Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2004 CUMARTE
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Kimlik Sıkınüsı
ÇOK BOYUTLU bir kimliği olduğu kesin Türkiye'nin.
Hem AvrupaJı hem Asyalı, hem Batılı hem Doğulu, hem
Karadenizli hem Akdenizli, hem Balkanlı hem Ortado-
ğulu, hem Müslüman hem lâik bir halkın ülkesi burası.
Bu, başka pek az devlete nasip olan bir nimet.
Çünkü, çok geniş kültürel ilişkilere ve çok getirili bir
dış politikaya olanak sağiayan bir yanı var.
Yeter ki, küitiırel olarak gerekli sentezieri yapacak,
siyasal olarak o çok boyutlu politikayı oluşturup izle-
yecek donanıma sahip olunsun.
Ulusça ve yönetimlerce.
Ama, böyle olduğunu söyleyebilir misiniz?
Hem kültür alanında yeterli renklilikte bir egitimin bu-
(unmayişı hem de dış politikada tek yanlı bazı ilişkile-
rin aşın ölçüde geliştirilmiş olması.
Batılı eğrtimin özden çok yüzeyse/ taklfüere, Doğulu
eğitimin kültürel derinlikten çok dinsel içeriğe yönelişi.
.Dış politikadaAvrupa tutkusunun ağır basması, Ame-
rikan yakınlığının "stratejik" çerçeveye oturtulmak is-
tenmesi, Israil'le ilişkilerde Arap dünyasına yararlı ola-
bilecek çıkışlann ihmal edilişi.
Son gelişmeler bu konudaki yetersizliklerin açığa
çıkmasına vesile olmuşa benzer.
Irak'taki yüz karası işkencelerbakımından Türkiye da-
hadeğişik, daha etkili, Ortadogu'dadaha iyi izlenim uyan-
dıracak birtutum takınamaz mıydı? 0 Türkiye ki, işken-
celer konusunda şimdiye kadar sık sık eleştirilere he-
defolmuş ve bu alandaki suçlamalardan kısmen de ol-
sa henüz yeni kurtulmuştur, böyle bir ülke, sıra başka-
lanna gelince ele geçen fırsatı iyi değerlendirmeliydi.
ABD'yi Birleşmiş Milletler'in insan haklan kuruluşlann-
da, Ingiltere'yi Avrupa Konseyi'nirt çeşitli organlannda
suçlayarak.
israil'in Filistin'deki zulmüne ve düpedüz masum in-
san katliamına yalnız kınamalaria ve Meclis konuşma-
lanyla, hattâ önümüzdeki salı günü yapılacak türden bir
Meclis görüşmesiyle dokunmak yeterli midir? Ankara,
Tel-Aviv'deki büyükelçisini geçici olarak geri çekmek
ya da bazı temaslan durdurmak gibi somut davranış-
larla bu konuda mazlumdan yana olduğunu belirtebil-
meli, Israil'le olan yakınlığın böyle tepkilere engel olma-
dığını gösteımeliydi.
Türk-Arap ilişkilerinde bizim Birinci Dünya Sava-
şı'ndan gelen kırgınlığımızı, onlann Kemalist dev-
rimler konusundaki şaşkınlığını aşarak sıkı ilişkiler kur-
mak elbet kolay değildir. Ama, Ankara'nın, başka bo-
yutlardaki tek yanlı tutkulanndan ve bağlılıklanndan bi-
raz kurtularak kendi bölgesinde sıcaklık ve yakınlık ya-
ratacak adımlan atabilmesi, yalnız komşuluğun ve din
kardeşliğinin gereklerine uygun olmakla kalmaz, kim-
lik çeşitliliği ortasında kimlik sıkıntısı çeken bir halkın
gerçek doğasına da çok uygun düşer.
Eğitimin Dinselleştirilmesi İhanettir...
Üniversitenin kaynak, eleman eksikliğini gidermek, yükseköğrenimin önüne
yığılan milyonlarca gencin sorununa çözüm bulmak için bu tasan
yasalaştınlmamıştır. Asû amaç; dinsel eğitimden geçenlerin üniversitelerin
çeşitli bölümlerini bitirip her alanda üîke yönetimine geçmeleridir.
Mustafa GAZALCICHPDentli \iillet\ekih, TBMMMilliEğitim Komisyonu Üyesi
CUMHURİYET KÎTAP KULÜBÜ
MAYIS AYIETKİNLJKLERJ
Cumartesi Söyleşileri
Tuncer CÜCBV06LU
(Oyun Yazarı)
Türkiye Yeşîl Gece'ye Doğnu
(22 Mayıs 2OO4 Cumartesi saat.- 15.OO)
Kirıplmzası: Tuncer CİCE.N'OĞLl <O>un \azan)
Yer : Cumhuriyet Kitap Kufûbü (Fransız Konsolosluğu'nun >anıt
Istiklal Cad. Zambak Sok. So: 4 D: 1-2
Re>oglıı Istanbul ' Tel: 0212 252 38 81 - 82
Etkiniikler Koop-C tarafindan düzenlenmektedir.
Ccretsiz ve herkese açtkttr.
Kafeter\amı/pvuar dahıl her trün saat ı O l ÜO ara-sı açjktır
A
KP ıktıdan, TBM\1 Milli Eğı-
tim Komisyonu ve Genel Ku-
rulu'nda CHP'nin direnmesi-
ne, kamuoyunun tepkisine kar-
şın inadım inat diyerek YÖK
değişikliğini yasalaştırdı. Yasaya karşı baş-
ta ünıversiteJer, demokratik kitle örgütleri
olmak üzeretoplumunbirçok kesiminde tep-
kiler sürüyor. îktidar çe\Teleri de oianlara
gözünü yumup, pişkinliğe \nrarak "tepki
yok, her şey nonnaT diyerek işi geçıştirme-
ye, yumuşatmaya çalışıyor.
Öğrehm Birlıği ıçinde verilen laik eğitimin
delinerek îmam Hatip Liseleri (tHL) yoluy-
la eğitimin orta ve yüksek öğretirnde dinsel-
leştirilmesi. ticarileştinlmesi. YÖK'iin siya-
sallaşması ve iktidartarafından denetlenme-
sine yol açacak bu düzenleme, geçıştirilecek
bir konu değildir
AKP iktidan, bu tasanyı uzun süre tasar-
layarak, hiçbir uyanyı dinlemeden, üniver-
sitelerin bu konudaki hazırlıklannı bir kıyı-
ya iterek, onlan, kamuoyunu. aldatıp atlata-
rak yasalaştırmıştır. Ortada bilerek, çok ön-
ceden tasarlanmış bir düzenleme vardır. Bu
oldubitti ortadan kalkmadıkça düzenlemenin
kabul edilmesi, her şeyin olağanmış gibi gös-
terilmesi olanaksızdır.
Bu yasayla son yıllann en önemli bir ka-
zanımı olan, 1997de yasalaşan 8 yıllık ke-
sintisiz eğitimin rövanşı alınmaktadır. O atı-
lımdan geri dönülemeyeceğini bilen ıktidar,
fHL ile orta ve yüksek öğretımi dinselleştir-
meyolunu tutmuştur. 1999"da 16. Milli Eği-
tim Şûrası'ndaahnmış 12 yıllık kesintisizzo-
runlu eğitimi bilerek uygulamamaktadırlar.
Bu yüzden asıl görevlen olan ortaöğretimi
düzeltmeden yükseköğretime el atmıştır.
Seksene yakın lise çeşitliliğini azaltacağına
"Bir debenden olsun" diyerek Arapçalı. Fars-
çalı, OsmanJıcalı Sosyal Bilgiler Lisesi aç-
mışlardır. MEB'de yıllardır işleyen bir gele-
nek vardır: Eğitimi ilgilendiren önemli ka-
rarlar Milli Eğitim Şûralan'nda (MEŞ) tar-
tışılıp kararlaştınlır. AKP üniversiteyle bir-
likte yükseköğrenim gündemli MEŞ öneri-
mizi dıkkate bile almamıştır. Çünkü açık de-
ğildir, amacı uluslararası ölçütlere uygun da-
ha özerk bir üniversite yaratmak değildir.
Hukuka aykın bir düzenleme: Anayasanın
42. maddesinde ortaya konan "Eğitim veöğ-
retim çağdaş bilim veeğitim esaslarma göre.-
yapıhr" hükrnü ve anayasanın devrim yasa-
İarının korunması başlığı altında 174. mad-
desinde sayılan 430 sayılı Ögretim Birliği Ya-
sası 'na ve yıne 130 ve 131. maddesinde be-
lirtilen
u
Yükseköğrenim kurumlannın öğre-
timini planlamak, düzenlemek... YÖK'e iBş-
kindir'' hükmüne aykın biryasayla karşı kar-
şıyayız.
Bu yasa dileriz hukuka saygılı Sayın Cum-
hurbaşkanı taraftndan geri çevrilir. Kimile-
rinin söylediği gibi o aşamada rafa kaldın-
lır. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı'nın geri gön-
dermesinden sonra AKP inatlaşırsa, demok-
ratik tepkiler \e hukuksal savaşım sürecek-
tir. "Laiküğe, Cumhuriyete bir şejohnaz" gi-
bi aldatmacalara kimse inanmamaktadır. La-
ik eğitim boş bir kavram değildir. Ögretim
Birliğı ve laık yöneticiler olmadan laik eği-
tim olamaz.
Bir buçuk vıldır AKP Milli Eğitim Bakan-
lan Oğretim Biriiği'ni bozdular, partizanca
kadrolaşülar. MEB üst örgütünün kilit nok-
talanna çoğu dinsel kökenli, tarikatçı, \o\-
suzluğa bulaşmış kişiJer getirdüer. Bu kişile-
rin birçoğu üçlü kararnameyle Cumhurbaş-
kanbğı'na sunulup imzalanmadığı halde rs-
raria vekil olarak atandılar. Bu atamalarda-
ki usulsüztüğü araşürmaJi için TBMM'yeve-
rilmiş araşOrma önergekrini bir fürhî gün-
deme afrnadılar.
Yeni YÖK Yasası da aynen ilk ve orta öğ-
retim gibi üniversiteleri de denetim altına al-
mak için çıkanlmıştır. Yasayla daha iyi, da-
ha özerk ve bilimsellikten sapmayan bir üru-
versite amaçlanmamıştır. Üniversitenin kay-
nak. eleman eksikliğini gidermek, yükse-
köğrenimin önüne yığılan milyonlarca gen-
cin sorununa çözüm bulmak için bu tasan ya-
salaştınlmamıştır. Asıl amaç; dinsel eğitim-
den geçenlerin üniversitelerin çeşitli bölüm-
lerini bitirip her alanda ülke yönetimine geç-
meleridir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar,
eğitimin her aşaması için dinsel etkilerden
uzak. özgür insanı yetiştirmek için 3 Mart
1924'te Oğretim Birhği'ni getirdiler. YÖK
Yasası'yla çiğnenen budur. 60 yıldır içine sin-
diremedikleri, yer, firsat bulunca çiğnedikle-
ri, dinsel etkilerden uzak verilen bilimsel eği-
timdir. Ödünler. MEB'deki kadrolaşmalar
hep bunun içindir. AKP yöneticilerinin bir
kısmı, okullarda okutulan "Din Külrürü ve
Ahlak BügKİ" dersinin yeterli olmadığını.
halkın ÎHL'ye çocuklannı aynı zamanda di-
nini Öğrenmesı için gönderdığini. bu yüz-
den riim okullara din eğitimi koymak gerek-
tiğini söylüyorlar. Yoksul halkın asıl isteği.
çocuğunun işe yarar bir eğitimden geçirilme-
si, sonunda iş bulmasıdır. Dün çocuklannı Köy
Enstitülerine gönderiyordu, o okullar kapa-
nınca yerlerine açılan imam hatiplere gön-
dermek zorunda kaldılar. Çünkü ancak köy-
lerde okuyan yoksul halk çocukJanna yata-
cak yer veren okullar bunJardır. Işte bu du-
rumu kanıtlayan güzel bir örnek.
Duvnruya bakm?..
80 yıldır aralıksız çıkan yerel Bartm Ga-
zetesi'nin 29 Ağustos 2003 tarihli sayısm-
daki bir haber aynen şöyle: "Harçnk dahil
her şey bedava ama.. İmam Hatip Liseleri
öğrenci anyor. 4 sayfata renkli broşür basO-
rarak geçen vıllarda binlerce öğrenciden yiiz
ch-arma düşen mevcudu yeniden çoğaltmak
jçin gajTet gösteren fee müdürlüğü, veükre
yazdığı yazıda şöyle drvor: Yeme, içme, \"at-
ma, sağhk, kitap, kırtasne ve gjyiınleri dev-
let tarafindan karsılanmaktadır. A\nca her
ay HARÇLIK da verilmektedir... Aynca,
Bakanbğınıız tarafindan önümüzdeki yıl-
danitibarenyenidüzenknKİeryapdacağıbil-
dirilmektedir. Bu durumda meskk üselerin-
den ünrversiteimtihanlanna girişte u\gula-
nan farkb katsayı sktenıi önündeki ENGEL-
LER kalkacak ve öğrencikrimiz ünhersite-
ye daha kolaj girecektir."
Bakın söz ne zaman \ erilmiş. Halka ne za-
man duyurulmuş. Yok YÖK yöneticileri bi-
zi oyaladı, oğretim üyelen bizi aldattı, bun-
lar boş sözlerdir. 1999yılındayaklaşık 190
bin olan tHUnin öğrenci sayısı 2003'te 65
bine düşmüştür. Son yıl hükümetin günde-
me getirip desteklemesi sonucunda öğren-
ci sayısı 85 bin civanna yükselmiştir. tkti-
darlar, İHL'ye gösterdiği ilgiyi genel lisele-
re, öteki meslek ve teknik liselerine göster-
memiştir. Ortaöğretimdeki çocuklann yurt,
beslenme gibi sorunlannı çözmeye yanaş-
mamıştır. Yalova milletvekili Sayın Muhar-
rem tnce,yasa görüşülürken AKP'li millet-
vekillerine sordu, "Kaçmız çocuklannızı
İHLde okırtuyorsunuz" diye. Bir iki elden
başka parmak kalkmadı. fktidann amacı
mesleki ve teknik eğitimi arttırmak, haksız-
lığı düzeltmek değil. Onun amacı yukanda
da söylediğimız gibi eğitimi dinselleştir-
mek, özelleştirmek ve bu yolla iktidannı
sürdürmektir.
Okullarda din eğitimi anayasaya a>1an
Aynca Anayasa Mahkemesi, 4306 Sayı-
lı 8 Yıllık Kesıntisiz ZorunJu Eğitim Yasa-
sı'nın iptali için Sayın Necmettin Erbakan
başvurduğunda, okullarda din eğitiminin
laik bir devlette olamayacağını kesin bir ka-
rarla açıklamıştır. Yüksek Mahkeme'nin,
20 Ekim 2000 tarih ve 24206 Sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan karan şöyledir: "La-
ik bir devletin, doğası gereği resmi bir dini-
nin bulunmamasL belli bir dine üstünlük ta-
nuınıamasınu onun gereklerini \asalar ve
diger idari iskmlerle geçerli kılmav-a çahşma-
nıasuıı gerektirir. Bu bağlamda, laik bir dev-
lette beffi bir dinin. eğitim ve ögretimi zorun-
lu hale getirOenıez.'' Asluıda laikliğe aykın,
var olan 12 Eylül'ün getirdiği "Din Kültü-
rii ve Ahlak Bügjsi" dersı anayasanın 24.
maddesi değıştirilerek zorunlu olmaktan çı-
kanlmalıdır. AB'ye uyum, özgürlükJen ge-
liştirmek asıl böyie bir değişıkliği yapmak-
la olur. Kimse din, vicdan özgürlüğıine bir
şey demiyor. Zorunlu eğitimden sonra din
eğitimi almak isteyenlere de yol açık. Kar-
şı çıkılan, eğitimin bütünüyle dinselleştiril-
mesi, Oğretim Birliği'nin bozulmasıdır.
Daha fazla sömürü konusu etmeden İHL'ler
mesleki ve teknik liselerden aynlmalıdır.
İHL gereksinim kadar bırakılmah. kalanı
mesleki ya da genel liseye dönüştürülmeli-
dir. îmam ve hatip mesleği de yükseköğre-
nim arasına alınmalıdır. Her program ve
alan kendi alanında yükselebilmelidir.
KULTUH • SANAT
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN İTALYANCA'nın yönettneninden
ÖLMEK İSTİYOR
Bitirmek istediği yaşam başlaınak üzereydi...
Yılana Sanlanlar!..
Beyoğıu ATLAS (252 85 76) 12.00-14.15- 16:30- 19:00-21:30
MaçKa CINEBONUS (G-MALL)
Kadıkciy KAPIKÖV
(232 44 40) 11:45-14:15- 16:45- 19:15 - 21 45 - C./C.tesı 24.15
(337 74 00) 11:15-13:45-16:30- 19:00-21.30
Altunızade CAPITOL SPECTRUM 14 (65133 30) 11:25-14:10-16:35-19:00-2130
Ahmet ARPAD
B
unlardan iyisini nereden bu-
lacak Avrupalısı, Amerika-
hsı! Toplum, bir "Bremen
mızıkacısrnın takılmış peşine gıdi-
yor. Hem şikâyet ediyor, hem de pe-
şinden aynlmıyor! Işsizlik dorukta,
canına okunan yoksul umutsuz, iş-
çi, emekli dersen tek başına kalmış.
Enflasyon düşrü deniyor; bakkal,
manav, kasap müşterisizlikten kan ağ-
lıyor. Çoğu insan, ay sonunu nasıl ge-
tireceğim derken üzerine çökmüş
karamsarhktan bir türlü kurtulamı-
yor.
Yönetenlerin ise seçimler öncesi
bütün bunlarpek umurunda değildı.
Onlann baş konusu "Kıbrts,AB,Ku-
zejlrak,tiirban_"idi. Mitingalan-
lanndapankartaçan işçiler sopayı ye-
di, slogan atanlar tutuklandı, soru
soranlar azarlandı. olupbiteni yazan
gazetecilere gözdağı verildi, profe-
sörlere hava atıldı. Kürsülere çıkan
Başbakan, makamınayakışmayacak
sözlerle süsledi konuşmalarını. Par-
tısinin topluma ve sisteme saygılı
olmadığı kanısı giderek arttı.
Trajik-komedva
Hükümet insanımıza ne getirdi de.
yerel seçimlerde bu kadar oyu ala-
bildi? Nasıl oldu da halkın desteği-
ni arkasında buldu? Kafalar seçim-
lerden önce kanşıktı, şimdi daha da
çok kanşık. tşsizlığin gerçek anlam-
da arttığı. hukuk devletinin mumla
arandığı. basın yayın özgürlüğünün
"müşavirlerce'' baltalandığı bir ülke-
de iktidar partisi nasıl olur da oyla-
nnı arttınr? Bu acınacak durum bir
trajık-komedya değil denedir! "Ben
Cumhurneti sonuna kadar savıınu-
yorum" diyenler arkalannı tankat-
lara dayamaya devam ettıler. Milli
Görüş ideolojisinı benimseyenleri
belediye başkanı yaptılar!
Hangi ülkede görülmüştür, halk
için olumlu tek şey yapmayan bir
iktidar seçimlerde oyunu arttınrken,
Meclis'teki muhalefetın çözüşme
aşamasına gelmesi!
CHP'nin ve sol partilerin bu seçim-
lerden artık ders çıkaracağına, ıde-
olojik sorunlannı çözebileceğine
inanmak safça bir düş! Halkı anla-
mıyorlar, tabana inemiyorlar. Fakat
umutsuz j'iğın ne yapacak, kimin
peşinden gidecek?
BekJentilerini anlayacak hderne-
rede? Görevinden istifa edip. az ön-
ce ABD'de Fethullahçı toplanhya
katılan Derviş mı° Türkiye gibi bır
ülkede sosyal demokratik hareketın
yok edıldiği topluma gerçek demok-
rasinin gelmesi hemen hemen ola-
nak dışıdır.
12 Eylül çocuklannın ekmiş oldu-
ğu "tohumlar" ne de bereketlıymiş!
Yaptddan anayasayı değiştırmek ko-
lay değil, ihtılalcilerini yargılamak
ise olanak dışı. Köküne "kezzap"
döktüklen sol hareket neredeyse çey-
rek yüzyıl sonra bile bir türlü topar-
lanamadığına göre hedeflerine çok-
tan ulaşmışlar demek! Onlar arala-
nnda anlaşıp birleşemez, Cumhuri-
yeti savunamazken adımlannı biri-
lerinin ülkeye öngördüğü "ıhmh İs-
lam" yolunda hızla atanlar "parsa-
yıtopJu>T>r".Bu arada Ortadoğu'ya
iyice çöreklenmek isteyen emper-
yalizm de "Büyük Ortadogu Proje-
si" adı altında eski oyunu değişik
tablolarla yeniden sahneliyor. Dış
parababalan ülkemizin yazgısına gi-
derek daha çok egemen oluyor. Ara-
cılannın, maşalannın bin gelip biri
gidiyor. Son 30-40 yılda ekonomi-
nin sağlam devlet kurumlannı tek
tekelden çıkaranlar, "BendeAtatürk-
çüyûm" derken Atanîrk de\Tİminin
kurallannı, yerleşık ve üretici toplum
gerçeğini yok ediyorlar.
Karşıstnda gıiveneceği pek partı
kalmayan insanırruz da artık Şila-
na sarüryor". Acaba muhalefetın bu
son 28 Mart yenılgisı birilen için iti-
ci olacak mı? Halkunızda, Türkiye'ji
yakın gelecekte nelerin beklediğini
sonunda kavrayacak mı°
Dahadoğrusu, "takıyye'>
yapma-
sını beceremeyen yepyeni bir poli-
tikacı ona bu gerçekleri anlatabile-
cek mi?
ilanlannız İçin:
(0212)293 89 78
perarekIam@perareklom.com.tT
perBrekhm@suf>eronlme.com
www.peroreklam.com.tf
Dönülmez Akşamm...
S
abah TV'yi açtım. Çeşitli
kanallarda, Motor Vites. Hu-
zura Doğru, Kuranı Kerim.
kovboy filmi, pop-caz, Asmalı Ko-
nak, ıspanaklı Safinaz, Sınava Doğ-
ru, haberler (Irak'ta beş direnişçi
öldürülmüş, TonyBlair AB' ye gir-
memizi istiyormuş ve bunu haber
vermek için Türkiye'ye gelmiş
vb.)... Biraz sonra TRT'de bir prog-
ram. Iki gün sonra Ata'nın Sam-
sun'a çıkışı ilişkisiyle şarkılarprog-
ramı... "Kırmızıgülünadı\ı
arT
've
devam ediyor. Bir zamanJar da bır
bakanımızın Anadolu'da bir şeh-
re gelişi nedeniyle ögremenler kon-
ser vermışlerdi.
Müzik öğretmeninin keman tak-
siminden sonra kürdilihicaz peş-
revi ve "Ne demiştin niçin ca>dm
sözünden!" dizelenyle başlayan
şarkılar... Atatürk ile Atatürk'ün
kurduğu eğitim kurumlanyla iliş-
kilend'rilecek müzik programlan
bunlar mı olacaktı?.. Nerede onun
Türkiye Cumhuriyeti 'ne ve Türk
gençliğıne uygun bulduğu çokses-
li, yaşamsever nitelikteki bilimsel
müzik!-Eğitim okullan. yayın or-
ganlan, yöneticileri ve eğitimciie-
riyle bir bütündür. Perşembenin
gelişi çarşambadan belli olur. Dö-
nülmez akşamm ufkunda mıyız
acaba!..
Mehmet AYHAN Ankara
PENCERE
Troya Ne Ki?..
Troya filmi ülkemizin dağını taşını, kentini maha
lesini sardı; Amerikan sinemasının olağanüstü g£
cüyle Holivut'un gizemi, dünyamızda ülkelerin gür
demini beliriiyor, medyalan avcunun içine alıyor.
Basında okuduğum yazılardan Troya'nın çekimir
deki özel yorumu çıkaramadım...
Görkemli bir yapıt olduğu, iyi pazaıiandığı kuş
kusuz; ama, yönetmen ne demek istemiş?..
•
Homeros'un 'llyada's\ 600 sayfaiık koskoca
man bir kitaptır; kapağını açıyorum, bir 'ithaf'ın al
tında iki imza:
"llhan Selçuk'a sevgiyle..
Azra Erhat..
A. Kadir.
Tarih: 28.6.1967"
Kitabın arka kapağında 'Halikamas Balıkçısı'nm
tanıtımı var: "...Bu çevirinin eski lyon dilini çok iyi
bilen Azra Erhat tarafindan hazırianıp A. Kadir ta-
rafından şiir diline konulması çalışmanın iyiyolda
olduğunu gösterir."
•
Birkaç dizeyi birlikte okuyalım..
Kral Agamemnon der ki:
"Ey ulu Zeus, göklerde oturan,
kara bulutlara sannmış tann!
Alt üst edip Priamos'un sarayını,
kapılannı kızgın ateşe vermedikçe,
yakıp, kapkara edip ytkmadıkça,
Hektor'un zırhını kılıcımla göğsünde parampar-
ça etmedikçe,
yoldaşlan, toz toprak içinde yûzüstü,
dlşleriyle toprağı ısırmadıkça,
ne gün batsın, karanlıklar çöksün, ne de..."
Kin dediğin insanın benliğini sarmasın birkez, ki-
şinin gözü kanlanır, bir şey görmez olur...
Ve savaş şöleni düzenlenir:
"başını arkaya kaldınp kestiler, sığın,
derisini yüzüp butlannı ayırdılar,
yağlı gömlek/e sardılar butlan iki kat
etler kodular üstüne çiğ çiğ.
Yaktılar onlan yapraksız dallar üstünde.
Sakatatları şişlere geçirildi, ateşe tutuldu,
butlar kızartıldı, ciğerier yürekler yenildi,
kalan etler parçalandı, şişlere geçirildi,
kızartıldı iyiden iyi, çekildi sonra ateşten.
Işler bitti, şölen hazır oldu, yenildi içildi."
Sonra?..
"sıra sıra dizmeye başladılar orduyu."
Evet, savaş, savaş, savaş...
Kaç bin yıl önce?..
Yaklaşık 3000 yıl...
•
Günümüzde okumadan kesi/iyor insan, artık gör-
sel bir dünyada yaşıyoruz; Holivut filmini çekme-
se, Brad Pitt başrolde oynamasa, ülkemizde kim
Homeros'un llyada'sından haberli olup Troya'yı bi-
lecekti?..
Çağımızın iletişiminde sinema ve televizyon at-
başı gidiyorlar...
Oç bin yıl önceki savaşın entrikalanyla acımasız-
lığısinemalarda...
Günümüzün aşağılık ve kanlı savaşı, her gün te-
levizyonlarda...
Ancak umarsız ve bilinçsiz insanlanmızın ilgileri
ve meraklan, bugüne dönük değil, üç bin yıl önce-
ki savaşın sinemasal efsanesinde...
İnsan, üç bin yıl içinde, bu kadar gelişip bu ka-
dar ilkel bir yaratığa mı dönüşecekti?..
Körozan Homeros'un Troya'sı, bugünkü Filistin
ya da Irak kentlerinin yanında kaç paralık traged-
ya değeri taşıyabilir ki?..
"VTDAT GITVYOL'A SAYGI" ETKİNLİĞİ
1. Açış Konnşması
İsmet Kemal K.4JUDAV1
(Cemal Süreya Kültûr Sanat Derneği Bşk., Yazar)
2. Metin GÖKYOKl'Ş (Eğıtimcı, Yönetıcı)
"Vedat GL'NYOL T.C. Maltepe Ünıversitesi'nde"
3. Video Göstenmı
"Vedat GÜNYOL'un Yaşamından Kesitler"
iKavııak: Maltepe Üniversitesi Iletişim Fak.)
4. Mûzik Dınletisi:
Erkan AKL4LEV (Öğretmen. Mûzisyen)
5. Şıır Dinletisi
Fügen KIMLCEV1ER (Şaır, Tiyatro Yön )
6. Konuşınacdar
İLR\N SELÇITK (Yazar. Gazeteci)
" 1923 AydınJanma Devnmı ve Vedat GLTNYOL"
Satni KARAÖREN (Eğıtimci, Yazar)
•'Cumhuriyet Yazan Olarak Vedat GÜNYOL"
Mehmet BAŞARAN (Öğretmen, Şair. Yazar)
"Öğretmen Vedat GÜNYOL"
Vecihi TtvailOĞLU (Öğretmen, Yazar, Şair)
•"Hümanizma, İnsan ve Vedat GÜNYOL"
7. Şiir Dinletisi:
Gübüm CENGİZ (TYS Genel Sekreteri)
8. Mûzik Dinletisi
Afi V:4LÇIN (Öğretmen, Mûzis^)
9. SERGÎ ve KOKTEYL
Anadolu Sanatçılan Derneği ve Öğretmenler
Sunan ve Yöneten: AB Ekber ATAŞ
Yer : T.C. Maltepe Üniversitesi Dragos Kampusu
Tarih: 22.05.2004 Cumartesi Saat: 14.00 -18.00.4rası
Adres: Maltepe Sahil YoluOrhantepe Mah. \akamoz Sk. No: 8.
Giriş Serbesttir.
CemaJ Süreya Kültür Derneği
İSTANBUL CUMHURİYET
OKURLARINDAN ÇAĞRI
Tekirdağ CUMOK ile
23 Mayıs 2004 saat 12.00'de
"Tekirdağ LJman Çaybahçesi"nde buluşuyoruz.
Dostluk ve destek amaçlı bu buluşmamıza
tüm CUMOK'lar davetlidir.
Iletişim: 0532 302 99 22 Nursel Atmacalı
Not: Her okur kendi imkânlanyla gidecektir.