Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KASIM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
r=
a
3
e
Adü kolhtk
getiyormuş...
Once adli yolluk
gelse!
0.212.512 05 05 Faks: 8,212412 44 97
- ABD seçimini
Ohio beliıiemiş...
"O/ı/b vani!"
Davet •ABD ile o kadar ^~
"yakın akraba" olduk ki,
Istanbul'daki Conrad
Hotel'den gazetecilere
yapılan çağn: "Sayın ba-
sın mensubu, Conrad
Hotel sizi Amerikan baş-
Nanlık seçimlerini kutla-
rnaya davet ediyor."
Istanbul Kültür ve
Turizm Müdürlüğü'nde
ramazanda odalara çay
servisi yapılması, oruç
tutanları imrendirdiğj
gerekçesiyle il müdürü
Doç. Dr. Ahmet Emre
Bilgili tarafından yasak-
landı.
İkram #
Sü/eyman Ekim: "Cum-
hurbaşkant, ekmek ara-
sı döner ikram ettiği için
eleştiriliyor... Neyani ki-
mileri gibi ekmek arası
banka mı ikram etsey-
di!"
ürkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyum kadar, Tür-
kiye Cumhuriyeti Başbakanlık Insan Hakla-
n Danışma Kurulu'nun Azınlık Raporu'na da
uyum sağlaması gerekiyor... Türk sözcüğün-
den rahatsızlık duymayan birTürkiye'nin Avaıpa Bir-
iiği'ne girmesi söz konusu olmayacağına göre bu ko-
nuda 'Türkiyeli" halkına yardımcı olmak için kurum-
sal değişikliklerin yapılmasında büyük yarar bulunu-
yor...
örneğin...
Türk Hava Yolları'nın adı Türkiyeli Hava Yolları ola-
rak değişmelidir. Zaten özelleştirme kapsamında olan
Türk Hava Yollan'nın adı satış sonrası küçük bir ope-
rasyonla halledilebilir. Türkiyeli Hava Yollan'na geçiş
sırasında Türk Hava Kurumu kendi içinde Türkiyeli
Hava Kurumu'na dönüşmelidir.
Türk Telekom'un Türkiyeli Telekom'a çevrilmesi de
özelleştirme kapsamında yapılmalıdır.
Iki satırlık bir yasa değişikliği ile Türk Tabipleri Bir-
Türkiyeliliği, Türkiyeli Tabipler Biriiği'ne; Türk Diş Hekimleri Bir-
liği, Türkiyeli Diş Hekimleri Biriiği'ne; Türk Eczâcılar
Birtiği, Türkiyeli Eczâcılar Biriiği'ne çevrilmelidir. Sağ-
lık Bakanlığı'nın bu konuda yaptığı çalışmada Türk
yerine "Türkiye" kelimesi düşünülüyordu, mevcut ça-
lışma bile bu değişikliği sağlayabilir.
Uselerdeki Türk Dili ve Edebiyatı dersinin Türkiye-
li Dili ve Edebiyatı'na çevrilmesi, yasa değişikliğine
bile gerek kalmadan Talim Terbiye Kurulu'nun bir ka-
rarıyla gerçekleşebilir. Ancak ilköğretimdeki Türkçe
derslerinin Türkiyelice olarak değiştirilmesi konusun-
da Türkiyeli Dil Kurumu'nun görüşünün alınması ga-
yet yarariı olacaktır. Bu konuda Türkiyeli Tarih Kuru-
mu'nun da katkısı göz ardı edilmemelidir.
Türk sözcüğünden Türkiyeli sözcüğüne geçiş için
bireysel çalışmalar da yapılmalıdır. örneğin önek ya
da sonek olarak Türk sözcüğü bulunan soyadlannın
değiştirilmesi konusunda haJk bilinçlendirilmeli ve
özendirilmelidir. Bu konuda, içinde Türkiyelioğlu, öz-
türkiyeli, Cantürkiyeli, gibi örnek adlann yeraldığı ye-
ni bir "soyadı kılavuzu" hazırlanıp, halka ücretsiz da-
ğıtılabilir.
Çalışmalar, Türk sözcüğünün kullanıldığı her alan-
da yapılırken yer adlan da ihmal edilmemelidir. örne-
ğin Türkbükü, Türkiyelibükü olmalıdır.
Gerek türkünün türküyelü ve Türk sanat müziğinin
Türkiyeli sanat müziği olarak değiştirilmesinde gerek-
se spor dallannda Türk Milli Takımı yerine Türkiyeli
Milli Takımı denmesi çalışmalannda radyo ve televiz-
yonlarla basının katkısı göz ardı edilmemelidir.
Bu arada, değişim ve dönüşüm süreci içinde Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin adı da ister istemezTürkiyeli Si-
lahlı Kuvvetleri olacak...
Bir Türkiyeli, Avrupa Biriiği'ne bedeldir!
CHPBodrum Gümüş-
lük'te belediye hizmeti
olarak henüz sokaklara
isim koyamayan ve bi-
nalara kapı numarası
veremeyen CHP'li bele-
diye, ramazan imsaki-
yesi bastırmayı başardı!
SESSİZSEDASIZ(t)
v
Murphy Yasası' ve Azınlık Raporu
Işler ters gittiği zaman yürürlüğe
giren "Murphy Yasasfnı bilirsiniz.
"Murphy"ye göre, bir işin ters
gitmesi olasılığı varsa, mutlaka
ters gider...
Izmir'den Mete Neptun,
"Murphy"nin bu temel ilkesini
anımsattıktan sonra şöyle diyor:
"örneğin kahvaltıda ekmeğiniz
elinizden düşerse reçelli tarafı
halının üzerine rast gelecektir.
Bunu örnek alan bir grup Ingiliz
bilim adamı birkaç yıl önce
bir araya gelip yüzlerce dilim
ekmegin üzerine reçel sürmüş ve
havayafırlatmıştı.
Sonunda büyük bir hayal kırıklığı ile
temiz yüzü ile yere düşenlerin
sayısının çoğunlukta olduğunu
saptamışlardı.
Ta ki içlerinde en sivri akıllı olanı
bunun bir yenilgi değil, zafer
olduğunu görene kadar...
'Arkadaşlar' demişti bu bilim
adamı 'biz neyi ispatlamaya
çalışıyoruz, her şeyin ters
gidebileceğini değil mi? Murphy
kuralı ispatlanmıştır!'
Bütün bunlan neden mi
anlatıyorum?
Efendim malum Azınlık Raporu,
'Azınlık Kurulu'nun azınlığı
tarafından kaleme alındı diye feryat
edenlere bir çift sözüm var da
ondan.
Olay eşyanın tabiatında yatıyor.
Tipik bir Murphy vakası."
Yûksek Yerilim Hattı
TTJden atılan aJtı sıfir
olimpiyatlara verilsinf
ordincutk.ua yahoo.com
•• • •
Doğan Oz'ün Oldürülmesinin
Artündaki Sır Neydi?
HAIİCESEZENÖZ
Emekli Hâkim
31 Ekim 2004 tarihli Cum-
huriyet gazetesinde CHP
Milletvekili Kemal Ana-
dol'un mafya lideri Aiaattin
Çakıcı ve ülkücü militanlar-
la ilgili kapsamlı soru önerge-
sine Içişleri Bakanı Ak-
su'nun verdiği yanıt, haber
olarak yayımlandı. Eski Mit
Kontr-Terör Dairesi Başkanı
Mehmet Eymür; Abdullah
Çatlı, Aiaattin Çakıcı, Oral
Çelik, Haluk Kırcı ve birçok
ülkücünün MİT tarafından
kullanıldığını defalarca be-
yan etmiştir. "Bu kişilerin
MİT tarafından kullanıldığını
kabul ediyor musunuz? Ce-
zalan yargı yoluyla kesinle-
şen yurtiçi ve yurtdışında
devletçe aranan suçlulann,
devletin en önemliistihbarat
birimi tarafından kullanılma-
sının yasal dayanağı nedir"
sorusuna Aksu şu yanrtı ver-
di; "Yürûtülen istihbarat fa-
aliyetlehnin gizliliği ve üstle-
nilen görevin hayati riskleri
de göz önünde bulunduru-
larak ilgili kanun ve iç mev-
zuata 'çok gizli' gizlilik dere-
cesini haiz bulunmakta olup
bu tûr bilgilerin paylaşılma-
sı ve ifşası suç sayılmakta-
dır."
Eminim tıpkı bizim gibi, 12
Eylül 1980 öncesi yakınlannı
kaybeden, "faili meçhul" ve
yine 12 Eylül 1980 sonrasın-
da da devam eden katliam-
lara maruz kalan kayıpların
yakınlarını derinden ilgilendi-
ren, adeta "şoke eden" bir
yanıt. Aklıma gelen sorulara
yanıt bulamıyorum.
Bizler yıllar yılı onur duy-
duğumuz Cumhuriyet yöne-
timiyle idare edildiğimizi dü-
şündük. Her birimiz de ona
layık olma gururuyla ve so-
rumluluğuyla görev ve mes-
leklerimizdeçalıştık. Kaybet-
tiğimiz kişiler de aynı bilinç-
le çalışan, mesleklerinde ba-
şarılı ender insanlardı.
1980'den önceki kayıplarla
konu bitmedi. Sözü edilen
"sır" daha sonraki birçok
can alıcı olaylarfa sürdü. Her
seferinde Cumhuriyetin en
seçkin insanlannı almaya de-
vam ediyordu. Bu yüzlerce
insanın -ne tesadüf- failleri
yoktu, olamazdı. Nasıl olsun
ki? Bir türlü devletin organ-
arı bu olaylan çözmeye ye-
:emiyordu. Cumhuriyetimi-
:in yasama, yürütme ve yar-
gı organlarının işlevlerinin ve
donanımlannın gizli sır men-
suplarına tanınmasıyla bu ki-
şiler yasadışı olayları, cina-
yetleri işledikten sonra cici
pasaportlarını ve örtülü öde-
nekten harçlıklannı alıp se-
yahatlerineçıkıyorlardı. Geç-
mişe bakıyorum, bu faillerin
bir kısmı yakalandı, ama sü-
reçte bazı eller bunlan kur-
tardı. Yargılama safhalannda
bu davalardan mahkûmiyet-
le neticelenen kararlar göre-
medik. Düşünmeden dura-
mıyorduk; Devletin organla-
rı bu kadar aciz olamazdı.
Mutlaka faili yakalayıp yargı-
ya teslim etmeleri gerekirdi.
Şimdi yetkili bir devlet orga-
nı mensubu Içişleri Bakanı
Sayın Aksu "Sırlar yasal ko-
nımada" diyor. öyleyse ben
şahsen eşim Doğan Öz'ün
öldürülmesi ve sanıkların
yargılanması sürecini en ya-
kın izleyen kişi olarak -ki sa-
nık yeterii kanrtlara rağmen
kurtanldı- soruyorum: "0nun
öldürülmesindeki korunan
sır neydi? 0 tarihte de bu sır
var mıydı? Bu sırlar sonucu
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
ne gibi kazanımlar edindi?"
Bu kişiler özveriyle çalışan
cumhuriyetin savcısı, emni-
yet müdürü, öğretim üyesi,
profesörler, doktorlar, gaze-
tecilerdi. Yıllar yılı mağdurin-
sanlar bu olayı ne kendi akıl-
larıyla çözebildiler ne de ço-
cuklarını yanıtlayabildiîer.
Aradan geçen bunca yıl son-
ra çoğu dosyalar da zama-
naşımı nedeniyle düşürüldü.
Doğrusu bundan sonra bu
sırn açıklamakta bir sakınca
görmemişlerdir herhalde! Bu
yapılan Cumhuriyete ve ana-
yasal düzene karşı içeriden
çökertme hareketinden baş-
ka nedir?
Başta hukuka saygılı, hu-
kuk dışı uygulamalara karşı
gerekli tepkileri gösteren Sa-
yın Cumhurbaşkanımız Ah-
met Necdet Sezer'in ve ya-
sama görevini üstlenen Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin hassasiyet göste-
rip dikkatlerini bu konuda to-
parlamalannı, ailemiz ve bi-
zim gibi "devlet sım" adıyla
yakınlarını kaybeden binler-
ce aile adına talep ediyorum.
Sanırım bunu istemeye hak-
kımız var. Yetkililerin bu kan
emici çeteyi dokunulmaz kı-
lan kalkanı kaldırmaları ya-
pacakları en saygın görev
olacaktır.
Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
DORUK YURDESÎN
KIM KIME DUM DUMA
X
n/•>\
-%
BEHÎÇAK
ıf
• \J
Awvf>*" şîbî w
V
behicakn turk.net
bir- Cfdft.fi </c
f
""U
ÇtZGİLtK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciuı mynet.com
HARBt SEMtHPOROY
Semih Poroy yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından çizgilerine ara vermiştir.
HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA
semihporoy (qyahoo.com
hayatepik@mynet.com
-duydun mu?.. işadamfarımız SUNEy AFRllCA'da 60 milyon dolarlık yatırıtn yapmışlar !..
" ' Miarısı eÜNEYDOeU AhiAÜOLU bölgesinin ba$ına !..
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 4 Kasun tcuncınumtas-arikan. com
SON OSMANLIHÛKÛMETL
1922 'DE BUGÜM, SON OSMANLI HÜKÜU£Tİ İSTİfiA £T-
77. İSTAHSUL'OAld SAO8A2AM TCVRK PA(
AnNIN SOUUNOA, İtftAe PEVL£Tt£8İND€N
BA/ZIŞ KONFE&UJC) ÖNSRİSÎNİ KA8UL £TM/fT>.
YS A&IHA HARBter EC>£RBC, SUNPAN MUST7VM K£-
MAL PHÇA'YI VEANKARA HÜKÜME7İU1 HABBRDAJZ
£TM£SJ BÜYÜK. ÖFk£ YABATH4/Ş71'.
TDPLANAAJ TÜRKİYe BÜYÛIC MİUSTMEClJSf '/V£>£~
AÇIKLAMALMZ YAPAM MUSTAfi* tCBMAL, SAL7* -
A A
ĞIAJ KALD/RILAA4SIHI ÖN£Rt>/. AYAJ/ GÛA/ YACA-
LAÇAN BU IcAf&glA, İsmuSUL MÜtOİMGrf £>e /'£"
LeVİNİ Y/77&L1/f OMY&SPÜ. YASANIN TBMM'&E
OtiAYLANAAA£tNC>AN ÜÇ SÖV SOURA, SOU OSMAH
Ll HÜKJJMEri /ST//S4 E£»yoe£>U
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
ZEYNEP CEREN KURTOĞULLARI
Sürücü belgemi ve Muğla Cniversitesi'nden aldığım
kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür.
KEREM CANKOÇAK
ALAN\A 1. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003/1141
Davacı Şaban kıa Hatıee BilaJ (Duman) tarafından davalı Zeta Bılal aleyhıne mahkememızde açüan boşanma davasının yapılan yar-
gılaması sonunda, Davalı Zeki Bilal'e dava dilekçesi ve dunışma gününün ilanen teblığıne karar venlmiş olmakla, davalı Zekı Bılal'e
dava dilekçesi ve 11.02. 2005 günü saat 11.15'teki duruşma günü mahkememizde hazu bulunması, bulunmadığı ya da bir vekılle temsil
edilmediği takdirde yaıgılamaya yoklugunda devam edeceği ve karar verilebıleceği hususu dava dilekçesi ve duruşma günü yerine kaün
olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 49537
DÜZ ÇEZGÎ
ÜMtT ZtLELÎ
Koparmak!
Haberi Almanya'da öğrendim...
Tüccariık yeteneğini hızla geliştiren Tayyip Bey, 36
Airbus uçağın alımı esnasında bir de bedava VIP uça-
ğı istemiş, ancak şirket, Türkiye Cumhuriyeti Başba-
kanı'nı kibarcareddetmiş... Sonra neolmuş?Alman-
ya Başbakanı Schröder araya girmiş ve "Madem
uçak veremiyorfar, 1.5 trifyon lira değerinde May-
bach otomobil versinler" demiş!
Bu haberi öğrenip utançtan sarsıldığım pazar gü-
nü, Metin Uca ile birlikte Avrupa Atatürkçü Düşün-
ce Demekleri Federasyonu'nun davetlisi olarak Köln
Crovvn Plaza otelinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 81. yı-
lını kutluyorduk! Genel Başkan Dursun Atılgan ola-
yı anlatırken rıem sinırden, hem utançtan titriyordu...
Salonu dolduran insanlann yüzünü al basmıştı! Bizim
medyanın, durumu nasıl yansıttığını merak edip araş-
tırdım, şöyle bir başlıkla karşılaştım:
• Uçağı alamadı, Maybach kopardı...
Aferin, çok büyük iş başardı! 81. yılında Türkiye
Cumhuriyeti'nin medyası, tüccar başbakanı, "Uçak
alamadı ama ultra lüks otomobili kopardı" diye a/kış-
lıyor, şu zillete bakjnü! Bitmedi; iktidan ve Tayyip Bey'i
korumak ve kollamakla görevli "köşeyazan" takımı,
her zamanki gibi konuyu rayından çıkarıp "Ne yani,
koskoca Törkiye'nin başbakanı, bakanlan tarife-
li uçakla mı gitsin?" kampanyası başlattı. Hele bir
tanesi kantann topuzunu iyice kaçırıp "diş kirası" di-
ye nitelediği hediye için şöyle yazdı:
- Helal-i hak olsun ve "bir lokma bir hırka"
kompleksi haram olsun...
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Başba-
kanı, Genelkurmay Başkanı ve MİT Başkanı'na tah-
sis edilmiş 4 VIP uçağı bulunduğu da tam bu sıralar-
da açıklandı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm, "iki
uzun menzilli VIP uçağı" daha alınacağını da tam bu
sıralarda söyledi. Üstelik buradaki tartışma bazı te-
tikçilerin saptırmak istediği gibi "Başbakana bir uçak
çokmu?" meselesi degil, Türkiye Cumhuriyeti Baş-
bakanı'nın bir çokuluslu şirkete avuç açmasıydı...
Dördüncü güç medyanın ise durumu "kopardı" ola-
rak lanse etmesiydi...
- Utanmak sözcüğü, işte böyle durumlarda çok a-
ma çok yetersiz kalıyor!
Doğruyu uzaktan görmek!
Almanya'yadönelim... Mannheim'da, Atatürk-
çü Düşünce Demeği'nin düzenlediği 29 Ekim resep-
siyonuna katıldık. Yeni açılan demek binasını gezdik.
Pınl pınl insanlann yarattığı güzelliklere tanık olduk.
Gözlerinin içi gülen gencecik üniversite öğrencileriy-
le uzun uzun sohbet ettik. Ertesi gün de Köln'de Av-
rupaADD'nin düzenlediği "Avrupa Birliği ve Türkiye"
konulu konferansta konuştuk. Once bazı gözlemleri-
mi paylaşayım:
- Almanya'daki aydınlık insanlanmız, hem Türki-
ye'nin içinde çırpındığı sorunlara hem de Avrupa Bir-
iiği'ne adaylığımız konusuna Türkiye'deki yurttaşlar-
dan çok daha vâkıf! Türkiye'yi büyük bir endişeyle iz-
liyorlar ve tutulan yolun süratle bir felakete doğru git-
tiğini söylüyoriar.
- Avrupa Biriiği'nin Türkiye'yi nasıl aldattığını tüm
çıplaklığıyla görüyor ve teker teker sayıyoriar. Çünkü
Avrupalı liderierin ne denli ikiyüzlü olduğunu çok ya-
kından takip edebiliyoriar. Türkiye'nin yüzüne gülüp
ardından kendi kamuoylanna neler söylediklerini ör-
nekleriyle anlatıyoriar.
- Umutlannı vitiımemeye çalışıyoriar ancak Alman-
ya'daki yabancı düşmanlığının ulaştığı boyut, ekono-
minin giderek kötüleşmesi, sosyal devletten hızla
uzaklaşılması, yıllannı bu ülkeye vermiş insanlanmızı
korkutuyor.
Köln'deki konferansta önce Türkiye'nin içinde bu-
lunduğu durumu, sonra da Avrupa Birliği aday aday-
lığımız sorununu anlattım. Metin Uca o kendine has yo-
rumlanyla hüzünlenen insanlann yüzünü güldürmeyi
başardı! Ama asıl konuşanlar dinleyiciler, yeni şeyler
öğrenenler ise bızlerdik. Türkiye'den binlerce kılomet-
re uzakta yaşayan bu ınsanlar, başımıza ne çorapiar
örüldüğünü Türkiye'de yaşayan milyonlarca insandan
çok daha iyi tahlil edebiliyor, üstelik "Neyapılmalı" so-
rusuna da en yalın haliyle yanıt veriyoriardı:
• Gûven verecek, çekim merkezi olacak, dina-
mik bir oluşum gerek. Aynntılarda boğulmadan
güç birtiğiyapmak gerek. Bunun için deyeniyüz-
hr gerek. Eskiterartık çekilmeliü!
Doğruyu görmek için illa Türkiye'den binlerce kilo-
metre uzakta olmak mı gerek?!
E-posta: umitzileli a ttnetnettr
B U L M A G A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Doğu Avru-
pa kökenli Ya-
hudilerin gele-
neksel düğün
müziği. 2/
Briçte kazan-
ıJan her ele ve-
rilen ad... Or-
manlara bü-
yük zarar ve-
ren bir böcek.
3/ Müslüman-
lann bir çocu-
ğun doğumundan ye-
di gün sonra. Allah'a
şükretmek amacıyla
kestüderi kurban...
Azerbaycan ve Kars
yöresine özgü telli bir
çalgı. 4/ 20 Ekim
1827'de Osmanlı do-
nanmasınuı yenilgi-
siyle sonuçlanan de- 8
niz savaşı. 5/ Tavlada 9
"üç" sayısı... Iskam-
bil kâğıtlannın atası sayılan 78 kartlık desteye ve bu
deste kullanılarak bakılan faJcılık yöntemine verilen
ad. 6/Bir göz rengi... Sodyum elementinin simgesi....
"Kakım" da denilen kürk hayvanı. 7/Iyilik, lütuf... Ni-
ne. 8/Işbaşında bulunan kimse, yönetici. 9/Elazığ'ın
bir ilçesi.. Bir geminin ya da uçağın izlediği yol.
YUKARIDA1N AŞAĞIYA:
1/Piyanoya benzerbir çalgı. 2/Birtürerkekdeve... Vü-
cuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test. 3/
Buğday tanesinin olgunlaşmış içi... Etken. 4/Islamuı
beş şartından biri... Avustralya'da yaşayan bir cins de-
vekuşu. 5/Bir kimsenin emek vermeden sağladığı ka-
zanç. 6/llave... Bir etkinliğin geçici olarak durdurul-
duğu süre .. Tıpta en gelişmiş görüntüleme tekniğinin
kısa yazıhşı. 7/Kişinin yaşamadığı geçmişe duyduğu
özleme verilen ad... Tokyo'nun eski adı. 8/ Bursa'nın
Kestel ilçesinde bir şelale. 9/Isviçre'nin başkenti...
Trabzon'un Akçaabat ilçesinde bir göl.