26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I3TEMMUZ2004SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ *> X S ^ "<I V- - - - •*£& TURHAN SELÇUK TA3-ATLI ÎSTAN3UL AB3İİLCAN3AZ' HAPİK0LAD2 İOLU? ÛTTTI". UfANJ I>AıE£yr Ö j ıMNAı7ı8. N EyPriLUNi)lZFÎL HOCA AMA 7A Antalya'ya önceki gün havayoluyla 40 bini aşkın turist geldi, geçen yıla göre yüzde 50 artış var Turizmdetemmuzbereketi T ürkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, bu yılın ilk 6 ayında Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 43.5 oranında artış gerçekleştiğini bildirdi. Haber Merkezi - Antalya'ya sadece önceki gün havayoluyla 40 bin 776 turist gelirken, yıl- başından bu yana Antalya'ya havayoluya ge- len turist sayısı 2 milyon 633 bin 77'ye ujaş- tı. Türkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜR- SAB) Başkanı Başaran Ulusoy. bu yılın ilk 6 ayında Türkiye'ye giriş yapan yabancı ziya- retçi sayısında geçen yılın aynı dönemine oran- la yüzde 43.5 oranında artış gerçekleştiğini be- lirterek "Bu, olağanüstü vüksekükte bir artış oranıdır" dedi. Antalya Havalünanı Şube Müdürlüğü'nden alınan bilgıye göre havayoluyla gelen yolcu sa- yısında 1 Ocak-11 Temmuz döneminde, ge- çen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artış gözlendi. Hedef 6 milyon turist Geçen yıl 11 Temmuz'da 1 milyon 760 bin 191 olan turist sayısı, bu yılın aynı gününde 2 milyon 633 bin 77'ye ulaştı. Bu yıl 6 milyon turist sayısına ulaşmayı hedefleyen Antalya, temmuz ayının ilk 11 günü itibanyla geçen yıl- lann temmuz ayı toplam rakamlannı da geç- ti. Antalya'ya geçen yılın temmuz ayında 2 mil- yon 296 bin 257, Temmuz 2002'de ise 2 mil- yon 568 bin 75 turist geldi. Turistik kent, 11 Temmuz Pazar günü ayn- ca, "Bir gündegelen turistsayısı" bakımından yeni bir rekora imza attı. Antalya Havalima- m'na dün gelen 40 bin 776 kişiyle son 3 yı- lın en yüksek rakamına ulaşıldı. Antalya'ya da- ha önce aynı gün ıçinde gelen yolcu sayısı, ge- çen yıl 27 Temmuz'da 40 bin 285 kişi olmuş- tu. TÜRSAB Başkam Ulusoy, son 3 yılda Tür- kiye'ye gelen yabancı ziya- retçi sayısında sürekli artış yaşandığını anla- tarak şunlan söyledi: "Ancak 2003 yıiında biiyük ölçüde Irak sava- şının yaratügı kriz, ayn- caSARS'ınetküerivete- rör olaylan nedeniyle, artiş kaydedilmekle beraber, önceki beklentilerimLrin al- ünda kalmışür. Türkiye açı- suıdan koşullann normale dö'nmesiyle esasen dalgalan- malara rağmen son 20 vılda çok başanb ve hızlı bir büyüme gösteren Türkiye turizmi, 2004 yıhnda olağanüstü bir yükseliş trendi ile geüşmeye devam etmektedir." - _ '..'»sr--Vv*j» y: İSİ Geçen yıl yaşanan turist yoğunluğu Antalya Havaalanı'nda sıkıntılı saatferin yaşanmasına neden olmuştu. Yerti ve yabancı turistler kuymklarda beklemek zorunda kalmışb. MARMARİS'İN SORUNU DÜŞÜK FİYAT MEHMET EJVÜN BERBER MARMARİS - Marmaris, turizmde farklılaşmaya çalışıyor. Güney Ege Tu- ristik Otelciler \ e tşletmeciler Birliği Baş- kanı Tayfiın Başkurt ilçenin "butikböl- ge" olması gerektığini söyledi. Marmaris'e, özellikle son 3-4 yıldır gelen turistlerin kalitesizlığinden şikâ- yet eden Tayfun Başkurt. tunzm işlet- mecilerine. TıyatpoJitikasınabaglıka- hn, kaliteyi arttinn" uyansında bulun- da. flçedeki büyük otellerin haziran ayında yüzde 90 doluluğa ulaşmasma karşın Marmaris genelindeki oranın yaklaşık yüzde 65 olduğunu dile geti- ren Başkurt, "Türkiye'ye giriş yapan turist sayısuıda önceki yıllara göre bü- yük artış var, ancak Antalya doymadan burası dolmuvor. Antalya, bu yıl yatak kapasitesini 25 bin artonü. Marmaris'in iç pazarla canlanacağuu düşünüyoruz" dedi. Euro'ya geçiş sonrası Alman- ya'da yaşanan kargaşanın Türkiye'ye gelen turist sayısım etkilediğini öne sü- ren Başkurt, nitelikJi turist konusunda şunlan söyledi: "Turistin kaütesiz olu- şunun nedenifhat poütikasınabağh kal- mamamız. Çok düşük n>atlara tatü sa- nyoruz. Marmaris'in bu şekilde bm-ü- me şansıyok. Standartlanvüksdtip ka- Kte\i artürmak zorundavız " Antalya'da eko-turizm yapmayıplanlayan yatınmcılann hevesi kursağında kaldı Otel geldi, kuşlar 6 cenneti' terk etti GÜRSUKUNT ANTALYA - Antalya'nın Serik il- çesine bağlı Boğazkent Belediyesi sınırlan içindeki 213 kuş türünün ba- nndığı Boğazak bölgesine 5 yıldızlı bir otel kuruldu. Kuşlar artık bölge- ye uğramazken. eko-turizm yapma- yı planlayan işletmeciler. tesisin içi- ne dev bir kafes kurarak güvercin ye- tiştirmeye başladılar. Önemli bir kuş alanı olarak bilinen ve neslı tehlike altında olan "pasbaş parka" gıbi bazı önemli kuş türlen- nin de bannma yeri olan Boğazak 'ta, kuşlann yanı sıra bölgeyi yaşam ve üreme alanı olarak seçen caretta ca- rettalann da sa)nlan azaldı. Akdeniz Üniversitesi 'nce Serik ilçesinin güne- yinde. Köprüça\' ve Acısu çaylan ara- sındaki Kocagöl'ü de kapsayan alan- da yapılan incelemede 213 kuş türü saptandı Oniversitenin raporunda, "Nesilden nesile korunması gereken, biyolonkzenginfikler taşıvan bir alan" tanımlaması yapıldı. Ancak 1986 yılında "BetekTurBan Alanı" kapsamına alınan bölge için imar planlan hazırlandı. 1990 yılın- da turizm alanından çıkanlarak "Özel Çevre KonımaAlanı" kapsamına alı- nan bölgede turistik tesis yapımma izin veren imar planlannda yasal değışı- me gidilmedı. BöylelikJe biryandan koruma altına alınan bölgede tunstık tesislerin de önü açıldı. 13 Ekim 2003 'te ÇED raporu olan Ten Tour da hemen otel yapımına başladı. Bu yıl temmuz ayının ilk haftasından itiba- ren 424 oda ve bin 726 yatakla hiz- mete giren Riva Club Paradiso, stra- tejisini eko-turizm üzerine belirledi. Ancak inşaat nedeniyle hiçbir kuş türü bölgeye uğramamaya başladı. Otel İşletme Müdürü Ortaan Avşar, bugüne kadar kırlangıç dışında hiç- bır kuş görmediklerini belirterek "Ote- lin içine dev bir kafes yapnk, içine de güvercin ko> duk. Zaman içinde baş- ka kuş türlerini de ko>acağız. Kuşla- n ve çevre ekosistemini koruyacağH" dedi. Türkiye Tabiatını Koruma Derne- ği Antalya Şube Başkanı HediyeGün- düz, olayı "acımastzJık" olarak nite- leyerek "Hükümet bir yandan sulak alanlann korunmasmı öngören ulus- lararası sözleşmeleri imzalarken di- ğer yandan bu kadar lavmetli bir ahn- da otel inşaatma izin verh-or." dedi. ENTERNET /MEHMET SUCU [email protected] Son on yıl içinde iyice yaygınlaşan internet, ya- şamın her alanında kendisini hissettiriyor. Igna- tio Romanet'in dedıği gibi bu süreç Yeni Dünya Düzenı'nin ardından Yeni İnternet Düzeni adıyla da anılabilir. Bu sütunlarda 10 Şubat 2004 tari- hinde yayımlanan yazıda Romanet'in şu yorumu yer alıyordu: "Bu yaygınlaşma yeni sorunlarya- rattı. Toplumsaladaletsizlikderinleşti. Zengin ül- kelerinternet kullanımının yüzde 91 'ini oluşturv- yor. Aslında bu, derinleşen Güney-Kuzey uçu- rumu ile tam bir koşutluk arz ediyor. Çünkû zen- gin ülkelerin nüfusunun yüzde 20'si, yeryüzü zenginiiklerinin yüzde 85'inin üzerine oturuyor." Bu almtının ardından aynı yazıda şöyle bir yo- rum yapmıştık: "Buuçurum, Romanet'in belki de tam olarak tanımını koyamadığı bir büyük sömü- njnün ilk taşı. Sayısal uçurum ise bu sömürü dü- zeninin son adımı... Aslına bakarsanız pek de birbirinden bağımsız değil. önce temel yaşam loynaklarını kontrol edeceksiniz, ardından da ner tür gelişmeyi baskı altına alacaksınız. So- luçta sadece siz büyüyeceksiniz, diğeheri ise si- ze hizmet edecek. ışte Neo emperyalizm." Aslırda Enternet köşesinin okurları bu sözie- in pekde yabancısı değil. Sadece 10 Şubat 2004 tarihli yazıda değil, defalarca dünyadakı ve ülke- Fukuyama'mn fütursuzluğumizdeki sayısal uçurumdan söz ettik. Sayısal uçurumun yoksulu daha yoksul, varsılı daha var- sıl hale getirdiğini defalarca dillendirdik. Japon kökenli Amerikalı düşünür Francis Fu- kuyama son günlerin en moda ismi. Bazılan ta- rafından Fukuyama, neoliberalizmin peygambe- ri olarak da nitelendiriliyor. Fukuyama'ya göre ka- pitalizm, önce insan beyninin ürettiği ve ardından da insan tarafından uygulanan, yani doğruluğu is- patlanmış bir idedir. Tarihin Sonu denemesinde Fukuyama bu gö- rüşünü şöyle dile getiriyor: "Tarihin sonuna ulaş- tığımızı söylerken kastettiğim tarihi olaylann so- na ereceği değil, fakat insan toplumlarının fark- lı yönetim şekilleri bakımından evrimin modem liberal demokraside vepiyasa temellikapitalizm- de zirvesine çıktığı idi." Fukuyama geçen hafta Observer'de yayımla- nan yazısında ise küresel uçuruma dikkat çeki- yor "Şimdilerde, Silikon Vadisi'ndeki tekno-liber- tenyanlann zenginliğin yaratıcılannınyolundan hü- kümetlerin çekileceğini ve giderek devletsiz bir dünya oluşacağını düşledikleri internet devrimi döneminden ne kadar da uzaktayız. Maalesef bu dünyada başkalan koşturmaktadır, bu dün- yadan yarariananlann özgüriüğü de giderek kı- sıtlanmaktadır. Radikal Islamcılar şimdi kafasını kestikleri esirierin videolannı internette dolaştı- rabilmektedir. Küreselleşmeyle biıiikte, zor kul- lanımına yarayan teknolojilerde demokratikleş- miş, böylece süper güce sahip bireylerin eline daha rahat geçebilir hale gelmiştir. Ulus devlet- ler, gûç kullanımında sahip olduklan meşru te- kel sayesinde bu boşluğu doldurmalıdır." Aslında yazı bir anlamda bugüne dek dile ge- tirdiklerimizi doğruluyor. Fakat şecaatini arz eder- ken sirkatini de bıldiriyor. "Maalesefbu dünyada başkaldın koşturmaktadır" diyor Fukuyama. Bu- nu söylerken de ABD hegemonyasına karşı baş- kaldırıdan ne kadar rahatsız olduğunu dile geti- riyor. Bu paragrafı dikkatle okuyalım: "Radikal Is- lamcılarşimdi kafasını kestikleri esirierin videola- nnı internette dolaştırabilmektedir."ABD'nin Irak'ı işgalinden, kadın çocuk demeden Iraklılan kat- leden bombalardan söz etmeyen Fukuyama, Ra- dikal Islamcılann videolannı internette ne cüret- le dolaştırabildiklerini sorguluyor. "Küreselleş- meyle biriikte, zor kullanımına yarayan teknolo- jiler de demokratikleşmiş, böylece süper güce sahip bireylerin eline daha rahat geçebilir hale gelmiştir" sözünün altında ise bu teknolojileri her- kesin kullanmasının engellenmesi isteğini göre- biliyoruz. Son olarak da kendi istediği şekilde bi- çimlenmesi gereken devletlerin güç kullanımın- da meşru bir tekele sahip olması gerektiğini vur- guluyor. Bunun altında yatan ise küçük fakat et- kin hatta ceberrut ve ABD uydusu devletlerin ağabeyleri gibi güç kullanma yetkisine sahip ol- malan yatıyor. Demokrasinin bir nimeti olarak gösterilen bilgi devriminden duyduğu rahatsızlığı fütursuzca di- le getiren Fukuyama, tüm ulus devletleri ABD'nin ve küreselleşmenin jandarması olmaya çağınyor. Böylece steril, zararsız, kontrol edilebilen bir dün- ya olabilecek. Küreselleşmenin alt başlığı olarak dayatılan bil- gi çağı, günümüzde yavaş yavaş yabancılaştır- ma ve yanıltma ile koşut gidiyor. Fukuyama'mn yazısından alacağımız çok ders var. Anlaşılan o ki bizi ve bizim gibi düşünenleri bir Fukuyama an- lamış, o da yanlış anlamış. DUZYAZI ORHAN BtRGİT 'Şessiz Bir Opgüt, Özel Bir Kültiir!' DSP'nin 25 Temmuz kurultayı için birden çok adayın genel başkanlık yanşına katılmasının, partinın örgutu- ne getiımeye başladığı canlılığı, başta genel başkan ol- mak üzere üst yöneticiler sanınm izliyor olmalılar. Medya uzun zamandan beri yok saydığı bir siyasal oluşuma, o oluşumun geleceğine yönelık yanşma ne- denı ile ve göreceli de olsa yer vermeye başladı. Med- yanın DSP'yı yok saymasını, bir önyargının nedeni ola- rak değil, partinin ne yazık ki, ardı ardına yapılan seçım- lerde alabildıği sonuçlarla bağlantılı görmek gerekıyor. Sokağa çıkmasını unutmuş bir polıtik öıgüte, sokakta- kı adam da aynı unutkanlıkla tepkisiz kalıyor. 25 Temmuz kurultayının hazırlıklan, bir ölçüde o tep- kisizliği ilgiye çevirebilir. Bunun tek koşulu, partı taba- nının DSP'nin bugünkü yöntemle bir yere gidilemeye- ceğini anlamasıdır. Oysa bugünkü öfgütyapısı, gelenek- sel uygulamaya öylesine alışmış olmalı ki; mesela Ay- dın II Başkanı, eski Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel'in zıyaretinde basın mensuplanna, "Genel baş- kanımız kimı işaret ederse biz onu destekleriz" derken, bu söylediklennin tek parti, tek şef dönemını çağnştır- dığını bıle bilememektedir. Genel başkanlar veliaht ata- yacaksa o zaman kongrelere ne gerek vardır? Dünkü D.H.A bülteninde gördüm. Eski Izmır Millet- vekili Saffet Başaran, bu kurultayda Sayın Zeki Se- zer'in nıçin daha şanslı olduğunu anlatmak amacıyla DSP'yi "sessiz bir örgüt ve özel bir kültüre sahip ola- rak" tanımlamış. Ensesine vurup lokmayı alacak ses- sizlik içindeki oluşumlar, sözcülük görevini genel mer- kezlerden bekledikleri ıçın, seslerini daha çok duyuran- lann karşısında kolayca yenilebilıyorlar. O yenilgilerin sür- memesi için değişimin zorunlu olduğunu, eski ve yeni her sorumluluk sahibı artık içine sındirmelidir. Her yurttaşın eşit oyu var Bunun için ilk atılacak adım, partıde kayıtlı herkesın -Genel başkanlar da dahıl- eşit bırer oyu olduğunu özümsemesidir. O oyu alabılmek için gırişılen yanşta, taraflann programlan tartışılacaktır. Tıpkı genel seçim- lerde yapıldığı gibi, kendisine en çok yandaş çekmek ıçın programlannı açıklayan, bununla da yetinmeyip kit- lelen arkasına alarak doruğa taşıyacağını kanıtlayanla- nn çevresinde bir güç oluşturulacaktır. Sayın Büierrt Ece- vit. CHP Genel Sekreterlıği görevıne böylesine bir yön- temle geldi. 18. kurultay öncesınde Ismet Inönü. Ece- vit'e partı örgütünü nasıl arkasına alabildiğini sormuş, "Gittiğım her yerde önce halk ile konuşuyor, onlara CHP'yı nasıl iktıdara taşıyacağımı anlatıyorum. örgût bu anlatımdan etkilenen toplumun baskısı altında be- nim arkamda toplanıyor" yanıtını almıştı. Bülent Ece- vit'in kapıkulu kışiliği taşıyanlardan hoşlanmadığını en yakından bılenlerden birisi de benim. 12 Mart 1971 dar- besine bu düşünce ile başkaldırdı. Rahmetli Nihat Erim'in 12 Mart yönetiminin başbakan adayı olmasını CHP'nın çıkarlanna aykın bulduğu için de genel sekre- tertik görevinden aynlmakta tereddüt etmedi. Erim için CHP grubunda yapılan güven oylamasında rahmetli Inönü, Genel Sekreter Şeref Bakşık'a, "Bakalım Birgit şimdi benim gıbi mi oy verecek?" diye üzenmde bir tür tatlı baskı uygulamak ıstemiştı. Yanında oturuyor, oyla- ma sonuçlannı kendisine sunuyordum. Hiç bekleme- den "Hay/rPafam"yanıtını verdim. "Benderetoyukul- lanacağım." 14 Mayıs 1972 kurultayında kendisini ge- nel başkanlığa götüren tarbşmalarda, dönemin genel sek- reteri Kamil Kınkoğlu, Inonü'nün Ecevit aleyhindeki söz- lerini eleştırmek amacıyla bu sözlerin padışah buyru- ğu, delegelenn de kapıkullan olmadığını söylemiş, ku- rultay çoğunluğu Kınkoğlu gibi düşündüğünü oylan ile ortaya koymuştu. Sayın Zeki Sezer, bir aydan beri ge- nel merkezin tüm olanaklan ile yapöğı pıupaganda ge- zisinde sadece Ecevit ünıversitesınin on yedi yıllık öğ- rencısı olduğunu söylemekleyetınıyor. Birde genel baş- kanın bir güneş gibi pariadığı için, çevresindeki yıldız- lann fark edılmediğıni söylüyor lyi ki dinleyenlerden bir kişi kendisine, "Yıldızlann parlaması için yoksa güneşi söndürecek misiniz" diye sormuyor. Nedense, başta Istanbul dmak üzere DSP'nin bugün- kü yönetim sorumlulan, delegeler üstünde sürekli ola- rak "vefa" borçlannı hatırlatma amaçlı ilçe toplantılan düzenliyorlar. Bu toplantılarda partilerine nasıl bir din- gınlik getınleceği, nasıl atılım yapılacağı ortaya konul- muyor. Geçen hafta kimi partılilenn Istanbul'da bu boş- luğu gidermek amacıyla genel başkan adaylan arasın- da bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemek istedikle- rinden söz etmiştim. Güvercinevi adlı ıntemet sitesi, bu isteğe öncülük ediyor. Genel başkan adaylannın söy- lemleri için, site sayfalannı yansız bir biçimde açan Gü- vercinevf nın, Zeki Sezer, Şükrü Sina Gürel ve Atila Mutman'a yönelik çağnsı yann akşam Kadıköy'de Aden Otel'de gerçekleşecek. Site editörü, açık oturumu be- nim yönetmemi istedi. İsteğini üstlendim. Umanm, Sayın Sezer, Gürel ve Mutman da yann ak- şam bu yuvarlak masanın çevresinde toplanır, sepetle- nndekı pamuklan kurultaydan önce ortaya koyarak dü- zeyli bir tartışma yürütülmesı için bana yardımcı olur- lar. Özellikle önyargısız bir toplantıyı izlemek isteyen her- kese, ama öncelıkle DSP kurultayının delegelenne ya- nn akşam saat 19.00'da genel başkan adaylannı ızle- me olanağını kaçıımamalannı öğütlerim. Politikanın barometresı, sessiz ve özel kültüre sahip olarak tanımlanan DSP'de Ecevit düşüncesini iktıdara taşıyacak değişim rüzgârlannın estiğini bildiriyor. Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] Çığırtkanlam son Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda işportacüann ardmdan "çığırtkanlarla" mücadele başladı. tn- sanlan rahatsız edecek düzeyde bağıran ve yurttaşlan taciz edan çığırtkanian çabşüran iş- yerlerine, dükkân kapatma cezası geliyor. Ko- nak Belediye Mectasi'nin aldığı karar, bu hafta- dan itibaren uygulamaya kondu. Çığırtkan ça- hşüran işyerlerine önce uyan, ardından para ce- zası, bunlann da yeterli olmaması durumunda dükkân kapatma cezası verilecek. Ç ığırtkanla- ruı, yurttaşlan çarşıdan kaçırdığı belirtilrvordu. (Fotöğraf: EMRE DÖKER)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle