse, i-
ki milyar liradan elli milyar liraya
kadar ağır para cezasıyla ceza-
landınlır. Bu ceza, bölgeselsüre-
li yayınlarda on milyar liradan,
yaygın süreliyayınlardayirmimil-
yar liradan az olamaz." Ikinci fık-
rasında ise "Görûlmekte olan bir
dava kesin kararla sonuçlanınca-
ya kadar, bu dava ile ilgili hâkim
veya mahkeme işlemleri hakkın-
da mütalaa yayımlayan kişiler
hakkında da birinci fıkrada yer
alan cezalar uygulanır. "Artık adli
haber yayımlanması tehlikelidir.
Her dava haberi suçlanarak ha-
beri yazart gazeteci hakkında da-
va açılabılir. Hazıriık soruşturma-
sından sonra dava açılana kadar
ve açılan davada hüküm kesinle-
şinceye kadar belgelerin "içerik-
lerini" yayımlamak yasak... Ikinci
fıkra "görûlmekte olan dava"
cümlesi ile başlıyor ve dava ile il-
gili mütalaa yayımlamayı yasaklı-
yor. Demek ki henüz "görülme-
mekte olan" dava ile ilgili diğer
hâkim ve mahkeme işlemleri hak-
kında "mütalaa" yayını serbest...
Böyle mi anlamalıyız? Altı üstüne,
üstü altına uymayan, ama iki fık-
radan oluşan bir madde... Galiba
açıkça "adlihaberyayını" yasak-
tır dememek için laf uzamış...
Eskiden nasıldı? Yürürlükten
kalkan 5680 sayılı Basın Yasa-
sı'nın 30'uncu maddesiyte ceza
kovuşturmalanna ait talep ve id-
dianamelerle. kararlann ve diğer
hertürlü evrakın, örneğin sanığın
emniyet veya savcılık ifadesinin
herkese açık duruşmada okun-
masından önce aynen yayımlan-
ması yasaklanmıştı. Hüküm ke-
sinleşinceye kadar hâkim ve
mahkemenin hüküm, karar ve iş-
lemleri hakkında "mütalaayayım-
lamak" yasaktı. ömeğin dava açı-
lınca, duruşmadan önce, iddiana-
menin tamamı değil, ama alıntı
yapılarak adli haber yazılıyordu.
"Adlihaber"de içerik yayımlamak
suç değildi. Hüküm kesinleşme-
den mahkeme kararlan eleştiril-
miyordu. Suçluluğu hükmen sa-
bit oluncaya kadar hiç kimse suç-
lu ilan edilmiyordu. Bu kurala ga-
zeteciler bağlı kalıyordu. Yargı
otoritesi yıpratılmıyordu.
Aksine haberlere rastlanılmadı
mı? Çok rastlandı. Yargı otorite-
sini sarsan, suçluluğu hükmen
sabit olmadığı halde kişileri "suç-
lu" ilan eden haberler yayımlan-
madı mı? Çokyayımlandı. İnsan-
lar beraat etse bile medyada
mahkûm ediidi. Yok yere mahke-
me kararlan eleştirildi, yerin dibi-
ne batınldı. Hukuk ve yasalara
rağmen önlenemez bir cahillikle
"eleştiri" ve "haber" adı attında
davalar ve gerçeklertersyüz edil-
ji. Güçlerin medyası, dile düş-
nüş suç davalannda yargılanan
nsanlan televizyon ekranîannda
curduğu mahkemelerde çıkarfan-
ıa göreyargıladı. Daha dava açıl-
nadan, duruşmada iddianame
»kunmadan önce, sanıklann em-
n'yet ve savcılık ifadelerini "e/e
\eçirdik", "az sonra" ye "arkası
ann" gibi anonslaria tirajlann ve
raytinglerin vazgeçümez çıkarla-
nna feda ederek mahkûm ettiler.
Medya yargı otoritesini hiçe say-
dı. ŞÖylem biçimine göre "yarg;-
se infaz"\ar ve "çamur at izi kal-
sın" mantığı yayın politikasına dö-
nüştü. Cevap ve düzeltme hakkı
hiçe sayıldı. Gazetecilik meslek il-
kelerine aykınlıklar ıstısna olmak-
tan çıkıp esas oldu. Giderek ba-
sının "yargıyı etkilediği" ve hatta
"yargının etkilendiği" gibi laflar
yüksek sesle söylenmeye başlan-
dı. Politikacılann birkısmı, basının
önlenmesi için "yasa" istediler.
Haksız sayılabilir mi? Sayılmaz-
lar. Peki, görüşleri samimi mi?
Çoğunluğun hiç değil... Kuşku-
suz bir kısmı hariç... Kim kaba-
hatli? Sorunun yanıtı çok net. Bu
tür yayınlan yapan "birkısım ga-
zeteciler". Ortada duran hatalar,
yasa koyucunun "yasayla önle-
me" isteği karşısmda gazetecile-
ri güçsüz bıraktı. Meslek ilkeleri-
ni, "Türkiye Gazetecileh Hak ve
Sorumluluk Bildirgesi"r\\ savuna-
cak söz tükendi, hal kalmadı. A-
ma her haber, yargılamayı etkile-
mek için yazılmadı. Gazeteciler
görevini yaptı. Yargı, yazılan her
haberden etkilenecek kadar güç-
süz de değildir. Bir kısım medya-
nın isteğine göre karar vermedi.
Vermez de... Bir kısım medya da
tüm gazetecileri temsil etmiyor
zaten.
Meslek ilke ve kurallanna düş-
kün gazeteciler, görevine devam
ediyor. Yargıyı etkilemek ıçın dün
haberyazmadı, bu gün deyazmı-
yorlar. Herkes bılmektedir ki bir
dirhem havadis peşinde koşan
gazetecilerin yaşamlan namlula-
nn ucundaki ölüm tehdidi ile baş
basa bırakılmıştır. Buna rağmen
gazetecilerhaberlerinı ve gerçek-
leri yazdılar. Öldürüldüler. Bom-
balarla havaya uçuruldular, ama
yolsuzluklan, çıkar peşinde koşan
çeteleri, kendi çıkarlan için ulu-
sun çıkariannı feda eden suçlula-
n buldular ve ortaya çıkardılar.
Gazeteciler haberleriyle, eleştiri-
leriyle ve yorumlanyla demokra-
siyi kurmaya, ifade özgürlüğünü
temel hak ve özgürlüklerin omur-
gasına dönüştürmeye çalışıyor-
lar. Onlar, haberleriyle yaşıyor. En-
gellemek istiyorsunuz. 0 neden-
le yeni Basın Yasası'nda yer alan
"yargıyı etkileme" başlıklı 19'un-
cu maddeyi ne gazeteciler ne de
yargı asla hak etmedi. Bu madde-
ye dayanılarak açılacak davalar
sorun yaratacak. 19'uncu madde
"içerikyayımlamayı" yasakladığı-
na göre, bu yasaktan ne anlama-
lıyız? Iddianameler artık haberde
yer almayacakmı? Adli haberya-
zılamaz hale mi geliyor? Dile düş-
müş veya toplumu yakından ilgi-
lendiren ağır suç davalannın "ha-
ber" olarak yayımlanması bile suç
sayılabilir. Işkence iddiası ile yar-
gılanan kamu görevlileri hakkında
yayımlanan dava haberi "yargıyı
etkJledi" diye, haberi yazan gaze-
teci hakkında dava açılabilir. Böy-
le mi istiyorsunuz? Gazeteciler;
yaptıklan hatta yapmadıklanyla,
sevaplarıyla ve günahlanyla böy-
le bir madde ile ceza tehdidini hak
etmedi. Kamuoyu bir dirhem ad-
li haberden mahrum kılınmamalı.
Böyle bir maddeyle heradli habe-
ri "yargıyı etkileme" olarak değer-
lendirmeye açık hale getirenler,
bunu düşünenler, böylece halkın
gerçekleri öğrenme hakkını en-
gelleyenlerin amacı nedir? Bu
maddeyi kimler ve niçin düzenle-
diler? Kım yaptı ise bu maddeye
aykınlıktan gazeteciler aleyhine
açılacak her davada kendilerini
"minnetle" anacağım (!?).
ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciuı mynet.com
BULUT BEBEK NLRAYÇIFTÇI bulutbebek o hotmail.com
Pert
0 Şiny&i
dilini
hendli hurnu-
OTOBÜSTEKİLER KEMALLRGENÇ k_urgenc(ayahoo.com
HAYAT EPÎK TÎ1ATROSU MVSTAFA BILGL
AfAA BUNU SÎZE ANCAK,
DEMOKRATİK CUMHURîyETİMİZ
DEMOKRASÎ
MRŞITLARININ
ARKAbASLAR,
BtZDEN PARTÎ tCt DEMOKRASİ
ÎSTEMENİZİ
GEÇTLĞIZAMAN,
VEREBİLtRÎM!..
1,1 i t
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 6 Temmuz ıcıcıc.mumtaz-arik/jn.com
EM£RJ/ BAĞ/MS/ZU&M4 DOĞRU..
PETTBOL ecPB EOİCMe P&OG&4ML4&I
DU~
ORTAKARANIYOR
Ülke standartlannın çok üstünde + Dünya standartlannın zirvelerinde yanşmakta olan köklü bir
Eğitim Kurumu, daha büyük hamleler ve yatınmlar için vizyon sahibi ortaklar anyor.
Tel: 0 537 267 80 73
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Guzel Bir Hatta
Sonu fieçipdim
Çok güzel bir hafta sonu geçirdim, önceAnkara'da,
bir büyük buluşmada sonraTstanbul'da, televizyondan
Portekiz - Yunanistan finalini seyrederek. Ben eski
dostlarla bir araya gelmeye de, ateşli futbol maçian-
na da bayılınm.
Önce onur üyesi olarak katıldığım Ana Muhalefet
Partisi Kurultayı'ndaydım. 0 kadar az kişinin davetli
olduğu bir kurultaya çağnlı olmaktan gerçekten onur
duydum. 0 büyük buluşmanın böyle açık havada ve
pikniğe gider gibi bir güzel dağ eteğinde gerçekleşti-
rilmesi de hoş birfikirdi. Sıkıcı sporsalonlanndan son-
ra, bayağı nefes açıcı bir deneyimdi. Bu yaratıcı fikri
anlamayan kişilere ise yanıt liderden geldi: "Sizi hiç
memnun edemeyecek miyiz?"
Portekiz - Yunanistan maçını kuruftayın ertesi günü
Istanbul'datelevizyondan izledim. Yanımda birkaç ya-
kın dostum vardı. Eşimin yaptığı güzel deniz mahsul-
lü Pa'ella'dan sonra, sıra maçageldi. Ben şahsen kom-
şumuz Yunanistan'ı tutuyordum, hep mağdurtardan ve
zayıflardan yanayızdır ya! Vatandaşlanmızın herhalde
yüzde 80'i, maçı Portekiz'in alacağını sanıyordu. Hat-
ta bundan fazlasıyla emındiler. Biraz statükoculuk var-
dır halkımızda. Çünkü alışmışiardır. Nasıl olsa liderler
hep kazanır. Yanşmasalar da, duymasaJar da, dinle-
meseler de... Ama futbol siyaset gibi değildir. Güzel
sürprizlere açıktır. Hakem vardır. Eşit haklarvardır. Maç
süresi vardır Kurallar vardır. Maçîan yönetenler taraf
tutsalar bile, bunu çaktırmadan yaparlar. "Körkörpar-
mağım gözüne, ben sana gösteririm" diyen kimi kong-
re başkanlan gibi Hacivat - Karagöz sahnesine trajik
montajlaryapamazlar. Işte böyle bir ortamda Yunanis-
tan geldi, bıleğinin hakkıyla Portekiz'i de iki kere yen-
di ve bileğinin hakkıyla maçı ve kupayı aldı götürdü,
komşumuzda milyonlarca kişiyı' sokağa döktü. Biz de
hem "Helal olsun" dedik, hem de futbolun bu dürüst
ortamına şükrettik. UEFA, FIFA, futbol federasyonla-
n, merkez hakem kurullan, intemational board'lar, maç
başına sahanın her noktasına tanıklık eden 24 televiz-
yon kamerası, yani ne ararsanız var! Ali Baba'nın çrft-
liği değil futbol maçlan, harbi bir er meydanı.
Ankara'da Büyük Anadolu Oteli, oldukça güzel bir
işletme. Bir kere kocaman dev bir beyazımtırak bina.
Güvenlik çok sağlam. Bulunduklan alan jandarmaya
bağlı olduklan için, oteli de jandarma koruyordu. Işte
ben güvenli ortam diye buna derim. Oh ne güzel! İçin
rahat. Binlerce vataridaş gelmiş dayanmış otelin ka-
pısına. Her meslekten. Memur, doktor, öğrenci, tüc-
car, emekli öğretmen. Yani bir sürü "çapulcu". Düşü-
nün artık ülkemizin vardığı ileri noktayı. Jandarmamız
çok güzel bir şekilde oraya hatlar ve tel örgüler çeke-
rek o bölgede herkesi herkesten başanyla korudu.
Portekizlilerin bizden öğrenecek çok şeyi var. 0 müt-
hiş heyecanlı geçen frnalin son on dakikasında büyük
bir güvenlik skandalı yaşandı. Neydi o elinde bayrak,
mızrak gibi sahanın ortasından geçip gıden Barcelo-
na'lı çocuk! Aşk olsun durdurabilene. önde o, arka-
sında dokuz tane koruma. Hepsi deli gibi koşuyorlar.
Sonra onlaryakalayamadan çocuk Rgo'nun önünden
jet gibi geçerken üzerine zarif bir hareketle Barcelona
bayrağını bırakıverdi. Figo çaktırmadı hiç. Oralı olma-
dı. Anlamamış gibi yaptı. Durumu biliyorsunuz. Bar-
celona'lılar bir türlü hazmedemediler Figo'nun onlan
bırakıp ezeli rakipleri Real Madrid'e gitmesini. Yani Is-
panya iç hesaplaşma durumu. Herkesın öyle binleriy-
le düğümü atılmamış bir hesaplaşması vardır. Aile-
den, işten, oradan, buradan. Herkes "bir gün" bek-
ler. Herkesin uğradığı bir haksızlık, unutamadığı bir o-
lay, hazmedemediği bir büyük kâbus vardır. Herkes bi-
rileriyle bir gün hesaplaşmak üzere en azından bilin-
çaltına bir zarf atmıştır. Sonra bir gün sıra bunu uygu-
lamaya gelir... Kimi bunu zarif şekilde yapar. Sonradan
ağlara takılıp "gol" olan Ispanyol çocuk gibi. Kimi çıl-
dınr ve kendini tutamaz, seviyeyi sertleştirir. Mesela
ben 1980'de Paris'te bir kahve patronunun ve garson-
lannın ırkçı ve iğrenç saldınsına uğradım. Kahveyi Arap
ve Yahudi arkadaşlanmla basıp, patronu kansının
önünde doğduğuna pişman etmiştim. öyle atkı-şal
atmakla yetinmek falan nerede? Adam o kadar dama-
nma basmıştı ki o ban resmen "değiştirerek" çıkmış-
tık. Bu yıl sonu yayımlanacak otobiyografimde tüm de-
taylan okursunuz. Otuz yaşıma kadar geçen o "ilk" sü-
renin, 1957-1987 arasının tüm detaylannı içerecekbir
kitap. Hiç pişman olmadım Eylül 1980'de yaptığımız
o eylemden.
Uzun lafın kısası, güzel bir hafta sonu geçirdim. Tut-
tuğum dostumuz, komşumuz Yunanistan şampiyona-
yı kazandı. Ana muhalefet partisi lideri "güvenoyu" al-
dı, bütün sosyal demokratlar bu duruma sevindi. De-
mek ki haftaya mutlu ve keyifli sohbetlerie başlayaca-
ğız. En kötü günümüz böyle olsun.
E-mail: bedbay@tnn.net Faks.0212-227 34 65
1 2 3 4
BULJV1ACA SEDATYAŞAYAM
SOLDANSAĞA:
1/Güney
Amerikanın
tatlı sulannda
yaşayan çok 3
yırtıcı bir ba-
lık. 2/ Vücut-
4
taki AIDS vi- 5
rüsünü sapta- Q
makta kulla- j j
nilan test...
Yapma, etme. ^
3/ABD'libir 9
rock müzik
grubu... Beceriksiz,
güçsüz, görgüsüz
kimse. 4/Özen... "-
- Güler": Fotoğraf 3
sanatçunız. 5/Antal-
ya'nın bir ilçesi... 5
Utanılacak şey, ayıp. 6
6/ "Kara basma — 7
olur/Güzellerdenaz 8
olur" (Türkü)... Sev- 9
gi bağhlığı. 7/Eski Mısır'da güneş tannsı... Av-
rupa'da bir başkent. 8/Bir yerde oturma... Akun
şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı. 9/ Enine
boyuna, etrafljca.
YUKARTOAN AŞAĞIY4
1/Dış yüzey ya da kenar, çevre. 2/Mesaj... " —
Gündüz": Yazanmız. 3/lta)ya'da bir kent... Yüz
metrekare tutannda yüzey ölçüsü birimi. 4/ En-
der, seyrek... Kurallara uygun olan. 5/Kisa saplı
odunbaltası... Ileri sürülerek savunulan düşünce.
6/ Alan Parker tarafından fılme de aktanlan ünlü
birmüzikal. 7/Venü'nin bir operası... Hayvanla-
ra vurulan damga. 8/Uzun boyunlu ve kulpsuz kü-
çük rakı sürrJıisi. 9/Gemilerde oda... Bir renk.