Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23MAYIS2004PAZAR
10 P A Z A R Y 4 Z E L A R I dishab<ş cumhuriyet.com.tr
Sayfalara giremeyenhaberler
B
iryanda tsrail vahşeti, öte yanda
Amerikan sadizmi ve işgali akıl
almaz boyutlara ulaşırken
gazetemizin kısıtlı dış haber sayfalan
büyük güçlüklerle sizlere haberlerin en
önemlilennı ulaştınyor. Bu arada, aslında
önemJı olan ama Irak ve Ortadoğu'daki gibi
acil olmayan haberlere yer kalmıyor. Bu
pazar. ben de bunlardan bazılannı buraya
koymak istedim. Parlamentosunda kadın-
erkek dağılımı bakımından en ön sırada
yer alan Rwanda"dan sonra (yüzde 48.8).
yüzde 45.3 ıle Isveç geliyor, yani, kadın
parlamenterlerin sayısı bakımından. Bir
süre önce SvenskaDagbladet gazetesi, Batı
dünyasının en eşit parlamentosuna sahip
Isveç'in kadın rnilletvekillerine iş koşullan
konusunda sorular yöneltti. Gazete, 158
kadın milletvekilinden 155'ine ulaşmayı
başardı. Bunlardan yüzde 6O'ı, erkek
meslektaşlanndan baskı gördüklerini
söylediler. Erkek millervekillerinin, bir çeşıt
yazısız anlaşmayla birbirlerini kolladıklan,
onlara uyum göstermeyen kadınlara, "Ne
oldu harun. bu sabah tersinden mi kalkün?"
türü ciddiyetten uzak sorular sorduklan bu
anket sayesinde ortaya çıktı. Ankerin en
ilginç yanı ise. görüşleri alınan kadın
millervekillerinin çoğunluğunun, adlanmn
yazıda yer almasını istememeleriydi. Aksi
halde telefonla kendileri ve aile fertleri
taciz edilebılir, parlamentoda çalışmalan
daha zorlaşabılirdi. Yorumu sizlere
bırakrıktan sonra, araya
sığışamayan başka bir habere
geçıyorum. Isveç'te şu sıralar bir
grup kadın "politikacı ve
düşünür" (ikisi her zaman aynı
şey değil bildığiniz gıbı) feminist
bir partı kurma hazırlığı içinde.
Parlamentoda temsil edilen Sol
Parti'nin önceki genel başkanı
Gudrun Schyman ve tanrnmış
yazar Maria-Pia Boethius bu girişimin
başını çekiyor. Her ne kadar Sol Parti'nin
tüzüğünde "sosyalizm ve feminizm"
yer alıyorsa da, bunun yeterli olmadığı
savunuluyor. Maria-Pia, bunu şöyle
açıklıyor: "Erkekkrin erk sistemine
yansıblan feminist sorunlar, önceKk
STOCKHOLM
sıralamasında en alt sıralara itiliyor. Biz
kadınlann. daha önce benzeri görülmemiş
bir partrye gereksinnıemiz olduğu açık.
Feminizmle Ugili kadınlar. siyasi partilerin
yönetki kadrobnndan uzak tutuluyorlar."
Ülkemizdeki kadın milletvekillerinin
sayısını düşünerek, "Yahu bu da bir şey mi,
ya bizdc." diye itiraza başlamayın.
Durumun değiştirilmesının zor
olduğunu bilmek başka, nasılsa
değişririlmez diye kabullenmek
başka. Yoksa. bulunduğu
mevkiye rağmen (belki de bu
yüzden) "Bizde gece sokağa
çıkan kadınlara iyi gözle
bakümaz" denilmesini de
kabul etmiş olursunuz.
Ülkelenn refah düzeyi
sıralamasında genellikle ilk üç arasında yer
alan Isveç"te, kadınlara parklarda yalnız
yürümemeleri, koşmamalan resmen tavsiye
edıliyor. Bunun nedenı, cınsel tecavüze
uğramalan riskinın yükseklıği. Refahla
kadın özgürlüğü arasında bir fark var
demek ki! Geçen yıl Isveç genelinde polise
GÜRHANUÇKAN
2 bin 565 cinsel tecavüz olayı bildirildi.
Kapalı kapılar arkasında veya "aileiçinde
kalan" tecavüzlerin de bir bu kadar olduğu
tahmin ediliyor. Polise bıldirilen bu
olaylann yalnızca 309'u savcı tarafindan
yargıya intıkal ettirildı ve toplam
113 kışi yargılanıp (çoğu hafif) cezaya
çarptınldı! 2 bin 565 sanıktan 113'ü!
Geçenlerde bir kadına tecavüz etmekten
yargılanan 3 kişının en üst mahkeme
tarafindan suçsuz bulunmalan, birçok sivil
toplum örgütünü ayağa kaldırdı. Kadının
olay sırasında içkili olduğu ve •'gerektiği
kadar kendini savunmacbğr gibi ığrenç bir
gerekçe de Isveç yargısının defterlerine
yazıldı. Köşe yazarlan, bu karardan sonra
kadınlann suç duyurusunda bulunmalannın
anlamını yitirdiğini bile savundular.
Bu üç ayn haber arasındaki ortak çizgi,
pamuk ipliği nedir acaba? Kadınlara hâlâ
Merih'ten gelmişler gibi bakıldığı.
sorunlannın insanhk sorunlan olarak
görülmediği bir dünyada elbet bir gün
anlaşılacaktır konunun e\Tensel olduğu.
Ama o zamana kadar...
' Bütünleştirilmiş
ve eşit eğitim'
1
7 Mayıs 2004 Pazartesi
sabahı erken saatlerde
radyoda duyduğum bir
diyalog ile ırkildım. tlkokul
çağrnda bir kız çocuğu,
babasına neden yedı sokak
ötedekı ılkoku] yerine. 1 mil
(1.609 km.) uzaktaki okula
tren yolundan yürüyerek
gitmek zorunda olduğunu
soruyordu. Babasının verdiği
yanıt, şok ediciydi: "Yedi
sokak ötedeki okul, biz
siyahlar için değil, beyazlar
için. Seni o okula kabul
etmiyorlar. O yüzden yalmzca
siyanlann girriği okula
gidiyorsun." Ne yazık kı,
1950'lıyılların
başında
Amerika'nın
Topeka. Kansas
bölgesinde
yaşayan
8 yaşındakı Linda
Brown ile babası
OBver Brown
arasında geçen
gerçek bir konuşma bu.
Kızınuı üzüntüsünü gören
baba Brown. soluğu siyah
nüfusun haklan için çalışan
ulusal organizasyon
NAACP'te (The'National
Associarion for the
Advancement for Colored
People) alıyor ve yardım
istiyor. Brovvn ailesinin
şikâyeti, Kansas bölgesindeki
diğer benzer şıkâyetlerle
birleştınlerek, Amerikan
eğitim kurumlannın bağlı
olduğu The Board of
Educatıon aleyhine
1951 'de dava açılıyor.
Dava dilekçesinde, kamu
NEW YORK
okullanndaki eğitımin
"bölünmüş ve eşit olmadığı'
1
belırtilerek, etnik aynmcılığa
son verilmesi isteniyor. Karşı
tarafın savunuculan ise
Amerikan okullannın
sıyahlann yetışkin yaşlarda
karşılaşabileceklen etnik
aynmcılığa karşı hazırlıklı
olduğunu ve okuduklan
takdirde siyah ırka mensup
kışılerin de toplumda yüksek
mevkilere ulaşabildiğini
söylüyorlar. Davaya bakan
mahkeme, ilk oturumda karar
veremiyor ve ikinci oturumda,
her iki tarafın da konuyu
anayasanın 14. maddesindeki
haklar
çerçevesınde ele
alması isteniyor.
Amerikan
Anayasası'nın
14. maddesi,
yurttaşlann, eşit bir
şekilde, ırk ya da
renk aynmına
dayalı
aynmcılıklara karşı korunma
haklannı saklı tutuyor. Dava
sürerken. tüm Amenka'da
büyük bir ınsan haklan
hareketi başgösteriyor ve
buna karşı protestolar
gündeme geliyor. Sonuçta,
17 Mayıs 1954'te mahkeme,
tarihi karannı açıklıyor:
"Kamu okullanndaki ırka
dayah aynmcıhk. okullardaki
fiziksel koşullar eşit olsa da,
bir grup azmlığın eşit eğitim
fjrsatuu ortadan kaldınr mı?
Biz kaldırdıgına inanryoruz.
Karar verdik kL kamu eğitimi
alanında, 'Bölünmüş ama
eşit' tezine yer yoktur.
ZÜLAL
KALKANDELEN
Birbirinden aynlmış eğitsel
olanaklarn sonuç olarak eşit
değfldir." Bu kararla birlikte,
Amerika'daki sivil haklar
hareketinin en önemli
adımlanndan birine öncülük
eden Brown ailesi tanhe geçti.
O zamandan bu yana her yıl
17 Mayıs, ülkede törenlerle
kutlanıyor. Bu yıl da kutlandı.
Topeka'da Linda Brown'ın da
devam ettiği Monroe adlı
okulun bahçesindeki meydana
önce Demokrat Parti'nin
başkan adayı John Kerry
ulaştı ve dedi ki: "Aûlan
büyük adımlara karşın, hâlâ
Bnmn'a verilen söze ulaşmış
değiliz. Bugün ûlkemizin
birçok bölgesinde okul
sistemlerimiz hâlâ bölünmüş
veeşitsiz." Kerry'den dört saat
sonra, aynı meydana Başkan
George Bush geldi ve
eğitimdeki aynmcılığın
yasayla engellenmiş obnasına
karşın, okullann hâlâ firsatlar
ve kalite bakımından
eşit olmadığını itiraf etti.
Kampanyasuıın eğitim
polıtıkasını, okuma
olanaklanna sahıp olmayan
tek bir çocuk kalmayacağını
bıldıren *No Child Left
Berund" şeklinde
sloganlaştınyor Bush. Yanıt
John Kerry'den: "Hem bu
sözü verip hem de miryonlarca
çocuğu geride bu-akan
politikalan izleyemezsiniz!"
Bütün bu olan bıtenı anlatarak
ne mi demeye çahşıyorum?
Eğıtimde aynmcılık
yapılmaz, yapılamaz!
Politikacılara duyurulur.
kzulakg yahoo.com
Yağmuraltındadüğün
İsparrya vetiahû Asturias Prensi Fehpe
ve esld gazeteci Letizia Ortiz, başkent
Madrid'deki Almudena Kibsesi'nde
dün düzenlenen törenle evlendiler.
Düğüne, 30 ülkenin liderieriyle
dünyanın dört bir yanındaki 40
kraliyet ailesinin üyeleri katüdı. Düğün
prograrru yağmur nedeniyle aksadı.
Letizia, şiddetti yağmur nedeniyle
Krafiyet SarayTndan Almudena
Kiüsesi'nin önüne planlandıgı gibi
yürüyerek değil, otomobille getirildL
Prens FeBpe ve Letizia, kendilerini
bekkven binlerce kişiyi üstü açık
otomobil yerine, kapalı araçtan
selamlamak zorunda kaldılar.
İspanyol devlet televizyonu TVE'nin
canh yayımladığı töreni, dünyada
yaklaşık 1 mihar kişi izledi. Madrid
sokaklan, 98 yıl aradan sonra ilk kez
kraüyet düğününe ev sahipliği yaptığı
için süslendi. (RELTERS)
opuşene...
S
ağına bakıyorsun,
öpüşüyorlar. Soluna
bakıyorsun yine
öpüşüyorlar. Öpüşen
öpüşene. Ne kadar da
meraklılarmış
birbirlerini öpmeye diye
düşünüyorsun. însanlar
bu kadar duygulu. bu
kadar romantik mi oldu?
Günlük yaşamlannda
böylesine duygusal
değiller. Fakat tren
istasyonlannda ve
havaalanlannda
romantikleşecekleri
tutuyor! Öpüşen öpüşene.
Havaaianrnın yoicu
uğurlanan
katında öpüşenler
hüzünlü, pek güldükleri
yok. Olsa olsa
gülümsüyorlar. acıyla
gülümsemeye
çalışıyorlar... Yolcu
çıkışında öpüşmeler öyle
"okhıbittTye
getırilmiyor. oldukça
uzun sürüyor. Defalarca.
daha ıçten. Sonra gidenle
gende kalan uzun uzun el
sallıyorlar bırbirlerine.
Kim bilir bir daha ne
zaman görüşecekler? Bir
kat aşağıda, yolcu
gelişinde ise öpüşmeler
bambaşka. Çok daha kısa
ve içten. tnsanlar
gülümsemiyor, gülüyor,
mutlu. Ağızlar
lculaklarda! Herkes
konuşkan. kahkahalar
gürültülü. Birbirlerine bir
şeyler anlatıyorlar, sonra
yine öpüşüyorlar,
mutluluktan havalara
uçacaklar neredeyse!
Günlük yaşamında
Alman, sevindiğini
karşısındakıne nedense
pek bellı etmez, derler.
Fakat bu "önyargT
istasyonlar ve
havaalanlan için geçerli
değil. Bizim Türklere
gelince, en çok öpüşenler
onlar. Yolcu uğurlayanı
da, yolcu karşılayanı da.
Biri anavatana gidiyorsa,
en az beş kişi onu
geçirmeye geliyor.
Türidye'den dönen varsa
yine en az beş karşılayıcı
çıkışta onu özlemle
bekliyor. Bu sayı, eğer
gidenler Hac yolcusu ise
kat kat artıyor! Yolcu
önce hangisini öpeceğini
şaşınyor. Annesini mi,
babasmı mı. teyzesini mi,
amcasmı mı, komşuyu
mu, ışyerinden arkadaşını
mı, yoksa alanda
tesadüfen gördüğü bir
dostunu mu? Tabii her
konuda olduğu gibi
öpüşme üzerine de
araştırma ve inceleme
STUTTGART
AHMETARPAD
yapmış Almanlar.
Bremen Üniversitesi'nin
son araştırması
öpüşmenın geçmişinı de
incelemış. Daha bundan
100 yıl öncesine dek
insanlann sokak
ortasında, herkesin içinde
öpüşmesıne kötü gözle
bakılırmış. tnsanoğlunun
treni icat etmesi,
istasyonlar inşa etmesi,
öpüşmek için gözlerden
uzak, gizlenecek bir köşe
arayan sevgıliler için
bulunmaz bir nimet
ohnuş! Peronlarda
birbınne veda eden
însanlar arasına kanşan
erkeklerle kızlar,
kimsenin dikkatini
çekmeden bol bol
öpüşerek özlem
gidermeye başlamış.
Ancak zamanla bu
"jstismar" demiryollan
idaresinin dikkatini
çekince, hemen "öpücük
kontrol memurlan"
görevlendiribniş,
sevgililer istasyonlardan
kovalanmış! Örneğin,
7Kasım 1948'deParis
belediyesinin yayımladığı
bir genelge ile peronlarda
polis memurlan devriye
gezmeye başlamış. Daha
19. yüzyılın sonunda tren
kompartımanlannın
*mahrantiği''ni keşfeden
sevgililer uzun uzun ve
doyasıya öpüşebilmek
için tren yolculuklanna
çıkmaya başlamışlar.
Özellikle trenin sık sık
tünellerden geçtiği hatlan
yeğlemişler. 1899 yapımı
olan "The kiss in the
tunner adlı film, tren
yolcusu iki sevgilinin
yanm dakika süreyle
tünelde öpüşmesini
gösterdiği için sansasyon
yaratmış ve sinema
tarihine geçmiştir.
însanlar öpüşürken
başlannı genelde sağa
eğerler. Bunun niçin
böyle olduğunu da,
bir buçuk yıl boyunca
sokaklarda öpüşenleri
takip etmiş olan Bochum
Ruhr Üniversitesi
öğretim üyelerinden
Onur Günrürkün şöyle
açıklıyor: "İnsanoğju
daha ana rahminde
başını sağa çevirir!"
www.ahinet-arpad.de
KÜLTÜK • SANAT (0212)2*3 t*7S
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN İTALYANCA'mn yönetmeninden
W1LBUK
ÖLMEK İSTİYOR
Bitinnek istediği yaşam başlamak üzereydi.^
Beyoğlu ATLAS (252 85 76) 12:00- 14:15- 16 30- 19:00-21:30
Maçka CINEBONUS (G-MALL)
Kadıköy KADIKÖY
(232 44 40) 11:45-14:15- 16.45- 19 15-21 45 - C/C.lesı 24.15
(3377400) H.İ5- 13:45- 16 30- 1900-21.30
AltunızadeCAPrrOLSPECTRUM14 (65133 30) 1125-14:10-16.35-19 00-2130
DUYURU
T.C.
MİLLİ EĞİTİM BAKAIVLIĞI
Özel Gülen .\ndak Bale Kursu
2003-2004 öğretim yılı ücret tanfesi
GÜLEN AiNDAK BALE KURSU
Sûresi
90 saat
De\Teler
14 Ay
24 Ay
34 Ay
Saat Ücreti
12.5O0.0OOTL
14.000.000 TL
15.000.000 TL
Not: Fıyatlara yüzde 18 KDV dahildir.
Nişantaşı Cad. Gül Apt. 11/5
Tel: 0 212 291 25 41
(VİMARLAR DBNEGİ
0LA6AN 6GUEL KURULU
Derneğimızin 2004 yılı Olağan Genel Kuru-
lu 20.06.2004 Pazar günü saat 14.30'da Birlik
Mahallesi 14. Sokak No: 9 B Çankaya - Anka-
ra adresindeki Dernek Genel Merkezi'nde ya-
pılacaktır.
Çoğunluk sağlanamadığı takdirde, Genel Ku-
rul 27.06.2004 günü saat 14.30'da aynı yerde
toplanacaktır.
Üyelerimize ılanen duyurulur.
YÖNETtM KURULU
GÜNDEM
1. Açılış ve Başkanlık Divanı seçimi,
2. Saygı duruşu.
3. Çalışma raporunun okunması, görüşülmesi
ve ibrası,
4. Denetleme raporunun okunması, görüşül-
mesi ve ibrası,
5. Dilek ve temenniler,
6. Seçimler.
1936'dan bu yana...
İNÖNÜ KIZ ÜSESİ
BEYOĞLU KIZ ÜSESİ
ATATÜRK KIZ LİSESİ
BEŞİKTAŞATATURK ÜSESİ
BEŞİKTAŞ ATATÜRK ANADOLU ÜSESİ
Mezunlan
29 Mayıs 2004 Cumartesi saat 12.00'de
Geleneksel Pilav Günü'nde, okul bahçesinde buluşalım.
Döner ve pılavımız "Niyazı Bey" tara^nöan hazırianmaktaĞr.
Atatürk üsesi Mezunlan Demeği
Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi Serencebey-Beşiktaş
TTJZLA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 2003 1224
Davacı Ne\ın Yıldız tarafindan davah Cemal Yıldız
aleyhine mahkememıze açılan boşanma davasının yapı-
lan açık yargilaması sırasında verilen ara karan uyannca,
Davalı Cemal Yıldız'ın Yenıbosna Merkez Mahallesi,
Yıldınm Beyazıt Caddesi No: 234 Bahçelievler-lstanbul
olarak gösterilen adresıne dava dılekçesi ve dunısma gü-
nü teblığ edılemediği. zabıtaca yaptınlan tahkikattan ad-
reslen meçhul olduğu anlaşılmalda, adı geçen davahlara
dava dilekçesmin ve duruşma gününün ilanen tebliğine
karar verılmiş ve duruşma 24 06 2004 günü saat
12.00ye bırakılmıştır.
Belırtılen gün ve saatte bizzat mahkememızde hazır
bulunmanız \eya kendınızı bir vekılle temsil ettırmenız,
aksı takdirde hakkınızda HUMKnin 398 ve müteakıp
maddelen hükümlen gereğınce duruşmaya yokluğunuz-
da de\am olunarak karar \enleceğı hususu ilanen tebliğ
olunur. Basın: 23107
SEVİNÇ
ÖZCÜNER ii
ölümünün 24. yıldönümünde
SEVGİ ve ÖZLEMLE ANIYORUZ.
Anma töreni yann (24 Mayıs Pazartesi)
Tabipler Odası'nda saat 20.00'de yapılacaktır.
Ailesi ve Dostları
KAKTAL 2 NO'LU AİLE
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2002/666 Karar No: 2003/253
Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.03.2003 ta-
rih, 2002/666 esas, 2003 253 karar sayılı ilamı ile Sivas
ili, Imranlı ilçesi, Borular, Cilt No: 29, Hane No: 30'da
nüiusa kayıtlı Dursun ve Zarife'den olma 11.02.1977 d.lu
Ismaıl Cem Güngör ile Manfrad Werner ve Maria
Carm'dan olma 20.07.1978 d.lu Sandra Heike Regina
Dziuba Güngör hakkında Darmstadt Asliye Hukuk Mah-
kemesfnin 16.08.2001 tarıh ve 55 F 1951 99 sayılı
16.08.2001 tarihinde kesinleşen taraflann boşanmalanna
ılışkın karann tenfızine karar verilmiş olup davalı Sandra
Heike Regina Dziuba Güngör'ün adresı meçhul olduğun-
dan ilanen tebligat yapılmasına karar venlmiş olup ilanın
yayımlandığı tarihten (~) gün sonra tebligat yapılmış sa-
yı lacağından bu tarihten itibaren (15) gün ıçensınde da-
valı tarafindan yargı yoluna başvurulmadığı takdirde da-
valı Sandra Güngör yönünden ilamın kesınleşmiş sayıla-
cağı hususu tebligat yerine geçerli olmak üzere ilan olu-
nur. Basın: 23017