25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2004 CUMARTESİ HABERLER Ünlü Ingiliz bilim insanı Stephen Hawking, "Bazılan için bilimin kurucusu Nevvton'dur. Ama benim için Galileo'dur" der. 19. yüzyılın ressamlarından Yanda Nicolo Barabino'nun gözüyle, Italyan bilgin Galileo'nun Engizisyon Mahkemesi'nde sorgulanışı gözüküyor. Reşit Aşçıoğlu, 370 yıldır Türkçeye çevrilmemiş 4 Î1 Dialogo' kitabından esinlenerek Galileo'yu anlattı Zaman onuhakh çıkardıBARIŞ DOSTER • • nlü Italyan bilgin Galileo'nun bilime ve L " insanlığa katkılannı "NeoKtik İnsandan Galiteoütik İnsana" adlı kıtabında anlatan Reşit Aşçıoğlu. Galileo'nun, insanJık tari- hinde çığır açan en büyük kışilerden bıri olduğunu vurguladı. Aşçıoğlu. "Galfleo'nun uzay vizyonu yoktu. Ama bizi toplu olarak gökyüzüne yerieştirdi. Oraya ait oktuğumu- zu anlarn" dedi. BiLİMİN KURUCUSU Galileo'nun çok ıyi bır yazar olduğunu ve yaşadığı dönemde kilisenin fikırlerini teh- dit ettiğini ifade eden Aşçıoğlu, ünlü tngı- lız bilim insanı Stephen Havvking'in. "Ba- zıian için bihmin kurucusu N: e\\ ton 'dur. Ama benim için Gafileo'dur" şeklındekı sözlen- ne dikkat çekti. Galileo'nun buluşlannı New- ton'un sonradan formüle ettiğini AlbertEins- tein'ın belirttiğini kaydeden Aşçıoğlu, "Eins- tein, 'Galileo'nun buluşlan, sonradan New- ton'un formüle ettiği teorisinın temehni en azından niteliksel olarak oluşfuruyor' de- mişti. Onun en önemli buluşlanndan birl düşen bir cismin katettiği mesafenin, o me- safeyi katetmek için harcadığı sürenin kare- siyle oranüh olduğunu bulmasıdır. Nevvton da sonradan bunu niceselleştirmiştir'1 dıye ko- nuştu. AY'I TAŞKÜREYE DÖNÜŞTÜRDÜ Galileo'nun, evren boyutundaki olgulan, "sanki mahalkmizde oluyormuş gibi" an- lattığının altını çızen Aşçıoğlu. Aristo'nun. Ay'ın kristal bir küre olduğu yönündeki dü- şüncesinin. Galıleo tarafından çürütüldüğü- nü vurguladı. "Galileo, Aristo'nun bu görü- şünün yanlış olduğunu, çok yahn bir yön- temle, örneğin duvara asılı bir aynaya vuran ışıkyolu ile kanrtladL Işjğm yansıması çokgüç- lüdür. Fakat ışınlann giriş ve çıkış açısı aynı olduğu için, yalmzca belli bir noktayı aydın- latir" dıyen Aşçıoğlu. duvarın yansıması- nın daha çok aydınlık yaydığıru. Galileo'nun bu sayede, Ay yüzeyinin dağlık, taşlık oldu- ğunu kanıtladığını söyledi. Galileo'nun, teleskopla Ay'ın yüzeyinde- Id dağlan gözlediğini, ama kimseyi inandı- ramadığını, Ay'ın yüzeyinin de Yerküre'nin- ki gıbi olduğuna kimseyi ikna edemediğinı anlatan Aşçıoğlu, "Ay'daki dağlann ve taş- lann üpkı duvardaki gibi ışınlan yansıttığı- nı ve bu sayede Dünya'yı a>dınlattığuıı Gah- leo ortaya koydu. Böylece, binleree yıldır kris- tal bir küre sanılan Av'ı Galileo bilim vohıv- Galileo'nun insanlık tarihinde çığır açan en büyük kişilerden biri olduğunu vurgulayan Reşit Aşçıoğlu, "Binlerce yıldır kristal bir küre sanılan Ay'ı Galileo bilim yoluyla taşküreye dönüştürdü" diyor. "Neolitik Insandan Galileolitik Insana" kitabınının yazan Aşçıoğlu, ünlü bilginin fikirlerine inananlann bugün Ay'a gitme başansını gösterdiğine de dikkat çekiyor. la taşküreye dönüştürdü. Bugün, ABD'deki biBm müzelerinde sergilenen ve yabancı dev- let büyüklerine gösterilen Ay taşlannın var- hğuu Galileo 1610yıbndaönesürmüştün de- di. Bu nedenle Aşçıoğlu. kitabına, "Neob- rik İnsandan Galileolitik Insana" adını koy- du. Aşçıoğlu bu adı, sadece neolitiğe kafi- ye olsun diye değil, ikisi de lıtyumdan gel- diği için koyduğunu behrterek "Galileo, bu gerçeği ışıkla ilgili fızik kanunlanna dayana- rak ispatiadı" diye konuştu. 'CALİLEOLİTİK TERİMİ 1931 doğumlu olan ve mizah yazarlığına Akbaba dergisinde başlayan Reşit Aşçıoğ- lu. Galileo'nun fikirlerine inananlann, gü- nümüzde Ay'a gitme başansını gösterdıkle- rini ifade etti. Galileolitik teriminin kendi bu- luşu olduğunu kaydeden Aşçıoğlu. Gali- leo'nun 1610yılındaıspaternklerini, 1543'te Kopernik'in bir varsayım olarak ortaya at- tığını. fakat kitabmın Vatikan'ın tozlu mah- zenlerinde kaldığını belirtti. Aşçıoğlu, "Galileo, çağdaş dünya yohında, bilimin betirleyici bir rol alması için Koper- nik sistemini savunmak üzere dev bir adım atü. Vatikan, onu sözlü ve yazıh olarak, Dün- ya'nın döndüğünü açıklamaması yönünde uyardı. Ama zaman onu hakh çıkardı" di- yerek 1610 yılında Venedik'teki Ingiliz bü- yükelçısinin kralına yazdığı mektupta, Ga- lileo'nun fikırlerinden söz ettiğini söyledi. Büyükelçinin krala, "Galileo diye bir ya- zar var. Kitabında söyledikleri yanhşsa. mah- voldu demektir. Ama eğer doğruysa, dünya değjşecektir" dıye yazdığını anlatan Aşçıoğ- lu, Galileo'nun yeni bir insan yaratma pe- şinde koşan bir yazar olduğuna işaret etti. TÜBİTAK'ın çıkardığı "Galileo'nun Buy- ruğu" adlı kitapta. Galileo'nun. "İnsan yal- mzca bir tek şeyi bile öğrenmiş olmanın zev- ldne dalarsa, o bile önemli bir hizmettir" şek- lındekı sözlenne yer verildiğini kaydeden Aşçıoğlu, Galileo "nun fikirlerine dayana- rak yetişen ınsanlann. yani Galileolitik in- sanlann. bugün uzayda dolaşmaya başladık- lanna dikkat çekti. GEZECENLER AİLESİ Ürüü fizikçı Eınstein'ın, "Yerküre'nin dı- şına çıkmadan, Yerküre'nin döndüğünü an- latmak zordur" şeklindeki sözlerinin öne- mıne değınen Aşçıoğlu. Galileo'nun uzay viz- yonu olmadığını. ama ınsanlan toplu olarak gökyüzüne yerleştirdığını. Yerküre'nin ge- zegenler ailesine ait olduğunu anlattığını söyledi. Galileo'nun "Ü Dialogo" adlı kita- bının bazı yerlerinde "Hele şu Yerküre'yi gökyüzüne çıkarabilecek miyiz bakalım" sözleriyle büyük yorgunluğunu mizah yoluy- la gidermenin çaresini aradığını bildirdi. insanlığın uzaydaki adresi Galileo: Dünya dönüyor o, o tarihlerde bilinen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenleri ailesine Yerküre 'yi, Venüs ile Mars arasındaki üçüncü sıraya yerieştirdi" diyen Reşit Aşçıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Galileo, Dünya'yı, Güneş'in etrafında dönen 3. gezegen yapmıştır. lnsanoğluna, uzaydaki adresini, yerleşim merkezini sunmuştur. Aristo 'nun, Dünya 'nın dönmediğine ilişkin 2 bin yılhk tablosunu duvardan indirip yerine dönen Dünya tablosunu koymuştur. Onun cesaretinin büyüklüğü, 2 bin yıldır evrenin merkezinin Yerküre olduğu yönündeki skolastik düşünceyi yıkmasından ve evreni merkezsiz bırakma cesaretinden kaynaklanır. Aristo 'nun 'Doğa boşluktan hoşlanmaz' sözü o kadar etkilemişti ki bilim çevrelerini, evrendeki madde bütünlüğünden bir eksilme olursa, maddenin sımrları çökebilir korkusu Descartes gibi filozoflarda bile mevcuttu. Nitekim, Bilimin llerleyişi adlı kitabın yazan Francis Bacon, o dönemdeki tabiat felsefesinin büyük eksikliğini 'Tabiat felsefesi bir ana düşünceden, felsefi kurgular da deneyden yoksun' sözleriyle ifade ediyordu. Evreni merkezsiz bırakan Galileo, dönen Dünya 'nın kendine ait merkezine Yerküre 'deki bütün cisimlerin akın edercesine yöneldiğini söyleyerek Giineş etrafında dönen bir gezegen statüsünü Yerküre ye kazandırıyordu." Şenliği'nde astronomi ve gök olaylan hakkında bilgiler verildi gökyüzü ile gelişti 'Gök>üzüŞenfiği'neügiyoğıındu.(Fotot..: .ARKANTEMUR) stanbul Haber Servisi - Istanbul Kül- tür Üniversitesi (IKÜ), Astronomi Ku- lübü etkinlikleri kapsamında "Gökyü- zü ŞenflğTgerçekleştirildi. Halka ve öğrencilere gökyüzünü tanıtmak, ast- ronomi ve gök olaylan hakkında bil- gilendirmek amacıyla önceki gün ger- çekleştirilen etkinliklerde teleskoplarla gökyüzü izlendi. Ataköy'deki Dostlar Parkı'nda ger- çekleştirilen şenliğe yurttaşlar yoğun il- gi gösterdi. Venüs. Mars, Satürn, Jüpi- ter gezegenleri ile NEATKuyruklu Yıl- dıa'nın da gözlemlendiği gece, slayt ve müzık gösterilen ile görsel şölene dö- nüştü. ÎKÜ Astronomi Kulübü Danışma- nı Prof. Dr. Dursun Koçer, Türkiye'de jeoloji ve astronomi biliminin yeterin- ce bilinmemesinden yakınarak "Türki- ye'de jeoloji ve astronomi eğitiminin ol- maması, fen eğitiminin eksik verilmesi- ne neden oluyor. Oyr saki astronomi veje- oloji;fizik,kimya ile biyoloji bihmlerinin doğal laboraruarlandır. Çünkü jeoloji yeryüzünü, astronomi de gökyüzünü in- celer" dedi. Koçer, özellikle astronomi- nin, asrroloji ile kanştınldığını, halkın G ökyüzü sonsuzluğunun yaşam pratiği için önemli olduğunu söyleyen Astronomi Kulübü Başkanı Kader Girgin, uygarlıkların gelişmesi için "îlk adım gökyüzü ile başladı. insanlar bunun için uğraştı ve gökyüzü hâlâ bilinmezliğini koruyor" diye konuştu. bilim dışı hurafelere itildiğini vurgula- yarak "İnsanın en büyük hazinesi akh ve aklı ile yaşamını yönlendirmesidir. İn- sanlar asrroloji gibi bilim dışı konularla yaşamlannı kay betmeye itinyorlar" di- ye konuştu. "Hayalettirebimenin en güzd araa ast- ronomidir" dıyen Koçer, özellikle il- köğretim ve lise öğrencilerine astrono- mi ve jeoloji eğitiminin verilmesi gerek- tığinin altını çizdi. "İKÜ Matematik Bölünıü 4. sınıf öğ- rencisi ve Astronomi Kulübü Başkanı Kader Girgin de gökyüzü sonsuzluğu- nun yaşam pratiği için önemli olduğu- nu söyledi. Girgin. uygarlıkların geliş- mesi için "Ilkadım gökyüzü ile başladı, insanlar bunun için uğraştı ve gökyüzü hâlâ bilinmezliğini koruyor" dedi. Ku- lüp, haziran ayı ıçerisınde de Antalya'da gerçekleştirilecek gökyüzü şenlikleri et- kinliklerine katılacak. • İKÜ ASTRONOMİ KULÜBÜ Astronomi ve Uzay Bilimleri Fakül- tesi olmayan tKÜ'de. öğrencilenn gay- reti ile geçen yıl kurulan Astronomi Ku- lübü, üyelerine temel astronomi bilgile- ri kazandırmanın yanı sıra teleskoplar- la gökyüzünü inceleterek teoriyi prati- ğe dönüşrürüyor. Kulüp etkinlikleri kap- samında geçen yıl, çeşitli üniversitele- rin astronomi kulüplen ile ortak çalış- malar yapılmasının yanında Prof. Dr. Erdalİnönü nun katıldığı, "BiümdeCç Yüz Ydhk Gecikme" konulu panel ger- çekleştırildi. Üniversite Araştırma Gö- re\ lısı Ayşegül Teker tarafından da "Gök- yüzüne Yokuhık" konulu sunum ve slayt göstensi yapıldı. CUMARTESİ ATAOL BEHRAMOĞLU Cumhupiyetin Yasal Savunu Hakkı Her şey gün gibi ortada... ABD-AB-AKP ilişkisinden ve AKP iktidanndan söz ediyorum... özetlemeye çalışalım... • • • ABD'de iktidan elinde tutan güç, dünya ege- menliği projesinde Ortadoğu'yu bir sıçrama tah- tası, Türkiye'yi de hedefin bu ilk aşamasında anah- tar ülke olarak görüyor. Bu noktada, ABD ve AKP çıkarlan uyuşmakta- dır. ABD Türkiye'de ulusalcı-yurtsever güçleri tem- sil edecek bir yönetim istemez. AKP bu iş için bi- çilmiş kaftandır. ABD desteği de AKP için, ıçerde- ki olası baskılara karşı paha biçilmez bir güvence- dir. • • • Avrupa Biriiği'nin Türkiye konusunda kafası ka- rışık. Kafası genellikle de kanşık. Bu birlık ABD emperyalizmine karşı sosyal adaletçi ve insan hak- lan savunucusu bir güç odağı mı, yoksa ABD'nin yanı sıra ikinci bir emperyalist güç olarak mı dün- ya tarihinde yerini alacak? Bu belli değil... Bu ko- nuda AB içindeki çekişmeleri izliyoruz. Hangi yan ağır basacak? ABD-AB ilişkileri nasıl bir yol izle- yecek? Bizimle ilişkili olarak gün gibi ortada olan şey, AB'nin Türkiye'ye karşı tutumundaki çelişki ve belirsizliklerdir. Avusturya'da ırkçı Heider'in, Fran- sa'da ırkçı Le Pen'in "demokratik" yükselişinin önü- nü yine demokrasi adına kesme hakkını kendile- rinde bulan AB üyeleri, Türkiye'deki siyasal iktida- nn, gerek (adil olmayan baraj yüzdesi ve çarpık se- çim sistemi nedeniyle) ülke gerçeğini yansıtmayan seçiliş tarzı, gerekse demokrasi anlayışıyla Avru- pa demokrasisı ölçütlerine uymadığını göreme- yecek kadar kör müdürler? Yoksa bizim ülkemizi gerçek anlamda bir demokrasiye layık mı görmü- yoriar? Bu konuda kesin olan, AB'nin Türkiye'ye ilişkin ikiyüzlü oyalama politikasıyla AKP'nin "de- mokrasi"y\ kendi bilinen amacı doğrultusunda kul- lanma ikiyüzlülüğünün tam bir uyum ıçinde oldu- ğudur... • • • AKP iktidarının ne yapmak istediği ve gücü yet- tiğince de yaptığı gün gibi ortada. Ideolojisi din olan bir siyasal hareket demokrat olamaz. Buna inanan, inanmak isteyen, öyle görünen, korkak, çıkarcı ya da safdilleri Iran'da Humeyni sonrasındaki akıbe- tin beklediğinden kimse kuşku duymamalı. "Dün- ya iktidan geçicidir" diyen bir başbakan var bu gün bu ülkede. Bu söylem, bütün uygar insanlık tarihi ve modern Türkiye Cumhuriyeti Tarihi düşünce birikiminin tam karşıtıdır. AKP'nin demokrasi adı- na yapıyor göründüğü her şey kendi kayıtsız ko- şulsuz iktidannı sağlamak içindir. Başka türiü ol- ması eşyanın doğasına aykın olurdu. Bu gerçeği, özellikle YÖK ve Imam Hatip konulu olaylardan son- ra, "liberal" medyamızın AKP ve Recep Tayyip hay- ranı birçok kalemi de, geveleyerek de olsa kabul etmek zorunda kaldılar. (Gerçi ne zaman nasıl dö- necekleri yine belli olmaz.) Bu siyasal iktidann eko- nomik alandaki göstermelik başanlannın da trajik bir sona doğru yaklaştığı, ekonomi yorumculan- nın neredeyse ortak görüşü... • • • özeti daha da özetleyecek olursak, hedefi ve çı- karlan bugünkü ABD yönetiminin Ortadoğu poli- tikasıyla ve Avrupa Birliği'nin Türkiye konusunda- ki çelişkili tutumuyla uyum içinde olan AKP iktida- n, bu "konjonktûr"den aldığı cesaret ve sakınım- sızlıkla, "demokrasi" görünümlü ilkel bir "dema- goyV'yle, modern Türkiye tarihinin, Türkiye Cum- huriyetinin bütün demokratik kazanımlarını yok et- mek, küçük düşürmek, silip süpürmek istiyor. Üs- telik bunu gerçek bir çoğunluk iktidan olarak de- ğil, seçim sistemi vb. nedenlerie parlamento ço- ğunluğunu "hasbelkader" ele geçirmiş, denebilir ki "sivildarbeci" bir klikolarakyapmayaçalışıyor... Bunlan böylece görüp saptamamak için yine ya korkak, ya çıkarcı ya da fazlaca safdil olmak ge- rekir diye düşünüyorum... • • • Kurtuluş Savaşı'nda ve sonrasındaki başanları- nı ABD ya da Batı'nın destek ya da icazetiyle de- ğil, çoğu kez onlara karşı, kendi olanakları, kendi özgüveniyle elde eden modern Türkiye toplumu, geçmekte olduğumuz süreçte, bir kez daha bu öz- güveni kazanmak zorundadır... Bugün Cumhuri- yetTürkiyesi'nin yasal savunu (meşru müdafaa) hak- kı her zamankinden daha çok gündemde ve acil- dir... Türkiye toplumu, aydınlar arasında pek yay- gın (aslında yine cesaret ve bilinç eksikliği sonu- cu) karamsar yaklaşımlann tam tersine, bu yasa/ savunuyu gerçekleştirebilecek demokratik biriki- me ve kurumlara sahiptir... Dilimizin eşsiz güzel- likte ve şiir dolu deyimlerinden biriyle, taşlann bağ- lanıp köpeklerin salıverildiği birtopluma dönüşmek istemiyorsak, her kişi ve kurum, Cumhuriyetin ya- sal savunusu için (gerektiğinde bildiri ya da gös- teri yürüyüşlerinin de ötesine geçecek demokra- tik etkinliklerle), üzerine düşen görevi yerine getir- melidir. ataol b@cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 ACIKAYBMZ Üniversiterniz Makine Fakültesi Emekh Öğretim Üyelerinden Sayın ProfFARUKSUNER'i 20 Mayıs 2004'te sonsuzluğa uğurladık. Işıklar içinde uyusun! Ailesinin. arkadaşlannın, öğrencilerinin acılannı paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. YTÜ REKTÖRLÜĞC ve VAKFI SATILIK DAİRE Sahibinden Bahçeşehir'de A tipi daire. 4 oda (biri ebeveyn banyolu), 1 salon (masi parke), 2 banyo, tapulu, otoparklı, net 150, brüt 207 metrekare, yeşillikler içinde bahçe katı. Aracı kabul edilmez. Tel: 0532 264 37 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle