02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2003 PAZAR OLAYLARVE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Yüz Yıl Önce Musul'da 'Musul vilayeti yalnız petrol diyan değil, her tür- lû tjymetli madenlerin ve mahsullerin, inanılmazbir bereketle hububat vesaire yetiştiren mübarek top- da diyandır. Petrcl erimiş bir altın gibi kıy- li olduğu için onun panltılı şöhreti bu vilayetin dıger tabii servetlerini gölgede bırakmıştır. Bu em- saisiz vilayeti asıriarca ihmal ederek kıymet biçilmez yervetlerinden, bitmez tükenmez petrol kaynakla- nndan istifade edememiş olmamızdan ne kadar ssefetsek azdır." Ebubekir Hazım Bey. ' 898'de Musul Vaiiliği'ne atanmıştır. llkvaiilikgörevinegidengençvaliMusul'da- <i ilk izlenimini bu satıriarla anlatıyor... Günümüzde ABD ile Irak arasındaki çekişmenin başlıca nedeni Musul petrolleri!.. Bush yönetimi her çareye başvurarak Irak petrollerini elde etmek iste- ıne<tedir. YaJnız Irak'ın da değil, nerde petrol varsa, oraya el atmakta, seçimlegelmiş yönetimleri devi- rerek o ülkenin (örneğin Venezüella'nın, daha baş- kayerierin) petrolüne kavuşmak için inanılmazbirça- ba içindedir. Ebubekir Hazım Bey, "Haf/ra/ar" (PeraYayını)ad- lı kitabında Musul'u, bu ildeki petrol arayışlannın yüz yıl önceki durumunu şu sözlerle anlatıyor: "Musul petrolü denUince, yalnız Musul civannda sanılır. Musul'da enyafon kaynaklar şehrin güneyin- de ve yedi sekiz saat mesafede Şerkat mevkiinde ve Musul'a tati Kerkük livası dahilindedir. Bu vila- yette keşfedilmiş ve ilerde keşfolunacak petrollerin işletilme imtiyazı, padişahın Hazine-i Hassası'na alınmış olduğundan, bunlar yıllık olarak ikişer üçer yüz lira kadar az bedelJe mültezimlere ihale olunur. Bu petrol, ilkel bir surette temizlendikten sonra, ki- losu on beş yirmi kuruşa satılırdı. Halbuki o zarrtan- larda Romanya ve Rusya'dan gelen petrollerin Is- tanbul'daki fiyatı 10 kuruştur. " Vali Hazım Bey, hem halk hem de Hazine-i Has- sa yararlansın diye, yalnız Osmanlı uyruklulann or- tak olarak katılacağı bir şirketin kurulmasında yarar görür. Sekiz lavanta şişesine antılmış petrol doldu- rur, gelirin üçte biri Hazine-i Hassa'ya aynlmak üze- re bir milli petrol şirketinin kunjlması için izin ister. Biray sonra Hazine-i Hassa'danşöylebiryanıtge- lir: "Petrol şirketi hakkındaki tahriratı âliyeleri muva- fıkgörülmüş şirketin Istanbul'daki Şirketi Hayriye Ni- zamnamesi'nde münderiç şartlar aynen bu şirketin nizamnamesine dercedilerek şirkete hiçbir surette ecnebi devlet tebası kanştınlmaması ba-iradei se- niye tebliğ olunur." "Büyük bir memnuniyetle işe başladık" diyor Ha- zım Bey. Yalnız Osmanlı uyruklu esnaf ve tüccarla- ra, zengin aşiret reislerine çağn yapılır, beş on gün içinde hissesi bir lira olmak üzere altmış bin liradan fazla bir sermaye toplanır... Ama o sırada Bağdat demiryolunda inceleme yap- mak üzere Musullu bir Alman heyeti gelir. Vali, onla- rı konuk eder. Yemek odasının bir köşesindeki şişe- leri gören AJmanlar dikkatle incelerler. "Bunun ren- gi ne kadar mavi ve berrak. Dünyanın hiçbir yerin- de tabii halde bu derece bir petrol görülmemiştir" der içlerindeki Kap adlı biri... Sonra kendi aralann- da Almanca konuşur heyet üyeleri... Alman heyetinin ayrılmasından beş altı gün son- ra sarayın Mabeyn Başkâtipliği'nden Musul Valiliği'ne şu telgraf gelir: "Bağdat vilayetine bağlı Mendeli kazasında da petrol ve neft madenleri bulunduğu anlaşıldığmdan sonradan cümlesi hakkında bir muamele yapmak üzere orada teşkil edilmekte bulunan petrol şirke- tinden vazgeçilmesi ba-iradei seniye tebliğ olunur." Irak petrollerinin Türk halkının elinden nasıl alınıp yabancılara, önce Almanlara, ardından Ingilizlere "ikram" edildiğini gösteren bir anı işte!.. Günümüzdeki petrol savaşının yüz yıl öncesine ait yaşanmış ibret vericr bir belge!.. Konuyla ilgilenenler bu olayın tüm aynntılannı Ebu- bekir Hazım Tepeyran'ın adı geçen "Hatıralar"\nda okuyabilirler... Tüm Sorunlann Çözümü Nutuk'ta... Türkiye'yi yönetmeye çahşanlar Nutuk'u (günümüz diliyle SÖYLEV'i), 1923'lerin Meclis zabıtlannı bir kez daha okuyarak kafalanndaki kanşıklığa son verebilirler. Cumhurbaşkanlığı ve Silahlı Kuvvetlerimizdeki kararlılığın, sabır ve sükûnetin nedenini de anlaıruş olurlar. Aydemir CEYLAN Vali U luslararası serma- yenin vıcık vıcık petrolle kaplı la- bırentlerine girdi- ğimiz, ya da zor- la iteklendiğimizden bu yana, Türkiye'nin sorunlan giderek karmaşıklaştı. Ülkeyi yöneten- lerin de kafası kanştı. Ulusal is- tenci dikkate almayan siyasetçi ve onlann güdümündeki parti- ler, bu kafa kanşıklığının bede- lini son seçimlerde oylann üçte birini alan bir partiyi tek başına iktidara getirerek ödediler. Ye- ni hükümet, yenilenmiş TBMM'de gözlerini labirentte açtı, sorunlan da kucağında bul- du. Kofı Annan, Kıbns ile ilgi- li çözüm planı üzerinde 28 Şu- bat'a kadar anlaşmaya vanlma- sını istiyor. Kuzey Kıbnslılar, "BizTürkdegihJbnsfc\ız,AB>i fcterük." diye tutturunca, "Hal- km demokratik sesine kulak ver- roekgerridr" diyerek dayatma- ya da başladı. Ecevit kınlmak- ta haklı! EOKA çetelerinin bir banyo küvetinde, çocuklan ile birlikte katlettikleri Türk anne- sinin fotoğrafını gördüğümüzde Sincanh'da kaymakamdım? Kıb- ns Türkleri bu vahşetten kur- tulsun diye harman hamnan ge- zerek buğday toplamış, ordu- muza katkıda bulunmaya çalış- mıştık. Bayrak Radyosu'nun "Gözümüzyoflania, Türk uçak- lan ne zaman Kıbns semalann- da uçacak?" yollu ağlamaklı seslenişine, Silahlı Kuvvetleri- miz yanıt vermiş, soydaşlanmı- zı. benliklerine, hürriyet ve ba- ğımsız devletlerine kavuştur- muştu. Kurduklan devletin me- mur maaşlannı da yıllardır Tür- kiye ödüyor! Yunanistan, ME- GALO ÎDEA'sından iki yüz yıl- dır vazgeçmediği, bir adım ge- ri atmadığı halde, bugün Türki- ye'de de, Kıbns'ta da kafalar ka- nşık. ABD, Saddam'ı alaşağı et- mek, Ortadoğu'nun petrol hari- tasını yeniden çizrnek için karar- lı. CHP Genel Başkanı BaykaL "Güneydoğu üd bavrağı birden kakhrnuz" dese de hükümet, USA'nın, asker ve uçaklannı Türkiye'de konuşlandırmak ko- nusundaki diretmelerine yanıt vermekte zorlanıyor. Tabanı, Meclis'teki milletvekilleri bir yana, demokratik kitle örgütle- rinin, yurttaşlann büyük çoğun- luğu bu anlamsız savaşa karşıy- ken, TBMM'ye dahi bilgi veril- meden kapalı kapılar ardında pazarlıklar sürüp gidiyor. Bor- sa'nın yüreğinden çok, yurttaşın yüreği kıpır kıpır... AKP Genel Başkanı R. T. Er- doğan, Amerika'dan Çin'e, ora- dan Davos'a dolaşıp önüne se- rilen kırmızı halılardan geçe- rek, devlet ya da hükümet baş- kanlannca karşılanıp, oralarda Türkiye adına konuşup, müza- kerelerde bulunuyor! Kırk yıl önce Devletler Hukuku dersle- rinde böyle bir "örnek olay" okutmamışlardı bize. Kimseden ses çıkmadığına göre belki şim- dilerde okutuyorlardır. İhale Yasası bir Meclis'e, bir komisyona inip çıkıyor, iş çev- releri bir öyle bir böyle konuşu- yor, kafalar kanşık! Sigaradan ekmeğe her şeye zam. Yurttaş seçim meydanlann- daki vaatler ile uygulamalar ara- sındaki farklılığa bakıyor, yü- reği darahyor. Onlann kafası yıllardır kanşık. 16 Şubat 2002 tarihli Hürri- yet gazetesınde Bekir Coşkun durumu ne güzel özetlemiş: "Ad- riyatik'ten Çin Seddi'ne kadar teorisi, en azmdan keşmekeşük açtsmdan gerçekteşti sayıhr." Umutsuzluga düşmemek ge- rekir. Türkiye'yi yönetmeye ça- lışanlann, sorunlann çözümüne uğraşırken daralanlann yararla- nacaklan en akılcı, geçerli, ka- lıcı, ulusalcı, çağdaş direktıf ve çareler Çin Seddi'nde değil, el- lerinin altındaki, TBMM'deki Meclis Kütüphanesi'nde, oku- ma firsatı bulamadılarsa ya da okuduklan belleklerinden silin- diyse, Nutuk'u (günümüz diliy- le SÖYLEV'İ), 1923'lerin Mec- lis zabıtlannı bir kez daha oku- yarak kafalanndaki kanşıklığa son verebilirler. Cumhurbaşkan- lığı ve Silahlı Kuvvetlerimizde- ki kararlılığın, sabır ve sükûne- tin nedenini de anlamış olurlar. Önerim, Atatürkçülüğü kimse- ye bırakmayan kimi kişi ve ku- ruluşlar için de geçerlidir. Yazımızı, Atatürk'ün 1919 Ekim ayında sadrazam olan AH Rıza Paşa ve benzerlerini eleş- tirirken söyledikleri ile bitire- lim: "Devietin içine düştüğü dağı- hş durumunun derinBğini \« kor- kunçluğunu göremeyen mutsuz- lar, doğal olarak gerçek ve gûve- niKr çare>i görmemek için göz- lerini \umariar.Çünkü,ogerçek ve gü\ enilir çare. kendikrini da- ha çok korkutuKİ" (TDK, Söylev, 1978, s.163) YSK'nin Anatomisi... Dr. Cengiz ABBASGİL Hukukçu S iirt seçimlerinin iptali ve ardından YSK'nin (Yüksek Seçim Kurulu) yeni- leme karan, tarbşmalı bir ortamı da be- raberinde getirdi. Verdiği karajlar birçok ke- sunde kuşku ile karşılanması bir yana yüksek siyaset kurulu diye nitelenmesine neden oldu. Zira verdiği kararlar değişmez ilkelerden çok, güncel olaylar ve kişilere göre olmaktadır. Ço- ğunluk kanjuoyu verilen kararlan, adamına ya da olayına göre verihniş kararlar olarak de- ğerlendirmektedir. Kamuoyunda güvensizli- ğe ve tartışmaya neden olan kurulun, kuruluş ve görevleri hakkındaki yasal dayanaklara gö- re anatomisini kısaca göreüm. Ondan sonra de- ğerlendirmeyi kişilerin kendi usuna bıraka- lım. Yüksek Seçim Kurulu'nun kuruluş dayana- ğı, anayasamızın 79. maddesidir. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi başlığını taşıyan madde, seçimlerin yargı organlannın genel yönetim ve denetimi altında yapılacağını bu- yurmaktadır. Devamında, genel olarak görev- leri sayılmakta ve Yargıtay'dan 6, Danıştay'dan 5 üyenin gösterilmesi ile 4'ü yedek olmak üzere 7 asil üyeden oluştuğu, bunlann kendi aralannda bir başkan bir de başkanvekili seç- meleri öngörülmüştür. Kararlan aleyhine baş- ka biryere başvurma olanağının ounadığı, gö- rev ve yetkilerinin kanunla düzenleneceği de aynı maddede yer almaktadır. "Kanunla dü- zenlenir" demekle akla ilk gelen yüksek yar- gı organlannda olduğu gibi bağımsız bir ku- ruluş kanunu yoktur. Kuruluş göre\' ve yetki- lerini belirleyen yasal dayanak 298 sayılı Se- çimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütük- leri Hakkındaki Kanun'dur. Anılan yasanın 11. maddesi YSK'nin kuru- luşunu, 14. maddesi ise görev ve yetkilerini ana- yasanın yukanda kısaca belirtilen kurallan doğrultusunda düzenlemektedir. Bu nedenle aynntı bilgiye gerek yoktur. Görev ve yetki- leri, seçim işlerinin kırtasiyecihği ile itiraz ve şikâyetlerde ve seçime kaülma ya da kanlmama onulannda partiler ya da adaylar hakkında son ve kesin karar verme diye özetlenebilir. Gö- rev ve yetkileri bu şekilde belirtilen YSK, uy- gulamalannı ise 2839 sayılı Millervekili Se- çimi Kanunu'nda belirtilen konu ve ilkelere göre gerçekleştirir. Nitekim Siirt seçimlerinin iptali ve yenilenmesi karan da anılan yasanın 39. maddesi doğrultusunda olmuştur. Bu ve- rilere bakıldığında YSK, yargı erki içerisinde ve yüksek mahkemeler arasında sayılmamak- tadır. Zaten kuruluş dayanağı olan anayasa maddesi ise anayasanın yasama erki bölümün- de yeralmışhr. Anayasanın 79. maddesinde yer alan seçimlerin "yargıorganlannın yönetim ve denetiminde yapîhr" ilkesi ile YSK'nin yük- sek yargı organlan arasında sayılmaması bi- ze göre çelişkidır. YSK'nin başkan ve üyele- ri ile öbür seçim kurullan başkanlannın yar- gı mensubu ve verilen kararlann yargı karar- lan benzeri olmalannın, böyle bir adlanduma- ya neden olabildiği düşünülebilir. Ancak YSK, anayasamızın belirttiği yüksek mahkemeler arasında sayılmamıştır. Geleüm iptal edilen Si- irt seçimlerine: Iptalinin doğru ya da yanlış olup olmadığı tartışmasına girecek değiüz. Ancak yasanın ön- gördüğüne göre, seçimin iptal karan ile bir- likte ilan edilip, ilandan sonraki altmışıncı ilk pazar günü yapılması yasal zorunluluktur. Ay- nca bu bir araseçim olmayıp yine YSK'nin ken- di karan gereği seçimin yenilenmesidir. Bu- nun da anlamı, seçimin ilk yapıldığı günkü ko- şullarda hiçbir değişiklik yapılamadan o gün- kü koşullarda yenilenmesidir. Durum böyle olunca YSK görevlilerinin ikide bir yeni İca- rarlarla kamuoyu önüne çılap söylemlerde bu- lunmalan Cumhuriyet Başsavcısı'nın görevi gereği yaptıgı işlemler karşısında tavır alma- lan, sanki bir kişinin ya da bir olayın sözcü- lüğünü yapar gibi söylemlerde bulunmalan yadırganmaktadır. Aynı zamanda yansız olma- sı gerekli bir organın inandıncılığını da büyük ölçüde aşmdırmaktadır. Bütün bu olumsuz görünrüler önlenmediği sürece, kamuoyunda yüksek siyaset kurulu yakışhrmalannın önüne geçileceği kuşkuludur. PENCERE Zavallı AvrupaL Zavallı Avrupa!.. Şak diye ikiye bölündü.. Savaş yandaşlan.. Savaş karşıtlan.. Peki, Çek Devlet Başkanı ürüü şair ve yazarVac- lav Havel hangi yanda?.. Havel de Irak'a karşı Amerika'yı destekleyen sö- züm ona Batılı savaşçılann yanında!.. Zavallı Havel!.. Sabah gazetesi Vaclav Havel'in yazılanndan ib- ret verici birkaç tümceyi sayfalanna aktarmış... Diyor ki şairimiz: "- Siz tüm aydınlar!.. Soylular ve efendileri.. Bol botnutukatarsına, ama tehlikeye düşmezsiniz, do- kunulmazlığınız vardırsizin!.. Bu arada sıradan in- san, basit adam, Tann'nın günü bok temlzlemek için kıçını yırtar; onu dinleyen kim?.. Bütün dün- ya ûstûne pisler, iter, kakar..." Böyledirbu işler. Tabanı yank şarvan düşük Müslüman Iraklının üs- tüne bütün dünya pisler, ama, siz tüm aydınlar, soy- lular, efendiler, bol bol nutuk atarsınız, zavallıyı din- lemezsiniz!.. Vaclav Havel gibilerin şairiiği ya daya- zarlığı da uygarAvrupa'ya özgüdür; biz bunlann çe- şitli türlerini Türkiye'nin ölüm kalım savaşında çok gördük; hepsi Ingiliz'in ve Yunan'ın yanında yer al- mışlardı; bugün de degişmiş değiller... • Politikayı dört kol iskambil oynar gibi sarakaya alırsanız, altta kalanın canı çıksın numarası tüm dünyada bugün de herzamankinden daha geçer- lidir... 'Avrupa Biriiği' denen uygarlar kulübünün için- de nelerdönüyor?.. Almanya, Ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana eko- nomidedevleşiyor... Ama askeriyede mafiş.. Cermen şimdi AB kapsamında düş görüyor, Fransa'yı yedeğine çekecek, federal Avrupa dev- letinin patronu olacâk, Avrupa'nın ordusu da ku- ruldu mu, en güçlü askeri elbette Alman olacak... Ve dünyada çapının gücüne göre etkin rol oyna- yabilecek... Ya Türkiye?.. Hele AB kendine gelsin, Anadolu'nun yeri de bu kapsamda düşünülür. Avrupa bir yana, Batı'da ABD büyük güç.. Bush bir taşla kaç kuş vuruyor?.. Hem Türkiye'yi atlama taşı gibi kullanmak isti- yor, hem Avrupa'da Alman-Fransız ikilisine karşı mu- halefeti patlatıyor, hem Irak'ın canınaokumaya ha- ztrlanıyor. • Ingiltere, Itatya, Ispanya, Polonya, Danimarka, Por- tekiz, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti elbiriiğiyle açıklıyoriar: - Savaşı destekliyoruz!.. Zavallı Avrupa!.. Avrupalı sekizler açıklamada başka ne diyorlar: "- Bugün Atlantik ötesi bağ, herzamankinden çok fazla özgühüğümüzün güvencesi haline gel- miştir." Sonuç?.. özgüriüğünün güvencesini Atlantik ötesinde gö- ren bir Avrupa mı?.. Zavallı Avrupa 1 .. • Dünyayı salt Avrupa gibi görüp düşünen 'gerici Batıcılık' bir hayli yaygın... Ama emperyalist Amerika'yı "özgühüğünün gü- vencesi" sayan Avrupacılığa ne denir?.. Zavallı Avrupa!.. -Ko» IRAK KRIZ SAU TÜRKİYE'NİN KARARI Türkiye savaşın neresinde, nasıl yer alacak? PERSEIIâE HAREKATIN SEYRİ Irak nasıl ve nereden vurulacak? 4 kritik soru 4 özel yayınI SAVAŞIN FATURASI Türkiye'nin ekonomik zararını kim, nasıl karşılayacak? YENİ DÜNYA ABD nasıl bir dünya düzeni kurmak istiyor? Politikacılar-gazeteciler-bilim adamları tartışıyor. Izleyiciler soruları ve yorumlarıyla katılıyor Salı-Çarşamba- Perçembe-Cuma 4 GÜN 20:30 Oğuz Haksever-lşın Eliçin ile CANLI NBC www.ntvmsnbc.com \NTV Radvo /aynı an İSTANBUL 102 8 ANKARA 104 7 İZMİR 95 7 TURK HAVA KURUMU KURBANLARINIZ, TÜRK HAVA KURUMU GÛVENCESİNDE, DİNİ VECİBELERE UYGUN VE NOTER HUZURUNPA VEKALETEN KESİLSİN, ETLERİ YOKSULLARA, AFETZEDELERE, ÖKSÜZ YETİM VE KİMSESİZ ÇOCUKLARA GİTSİN... KURBAN BEDELİNİN YATIRILABİLECEĞİ BANKALAR BANKAADI HESAP NUMARASI AKBANK ANKAfiA ŞB7ANKARA 111 ALTERNATİF BANK ANKARA ŞB./ANKARA - 246359 DIŞBANK K1Z11AY Ş8./ANKARA 304431 HSBCBANKA.Ş. BALGAT ŞS7ANKARA „ 842-1004021-293 GARANTİ BANKASI ULUS ŞB./ANKARA 6222222 T.VAKIFLAR BANKASI ANKARA ŞByANKARA „_ 00158000024630823 T.C.7JRAAr8ANKAS( HEYKEL ŞB/ANKARA „ 1035333 T. HALK BANKASI POSTA CADDtSİ ŞB./ANKARA .„„ 19695 PAMUKBANK ÇANKAYA ŞByANKARA . _„„ 13218003 YAPIKREOİ BANKASI KAVAKUDERE ŞB7ANKARA _ _ „ 1016732-0 KOÇBANK ANKARA ŞB./ANKARA _.... 10031308 FİNANSBANK SİTELER ŞByANKARA __ 19-10621 OYAKBANK MİTHATPAŞA ŞBVANKARA 259-C-7771777-MT-3 T.İŞ BANKASI BALGAT ŞByANKARA - ~ 166000 DENİ2BANKYILDIZ ŞByANKARA - - 2110-606660-351 www.thk.org.tr adresimizden KREDİ KARTIYLADA kurban bedelini yatırabilirisiniz. BİR KURBANLIK BEDELİ: (ALINMASI, TAŞINMASI VE KESİLMESİ DAHİL) 175.000.000.-TL'DİR • GEREKLİ HAZIRLIKLARIN YAPILABİLMESİ İÇİN KURBAN BEDELİNİN EN GEÇ 07 ŞUBAT 2003 CUMA GÜNÜ BANKAYA YATIRILMASI GEREKMEKTEDİR. • KURBANIN KESİLDİĞİNİN BİLDİRİLEBİLMESİ İÇİN ADLARINA KURBAN KESİLECEK KİŞİLER BANKA DEKONTLARINA AD, SOYAD, ADRES VE TELEFON NUMARALARINI MUTLAKA YAZDIRMALIDIR. AYRICA BİR DEFA DA ELLE YAZILARAK FAKSU VEYA POSTAYLA GÖNDERİLMELİDİR. SÖZ KONUSU BİLGİLER AŞAĞIDAKİ TELEFON NUMARALARINA DA YAZDIRILABİLİR. ADRES : TÜRK HAVA KURUMU GENEL BAŞKANLIĞI ATATÜRK BULVARI NO:33 06100 Opera-ANKARA TELEFON : 0.312.310 48 40 / 269 - 202 - 267 - 218 - 231 FAX : 0.312.310 0 4 1 3 - 3 0 9 44 73 ELEKTRONİK POSTA : [email protected] [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle