Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2004 PAZA
12 PAZAR KONUGU
AlHMYargıcı Dr. Rıza Türmen 'leLoizidu ve benzeri davalan, Irak'taki insan hakları sorunlarını konı
S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOĞLU
leyia.tavsanoglu@ cumhuriyetcom.tr
Türkiye 'nin insan hakları karnesinin çok iyi olmadığı
biliniyor. Hele de son yıllarda Avrupa insan Hakları
Mahkemesi 'nde (AİHM) mahkümiyet şampiyonluğuna
oynuyor. En son olarak da Kıbrıslı Rum Tiiina Loizidu 'ya
1.12 milyon Euro tutarında bir tazminat ödemek zorunda
kaldı. Ama hep vur abahya... Irak'ta işgalgüçleriyerel
halka inamlmaz işkenceîeryapıyor; fotoğrafları boy boy
internet siteleri, gazeteler ve televizyonlarda yayımlanıyor.
Bunlann yargıya götürülmelerini sağlayabilecek bir
mekanizma ortalıkta görünmüyor. Tam bu olaylar
yaşanırken AÎHM'nin Türkyargıcı Büyükelçi Rıza Türmen,
Istanbul 'a geliyor. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 'nin 50.
yılı nedeniyle düzenlenen "İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi ve Türkiye " konulu insan hakları kurultayına
katıhyor. Hazır, Rıza Türmen 7 bulmuşken ayrıntıh bir
konuşma yapmamak olmaz. Onunla Loizidu ve benzeri
davalan, Irak 'ın işgalinden doğan insan hakları ihlallerini
ve bunun hukuksal boyutlarını konuştuk.
Türkiyeihkllerdensorumludur- Girne'dekimülklerindenyararianamadıjh ge-
rekçesiyle Türkiye Cumhuriyeti'neAvrupa insan
Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) dava açıp ka-
zanan ve kendisine 1.12 milyon Euro tazminat
ödenen KıbrıslıRum TıtinaLoizidudavasının Tür-
kiye veAvrupa insan Haklan Sözleşmesi (AİHS)
için önemi nedir?
TÜRMEN - Türkiye ıçin birkaç önemi var. Baş-
ta tabii ki ödediği ve ödeyeceğı tazminat miktan. 900'e
yakın dava başvurusu var. Obürlerinin gerçi bu ka-
dar geniş mülkiyet hakkt olmadığı ıçin Loizidu'ya
ödediği kadar yüksek mıktarda para ödemez. Ama
yine de bır para ödeyecek. Bu bırincı sorun. Türki-
ye Loizidu'ya ılk tahakkuk eden tazmınaü ödeme-
diği ıçin faizlenyle birlikte 1 milyon Euro'nun üze-
rinde bir para ödedı. Ikınci sorun, Türkiye'nin, Lo-
izidu davası ve Kıbns devletinın açtığı davalaria
KKTC'deki insan haklan ihJallerinden sorumJu tu-
tulması. Bu, Türkiye'nin temel tezJeriyle çelişen bir
durum.
-Nasıl?
TÜRMEN - Çünkü Türkiye, Kuzey Kıbns'ta ba-
ğımsız bir devlet olduğunu söylüyor. Ama AİHM,
KKTC'nin bağımsız devlet olduğunu tanımadı.
KKTC'yi Türkiye'nin birvilayeb olarak niteledi. Ta-
bii ki bu da Türkiye'nin siyası tezleri bakımından
bir darbe oldu. Bundan sonra ise olay büsbütün
önem kazanacak. Çünkü arkadan benzen davalar ge-
liyor. BunJar ne olacak?
'AİHM'nln tanıyıp tanımaması önemll'
- Evet, dediğinizgibi 900 kadardava var. Bir de
Rum tarafindan sadecegerçek kişilerdeğil, tüzel-
kişilerin, şirketlerin açtığı davalar da var. Öyle
değil mi?
TÜRMEN- Bunlar da zaman içinde görüşülecek
ve karara bağlanacak. Şimdi bunlar nasıl sonuçla-
nacak?
- Büdiğim kadanyla KKTC'de bir TazminatKo-
misyonu kurulmuştu. Bu komisyon iç hukuk açı-
sından davalarAİHM 'yegitmeden önceyerel da-
valara bakan mahkeme. Bu komisyonun verdiği
kararlarAİHMkararlannı etküermi? Bu komis-
yonun varlığı Türkiye 'nin lehine midir? Loizi-
du 'nun avukatı Achilleas Demetrıades bu komis-
yonun hukuk açısından geçersiz olduğunu söylü-
yor. Bu doğru mu?
TÜRMEN - Tabu kı avukatın komisyonu tanıyıp
tanımaması önemli değil. AlHM'nin tanıyıp tanı-
maması önemlıdır.
-Peki, AİHM, komisyonu tanıyıp tanımama ko-
nusunda karar verdi mi?
TÜRMEN - Mahkeme daha o konuda bir karar
vermedı. Ama gerçek olan şey şudur: KKTC'deki
Tazminat Komisyonu'nun dayandığı hukuki bir ze-
min var. 0 zemin de şu: Kıbns devletinin dördün-
cü başvurusunda Türkiye'nrn bırtakım ihlallen or-
taya çıkar. Fakat o başvuruya karşı mahkeme şoyle
der: Devlet olarak tanınmamış olsa bıle bır ıç yargı
yolu varsa bu iç yargı yolunun tükenlmesi gerekir.
Bunu söylerken de Uluslararası Adalet Divanı'nın
Namibya'yla ilgili karannı esas aldı. Bıliyorsunuz,
bır dönem Namibya, devlet olarak tanınmayan hu-
kukı bıroluşumdu. O zaman Uluslararası Adalet Di-
vanı, Namibya'yla ılgiiı karannda, "Evet, burası
devletolarak tanmmıyor. Ama eğerburada biriçyar-
gı yolu \arsa bu sonuna kadar rüketihnetidir" dedı.
Tazminat Komisyonu
- Yani Strasbourg'daki AİHM aynı mantığt mı
yürüttü?
TÜRMEN - Evet. Ondan esinlenerek KKTC'de
iç yargı yolunun tüketilmesıni kabul etti. Dolayısıy-
la KKTC'de kurulan Tazminat Komisyonu'nun da-
yandığı hukuki zemin budur. Annan Planı yürürlü-
ğe gırmediğine göre AİHM duruma bakacak. Bun-
dan sonra da içtihat ortaya çıkacak.
-Annan Planı, Rum tarafmda kabul edilmedi-
ğinegöre nasıl bir durum ortaya çıkabilir?
TÜRMEN - Annan Planı 'nda tazminatlarla ilgi-
li yapılan bır düzenleme vardı. Mülkiyet KuruJu
(Property Board) üzerinde bir de Mülkiyet Mahke-
mesi kuruyordu. Annan Planı'nın reddedilmesiyle
buyürürlüğe girmedi. Plan yürürlüğe girseydi bu me-
kanizma hayata geçecek ve tazminat ödenecekti.
Bir kısım davacı mülklerine geri dönecekti, bir kıs-
mına da bu Mülk Kurulu ve Mülk Mahkemesi ka-
nalıyla tazminat ödenecekti. Bu olmadı. Bu olma-
yınca yeniden eski duruma bakmamız gerekiyor.
- Eski durumu bir daha gözden geçirebilir mi-
yiz?
TÜRMEN - Eski durumda, KKTC'de bir Tazmi-
nat Komisyonu var. Dolayısıyla AİHM bu Tazmi-
nat Komisyonu'na bakacak. Yani, bu Tazminat Ko-
misyonu etkili bir iç yargı yolu mudur, değil midir?
Etkili bir iç yargı yolu olrnası için bunun bağımsız
çalışması, karar verebilecek nitelikte bir komisyon
olması ve ömekleri olması gerekiyor. AİHM, taz-
minat komisyonunun etkili bir iç yargı yolu oldu-
ğuna karar verirse o zaman Loizidu benzeri dava-
lar için şunu diyecek: Orada (KKTC) bir yargı yo-
lu vardır. önce gidin onu tüketin. Ve kendisine ya-
pıJan başvurulan oraya yönlendirecek.
- YaniAnnan Planı hiç olmasaydı mekanizma
böyle mi işleyecekti?
TÜRMEN - Evet. Buradaki soru şimdi şu: An-
nan Planı bu şekilde reddedildiğine göre bu, statü-
Dr. RIZA TÜRMEN
1941, İstanbul doğumlu.
Ortaöğrenimini İngiliz Erkek Lisesi'nde
(British High School),
yükseköğrenimini İÜ Hukuk
Fakültesi'nde yaptu Kanada'da McGill
Üniversitesi'nde hukuk masteri yaptu
A Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi 'nde
siyaset bilimi doktorasım aldı. 1966'da
Dışişleri Bakanhğı 'na girdi. Singapur
Büyükelçiliği'ni kurdu. Bern, Avrupa
Konseyi nezdinde Türkiye büyükelçisi
oldu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı (AGİT) nezdinde biryıl
delegasyon başkanlığı yaptu Avrupa
Konseyi 'nde büyükelçi iken Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM)
yargıçlık görevi açıldu 1998'den buyana
AİHM yargıcı olarak çalışıyor.
koda bır değışıkliğe yol açıyor mu? Daha başka bir
deyişle mahkeme, Loizidu davası ve öbür devlet
başvurulannda ne diye Türkiye'nin KKTC'deki in-
san haklan ıhlallerinden sorumlu olduğuna kararver-
di? AlHM dedı kı: Türkıye'nin orada 30 bin aske-
ri vardır. Bu 30 bın asker aracılığıyla Türkiye ora-
da etkili bır kontrol kurmuştur. Dolayısıyla yetkisi-
nı oraya taşımıştır. Onun için de oradakı ıhlallerden
sorumludur. Tabii ki Irak işgali nedeniyle Ingiltere
için de aynı mantık söz konusu. Orada ağır birişgal
var. Yani, demek h Türkıye'nin orada askeri olma-
saydı KKTC'den sorumlu olmayacakt. Peki, ama
Annan Planı yürürlüğe gırmiş olsaydı Türkiye ora-
dan askerini çekecektı. Türkiye bunu kabul etmiş-
ti; KKTC bunu kabul etmişti. Kıbns Rum tarafinın
planı kabul ettnemesi nedenıyle Türkrye askerini Kıb-
ns'tan geri çekemıyor. Bu da Türkıye'nin iradesi dı-
şı birnedenden kaynaklanıyor. Bu durumda hâlâ Tür-
kiye'nın sorumlu olduğunu söyleyebilecek nüyız?
Şimdi bır de böyle bir mesele var. SorumJu değil-
dir dersek bu geçmişe mi etkili olacak, yoksa sade-
ce bundan sonra açılacak davalar bakımından mı ge-
çerlı olacak?
- 1yi de, artık uluslararası toplum KKTC'ye,
onu tanımasa bile böyle hukuki tasamıflan ge-
çerliolan bir oluşum, biryapı statüsü verecek mi?
TÜRMEN - Sankı venyor gibi... Bunlar Annan
Planı'nın reddedilmesınden sonra ortaya çıkan so-
rular. Şimdi buniann cevaplannı bulmak lazım.
AİHM tabu ki bunlarla da uğraşacak.
-SizceRumlar "hayır "oyunayönelirken bu tür
sorunlann ortaya çıkacağını hiç hesap edemedi-
lermi?
TÜRMEN - Belki Rumlann siyasi birtakım he-
saplan vardır. Ben şimdi ortaya çıkan sorulan orta-
ya koydum. Ama cevaplannı vermedim.
-Amagaliba cevaplansorulann içindegizli öy-
le değil mi?
TÜRMEN - Yani... Mahkemeden ne tür bır karar
çıkacak, bilmiyorum. En azından KKTC'deki Taz-
minat Komisyonu'nun iç yargı olup olmadığının
cevabı ne olacak? tkinci soru da Türkiye hâlâ so-
rumlu mudur? Yani geçmiş davalar için sorumlulu-
ğu ne olacak0
Bunun cevabını doğrusu bilmiyorum.
Ama bu sorular mevcut.
Eski davalar örtülecek
1
- KKTC'deki TazminatKomisyonu Türkiye 'nin
lehine olan bir kuruluş mu?
TÜRMEN - Türkiye'nın lehine tabii. Önce eski
davalar örtülecek. Bir kere, Türkıye'yle ılgıli ihlal
karan çıkmayacak. Sonra, tazminat tutarlan farkh
olacak.
- Siz birAİHM yargıcı olarak elinizi vicdanını-
za koyup söyler misiniz; bu davalar iyi savunul-
du mu? Çünkü bildiğim kadanyla bunlann iyi
savunulmadığı biçiminde eleştirüer var...
TÜRMEN - Öyle mı? Başka türlü nasıl savunul-
ması gerekiyormuş peki?..
- Yani savunmada hep davalann esastan ele
alınmasıyoluna gidildiği söylenir...
TÜRMEN - Bu davalann savunmasıyla ilgili or-
tada tek bir tartışma vardı. Burada şimdi bir yargıç
olarak konuşmayayım da dışandan bakan birisi ola-
rak yanıtlayayım. Savunma için yapılacak her şey
yapıldı gibi gözükuyor bana. Türkiye, 1987 yılında
bireysel başvuru hakkını kabul ederken başına bu
davalann geleceğini gördüğü için bir beyanda bu-
lundu ve bireysel başvuru haklannı Türkıye sınır-
lanyla sınırladığını, Türkiye'nifl sınırlan dışındaJd
olaylardan sorumlu tutulamayacağını açıkladı. Ama
bu beyanı o zamanki Avrupa insan Haklan Komis-
yonu tarafindan kabul edilmedi. "Bubirçekmcedir"
denildi. Türkiye geleceklen gördüve gerekli tedbir-
leri de almak istedi. Şunu da unutmamak lazım ki
Bayan Loizidu'nun davası, Papahristomosdavasıy-
la önce İnsan Haklan Komisyonu'na geldı. Bayan
Loizidu, 1989'da gösteri yaparak Yeşil Hat'ı geçen-
lerden birisiydi. Türkiye o zaman insan Haklan Ko-
misyonu'ndaki o davayı kazandı.
Türkiye ikinci davayı kaybetti
- Loizidu ondan sonra mı
mahkemeyeyeniden başvurdu?
TÜRMEN - Evet. Şimdi Türkiye
bu ikinci davayı kaybetti.
Dolayısıyla Türkiye'nin
savunmasının başansız olduğunu
söylemek doğru değil. Fakat
oradaki tek tartışma, Türkiye'nin
davaya hangi aşamada katılmış
olduğudur.
Davanın kabul edilebilirlik
aşamasına kadar katıldı, ondan
sonrasma katılmadı. Esasla ilgili
görüş bildirmedi. KKTC'nin
görüşünü bildirdi. Yani dördüncü
başvuruda da ayrusı oldu.
- Peki, Türkiye başka türlü
davransaydı başka türlü bir
sonuç çıkar mıydı?
TÜRMEN - Hayır. başka türlü bir
sonuç çıkmazdı. Mahkemeden
yine bu sonuç çıkardı.
- Şimdi daha pek çok dava var,
anlaşılan. Dolayısıyla Türkiye'yi
ne gibi sorunlar bekliyor?
TÜRMEN - Türkiye, çok büyük
bir para ödeme gibi bir sonuçla
karşılaşabilir. Ikıncisi de
Türkiye'nin KKTC'den sorumlu
olduğunu belirten çok büyük
sayıda ihJaJ iddialanna maruz
kalabilir. Türkiye, Loizidu'nun
parasını ödedı. "Ama bundan
sonrasuu ödemem" diyor.
- ödemezse daha büyük
sorunlar ortaya çıkmayacak
mı?
TÜRMEN - Çıkacak tabii. Bir
kere mahkeme kararlannı
uygulamamaktan doğan sonuçlar
ortaya çıkacak.
Türkiye'nin AİHM ve Avrupa
Konseyi'yle büyük bir
sürtüşmesi olacak.
Hele de AB üyesi olma
sürecindeyken bu konjonktürde
bu sürtüşmeyi ne kadar
kaldırabilir? Böyle meseleler
ortaya çıkacaktır. Siz bana,
Tazminat Komisyonu önemli mi
diye sordunuz. Işte bu bakımdan
çok önemli. İç yargı yolu
haJledilirse arnk AİHM
olmayacak.
- Tazminat Komisyonu 'nun
işleyişi bir anlamda KKTC'nin
dolaylı da olsa tanınmasının
önünii açmıyor mu?
TÜRMEN - Olabilir. Ama
AİHM, "Ben KKTC'yi
tanımryorunr diyor. Ama
Namibya gibi işgal altında bir
bölgede bağımsız bir iç yargı
yolu varsa bunu da kabul ediyor.
- KKTC'de Işın Ramadan adlı
hanımın Titina Loizidu 'nun hak
iddia ettiği evde oturduğu
biliniyor. Işın Ramadan dava
sürecine herhangi bir şekilde
müdahale etti mi?
TÜRMEN - Hayır, etmedi. Ama
bireysel olarak müdahale
edemezdi de hükümet aracılığıyla
edebilirdi. Hâlâ da yapabilir.
Çünkü biliyorsunuz, Loizidu
davasında tazminat ödendi, ama
Loizidu'nun evine dönme hakkı
açık bırakıldı. Bakanlar Komitesi
karann o bölümünü 2005'te
göriişeceklerini açıkladı. Böyle
bir durum varsa Bakanlar
Komitesi bunu dikkate almak
isteyebilir.
- Tazminat tutarlan hangi
kanıtlara ve hangi kriterlere
göre belirtendi?
TÜRMEN - Yerindeki değere,
değer arûşına, arü, o yeri
kullanmamaktan doğan zarara
göre belirlendi.
Orneğin, o evi kullanma
hakkına sahip olsaydı belki
orayı kiraya verecekti, belki
satacaktı. Tabii ki her
gayrimenkul için aynı miktar
ödenecek demek değil bu.
ABD
insanlık
suçu işliyor
- Irak'ın işgali olayına gelirsek...
Irak'ın işgali nedeniyleIngütere
aleyhine açdmış devlet nezdinde ya
da kişisel başvuru var mı?
TÜRMEN - Birçok Iraklının kişisel
başvurusu var. Ama devlet başvurusu
yok. Irak bakımından da aynı sorun
ortaya çıkacak. AlHM, işgal altında
olmasına rağmen Irak vatandaşlanrun
Ingiliz askerlerinin yaptıklannı
şikâyet edebilecekleri bir iç yargı yolu
olup olmadığına, bağımsız olup
olmadığına ve etkili çalışıp
çalışmadığına bakacak.
- İşgal alhndaki bir bölgede bağımsız
mahkemeden söz edilebilir mi?
TÜRMEN - Söz edilebilir. Bunun
bağımsız olup olmadığını mahkeme
inceleyecektir. Burada şunu da
belirtmek istiyorum:
ABD aleyhinde başvuru
yapamıyorlar. Çünkü ABD, Avrupa
însan Haklan Sözleşmesi'ne (AÎHS)
taraf değil. Ama Irak'ta hâlâ AİHS'ye
taraf Ingiltere, Polonya, Macaristan
dahil birtakım devletlerin askerleri
var.
Slvlllere yapılan Işkenceler
- Devletler tarafindan Irak'ın
işgaliyle ilgili inamlmaz bir sessizlik
sürüyor. O zaman, insan haklannın
bunca zaman şampiyonluğunu
yapmış Avrupahlann insan haklan
konsepti ciddi biçimde çökmez mi?
TÜRMEN - AlHS bölgesel bir
sözleşme. Bireysel başvuru ağırlıklı
bir mekanizma. Tabii ki o inanılmaz
işkence olaylan genel olarak insan
haklan konsepti bakımından büyük
bir darbe. Bu, insan haklan alanında
Öcinci Dünya Savaşı 'ndan bu yana
kazanılmış olan mesafeyi bir anda
geriye götürdü. O işkencelerle orada
çok ciddi bir insanlık suçu işleniyor.
Buna karşı da hiçbir yargı organına
başvurulamıyor. Son derece rahatsız
edici bir durum.
Yani ABD aleyhinde yargı yoluna
başvurarruyorsunuz. Yargı yoluna
başvuramamanız demek, bunun suç
olmadığı demek değil. Yani
yargılanamaz olması, suçun niteliğini
değiştümiyor, O işkence fotoğraflan
Cenevre Sözleşmeleri'ne ne kadar
uygundur sorusunu insana sorduruyor.
Orada bir işgal olduğu için tabii ki
Cenevre Sözleşmeleri 'nin gerekleri
uygulanır. Sivillere yapılan işkenceîer
de Dördüncü Cenevre Sözleşmesi
kapsamına giriyor. Burada ABD'nin
ve Ingiltere'nin tabii ki sorumluluğu
var. Gerçi îngiliz basuıında şimdi o
fotoğraflann sahte olduklan iddia
ediliyor. Bütün bunlara karşı hiçbir
yargılama mekanizması yok. Bu da
çok rahatsız edici bir durum.
Aflır bir darbe
- Peki, ne yapûabilir?
TÜRMEN - Orada bu suçlan
işleyenler başka devletlere
gittiklerinde o de\'letler bu kişileri
kendi mahkemelerinde
yargılayabilirler. Özetle söylemek
gerekirse bu derece ağrr suçlar
işlendiği halde bunlann cezasız
kalması, bir yargılamanın olmaması
insan haklanndaki gelişmelere
indirilmiş çok ağır bir darbedir.
- ABD 'li ve İngiliz yetkililer, bu
işkenceciler için onlara verilmiş
böyle talimatlar olmadığını, kendi
başlanna buyruk olarak hareket
ettiklerini ileri sürüyorlar. Siz bir
AİHM yargıcı değil de sıradan bir
insan olarak böyle birşeyin
olabileceğini düşünüyor musunuz?
TÜRMEN - işkence olaylanndan ben
şunu biliyorum: Işkencenin görüldüğü
her ülkede işkenceye yol açan neden
de o görevlilere devletin tanıdığı
korumadır. Talimat verilmesi
gerekmez. Ama onu yapanlar
biliyorlardır ki bundan dolayı devletin
müsamahası vardır.