23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6TEMMUZ2004SAU 10 DIŞ HABERLER dishab(a cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR Sado-Mazo-Dekolte-Güllü Ham'fendi Bu satıriann yazarı kadın giysilerin- den hele modadan pek anlamaz. An- cak bu köşenin okurları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emi- ne Ham'fendinin bir karış topuklu ayakkabılarla Atina'da Akropol Tepe- si'ne tınmanıp Parthenon'u gezme- sindekı saçmalığı yadırgayacak ka- dar bir giysi kültürüne sahip olduğu- nu anımsarlar. 0 zaman bazı yazar- lar da Emine Ham'fendinin "topuklu ayakkabı" ve "tesettüriü giysileri" ara- sındaki çelişkiye değinmişlerdi. O ya- zılardan sonra Ham'fendinin terzisini değiştireceğini ummuştuk. Yanılmı- şız! ABD Başkanı George W. Bush'un Ankaraziyaretınde, sonra istanbui'da NATO toplantısı boyunca Ham'fendi- nin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yasakları dışında sahneye çıkma fırsatı buldukça ne kadar gü- lünç duruma düştüğünü tüm Türk ka- muoyu ve yabancı konuklar hayretle gözlediler. Yalaka basının bir bölümü, Cumhurbaşkanlığı'nın Ham'fendiyi NATO protokolünden dışlamasının "s/rano'a/"yarattığını dahı yazdı. Dör- düncü kuvvet basınımız "anayasa bir kez delinmekle bir şey olmaz" man- tığı içinde hareket etmekle yetinme- di, protokol gereği Cumhurbaşka- nı'nın eşi Semra Sezer dururken Emi- ne Ham'fendiden "First Lady (başka- dın)" diye de söz etti. Ancak ne var ki Emine Ham'fendi- nin beyaz biyeli mavı ceketi, lacivert biyelı uzun beyaz eteği, beyaz sıkma başörtüsünden görülecek saçlannı örten lacivert alınlıktan oluşan teset- türünü, göğsündeki nal gibi birgül ta- mamlıyordu. Hertürlü yalakahğa kar- şın Güllü Ham'endinin bu giysisi ba- sınımızda alışılmışın dışında ilginç yo- rumlara yol açtı: 29Haziran Hürriyet: "Modacılann fa- vorisi: Semra Sezer" başlıklı haberın girişinde şu yangıya yer verildi: "Türk modacılar, dünya liderlerinin eşleri- nin giyim stiliyle bizim cepheyi karşı- laştırdı. Sonuçta Semra Sezer, Emi- ne Erdoğan'a açık ara fark attı. Emi- ne Erdoğan, önceki gün giydiği gül- lü kıyafetiyle puankaybet- ti." Haberde modacılann görüşlerine de yer veril- mişti. Bu gö- rüşleri şöyle özetleyebili- riz. Nur Yerii- taş: Emine Ham'fendi- nin güzel yüz hatlannıöven modacı "Gi- yimindeki detaylar (ayrıntılar) yüzünün önüne geçmemeli. ömeğin yakasındaki çi- çek çok daha sade olabilirdi" dedi. Vural Gökçayiı: "Emine Erdoğan'ın tarzı moda standartları dışında. Ken- di modasını yaratıyor. Çağdaşmoda ile kendi modasını uygulamak istese de, bu her zaman tutmuyor. Üzerin- de çalışılması lazım. Çünkü Türk ka- dınını ve Türkiye'yi temsil ediyor." Fevziye Çamar "Emine ve Hay- rünnisa (Gül) hanımlarev kadını de- ğiller, zirveyi temsil ediyoriar. Bugü- nün modası çiçek diyerek yakaya çi- çek takamazsınız. Dekolte üzerine küçük bir kamelya ya da çiçek koya- bilirsiniz ama kocaman bir gülü ka- palı bir elbisenin üzerine yapıştıra- mazsınız." Ata konan bir kelebek benzerii bu yargı üzerine bir soru da bizden: "Acaba Emine Ham'fendi dekolte üzerine küçük bir çiçek koysa nasıl olurdu?" Ingiliz Daily Express Gazetesi: "Ne- redeyse vücudunun tamamını kapla- yan burkası eksikti." Insanın aklına bu kez az öncekinin tersi bir soruyu getiriyon "Acaba Ham'fendi Afganlar gibi burka giyip üzerine gül kondur- saydı nasıl olurdu?" Milliyefte Mehmet Y. Yılmaz, 30 Ha- ziran'da köşesini "tıaz; kişileri sinir- lendireceğini bile bile Emine Erdo- ğan'ın giyim tarzına" ayırmıştı. Ham'fendinin "herhangi birkişi'o\m&- dığını, "Başbakanm eşi" olduğunu anımsattıktan sonra şöyle yazıyordu: "Neredeyse bir çocuk kafası bü- yüklüğünde güllerden, ağır salon perdelerini bağlamaya yarayan tür- den dev fiyonklardan, birbiriyle uy- mayan renk tercihlerinden, harabe- leri gezerken giyilen sivri topuklu çiz- melerden, Boğaz'daki tekne turun- da giyilen pardösülerden söz ediyo- rum. Türkiye tekstil ülkesi ve bu ko- nudayetişmiş ciddi modacılara sa- hip bir ülke..." Aynı gün Cumhuriyet'te llhan Sel- çuk'tan bir alıntı: "Gazetelerde fo- toğraflan, televizyonlarda filmleriya- yımlanan Emine Erdoğan Hanım'ı kim giydiriyorsa evlere şenlik!.. Emine Ha- nım da konu mankeni!.." Hani bir za- manlar ter kokusu saçan güzel bir kız hakkında "O'na birileribiimem ne de- odarantını anımsatsa" gibilerden bir TV reklamı vardı.... 1 Temmuz'da Cumhuriyet'te Hik- met Çetinkaya. dikkatlerden kaçan bir noktaya değinerek Başbakan'ın, smokinli resmi devlet yemeğine smo- kinsiz gelmesini eleştirdikten sonra "2004 yılında, Mustafa Kemal Ata- türk'ün kurduğu Türkiye Cumhuri- yeti'nin başbakanının eşinin giyim tarzı çağdaşlığı değil, ilkelliği sergili- yor" diyordu. Devlet protokolünde böyle bir yemeğe smokinsiz gelenle- ri Protokol Genel Müdürü içeriye al- maz. Acaba bu protokol görgüsüzlü- ğünü yapan davetlinin, Protokol Ge- nel Müdürü içeriye girmesine neden izin verdi? Anladıgım kadan ile Hikmet, bu köşede zaman zaman yazdığım bir olguya dikkati çekiyor olmalıydı. Bil- diğiniz gibi günümüzde uygar olarak kullanılan "medeni" sözcüğü gerçek- te Arapça'da °kentii"yan\, "kentin-top- lumun temel kurallanna uyan kişi" anlamınadır. Arapçada bunun karşı- lığı ıse "6ecfew"olup Türkçe "köylü" anlamınadır. Yani kurallara uymayan ilkel kişi... Aynı gün Radikal'deki köşesinde konuyu irdeleyen Perihan Mağden, smokinı "penguen üniforması"olarak tanımladıktan sonra Ham'fendinin giy- sisini ise şöyle yorumluyordu: 'Ve fakat Emine Erdoğan başının başlığıyla değil de, aşırı kendine gü- venin dışavurumuyla yaptığı kılık kı- yafet tercihiyle cümlemizi şok etti. Hakikaten. Lahana boyutlanndaki o korkunç gülün travmasını üstümüz- den atamamıştık ki, saten fiyonguy- la tekmilimizi paralize etti. O yetme- di, belden sıkıca bağlı beyaz pardö- süyle tekne gezisi! Benzaten KaramanlisV/ı kansının koluna girip de Atina 'daki tapınakla- n gezerken ayağına giymiş bulundu- ğu sado-mazo aşırı topuklu rugan çizmelerinin ağıriığını üstümden ata- bilmiş değilim. Yunan(lı) hanımın aya- ğında bir çift dümdüz babet var iken Emine Hanım'ın çizmeleri tek keli- meyle 'müstehcen' idi." llhan Sefçuk hızını alamamış olacak ki 4 Temmuz'da aynı konuya "Tür- banlı Hükümet Olurmu?" başlıklı bir yazı iledönmüş. Selçuk'un yazısı Ho- ca'nın bir öyküsü ile şöyle sona eri- yordu: "Nasrettin Hoca'y/ çirkin birkadın- la evlendirmişler, hanım ilk gün sor- muş: - Efendi, kime görü- neyim, kime görünmeye- yim?.. Hoca: - Hanım, demiş, bana görünmede kime görü- nürsen gö- rün!.. AKP hü- kümetinin Başbakanı ile Bakanla- nnın eşleri eli yüzü düzgün hanımlar ama ortalıkta görünmeseler iyi ola- cak..." Meslektaşlann Ham'fendi ile kendi eşinin giysileri hakkında Beyrut'ta sorduklan soruyu Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül, "Emine Hanım'ın seçti- ği kıyafetler kendi zevki" sözleri ile yanıtlamış, türban konusunda ise "Bu konuda Lübnan örnek alınabilir" de- mışti. Vallahi de pes doğrusu! Dünya- ya örnek olacak "Atatürk devrimleri" dururken Lübnan'ı örnek gösteren bakanın bu yanıtından sonra llhan Selçuk yandı! Demek ki bundan son- ra daha çok güllü ham'fendiler göre- cek! Bush, Dolmabahçe Sarayı'nı ne- den makam odası olarak kullanma- dığını Erdoğan'a sormuş. Anımsarsı- nız eskiden Osmanlı ya da Batı saray- fannda renk renk abartılı giysileri için- de padişahlan, krallan eğlendiren soy- tarılar vardı. Acaba Bush'un aklına bu soruyu sotmak nereden gelmişti? In- şallah Ham'fendinin bundan böyle Dolmabahçe Sarayı'nın soytansı kılık- lanna bürünmesini önleyecek moda- cılar süratle devreye sokulur. Garip bir rastlantı! Ham'fendi hak- kında ilk yazı çıktığı gün Strasbourg'da Avrupa Insan Hakları Mahkemesi (AİHM) "44774/98 sayılı Leyla Şa- hin'/'n türban yasağının önlenmesi başvurusunu" 27 sayfalık bir gerek- çeli kararla ret etti. Davacılar arasın- da Zeynep Tekin adlı bir Türk vatan- daşı daha vardı. AlHM'nin karannı okurken birden ak- lımıza bir soru takıldı. Acaba, Dışişle- ri Bakanımızın eşi Hayrünnisa Hanım devleti temsil eden eşine karşı AlHM'de açtığı türban davasından vazgeçmeyip Şahin ve Tekin gibi da- vasını sürdürseydi ne olurdu? Eşinin bu başvurusuna karşın Dışişleri Ba- kanı Gül Türkiye'yi mahkemede "Tür- ban yasağı insan haklan ihlali değil- dır" sözleriyle savunmak zorunda kal- mıştı. Bu savunmadan bir süre son- ra Bayan Gül, başvurusunu geri çek- miş, ancak Başbakan'ın etkisi ile Bay Gül, ilk savunmasını yumuşatan birek savunmayı da mahkemeye gönder- mişti. Işın ilginç yanını AlHM'nin kararia- rını göklere çıkaranların türban kara- rına karşı tavır koymaları oluşturuyor. Sezer'in kamu yerierinde türban ya- sağı kararı önce Türk Anayasa Mah- kemesi'nde, sonra da AlHM'de onay- landı. Acaba Sezer'in, NATO toplan- tılarına türbanlıları davet etmeyişi mi yoksa türbanlıları destekleyen hol- dingci medyamız mı skandal yarattı? Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Cumhuriyef, komisyonun KKTC'ye yönelik yardım paketinin aynntılarına ulaştı AB'dendoğrudanyardımAYHAN ŞİMŞEK ANKAR\- Cumhuriyet AB Komısyonu'nun Kıbns Türk- lerine yönelik açıklayacağı yar- dım paketinin aynntılaruıa ulaş- tı. AB, 2004-2006 yıllan arasın- da Kıbns Türk tarafina "doğru- dan" 259 mılyon Euro'luk ma- li yardımda bulunacak. KKTC'de yerel otoriteler, ka- mu idareleri, kooperatifler ve si\il toplum örgûtlerinin yarar- lanabıleceği yardım, bölgesel kalkınma projeleri, altyapının güçlendirilmesi, iki toplumun yakmlaştınlmasına yönelik pro- jelerde kullanılabilecek. AB Komisyonu'nun Genişle- meden Sorumlu Üyesi Günter \%rheugen ve Bütçeden Sorum- lu Üyesi Michaele Schreyer ta- rafindan hazırianan Kıbns Türk- lerine yönelik açılım paketinin • AB, KKTC'ye 2004 için 6, 2005 için 114, 2006 yılı için de 139 milyon Euro mali yardım verecek. Mali destekten yerel otoriteler, kamu idareleri, kooperatifler, sivil toplum örgütleri, dernek ve vakıflar yararlanabilecek. Yardımm kullanımında, Rum yönetiminin söz hakkı olmayacak. tamamlandığı öğrenildı. AB Ko- misyonu'nun Brüksel'de yann yapacagı toplantıda kabul edil- mesi beklenen paketin yaşama geçmesi için AB Konse\i tara- findan onaylanması gerekiyor. Paket, 2004 yılında fizibilite çalışmalan için 6, ardından 2005 yılı için 114 ve 2006 yılı için de 139 milyon Euro mali yardım öngörüyor. Doğrudan yardım Cumhuriyet'in ayrıntılanna ulaştığı 8 sayfalık taslak belge- nin önemli unsurlan şöyle: Kıbns Türk tarafina doğru- dan yardım: AB Komisyonu, Annan Planı'na "hayır'' dıyen Kıbns Rum tarafina tepki ola- rak mali yardımı "doğrudan" Kıbns Türk tarafina yapacak. AB'nin, hukuken adamn tü- münü temsil eden "Kıbns Cum- huriyeti''ni baypas ederek yar- dımı doğrudan Kıbns Türk ta- rafina yapacak olmasının Rum- lann büyük rahatsızhğına ne- den olduğu öğrenildi. Komis- yonun paketinde, mali yardı- mın, "sjyaadurum" da göz önü- ne alınarak "doğrudan" aktanl- masının öngörüldüğü vurgulan- dı. Bununla birlikte Kıbns Türk tarafi için "Kıbns Türk toplu- mu" ifadesi kullanıldı. Yerel otoriteler yararianabfle- cek: AB Komisyonu'nun yardı- mın işlerlik kazanabilmesi için hazırladığı tüzük taslağında, mali destekten yararlanabile- cek olanlar şöyle sıralandı: ABVehaarük "Yerel otoriteler, kooperatif- ler, srvil toplum temsilcikri. sos- \al taraflann örgütleri, iş destek kuruluşJan, kamu ajanskn, ka- mu idarefeti yerel ya da gelenek- sel tophıhjklar, dernekler, vakrf- lar. kâr amacı gütmeyen kum- hışlar. hükümet dışı kuruluşlar. gerçek kişiler." KKTC, AB've hazırlanacak: AB'nin taslak tüzüğünde, mali desteğin "Kıbns'ın yeniden bir- leşmesine" yardımcı olmak ama- cıyla öncelikle Kıbns Türk top- lumunun ekonomik kalkınması ve adarun ekonomik entegrasyo- nunu amaçladığı vurgulandı. Mali desteğin kullanılabileceği alanlar ise şöyle sıralandı: AB hukukuna uyum ve uygu- lamanın güçlendirilmesi, özel- likle bölgesel kalkınma ve insan kaynaklanru geliştirmeyi ıçeren sosyal ve ekonomik kalkınma programlan. enerji. ulaşım, te- lekomünikasyon ve su kaynak- lan alanında altyapı yatınmla- n, sivil toplumun güçlendiril- mesi. iki toplum arasında gü- ven arttıncı önlemler, Kıbns Türk toplumunu AB 'ye daha da yakınlaştıracak bilgilendırme programlan. Kıbns dışında üye ülkelerde eğitim için burslar. IYE REDDETTtK? Rum lider gerekçesini açıkladı... • Annan Planı'nı Türklerin lehine olduğu için reddettiklerini söyleyen Papadopulos, plandaki 11 maddenin "10.5'inin Türklerin müzakere dahi etmeden elde ettikleri isteklerini içerdiğini" öne sürdü. VTYANA (AA) - Resmi ziyaret için Avusrurya'nın başkenti Viyana'da bulunan Kıbns Rum yönetimi lideri Tasos PapadopuJos. Der Standard gazetesine verdıği demeçte, Annan Planı'nı "Türklerin lehine olduğu için" reddettiklerini söyledi. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın taraflara sunduğu çözüm planındaki 11 maddenin "10.5'inin Türklerin masada müzakere dahi etmeden ekte ettikleri isteklerini içerdiğini" ıleri süren Papadopulos, bu iddiasına örnek olarak "Türk askerinin Kuzey Kıbns'ta kaunasma izin verihnesini" gösterdi. Bir soru üzerine. bundan sonra ikinci bir referandum yapılamayacağını belirten Papadopulos, "Ancak birkşme siyasi hedefimiz olarak kalacakbr" dedi. Kıbns sorununun çözümü için Avrupa Birliği'nin devreye girmesini de "u>gun görmediğini" ifade eden Papadopulos, şunlan kaydetti: "AB üyesi çok sa\ ıda ülke Kıbns sorununa taraf olduğu için AB, sorunun çözümüne ilgi duvmaktadır. Ancak AB başka sorunlarla yeterince meşgul olduğu için BM'nin sorunun çözümüyle ilgOennıeye devam etmesi daha uygun ohır." Seçimin favorisi Susüo Bambang Yudhoyono'nun yandaşlan şimdiden sevinç gösterilerine başladılar. (Fotoğraf: AP) Endonezya'da, liderlik seçimini eski askerin kazanması bekleniyor Generallî demokrasi sınavı Dış Haberler Servisi - Endonezya'da seçmenler. ilk kez lıderlenni doğmdan seçmek üzere dün oy kullandılar. Ke- sin sonuçlar iki hafta boyunca sürecek sayım işlemlerinin ardından açıkJana- cak. Ancak eski general \ e gü\ enlik ba- kanı Susilo Bambang Yudhojono'nun seçimi kazanması bekleniyor. Yudho- yono'nun ilk turda kazanmak için ge- rekli olan yüzde 50'lik barajı aşıp aş- mayacağı ise kesin değil. 15 binden fazla takımadadan oluşan ülkede 150 milyonu aşkın seçmenin oy kullanabilmesi için, yanm milyon oy sandığı kuruldu. Endonezya'yı 30 yılı aşkın bir süre "tekadam" olarak yöneten Devlet Baş- kanı Suharto bundan altı yıl önce dev- rilmıştı. Ancak kendisinden sonra ge- len devlet başkanlan da meclis tarafin- dan seçildi. Bu yöntemle seçilen son lı- der olan Megawati Sukarnoputri ise anket sonuçlanna göre bu göreve ye- niden gelemeyecek. Sukarnoputri'nin • Ülkeyi 30 yılı aşbn bir süre "tek adam" olarak yöneten Suharto'nun 1998'de devrilmesinden sonra devlet başkanlığı için ilk kez doğrudan seçim yapıldı. Yanşın iki favorisi de asker kökenli. en önemli rakibinin, oyların yüzde 43'ünden fazlasını alması beklenen Su- silo Bambang Yudhoyono olduğu be- lirtiliyor. Doğu Timor'da insanlığa karşı suç iş- lemekten yargılanmak üzere hakkında suç duyurusunda bulunulan eski Silah- lı Kuvvetler Komutam General WTran- to'nun ikincilik için Sukarnoputri ile ya- nştığı gözlenirken diğer adaylar ılımlı Müslüman lider Emin Reis ve şu anki De% let Başkanı Yardımcısı Hamza Haz onlan izliyor. Dünyanın en büyük Müsiüman nü- fusuna sahıp olan Endonezya'da yapı- lan seçimde, eğer ilk turda hiçbir aday seçmenlerin yüzde 50'sinin oyunu ala- mazsa en fazla oyu alan iki aday 20 Eylül'de tekrar karşılaşacak. Eski başkan sözünü tutmadı Kamuoyu yoklamalannın gösterdiği bir dığer sonuç, seçmenin en büyük kaygısının ekonomi ve gü\enlik oldu- ğu. Ülkeyi üç yıldır yöneten Megawa- ti Sukarnoputri iktidara, reform sözüy- le gelmişti. Ancak yolsuzlukla müca- dele, artan ışsızlık ve süregelen dini ve aynlıkçı şiddet konusunda başanlı ola- madığını düşünen Endonezyalılar ha- yal kınkJığı içinde. Seçime katılan tüm adaylar, işsizlik, fakırlik ve yolsuzlukla mücadele sözü verdi. Seçmenin büyük bölümünün ter- cihini kendisinden yana yaptığı Gene- ral Yudhoyono, mart ayına kadar kabınede Güvenlik Bakanlığı yapmıştı. İsraiVe nükleer baskısıdehai Vanunu, Ku- düs'teki tsrail tnsan Haklan Derneği önünde, bu açıklamaları yapüğı gazetenin oriji- nal kopyasını basın mensuplanna gösterdi. İsrail'in nükker suian üzerinde yoğunla- şan Birleşmiş Milletler l luslararası Atonı Enerjisi Kurumu (IAEA) BaşkanıMuham- med £1 Baradey bugün İsrail'e gidiyor. Baradey'in iki gün sürecek zryaretinde İsrailli yetkilileri, nükleer süahlara ya da bunu yapacak kapasiteye sahip olduğu yönünde açık- lama yapmaya zoriaması bekleniyor. (Fotoğraf: AP) Başbakan Erdoğan Ürdün'e gitti Kral Abdullah ile özel görüşme ANK\R4 (CumhurKet Büro- su) - Başbakan Tayyip Erdoğan, resmi programında yer almadığı halde dün Ürdün'e gitti. Ziyare- tin gerekçesini gizli tutan Başba- kanlık, "OzeJbirgöriişmeyapüa- cak" açıklaması ile yetindı. Er- doğan, bu özel gö- rüşmeye, dış politika danışmanlannı ve diplomatlannı götür- medi. Erdoğan, geçenay ABD'de gerçekle|en G-8Zirvesi'ndeUr- dün Kralı Abdullah ile bir araya geldi. Kral Abdullah, Chi- cago ziyareti sırasında özel gö- rüşme yaptığı Erdoğan'ı Ürdün'e Veliaht Prens tbrahim Hamza nın düğününe davet etti. Istanbul'da- ki NATO zirvesi sırasında da\e- tini yineleyen Abdullah, yazılı da- vetini Erdoğan'a ulaştırdı.Başba- • Erdoğan görüşmede Ürdün'de Uzanlar'ın mal varlığını da gündeme getirdi kan Erdoğan'ın bu görüşmeyi giz- li tutması ise dikkat çekti. Resmi programda yer almayan Ürdün zi- yaretini pazartesi günü kamuoyu- nun bilgisine sunan Başbakanlık, görüşmenin özel olacağını belirt- ti. Edinılen bilgiye göre, Erdoğan bu görüşmede Ur- dün'de şirketleri bulu- nan Uzanlar'ın mal var- lığını da gündeme ge- tirdi. Erdoğan, Ürdün'e özel davet nedeniyle gittiğini söyledi. Dışiş- leri Bakanı Abdullah Gül de bu konuda "Özel bir görüşme ya- pacaklar" demekle yetindi. Erdo- ğan"ın görüşmede, NATO zirve- si sonuçlan ve îstanbul Gırişi- mı'nde alınan kararlar, Büyük Or- tadoğu Projesi'nde NATO'nun ro- lü gibi konularda Kral Abdullah'a bilgi verdiği de ifade edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle