18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23MAYIS2004PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z E L A R I dishab<ş cumhuriyet.com.tr Sayfalara giremeyenhaberler B iryanda tsrail vahşeti, öte yanda Amerikan sadizmi ve işgali akıl almaz boyutlara ulaşırken gazetemizin kısıtlı dış haber sayfalan büyük güçlüklerle sizlere haberlerin en önemlilennı ulaştınyor. Bu arada, aslında önemJı olan ama Irak ve Ortadoğu'daki gibi acil olmayan haberlere yer kalmıyor. Bu pazar. ben de bunlardan bazılannı buraya koymak istedim. Parlamentosunda kadın- erkek dağılımı bakımından en ön sırada yer alan Rwanda"dan sonra (yüzde 48.8). yüzde 45.3 ıle Isveç geliyor, yani, kadın parlamenterlerin sayısı bakımından. Bir süre önce SvenskaDagbladet gazetesi, Batı dünyasının en eşit parlamentosuna sahip Isveç'in kadın rnilletvekillerine iş koşullan konusunda sorular yöneltti. Gazete, 158 kadın milletvekilinden 155'ine ulaşmayı başardı. Bunlardan yüzde 6O'ı, erkek meslektaşlanndan baskı gördüklerini söylediler. Erkek millervekillerinin, bir çeşıt yazısız anlaşmayla birbirlerini kolladıklan, onlara uyum göstermeyen kadınlara, "Ne oldu harun. bu sabah tersinden mi kalkün?" türü ciddiyetten uzak sorular sorduklan bu anket sayesinde ortaya çıktı. Ankerin en ilginç yanı ise. görüşleri alınan kadın millervekillerinin çoğunluğunun, adlanmn yazıda yer almasını istememeleriydi. Aksi halde telefonla kendileri ve aile fertleri taciz edilebılir, parlamentoda çalışmalan daha zorlaşabılirdi. Yorumu sizlere bırakrıktan sonra, araya sığışamayan başka bir habere geçıyorum. Isveç'te şu sıralar bir grup kadın "politikacı ve düşünür" (ikisi her zaman aynı şey değil bildığiniz gıbı) feminist bir partı kurma hazırlığı içinde. Parlamentoda temsil edilen Sol Parti'nin önceki genel başkanı Gudrun Schyman ve tanrnmış yazar Maria-Pia Boethius bu girişimin başını çekiyor. Her ne kadar Sol Parti'nin tüzüğünde "sosyalizm ve feminizm" yer alıyorsa da, bunun yeterli olmadığı savunuluyor. Maria-Pia, bunu şöyle açıklıyor: "Erkekkrin erk sistemine yansıblan feminist sorunlar, önceKk STOCKHOLM sıralamasında en alt sıralara itiliyor. Biz kadınlann. daha önce benzeri görülmemiş bir partrye gereksinnıemiz olduğu açık. Feminizmle Ugili kadınlar. siyasi partilerin yönetki kadrobnndan uzak tutuluyorlar." Ülkemizdeki kadın milletvekillerinin sayısını düşünerek, "Yahu bu da bir şey mi, ya bizdc." diye itiraza başlamayın. Durumun değiştirilmesının zor olduğunu bilmek başka, nasılsa değişririlmez diye kabullenmek başka. Yoksa. bulunduğu mevkiye rağmen (belki de bu yüzden) "Bizde gece sokağa çıkan kadınlara iyi gözle bakümaz" denilmesini de kabul etmiş olursunuz. Ülkelenn refah düzeyi sıralamasında genellikle ilk üç arasında yer alan Isveç"te, kadınlara parklarda yalnız yürümemeleri, koşmamalan resmen tavsiye edıliyor. Bunun nedenı, cınsel tecavüze uğramalan riskinın yükseklıği. Refahla kadın özgürlüğü arasında bir fark var demek ki! Geçen yıl Isveç genelinde polise GÜRHANUÇKAN 2 bin 565 cinsel tecavüz olayı bildirildi. Kapalı kapılar arkasında veya "aileiçinde kalan" tecavüzlerin de bir bu kadar olduğu tahmin ediliyor. Polise bıldirilen bu olaylann yalnızca 309'u savcı tarafindan yargıya intıkal ettirildı ve toplam 113 kışi yargılanıp (çoğu hafif) cezaya çarptınldı! 2 bin 565 sanıktan 113'ü! Geçenlerde bir kadına tecavüz etmekten yargılanan 3 kişının en üst mahkeme tarafindan suçsuz bulunmalan, birçok sivil toplum örgütünü ayağa kaldırdı. Kadının olay sırasında içkili olduğu ve •'gerektiği kadar kendini savunmacbğr gibi ığrenç bir gerekçe de Isveç yargısının defterlerine yazıldı. Köşe yazarlan, bu karardan sonra kadınlann suç duyurusunda bulunmalannın anlamını yitirdiğini bile savundular. Bu üç ayn haber arasındaki ortak çizgi, pamuk ipliği nedir acaba? Kadınlara hâlâ Merih'ten gelmişler gibi bakıldığı. sorunlannın insanhk sorunlan olarak görülmediği bir dünyada elbet bir gün anlaşılacaktır konunun e\Tensel olduğu. Ama o zamana kadar... ' Bütünleştirilmiş ve eşit eğitim' 1 7 Mayıs 2004 Pazartesi sabahı erken saatlerde radyoda duyduğum bir diyalog ile ırkildım. tlkokul çağrnda bir kız çocuğu, babasına neden yedı sokak ötedekı ılkoku] yerine. 1 mil (1.609 km.) uzaktaki okula tren yolundan yürüyerek gitmek zorunda olduğunu soruyordu. Babasının verdiği yanıt, şok ediciydi: "Yedi sokak ötedeki okul, biz siyahlar için değil, beyazlar için. Seni o okula kabul etmiyorlar. O yüzden yalmzca siyanlann girriği okula gidiyorsun." Ne yazık kı, 1950'lıyılların başında Amerika'nın Topeka. Kansas bölgesinde yaşayan 8 yaşındakı Linda Brown ile babası OBver Brown arasında geçen gerçek bir konuşma bu. Kızınuı üzüntüsünü gören baba Brown. soluğu siyah nüfusun haklan için çalışan ulusal organizasyon NAACP'te (The'National Associarion for the Advancement for Colored People) alıyor ve yardım istiyor. Brovvn ailesinin şikâyeti, Kansas bölgesindeki diğer benzer şıkâyetlerle birleştınlerek, Amerikan eğitim kurumlannın bağlı olduğu The Board of Educatıon aleyhine 1951 'de dava açılıyor. Dava dilekçesinde, kamu NEW YORK okullanndaki eğitımin "bölünmüş ve eşit olmadığı' 1 belırtilerek, etnik aynmcılığa son verilmesi isteniyor. Karşı tarafın savunuculan ise Amerikan okullannın sıyahlann yetışkin yaşlarda karşılaşabileceklen etnik aynmcılığa karşı hazırlıklı olduğunu ve okuduklan takdirde siyah ırka mensup kışılerin de toplumda yüksek mevkilere ulaşabildiğini söylüyorlar. Davaya bakan mahkeme, ilk oturumda karar veremiyor ve ikinci oturumda, her iki tarafın da konuyu anayasanın 14. maddesindeki haklar çerçevesınde ele alması isteniyor. Amerikan Anayasası'nın 14. maddesi, yurttaşlann, eşit bir şekilde, ırk ya da renk aynmına dayalı aynmcılıklara karşı korunma haklannı saklı tutuyor. Dava sürerken. tüm Amenka'da büyük bir ınsan haklan hareketi başgösteriyor ve buna karşı protestolar gündeme geliyor. Sonuçta, 17 Mayıs 1954'te mahkeme, tarihi karannı açıklıyor: "Kamu okullanndaki ırka dayah aynmcıhk. okullardaki fiziksel koşullar eşit olsa da, bir grup azmlığın eşit eğitim fjrsatuu ortadan kaldınr mı? Biz kaldırdıgına inanryoruz. Karar verdik kL kamu eğitimi alanında, 'Bölünmüş ama eşit' tezine yer yoktur. ZÜLAL KALKANDELEN Birbirinden aynlmış eğitsel olanaklarn sonuç olarak eşit değfldir." Bu kararla birlikte, Amerika'daki sivil haklar hareketinin en önemli adımlanndan birine öncülük eden Brown ailesi tanhe geçti. O zamandan bu yana her yıl 17 Mayıs, ülkede törenlerle kutlanıyor. Bu yıl da kutlandı. Topeka'da Linda Brown'ın da devam ettiği Monroe adlı okulun bahçesindeki meydana önce Demokrat Parti'nin başkan adayı John Kerry ulaştı ve dedi ki: "Aûlan büyük adımlara karşın, hâlâ Bnmn'a verilen söze ulaşmış değiliz. Bugün ûlkemizin birçok bölgesinde okul sistemlerimiz hâlâ bölünmüş veeşitsiz." Kerry'den dört saat sonra, aynı meydana Başkan George Bush geldi ve eğitimdeki aynmcılığın yasayla engellenmiş obnasına karşın, okullann hâlâ firsatlar ve kalite bakımından eşit olmadığını itiraf etti. Kampanyasuıın eğitim polıtıkasını, okuma olanaklanna sahıp olmayan tek bir çocuk kalmayacağını bıldıren *No Child Left Berund" şeklinde sloganlaştınyor Bush. Yanıt John Kerry'den: "Hem bu sözü verip hem de miryonlarca çocuğu geride bu-akan politikalan izleyemezsiniz!" Bütün bu olan bıtenı anlatarak ne mi demeye çahşıyorum? Eğıtimde aynmcılık yapılmaz, yapılamaz! Politikacılara duyurulur. kzulakg yahoo.com Yağmuraltındadüğün İsparrya vetiahû Asturias Prensi Fehpe ve esld gazeteci Letizia Ortiz, başkent Madrid'deki Almudena Kibsesi'nde dün düzenlenen törenle evlendiler. Düğüne, 30 ülkenin liderieriyle dünyanın dört bir yanındaki 40 kraliyet ailesinin üyeleri katüdı. Düğün prograrru yağmur nedeniyle aksadı. Letizia, şiddetti yağmur nedeniyle Krafiyet SarayTndan Almudena Kiüsesi'nin önüne planlandıgı gibi yürüyerek değil, otomobille getirildL Prens FeBpe ve Letizia, kendilerini bekkven binlerce kişiyi üstü açık otomobil yerine, kapalı araçtan selamlamak zorunda kaldılar. İspanyol devlet televizyonu TVE'nin canh yayımladığı töreni, dünyada yaklaşık 1 mihar kişi izledi. Madrid sokaklan, 98 yıl aradan sonra ilk kez kraüyet düğününe ev sahipliği yaptığı için süslendi. (RELTERS) opuşene... S ağına bakıyorsun, öpüşüyorlar. Soluna bakıyorsun yine öpüşüyorlar. Öpüşen öpüşene. Ne kadar da meraklılarmış birbirlerini öpmeye diye düşünüyorsun. însanlar bu kadar duygulu. bu kadar romantik mi oldu? Günlük yaşamlannda böylesine duygusal değiller. Fakat tren istasyonlannda ve havaalanlannda romantikleşecekleri tutuyor! Öpüşen öpüşene. Havaaianrnın yoicu uğurlanan katında öpüşenler hüzünlü, pek güldükleri yok. Olsa olsa gülümsüyorlar. acıyla gülümsemeye çalışıyorlar... Yolcu çıkışında öpüşmeler öyle "okhıbittTye getırilmiyor. oldukça uzun sürüyor. Defalarca. daha ıçten. Sonra gidenle gende kalan uzun uzun el sallıyorlar bırbirlerine. Kim bilir bir daha ne zaman görüşecekler? Bir kat aşağıda, yolcu gelişinde ise öpüşmeler bambaşka. Çok daha kısa ve içten. tnsanlar gülümsemiyor, gülüyor, mutlu. Ağızlar lculaklarda! Herkes konuşkan. kahkahalar gürültülü. Birbirlerine bir şeyler anlatıyorlar, sonra yine öpüşüyorlar, mutluluktan havalara uçacaklar neredeyse! Günlük yaşamında Alman, sevindiğini karşısındakıne nedense pek bellı etmez, derler. Fakat bu "önyargT istasyonlar ve havaalanlan için geçerli değil. Bizim Türklere gelince, en çok öpüşenler onlar. Yolcu uğurlayanı da, yolcu karşılayanı da. Biri anavatana gidiyorsa, en az beş kişi onu geçirmeye geliyor. Türidye'den dönen varsa yine en az beş karşılayıcı çıkışta onu özlemle bekliyor. Bu sayı, eğer gidenler Hac yolcusu ise kat kat artıyor! Yolcu önce hangisini öpeceğini şaşınyor. Annesini mi, babasmı mı. teyzesini mi, amcasmı mı, komşuyu mu, ışyerinden arkadaşını mı, yoksa alanda tesadüfen gördüğü bir dostunu mu? Tabii her konuda olduğu gibi öpüşme üzerine de araştırma ve inceleme STUTTGART AHMETARPAD yapmış Almanlar. Bremen Üniversitesi'nin son araştırması öpüşmenın geçmişinı de incelemış. Daha bundan 100 yıl öncesine dek insanlann sokak ortasında, herkesin içinde öpüşmesıne kötü gözle bakılırmış. tnsanoğlunun treni icat etmesi, istasyonlar inşa etmesi, öpüşmek için gözlerden uzak, gizlenecek bir köşe arayan sevgıliler için bulunmaz bir nimet ohnuş! Peronlarda birbınne veda eden însanlar arasına kanşan erkeklerle kızlar, kimsenin dikkatini çekmeden bol bol öpüşerek özlem gidermeye başlamış. Ancak zamanla bu "jstismar" demiryollan idaresinin dikkatini çekince, hemen "öpücük kontrol memurlan" görevlendiribniş, sevgililer istasyonlardan kovalanmış! Örneğin, 7Kasım 1948'deParis belediyesinin yayımladığı bir genelge ile peronlarda polis memurlan devriye gezmeye başlamış. Daha 19. yüzyılın sonunda tren kompartımanlannın *mahrantiği''ni keşfeden sevgililer uzun uzun ve doyasıya öpüşebilmek için tren yolculuklanna çıkmaya başlamışlar. Özellikle trenin sık sık tünellerden geçtiği hatlan yeğlemişler. 1899 yapımı olan "The kiss in the tunner adlı film, tren yolcusu iki sevgilinin yanm dakika süreyle tünelde öpüşmesini gösterdiği için sansasyon yaratmış ve sinema tarihine geçmiştir. însanlar öpüşürken başlannı genelde sağa eğerler. Bunun niçin böyle olduğunu da, bir buçuk yıl boyunca sokaklarda öpüşenleri takip etmiş olan Bochum Ruhr Üniversitesi öğretim üyelerinden Onur Günrürkün şöyle açıklıyor: "İnsanoğju daha ana rahminde başını sağa çevirir!" www.ahinet-arpad.de KÜLTÜK • SANAT (0212)2*3 t*7S YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN İTALYANCA'mn yönetmeninden W1LBUK ÖLMEK İSTİYOR Bitinnek istediği yaşam başlamak üzereydi.^ Beyoğlu ATLAS (252 85 76) 12:00- 14:15- 16 30- 19:00-21:30 Maçka CINEBONUS (G-MALL) Kadıköy KADIKÖY (232 44 40) 11:45-14:15- 16.45- 19 15-21 45 - C/C.lesı 24.15 (3377400) H.İ5- 13:45- 16 30- 1900-21.30 AltunızadeCAPrrOLSPECTRUM14 (65133 30) 1125-14:10-16.35-19 00-2130 DUYURU T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKAIVLIĞI Özel Gülen .\ndak Bale Kursu 2003-2004 öğretim yılı ücret tanfesi GÜLEN AiNDAK BALE KURSU Sûresi 90 saat De\Teler 14 Ay 24 Ay 34 Ay Saat Ücreti 12.5O0.0OOTL 14.000.000 TL 15.000.000 TL Not: Fıyatlara yüzde 18 KDV dahildir. Nişantaşı Cad. Gül Apt. 11/5 Tel: 0 212 291 25 41 (VİMARLAR DBNEGİ 0LA6AN 6GUEL KURULU Derneğimızin 2004 yılı Olağan Genel Kuru- lu 20.06.2004 Pazar günü saat 14.30'da Birlik Mahallesi 14. Sokak No: 9 B Çankaya - Anka- ra adresindeki Dernek Genel Merkezi'nde ya- pılacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde, Genel Ku- rul 27.06.2004 günü saat 14.30'da aynı yerde toplanacaktır. Üyelerimize ılanen duyurulur. YÖNETtM KURULU GÜNDEM 1. Açılış ve Başkanlık Divanı seçimi, 2. Saygı duruşu. 3. Çalışma raporunun okunması, görüşülmesi ve ibrası, 4. Denetleme raporunun okunması, görüşül- mesi ve ibrası, 5. Dilek ve temenniler, 6. Seçimler. 1936'dan bu yana... İNÖNÜ KIZ ÜSESİ BEYOĞLU KIZ ÜSESİ ATATÜRK KIZ LİSESİ BEŞİKTAŞATATURK ÜSESİ BEŞİKTAŞ ATATÜRK ANADOLU ÜSESİ Mezunlan 29 Mayıs 2004 Cumartesi saat 12.00'de Geleneksel Pilav Günü'nde, okul bahçesinde buluşalım. Döner ve pılavımız "Niyazı Bey" tara^nöan hazırianmaktaĞr. Atatürk üsesi Mezunlan Demeği Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi Serencebey-Beşiktaş TTJZLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 2003 1224 Davacı Ne\ın Yıldız tarafindan davah Cemal Yıldız aleyhine mahkememıze açılan boşanma davasının yapı- lan açık yargilaması sırasında verilen ara karan uyannca, Davalı Cemal Yıldız'ın Yenıbosna Merkez Mahallesi, Yıldınm Beyazıt Caddesi No: 234 Bahçelievler-lstanbul olarak gösterilen adresıne dava dılekçesi ve dunısma gü- nü teblığ edılemediği. zabıtaca yaptınlan tahkikattan ad- reslen meçhul olduğu anlaşılmalda, adı geçen davahlara dava dilekçesmin ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verılmiş ve duruşma 24 06 2004 günü saat 12.00ye bırakılmıştır. Belırtılen gün ve saatte bizzat mahkememızde hazır bulunmanız \eya kendınızı bir vekılle temsil ettırmenız, aksı takdirde hakkınızda HUMKnin 398 ve müteakıp maddelen hükümlen gereğınce duruşmaya yokluğunuz- da de\am olunarak karar \enleceğı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 23107 SEVİNÇ ÖZCÜNER ii ölümünün 24. yıldönümünde SEVGİ ve ÖZLEMLE ANIYORUZ. Anma töreni yann (24 Mayıs Pazartesi) Tabipler Odası'nda saat 20.00'de yapılacaktır. Ailesi ve Dostları KAKTAL 2 NO'LU AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002/666 Karar No: 2003/253 Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.03.2003 ta- rih, 2002/666 esas, 2003 253 karar sayılı ilamı ile Sivas ili, Imranlı ilçesi, Borular, Cilt No: 29, Hane No: 30'da nüiusa kayıtlı Dursun ve Zarife'den olma 11.02.1977 d.lu Ismaıl Cem Güngör ile Manfrad Werner ve Maria Carm'dan olma 20.07.1978 d.lu Sandra Heike Regina Dziuba Güngör hakkında Darmstadt Asliye Hukuk Mah- kemesfnin 16.08.2001 tarıh ve 55 F 1951 99 sayılı 16.08.2001 tarihinde kesinleşen taraflann boşanmalanna ılışkın karann tenfızine karar verilmiş olup davalı Sandra Heike Regina Dziuba Güngör'ün adresı meçhul olduğun- dan ilanen tebligat yapılmasına karar venlmiş olup ilanın yayımlandığı tarihten (~) gün sonra tebligat yapılmış sa- yı lacağından bu tarihten itibaren (15) gün ıçensınde da- valı tarafindan yargı yoluna başvurulmadığı takdirde da- valı Sandra Güngör yönünden ilamın kesınleşmiş sayıla- cağı hususu tebligat yerine geçerli olmak üzere ilan olu- nur. Basın: 23017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle