17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2004 CUMJ HABERLER BM'nin Türkiye Madde Kullanım Profili çalışması, uyuşturucu madde kullanım yaşının giderek düştüğünü ortaya çıkardı. Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Samsun'da yapılan araştırmaya göre, lise öğrencilerinin yarısı sigara ve alkol kullanıyor. Esrar ve sakinleştirici ilaçlar, öğrencilerin arkadaş grubu içinde ilk kullandıkları maddeler ve gençlerin bu maddelere başlamalarındaki en büyük neden merak ve arkadaş. O U I 1 îlk kullanım yaşı uçucu maddelerde 11 'e, esrarda 16'ya, Extacy'de de 17'ye düştü turucukıskacındaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşmış Mılletler (BM) Uyuşturu- cu ve Suç Ofısi tarafından ilgili kurum ve kuruluşlann katkılanyla gerçekleş- tınlen "Türkiye Madde Kıü- lanını ProfiB 2003 " çalışması, uyuşturucu kullanımımn ulaş- tığı boyutlan gözler önüne serdi. Adana. Ankara, Diyarbakır. istanbul, Izmir ve Samsun'da yapılan araştırma- ya göre, lise öğrencilennın yansı siga- ra ve alkol kullanırken gençler 16 yaşın- da esrar, 17 yaşında da Extacy kullan- maya başlıyorlar. Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda sonuçlandınlan çahşmanın bulgulan Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi \e Eğitim Merkezı'nde açıkJandı. Çalış- maya göre araştırma yapılan illerin ta- mamında uçucu madde. esrar, Extacy eroin ve damar yolundan madde kulla- nımı giderek artıyor. ESRAR VE UÇUCU MADDE Anketle yapılan çalışmanın sonuçla- nna göre, Türkiye'de en çok esrar ve uçucu maddeler kuilanılıyor. Bunlan daha az oranlarda olmak üzere eroın ve diğer uyuşturucu maddeler ızliyor. îlk kullanun yaşı uçucu maddeler için 11 iken esrar \ e Extacy içın sırasıyla 16 ve 17. Genel olarak tüm maddeler içuı ılk kullanım yaşı 25'in altında. Madde kullarucılannın çoğunun yaşı ise 15-34 arasında değışıyor. Çalışmaya katılan lise çağındaki 16 yaş grubu öğrencilerin hemen hemen yan- sı sigara ve alkol kullamyor. Bu öğren- cilerden, erkeklerin yüzde 6'sı ve kızla- nn yüzde 2 sı esrar; tüm öğrencilerin yüzde 4'ü uçucu madde, yüzde 3'ü re- çetesiz edindiklen bır sakinleştirici, yüz- de 3'ü performans arttırmak amacıyla kullarulan ilaçlar \e yüzde 2'si Extacy kullandığını belırtıyor. Çalışmaya göre, esrar ve sakinleşti- rici ilaçlar, öğrencilerin arkadaş grubu içinde ilk kullandıklan maddeler ve gençlerin bu maddelere başlamalann- daki en büyük iki etken, merak ve ar- kadaş. BM Türkiye Koordınatörü Jakob Si- monsen. çalışma sonuçlanna göre tüm illerde madde kullanımında artış oldu- ğunun gözlendiğini, ancak Avrupa ülke- lerine göre yıne de Türkıye'deki kulla- nım oranlannın az olduğunu söyledi. Simonsen. madde kullanımına karşı eğitımin önemine ışaret ederek özellık- le gençler arasında yoğun olan madde kullanımını engellemek ıçin aıle bağla- nnı güçlendiren. sağlığı destekleyen ai- le politikalannın oluşturulması gerek- tieinı kavdetti. DEPRESYON ORANI YÜKSEK On çıraktan biriintihan denediMERStS (Cumhuriyet) - Mersin Üniversite- si Tıp Fakültesı'nden psıkıyatr ve halk sağlığı uzmanlannın Mersın Çıraklık Eğitim Merke- zi'nde (ÇEM) yaptığı araştırma, çıraklık yapan çocuklarda depresyon oranının yüksek olduğu- nu ortaya çıkardı. Araştırmaya katılan 1152 çı- raktan 124'ünün son bir yıl içinde intihargiri- şiminde bulunduğu belirlendı. Mersin Ünıversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağ- lığı ve Psikiyatn bölümlerinden Yrd. Doç. Dr. SevaÖner, Yrd. Doç Dr. Resul BugdaycL Yrd. Doç. Dr. Tayyar Şaşmaz. Arş. Gör Dr. A. Öner Kıırt ve Yrd. Doç. Dr. Fevziye Toros tarafından yürütülen araştırmaya Mersin ÇEM'de eğitim gören 96O'ı erkek ve 192 si kız toplam 1152 çocuk katıldı. Araştırmayla, çıraklann yüzde 83'ünün 19 yaş altı olduğu belirlenirken, 230 çocuk işyerinde • . . . . "küfrevealaya", 87 I şyennde dayak ç o c u k & «şjddere I yiyen ÇOCUklarm maruz kaldığmı be- yüzde 34'Ünde, lirtti. İşyerinde da- alay ve küfre > rak v ı y e n ç°cukia- maruz kalanların f J^de M'ünde, •• -ı e j v j alay ve küfre maruz VUZde 61 inde kalanlann yüzde depresyona 61 "ınde depresyona rastlandl. rastlandı. Depresyon Slkllğl Depresyon sıklığı erkek çıraklarda erke , k ^ f ^ •• j . ö f i c vuzde26.6, kızlar- yUZde26.6 da yüzde 17 olarak kızlarda yuzde 17. t e s p i t e diiırken, bu rahatsızlığın görül- düğü çocuk sayısı toplam 214 olarak belırlendi. Çıraklann yüzde 20.1 "inin son bir yıl içinde en az bir kez ış kazası geçirdiği belirtildi. AlLELERİN CELIR DÜZEYİ DUSUK Araştırma, çocuklann aileleleriyle ilgili de dikkat çekici verileri gözler önüne serdi. Çırak- lann ailelerinin yüzde 62.6'sının ayhk gelirinin asgari ücretin altında olduğu, yüzde 37.4'ünün hiçbir sosyal güvencesı olmadığı ortaya çıktı. Ailesinde kavga ve geçimsizlik olduğunu söy- leyen çıraklarda depresyon görülme sıklığı da- ha fazla olduğu tespit edildi. Araştırmanın en çarpıcı bölümü ise çocuk- lann yaşama sevincinın olmamasıyla ilgili. Çocuk çıraklann yüzde 10'unuoluşturan 124'ü son bir yıl içinde intihar girişiminde bulun- duğunu söyledi. HIV taşıyan veremhastalan, AIDS'ekarşı savaşımı kazanamıyor İnsanlığın ikibelası O N C E V E R E M L E SAVAŞEsld Güney .\fiTkaCumhurbaşkaıuNel- son Mandela, veremle savaşa yeterii önemi verilnıenıesi durumunda AIDS'e karşı yürütülen savaşm kazanılamayacağuu söyledi (Fotoğraf: REUTERS) UIMUTULAN HASTALIK YENİDEN HORTLADI FRANKFURT (Cumhumet) - 20 yıl kadar önce artık etkisizleştiği Dünya Sağlık Örgütü (WH0) tara- fından açıklanmış olan verem hasta- lığı yeniden ve etkin bir şekilde or- taya çıktı. WH0 verilerine göre her yıl 8 milyon kişi verem hastalığına yakalanıyor. Bu hastalardan 2 milyonunun yaşamını yitirdiğini belirten WH0, hastalığın özellikle Uzakdoğu, Hin- distan, Zimbabve, Kenya, Güney Afrika gibi ülkelerde hızla yaygın- laştığını, Estonya, Litvanya ve Le- tonya'da ise arttığını vurguluyor. YoKS(SULLARI SEVIYOR... 1903 yılında verem hastalığı ile savaşım vermek ıçin kurulmuş Mer- kez Komisyonu'nda (bugünkü adı Akciğer Birliği -Lungenlıga-) uzun yıllar çalışmış olan Isviçreli doktor Pierre Zeflweger'in behrttiğine göre ağırlıklı olarak yoksul ülkelerde or- taya çıkan verem hastalığının tedavi- si de zor. Ortaya çıkan verem daha önce bilinmeyen Mykobakten'den kaynaklanıyor ve buna karşı henüz etkili bir koruyucu bulunmuyor. Afrika'da, Uzakdoğu'da yaygın görülen AIDS de vücuttaki korunma sistemini etkisizleştirdiği için vere- min hızla yerleşmesine yol açıyor. Isviçre ile ilgili bilgi veren Zell- vveger, yılda ortalama 10 kişiye ve- rem teşhisi konulduğunu, bunlann da veremin yaygın olduğu ülkeler- den geldiklerini belirtiyor. Her yıl veremden yaklaşık 1 milyon 600 bin kişi ölüyor. Bu rakamm dörtte birini AIDS hastaları oluşturuyor. Geçen yıl AIDS'ten ölen 3 milyon kişiden üçte birinin veremli olduğu belirtiliyor. Dış Haberler Servisi - .\efeon ÎVIandeJa nın kariz- ması ve Bill Gates'ın çek deften. özellikle AIDS hastalannda ölüme yol açan vereme karşı savaşımda bır araya geldı. Eski Güney Afrıka Çumhurbaşkanı Nelson Mandela. Tayland'ın başkenti Bangkok'ta düzen- ienen AIDS Konferansı'nda yaptığı konuşmada, veremle savaşıma daha fazla önem verilmesı ge- rektigini vurguladı. Mandela, uluslararası toplulu- ğun veremle savaşıma yeterli önemı vermemesı durumunda AIDS'e karşı yürütülen savaşunın ka- zanılamayacağını söyledi. KoRKUNÇ IKILI Dünyadaki 38 milyon AIDS hastasının 14 mil- yonu aynı zamanda verem hastası ve bu durum AIDS'in kötüleştirdiğı bağı- şıklık sisteminın veremle savaşama- masına neden oluyor. Güney Afrika 5.3 milyon kişiyle AIDS hastası en fazla olan ülke durumunda. Dünya nü- fusunun üçte biri de veremle yaşıyor. HIV taşıyan verem hastalan AIDS'le başa çıkamıyor. Bill Gates. kendisı ve eşi adına kurduğu fondan AIDS ve verem araştırmalan için 45 milyon dolar ba- ğış yaptı. Gates, söz konusu parayı ABD'de verem ve AIDS konusunda araştırmalar yürüten CREATE adlı kuruluşa bağışlıyor. Paranın. HIV enfeksiyonuyla birlikte veremin de yaygın olarak görüldüğü bölgelere aktanhnası öngörülüyor. ÇoĞU HASTA FARKINDA BİLE DEĞİL Her yıl veremden yaklaşık 1 milyon 600 bin ki- şinin öldüğünü belirten kuruluş, söz konusu raka- rrun dörtte birini AIDS hastalannın oluşturduğuna dikkat çekiyor. Geçen yıl AIDS'ten ölen 3 milyon kişiden üçte birinin de verem hastası olduğu belir- tılıyor. CREATE'den HelenGayle. "HTV/AIDS'ten kınlan ülkelerde veremin de yıkıcı bir etid\1e geri döndüğüne tanık oluvoruz. Bu durumla başa çıkabilmek için yeni stratejilerin oluşturulması gerekiyor. CREATE'nin işi de bu" diyor. Dünyada 2 mılyar insanın (dünya nüfusunun üçte biri) verem basili taşıdığı, ama hastalığa yakalanmadığı ya da semptomlann farkında olmadığı belirtiliyor,. BIRBAKMA SERVER TANİLLİ Vedat Günyol'u Tanımak.!••• Haftalık yazılanmı, cuma günü yayımlanmak üze- re, çarşambalan kaleme alınm. Bugünkü konum da, Vedat Günyol. Masamda, bir tepe haşmetinde eserieri önüm- de. Onların gölgesinde oturmuş, anılan da katarak, geçen hafta sonsuzluğa uğurladığımız o büyük ay- dını anacağım. Rastlantının güzelliği, bugün 14 Temmuz: Fran- sız Devrimi kutlanıyor. Bir bayram ve Paris'te dev bır geçit töreni; Fran- sızlann tek bir yürek gibi çarptığı tek gündür bu gün. Televizyondan akseden görüntülerden bu açıkça da anlaşılıyor. 14 Temmuz günü, Fransa'da, sağ-sol, şu parti filan parti, hatta din-mezhep aynlığı ortadan çeki- lir; tek gerçek, "Cumhuriyet"İır. "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik"t\r o. Ve "laik"tir Cumhuriyet. Fransız, oCumhuriyet'ın "yurttaşı"öırvebunun- la gururlanır çünkü Cumhuriyet'in ülkesine kazan- dındığı değerler, Fransa'yı da aşmıştır, "evrensel"dir. Hatınmdadır, söylemelıyim: Birkaç yıl önce Fran- sa'da bircumhurbaşkanlığı seçıminde, ılktunda, fa- şist Le Pen öne çıkmıştı; sağcı-solcu bütün parti- ler, ikinci turda, "Cumhuriyet adına" ittifak ederek tehlikeyi savuşturdular. Geçen yıl da, Fransa'da türban yanlıları ortalığı kanştırdıklannda, Fransız Içişteri Bakanı Nicolas Sar- kozy haykırmıştı: "Yasa, herkes için aynı ve tektir. Fransa'da Cumhuhyetçi değerlere aykın bir Isla- miyet olamaz!" Sağcıydı, ama Cumhuriyetçı değerler derken, laikliği kastediyor, kol-kanat oluyordu ona, Bu işin erdemi bu! Unutmamalıyız: Fransız Devrimi, bizim tarihsd mi- rasımıza dahıldir. 14 Temmuz, bizi de duygulandı- nrken düşündürmez olur mu? • Vedat Günyol'a nereden başlamalı? İlk anım, 50'li yıllarda, Yeni l/fu/c/ar'dır. Bir dergı idi bu. Vedat Günyol, 1952'de Orhan Burian'la beraber, Ufuklar'\ kurmuştu; Burian'ın - zamansız- ölümünden sonra, Günyol, onu Yeni Ufuklar adıyla, 1976'ya kadarsürdürecektir. Demok- ratParti'nin "karanlıkçı" politikasınakarşı, bizgenç- leri alır, gerçekten "yeni ufuklar"a götürürdü. 1959'da da, Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte, Çan Yayınlan'nı kurdu. Orada, hümanist yazariann ya- nı sıra, 18, 19 ve 20. yüzyılın yazar, düşünür ve fi- lozoflannı görürsünüz. Nasıl saymalı? Eyüboğlu ile biriikte, Babeuf ten çevirdiğı Dev- rim Yazılan'nm 6O'lı yıllarda ne derin yankılarını ha- tırlıyorum. Eserden ötürü Ağır Ceza Mahkeme- si'nde yargılanmışlardı. Başkayayınevleri. özellikle Marksist kültürümü- zü derinden derine yenılerken, Çan Yayınlan da, ger- çekten bir çağdaş düzeye çıkarmıştır fikrî dağan- mızı. Bu eserierin birbölümünde, çevinnen olarak Ve- dat Günyol ile Sabahattin Eyüboğlu beraberdir. Her ikisi, eleştiride ve denemede hümanist bir çizgide- dirier; ve Aydınlanma felsefesinin mirasçılandır. Fikir tarihimizin saygın bır sayfasıdır bu. Vedat Günyol'ujdaha da yakından tanımak isti- yorsanız, Ahmet Ümit'in kaleminden çıkmış -çar- pıcı- bir portre sunacağım okurlanma, buyurunuz: "Vedat Günyol, ülkemizde de bir rönesansın ya- şanmasını istiyordu. Aynı doğrultuda düşünen Sa- bahattin Eyüboğlu, Azra Erhat ve Cevat Şakir'/e birlikte ülkemize özgü bir aydınlanma ve hümaniz- ma projesi oluşturmaya çalıştılar. Vedat Günyol'un yazın uğraşı bu düşüncenin gerçekleşmesine adan- mıştır. Aydınlanma ve hümanizma düşüncesi an- laşılmadan Vedat Günyol'u anlamak olanaksızdır. Yazılannda dil ve düşünce aynı arnaca hizmet eden olgulara, olaylara, düşüncelere, bilimsel kuşkucu- lukla bakmak, soru sormak, eleştirmek, ama hiç- birzaman hoşgörüyü yitirmemek. Popülizme düş- meden halkı eğitmeye çalışmak, elitizme düşme- den yüksek kültürü özümsemek. Buyüzdenyalın, anlaşılması kolay sözcüklerte yazar Vedat Günyol. Sözcüklerini özenle seçer. Denemeleri içten bir konuşmaya benzer. Somut yaşamdan düşünce- ye, düşünceden yaşanmış olana bir mekik gibi gi- der gelir kalemi. Kuşkuculukla hoşgörü aynı de- ğer katında yer alır. Dine, dogmatik düşüncelere karşı aklı öne çıkanr. Ama aklın insanı boğmasına, yaşamın yalnızca gelişmeye indirgenmesine de karşı çıkar: Teknoloji, yaşadığımız yeryüzünü ce- henneme çevirirse, bu gelişmişlik neye yarar ki? Güzel insan, yalnızca akıllı olan insan değildir. Ak- lıyla, duygularını, güdülerini banştırmış insandır". Bu insanı, başta gençler, eserlerini okuyarak tanımakta gecikmesinler dilerim... Anaokuluna psikolog zorunhüuğu ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-MiUi Eği- tim Bakanlığı yaptığı yönetmelik değişiklığiy- le anaokullannda psiko- log bulundurma zorun- luluğu getirdi. Bakanlık, anaokulu açmayı kolaylaştırmak amacıyla okullarda bu- lunması gereken stan- dartlarda da değişıklık- ler yaptı. Yönetmelikle getirilen yeni düzenle- meler şöyle: s/ Anaokullarında görevlendirilecekperso- netin arasına. usta öğre- tki memur, doktor, psi- kolog, aşçı, kaloriferci. şoför. teknisyen. hizmet- ti ve bekçi eklendi. %/ Okullara kayıt sı- rasında istenilen belge- lere "aşıkarü'1 eklendi. \/ Bakanhk merkez, taşra ve bağh kuruluş- larda göre\ yapanlarm çocukian için yüzde 25 veaynıokuladevam eden birden fazlaçocuğu olan velilerin her bir çocuğu içinyüzde 15indirim ja- pdniasmaOişkinhüküm- ler kaldınldı. • Okul Öncesi Eği- tim Genel Müdürlüği ve Özel Eğitim Gent, Müdürlüğü'nün ortak çalışmasıyla yönetme- lik paralelinde "stan- dartlar yönergesi" ha- zırlandı. Buna göre, özel anaokulu açmak için okullarda uyku, mûdür ve öğretmenler odası bu- lundurma zorunlulukla- n kaldınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle