17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Gus Van Sant 'ın bugün gösterime giren 'Fil % geçenyıl seyrettiğimiz Michael Moore 'un 'Benim Cici Silahım 'ıyla benzer konuda, ama bütünüylefarklı bir dram Bir Amerikan Kseshıde vahşet o kJ imdiye dek Kara Tahta Cangıh'ndan Sevgili Öğretmenim'e kadar okul sıralanndaki sorunlu gençliğe ilişkin seyrettiğimiz yığınla filmden farklı bir yapı gösteren Fil'de, bir taşra okulu ortamını resmederek bir grup öğrencinin günlük yaşamından kesitler veriyor bağımsız Van Sant. Geçen yıl en iyi yönetmen seçildi- ği Cannes'da, Uzakın önünde Altın Palmiye'yı kazanan ve bir yıl gecik- meli olarak bugün bizde gösterime giren son filmi Elephant-Fil. ba- ğımsız sinemadan yetişip 199O'lı yıllann yansından ıtıbaren, Nicole Kidman la To Die For, Matt Da- mon-Ben Affleck'le Good Will Hunting-Can Dostum, Sean Con- nery-Murray Abraham'la Finding Forrester gibı bazı göstenşli Holly- wood yapımlan imzalayan Gus Van Sant ın aslına, köklerine dönüşünün eseri. Amerikan liselennde, son yıllarda yaygınlaştığı gözlenen katlıam olay- lanndan esinlenerek harekete geçen, bağımsız kökenlı Van Sant'ın kame- rasını bu kez sıradan bir günün ya- şandığı. Portland-Oregon'daki sıra- dan bir Amerikan lisesine çevirdiğı Fil, ele aldığı okulda şiddet olayına gerçeklerden aynlmayan, oldukça mesafelı \e muğlak bir tarzda yak- laşıyor. Şimdiye dek Kara Tahta Cangı- lı'ndan Sevgili Öğretmenim'e kadar okul sıralanndaki Anglosakson gençliğıne ilişkin seyrettiğimiz ve aşinası olduğumuz yığınla filmden farklı bir yapı gösteren Fil'de, bir taş- ra okulu ortamını resmederek bir grup öğrencinin günlük yaşamından kesitler veriyor Van Sant. Uzun planlara dayanan. ağır geli- şen, minimal anlatımı, Beethoven'in Für Elise'siyle elektronik müzikara- sında gidip gelen bir ses bandıyla, aynntılı görüntülerle, akıcı bir mon- tajla desteklenmiş. Oregon'daki gerçek bir lisede, ger- çek öğrencilerle ve büyük ölçüde do- ğaçlama çekilmiş filmde. yıllann profesyoneli Timothy Bot- tomsla. Matt Malloy ve Ellis E. VVilUams dışın- da, filmde gerçek adla- nnı kullanan bır grup gerçek öğrenciyı oy- natmayı yeğlemiş Van Sant. Son iki filmınde (Finding Forrester'la (2000) göremediği- miz Gerry'de (2002) birlıkte ça- lıştığı Harris Sa- vides'ın ka- merasıyla peşlerine takıldı- ran Brittany. Jordan, Nicole (B. Mo- untain. J. Taylor, N. George), öteki kızlarca dışlanmış, kütüphaneye koş- rurmaktaki, sınıfın hafizı ve çirkın ör- deği Michelle (Kirsten Hicks), hete- ro'larla gay'lerin bir araya geldıği bir toplantıya katılan, Johiı'a da kesik Acadia (Alicia .VlUes)... Namlu hedefte Van Sant'ın okul ve içindekıler hakkında farklı düşünceler besleyen iki delikanlı kahramanı daha var nun ucunun hedefe doğrultulduğu, tıka basa ölümle, öldürmeyle dopdo- lu, cinai video oyunlanna düşkün- lükleri, Alex'in piyanoda Beetho- ven'den döktürmesi. görev gününün sabahında duşta öpüşmeleri, inter- netten seçip verdikleri silah sipariş- leri, Alex'in güzel sanatlara belirgin yeteneği ve bir kez daha kolay yol- dan suçun Nazilere atıldığı o Adolf amcanrn inip çıkan sesi eşliğinde i- ki kankanın izlediği, Naziler üstüne beylik TV belgeseli. Koridorlarda, sınıflarda, ye- mekhanede ya da okul bah- çesinde takip ettiğimiz, ça- lışan, lafla- yan, flört e- den ya da boş boş va- kıt geçiren genç kahra- manlanna yapımcısı olduğu ama kesinlikle TV ekranı içın, reyting kaygısıyla kota- nlmış bir suç patlaması filmi olma- yan Fil. geriye-ileriye sıçramalarla doğaçlamadan gidiyor, neden-sonuç göstermeksizin ve çözüm önermek- sizin. Rahatsız edlcl ve düşündürücü bir fllm Yeniyetmeliğin zorlu aşamalannı göğüslerken şiddete yönelen, kesin- likle genç olmanın anlamrndan biha- ber Alex'le Eric'ın büyük ciddiyet içinde hazırlandığı katliamı tüm ay- nntısıyla yansıtan çekimleri ve başa- nlı takım oyunculuğuyla da akılda kalan bu düşük bütçeli. sıra dışı fılm, eleştirmenlerce alkışlanan Gerry'si- ni dışta rutarsak Van Sant'ın bir çe- şit belgeselcı estetiğinin ürünü de sa- yılabilecek minimal sinemasının son yıllardakı doruğu kuşkusuz. Gençlere ilişkin sorumluluklannı yetişkinlere hatırlatan ve rahatsız edıci olduğu kadar düşündürücü de olabilen, ABD'de fil gibi orta yerde, koskocaman duragelen, okulda şid- det sorununu gözümüze sokan bu il- ginç dramı seyretmek, meraklısı için kuşlcusuz şart ve kaçınılmaz! gençler, alkolik babasına (T. Bot- toms) göz kulak olmaya uğraşan. sa- nşın uzun saçlı John (J. Robinson), fotoğraf tutkunu Eli (E. McCon- nell), antrenmandan çıkan sportmen Nate'le (N. Tyson) fettan kız arka- daşı Carrie (C. Finklea), kafeterya- da yakışıkhlara göz süzen, anneleri- ni çekiştiren, tuvalette yediklerini çı- karan, dedikoducu bir üçlüyü oluşru- asıl: Inanılmaz gaddarlıktaki katliamı planlayıp komando gıysileriyle oku- la dalarak spor çantalanndan çıkar- dıklan otomatik sılahlarla önlerine çıkanı vurup öldüren iki kanka, Alexle Eric (A. Frost, E. DeuJen). Bir ellen yağda bır elleri balda bü- yümüş, 14-15 yaşlanndaki varlıklı, sağlıklı bu canavar ikilinin geçmişi- ne ilişkin öğrendiklerimizse namlu- olabildiğince yansız, hatta yer yer ifadesiz 'bakan' Gus Van Sant, Michael Moore'un geçen yıl salon- lanmızı şenlendiren, keskin eleşti- rel Bovtling for Columbine-Benim Cici Silahım başyapıtı gibi, gerçek- leri solcu bakış açısından gözümüze sokmaya yeltenmeyip sorulara ko- lay yanıtlar vermiyor Fil'de. Amerikan TV kanalı HBO'nun Elephant Yönetmen, senaryo, montaj: Gus Van Sant / Kamera: Harris Savides / Oyuncular: Alex Frost, Eric Deulen, John Robinson, Elias McConnell, Jordan Taylor, Carrie Finklea, Brittany Mountain, Nathan Tyson / ABD 2003 (Pra Films) ENİBAŞL4YANL4R - YENÎBAŞLAYANL4R KÖTÜ KIZLAR / Mean Clrls Gösterime bugün giren Kötü Kızlar. Mark S. YVaters'ın yönettiğı bır gençlik komedisi. Film, çocukluk yıllarını Afrika'nın ücra köşelerinde geçiren 15 yaşındaki Cady Heron'un (Lindsay Lohan), aılesının Amerika'ya dönme karanyla değişen hayatmı konu alıyor. ABD'de Illionis eyaletindeki bu- lıseye başlayan Cady. kendini, o güne kadar hiç karşılaşmadığı bir ortarmn içinde bulur. Genç kızın okuldaki ılk arkadaşlan Janis (Lizzy Kaplan) ve Damien (Daniel Franzese) olur. Daha sonra okulun en zengin ve popüler grubu olan Plastıcs adlı çeteyle yakınlaşacaktır. Başlangıçta minnet duyduğu bu kızlar bir süre sonra Cady'ye sırt çevirince kızlar çetesi üyelerinin okulda estirdikleri terör ve uyguladıklan şiddetten Cady de nasibini alır. Cady'nin okulda beğendiği ve yakınlaştığı Aaron'un (Jonathan Benneth), çete üyelennden Regina'nm (Rachel McAdams) eski erkek arkadaşı olması aradaki düşmanlığı körükler. Mark S. VVaters'ın yönettiği 'Kötü Kızlar', yapımcısının yüzünü gişede fazlasıyla güldüren yeni bir gençlik komedisi. İ CÖİZLEYİCİ CÖZÜYLE... ERDAL ATABEK Seks için aşk gerekli midir?.. 'Aşk ve Seks', 'Seks için aşk gerekli midir, yoksa seks bir gereksinmenin giderilişi midir?' sorunsalına vanıt arıyor. Öğrenciler 'CinseJ Bilgiler Der- si'nden sınava giriyorlar. Bir öğrenci, arkadaşından sekizinci sorunun yanıtıru işaretle istiyor. Sekizinci soru şudur: - Mastürbasyon nedir? Arkadaşı sağ elinin parmaklannı bir- leştirip yukarı aşağı hareket etririyor. Öğrenci yanıtı yazıyor: - Uçurtma uçurmak Şili'de bir okulda Cinsel Bilgiler Dersi \ enliyor. Öğretmen güzel bir ka- dındır. Eğitim programında. öğrenci velılerinin de cinsel eğitim almalan vardır. Onlar da akşama okula geliyor- lar ve cinsellikle ilgili bilgiler üzerine sohbet etmeye çalışıyorlar. Ahşkın değiller, tutuk rutuk konuş- maya çalışıyorlar. herkes de kendi meş- rebine göre konuya katılıyor ya da öy- le suslcun. konuşulanlan dinliyor. 'Aşk ve Seks' bır Şili filmi. Yönet- men Boris Quercia, bu konu üzerine bir film yapmış, film izlenme rekorla- n kırmış. Filmın dokusu hem işin ciddi yanla- nna değıniyor. hem de komedi türün- den aynlmıyor. Böyle netameli bir ko- nu içın uygun bir seçim. Konuyu cid- diye alıyorsanız o yanına dikkat edıyor- sunuz, ciddiye almak istemiyorsanız komik yanına gülüyorsunuz. Öğretmen Louisa çocuklardan biri- nin babası Jorge ile aşk yaşamaktadır. Louisa'nın ressam bir sevgilisi de var ama Jorge ile yaşadığı aşkı ciddiye alı- yor. Cinsel bilgiler eğltlml Jorge, kitaplan da olan bir profesör, seksin ancak aşk ile anlamlı olabilece- ğini savunuyor. Oğlu bu okula geliyor, kansı ile de cinsel yaşamı sorunlu. Okuldaki tartışmalara katılıyor ve sek- sin aşk ile birlikte olması gerektiğini topluluğa açıklıyor. Alvaro genç ve yakışıklı bir erkek. Bu konuda yüksek özgüveni var, sek- sin kendi başına önemli olduğunu, aşk- la ilgisi olmadığını savunuyor ve elı yüzü düzgün her kadına potansiyel ya- tak arkadaşı olarak bakıyor. Bunu da açıklamaktan çekinmiyor, üstelik kadınlar da bu cüretkâr adama kayıtsız kalmıyorlar. Kansı, doğacak çocuğuna hamile ve sürekli ihmal edil- mekten yakınıyor. Bir başka çift, Emiüo ile Macarena sorunlu bir seks yaşamı sürdürüyorlar. Emilio'nun istekleri eşi Maca tarafın- dan 'acele ettigi, canını yaktiğı' ge- rekçesiyle reddediliyor. Maca toplantıda özel yaşamına iliş- kin bilgiler verince ciddi sorunlar çıkı- yor. Emiüo bu arada baldızımn vaktiy- le kendisine âşık olduğunu öğreniyor. Günümüzde de süregelen bir tartış- madır bu 'Seks için aşk gerekli midir, yoksa seks bir gereksinmenin gideri- İişi midir?' Film kendine özgü mizahı içinde bu tartışmayı beyazperdeye taşıyor. Film önemli değil. ama konu önemli. Oyuncular da temsil ettikleri kişile- re uyumlu seçimler. Şili'den gelen bir film olmanın ötesinde ele aldığı konu- nun da önemı var. Hele de bizım de çok düşünmemiz gereken 'Cinsel Bilgiler Eğirimi' ya- nı aynca ilgi çekici. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Mumcu'nun Başarısı önceki gün TBMM'de kabul edilen üç yasa ile kültür ve sanat dünyamız yeni bir döneme adım atı- yor. Bu üç yasanın yani, "Sinema Filmlehnin De- ğerlendirilmesi ve Sınıflandınlması ile Desteklen- mesi Hakkında Kanun", "Kültür ve Tabiat Varlıkla- nnı Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişik- lik Yapılması HakkındakiKanun" ve "Kültür Yatınm- lan ve Girişimlerini Teşvik Kanunu "nun, bazı eksik- likler ıçerse de bütün olarak kültür alanımızda çok önemli atılımlara yol açabilecek boyutlar taşıdığı- nı söyleyebıliriz. Kültür ve Turizm Bakanımız Erkan Mumcu'nun bu üç tasarının yasalaşması içın gösterdiği çaba- ların sonuca ulaşması ve tasarıların TBMM'de gö- rüşülerek kabul edılmesınin, kültür ve sanat çalı- şanlarına yeni bır şevk kazandıracağı kuşkusuzdur. Sayın Bakan'ı ve bu tasarıların hazırlanması sıra- sında, ılgıli sektörlerle birlikteçalışan Bakanlıkyet- kililerinı kutluyoruz. Yasalaşan tasarıların -kımi yazılanmızda değin- diğimiz- eksik yanları olsa da bu yasalarla getiri- len destek ve teşvikler, Cumhuriyet tarihimizin kül- tür alanındaki kilometre taşlarından birini oluştur- maya adaydır. Yeter kı, uygulamada da aynı karar- lılık ve süratle davranılsın ve bu yasalar şahıs ve şirket çıkarlarına alet edilmesin. Üç tasarı ile kültür alanımızın devletın tekelinden çıkarılarak çok aktörlü bir yönetime devredilmesi- nin yolu açılmış oluyor. Isterseniz bu konuyu biraz açalım. "Kültür ve Tabiat Varlıklan"na ilişkin yasa ile kültür varlıklanmızın korunması ve yaşatılması işlevini kaynak sıkıntısı ve bürokratik engeller ne- deniyle yeterince yerıne getiremeyen devletin, bu işlevini yerel yönetim ve sivil toplumla birlikte ye- rine getirmesinin önü açılıyor. Sinema Yasası ile özel sektör, bu güne dek sahıp olmadığı teşvik mekanizmalarına sahip oluyor. "Kültür Yatınmlan ve Girişimleri Yasası" da, kamu kuruluşlan ve sivil toplumun etkınliklerini destekleyecek fonlar yara- tıyor. özetle, üç yasada da devlet tekelinin yerini "çok aktörlü" bir yönetim anlayışı alıyor. Ülkemizde Cumhuriyetın kuruluş yıllarında kül- tür ve sanat alanında önemli hamleler yapan dev- let, 80'li yıllara dek bu alanda tek başına çalıştı. Kültür sanat kurumlarının oluşumundan, sanatçı- lann eğitimine dek önemli ışlevler üstlendi. Ama, Cumhurıyetin ılk yıllarındakı coşku ve dinamizm gi- derek yerini hantallığa, hatta eylemsizliğe terk et- ti. 80'li yıllarda, dünyadakı uygulamalara koşut ola- rak özel sektör bu alana ilgi duymaya başladı. A- ma, bu ilgi daha çok bırkaç büyük sermaye kuru- luşuyla sınırlı kaldı. Çünkü, Avrupa ve Amerika'da var olan özendirici yasalar bir türlü çıkarılamadı. Si- nema alanımızın gelışmesi için gerekli desteklerde bır türlü hayata geçirilemedi. Ahmet Taner Kışla- lı, Mesut Yılmaz, Namık Kemal Zeybek, Fikri Sağlar dönemlerınde bazı olumlu adımlar atıldıy- sa da temel yasalar bır türlü çıkarılamadı. AKP ik- tıdarının, Meclis'tekı çoğunluğunun verdiği avan- tajdan yararlanarak bu önemli tasarıları yasalaştır- ma başarısını göstermesi ve CHP'nin bu yasalar konusunda hükümete destek vermesi, kültür sa- nat dünyamız için büyük bir fırsattır. Şimdi, bu ya- salara ilişkin yönetmeliklerin en kısa sürede çıka- rılarak bu başarının meyvelerıni toplama zamanı- dır. Bu noktada da sivil toplum örgütlerimıze önem- li bir görev düşüyor. Yasa tasarılarının -özellikle Sinema Yasası'nın- Meclis komisyonlarında ve genel kurulda görüşül- mesi sırasında, CHP adına titiz bir çalışma yürü- ten, ıçinden geldiğı sinema sektörünün sorunları- nı çok iyi bildiği için tasarıya yapıcı eleştiriler geti- ren Berhan Şimşek'in önerdıği üç degişikliğin ka- bul edılmesı. tasarıdaki aksak yanların bir ölçüde düzeltilmesine yol açtı. örneğın filmlerin deger- lendirme ve sınıflandırmasını yapan kuruldaki Dı- şişleri Bakanlığı temsilcisi yerine sektörden bir ki- şi konularak sektör üyelerinin sayısının üçe çıka- rılması; aldığı krediyi geri ödeyemeyen yönetme- nin beş yıllık cezasının (bu süre içinde yeni bir pro- je sunamamak) üç yıla indırılmesı ve Değerlendir- me Kurulu'nca sakıncalı bulunan filmlere verilen destegın geri alınması yerine, uyarı ile yetinilme- si... Tabii, yasalarda "teşte"dedığimiz başka hu- suslar da var. Ama, şimdi bardağın dolu tarafını görmezamanı... vecdisayar yahoo.com • Kültür Senisi - Şanhurfa'da 'Sanat Sokağı'nın çevre düzenleme çalışmalanna başlandı. Şanlıurfa Belediyesı Fen îşleri Müdürlüğü'nde görevli inşaat teknikeri Mehmet Gülüdurmaz, yaklaşık bir ay önce Sarayönü Caddesi'ndekı bir sokağı tasan kapsamında, örnek sokak haline getirmek için çalışmalara başladıklanm söyledi. Sokakta, elektrik, kanalizasyon \ e stabilizasyon gibi altyapı çahşmalannın tamamlandığım vurgulayan Gülüdurmaz, yaklaşık 300 metre uzunluğundaki sokağın, parke taşlarla döşendikten sonra trafiğe kapatılacağmı ve ışıklandırma çalışmalannın ardından sokağın hizmete açılacağını dile getirdi. Kültür Servisi -'11. Uluslararası Istanbul Caz Festivali" kapsamuıda, bugün saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda piyanist Meral Güneyman, 'New Experience' adlı çalışmasıyla müzikseverlerle buluşacak. Bojan Zulfikarpasicin'den Astor Piazzola'ya, Dick Hyman'dan Tito Puente'ye, Jimi Hendrix'ten Nikola Radan'a kadar birçok müzisyenin yapıtlannın yer aldığı özel çalışmada Güneyman a Amerikalı flüt sanatçısı Nikola Radan, voırmah çalgılarda Belgrad Filarmoni Orkestrasf nın şefi Boris Bunjac ve kontrbasta Yaz Baltacıgil eşlik edecek. Sanatçının 20. yüzyıl caz ustalannın yapıtlannı içeren son albümü 'Nostalji' yakında çıkıyor, (0 216 556 98 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle