Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2003 PAZAR
DtZt
SUNU$
Ingilt Muhipleri
Cemiyeti, Birinci
DünyaSavaşı 'nm
yeniktoprajdannda çıktı ortaya. Bugünlere çok
berceyen günlerde. Günümüzdeki problemler
hangi savaşın ürünü? 65 yıldır dünya platfor-
munda egemen olmaya çalışan Avrupa ve ABD
karştsında kaybedümeküzereolan ekonomik, sos-
yal,tiütürelve siyasi savaşın...
Zamrlıotlar, işlenmeyen, baJamsıztopraklar-
dayetişir. Kurtuluş Savaşı yalmzca dış güçlere
karşı verilmemiştir. En az onun kadar içgüçle-
re de karşı konuldu. Batı kaynaklt sermayenin
finanseettiği içgüçlerekarşı. Bugünyineogün-
lerdeki gibi bazı çevrelerce etnik bölücülûk, hi-
lafetistemleri, laiHiğinyadsınması, demokrasi-
nin vazgeçilmez kuralı gibi kabul göriiyor, Çe-
şitli ideolojiköriintüler arkasınaa, çıkar amaç-
lı suç örgüüerifaaliyetlerim'sürdürüyor.
Etnik bölücülûk, şeriat istemlisi çevrelerle,
üniter devletyapısından kopuş ve Atatürk düş-
manhğı konularında işbirliği içinde. Bir yan-
dan kadrolaşma çahşmaları sürdürülürken, di-
ğeryandan eğitim sistemi değiştirilmeye; eği-
tim, dituleyapıldîğıgibisi}'asallaştınlmaya, top-
lum yozlaştınlmaya çalışılıyor.
80 yü önce yapûamayanlar, bugünyine Ba-
tı 'nınbasküanyla gerçekleştirilmeyeçalışılıyor.
Batıya uyum süreci, Batı 'nın (AB ve ABD 'nin)
finanscü desteğiyle irtica ve etnik bölücülüğün
hayatageçMhnesinizoHuyor. Emperycdkm, kar-
şısmdaki güçsüzyapılan zorıınlu hlar. Doğası
gereğidir. Sosyo- ekonomik, kültürel siyasi açı-
dangüçlûdevletyapûaraüemperyalhedeflerdoğ-
rultusunda yönetmek ve bash altında tutmak
zordur Bundandolayı Uaatkâr, dilvekültürüBa-
tı 'ya entegre, yönetimleri kolay değişnrilebile-
cek, ekonomik olarak bağımlı küçük devletçik-
leregereksinim vardır.
Bugün Ali Kemal lerin, Refi Cevat'laruı, Sa-
itMolla 'lannyerini bölücüler, şeriatçılar, ikin-
ci cumhuriyetçiler aldı. Bugünleri Atatürk'ün
1923yıhnda söyledHderi çokgüzel anlahyor:
"Bizi amaamua varmaktan ahkoyan iM kuv-
vetvardır: Biridtş düşmanlardır. Bunlar bizıbir
sömürgehalinekoymakiçinüerlernemiziisteme-
yenlerdir. Fakat bizim için bunlanian daha za-
rariı, daha öldürücü bir sınıfvardır
O da içimizden çıbnası muhtemel olan hain-
lerdir" Yinebugünler "Atatürk'ün GençliğeHi-
tabesi "nin beyinlere ve yüreklere kazınması
gereken günler..
Mondros Mütarekesi'nin ardından kurulan İngiliz Muhipleri Derneği, 'manda' peşindeydi
Hastaadam'a 'Ingilizsicimi'Ekim
l918'deım-
zalanan
Mondros Mütareke-
si'nin ardından özel-
likle Istanbul'da Ingüiz-
lerin özendirmesiyle
ingiliz destekçisı güç-
lü bir kamuoyu oluş-
turma çabası içine gi-
rilir. Bu dönemde Is-
tanbul'dakı îngilız destekçileri; ge-
nellikle saray yanlılan. Rum ve Erme-
niler, bu çalışmalan ile daha yüksek
bir göreve getirilebilecekJerini düşü-
nenler -ki, cemiyet üyeleri ingiliz se-
farethanesince numaralanmış, fngi-
lizlerin istediği kilit noktalarda bu ki-
şilerin görevlendirilmesı tercih edil-
miştir- ve iyi niyetle tngiliz mandası-
nı Türkler için tek kurtuluş yolu ola-
rak görenJerdir. Bu kamuoyu oluştur-
ma hareketinin en etkin aracı da ba-
sındır.
Mütarekenin imzalanmasından 9
gün sonra, tstanbul'da ingiliz işbır-
likçisi "Yenilstanbul" gazetesi çıkma-
ya başlar. Öncelen başyazarlığını Sü-
leyman Radfnın yaptığı gazete 8 Ara-
lık'ta "Türkçe tstanbuT adını ahr ve
başmakaleleri Ingilizlereyakınhğı ile
bilinen, daha önce de aynı gazetede ya-
zılar kaleme alan Sait Molla yazma-
ya başlar.
Salt Molla'nın klmliğl
Eski Şeyhülislamlardan Cemaled-
dm Efeudi'nın yeğeni, Mustafa Neşet
Mofla'nın oğlu olan Sait Molla II. Ab-
dülhamid de\Tİnde Galata mahkeme-
si kadılığı yapmıştır. 23 Mart 1919'da
sorgu yargıçlığına getirilen Molla, Ni-
san 1920'de Adliye Müsteşarlığına
atanmış, 30 Ekim 1920'de de bu gö-
revden aynlmıştır. Sait Molla müta-
reke döneminde ingiliz Yüksek Ko-
miserliği'nin güvenini kazanmış, do-
layısıyla çok zengin olmuştur. Mu-
danya Mütarekesi 'nin imzalanmasın-
dan hemen sonra Beyoğlu'nda Tünel
civannda birambarda saklanmış, Fran-
sız ordusundan Yüzbaşı Hahttarafın-
dan kansı ve çocuklan ile birlikte Ro-
manya'ya kaçınlmıştır.
•
'Ingiltere bizi müthiş
sondan lcurtardr
Sait Molla'nın mütareke dönemin-
de Yeni Istanbul gazetesinde çıkan ya-
zılan, kamuoyu oluşturma çabalannı
ve bu çabanın gerektirdiği ittihatçı
düşmanlığını açıkça gösterir. Örne-
Kurtuluşa karşı bir
işbirlikçi
tngiliz sa\
p
aş gemileri 1915 yıhnda geçemedikleri Çanakkak Boğaa'nda Mondros Anlaşması sayesinde serfoestçe denürle-
miş. Krvıda İngiliz askerieri dolaşmakta. (Fotoğraflar, TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI adlı kitaptan alınmıştır)
•r ingiliz Muhipleri
Cemiyeti, Izmir'in
işgalinden 5 gün sonra
kuruldu. Eski
Şeyhülislamlardan
Cemaleddin Efendi'nin
yeğeni Sait Molla,
kendi arkadaşlannı
ihbar edip cemiyet
merkezini bastırdıktan
sonra Ingiliz Muhipleri
Cemiyeti Başkanı
oldu.
w Cemiyet üyesi;
Dahiliye Vekili,
gazeteci Ali Kemal
'Ingiltere dünyanın en
azimli devletidir' diye
yazarken, ingiliz gizli
servisinin Anadolu ve
tstanbul'daki teşkilat
elemanlan ingiliz
muhiplerinden
seçiliyordu...
gin, 9 Kasım 1918 tarihli yaasında Sa-
it Molla şu görüşleri dile getirir:
"_ Biz akıkızbir mirasyedi gibi gön-
lümüzün istediği vadilerde koşarak
perişanoiurken daima tngOlerebö tah-
fise (kurtannava) >eöşhordu. tngflte-
re'nin son mühim muâvcneti (v'ardımı)
93 harbindepek bârizteceffiettL. Ber-
Hn Konferansı'nda tngütere bizi biz-
den çok müdâfaa ederek o Ayestafa-
nos'ta kesilen hududu İşkodraJara,
Bosna-Herseklere kadar uzatü. Kortg-
rede Lord SaKsburv 'i, BekonsfUd'igö-
renler. İngfltere'denzr>ade Hükümet-
i Osmanhe'nin murahhası (ddegesi)
zannederîerdL. Bu Jön Türkler mem-
lekefin bütün müncilerini (kurtancn
lanm) idama mahkûm eftikten sonra
ancak mecnûnlarda (detilerde) görii-
len bir cüret ve işâr-ı sebaane (çocuk-
su bir rutkuyla) Ue harbe aûkhlar. Ni-
ha\et memleketi enkaz hatine getirdi-
ler. TâÜin (kaderin) tesâdüfune bakın
ki son noktada imdâdımıza yetişenler
içinde yine tngiltere bulunuyor, şâyet
Ahnanlar harbi kazanıp dâ bütün dön-
ya ile beraber bizi dahi tahakkümleri
alüna alsavdılar, bu dört sene zarnn-
da gördükkrimizk sabittir ki ticareti-
rnizi,paranıızı,ahlakınuzıvehayatınu-
n etimizden alacakve memlekeöerine
sığamayarak çekirge gibi Anadolu'ya
akm eden Ahnanlar, 50 nihayet 80 se-
ne sonra Trakya'da Türk ırkını kal'ü
bel' eylemiş (cezalandunıış) olacak-
lanta. İngiltere bizi mağlûb ederek B-
manımıza girmiş ise, yine bizi bu âld-
bet-imüdh^eden(mütiıişsondan) kur-
tarnuşnr_
T
'.
Amerikaya saygı
Sait Molla, 30 Kasım 1918 tarihli
Yeni Istanbul'da da "Rum ve Ermeni
vatandaşlaruna" başlıklı makalede,
"_ Kamil Paşa (Ingilizci Kamil Paşa
olarak bilinen eski sadrazam) merhû-
mun marûf olan tngiliz taraftârlığıy-
la ilk sadaretinden beri mevki-i ikti-
darda bulunması kabil olsaydı, bugün
memleket ne büyük feyze mazhâr
olurdu... Fâil hepüniziz, çünkü sükût
ettik..." demektedir.
Molla, Amerika'yı küstürmemek
için, Ingilizlere duyulan dostluğun
Amerika'ya saygıya engel olmayaca-
ğını da 16 Kasım 1918 tarihli Türkçe
Istanbul'da yazmışnr. Yine bu propa-
ganda faaliyeti içinde başyazarlığını
RefiCevad'ın (Llunay) yaptığı "Alem-
dar" ile ,\K Kemal'in başyazılanyla
"Peyâm-ı Sabah" yerini ahr. Ali Ke-
mal, (daha sonra Dahiliye Nazın ola-
caktır) 9 Kasım 1918'de Peyâm-ı Sa-
bah'ta "İngBtere'nin dünyanm en azim-
li devieti olduğunu" yazmaktadır.
Cemiyetln İlk yönetlml
tngiltere'nin bu kamuoyu oluştur-
ma faaliyeti içinde ikinci ginşımi, pro-
paganda ve başlangıçta haber alma
faaliyetlerini yürütecek bir cemiyet
kurdurmak olmuştur. 20 Mayıs 1919'da
kurulan ingiliz Muhipleri Cemiye-
ti'nin ilk adresi Beyoğlu Misk Soka-
ğı Romanya Sefarethânesi karşısıdır.
Cemiyerin üye kartlannda cemiye-
tin tam ismi "Tûrkiye'de tngOiz Mu-
hipleri Cenuyeti" (Association of the
Friends of England in Turkey) olarak
geçmekte ve kart üzerinde çapraz in-
giliz ve Türk bayraklan bulunmakta-
dır. ingiliz belgelerinde ise cemiyetin
bu tam adı kullanılmayıp. kısaca "So-
cietyofEnglish Friends" (İngiliz Dost-
lan Demeği) denmektedir.
Cemiyetin kuruiuşundan dört gün
sonra cemiyet yönetim kurulu oluştu-
rulur ve cemiyetin fahri reisliğine
(onursal başkanhk) Defter-i Hakânî
Emiri Adfl Bey, Birinci Reisliğe eski
Selanik Valisi Mehmet Nazmı Paşa,
tkinci Reisliğe ise padişah Vahdet-
tin'in fahri yaveri ve Erkân-ı Harp
Mırlıvalanndan Kiraz Hamdi Paşa
getirilir. Reis Vekilliği Suriye eski Va-
lisi Nazım Paşa'ya verihrken, cemi-
yet üyeliklerine de; eski Divân-ı Hü-
mâyûn Mekrupçusu Asaf Bey, eski
Şehreminı SuphiBey,Şirketlerkomi-
seri Nebfl Ziya Bey, Erkân-ı Harbiye
Ferikliğinden emeİdi EnverPaşa, Ule-
mâdan Ömer Ziyaeddin Efendi, eski
Erkân-ı Harbiye Miralaylanndan Ab-
dürrauf Bey, eski Işkodra Valisi ve
tktisat Bankası Müdürü Safrvüddin
Bey, eski Amasya Mutasarnfi Cemal
Bey, kaldınlmış olan Muhâcirîn Ko-
misyonu Reisi Vâhid Be> v e Gümüş-
haneeski Mutasarnfi MahmutCela-
leddin Bey seçilirler.
YARIN: SAİT MOLLA
CEMİYETİN BAŞINA CEÇİYOR
Türkleri Anadolu'dan atmaya yemin etmiş emperyalizm ve Yunanistan için güç günler kapıdaydı
Şayak kal|)aldılanıı zafer inadı
Baü Cephesi Komutanı İsmet Paşa Büyük Taarruz
öncesi, 8. Fırka'yı denethjor. (29 Kasım 1921)
BARIŞDOSTER
"26 Ağustosgecesinde saader
İM otuzdan beş otuza kadar
Ve
tynirnhtmmdanAkdeniz'eba-
kan neferJ'
Bu dizelerle başlar, dilimizin dev
ve devrimci ozan Nânm HBanet'ın
"Ku\ayı\filln,eDestanı'"ndaJd 8
Bap. Ve ozan, destanın bu son ba-
bında, Büyük Taarruz öncesini şöy-
le anlatır:
AlacakaranLkta,birçwardibin-
de,
beygirinmyanmdaduransarhk,
siyah bıyıkh süvari
lasa çizmeleriyleatladı aüna.
Nureddin Esfak baka saaüna
-Beşotuz
Ve başJadıtopçuateşiyle vefect-
le birlikte büyük taarruz^"
Bu ortamda başlattı Gazi Mus-
tafa Kemal Büyük Taarruz'u.
Öncesinde, olağanüstü biremek,
büyük bir sabır ve kararlılık olan
büyük utku, böyle kazanıldı.
Kuvayı MiUiyecilerinhaklı isya-
nı, yurtsever inadı, zafere olan inan-
cı ve kurtuluşa dönük iddiası bu ko-
şullarda amacına ulaştı.
Ve Mehmetçiğin kahramanlığı,
yiğitliği, yurtseverliği DumJupı-
nar'da böyle destanlaştı.
Kolay değildi böylesine büyük
bir zafer elde etmek. Türkleri Ana-
dolu'dan atmaya yemin etmiş olan
emperyalizm ve onun maşası ko-
numundaki Yunanistan, Türk or-
dulannın peş peşe kazandıklan za-
ferlerden gerekli dersi almamış-
lardı henüz. İngiltere'nin ünlü Dı-
rideki hainler vardı ki, onlar da en
az düşman kadar zarar veriyorlar-
dı Anadolu Hareketine.
Ali Kemal'in ihanetl
Örneğin, tzmir Belediye Başka-
nı Haa Hasan Paşa. Yunan Yük-
sek Komiseri Stergiadis'in, 30 Tem-
muz'da. Batı Anadolu'yu bırak-
mamak için, son bir oyun olarak,
Ağustos'a giden günlerde Mustafa Kemal
önderliğindeki Kuvayı Milliyecüer bir
yandan içteki hainlerle uğraşıyor, bir yandan
da olağanüstü bir emek, büyük bir sabır ve kararhldda
Büyük Taarruz için gerekli hazırlıklan yapıyordu...
şişleri Bakanı Lord Curzon'un, 4
Ocak 1920'de, Türklere ilişkin yaz-
dığı şu satırlar, emperyalist Ba-
tı'nın niyetini ortaya koyuyordu:
"Türkler Avrupa'dan abhnahdır.
Amerikah Senatör Lodge'un de-
diği gibi İstanbul Türklerden ta-
manıen ahnmalıdır. Bir veba tohu-
mu, harplerin yaraücısı, komşula-
n için bir küfür olan Türkler Av-
rupa'dan siHnmeodir"
Mustafa Kemal Paşa'nın tek uğ-
raşbğı yedi düvel değildi. Birde içe-
Ege'de lyonya Özerk Bölgesi'ni
ilan etmesinin, "uygun bir proje"
olduğunu açıkJamışü.
9 Ağustos'ta ise Kuvayı Milliye
karşıtı yazılanyla bilinen ünlü ga-
zeteci Ali Kemal şöyle yazmıştı:
"Vîınanlılan denize döknıek bir
rüya idi, hülya oldu. Vaaüere rağ-
men EskişehirbflekurtanlamadT
Aynı günlerde, 6 Ağustos'ta İs-
met Paşa, ordu komutanlanna giz-
li olarak verdiği emirle, taarruz
için gerekli hazırlıklann hızlandı-
nlmasını istedi. 13 Ağustos'ta ise
Fevzi Paşa ve karargâhı sessizce
cepheye gittiler. Ertesi gün birlik-
ler güneye ve cepheye doğru kay-
dırıhnaya başlandı. Harekat öyle
büyük birgizlilik içinde yapılmış-
tı ki, yüz bin kişilik kuvvet, Yuna-
nistan'ın haberi bile olmadan, Af-
yon'un güneyinde toplanmıştı.
Askeri strateji açısından da çok
başanlı bir çalışma yürütülmek-
teydi. O zamana dek, Yunan güç-
leriyle yapılan savaşlar. genellik-
le Eskişehir- Kütahya bölgesinde
gerçekleştiği için, Yunanlılar, Türk
saldınsının, yine aynı bölgeden
başlayacağını sanıyorlardı. Oysa
Türk ordusunun büyük bölümü
güneye kaydınbnıştı ve Afyon'un
güneyinde konuşlandınlan Meh-
metçik, Yunan savunmasını yar-
mak için hazırdı. Yunan Genelkur-
mayı ise yanlış hesap yapmış, Türk
tarafindaki hareketliligin kendile-
rini aldarmaya dönük olduğunu,
esas saldınnın ise Eskişehir üzerin-
den geleceğini düşünerek, ona gö-
re önlem almıştı.
YARIN: CAZİ PAŞA
CEDHEDE
PAZAR
ORHAN BURSALI
YOK, TUBA ve AKP
Türkiye Bilimler Akademisi, YÖK yasa taslağına
çok önemli, temel eleştiriler getirdi ve önerilerde bu-
lundu.
Ülkemizin en seçkin bilim insanlannı çatısı altında
toplamaya özen gösteren Türkiye Bilimler Akademi-
si'nin (TUBA) en önemli yasal görevlerinden biri "Hü-
kümete danışmanlık" yapmaktır. Ülkemizde ne ya-
zık ki, geri kalmış siyasal anlayış ve yapılar, bütün
zengin ülkelerde devlet ve hükümetlerin neden bilim
kurumlanyla paralel çalıştıklarını sormamıştır ve an-
layamamıştır.
TÜBA kurulalı 10 yıl oldu ve hükümerlerden hiçbi-
ri, Türkiye ve dünyaya bilimin olgunlaşmış ve dene-
yimlerle dolu gözlüğüyle bakan TÜBA'dan yararian-
mayı akıl etmedi. Neden etmedi, ayn bir konu...
AKP hükümeti, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı, TÜ-
BA'nın sesine kulak vermeli, bu kurumla çok yakın iş-
birliğine gitmelidir. Çünkü orta ve uzun vadeli kalkın-
ma ve refah programlan, çağımızda bilimsiz, bilimsel
projeler ve yönelişler olmadan başanya ulaşamaz.
Hükümetin temel bilim kurumlarına bakışı, onlan ele
geçirmek değil yararlanmak olmalı. En sonunda bu
kurumlar ülkemizin geleceği için varlar.
TÜBA'nın önerileri, ünh/ersitelerimizde ideolojileri
değil bilimsel anlayışı ve yönetimi egemen kılacak ni-
teliktedir.
TÜBA, yükseköğretim ve üniversitenin çağımızda
olağanüstü dinamik kavramlar olduğuna ve bu kav-
ramlara, gelişmelere göre yeni yasal altyapılara kavuş-
turmanın önemine dikkat çekiyor. Başkan Engin Ber-
mek'in bir ön yazıyla açıkladığı TÜBA Akademi Kon-
seyi'nin önerileri www.TUBA.GOV.TR/yok.html adre-
sinde yayımlandı. Eleştirinin ana noktalarını aşağıya
alıyorum:
• • •
• Yeni biryükseköğretim yasasının; biiimsei özgür-
lük, evrensel bilim standarttan ve katılımcı yöne-
tim kavramlan üzerine inşa edilmesi düşüncesi doğ-
ru, ancak, taslakta bu kavramlann tanımlan açık de-
ğil. Taslağın bazı maddelerinde ifade edılen hüküm-
ler bu kavramlarla çelişiyor. Katılımcılık adına çok ka-
iabalık, uygulamada işleriikten yoksun kurullar oluş-
turulmakta. Bu kurullara seçılecek kişilerin nrtelik-
leri belirsizdir.
• Çağdaş üniversitelerde görülmemiş bir seçme
yöntemi olan merkezi sınav ile yükseköğretim kurum-
lanna doğrudan seçim ve atama yapılıyor. Istihdam
edilecek akademik genç bilimcilerin seçimi üniversi-
telere bırakılmalı.
• Yükseköğretimin ve bilimin olmazsa olmaz ilke-
si olan bilimsel liyakat, çağdaşlık iddiasında olan bir
yasanın temel dayanağı olmalı. Bu ilke taslakta yok.
Bilimsel liyakatın bınncil ölçütünün bilim insanlannın
uluslararası ölçekte kabul ve destek bulan araştırma
faaliyetleri ve bunlann ürünleri olduğu, yasada açık bi-
çimde yer almalı.
• Taslakta, var olan yasanın merkeziyetçi yöne-
tim anlayışı aynen korunmuş. Bu husus Avrupa Bir-
liği'ne uyum yasalannın çıkanldığı bu günlerde sıklık-
la dile getirilen ademî merkeziyetçi söylem ile bağdaş-
mıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın üst yönetim kurulla-
nnda vurgulanan varlığı da bu merkeziyetçi anlayışı
yansıtıyor, aynca üniversiteleri siyasi erkin denetim
ve etkilerine açık duruma getiriyor.
•Taslak, üniversıtelerle ilgili hemen hemen hernok-
tayı en ufak aynntılanna kadar düzenlemekle, üniver-
siteleri standartlaştrmaya zorlamakta. Yeni bir ya-
sanın günümüzde reform niteliği kazanabilmesi için
ademî merkeziyetçi olması şarttır. Yükseköğretim üst
kurullannın yetkileri, akademik değerlendinne ve yük-
seltilmelerin ölçütlerini belirtemekle sınırlandınlmalı.
Yasa üniversitelere temel ilkelere uymak koşuluyla bi-
limsel, parasal ve yönetsel özerklik sağlayacak hüküm-
ler içermelı. Hedef, üniversitelerimizi tek kalıba dök-
mekyerine. onlann yerel, yapısal, vb. özelliklerine gö-
re farklılaşabilmelerini, aynı zamanda birbiıieriyle
bilimsel mükemmeliyet, eğitim ve hizmet kalrtesi ile
yanşmalarını mümkün kılacak bir sistem olmalı.
• Aklın üsrünlüğü ve hür düşünceye dayalı üni-
versite fîkri 1986 yıhnda Barselona'da Avrupa üniver-
sitelerinin temel ilkesi olarak ilan edildi. Laiklik teme-
line dayalı bu üniversite kavramı öğretimin bütün ka-
demelerinde çağdaş bilgi toplumuna geçişin vazge-
çilmez şartıdır. Bu temel ilke yasada açık biçimde yer
almalı.
• Üniversiteleri yönetecek olan kurullara seçile-
cek kişilerin seçim kriterlerinde bilimsel liyakat mut-
laka önde tutulmalı.
• Üniversitede bugün yönetimde bulunan binlerce
rektör, dekan, bölüm başkanının seçimi, taslağın ge-
çici hükümlerinde öngörüldüğü gibi bakanlık komis-
yonuna kesinlikle bırakılmamalı...
• • •
TÜBA yasa maddelerine ilişkin önerilerini de ayn-
ca sıralıyor. TÜBA'nın çizdiği yasa çerçevesi, üniver-
sitelerimizde. hem Gürüzcü, "en ve tek doğru" an-
layışın kökünün kazınmasının yolunu açacak hem de
Gürüzcü anlayışla özünde aynı nitelikte, ancak ters ku-
tuptaki bir başka anlayışın egemen olmasına izin ver-
meyecektir.
AKP ne istiyor, kimsenin yapamadığı, özgüriükçü,
evrensel ve bilimsel bir üniversite yapısının temelleri-
ni ilk atmak onurunu taşımak mı?..
Yoksa ülkemizi yine bitmek bilmeyecek yeni çatış-
ma ve kutuplaşmalann içine yuvarlamak mı?..
Bırakın üniversitelerin üzümlerini hep birlikte yiye-
lim, bağcı dövmekten bıktı bu ülke!
obursali@cumhurfyet.com.tr.
MACKEREL
HOLIDAY VILLAGE
• Beach Club
• Havuz-Bar
• Eşsiz kumsal-Plaj
Deniz ve Orman iç içe
Foça'nın en uygun tatil ayı Eylül'de;
Yarım pansiyon 40.000.000.-TL
Oda kahvaftı 30.000.000.-TL
Rezervasyon 0 (232) 812 39 26-27
Faks: (90-232) 812 39 28
KüçükAyani Mevkii 35680 Eski Foça