18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2004 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaelı Çanakkale Izrnır Manısa /V/dın Denızlı PB PB PB PB B B B PB 24 27 27 25 28 30 30 28 Zonguldak PB 22 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB B Y 22 24 21 20 26 25 25 20 Adana B 29 B 27 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıırt Hakkâri Van B PB B B PB Y Y 27 28 31 26 26 19 16 Y 15 Yurdun kuzey ve do- ğu keamlen parçalı yer yer çokbulutlu, Karade- nız'ın ıç kesımlen, Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu ıle Yozgat ve Sı- vas çevrelerı sağanak ve gokgumltulu sağa- nak yağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek Hava sıcaklığında önemlı bır değışıklık ol- mayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Briiksel Pans Bonn B Y Y PB Y Y PB Y 28 17 11 18 15 14 18 16 Münıh Y 15 Zürıh Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y Y Y Y Y Y B 12 16 22 14 16 22 21 26 PB 14 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre Y PB Y Y Y Y Y A 18 28 18 27 22 19 14 30 A 32 0Açık Parçalı bulutlu Sısı Bukjtlu ^ Çok b-jıutlu ı Yağmurtu J > Sdlu »Gok guruftülü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Iktidar işine geldiği yerde ulusal sorunlarda muha- lefetle dayanışmanın erdemini anımsıyor. Sormak lazım; daha önce ve son anayasa değişik- likleri Avrupa Birliği'nden tarih almanın önkoşulu ola- rak önümüze konulmasaydı acaba iktidar. muhalefet- le "bu bir milli meseledir" diye aynı dayanışmayı gös- terecek miydi? Bu iktidar anayasa değişikliğindeki dayanışma is- teğini, örneğin Kıbns sorununda neden göstermedi? Sorunu dış odak noktalarıyla anlaşarak çözmeyi yeğ- ledi. Olası diplomatik atakların zerresıni CHP'ye du- yurmadı. Gizlı, derinden, üç beş bürokratla ve ne ya- zık ki, daha çok ABD ile AB merkezlerinden yansıtı- lan havaya göre, muhalefetten gizlediğı girişimler tez- gâhladı. Kamuoyunun da, CHP'nin de Kıbns konu- sunda atılan veya atılması düşünülen adımların hiç- birinden haberi olmadı. Annan Planı'yla ilgili karşı gö- rüşleri dikkate almak gereksinimini bile duymadı. Güney Kıbns -Kuzey Kıbns gibı- referandumda evet oyu kullanmış olsaydı; bugün ne KKTC kalmış olacak- tı ne de azınlık durumuna düşürülen Türk varlığı... AKP hükümeti Kıbrıs gibi ulusal bir sorunda öyle- sine kendi başına hareket etti ki; Cumhurbaşkanı Ra- uf Denktaş, "Allah bize yardımcı oldu, Rumlar hayır dedi ve felaketten kurtulduk" diyor. • • • Denktaş'ın kimi açıklamalan, bu hükümetin ulusal dayanışmaya isteksizliğini kanıthyor. Kuzey Kıbrıs'ta referandum öncesi toplumu etkile- yecek hareket ve konuşmalardan özenle kaçınacağı sözünü veren Başbakan ile Dışişleri Bakanı; el altın- dan evet oyu propagandası yaptılar. Türkiye'de ve Kuzey Kıbns'ta ulusal mutabakatla karşılanan politi- kayı sonradan neye dönüştürdüklerini Denktaş şöy- le anlatıyor: "Başbakan son akşama kadar halkımıza evet demesi için telkinde bulundu ve 'Siz evet, Rum- lar hayır derse tanınacaksınız' dedi. Biz de bunu mil- li birsenet olarak kabul ettik ve Türkiye'nin KKTC'nin tanınması için harekete geçmesini beklemek hakkımız doğdu diyoruz ve bekliyoruz. Ama şimdi temaslarda 'Tanınma bizim önceliğimiz değildir' diyor Türk diplo- matlan". Bu adamlardaki ulusal mutabakat bu ıse?.. • • • Hangi vaatlerine, sözlerine inanarak, gününüzü, ge- leceğinızi ayarlayacaksınız, bilmek, kestirmek olanak- sız. Taze örnek; ilaç fiyatlan. Bir iki aydır dışalımla ge- len ilaçların fiyatlannda yüzde 80'lere varan indirim ya- pıldı, yapılıyor diye kafa şışirdiler, göz boyadılar. Nihayet iktidar dar gelirli ama ilaca bıiyük para ya- tırmak zorunda kalan milyonlarca insanın elinden tu- tuyor diye düşünüldüğü bır sırada; Sağlık Bakanı Re- cep Akdağ hevesi kursakta bırakan bir açıklama yap- tı. Meğer müjdenin ömrü bir aylıkmış. İlaç fiyatlannı da akaryakıt gibi dolardaki iniş çıkışlara, dışarıdaki dalgalanmalara bırakmışlar. 15 Haziran'da fiyatlar ucuzluyor, 15 Temmuz'da ilaç zamlanıyor. Dolar düşüyor mu, hop fiyatlar iniyor, dolar çıkıyor mu pat fiyat biniyor! Yenı marifetleri: Dolara göre hastalanmak! • • • Türk yargıcının kararlarına saygı duymayan, bölü- cülük yaptığı belgelerle kanıtlanarak hüküm giyen Leyia Zana için Avrupa Birliği'nden gelen aşağılayı- cı tepkilere -Çiçek Cemil'ın bir iki cümlelik konuşma- sı dışında- gereken yanıtı vermeyen hükümetin ger- çek görüşünu nihayet Dışişleri Bakanı Gül açıkladı: "AB, Zana konusunda Türkiye'yı eleştirmekte haklı". Bu cümle acaba nasıl okunmalı? örneğin hükümet sonunda baklayı ağzından çıkardı mı diyeceğız, ya da AB ne derse başüstüne diyen bir hükümet bu, diye mi yorumlayacağız veya?.. Kısacası bağımsızlıktan, dış politikadan sonra yar- gıyı da dışarıya teslim etmenin itirafı mı? Hükümetin ürettiği mallar bunlar, beğen beğendi- ğini al! 'Heyecan doğal, panik yok' ESRAAÇIKGÖZ Ortaöğretim Kurumlan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na girecek her beş öğrenciden yalnızca biri amacma ulaşabi- lecek. Anadolu liselen ve fen liselerinin de ara- lannda bulunduğu bazı liselere girişte kul- lanılan OKÖSYS, 13 Haziran'da yapıla- cak. Türkiye genelinde 81 il merkezı ile Muğla"nın Fethiye ilçesinde, yurtdışında ise Riyad. Medine, Cıdde, Trablus, Aşka- bat ve Lefkoşa'da gerçekleştirilecek olan sınava. 650 bin 210 öğrenci katılacak. Bu öğrencilerin 4 bin 800'ü resmi fen lisele- rine, 96 sı sosyal bıhmler lisesine, 55 bin 210'u Anadolu liselerine, 38 bin 234'ü Anadolu Teknik-Anadolu Meslek Lisele- n'ne, 9 bin 936'sı Anadolu öğretmen lise- lerine, 11 bin 250'sı Anadolu ımam hatip liselerine, 4 bin 71 l'i özel fen liselerine, 96'sı özel meslek liselesine, 16O'ı Milli Eğitim Bakanlığı'nabağlı sağlık meslek li- selenne gırebilecek. Diğer bakanlıklara bağlı meslek liselenne ise, 206'sı adalet meslek lisesi, 38O'i tanm meslek lisesi, 60 ı tapu ve kadastro meslek lisesi ve 46 "sı SINAVA 1 AY KALA YAPILMASI CEREKENLER FKM Dersanesi Genel Müdürü Asuman Kuzuoğlu. sınava l ay kala yapılması ve yapılmaması gereken "mutlaka'lar" ve "sakın ha'lan" ise şöyle açıklıyor: Mutlaka'lar: - Her ders için hangi konularda eksikleriniz olduğunu belirleyiniz. Yeniden ele almanız gereken konulan ve unutmuş olduğunuzu düşündüğünüz meteoroloji meslek lisesi olmak üzere 692 öğrenci ahnacak. Sınav sonuçlan, temmuz ayının son haftasında açıklanacak. Özel Okullara Giriş Sınavı ise, 30 Ma- yıs tarihinde gerçekleştirilecek. 15 ilde. 90 okulda yapılacak sınava, 21 bin 542 öğren- ci başvurdu. Sınav sonucunda, 3 bin 559 öğrenci sınavla öğrenci alan özel okullara girmeye hak kazanacak. FKM Dershanesi Genel Müdürü Asu- man Kuzuoğlu, adaylan "heyecanlan- maktan değil, heyecanınızı paniğe dö- nüştürmekten kaçının" diyerek uyanyor. Öğrencilere kaygılanyla baş edebilmeleri konulan düzenli bir çalışma programı içerisinde tekrarlayınız. - Bugüne kadar yürüttüğünüz programı aynı düzende yürütünüz. - Test çözerken zaman tutunuz. Yanlışlannızı gözden geçiriniz. ; Sakın ha'lar. < - Çalışma programınıza ek yaparak yoğunluğunuzu arttırmayınız. için, "Bu sınavda başanlı olacağım" sö- zünü yüksek sesle söylemelerıni öneren Kuzuoğlu, "Kişi heyecan duyduğunda, uyanık ve kendine güven doludur. Beyin bir süre sonra karşılaşacağı soruları ya- nıtlayabilmek ve gerekli olan yüksek be- yin fonksiyonlarını yerine getirebilmek için hazırîık aşamasındadır. Heyecan- lanmava başladığınızı fark ettiğinizde, diğer öğrencilerin de bunu yaşadığını ve bunun doğal olduğunu, hatta sınavda başanlı olabilmek için bu heyecanın ge- rekli olduğunu kendi kendinize söyle- yin" diyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY Calatasaray Kayıp yakınlan Beyoğlu'nda buluştu tstanbul Haber Servisi - Insan Haklan Derneği Istanbul Şubesı ve yakınlannı kaybeden aileler, Beyoğlu'ndaki Galata- saray Lisesi önünde oturma eylemi ya- parak gözaltında kaybedilen yakınlan- nın bulunmasını ıstedı. Ellerinde gözal- tında kaybedilen yakınlannın fotoğraf- lan ve karanfıller olan grup, "Kayıplar bulunsun, hesap sorulsun", "Iraklı kayıplann listesini istiyoruz", "Ana- lann öfkesi katilleri boğacak" slogan- lannı attılar. Gözaltında kayıplann de- vam ettığıni söyleyen kayıp yakınlan, "Faili meçhullerin sorumluları yargı- lansın, cezalandınlsın" dedi. Avukat Eren Keskin bir açıklama yaparak Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Isra- ıl'ın Filistin saldınlanna "devlet terö- rü" dediğini anımsatarak gözaltında kaybedilen kişilerin de Türkiye'deki devlet terörünün kurbanı olduklannı ifade etti. Uluslararası Kayıplara Karşı Komite üyesi Maside Ocak da birçok kişinin Almanya ve Fransa'da da kendi- len ile aynı saatte dünyadaki tüm kayıp- lar için bir araya geldiklerini ifade ede- rek "Sadece kayıplann listesini değil, nerede olduklannı da bilmek istiyo- ruz. Tüm dünyada gözaltında kayıp- lar açığa çıksın. Biz kayıplan unut- madık. unutmayacağız" diye konuştu. ANMAŞÖLENİ GençlerinAtatürkyürüyüşü 14 üniversitenin gençleri Izmir'de Atatürk için vürüdii. Öğrenciler Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde belirtilen sorumluluklan yerine getireceklerini belirtirken her türlü koşulda cumhuriyeti ve devrimleri koruyacaklannı vurguladılar. Yüriiyüşe Ege, Dokuz Eylül, Akdeniz, Afyon Kocatepe, Süleyman Detnirel, Pamukkale, Muğla. Dumlupınar,Vaşar, Adnan Mcndercs, Celal Bayar, Izmir Yüksek Teknoloji, Balıkesir ve tzmir Ekonomi üniversitelerinden bin genç, rektör ve yardımcıları ve çoğunluğu DEÜ'den öğretim üyeleri katıldı. (Fotoğraf: HÎCRAN ÖZDAMAR) • Baştarafı 1. Sayfada hnde de yüzyıllardır sûregelen bir ozan tabakası vari" Ozanlanmız, aydınlanmız, sanatçılanmız temiz ha- va gibi bir şey. Sağlıklannda varlıklannı doya doya içi- mize çekerken, bunu çok doğal, hiç kaybetmeyece- ğimiz bir değer gibi düşünüyoruz. Ama onlan kaybe- dince eksikliklerini bir nefes dariığı gibi içimizde his- sediyoruz. Sağlıklannda neden daha çok, daha çok görüşmediğimize, ilgi göstermedığimize yanıyoruz... Tek tesellımiz, bıraktıklan oluyor. Benim için Mahzuni de onlardan biriydi. En son sev- gili Servet Ünsal'ın Radyo Ekin stüdyosunun hemen yanındaki salonda sazını-sözünü dinlemiştim. Pek çok dost meclisine katılamadım, "Görevinin götürdüğü yere git" demekten, "Yüreğinin götürdüğüyeregit" de- meye fırsat bulamadım. Ozanın mezannın bulunduğu Hacıbektaş'tan güzel bir haber aldım. Mahzuni'nin mezannın başına bir hey- kel dikiliyor. Bir kayaya yaslanmış, dizinde saz, bir elinde mızrap, öteki elini gelene doğru uzatmış Mah- zuni'nin heykelinin ıçine "insana duyarir bır aygıt yer- leştirilecek. Mezann başına bir insan gelince heykelin içinden Mahzuni'nin sesı yükselecek. Ee, insana du- yartı Mahzuni'ye de insana duyarlı bir heykel yakışır- dı! Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpa- koğlu'nun anma töreninde söylediği gibi, zaten insan- lan o mezann başına getiren, Mahzuni'nin insan sev- gisi değil miydi... Ozanlar ilk gazetecilerdi! Heykeli Azeri sanatçı, Mahzuni hayranı Ruhi Tuna yapmış. Mahzuni bir başka anlatımla, gerçekten de Tuna Irmağı'na benzeyen bir sanatçıydı. Türkülerde kâh ılıman akar, kâh döner virajı delicesine koşar, ba- zen daralır derinleşir! Ağustos'ta Hacı Bektaş'ı anma etkinliklerinde açı- lışı yapılacak heykeli düşünenlerin aklına, yapanlann eline sağlık... Aklından geçenleri sazın önüne katıp söze döker- ken hiç ödün vermeyen Mahzuni, Türkçeye de aynca önem veren bir ozanımızdı. 70'li yıllarda Tann'ya dua dahil her şeyin Türkçe olmasını istediğinde kızanlar ol- muş. O da yanıt vermiş: "Tann baba Türkçe bilmiyor mudur!" Başa dönelim... Ozan tabakası, Anadolu insanını, o- nun yaşam değerierini, insanlığını ayakta tutan başlı- ca unsurlardan biridir. Anadolu ozanlan için şöyle bır tanım yapsak: Onlar bu topraklann ilk ve gerçek gazetecileriydiler! Gazetecinin gerçek görevi nedir? Topluma doğrulan anlatmak. Olabildiğince çok ke- sime sesini duyurabilmek. Zoriuklar karşısında yılma- dan görevini yerine getirmek. Kalemini satmamak... Ozanlann yaptığı ne? Yüzyıllardır ozan tabakasını deldirmeden gerçekle- ri, güzelliklen, insanlıklan, insan dışıhklan, bütün çıp- laklığıyla bugüne, yanna, yüzyıllar sonrasına aktar- mak. Sazını satmamak... Her neyse bunlan bırakalım, Mahzuni'nin bugünle hiç ilgisi olmayan, yıllar önce yazdığı şiirle noktayı ko- yalım: Mısır satıyordun iki yıl evvel/ Gardaş defineyi nere- den buldun?/ Baktım defterine vergi ne gezer/ Gar- daş defıneyi nereden buldun? Haber verse ıdin müzemiz vardı/ Kumandan, kay- makam kazamız vardı/ Yoksa muhtanmız azamız var- dı/ Gardaş defineyı nereden buldun? Okuma görmedin kırk sene yattın/ Bır ekmeğe kırk yıl taklalar attın/ Eroin mi sattın, esrar mı sattın/ Gar- daş defineyi nereden buldun? Seni de beni de gören Allah'tır/ Alın teri bütün ter- lere şahtır/ Devlet parasını çalmak günahtır/ Gardaş defineyi nereden buldun? Mahzuni Şerife inanmaz mısın/ Ben yananm daim sen yanmaz mısın/ Insanım demeye utanmaz mısın/ Gardaş defineyi nereden buldun? ankcum a cumhuriyetcom.tr NAZIM HİKMET ORATORYOSU 200 KiSiLiK DEV ORKESTRA VE KOROYLA 29 MAYIS 2004 / SAAT 21:30 ASPEIMDOS ANTiK TiYATROSU Kordon'da bir opera sanatçısı! FAÖLSÂY RAHİM j CENCO | ZUHAL f S A Y • • f A Z I C Î ERKAL OLCAY BARİION / GÜVEN Ç DACÜSTÜN - BAS / HAKAN TİRAŞOĞLü - ÇOCUK SOLİSTLER y j ; - ^ ı BİLKENT SEtsJFONİ ORKESTRASI r i U r r i y c I KULTUR VÇ TÜRIHM BA«ÛNLIĞI OEVLET COKSESLİ KOROSU Bilmt sahf yerieri: - Bilgi içinTeh 0.242. 242 56 36 - Aıttotye Kûtlür MeHua 236 53W / Mgn» - Vdckorama 230 1500 / Akieniı Univ«r«i(Mİ Mediyt Uhonı Altı SdeUer Çor>»ı Önû ' Ajpendoj Gife '35 7337 ' Alonya Efgün Kırtoıiy* 5' Monargot ideol Foto 742 2<?« S6t Mümi 753 Î0O4 KocHy»Unı Opt*725 6C3 Kemef Tanıtım VolrfıS J 59" * Anlolyg Mâzcsi önünden ssoi 19 30'don riiboren vcrefii oloıdı Asptednflgidı; dönü^ »rrısleri btıianiMktaihf ' Akftya. Monmgo!, S«e >M Kmn'im ûcreltı olrnot kiftnim'n 91J15 iüm urnsltn iulunmoklııdK lif|i itin 0.242. 242 56 5( K E M E R OCHANHote) SERDAR KIZIK İZMİR - Gündoğdu Meydanı, saat 08.45. 14 üniversiteden 1000'e yakın genç, îz- mır'de buluşmuş, Atatürk için yürüyecekler. Kordon'da bir kafede çay içip, etkinliğin başlamasını bekliyoruz. Yanımızdaki bir ma- sada tek başına gazete okuyan 55-60 yaşla- nnda, iyi giyimli bir bayan, geriye doğru ya- nm dönüp, biraz da şaşkın bir ifadeyle soru- yor: •'Burada ne oluyor?" Anlatıyoruz. Siyasal İslamın son dönemde tırmandırdığı dayatmalanndan söz ediyoruz. 19 Mayıs haftasında. cumhuriyetin kazanım- lannı korumak amacıyla gençlerin duyarlı- lıklarını gösterdiğini söylüyoruz. "Allah AUah" diyor, "Pek anlayama- dım." Biraz kinayeli soruyoruz bu kez biz: "Herhalde bu ülkede yaşamıyorsunu2?" "Evet" diyor, "dışarıdayım". Alandaki askeri bando takımını gösterip yeniden soruyor bayan: - Cumhuriyete bır şey mi oluyor? - Olan biten ortada, herhalde pek ılgilenmi- yorsunuz? -YÖKmeselesimi 0 - O da var. -Peki askerlerin burada işi ne? -Gençlerin coşkusuna katıhyorlar, bir des- tek, dayanışma. - Bu resmi bir tören mi? - Değil, gönüllü bir katılım. - O zaman yasak değü mi askerin böyle et- ldnliklere katıhnası? - Niçin olsun? - Askerin işi değil bu. Demokrasi böyle oi- maz. Hangi ülkede böyle bir manzara var° îş- te bunun için sorunlar sürüyor, Türkiye adam olmuyor. Soruşturmaaçarlarbunlara... - Neden açsınlar hanımefendi? Cumhuriye- ti koruma sorumluluğu her kuruma, her yurt- taşa, gence yaşlıya, sivil ve askere düşer. Bun- lann bir arada olmasında ne zarar var? Hem gençler Ege Ordu Komutanlığı'nın konukla- n, Menteş'teki asken egitim merkezinde ka- hyorlar. Kimse buraya zorla getinlmedi, gö- nüllü bir katılım. - Olur mu böyle şey? Amerika'da askerier barakalarda kalıyor. Burada lüks lojmanlar, köşk gibi. Türkiye'nin bütçesinin yüzde 80'i askerlere gidiyor. Hangi ülkede böyle bir şey var? Üstelık artık silahla savaş mı kaldı ca- nım? - Hanımefendi bilgileriniz yanlış. Yüzde 80'lik bir bütçe söz konusu değil. Ustelik o geniş vizyonunuzla, Irak'ta olan biteni gör- müyorsunuz galiba? ABD'nin askeri işgalini? - O başka bir şey. -Nasıl başka? - Anlaşıldı, sizle konuşuhnaz. Bayan söyleniyor kendi kendine. Türki- ye'de kimsenin iyı düşünemediğini, derdini iyi anlatamadığını belirtiyor. Ülkenın adam olmayacağını savunuyor. Bu kez diğer masada, tek başına oturan es- ki îzmir CHP İl Gençlik Kolu Başkanı Okan Kaıiıdağ'la konuşmaya başlıyorlar. Okan da askeri harcamalar konusunda yanlış bılgilen- diğini söylüyor bayana. Irak'ın başına gelen- lerin benzer biçimde Türkiye için de kur- gulandığını, bu yönüyle güçlü bir sa\"unmanın önemini anlatıyor. Bu arada Okan'dan kim- liğimizi öğreniyor. Bu kez biz soruyoruz "Kimsiniz?" diye bayana. Opera sanatçısı olduğunu söylüyor, Tür- kiye'den sonra Amerika'da okumuş. Alman- ya'da yaşıyormuş. - Peki adınız? - Ne gerek var adıma? - Siz öğrendiniz ya benimkini. -Opera sanatçısı... Yürüyüş başlıyor. opera sanatçısı siyah gözlüklerinin ardından gençleri izliyor, as- keri bando çalıyor: Dağ başını duman almış... 'Bunları kim kaçmyor' ANKLARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümlü ve maf- ya lıderlerinin arka arkaya yurtdışına kaçması TBMM gündemıne taşınıyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol. Içişleri Bakanı Ab- dülkadir Aksu'yu acele açık- lama yapmaya çağırdı. Kemal Anadol. sınır kapı- lannın yol geçen hanına dö- nüştürülmesini bir soru öner- gesiyle TBMM'ye taşıyaca- ğını açıkladı. Gazetemizin dünkü manşetinde yer alan "Birer birer kaçıyorlar" ha- berinin güvenliğımiz. rejimi- miz ve demokrasimiz açısın- dan büyük önem taşıdığını kaydeden Anadol, özetle şun- lan söyledi: "Önce Susurluk hukfim- lüsü Mustafa Altınok, arka- sından 7 TİP'liyi öldüren Haluk Kırcı ve ülkücü maf- ya lideri Alaattin Çakıcı peş- peşe kaçıyorlar. Dosyaları- nın Vargıtay ona>ından he- men sonra, yakalama kara- n çıkmadan birkaç saat ön- ce kayboluyorlar. Bu güven- lik örgfitüne duyulan güve- ni maalesef sarsmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü sözcösü kaçma olaylannda polisin ve yargınm ihmali bulunmadığını söylüyor. Bu daha da ürkütücü. Türki- ye'de yasaların uygulanma- sı bakımından kuşku verici. Emniyet ve yargının ihmali yoksa bu insanlan kim ka- çırmıştır? Sözcü bunları açıldamak ve sorumluları göstermek zorundadır. Ak- si halde görevi ihmal suçu- nu işlemiş olacaktır. Kamu- oyu şunları da bilmek iste- mektedir: Bu kişiler hü- kümlü kişiler olduğuna gö- re devam eden davalan sıra- sında yurtdışına kaçmama- ları için nasıl bir önlem alın- mıştır?" Anadol, geçmişte emniye- tin Orhan Apaydın, Harun Karadeniz gibi ağır hasta ol- duklan sağlık kurulu karany- la belirlenen kişilere bile pa- saport vermediğini anımsattı. Anadol, "Böyle bir geleneğe sahip olan emniyet örgütü- nün birtakım karanbk kişi- ler için bu derece toleranslı davranması ve bu toleran- sın gelenek haline gelmesi dürüst ve namuslu vatan- daşları üzmektedir" dedi. Bu arada ANKA'nın haberi- ne göre, Çakıcı'nın yasadışı bir şekilde yurtdışma çıkışın- da "profesör" kimliğini de kullandığı ortaya çtktı. Tatil için bulunduğu Milano'dan dönen Sinan Engin, "Bu olay 10 gündür yazılıyor. Şu an fi- zik ve beyin olarak bitmiş durumdayım. Ben kimsenin pasaportunu alıp da vize al- madım. Alınan pasaportun kimin adına alındığını ben nereden bilevim" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle