23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6TEMMUZ 2004 SALI 14 JvLJJ-jl U İ V kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN Delfî'denizlenimler...Avrupa Kültür Merkezi Delfi ta- rafuıdan düzenlenen XIL Uluslara- rasıAntikYunanTryatrosuBuluşma- s 25 Haziran-2 Temmuz 2004 tanh- leri arasında yapıldı. Doğumunun (ÎÖ 497/6) 2500. yılı olması nedeniy- le bu yılın teması 'Sofokles'ti. Antik Delfi Stadyumu'nda Kuzey Yuna- nistan Devlet Tiyatrosu 'Traldsh'Ka- dınlar'ı, Attıs Tiyatrosu 'Ajas'ı. Stu- dio Oyunculan 'Oidipus Sürgün- de'yi, Meyerhold Merkezı 'Phflok- tetes'i, Japon Ku Na Uka Tiyatrosu 'Antigone'yi, Stoa Tiyatrosu ise Ma- nos Pontikas'ın yazdığı 'Laios'un Katiö ve Kargalar'ı oynadılar. Ya- punlann hepsi Delfi'de ilk kez sah- neleniyordu. Kültür Merkezi'nde yer alan küçük açık hava sahnesi de Ame- rika ve Ingiltere'den Oasis ve Watts adlı küçük deneysel gruplara mekân oluşturdu. Yine aynı sahnede Me- yerhold Merkezi son sınıf ve yüksek İisans öğrencileri ileprofesyonel sa- natçılann birlikte sunduklan 'Oidi- pus' başlıklı atölye-performansta So- fokles'in antik metni ile Beckett'in absürd dramaturgisini buluşturmak amaçlanıyor ve biomekanik egzersiz- ler antik masklarla yapılarak farklı biçemler arasında köprü kuruluyor- du... Alesei Levinsky, Thedoros Ter- zopouJos ve Şahika Tekand'ın atöl- yeleri tiyatro öğrencilerinin yoğun bir biçimde katıldıklan çalışmalar- dı. Yorumlar, tartıgmalar Benim de 'TürkTîyatrosunda So- foldes Yorumlan' başlıklı konuşmay- la yer aldığım Sempozyum Bölümü (her sabah saat 9.30 ile 14.00 arasın- da iki ayn seans olarak gerçekleştı- rildi) Antik Tiyatrolar Buluşması'nı bilgi alışverişi anlamında zenginleş- tiriyordu kuşkusuz. Türk tiyatrosu- na maalesef oldukça yabancı bir aka- demisyen ve sanatçı kesimine bir yandan sahne üzerinde etkileyici bir Sofokles yorumu daha sunmak, öte yandan Ege'nin bu kıyısında neler yaptığımızı, nerede durduğumuzu görsel malzemeyle de destekli bir biçimde dile getirmek elbette kı olum- lu yankılannı bulacaktı ve buldu da... Avrupa Kültür Merkezi Delfi'nin Yöneticisi Prof. Dr. Vassiüs Karas- mants'in ve Yönetim Kurulu Başka- nı Prof. Dr. HeleneAhrwefler'in yap- tığı anlamlı konuşmalarla başlayan Janat, tanıtım, pazarlama yan yana yürümek/ yürütülmek zorunda. Bu alana yeterince kaynak yaratmak, kapılan ardına kadar açmak, dışanlara taşmak kaçınılmaz... Kültür ve sanata yapılacak her yatınm hangi ülkeye geldiklerinin bile bilincinde olmayan kitlelere üç kuruşa denizlerimizi ve kumsallanmızı pazarlamaktan çok daha etkili olacaktır. fotoğraf: ELINA YUNANLI Sempozyum, bilgi alışverişinin, aka- demık tarhşmalann dışmda zaman za- man hararet oranı artan eski-yeni tar- tışmalanna da zemin oluşturuyordu. Çünkü, tiyatro sanatına ısrarla at göz- lüklerini çıkartmadan bakanlarla ve 'tutucu' Sofoklesçilerle bu büyük ustaya onun merinlerinde yatan ener- jiyi yitirmeden, temel anlamlan as- la hırpalamadan bugünün pencere- sinden bakmayı yeğleyen tiyatrocu- lar arasında çekişmeler yaşanıyor- du. Ilginç olan, Antik Stadyum'da yer alan oyunlann tümünün Sofok- les metinleriyle hesaplaşırken genel geçer çizginin dışına taşan özellik- ler taşımalanydı. Yönetmen VTktor Anfittis'in 'TrakisliKadııılar'ı. The- odoros Terzopoulos'un son derece- de çarpıcı 'Ajax'ı, iki yıl önce oldu- ğu gibi bu yıl da büyük alkış alan Şa- hıka Tekand'ın 'OidipusSürgünde'sı ve Valeri Fokiıı gibi bir ustayla çalı- şan 29 yaşmdaki genç Rus yönet- men Nikolai Roschin'in rock-opera tarzında yorumladığı 'Philoktetes'i yerleşik formlan kıran çalışmalar- dı. tzleme olanağı bulamadığım, yi- ne genç bir yönetmen olan Satoshi Miyagi'nin 'Antigone' ve Yannis Anastassakis'in 'Laios'un KatiB ve Kargalar' yorumlannın da aynı özel- likleri taşıdığını düşünüyorum. Yulclo Nlnagawa ve... Miyagi ve Anastassakis'i izleyeme- dim; çünkü Atina'da Herodos Atti- cus Tiyatrosu'nda New York'tan Londra'va bütün sanat merkezlerini dolaşan ünlü Japon yönetmen Yu- kio Ninagawa'nın 'Oedipus'unu ız- lemek için Delfi den erken aynldım. Beyaz ipek giysıler, kırmızı ve siyah renkler içinde göz boyayan bir 'Oi- dipus'tu Ninagawa'nın yorumu... Oldukça eskimiş ama görkemli bir yorum... Ama yine de aklım Nina- gawa'da takıldı kaldı. Onun 'TTtus Andronikus', 'PerikJes' ve 'Modern Noh Oyunlan'nı (Mishima) görmek gerektiğını düşünüyorum. Shakes- peareyorumlanyla Ingilizleri büyü- İeyen bir yönetmen... Evet, Akro- pol'ün dibinde Herod Atticus'un taş merdivenlerinde otururken hep böy- lesıne büyüleyici bir mekânda 'Oi- dipus Nerede?' ve'veya 'Okfipus Sûr- günde'nin yorumuyla, güçlü korosuy- la ne denli etkileyici olabileceğini düşündüm... Bu etkiyi Delfi'de ko- ronun dağlardan yankılanan sesle- riyle yaşadık... Bir kez daha anla- dım ki sanat ve tanıtım yan yana yü- rümek'yürütülmek zorunda. Bu ala- na para dökmek kaçınılmaz. tnanı- yorum ki kültür ve sanata yapılacak her yatınm üç kuruşa denizi ve kum- sallan pazarlayarak charter seferle- riyle güzelliklen bozan dev gibi otel- lere, tatil köylerine hangi ülkeye gel- dikJennin bıle bilincinde olmayan sözde furistlen yığmaktan çok daha etkili olacaktır. Okumalar. tanışmalar Yine Delfi"ye dönecek olursam; sempozyuma karılan konuşmacılar arasında en ılgı çeken isimlerden bı- ri kuşkusuz Seamus Heaney (1995 Nobel Edebiyat Ödülü) oldu. Heany. çocukluğundan başlayarak 'Antigo- ne' tragedyası ile yollanrun nasıl ke- siştiğini anlatırken her ettiği sözün altında yatan güçlü politik gönder- melerin altını mizahla çiziyordu. Yine 'Antigone'den dizeleri adeta oyunculuk yaptığı günlere geri dö- nerek büyük bir coşkuyla yorumla- yan Yuri Lyubimov, şair ve oyun ya- zan Tony Harrison, Meyerhold Mer- kezi ve Aleksandrinsky Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni tatlı-sert Valeri Fo- Idn ve de 'Oidipus-AnüOıdipus' ad- lı oyunundan okuduğu bölümlerle dinleyenleri adeta büyüleyen Geor- ge Veltsos bu yıl gerçekleştirilen bu- luşmanın konferanslar ve tiyatral okumalar bağlamında öne çıkan isim- leriydı kanımca. Hemen belirtmeli- yim, Jacques Derridanın kitabının önsözünde 'Bir Maestro ve \Iimar' olarak tanımladığı Veltsos'un ve de Seamus Heaney'nin 'Oidipus Sür- günde'yi çok begenmeleri bizler içın ayn bir hoşluktu... Bu arada, Avrupa Kültür Merkezi Delfi'nin başkanı Prof. Dr. Hekne AhrweDer (Sorbonne ve Avrupa Üni- versıtesı) ise gösterimin ertesi günü yapılan tartışma bölümünde Şahika Tekanda, "Anögone'yi nasılyorum- layacağınızı merakla bekliyonım. Bu üçlemevi tanıamladıktan sonra lüt- fen Shakespeare'in dünyasına girin. Sizden bir 'Hamlet' yorumu izlemek isterim" diyordu. Kitaplannda Türk- lerle yıldızı pek banşık olmayan Ahr- vveiler Tekand'ı ayakta alkışİayanlar- dan birivdi. CAZ FESTlVALÎ BAŞLIYOR Istanbul muzıge doyacakKüitür Senisi - Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca (ÎKSV) düzenlenen "11. İstanbul LlusJararası Caz FesnvaK" yann başhyor. 18 Temmuz'a kadar sürecek festivalin açıhşı her yıl olduğu gibi New Orleans cazının dinamik temsilcileri gezici New Orleans Bandosu "New Birth Bras BamTin sokak konseriyle başlayacak. Konseryann saat 18.00'de îstiklal Caddesi'nde gerçekleştirilecek. Topluluk festival kapsamında aynca Nişantaşı ve Büyükadada'da da iki konser \erecek. _ Festivalin bu yılkı 'Yaşambo\u Başan Odülü', TRT tstanbul Hafıf Müzik ve Caz Orkestrası kuruculanndan Süheyl Denizci'ye verilecek. Bu yıl 33 topluluk ile 200'ün üzerinde yerli ve yabancı müzisyeni ağırlayacak olan festivalde flamenko gitann tanınmış isimlerinden Paco De Luda, son albümü 'Cositas Buenas'm turnesi kapsamında festivale katılacak. Vurmalı çalgılar ustası Burhan Oçal da sanatçıya eşlik edecek. Festivalin kuşkusuz en önemli isimlerinden biri de 11 yıllık bir aradan sonra Istanbul'a gelecek olan, özgürlük ve insan haklan için yazılan şarkılann vazgeçilmez seslerinden Joan Baez. 'Don't VVbrrj' Be Happy' şarlasıyla dünyaca tanınan Bobby McFerrin, A Capefla korosu Voicestra'yla sahneye çıkacak. Cazın yaşayan en büyük ustalanndan basçı, besteci, grup lideri Chaıüe Haden, piyanist Aşkın Arsunan, ünlü rock grubu Radiohead'dan parçalar yorumlayacak olan piyanist Christopher O'Riley; Meral Güneyman, modern caz gitann üç büyüklerinden John Scofield; Portekiz fado müziğinin ünlü ismi Amaüa Rodrigues. caz ve elektronik müzik öğeleri taşıyan muziğiyle Brezilyalı CibeDe; Ispanyol oyuncu, şarkıcı Monica MoDina listedeki diğer bazı isimler. (www.istfest.org/caz/- 0 212 334 07 00) 'Umut Sanat Belgesel Filmler Şenliği' 23 Temmuz'da başhyor Dünya sinemasından örneklerKültür Servisi - Dünya sine- masının seçkin örneklerini ülke- miz seyircisiyle buluşturan ve bagımsız filmlere verdiği des- tekle tanınan Umut Sanat; 23 Temmuz - 29 Temmuz tarihleri arasında 'I. Umut SanatBelgesel FibnlerŞenliği'ni düzenliyor. Ülkemizde belgesel sinema filmlerinin izlenmesinin daha da • Ülkemizde belgesel sinemafilmlerininizlenmesinin daha da yaygınlaşması amacıyla düzenlenen etkinlikte Stone'un 'Comandante', Moore'un 'Benim Cici Silahım' ve Perrin'in 'Kuşlar: Kanatlı Uygarlık' adlı filmleri gösterilecek. yaygınlaşması ve benimsenme- si amacıyla Izmit, Bolu, Konya ve Safranbolu'daki Umut Sanat Sinemalan'nda gerçekleştirile- cek olan etkinlikte yönetmenli- ğiniOfivo-Stone'un 'Comandan- te', yönetmen MkhaelMoore'un 'Benim Cici Silahım' ve yönet- men Jacques Perrin'in 'Kuşlar: Kanatlı Uygarhk' adlı filmleri GemJler, korsanlar, lıaydııthu... Kültür Servisi - 19. yüzyıl başlannda, Akdeniz sulannda korsanlık artık görkem- li devrini geride bırakmış, son nefesini ve- rirken bir din adamı, eline düstüğu Türk kor- sana neden dinin yasakladıgı bu işi yaptı- ğını sorar: "Denizin töresindendir'' olur yanıtı Türk korsanın. Toplumsal Tarih dergisi temmuz Sayısın- da 'Gemiler, Korsanlar, HaydutJar' adlı dosya konusuyla okuyuculannı denizde biryolculuğaçıkanyor. Eski dünyanınpay- laşım biçimlerinden biri olan deniz savaşlannı, tersa- neleri, korsanlann tarihsel serüvenini konu alan yazı lanyla dergi, yine oldukça renkli bir konu- yu irdeliyor. Dosya Gürkan Ergin'in antik çağda standart savaş gemisi olarak göre\ ya- pan 'THreme'nin tanhteki serüvenini konu alan 'Antikçağın Destroyeri Trireme' baş- lıklı çalışmasıyla açıhyor. Dergide konuy- la ılgılı olarak Ibrahim Başak. tdris Bos- tan, Miguel Angel de Bunes Ibarra. Özlem Kumrular. Başar Selçuk, Mehmet Beşik- çj'nin yazılan da yer alıyor. Aynca Jean Bot- tero eski Babil'deki aşklan dıllendirirken Mehmet Ö. Alkan, 1961 Anayasası başlüdı yazısında Şemsi BelH'nin şiirlerine de yer veriyor. izleyiciyle buluşacak. Tüm dünyada olduğu kadar ül- kemizde de izleyen seyircilerin büyük beğenisini kazanan bu üç belgesel, bu yıl düzenlenen etkin- likte özel indirimli fiyatlarla gös- terilecek. Kendi sinemalannda yılda yak- laşık 750 bin sinemaseveri. sine- ma sanatının seçkin örnekleriyle buluşturan Umut Sanat, gelecek yıllarda şenli- ği, ulusal belgesel si- nema örneklerine de yer vererek daha kapsamlı bir hale getirecek. Buyıl 'CannesFüm FestivaH'inde, 'AltmPai- miyeOdülü' alan ve fes- tival tanhınde bu ödüle değergörülen 3. belge- sel sinema filmi olan, Michael Moore'un 1)/11 Fahrenheit' adlı filmi- ni de Umut Sanat, önü- müzdeki sinema sezo- nunda sinemaseverler- le buluşturacak. YAZI ODASI SELİM İLERİ Sezai'nin Değeri (4) Masallanmızda ve halk hikâyelerimizde güzellik, aynı zamanda iyiliğin simgesidir. Ama Behçet Bey'in yakışıklılığı, yalnızca ölüme, öldürüme gebedir. ince çözümleyişlerle yüklü olan "Düğün" hikâyesi, çok düzlemli bir yapıyla, dönemin yaşantısının var ettiği toplumsal psikolojiyi yansrtır. Behçet Bey konak sahibidir; fakat maddi olanaklannı yrtirmeküzeredir. Dilsitan, bu konakta dünyayı algılamaktan yoksun bırakılmış bir cariyedir. Gelin hanım, maddî olanaklarının aracılığıyla, fizik çirkinliğin örtbas edilebileceğini sezdirir. Artık bir alışveriş, alımsatım dünyasına geçilmektedir. Her şey satılığa çıkartılabilir, her şey satın alınabilir. O eski konağa dış dünyadan kişiler de sızmaya başlamıştır. Behçet Bey'in unuttuğu eski aşk Dilsitan'ın hastalığına, 'hekim', "isterisizim"^tanısını koyuverir. Verem ve hayat, genç kızın ölümüyte düğün nasıl da iç içedir! Bu uzunöykü bize, geçilmekte olunan yeni toplumsal düzenin bütün ipuçlannı açıkça gösterir. Sezai, toplumda hemen hiç kavranamamış iç güzelliğine "Pandomima"dadayerverir. "Meşhur Paskal" ne kadar çirkindir; Eftalya ise alabildiğine güzel. Ve Eftalya, Paskal'ın derin tutkusuna sonsuz birsoğukluk, ürkünç biracımasızlık içinde kayrtsız kalacaktır. Sezai, edebiyatında hep acıma duygusunu öne çıkararak, yazmsal bildirisini bu yönde odaklandınr. Paskal'ın bir pandomima sanatçısı oluşunda, dışla iç'in, dışa vurulanla içe atılanın, kısacası, söylenenle söylenemeyenin karşı karşıya getirilmesini sağlar. Güzel Eftalya'nın pandomimacı için düşüncelefi, benzetmeleri, o acımasız sözler, yüksek sesle söylenmektedir. Paskal bir köpeği, bir maymunu andırmaktadır... Fakat bu dış görünümdür. Paskal'a gelince, Eftalya'nın kendisine aşağılayarak savurduğu çiçekleri, evinin en yüksek bir köşesinde saklar... Sergüzeşt yazanndaki acıma duygusu, Namık Kemal'de yine kendisinin saptadığı "cihangirtik" tarafından sıyrılır, bireyselleşir, ıçe kapanır. Namık Kemal, bağlanndan kopamadığı gelenek sebebiyle, Osmanlı-Türk toplumundaki toplu duyumsayışa önem veriyor, bazı ortak değerieri irdelemiyor; bu yanıyla, Ahmet Mithat Efendi'yi andınr biçimde yaygın anlayışa da bağlı kalıyordu. "Cihangirlik" vazgeçilmezlerdendi. Ama Sezai için, yazmayı sağlayan, ortak değerlerin itkisi değil, doğrudan doğruya birey, insan tekı ve onun -çoğu kez biricik (unique)- sorunlanydı. Diyorlarki'de Sergüzeşt'ln yazılış öyküsü böyle bir seçimle ifade edilir Yazarımız, Boğaziçi'ndeki geniş, görkemli malikânelerden geçip giderken, o görkemin pahasını ansızın hisseder ve halayık hayatını romanına bir paha olarak biçer. Odeyenin hayatı korkunçtur. insan tekine yönelik bu odaklanış, inceden inceye açımlandıkça, topluma uzaktan bakma tercihini de kendiliğinden yitirir. Boğaziçi malikânelerinin debdebesine, saltanatına cariye Dilber'ler yeterince utanç, kara lekedir... Sınıfsallık açısından şaşırtıcı bir durum söz konusudun Konakta yetişen Sezai, içsel sezgiyle, o konağın ötesindeki yaşamayı savunmaya girişmiştir. Ardı sıra, baskıya, esarete, nihayet yerleşik değer yargılarına karşı tutumu, itirazı belirir. Herkeste görülebilecek acıma duygusu, onda yazınsal bildirinin, sınıfını reddedişin ifadesi olup çıkar. Dilber'in acı yaşantısı, Celal'in hummalı karasevdası, Paskal'ın çirkinliği ve talihsizliği, Dilsitan'ın sotup gidişı... Tümü de, ancak derebeyiik değerlerle ilintisini bütün bütüne koparmış bir sanatçının kaleminden çıkabilindi zaten. Öneriler Kftap/lzmir'in içinde, Samim Kocagöz, Dünya Krtaplan. (Göz ardı ettiğimiz Kocagöz'ün usta kaleminden Demokrat Parti yillan.) Eskişetıir'de karikatür müzesi • ESKİŞEHİR (AA) - Anadolu Üniversitesi (AÜ) Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof Dr. Atila Özer, Odunpazan semtinde restore edilen ve kasım ayında hizmete açmayı planladıklan müzenin. arşivindeki yapıtlarla dünyanın 5. büyük karikatür müzesi olacağını belirtti. Prof. Dr. Özer, dünya çapında karikatürcüler yetiştirilmesine karşın, bu sanatın Türkiye'de çok az araştınlan bir alan olduğunu, yaklaşık 1.5 yıl önce AÜ bünyesinde kurulan merkezin, öncehkle karikatür alanmdaki önemli isimlerin yapıtlannı muhafaza edederek bir araya getirmeyi amaçladığını söyledi. Karikatür arşivini sergiler aracılığıyla vatandaşla paylaşmayı hedeflediklerini dile getiren Özer, dünyada akademik olarak ilk kez Türkiye'de kurulan Karikatür Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde karikatüre ilgi duyanlar için kurs düzenlemeyi de tasarladıklannı söyledi. Görmel Köprüsü sular altında • KON\'A (AA) - Karaman 'ın Ermenek ilçesinde daha önce kitabesi defineciler tarafından kınlan 699 yıllık tarıhi köprü kurtanlamazsa, Ermenek Barajının sulan altında kalacak. Gövde yapımı süren ve yaklaşık bir yıl içinde su tutulmaya başlanacak Ermenek Barajı ve Hıdroelektrik Santralı havzası içinde bulunan, 13O5'te Karamanoğlu Halıl Bey tarafından yaptınlan tarihi Görmel Köprüsü halen kullanılmaya devam edilıyor. Ermenek Belediye Başkanı Uğur Sözkesen, Ermenek Barajı'nın bölge ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını ancak, tarihi Görmel Köprüsü başta olmak üzere bölgedeki bazı tarihi yapıtlan sular altında bırakacağını belirtti. Sözkesen, köprünün aslına zarar verilmeden sökülerek Ermenek'in girişinde bir yere taşınmasını istediklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle