21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6TEMMUZ2004SALI CUMHURİYET SAYFA JljJvUiM U l f j J . ekonomicgcumhuriyet.com.t 13 Büyüme rakamlanrun gerisinde, borçlanarak tüketim yapma alışkanlığrnın hızla artması yatıyor Borçlanarak yaşıyoruzHACER BOUCTOĞLU ANKARA - Ekonomıde geçen hafta içinde açıklanan büyüme ra- kamiannın gerisinde; borçlanarak tüketim yapma ahşkanlığınm hızla artması yer alıyor. Uzmanlar, bu rakamlann "nüfusun üçtebiıükbölümünün büyümedenya- rarianmadıgr gerçeğini ortaya koy- duğunu belırtiyor. Rakamlar, kamu- nun artık "yabnnı yapmakia" ugraş- madığuu da gösteriyor. Geçen hafta içinde açıklanan yüzde 12.4'lük büyüme rakamlanna yönelik Insanlar bankalardan borçlanarak tüketiyor. •* Büyümenin baş aktörü ithalat Kamu artık yatınmın yanından bile geçmiyor. •/Nüfüsun üçte biri büyümeden pay almıyor uzmanlann görüşleri özetle şöyle: • Tüketimin gerisinde borçlanma van Devlet Istatistik Enstitüsü tarafın- dan açıklanan rakamlara göre, özel tü- ketim harcamalanndaki büyüme yılın ilk 3 ayında yüzde 10 oldu. Uzmanlar bu rakamın gerisinde büyük ölçüde tü- ketici kredıleri ve kredi kartlannın bu- lunduğuna dikkat çekiyor. Bu talep patlamasının sonucu olarak; 2003 so- nunda 16 katnlyon lira olan tüketici kredisi ve kredi kartı büyüklüğü; 11 Haziran itibanyla 24.4 katnlyon lira- ya ulaştı. Talep artışında; otomotiv. be- yaz eşya gibi ertelenmiş ihtiyaçlann önemli bir yer tuttuğu belirtıliyor. • Nüfiısun üçtebiri bihümedenya- rarianmıyor: Büyüme, tanm sektörü- nün yanından bile geçmiyor. Geçen yıl yüzde 2.5 küçülen tanm sektörü, yılın ilk çeyreğinde de yüzde 7.5 da- raldı. Tanmdaki küçülmede, çiftçilik ve hayvancılıktaki yüzde 9'luk gerile- me etkili oldu. Tanmdaki küçülme, is- tıhdam açısından önemli bir yere sa- hip. Mevcut istihdamın yüzde 32.7'si tanm sektöründe çalışıyor. Yaşanan daralma nedeniyle, nüfusun üçte biri- ne yakın lasmı; ekonomide görüldü- ğü belirtilen büyümeden pay almıyor. • Kamu, yaünm yapmayı unuttu: Rakamlar, kamunun artık yatınm adı altında bir harcama kalemi olmadığı- nı da gösteriyor. Verilere göre. kamu- nun yatınm harcamalan yılın ilk 3 ayında yüzde 11.3 azaldı. • tthalat ana aktör: Büyüme ra- kamlannda, en büyük pay ithalatun. Sektörel bazda en yüksek büyümeyi yüzde 33.8'le ithalat vergileri gerçek- leştirdi. Yetkililer, ithalattaki büyüme- de Çin gibi ucuz ithalat olanağı sağla- yan ülkelerin ciddi bir payı olduğuna da dikkat çekiyor. Çin ve Uzakdoğu ülkelerinden yapılan ucuz ithalat; itha- lat rakamlannı arttınrken kayıt dışı ekonominin de kayit içine alınmasına katkı sağhyor. Yüzde 66'sı ikinci işte çalışıyor Oğretmenler haydiekişe!İstanbul Haber Servisi - Yoksulluk sınınnın 1 milyar 250 milyona da- yandığı Türkiye'de, aldıklan ücret "yaşamlannı sürdürmeye" zoraki ye- ten oğretmenler için "ekiş" kaçınıl- maz hale geldi. Eğitim ve Bilim Emekçıleri Sendi- kası'nın (Eğitim-Sen) yaptığı bir araştjrmaya göre öğretmenlerin yüz- de 66'sı ek iş yapıyor. Ekonomik so- runlann yaşama şanslarını ortadan kaldırdığını belirten oğretmenler, "Yapüğımız iş, insan yetiştirmek ve işinıizin ciddiyetiyabuzcaöğrencileri- mizi düşünmemizi gerektiriyor. Ama düşündiiğümüz en önemli şey 'geçi- nebılmek" dediler. Masraf çok para yok.. Özellikle büyükşehırlerde yaşayan öğretmenlerin aldıklan ortalama 700 milyon liradan kira, ulaşım, eğitim, gıda, sağlık gibi zorunlu harcamalar düşüldüğünde geriye para kalmadığı gibi gereksınimler de bitmiyor. Eğitün-öğretim sezonunu tamam- layan oğretmenler, yaz tatillerini adı- na uygun şekilde dinlenerek değil, çahşarak geçiriyor. Kamu çalışanı olarak adlan ve okullannm yazılmasını istemeyen oğretmenler genellikle "tekstil, eğ- lence ve turizm sektörierinde çahşa- rak ve özel ders vererek" geçım sıkın- tılannı azaltmaya çalışıyorlar. Oğretmenler, "Derse girdiğimizde ekonomik sıkıntılanmızdan sıynla- mryoruz. doiayısıyia da öğrenciye oian ilgnniz azabyor. Var olan strese bir de öğrencilerin sonımluluğu eklenince verimlilik en alt düzeye iıuyor" diye konuştular. Oğretmenler, bilimsel ve entelek- tüel anlamda gelişime ihtiyaçlannın olduğunu belırterek. sosyal etkinlik- lerin ücretlerinın yüksekliği nedeniy- le bu tür etkınliklere yönelmelerinin engellendığini anlattılar. Eğitim-Sen 8 No'lu Şube Başkanı Mustafa Turgut öğretmenlerin tatil- lerde çalışmalannı onaylamadıklan- nı, hükümetin bu konuda Eğitim-Sen ile birlikte çahşarak sorunun gideril- mesi gerektiğini söyledi. Turgut, öğretmenleri kademelere ayıran yasayı da eleştirdi. Maaşlar Kore'de bile daha yüksek Ülke Türfciy» Isvıçre Japonya Kore Yeni Zellanda Danimarka Ispanya Belçıka Tayiand Lübnan Filipinler Uruguay Endonezya Kaynak. Kamu-Sen Türkiye 'cteto maaşlar 2002 'nın btle gen&nde... Maaş (yıllık/ USD) 5.440 (2004) 42.724 (2002) 41.201 39.921 32.260 31.000 _J 29.590 28.496 15.759 15.233 Yasa değişiyor Hükümet ihalelere göz dikti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP iktıdan, eski hükümet döne- minde ihalelerdeki usulsüzlükleri ön- lemek üzere çıkanlan Kamu Ihale Yasasfnı değiştiriyor. Yatınmlann geciktiği gerekçesiyle yeni düzenle- me yapmaya hazırlanan hükümet, es- ki sisteme paralel değişiklikler öngö- rüyor. Başbakan Vardımcısı Mehmet AJi Şahin, "Yap .ak degişiklik üe 2005 yıhnda yaönmlan hrdandırmayı hedeffiyoruz" dedi. Bakanlar Kurulu, dün Başbakan Tayyip Erdoğan baş- kanlığında yaklaşık 5 saat süren bir toplantı yaptı. Toplantıda; Aile He- kimliği Pilot Uygulaması Hakkındaki Yasa Tasansı, Tanm Sigortalan Yasa Tasansı ile Sinema Filmlerinin De- ğerlendirilmesi ve Sınıflandınlmasıy- la Desteklenmesi Hakkında Yasa ta- sanlannın TBMM'ye sevki kararlaş- tınldı. Kurulda görüşülen en önemli yasalardan biri Kamu îhale Yasası ol- du. Erdoğan. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı KemaJ l nakıtan ile Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Zeld Ergezen'in birçalışma yapmasuıı istedi. AKP ik- tidannın. herhangi bir usulsüzlük id- diası durumunda tüm sürecin Kamu Ihale Kurumu'nun denetiminden geçmesini öngören yasanın ilgili maddelerini değiştirmeyi amaçladığı belırtildi. Başbakan Yardımcısı Şahin ise yapacaklan düzenlemede, şeffaf- lık ilkesinden asla ödün vermeyecek- enni, 2005 yıhnda tüm yatınmlan ıızlandıracaklannı söyledi. Sık sık ekonomik durgunJuk vaşanan Türkiye'de, işçi pazarianodaki tabto ne ywak ki degişmh-or. (Fotoğraf:ARŞtV) Yüzde 12.4'lük büyüme işsizliği önlemeyeyetmedi İşsizlik parası alanlar arttı Ekononü Senisi - Ekonomıdeki yüksek oranlı büyümenin istihdama yansımadığına ilişkin eleştırileri, iş- sizlik Sigortası Fonu tarafindan iş- sizlik ödeneği ödenen işsizlerin sa- yısındakı gelişmeler de doğruladı. Fon'un verilerine göre ekonomide yaşanan yüzde 12.4'lük büyümeye rağmen, işsizlik ödeneği aianlann sa- yısı bu yılın ilk yansında yüzde 33.6 artış kaydettı. Arahk 2003 'te 52 bin 965 olan işsizlik ödeneği aianla- nn sayısı yılın ilk altı ayında, sürek- li artarak haziran sonunda 70 bin 739'a kadar yükseldi. Bu. fonun ödemelere ilk defa başladığı Mart 2002 den bu yanaki en yüksek ışsiz sayısına ışaret ediyor. işsizlik Sigortası Fonu geçen yıl aralık ayında 52 bin 965 işsize top- lam 10.6 trilyon hralık ödeme yap- mıştı. Bu yıl ocakta 56 bin 145 kişi- ye 12.8 trilyon, şubatta 64 bin 579 kişiye 15.3 trilyon, martta 66.6 bin KJeçen yıl 53 bin 965 kişi işsizlik ödeneği ahrken bu yıl ekonomıdeki yüzde 12.4'lük büyümeye karşın ödenek aianlann sayısı 70 bin 739'ayükseldL kişiye 15 trilyon, nisanda 68 bin 345 kişiye 15.8 trilyon, mayısta 70 bin 13 kişiye 16.6 trilyon lira ödeme yapıl- dı. Bu yılın ilk altı ayında işsizlere yapılan toplam ödeme 92.4 trilyon lira oldu. işsizlik ödeneği, son üç yıl içerisinde son 120 günü sürekli ça- lışmış olması koşuluyla, kendi istek ve kusuru olmadan işini kaybetmiş olanlardan, 600 gün çalışmış sigor- tahlara 180 gün. 900 gün çalışmış si- gortalılara 240 gün ve 1080 gün ça- lışmış olanlara da 300 gün sü- reyle ödeniyor. Öte yandan, ilk fiili prim tahsilatuıa Temmuz 2000'de başlayan Fon'nun toplam varlığı dört yılda 11 katnl- yon 114 trilyon lira olarak gerçekleşti. Işçi ve işverenlerce bugüne kadar 3.5 katrilyon lira prim ödemesi ve 1.2 katnlyonluk devlet katkısı yapı- lan Fon, 6.7 katrilyon liralık fak ge- liri elde etti. Fon'un giderleri ise 322.2 trilyon liradakaldı. Federasyon çatısı altında toplanan sektörel dernekler işbirliğinde iddialı İş dünyasına taze kan• SEDEFED'in ilk genel kurulunda, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun kurucu üyesi olması için çalışmalara başlaması kararlaştınldı. Ekonomi Servisi - 2000 yılı sonunda 9 sektörel dernek ve TÜSlAD tarafindan ku- rulan Sektörel Dernekler Platformu, fede- rasyon kimliğini aldıktan sonra ilk icraatı- na başladı. îlk genel kurulunu dün îstanbul'da ger- çekleştiren Sektörel Dernekler Federasyo- nu'nun (SEDEFED), Türk Girişim ve Iş Dünyası Konfederasyonu'nun kurucu üye- si olması için çalışmalara başlaması karar- laştınldı. SEDEFED, uluslararası sektörel entegrasyonu sağlamak, Avrupa Birliği mü- zakere sürecine sektörel temelde katkı sağ- lamak amacıyla oluşturulan bir federasyon. Federasyonun kurucu üyeleri, Demir-Çe- lik Üreticileri Denıeği, Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği, Türk Sa- nayicileri ve Işadamlan Derneği, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği, Türkiye tlaç Sanayi Derneği, Türkiye Kimya Sana- yicileri Derneği. Türkiye Müteahhitler Bir- liği, Türkiye Turizm Yatınmcılan Derneği, Uluslararası Nakliyeciler Derneği, Ulusla- rarası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üre- tenler Derneği. Üye sayısı ise 41. SEDEFED Kurucu Başkanı GüngörKeş- çl Türkiye'nin AB fonlanndan 18 milyar Euro'luk pay alması için çalışmalar yapfık- lannı söyledi. Keşçi, Türkiye'nin AB fon- lanndan çok az yararlanabildığıne işaret ederek bu fonlann özellikle sosyal yapının iyileştirilmesıni sağlayacak ve istihdam ya- ratacak projeler için verildiğini kaydetri. Keşçi, Ar-Ge Merkezi kurulması ve gıda la- boratuvan oluşturulması için projeler hazır- landığınıi>elirtti. Boğaz Tüp Geççi'niii ikinci etabını Avrupa Yaünm Bankası'run fuıanse edeceği açıklandL (AA) Raylı sisteme AB desteği İstanbul Haber Servisi - Ulaşım alamndaki sonınlann karşılıklı görüş alışverişi ile çözülmesi amacıyla Dünya Ulaştırma Araştırmalan Konferansı Derneği'nce (WCTRS) düzenlenen "10. Dünya Ulaştırma Araşönnalan Konferansı" dün başladı. Çağımızın ulaşım modelinin, raylı sistem ve buna bağlı ulaşım modlannın kullanılması olduğunu söyleyen Ulaştırma Bakanı Binati Yıldınm, rayh sisteme yönelik projelerin sadece ulusal kaynaklarla finanse edilemeyeceğine, AB'nin bu konuyla ilgili 2020 yılına kadar bir eylem planı hazırladığına işaret etti. YıJdınm, Türkiye'de bu doğrultudaki bazı projelerin finanse edilmesi konusunda Ulaştırma Bakanlığı nezdinde çalışmalar yürütüldüğünü ve Boğaz Tüp Geçişi'nin ikinci etabının A\Tupa Yatınm Bankası tarafindan finanse edileceğini ifade etti. Gemi ve liman güvenlik kodu olan ISPS kodu uygulaması kapsamında şu ana kadar gemi ve liman tesislerinin yüzde 98'inin değerlendirilmesinin tamamlandığını, yüzde 57'sinin belge aldığım belirten Yıldınm, 10 gün içinde de hepsinin belgelendirileceğini bildirdi. Yılduım, Sabiha Gökçen Havaalanı 'nda kargo ve tarifesiz charter uçuşlanna daha fazla yer verilmesi konusunda Milli Savunma Bakanlığı ile mutabakata vanldığını söyledi. İŞÇÎNİNEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER ABD mi,AB mi? AKP, Erdoğan Hükümeti iktidannı destekleyen kutsal ittifakçılar, son günlerde ABD-AB'nin çıkar- lannın çatıştığı, ekonomik, siyasal, askeri strateji yollannın aynldığı noktalarda hangi tarafı tutacak- lan konusunda ciddi şaşkınlıklaryaşamaktalar. NA- TO zirvesi, AİHM karan üzerine yazılanlar, savunu- lanlarda örneğin biri ak derken diğeri kara diyor. Sermaye örgütlerinin sözcüleri, marka olmuş isimleri, medya yıldızlannın Başbakan Erdoğan ve AKP iktidannın her yaptığını alkışlayabildikle- ri günler hızla geride kalıyor. Türkiye'de bir ikti- dann en ateşli AB lobicisi olarak pazarlanıp en profesyonel ABD'ci olarak icraat yapabilmesi gü- nümüz karmaşık çıkar ilişkileri içinde öyle kolay olabilecek bir iş değil. Hele de Türkiye'nin kimli- ği, çıkariarını tümden yok sayarak. Dış politika- nın en zorlu dengeleri öngördüğü birsüreçte, uz- manlığın, yıllann deneyim ve birikimini bir yana atarak olupbitene sadece ve sadece Başbakan Erdoğan ve AKP iktidarı gözlükleri, uyanık tüc- carkültürü, ucuz, günlük iktidarhesaplan içinde- ki.. yaklaşımlan giderek daha fazla sırıtıyor. AB'ciliği, insan haklan, demokrasi ilkelerini, Tür- kiye'ye özgü koşullarda askerin gücünü kırmak, si- yasal Islama yol açmak, iktidara yerfeşme aracı ola- rak kullanabilmenin sınırlan varelbette. Kokusu çok çabuk çıkıyor. AKP iktidannı AB'nin yolunu açma- da araç olarak görmek isteyen büyük sermaye, li- beraller Erdoğan Hükümeti'nin gerçek amaçlan ile yüz yüze geldikçe kıvranmaya başladılar. AHİM ka- ran, YÖK Yasası, Erdoğan Hükümeti'nin imam ha- tiplervetürban projelerinin boyutları turnusol kâğı- dı işlevi ile ayrımlan getirdi. Bizim liberaller, uzun dönemde, iktidar icraatlan- nın bütününde Erdoğan Hükümeti'nin Türkiye'yi gerçekteAB'den uzaklaştırmakta olduğu gerçeği ile yüzyüzeler... ABD'nin bile değil, Bush iktidannda simgefeşmiş, ABD'nin bugünkü uzun dönemde çark edileceği tartışılmaz, şahinler kanadının acımasız saldırgan, silahlı işgal, insan haklannı yok sayan politikalan- nın maşası Türk iktidan politikalan ile nereye kadar gidilebilirki?.. Erdoğan Hükümeti'nin kendi iktidar sıkışıklığı, ge- reksinmeleri ile sadece ülke çıkarlanmız çatışmıyor, liberallerin çıkarlan ile de aynşma büyüyor.. örneğin bizim büyük medya, sermaye, Kıbns'ta "ver kurtulda" ya da AB uğruna özgüriükler baha- ne, siyasal Islama, hertüraynmcılığa yolun açılma- sında bir sakınca görmüyortardı. Ancak Kıbns'ın, dün gelen ABD kaynaklı taze haberlere göre, bo- yutlannın sınırı olmayan ödünlerinin AB yolunu aç- mada işlevi olamayacağı çoktan ortaya çıktı. Kıb- ns'ta ödünsüz politika olumsuz gerekçe yapılacak- tı şüphesiz, fakat ödünlerin getirisi de yok. Siyasal Islama ilişkin AB'deki gelişmeler ise çok başka bir noktada. AB bütünü, üyesi ülkeler içinde bir güç, tehdit oluşturmadığı sürece, tıpkı ABD'de olduğu üzere, ırklar ve dinler üzerine ayrımcılıklaria oynamak çok geçerli bir strateji idi. Zengin kuzey, büyük serma- ye tekellerinin çıkar odaklaşmasının yönlendirme- sinde, ırklar ve dinler aynmcılığı temelinde savaş- lar sürecini nasılsa tarihe gömdü. Yoksul güneyin parçalanması politikalannda kullanılabilirdi. Ancak göçler AB içindeki yapıyı değiştirince, siyasal Islam AB içinde tehdit oluşturmaya başlayınca işin rengi değişti. AB ülkeleri günümüzde sınırfannın zorian- masında bugüne kadar bir sakınca görmedikleri demokrasinin laiklik ilkesini, trtizlikle gündemlerine aldılar. AİHM'nin Türkiye kaynaklı türban davasın- daki karan AB'deki çok boyutlu yeni gelişmelerin sadece bir örneği. AB içindeki yapısal değişimi yakından izleyen ak- lı başında her insan, AKP iktidannın politikalannın bütününün YÖK Yasası değişikliğinden türbana uzanan geniş açıda, Türtoye'yi AB ortaklık üyeliğin- den hızla uzaklaştırmakta olduğu gerçeğini görmek durumundalar. Ancak günümüzde ABD hâlâ dünyanın en büyük askeri, siyasal, ekonomik, saldırgan gücü olarak, kendi toplumunu Büyük Amerika üst kimliğinde birieştirdikten sonra, insan haklan, demokrasi, la- iklik ilkeleri üzerindeki oyunda özgürleşme ile ay- nmcılık smırfannda oynamayı sürdürebilir. ABD ve Bush, BOP'un aracı olarak Türkiye'de ılımlı Islam, Irak'ta hem ırk hem de mezhep ayrımı kartlanna, Kürdistan, Şiiler, Araplar yelpazesinde federasyon modeline sanlmakta hiçbir sakınca görmeyebilir. Erdoğan Hükümeti iktidan ile; en ateşli AB'ci, gerçekte katıksız Bush iktidannda simgeleşmiş, şa- hinler kanadından, saldırgan ABD'ci, ikisine birden oynayabilmenin günleri bitti. überallerie siyasal Is- lamcılar arasında son günlerdeki ufaktan ufaktan başlayan tartışmalann nedeni de bu. [email protected] ', iç piyasaya ymekl • ZONGULDAK (AA) - Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalan (ERDEMİR), sanayicilerin ihtiyacını karşılamak amacıyla, ihracatmı sınırlandırarak üretimin yüzde 95'ini iç piyasaya yönlendirdi. ERDEMÎR Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, dünya demir-çelik sektöründe özellikle son iki yılda yaşanan gelişmeler ve Türk demir-çelik sektöründeki yapısal dengesizliğin ülke sanayisi üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmenin amaçlandığı belirtildi. Ar-Ge'de üniversrte-sanayi işbirüği • IZMİT (AA) - Ford Otosan ile Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi, Ar-Ge konulannda işbirliği yapmak üzere protokol imzaladı. Ford Otosan Genel Müdürü Turgay Durak, Türkiye'de yerli otomobil üretiminin 1.5 milyon adede çıkmasının asıl hedefleri olduğunu belirterek "Bunun için en az 4 milyar dolar yatınm gerekiyor. Yerli ve yabancı sermayedarlar yatınm teşviklerinin çıkmasını bekliyor. Ama maalesef kanun tasansında bu madde yok" dedi. Kocaeli Üniversitesi ile imzaladıklan protokol hakkında da bilgi veren Durak, "Ar-Ge çahşmalanna yeteri kadar önem vermeyen sektörler, gelecekte üretim konusunda büyük sıkıntılar yaşayacak. Başannın yolu, Ar-Ge'den geçiyor. Otomotiv sektörünün, üniversitelerle yapacağı işbirliğiyle daha da güçlü olacağına inanıyoruz" dedi. _ j
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle