23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J V \J lu J. U M\ kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAYAKBV Şairlerde baük gemilergibi...194O'lı yılların tstanbul'undayız. Soguk bir kış gecesinde, Gedikpaşa semtindeki bir Rum madanun evinin en üst katındakı odadan içeri giriyoruz. Küçük bir pencereden Marmara De- nizi'ndeki gemilerin ışıklannın görüldüğü odada ne bir soba var, ne de bir mangal. Yata- ğın başucundaki ders kitaplanndan odada bir öğrencüıin kaldığı anlaşıhyor. Yatak boş ama!.. Odadaki kiracı. bu gece bir arkadaşında kalı- yor olsa gerek. Kapıdan ıçeri girer girmez gö- zümüze çarpan yük dolabına doğru yürüyoruz. Dolabın kapısı menteşelenn gıcırtısıyla açıl- dığında, içine senlı döşekte uyumakta olan bir genç adam bize bakıyor gözlennı açarak. Son- ra "Burası odadan daha sıcak" diyerek bir yudum alıyor elindeki şarap şişesinden... Ve başlıyor bir şiir okumaya: Karyağıyor îstanbul a Beni unutsun herkes Dinsin şehrin gürültüsü Odam kalsın övle ıssı: Bu gece çekilip kendı içime Ağlavacağım sessi: sedasız Genç kusaflın aşk şalrl Birçok şaınn kitaplan ya da şiırleri batık ge- miJer gibi bekJer sahaflarda, eski dergilenn sayfalannda. Yukandaki şıır gemisinde yaşa- yan şairler, birbirlennin boğazını sıkmaktan nefes darlığı çektikleri için boşuna beklerler, kendilerine ulaşacak bir elı. Odasına gırdiğimiz şair de böylesi batık ge- milerden bındir. tstanbul Üniversitesi'nin fel- sefe bölümünde okuyan şairin cebinde taşıdı- ğı öğrenci kimliğinde Nahit Ulvi Akgün adı yazmaktadır. 'Servet-i Fünun'. 'Kovan' ve 'Genç Nesil' gibi o dönemin dergilerinde ilk şiirlerini ya- yımlayan şaır. 1945'te çıkardığı 'Sebep' adlı kitabıyla da kendini kabul ettirmeyi başanr. Üstelik, yalmzca on altı sayfa olan kıtabında arkadaşı Mehmet Serpinın şıirlerine de yer verir. Arkadaşlan 'Genç neslin biricik aşk şairi sensin' diye seslenir Nahit Ulvi Akgün'e. 0 da, böylesi bir yakaştırmadan memnun olarak peşinden koşar aşklann. Seyir defterine yaz- dığı şiirleri de fisıltı halinde okur insanlann ku- lağına. Sultanahmet'in kuytu köşelerinde gö- rülür sevgilisiyle. Mavnalardan, vapur iskelesindeki ınsanlar- dan ve balıkçılardan söz etmeye başlayınca şi- irlerinde, arkadaşlan yadırgar bu duyarhğı! Çünkü denizden korkmakta, sandala da bu yüzden hiç binmemektedir: Mavnalar arkadaşımdır rıhtımda Onlar takılmayacak yelkenlerini düşünür Ben geri gelmeyecek saadetimı Nahit Ulvi Akgün, her ne kadar denizi sev- mese de, Îstanbul onun şiirlerine de iyot koku- sunu bulaştırmayı başanr. tyot deyince kalkıp Barbaros Meydanı'na gitmeliyiz. Vapurla Üs- küdar'dan Beşiktaş'a geçenleri bu meydan kar- şılar ilkin. Osmanlı donanması sefere Üskûdar ıle Be- şiktaş arasuıda toplanarak çıktığından Barba- ros Hayrettin Paşa'nın türbesi burada bulun- maktadır. Ünlü denizcinin anısına konulan heykel de 1944 yılından beri meydanı süsle- mektedir. Güzel Sanatlar Akademisi'ninhoca- lanndan Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu ta- rafından yapılan heykelde bir gemi pruvası üzenndeki Barbaros iki levent ile birlikte gö- rülür. Istanbul'a gelen Avnıpalı ressamlann çizdiği resimlerden yararlanarak tasvir edilen leventler Barbaros'un gerisinde dururlar. Anıtın kaidesinde Barbaros'u Kanuni Sul- tan Süleyman'ın huzurunda gösteren ve bir saray sahnesini anlatan iki kabartmanın yanı sıra, Yahya Kemal'ın 'Süleymaniye'de Bay- ram Sababı' adlı şiirindeki şu dizeler de yer alır: Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geli- yor? Barbaros, belki, donanmayla seferden geli- yor? Adalardan mı? Tunus'tan mı? Cezayir'den mi> Hür ufuklarda donanmış iki yüzpare gemi Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; 0 miibarek gemiler hangi seherden geliyor? Bol bol iyot almasını söyleyen doktorunun sözünü tutarak Beşiktaş'ta, deniz kıyısına ya- kın bir evde oturmaya başlayan Neyzen Tev- fik, Behçet Necarigil'in, şiinni 1946 yılının son gûnlerinde yazmaya başlayıp 1947 Ocak tanhlı "Sanat ve Edebiyat Gazetesi'nde ya- yımladığı Barbaros Meydanı'nda gezinır. Ge- zinirken de Yahya Kemal'in dizelerini okur. Şiir ile heykel arasında bir bağ kuran hicıv us- tası, şöyle seslenir Yahya Kemal'e: Edebi bilgini Hayrettin Kaptan, Beş asır önceden biliyor gibi.. Ikına ıhna yazdığın şiire, Barbaros kıçım siliyorgibi... Denlze bakmayan denlzcl Neyzen Tevfik'ın dörtlüğündeki eleştiriyi daha iyi ka\Tayabılmek için, Yahya Kemal'in dizelerinin, kaidenin, Barbaros'un kıçını dön- düğü arka kısmmda yazılı oldugunu bilmek gerekir. Ve tabii kı. Yahya Kemal'in bu şiirini çok uzun bir sürede tamamladıgını da. Derler ki, Yahya Kemal on beş yılda tamam- lamış 'Açık Deniz' adlı şiirini. Bu söylenirken de, bir şiiri yazmak için onca yıl beldemek ma- rifetmiş gibi övülür. Benım lügatımda da, böy- lesi bir durum kabızlıktan başka bir şey değil- dır!.. Anıttaki Barbaros heykeli de ne gariptir ki, denize değil, otobüs duraklanna doğru bak- maktadır. Nedenini sorsanız, heykelin daha iyi görülebilmesi için. bir zamanlar meydana açı- lan en işlek caddenın karşısına konulduğunu ama caddenin sonradan ortadan kallonasıyla bugünkü konuma gelindiği yanıtını alırsınız. Şiirimiz deniz kaçkını... Tamam da, ünlü bir denizcinin heykelinde- kı bakışların, denizden kaçınbnasına devam edilmesinden 'Barbaros'un torunları' neden rahatsızlık duymazlar 0 Sigi Finkelîa Africa Heart 4. AFYONKARAHİSAR CAZ FESTİVALİ Cazseverler Afyon 'da buluşuyor Kültür Servisi - 4. Afyon- karahisar Caz FestivaJi yann başlıyor. 28 Mayıs'a kadar de- vam edecek olan festival, ge- çen yıl Afyonlulara unutul- maz bir müzik konsen veren, bu yıi yitirdiğimiz Can Tan- yeli'ye adanıyor. Yönetmenliğini Hüseyin Başkadem'in üstlendiği festi- val, Avusturyalı topluluk Sigi Finkel®Africa Heart ın konseriyle açılacak. Festival boyunca sanatse- verlerle söyleşilerden dia gös- terisıne, atölye çalışmalann- dan klasik müzık konserlenne kadar sanatın değişik dallany- la iç ıçe bir hafta yaşanacak. Emin Fındıkoğlu&Feyza, Naapjazz, Aşkın Arsunun Quartet, Ela Korino, Mada- ni, Aydın Yavaş Akordeon Caz Beşlisi'nin cazseverlerle buluşacaklan festival, Gülüş Gülcügil ve Betty Ween'in konseriyle sona erecek. Sanat ve yazında caz Müzik kitaplan standı. Tan Oral karikatür sergısi, çocuk- lar için sinema gösterileri ve Aykut Uslutekin Caz Fotoğ- raflan Sergisi'nin yapılacağı festivalin okul etkinliklerinde atölye çalışmalan ve söyleşi- lere Deniz Kavukçuoğlu, Ya- vuz Tanyeli, Bedia Dipşor, Ahmet Lmit, Mustafa Ala- bora, Betül Arın, Tunçel Gürsoy, İsa Çelik, Ali Sön- mez, Sevin Okyay, Serhan Ada, Işıl Özgentürk gibi yazar ve sanatçılar katılacak- lar. 6. Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri yann başlıyor Gençlerden farkh açılar 6.'• Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri', 'Dünya Sinemasının Genç Yıldızlan', 'Sinema Tarihinin UnutulmazlarT, 'Dünya Festivallerinden', 'StanleyKubrick Toplu Gösterimi', 'Türk Sineması 2003', 'Almanya'da Bir Türk: Fatih Akın' gibi bölümlerden oluşuyor. CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Anadolu Üniversi- tesi lletişim Bilimleri Fakültesi'nce gerçekleştirilen 6. Uluslararası Eski- şehir Sinema Günleri yann başlıyor. 2 Hazirana dek sürecek olan etkin- lik "Dünya Sinemasının Genç Yıl- dızlan", "Sinema Tarihinin Unu- tulnıazlan", "Dünya Festivallerin- den", "Stanley Kubrick Toplu Gös- terimi", "Türk Sineması 2003", "Almanya'da Bir Türk: Fatih Akın" gibi bölümlerden oluşuyor. Film gösterimlennin yanı sıra atöl- ye çalışmalan, paneller ve şöyleşile- rin de yapılacağı Sinema Günleri'nin bu yılki onur konuklan Şener Şen ve Yavuz Turgul. "Gençler Hayata Bakıyor" başlı- ğıyla Iletişün Bilimlen Fakültesi Si- nema Televizyon Bölümü ögrencile- rinin çahşmalannın göstenmi yapıla- cak. "Farkh Bakış Açıları ile Bir Fil- mi Çözümlemek" adlı atölye çalış- masma Gazi ve Osmangazi üniversi- telerinden konuk öğretim üyeleri ka- tılacak. "Belgeselde Bilimin Sanat- la Birlikteliği ve Süha Arın" başlık- lı bir panelin de düzenleneceği etkin- lik kapsamında Muammer Yan- maz'ın "Türk Sinemasından Port- reler-40 Yönetmen" adlı fotoğraf sergisi de açılacak. Açıhş fllml 'Elveda Lenln' Alman yönetmen VVolfgang Bec- ker'üı "Elveda Lenin" filminingös- terimiyle başlayacak olan Sinema Günleri'nde Paris Üniversitesi'nden Nachiketas Wegnesan"ın katılımıy- la Stanley Kubrick sineması üzerine beş gün sürelı bir semıner düzenlene- cek. Katılımcılara semıner sonrasın- da sertifika verilecek. lletişım Bilimlen Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülseren Güçhan, festivali tamamen kendi çabalanyla ortaya çıkardıklan- nı belirterek şöyle konuşru: "Film festivallerinin sayılan büyük kent- lerle sınırh ve başka kentlerde ya- şayan, dünya sinemalarındaki ye- nilikleri öğrenmek, klasikleri sey- retmek isteyenlerin onlara ulaşma fırsatı çok fazla değil. Biz, Sinema Günleri'ne ihtiyacı- mız olduğu düşüncesinden yola çık- tık. Anadolu Üniversitesi gerek alt- yapı, gerekse insan işgücü açısın- dan bu işe oldukça uygun bir yer ve üniversitemizde sanatsal kültürel etkinlikleri destekleyen geleneksel bir anlayış vardır. Sayılan her yıi artan. çoğunluğu genç insanlardan oluşan bir seyirci kitlesi olan Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri, hem kentimizde, hem de Türkiye'deki iletişim fakül- teleri arasında, sinema adına dü- zenlenmiş uluslararası nitelikli tek etkinlik olarak önemli bir ihtiyaca karşılık veriyor." ESINTILER ZEYNEP ORAL TeşekkÜPler Muşfik Kenter Uluslararası îstanbul Tiyatro Festivali, her yıl yurtiçınden ve yurtdışından seçtığı iki sanat- çıya 'Tiyatro Onur Ödülü' veriyor. Tiyatro de- diğimiz, insanoğlunun yaratıcılığını kamçılayan, düş gücünü kanatlandıran, alın teri, emek, son- suz çaba ve çalışma, sabır ve inanç gerektiren mesleğe gönül vermiş ustalara saygısını ve şük- ranlannı dile getirmek için... Bu yıl Tiyatro Onur ödülleri, Müşfik Kenter ve Yunan Tiyatrosu'nun önde gelen yönetmen- lerinden Theodoros Terzopoulosa verildi. Çoook gerilere gidiyorum... Müşfik Kenter'i ilk kez sahnede izlediğimde 12, 13yaşlarındaydım... Okul tatilinde, Izmir'den Istanbul'a gelmiştik. Izmir'de tiyatro yoktu. Istanbul'da vardı. Tiyat- ro, Istanbul'a gelmek için baslı başına bir ne- dendi. Geldik ve 'Salıncakta İki Kişi' oyununu gördüm. Büyülenmiştim, çarpılmıştım, o güne dek ben böyle bir şey görmemiştim. KaracaTı- yatrosu'nda oynuyordu. Ve gişenin önündeki kuyruklar taa Tünel'e kadar uzuyordu. O gün galiba hem Müşfik Kenter'e, hem Yıl- dız Kenter'e âşık oldum. Bir de karar verdim. Bundan böyle hiçbir oyunlarını kaçırmayacak- tım. Nitekim, Kent Oyuncuları kurulup her yıl Izmir'e turneye geldiklerinde kararımı uygulama fırsatını bulacaktım. Sonra meslek yaşamım bo- yunca da yakın takipçisi olacaktım. Bunca yıl sonra kendime soruyorum: Nedir Müşfik Kenter'i bunca özel, bunca özgün, bun- ca farklı kılan? Yetenek, ustalık, yorum gücü, çalışma disiplini, sürekli çalışma? Elbet, bunlar var ama... Hayır hayır, bilimsel bir araştırma ya da laboratovar incelemesine gırişmeyeceğim. Bence onun yeteneği ve ustalığı, içgüdüsel. (Kendisine sormadım, bu konuda onunla hiç konuşmadım... Ama bana öyle geliyor.) Içgüdü- leriyle oynuyor. Içgüdüleriyle canlandırdığı kişi- ye ve duruma yaklaşıyor. Içgüdüleriyle "havayı kokluyor", soruyor, arıyor, araştırıyor... Sonra canlandıracağı kişiye ilişkin yakaladığı, daha doğrusu "bulduğu" bir doğruyu, birgerçeği, yi- ne ıçgüdüleriyle çoğaltıyor, büyütüyor ve onu özbenliğiyle buluşturuyor. Şunu demek istiyorum: Müşfik Kenter oyna- mıyor, oluyor. Sahnedeki var oluş biçimiyle, bir oyunda canlandırdığı kişi bir ve tek oluyor. 'Salıncakta İki Kişi'den sonra bir çırpıda yü- reğimi dolduranlar: 'Öfke', 'Nalınlar', 'Çöl Fa- resi', 'Hamlet', 'Çiçu 1 , 'Mikado'nun Çöpleri', 'Vanya Dayı', 'Martı', 'İnsan Oenen Garip Hayvan', 'Ihtiras Tramvayı' , 'Cyrano', 'Bir Garip Orhan Veli', 'Van Gogh', 'Konken Par- tisi'... Ve bu köşeye sığmayacak kadar uzun bir liste... Her bir oyun adı gözümün önünde binlerce perde açıyor, duyarlığımı, düş gücümü, düşün- celerimi kanatlandırıyor, içimdeki tiyatro coş- kusunu körüklüyor. Teşekkürler Müşfik Kenter! Yaşamımızı nasıl da çoğalttınız, zenginleştirdiniz! İyi ki varsınız. Yurtdışından bu yılki Onur ödülü'nü alan Ti- yatro Festivali izleyicisinin yakından tanıdığı Theodoros Terzopoulos'tu. Bundan önceki ti- yatro festivallerinde onun sahnelediği 'Bakha- lar', 'Ouartet', 'Zincire Vurulmuş Promete' ve 'Medea' oyunlarını izledik. Onun sıra dışı yo- rumlarıyla klasik ve çağdaş repertuvarın sınır- larını zorlayan farklı yöntemlerle anlamları ço- ğaltan uygulamalarına tanık olduk. Attis Tiyatrosu'nun ve Artis oyunculuk oku- lunun kurucusu olan Terzopoulos aynı zaman- da kültürler arası iletişime gönül ve emek ver- miş bir sanatçı. 1999'da Tiyatro Festivali ortak yapım çalışmalannıonunla başlattı ve onun yö- nettiği 'Herakles Üçlemesi'nde Türk ve Yu- nanlı sanatçılar birlikte rol aldı. Sanatın, tiyatro- nun, banşa yönelik işlevini en iyi bilenlerden bi- ri... Doğrusu bu yılki seçimden ben çok keyif al- dım. zeynepı r zeyneporal.com Faks:0212 25716 50 Bugün • YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ'nde 16.00'da Yurdanur Salman'ın yöneteceği 'Yazın Metinleri' konulu çevin semineri. (0 212 252 47 00) • İFSAK'ta 14.00'te ÎFSAK-MÜ GSF STV kısa film gösterimleri ve film yönermenleriyle söyleşi. (0 212 292 42 01) • BİLGİ ÜNİVERSİTESİ DOLAPDERE KAMPUSU'nda 14.30'da 'Göçmen Kuşlar'. 16.30'da 'Kış Uykusu', saat 19.00'da 'Rossini', saat 21.00"de 'Ateşle Imtihan' filmlerinin gösterimi. (0 212 293 50 10) • TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİnde 11.00 de Şebnem Güler Karacan ın düzenlediği 'Gülücük' adlı çocuk gösterisi. (0 212 293 12 70) istanbul Tiyatro Festivali • AKM AZİZ NESİN SAHNESl'nde 20.30'da 'Savaş (SUaha Çağn)', ENKA Oditoryumu'nda 15 00te 'Oidipus Sürgünde', Taksim Sahnesi'nde 20.30'da 'Döne Döne'. (0 212 556 98 00) Cevre Filmleri Festivali • LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ SİNEMA TÜRSAK'ta 16.30'da 'Berlin Babil', 19.00'da 'Deniz Feneri'. (0212 325 43 31} • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde 14.00'te 'Mutlu Çingeneler de Gördüm', 16.30'da 'Minik Kar Taneleri'. (0 212 334 87 40) MİTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ nde 12.00'de 'LanetU Kutsal', 14.00'te 'Fosiller Gibi', 16.30'da 'Salento Yolculuğu'. (0 212 293 98 48)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle