25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
(MART 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 tsi 9 S «o a L'nahtan AKP'nin santrforuymuş... Yakışır... Ondan iyi atan tru Etektronik posta: denizsofndcumhuriyetcom.tr www.denasom.com Te): 0,212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9? Şimdilik Milli Eğitim Bakanlığı'nın - L liselerdeki kıyafet yönergesi kız öğrenciler için "Okulca seçilen bir renkte vücut hatlannı belli etmeyecek bir şekilde ve diz kapağını örtecek şekilde forma giyerler" diyor ama Bursa'da Hasan Âli Yücel Lisesi'nde alınan karaıia kız öğrencilere diz altında etek ve diz üstüne gelecek şekilde kalın çorap giydiriliyor. Tabii bütün bunlar tesettür öncesi kurallar! Piyasa § Akif Kökçe: l "Piyasadaki Amerikan Dolan, Türk Lirası'nın iki katıymış. Türk lirasından sıfır atıp kurtulmak kolay; ya Amerikan Doları'ndan nasıl kurtulacağız?" - Medya, AKP'nin sesi haline gelmiş... "Sahibinin sesinden kuzutann sessizliği!" ana dönek diyorlar. Anlamıyorum. Ayol be- nim nerem dönek. Dün neysem bugün de oyum. Ben işte buyum. Gençliğimde dev- rim için dağlara çıkmıştım; bakın hâlâ dağ- lardayım; bir ayağım Davos'ta, öteki ayağım Ulu- dağ'da. Evet doğrudur, geçmişimde asker postalı yalamış- lığım vardır. Postal yalamaktan vazgeçtiğimi kim söy- lüyor? Kim söylüyorsa yalan söylüyor. Bugün eski- sinden dahaçokyalıyorum. Amerikan askennin pos- tahna bayılıyorum. Hem kaliteli hem de enfes bir cı- lası var; yalamakla kalmayıp yutup içime sokasım geliyor. Sermayeye karşıydım. Yine karşıyım. Yerii serma- yeye, küçük sermayeye sonuna kadar karşıyım. Ser- maye dediğin büyük olacak, uluslararası olacak. Hat- ta bir ucu ulus ötesınde kalacak, öteki ucu beni bu- lacak. öyle büyük öyle büyük olacak ki beni sanp sar- malayacak. Dün fabrikalan, tersaneleri ele geçirecek- Dönmeztik. Beceremedik. Bugün fabrikalan, tersaneleri ele geçiriyortar. Niye karşı çıkayım? Benim yapamadığı- mı yapıyorlar. Ben de alkışlıyorum. Ne var bunda? Dün Amerikalılan kaçınrdım; fırsatını bulsam uçak kaçırırdım. Bugün de Amerika uçağını kaçinyorum. Bu yaşa geldim sık sık New York'a giden uçağı ka- çınyorum. Randevulanmı kaçınyorum. Can çıkarhuy çıkmazmış. Elimde değıl kaçınyorum. Bir de bana dö- nek diyorlar. Anlamıyorum. Ayol benım nerem dönek. örgütün gizli toplantılanna katılırdım. Gizli kararla- nn altına imzamı atardım. Bugün de Amerikalılann gizli açık toplantılanna katılmıyor muyum? Kıbns için seve seve canımı verirdım. Yıne öyleyim. Kıbrıs'ı seve seve venrim. Ben boyleyim. Alt tarafı bir el bombası atabilirdim. 0 günden bu- güne dönmek ne demek kendimi geliştirdim, şimdi bana görev verilsin atom bombasını patîatabilirim. Ta- banca tutarken elim titrerdi, şimdi roketatarlar, füze- ler fırlatılırken mutluluktan titriyorum. Dün NATO'ya karşıydım. Bugün de karşıyım. NA- TO, Amerika'nın sırtında en büyük kambur. Amerika tek başına bütün dünyaya yeter. Bana dönek diyorlar. Ayol benim nerem dönek. Düne kadar gözüm Moskova'da, kulağım Pe- kin'deydi. Bugün de gözüm VVashington'da, kula- ğım Brüksel'de. Ne var bunda? Bu dünya hepimizin değil mi? Entemasyonalizm bu değil mi? Hepimiz kü- resel köyün kavalcısı değil miyiz? Tam bağımsızlıktan yanaydım. Bugün de tama- men bağımsızım. öyle bağımsızım ki bir yandan Av- rupa Birtiği'ni beri yandan Büyük Ortadoğu Projesi'ni savunabilirim.Paris'tenBağdat'akadarnereyeuzan- mam isteniyorsa oraya uzanınm.Bana dönek diyor- lar. Ayol benim nerem dönek. Araç ^ Göksel Kaya: "Demokrasiyi amaç değil şeriatı getirmek için araç olarak kullananlar siyaseti de amaç değil ticaret yapıp para kazanmak için araç olarak görürler." SESSİZ SEDASIZ (!) Geopge Bushr sel sularına kapılırken Gazetecilikte tartışılan mesleki kurallardan biri de örneğın bir kazaya tanık olan gazeteci, yaralıya yardım mı etmeli yoksa olayın fotoğrafını mı çekmelidir... Internet ortamında gelen bir "test sorusu" da aynen buna benziyor: "Amerika'nın Miami kentindesiniz. Her taraf sular altında, korkunç bir sel yaşanıyor. Çevrede sudan başka bir şey görünmüyor neredeyse... Siz de New York Times'ta çalışan bir gazetecisiniz... Ve bu korkunç afetin tam ortasındasınız.... Durum neredeyse umutsuz ve siz de iyi fotoğraflar çekmeye uğraşıyorsunuz. Çevrenizde insanlar, evler suların içinde kaybolup gidiyor. Doğa acımasızca saldırıyor ve sular her f şeyi yıkıp yok ediyor. Birdenbire kamyonet kullanan bir adam görüyorsunuz. Çamurlara gömülmeden, sulara kapılmadan ilerteyebilmek için canla başla mücadele ediyor. Size doğru yaklaşıyor. Bu adam önemli biri gibi görünüyor. Birdenbire tanıyorsunuz. Bu adam George W. Bush. Aynı anda da suların onu yutmak üzere olduğunu fark ediyorsunuz. İki seçeneğiniz var: Onun hayatını kurtarabilirsiniz ya da size kesinlikle Pulitzer ödülü kazandıracak bir fotoğraf çekebilirsiniz. Dünyadaki en etkin adamlardan birisinin ölümünün fotoğrafı.Ve işte sorunuz (dürüst olun): Fotoğrafları renkli mi çekersiniz yoksa siyah beyaz mı! ÇED KOŞESI OKTAY EKİNCİ Adaylarm 'kültür' varlığı.. KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇ AK behicakı tunk.net Yerel seçımlerin adaylan belli olur olmaz en popüler konu "mal varhklarV oldu... Özelhkle CHP İstanbul büyükşehır beledıye başkan adayı Sefa Sirmen'ın Hür- nyet'e manşet olan "işte beya- nınT çıkışının (24.02.2004) ar- dından, herkes adaylann "tapu koleksiyonuYİa'' ılgıknıyor... Kamuojaınun, kentlen yönete- cekler haîckında "ük fikMerini" oluştururken "mah. mülkii var mı; ne kadar,nasüedinmiş?-" dı- ye başlaması, toplumun, ülkenin ve yine kentlenn geleceğı için acaba "sağhkh" bir durum mu- dur 0 .. Kuşkusuz bu merak, geçenler- de BekirCoşkun'unyıne hayran- lık vencı açıklıkta yazdığı gıbı; "çabm ama iş yapsınJ" anlayışı- nın da bir "tezahürü* .. Çünkü, ıster merkezı, isterse yerel yönetımde olsun. son 20 yıldaki; "karnu kunımlarmın si- yaşantımızı emanet edeceğımiz ınsanlan seçmek için, daha önemli değıl mi' 1 Kent kühûrü testi Benzer şekilde. aynı zamanda "kent kiiltürünü" de gelıştırme- ye aday olanlara şunlan da sor- mak gerekır. "Sinemaya haftada kaç kez gi- diyorsunur, hangi tür fdmleri yeglryorsunuz; son gördüğünüz hangjsi?.." "TiyatrtKİa son izkdiginiz, oyuıu.En beğendiğiniz hangJa?" Hele, aynı adaylann hemen tü- mü, yöneteceklen kentlere "sev- dan" olduklannı da söyleynp du- ruyorlarsa?.. Örneğin İstanbul"un olası be- lediye başkanlan; "Bu akşam bütün meyhanek- rinidolaştımtstanbul'unJ' şaıkı- sını, hem de şu seçım dönemin- de bile meyhaneye gıderek arka- ÇİZGlLÎK KİVİL M4S.4R.4CI kamilmasaracKfi mynet.com H A R B Î SEMİH POROY semihporoyc yahoo.com Uğnına bövle olunanlar, acaba nasıüar? yas3eşmesi" süreci öylesine çıkar zincırlen yarattı ki, bir kışinin, gerçekten kente ve halka hizmet için yerel yönetimlere aday oldu- ğuna ınananlann sayısı azaldıkça azaldı... Birçok belediyede. aynı kaygıyı hakh çıkartan tutumlar "olağan'" hale geldikçe de Bekir Coşkun'un özetlediği söylenv. adeta "toplumsal hoşgörünün" içenğinıbelirledi... "Kitap varhğı'nız?^ Şımdi, böylesı bir sürece ek- lemlenen 28 Mart 2004 seçımle- ri adaylanmn; "iştemallanm, isr la arönayacaL." diyerek ve ön- celıkle de bu nıtelikleriyle oy is- teır.eleri, her şeyden önce o ken- te takaret değıl midir? Cünkü kentler. aynı zamanda kültürün, demokrasinin ve yaşa- mıa tüm renklennin insan ve top- lunla bütünleştiği yerler... "Bu- na yakışır'' bir belediye başkanı nit;lıklerinin de a\Tu değerlere "uvgun* olması en önemli knter olnalı... Ömeğın medyamız. "manru milkünü listete" yerine; "kitap va'bğını açıkla" diyemez mı?.. j\caba adaylann son okuduklan, hata "başuçlanndaki''ler -varsa- a«der?.. Kütiıphanelennde neler var 0 .. Son bir yılda nelen okudu- la:;nasıl etkilendıler'?.. Bütün bunlar, kentlenmizi ve daşlanyla birlıkte yürekten söy- leyebilıyorlar mı? Ya da Bursa'yı yönetecekler... Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ken- tin tarihindekı meçhul ustalan anarken: "yapı \^pmı>w ibadet etBvw- du ceddimit..* demesı karşısında, o etkile\icı mekânlara bir gece yansı gidıp geçmışe saygı ve bağlılığı gözle- n dolarak yaşayabiliyorlar mı?.. Veya îzmır'in adaylan; Kor- don'da çakırkeyf dolaşırken "Bir gül takıp da sevdah. dalgah saçla- nna.." diye başlayıp, "Karanti- nah Despina"ların da anılannı ta- şıyan bir kent için söz verebili- yorlarmı?.. İşte, asıl bu gıbi derinlıklerde gizli olan gerçek "kent kültü- rü"nü görebilmek için benzer so- rulan diğer tüm kentlerimız için de adaylannayöneltebıhrsmız... Eğer. aklımızı maldan mülkten boşaltıp, kültürle, sevgiyle ve ya- şamla doldurma\T becerebılirsek; yanı sıra adaylar da işte bu "insa- ni" yönlenyle kendılenm tanıtır, *bagmnak\ı erinesö\'fcşerek'' se- çım kampanyasını sürdürürlerse; emın olun en uygun başkanlan seçmek için başka hıçbir araştır- maya gerek kalmayacaktır... Ama, bu uygarhk tremni gali- ba bu kez de kaçırmak üzereyiz... oekinci«(cumhuriyet.com.tr HAYAT EPİK TÎYATROSU MISTAFA Biwi\ SEICA Atcsu 40 MtLYON bOLAR DEĞERtNDEYKEN 3,5 MILYON DOUARA ÖZELLeşTtRtLMİŞ ! İKA6İT FABRİKASl I TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 10 Mart ıcunc.mumtaz-arikan.com HtZ REKORU:SAA7TE1800 km! 1356OA gUĞUMj /UGIUZ FA(Gi£Y PO-2." AS- K.BHİ JST UÇAĞI, SAATTB 181$*rn MZ4 UIAŞ. ĞUA/EY SAHILlNDB 12. SU &£K£)Zj4 _ . , _ . , . SNEME PILOTtl PS7E& TUI/SS'l DE "DUN/A- H1N EN HfZLI /ıVSAN/''yAP/yC£_ POİ' DENEAJENlM EA/ KÛ&— »CULACAK YAMI, BU HIZDA SE- LANMASI eçtME PAYAMA UÇA&'N PARÇA- ğ PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU Porno Cuma akşamı, bu y\l Berlin Film Festivali'nde "Gümüş Ayı" ödülü kazanan Duvara Karşı filminin Türkiye galası yapılıyor. Berlin Film Festivali dün- yanın en önemli film yanşmalarından biri, dolayı- sıyla bu yanşmanın birincilik ödülü olan "Gümüş Ayı"y\ kazanmak her fılme, tier yönetmene nasip olmuyor. Metin Erksan'ın Susuz Yaz filminden bu yana hiçbir Türk filmi bu festivalde birincilik ödü- lüne layık görülmemişti, bu nedenle Duvara Karşı filmi, filmin yönetmeni Fatih Akın, fılmde rol alan oyuncular ve emeği geçen herkes bu önemli ba- şanlan nedeniyle büyük bir alkışı hak ediyorlar. Filmin başrol oyuncusu Hamburg'da yaşayan Sibel Kekilli adında genç bir Türk kadını. Sıbel, Gü- ney Almanya'nın Heilbronn kentinde yaşayan bir göçmen ailenin kızı ve 24 yıl önce o kentte dünya- ya gelmiş. Sibel'in adını ilk kez Duvara Karşı'nın ödül töreninde duyduk, sevindik. Çok geçmeden Almanya'nın en çok satan bulvar gazetesi olan Bild'den onun "eski bir porno yıldızı" olduğunu öğrenınce çok üzüldük. Üzülmekle kalmayıp "utan- dık", utançtan yerin dibine geçtik. Bu da yetmedi genç kadını linç etmeye kalkıştık. Nasıl olurdu da bir Türk kızı "porno yıldızı "olabilir, bizi dünyaya re- zil edebilirdi. Basınımızda çok şeyler yazıldı. Sibel Kekilli'nin 24 yıllık ömrünün 7-8 ayına sıkışmış "utanç verici" geçmişi hakkında. Televizyonlarda özel program- lar yapıldı, Almanya'daki namus bekçisi gurbetçi erkeklerimiztarafından küçük çaplı protestolardü- zenlendi. Porno fılmlerinde oynamanın doğal ki savunula- cak, hoş görülecek bir yanı yoktu. Sonuçta söz konusu olan bir insan bedeniydi ve hiçbir insan be- deninı para karşılığında, şehveti kışkırtmayayöne- lik olarak metalaştırmamalıydı. Sibel Kekilli de bu- nun bir "yanlış" olduğunu görmüş, "doğru olma- dığını" kabullenmişti. Bir alışveriş merkezinde bir rastlantı sonucu Fatıh Akın'latanışarakyeni birya- şama başlamış, yeni yaşamının daha ilk basamak- lannda Duvara Karşı1 daki üstün performansıyla ba- şarıyı yakalamıştı. Ama nedense bize. insanlann yeni yaşamlan de- ğil, yanlış yaşanmış eski hayatlan ilginç geliyordu. fnsanın değişemezliği konusunda ulusça fikir bir- liği etmiştik sanki. Sibel Kekilli de yapmak zorun- da bırakıldığ her basın açıklamasında, vermek zo- runda bırakıldığı her röportajında, "Üzgünüm, piş- rnanım" diyor, ama biz onun üzgünlüğü, pişman- lığıylayetinmeyip dahafazlasını istiyorduk. O "da- ha faziası" ne olabilirdi? Sözgelimi daha yaşana- cak olan onca uzun yıllan bırakıp intihar mı etme- liydi genç kadın? Bızi mutlu edecek, hoşnut kıla- cak olan onun yok olması mıydı? Sibel Kekilli'nin "eskiyaşamı" üzerine yazılanla- n okuyanlar, konuşulanlan duyanlar, porno adı ve- rilen görsel şehvet ticaretinin bu genç kadının üze- rine kurulduğunu, onunla başlayıp onunla bittiğini sanabilirierdi. Oysa büyük kentlerimizin ara sokak- lannda. caddelerimizin köşe başlannda her gün rastladığımız "korsan CO" tezgâhlarında yüzlerce porno filmi satılıyordu. En çok rağbet görenleri de Anadolu'da çevrilmiş, Türk kadın ve erkeklerinin rol aldıklan "köyiü pomolan"yd\. Dünyada olduğu gi- bi Türkiye'de de porno film yayıncılığı bir endüst- riydi ve ürünleri rağbet gördükçe büyüyordu. öte yandan toplumumuzun bir kesiminin porno- laşmış hayatlar sürdüğünü de biliyoruz. Boğaz'ın kimi görkemli yalılannda, Istanbul'un kimi şık villa- lannda, gökdelen apartmanlann pahalı dairelerin- de, lüks otellerin süitlerinde verilen kokainli, haplı partilerin çok kadın-çok erkek katılımlı yatak bö- lümlen sözünü ettiğim pornolaşmış hayatlann so- mut örnekleri değil midir? Ama hiç kimse hayatla- rı pornolaşmış büyük işadamlanndan, sanayiciler- den, bankacılardan, medya patronlarından sözet- miyor, edemiyor. Edemedikleri için de yaşamlannı değiştirmiş, yeni yaşamlarında başanyı yakalamış genç insanlann geride kalmış eski hayatlanyla uğ- raşıyorlar. Ben Sibel Kekilli'yi kutluyorum. Ona yeni yaşa- mında daha büyük başanlar diliyorum. (e-posta: dkavukcuogluca superonline.com) (Faks:0212-234 6873) B U L M A C A SED.4ryAg4Y.4N 1 2 3 4 5 6 7 8SOLD.-VN SAĞA: 1/ "Acıbakla, Yahudi bak- lası" gibı ad- lar da verilen ve nohuta benzer mey- veleri yenen otsu bir bitki. 2/ Uğraş... Savaşçı ka- dın. 3/ Parlak kırmızı renk- te bir süs ta- şı... Günümüzde Hatay ilinde görü- len, eski Türk güreş- 2 lerindenbiri.4/Dat- ça Yanmadasrnda- kiünlü antikkent... " — Pacino": ABD'lıaktör.5/Kö- pek... Bir nesnenin 8 uzayda kapladığı y- 9 er. 6/ Armağan olarak bir kimse ya da takıma ve- rilen, kalkan biçiminde levha... Bir elektroliz ay- gıtındaki artı kutup. II Bir tür bağımsızhğı olan büyük il... Nikel elementinin simgesi. 8/Mayah hamurdan yapılan kokulu bir çörek... Şenlikler- de caddelere kurulan süslü kemer. 9/ Yinelenen dize. YUKARTOAN AŞAĞI\'A: 1/ Ege yöresinde körpe sürgünleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki. 2/ Bir ürünün halka tanı- tılması için ücretsiz dağıUlan küçük miktar. 3/ Adlan sıfat yapan biryapım eki... Cilacıhkta kul- lanılan bir tür zamk-reçıne. 4/Eski dilde su... Kay- seri"nin Yeşilhisar ilçesinde bir içmece. 5/ Gök- çeada'nm eski adı... "Göl sanırdık ne zaman dal- sak — gözlenne'" (F.N.Çamhbel). 6/ Şaşma be- lirten bir ünlem... "—• Çin'i \Tirdu birden: pi- nnççç" (Cemal Süreya). 7/Sıkıntı verme, üzme... Manganez elementinin simgesi... Uzakhk işare- ti. 8/ En küçük izci kuruluşu... Dürüst, iyi ahlak- lı. 9/Çözümlemeli. . ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle