Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6TEMMUZ 2004 SALI
14 JvLJJ-jl U İ V kultur@cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN
Delfî'denizlenimler...Avrupa Kültür Merkezi Delfi ta-
rafuıdan düzenlenen XIL Uluslara-
rasıAntikYunanTryatrosuBuluşma-
s 25 Haziran-2 Temmuz 2004 tanh-
leri arasında yapıldı. Doğumunun
(ÎÖ 497/6) 2500. yılı olması nedeniy-
le bu yılın teması 'Sofokles'ti. Antik
Delfi Stadyumu'nda Kuzey Yuna-
nistan Devlet Tiyatrosu 'Traldsh'Ka-
dınlar'ı, Attıs Tiyatrosu 'Ajas'ı. Stu-
dio Oyunculan 'Oidipus Sürgün-
de'yi, Meyerhold Merkezı 'Phflok-
tetes'i, Japon Ku Na Uka Tiyatrosu
'Antigone'yi, Stoa Tiyatrosu ise Ma-
nos Pontikas'ın yazdığı 'Laios'un
Katiö ve Kargalar'ı oynadılar. Ya-
punlann hepsi Delfi'de ilk kez sah-
neleniyordu. Kültür Merkezi'nde yer
alan küçük açık hava sahnesi de Ame-
rika ve Ingiltere'den Oasis ve Watts
adlı küçük deneysel gruplara mekân
oluşturdu. Yine aynı sahnede Me-
yerhold Merkezi son sınıf ve yüksek
İisans öğrencileri ileprofesyonel sa-
natçılann birlikte sunduklan 'Oidi-
pus' başlıklı atölye-performansta So-
fokles'in antik metni ile Beckett'in
absürd dramaturgisini buluşturmak
amaçlanıyor ve biomekanik egzersiz-
ler antik masklarla yapılarak farklı
biçemler arasında köprü kuruluyor-
du... Alesei Levinsky, Thedoros Ter-
zopouJos ve Şahika Tekand'ın atöl-
yeleri tiyatro öğrencilerinin yoğun
bir biçimde katıldıklan çalışmalar-
dı.
Yorumlar, tartıgmalar
Benim de 'TürkTîyatrosunda So-
foldes Yorumlan' başlıklı konuşmay-
la yer aldığım Sempozyum Bölümü
(her sabah saat 9.30 ile 14.00 arasın-
da iki ayn seans olarak gerçekleştı-
rildi) Antik Tiyatrolar Buluşması'nı
bilgi alışverişi anlamında zenginleş-
tiriyordu kuşkusuz. Türk tiyatrosu-
na maalesef oldukça yabancı bir aka-
demisyen ve sanatçı kesimine bir
yandan sahne üzerinde etkileyici bir
Sofokles yorumu daha sunmak, öte
yandan Ege'nin bu kıyısında neler
yaptığımızı, nerede durduğumuzu
görsel malzemeyle de destekli bir
biçimde dile getirmek elbette kı olum-
lu yankılannı bulacaktı ve buldu da...
Avrupa Kültür Merkezi Delfi'nin
Yöneticisi Prof. Dr. Vassiüs Karas-
mants'in ve Yönetim Kurulu Başka-
nı Prof. Dr. HeleneAhrwefler'in yap-
tığı anlamlı konuşmalarla başlayan
Janat, tanıtım,
pazarlama yan
yana yürümek/
yürütülmek
zorunda. Bu alana
yeterince kaynak
yaratmak, kapılan
ardına kadar
açmak, dışanlara
taşmak
kaçınılmaz...
Kültür ve sanata
yapılacak her
yatınm hangi
ülkeye
geldiklerinin bile
bilincinde olmayan
kitlelere üç kuruşa
denizlerimizi
ve kumsallanmızı
pazarlamaktan
çok daha etkili
olacaktır.
fotoğraf: ELINA YUNANLI
Sempozyum, bilgi alışverişinin, aka-
demık tarhşmalann dışmda zaman za-
man hararet oranı artan eski-yeni tar-
tışmalanna da zemin oluşturuyordu.
Çünkü, tiyatro sanatına ısrarla at göz-
lüklerini çıkartmadan bakanlarla ve
'tutucu' Sofoklesçilerle bu büyük
ustaya onun merinlerinde yatan ener-
jiyi yitirmeden, temel anlamlan as-
la hırpalamadan bugünün pencere-
sinden bakmayı yeğleyen tiyatrocu-
lar arasında çekişmeler yaşanıyor-
du. Ilginç olan, Antik Stadyum'da
yer alan oyunlann tümünün Sofok-
les metinleriyle hesaplaşırken genel
geçer çizginin dışına taşan özellik-
ler taşımalanydı. Yönetmen VTktor
Anfittis'in 'TrakisliKadııılar'ı. The-
odoros Terzopoulos'un son derece-
de çarpıcı 'Ajax'ı, iki yıl önce oldu-
ğu gibi bu yıl da büyük alkış alan Şa-
hıka Tekand'ın 'OidipusSürgünde'sı
ve Valeri Fokiıı gibi bir ustayla çalı-
şan 29 yaşmdaki genç Rus yönet-
men Nikolai Roschin'in rock-opera
tarzında yorumladığı 'Philoktetes'i
yerleşik formlan kıran çalışmalar-
dı. tzleme olanağı bulamadığım, yi-
ne genç bir yönetmen olan Satoshi
Miyagi'nin 'Antigone' ve Yannis
Anastassakis'in 'Laios'un KatiB ve
Kargalar' yorumlannın da aynı özel-
likleri taşıdığını düşünüyorum.
Yulclo Nlnagawa ve...
Miyagi ve Anastassakis'i izleyeme-
dim; çünkü Atina'da Herodos Atti-
cus Tiyatrosu'nda New York'tan
Londra'va bütün sanat merkezlerini
dolaşan ünlü Japon yönetmen Yu-
kio Ninagawa'nın 'Oedipus'unu ız-
lemek için Delfi den erken aynldım.
Beyaz ipek giysıler, kırmızı ve siyah
renkler içinde göz boyayan bir 'Oi-
dipus'tu Ninagawa'nın yorumu...
Oldukça eskimiş ama görkemli bir
yorum... Ama yine de aklım Nina-
gawa'da takıldı kaldı. Onun 'TTtus
Andronikus', 'PerikJes' ve 'Modern
Noh Oyunlan'nı (Mishima) görmek
gerektiğını düşünüyorum. Shakes-
peareyorumlanyla Ingilizleri büyü-
İeyen bir yönetmen... Evet, Akro-
pol'ün dibinde Herod Atticus'un taş
merdivenlerinde otururken hep böy-
lesıne büyüleyici bir mekânda 'Oi-
dipus Nerede?' ve'veya 'Okfipus Sûr-
günde'nin yorumuyla, güçlü korosuy-
la ne denli etkileyici olabileceğini
düşündüm... Bu etkiyi Delfi'de ko-
ronun dağlardan yankılanan sesle-
riyle yaşadık... Bir kez daha anla-
dım ki sanat ve tanıtım yan yana yü-
rümek'yürütülmek zorunda. Bu ala-
na para dökmek kaçınılmaz. tnanı-
yorum ki kültür ve sanata yapılacak
her yatınm üç kuruşa denizi ve kum-
sallan pazarlayarak charter seferle-
riyle güzelliklen bozan dev gibi otel-
lere, tatil köylerine hangi ülkeye gel-
dikJennin bıle bilincinde olmayan
sözde furistlen yığmaktan çok daha
etkili olacaktır.
Okumalar. tanışmalar
Yine Delfi"ye dönecek olursam;
sempozyuma karılan konuşmacılar
arasında en ılgı çeken isimlerden bı-
ri kuşkusuz Seamus Heaney (1995
Nobel Edebiyat Ödülü) oldu. Heany.
çocukluğundan başlayarak 'Antigo-
ne' tragedyası ile yollanrun nasıl ke-
siştiğini anlatırken her ettiği sözün
altında yatan güçlü politik gönder-
melerin altını mizahla çiziyordu.
Yine 'Antigone'den dizeleri adeta
oyunculuk yaptığı günlere geri dö-
nerek büyük bir coşkuyla yorumla-
yan Yuri Lyubimov, şair ve oyun ya-
zan Tony Harrison, Meyerhold Mer-
kezi ve Aleksandrinsky Tiyatrosu'nun
sanat yönetmeni tatlı-sert Valeri Fo-
Idn ve de 'Oidipus-AnüOıdipus' ad-
lı oyunundan okuduğu bölümlerle
dinleyenleri adeta büyüleyen Geor-
ge Veltsos bu yıl gerçekleştirilen bu-
luşmanın konferanslar ve tiyatral
okumalar bağlamında öne çıkan isim-
leriydı kanımca. Hemen belirtmeli-
yim, Jacques Derridanın kitabının
önsözünde 'Bir Maestro ve \Iimar'
olarak tanımladığı Veltsos'un ve de
Seamus Heaney'nin 'Oidipus Sür-
günde'yi çok begenmeleri bizler içın
ayn bir hoşluktu...
Bu arada, Avrupa Kültür Merkezi
Delfi'nin başkanı Prof. Dr. Hekne
AhrweDer (Sorbonne ve Avrupa Üni-
versıtesı) ise gösterimin ertesi günü
yapılan tartışma bölümünde Şahika
Tekanda, "Anögone'yi nasılyorum-
layacağınızı merakla bekliyonım. Bu
üçlemevi tanıamladıktan sonra lüt-
fen Shakespeare'in dünyasına girin.
Sizden bir 'Hamlet' yorumu izlemek
isterim" diyordu. Kitaplannda Türk-
lerle yıldızı pek banşık olmayan Ahr-
vveiler Tekand'ı ayakta alkışİayanlar-
dan birivdi.
CAZ FESTlVALÎ BAŞLIYOR
Istanbul
muzıge
doyacakKüitür Senisi - Istanbul Kültür ve Sanat
Vakfı'nca (ÎKSV) düzenlenen "11. İstanbul
LlusJararası Caz FesnvaK" yann başhyor. 18
Temmuz'a kadar sürecek festivalin açıhşı her
yıl olduğu gibi New Orleans cazının dinamik
temsilcileri gezici New Orleans Bandosu
"New Birth Bras BamTin sokak konseriyle
başlayacak. Konseryann saat 18.00'de îstiklal
Caddesi'nde gerçekleştirilecek. Topluluk
festival kapsamında aynca Nişantaşı ve
Büyükadada'da da iki konser \erecek. _
Festivalin bu yılkı 'Yaşambo\u Başan Odülü',
TRT tstanbul Hafıf Müzik ve Caz Orkestrası
kuruculanndan Süheyl Denizci'ye verilecek.
Bu yıl 33 topluluk ile 200'ün üzerinde yerli ve
yabancı müzisyeni ağırlayacak olan festivalde
flamenko gitann tanınmış isimlerinden Paco
De Luda, son albümü 'Cositas Buenas'm
turnesi kapsamında festivale katılacak.
Vurmalı çalgılar ustası Burhan Oçal da
sanatçıya eşlik edecek. Festivalin kuşkusuz en
önemli isimlerinden biri de 11 yıllık bir
aradan sonra Istanbul'a gelecek olan,
özgürlük ve insan haklan için yazılan
şarkılann vazgeçilmez seslerinden Joan
Baez. 'Don't VVbrrj' Be Happy' şarlasıyla
dünyaca tanınan Bobby McFerrin, A Capefla
korosu Voicestra'yla sahneye çıkacak. Cazın
yaşayan en büyük ustalanndan basçı, besteci,
grup lideri Chaıüe Haden, piyanist Aşkın
Arsunan, ünlü rock grubu Radiohead'dan
parçalar yorumlayacak olan piyanist
Christopher O'Riley; Meral Güneyman,
modern caz gitann üç büyüklerinden John
Scofield; Portekiz fado müziğinin ünlü ismi
Amaüa Rodrigues. caz ve elektronik müzik
öğeleri taşıyan muziğiyle Brezilyalı CibeDe;
Ispanyol oyuncu, şarkıcı Monica MoDina
listedeki diğer bazı isimler.
(www.istfest.org/caz/- 0 212 334 07 00)
'Umut Sanat Belgesel Filmler Şenliği' 23 Temmuz'da başhyor
Dünya sinemasından örneklerKültür Servisi - Dünya sine-
masının seçkin örneklerini ülke-
miz seyircisiyle buluşturan ve
bagımsız filmlere verdiği des-
tekle tanınan Umut Sanat; 23
Temmuz - 29 Temmuz tarihleri
arasında 'I. Umut SanatBelgesel
FibnlerŞenliği'ni düzenliyor.
Ülkemizde belgesel sinema
filmlerinin izlenmesinin daha da
• Ülkemizde belgesel sinemafilmlerininizlenmesinin daha
da yaygınlaşması amacıyla düzenlenen etkinlikte Stone'un
'Comandante', Moore'un 'Benim Cici Silahım' ve Perrin'in
'Kuşlar: Kanatlı Uygarlık' adlı filmleri gösterilecek.
yaygınlaşması ve benimsenme-
si amacıyla Izmit, Bolu, Konya
ve Safranbolu'daki Umut Sanat
Sinemalan'nda gerçekleştirile-
cek olan etkinlikte yönetmenli-
ğiniOfivo-Stone'un 'Comandan-
te', yönetmen MkhaelMoore'un
'Benim Cici Silahım' ve yönet-
men Jacques Perrin'in 'Kuşlar:
Kanatlı Uygarhk' adlı filmleri
GemJler, korsanlar, lıaydııthu...
Kültür Servisi - 19. yüzyıl başlannda,
Akdeniz sulannda korsanlık artık görkem-
li devrini geride bırakmış, son nefesini ve-
rirken bir din adamı, eline düstüğu Türk kor-
sana neden dinin yasakladıgı bu işi yaptı-
ğını sorar: "Denizin töresindendir'' olur
yanıtı Türk korsanın.
Toplumsal Tarih dergisi temmuz Sayısın-
da 'Gemiler, Korsanlar, HaydutJar' adlı
dosya konusuyla okuyuculannı denizde
biryolculuğaçıkanyor. Eski dünyanınpay-
laşım biçimlerinden biri olan deniz savaşlannı, tersa-
neleri, korsanlann tarihsel serüvenini konu alan yazı
lanyla dergi, yine oldukça renkli bir konu-
yu irdeliyor. Dosya Gürkan Ergin'in antik
çağda standart savaş gemisi olarak göre\ ya-
pan 'THreme'nin tanhteki serüvenini konu
alan 'Antikçağın Destroyeri Trireme' baş-
lıklı çalışmasıyla açıhyor. Dergide konuy-
la ılgılı olarak Ibrahim Başak. tdris Bos-
tan, Miguel Angel de Bunes Ibarra. Özlem
Kumrular. Başar Selçuk, Mehmet Beşik-
çj'nin yazılan da yer alıyor. Aynca Jean Bot-
tero eski Babil'deki aşklan dıllendirirken
Mehmet Ö. Alkan, 1961 Anayasası başlüdı yazısında
Şemsi BelH'nin şiirlerine de yer veriyor.
izleyiciyle buluşacak.
Tüm dünyada olduğu kadar ül-
kemizde de izleyen seyircilerin
büyük beğenisini kazanan bu üç
belgesel, bu yıl düzenlenen etkin-
likte özel indirimli fiyatlarla gös-
terilecek.
Kendi sinemalannda yılda yak-
laşık 750 bin sinemaseveri. sine-
ma sanatının seçkin örnekleriyle
buluşturan Umut Sanat,
gelecek yıllarda şenli-
ği, ulusal belgesel si-
nema örneklerine de yer
vererek daha kapsamlı
bir hale getirecek.
Buyıl 'CannesFüm
FestivaH'inde, 'AltmPai-
miyeOdülü' alan ve fes-
tival tanhınde bu ödüle
değergörülen 3. belge-
sel sinema filmi olan,
Michael Moore'un 1)/11
Fahrenheit' adlı filmi-
ni de Umut Sanat, önü-
müzdeki sinema sezo-
nunda sinemaseverler-
le buluşturacak.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Sezai'nin Değeri (4)
Masallanmızda ve halk hikâyelerimizde güzellik,
aynı zamanda iyiliğin simgesidir. Ama Behçet
Bey'in yakışıklılığı, yalnızca ölüme, öldürüme
gebedir.
ince çözümleyişlerle yüklü olan "Düğün"
hikâyesi, çok düzlemli bir yapıyla, dönemin
yaşantısının var ettiği toplumsal psikolojiyi yansrtır.
Behçet Bey konak sahibidir; fakat maddi
olanaklannı yrtirmeküzeredir. Dilsitan, bu konakta
dünyayı algılamaktan yoksun bırakılmış bir
cariyedir. Gelin hanım, maddî olanaklarının
aracılığıyla, fizik çirkinliğin örtbas edilebileceğini
sezdirir.
Artık bir alışveriş, alımsatım dünyasına
geçilmektedir. Her şey satılığa çıkartılabilir, her şey
satın alınabilir.
O eski konağa dış dünyadan kişiler de sızmaya
başlamıştır. Behçet Bey'in unuttuğu eski aşk
Dilsitan'ın hastalığına, 'hekim', "isterisizim"^tanısını
koyuverir.
Verem ve hayat, genç kızın ölümüyte düğün nasıl
da iç içedir!
Bu uzunöykü bize, geçilmekte olunan yeni
toplumsal düzenin bütün ipuçlannı açıkça gösterir.
Sezai, toplumda hemen hiç kavranamamış iç
güzelliğine "Pandomima"dadayerverir. "Meşhur
Paskal" ne kadar çirkindir; Eftalya ise alabildiğine
güzel. Ve Eftalya, Paskal'ın derin tutkusuna sonsuz
birsoğukluk, ürkünç biracımasızlık içinde kayrtsız
kalacaktır.
Sezai, edebiyatında hep acıma duygusunu öne
çıkararak, yazmsal bildirisini bu yönde odaklandınr.
Paskal'ın bir pandomima sanatçısı oluşunda,
dışla iç'in, dışa vurulanla içe atılanın, kısacası,
söylenenle söylenemeyenin karşı karşıya
getirilmesini sağlar.
Güzel Eftalya'nın pandomimacı için düşüncelefi,
benzetmeleri, o acımasız sözler, yüksek sesle
söylenmektedir. Paskal bir köpeği, bir maymunu
andırmaktadır...
Fakat bu dış görünümdür. Paskal'a gelince,
Eftalya'nın kendisine aşağılayarak savurduğu
çiçekleri, evinin en yüksek bir köşesinde saklar...
Sergüzeşt yazanndaki acıma duygusu, Namık
Kemal'de yine kendisinin saptadığı "cihangirtik"
tarafından sıyrılır, bireyselleşir, ıçe kapanır.
Namık Kemal, bağlanndan kopamadığı gelenek
sebebiyle, Osmanlı-Türk toplumundaki toplu
duyumsayışa önem veriyor, bazı ortak değerieri
irdelemiyor; bu yanıyla, Ahmet Mithat Efendi'yi
andınr biçimde yaygın anlayışa da bağlı kalıyordu.
"Cihangirlik" vazgeçilmezlerdendi.
Ama Sezai için, yazmayı sağlayan, ortak
değerlerin itkisi değil, doğrudan doğruya birey,
insan tekı ve onun -çoğu kez biricik (unique)-
sorunlanydı.
Diyorlarki'de Sergüzeşt'ln yazılış öyküsü böyle
bir seçimle ifade edilir
Yazarımız, Boğaziçi'ndeki geniş, görkemli
malikânelerden geçip giderken, o görkemin
pahasını ansızın hisseder ve halayık hayatını
romanına bir paha olarak biçer. Odeyenin hayatı
korkunçtur.
insan tekine yönelik bu odaklanış, inceden
inceye açımlandıkça, topluma uzaktan bakma
tercihini de kendiliğinden yitirir. Boğaziçi
malikânelerinin debdebesine, saltanatına cariye
Dilber'ler yeterince utanç, kara lekedir...
Sınıfsallık açısından şaşırtıcı bir durum söz
konusudun Konakta yetişen Sezai, içsel sezgiyle,
o konağın ötesindeki yaşamayı savunmaya
girişmiştir. Ardı sıra, baskıya, esarete, nihayet
yerleşik değer yargılarına karşı tutumu, itirazı
belirir.
Herkeste görülebilecek acıma duygusu, onda
yazınsal bildirinin, sınıfını reddedişin ifadesi olup
çıkar.
Dilber'in acı yaşantısı, Celal'in hummalı
karasevdası, Paskal'ın çirkinliği ve talihsizliği,
Dilsitan'ın sotup gidişı... Tümü de, ancak derebeyiik
değerlerle ilintisini bütün bütüne koparmış bir
sanatçının kaleminden çıkabilindi zaten.
Öneriler
Kftap/lzmir'in içinde, Samim Kocagöz, Dünya
Krtaplan. (Göz ardı ettiğimiz Kocagöz'ün usta
kaleminden Demokrat Parti yillan.)
Eskişetıir'de karikatür müzesi
• ESKİŞEHİR (AA) - Anadolu Üniversitesi
(AÜ) Karikatür Sanatını Araştırma ve
Uygulama Merkezi Müdürü Prof Dr. Atila
Özer, Odunpazan semtinde restore edilen ve
kasım ayında hizmete açmayı planladıklan
müzenin. arşivindeki yapıtlarla dünyanın 5.
büyük karikatür müzesi olacağını belirtti. Prof.
Dr. Özer, dünya çapında karikatürcüler
yetiştirilmesine karşın, bu sanatın Türkiye'de
çok az araştınlan bir alan olduğunu, yaklaşık
1.5 yıl önce AÜ bünyesinde kurulan merkezin,
öncehkle karikatür alanmdaki önemli isimlerin
yapıtlannı muhafaza edederek bir araya
getirmeyi amaçladığını söyledi. Karikatür
arşivini sergiler aracılığıyla vatandaşla
paylaşmayı hedeflediklerini dile getiren Özer,
dünyada akademik olarak ilk kez Türkiye'de
kurulan Karikatür Araştırma ve Uygulama
Merkezi'nde karikatüre ilgi duyanlar için kurs
düzenlemeyi de tasarladıklannı söyledi.
Görmel Köprüsü sular altında
• KON\'A (AA) - Karaman 'ın Ermenek
ilçesinde daha önce kitabesi defineciler
tarafından kınlan 699 yıllık tarıhi köprü
kurtanlamazsa, Ermenek Barajının sulan
altında kalacak. Gövde yapımı süren
ve yaklaşık bir yıl içinde su tutulmaya
başlanacak Ermenek Barajı ve Hıdroelektrik
Santralı havzası içinde bulunan, 13O5'te
Karamanoğlu Halıl Bey tarafından yaptınlan
tarihi Görmel Köprüsü halen kullanılmaya
devam edilıyor. Ermenek Belediye Başkanı
Uğur Sözkesen, Ermenek Barajı'nın bölge ve
ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını
ancak, tarihi Görmel Köprüsü başta olmak
üzere bölgedeki bazı tarihi yapıtlan sular
altında bırakacağını belirtti. Sözkesen,
köprünün aslına zarar verilmeden sökülerek
Ermenek'in girişinde bir yere taşınmasını
istediklerini söyledi.