02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA JV LJ J.J J. LJ M\ kulturıg cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAYAKEV Oyuncaktan bilime M ehmet Güleryüz'ün "SakıpSabancı'nın Çocukluğu'1 adh tablosunda ünlü işa- damını bır oyuncak ile oynarken görürüz. Küçük Sakıp'ın sol elin- de tuttuğu ve sahip olmaktan duy- duğu mutluluğun ressam tarafın- dan yüzüne ustaca yansıtıldığı oyuncağı bir uçaktır. Oyuncağı olmayar\araç yok ne- redeyse ama bu durum, tüm oyun- caklann şiirimizde kendine yer bulacağı anlamına gelmez. Oyun- cak uçak yalnızca Ercüment Uçan'daçıkarkarşımıza. Dizele- ri okumadan "Neden Ercüment Uçan" sorusuna biryanıt verme- miz gerekir. Ercüment Uçan'nın çocukluğu "belki babamdır" di- ye duyduğu her uçak sesine el sal- layarak geçer. Şairin babası Rah- mi Bey, ülkemizin ilk pilotlann- dandır. Yeniyeni görün beni Alışılmışlığı yok kulaktarımm Bu sağduyutnun cömertliği Oyuncak uçaklar uçuruyorum gökyüzünde Her aracın önce kendi üretilmiş, sonra oyuncağı yapılmıştır. Örne- ğin, trenden önce oyuncak tren yoktu ya da otomobil ortaya çık- madan önce oyuncağı çocuklann elinde görülmemiştir. Ama, uçak konusunda durum kanşıktır bi- raz! Uçan oyuncak "Penaud" adh bir Fransızın yaptığı ve kauçuğun hüneriyle uçan he- likopter benzeri bir ovuncak, 187O'li yıl- larda, rüyala- nnı süslerrüm çocuklann. geçiyor ıçimden çakırkeyif bir esintiyle denizin balkonunda kuşlara uyutnlu ömrü kısa kâğıt uçak kağıt olsam katlansam sanaVViIbur ve Or- ville adh iki kar- deşe de babaları "Yarasa" denilen bu oyuncaktan bir tane satuı alır. Uçan oyuncak, iki karde- şin düşlerinde öylesine yer eder ki, yıllar sonra, 17 Aralık 1903 'te yine aynı oyuncakla oynarken gö- rürüz onlan. Yalnız bedenleri de- ğil. oyuncaklan da büyümüş ve gehşmiştir, akıp giden zaman içinde. Önce hanglsl? Wright kardeşler o gün, "Fly- er" adını verdikîeri, 12 beygirgü- cünde bir motorla hareket eden ilk uçağı, yerden iki metre yükseklik- te, 40 metre uzağa uçurmayı başa- nrlar. Insanhk tarihinin motorlu ilk uçuşu 12 saniyede gerçekleşir. Bu bilgilerin ışığı altında, şu sorunun yanıtını bulmak kolay olmasa ge- rek; uçağın önce kendi, sonra oyuncağı mı, yoksa önce oyunca- ğı sonra kendi mi yapıldı diyece- ğiz? Gemi gibi uçağın da oyuncağı yapılır kâğıttan. Yeter ki, kâğıdın nasıl katlanacağı bilinsin. Şiirleri yaşamı biraz daha katlanabilir kı- lan Salih Mercanoğlu'nun yaptı- ğı bir kâğıt uçak, Antalya rüzgâny- la konuyor masama. Mercanoğlu'nun şiiri "Origa- mi" adını taşıyor. Japonca olan bu sözcükte "ori" katlama. "gami" ise kâğıt anlamına gelmektedir. Bu sanatın özelliği, kâğıdı yırtmadan ve yapıştırmadan şekiller ortaya çıkarmaktır. Kâğıttan oyuncak ya- pımmın tarihi de, kâğıdın tarihiy- le başlar. Leonardo da Vinci'nin, uçuş konusundaki çahşmalannda kâğıt modeller yaptığı bilinir. Ne var ki, kâğıt uçak konusunda akıl- lara gelen ilk insan ünlü ressam değıl, Richard KUne'dır. 1965 yılında Kline, çahştığı rek- lam şirketinde yeni bir kampanya için düşünürken kâğıttan bir uçak yapar ve odayı paylaştığı arkada- şına doğru fırlatır. Kâğıt uçak havada kısa bir süre süzülür ve yere çakıhr. Arkadaşı, kendisinin daha iyisini yapacağını söyleyerek başlar kâğıdı katlama- ya... Öyle de olur!.. Klein, altta kalmamak için da- ha da özenir uçak yapımına... Evet, başarmıştır!.. Onun attığı uçak ar- kadaşınınkinden daha iyi bir uçuş yapmıştır... O da ne?.. Kendine doğru bir uçak gelmektedir, hem de bir ku- ğu gibi süzülerek!.. Odanın içi be- yaz kâğıtlardan yapılma uçaklarla dolar kısa sürede. Kim mi kaza- nır? Bu sorunun yanıtını vereme- yiz. Çünkü, Kline ve arkadaşı uçuş tekniklerini öylesine geliştirirler ki, yanşmak için daha uzun mesa- fe taşıyan koridora çıkarlar! Kline'nin imzasını başanlı bir reklam kampanyasınm altında gö- remeyiz ama, 1972'de alınan bir kanat patentinde, kâğıt uçak sev- dahsının adını okuruz: "Kline- Fogleman"... Her şey, kâğıttan bir uçak yap- makla başlar ve Kline, pilot arka- daşı Floyd Fogleman ile birlikte geliştirdikleri kanat projesiyle adı- nı havacılık tarihine yazdırmayı başanr. Kâflıt uçak ve çocuk Bürolarda yaşanılan kâğıt uçak yanşmalan, uluslararası arenaya taşmır 1966 yılında... 12 Aralık 1966 tarihli The New York Times gazetesinin 37. sayfasında, bilim dergisi Scientific American'ın kâ- ğıt uçak yanşması düzenlediğinin ilanı yayımlanır. Ne gariptir ki hemen arka say- fada, Ameri- ka'nın en bü- yük uçak şir- ketlerinden biri olan Lockheed'in, ses hızını aşan bir uçağın üzerinde ça- lışmalar yapıldığmı içeren ilanı yer alır. Kâğıt uçak. oyundan bili- me doğru fırlatılan bir oyun- caktır. Uçak yaparken bir kâğıdın katlanması gibi bilgilerini, deneyimlerini katlayabilen, onu insan eme- ğiyle bütünleştirip üretime dönüş- türebilen toplumlar uçarlar, özgür olurlar. Türk Hava Kurumu'nun model uçağını elleriyle yapıp gökyüzün- de süzülüşünü "Ben yaptım" mutluluğuyla izleyen bir çocuk- luk yaşadım. "Gökçen" yazılıydı, çıtalann konduğu uzun karton kutununu üstünde. "Çekirge" vardı bir de... Sonra, Yarasa, Bülbül. Tarla Ku- şu, Baykuş, Ata, Sülün... Server Ziya Gürevin'in şu dizeleriyle, çocuklannıza Türk Hava Kuru- mu'nun model uçaklarından al- maya davet ediyorum sizleri: Bir oyuncak.. Sorun fakat değerini yapanlara, Göniillerde yeri vardır modellerin jetler kadar Yann o da yükselecek havaları yara yara, Gökyüzünde kaçışacak dört tarafa iri kuşlar. Günümüzde, nice yaşıtı- nın özenen bakışlan altın- da. uzaktan kumandalı "it- hal" uçaklar uçuruyor ki- mi çocuklar... Kâğıttan uçak yapmayı bil- meyen elleriyle! Önemli not: Çocuğunuza yaptığı kâğıt uçağı kalabahk kir yerde fır- latmamasını ve sivri olan burun kısmını kütleştirmesini söy- lemeyi unutmayın! 9. Uluslararası Asya Filmleri Festivali'nde Tayfun Pirselioğlu'nun çalışması da yanşacak 'Hiçbiryerde' VesouVdeAltın Sildo ya aday DEFNE GÜRSOY PARİS - Fransa'nın Franche-Comte bölgesinde Jura dağlan eşiğinde bulu- nan Vesoul (Vözul) kentinde 4-11 Şu- bat 2003 tarihleri arasında 9. Uluslara- rası Asya Filmleri Festivali düzenleni- yor. Festivalde 2000 yılında Yümaz Ars- lan'ın "Yara" filmi "Jüri Ödülû" olan Altın Sildo'yu (Uzakdoğu'da kullanılan üç tekerlekli bisiklet) almıştı. Festival programı bu yıl altı bölüme aynlmış: Asya Sinemalanndan Çağdaş Yüz- ler, Ânakonu (Tematik): Başkaldın ve Devrimier, Chen Kaige'ye Saygı, Hint Sinemasına Bakış. Genç Izleyi- ci ve Video-Belgeseller. Renkll bir program Festivalin yanşmah bölümünü oluş- turan "Asya Sinemasmdan Çağdaş Yûzler"de dokuz fılm yanşıyor: Ağlayan Kadın - Liu Bingjian (Çin Halk Cumhuriyeti), Annemin Ülkesin- den Şarkılar - Bahman Ghobadi (İran), Kaii Tannçasının Hizmetçisi - Adoor Gopalakrish- nan (Hindistan), Tek Kanatla Uçmak - Asoka Handagama (Sn Lanka), Bir Hak için Yüz S- es - B. Lenine (Hindistan), Hiçbiryerde - Tay- fun Pirselimoğlu, Altın Sülün - Marat Sarulu (Kırgızistan), Guzel Çiçek - Nabin Subba (Ne- pal) ve Ateşböceğı Rüyası - John YVilliams (Ja- ponya adına). Yanşma dışı gösterimler: Sisler Içindeki Köy - Im Kwon-taek (G. Kore), Aynadaki KadınJar - Yoshida Kiju (Japonya), Bu Benim Ay'ım - Asoka Handagama (Sri Lanka), Goyav Mevsi- mi - Dang Nhat Minh (Vietnam), Utena, Ergen- lik Kıyamen - Knihiko fkuhara (Çizgi film - Japonya) ve Metropolis - Rintaro (Çizgi film - Japonya). Başkanlığını bu yıl Kırgız yönetmen Aktan Abdulkalikov'un (Arim Kubat) üstlendiği fes- tivalin uluslararası seçici kurulunun diğer üye- ^ ransa'nın Franche- Comte bölgesinde Jura dağlan eşiğinde bulunan Vesoul kentinde 4-11 Şubat 2003 tarihleri arasında düzenlenecek festivalin yanşmah bölümünü oluşturan 'Asya Sinemasmdan Çağdaş Yüzler'de dokuz film yanşıyor. 2000 yılmda Yılmaz Arslan 'Yara' adlı filmiyle festivalde 'Jüri Ödülü'nü kazanmıştı. leri, Radio France Internationale Yabancı Ya- yınlar Koordinatörü ve gazetemiz Paris muha- biri Uğur Hüküm, Vietnamlı oyuncu Tran Nu Yoen Khoe ve Hintli edebiyat profesörü Ra- jesh Sharma . Chen Kalge'ln 4 fllml gösterllecek "Başkaldırı ve Devrimler" bölümünde Çin Halk Cumhuriyeti, G. Kore, Hindistan, Hong Kong, Özbekistan, Moğolistan, Ja- ponya ve tsrail'den filmler gösterile- cek. Türk izleyicilerin "Elveda Cari- yem" adlı filmiyle yakından tanıdı- ğı ünlü Çinli yönetmen Chen Ka- ige'nin dört filmi "Ustalara Saygı" bölümünde yer alıyor. Festivalde aynca iki ödül daha ve- rilecek: Video Belgesel dalında Genç Jüri Ödülü ve ilk kez bu yıl verilecek olan NETPAC (Asya sinemasının ta- nıtımı için kurulmuş bir ağ) Ödülü. Fransız Kültür ve Iletişim Bakanı Jean-Jacques Aillagon. festival bro- şüründe yer alan açış yazısında Ve- soul'deki bu girişimin "kültürel çok- sesliliğin gelişmesinde oynadığı önemli role'Meğinerek, destekledi- ğini belirtiyor. Türkiye'nin doğusunda küçük bir kentte "eski tstanbullu" bir eğitim- ci kan-kocanın kendi çabalanyla, a- ma devlet ve yerel yönetim desteğiy- le "Güney Amerika Sineması Şen- liği" düzenlediğini düşleyin; Kültür Bakanımızın broşüre başyazı yazıp, elindeki maddi imkânlardan aktardığını. holding sahip- lerimizin sponsorlukta yanştıklannı, bölgede- ki okul yöneticilerinin desteğiyle ilk ve ortaöğ- retim öğrencilerinin severek izlediği, halkın "Çarkıfelek" programı yerine her gece salonu tıklım tıklım doldurup, belki dünya atlasında yerini zor bulacaklan ülkelerin kültürlerini yan- sıtan filmleri izlemeyi yeğleyeceklerini düşü- nün. Belki bir gün... FilmorKadın Filmleri Festivali kapsamında dünya kadınlannınyaşadıJdarı sorunlan ele alanfilmlersunulacak Sinemaya hanım elideğerse PdJİ Fonteyn & Fronk Eskenozi presen* FILMING DESIRE\ JOURNEY THROUGH VVOMEN S C;NEWA FILMER LE DESIRMA DES FEMMES Kültür Servisi - Filmor Kadın Film- leri Festivali (Kadınlar Film Yapıyor) bugün başlıyor. 9 Şubat'a kadar devam edecek olan fes- tivalin amacı, kadınlann sinemaya kaölı- mını, bu alandaki üretünlerini destekle- mek, kadınlann sinema ürünlerini izleyi- ci ile buluşturmak ve dünyanın çeşitli ül- kelerinden kadınlan yaşadıklan aynmcı- lık, şiddet, sorunlar, başanlan ve tüm ya- şam deneyünleriyle kadınlan görünür kıl- mak. Fransız Kültür Merkezi ve Bilgi Üniver- sitesi'nde ücretsiz olarak izlenebilecek olan film gösterimleri 'Kadınlann Belle- ği', 'Kadınlar ve Ekonomik Gelişme - Kendine Ait Bir Cüzdan', 'Gender (Toplumsal Cinsiyet)' ve 'Kadınlann Si- neması' başlıklan altında dört kategoride gerçekleşecek. 'Kadınlann Belleği' bölümünde, Nu ShurKadmiann Gizli Dili', 'Kayıp Portre', 'Senyorita Estraviada, Kayıp Genç Kadın', 'Jane: Bir Kürtaj Servi- si', 'Bir Öfke Yeri', 'Adım Adım Femi- nist Hareket 1941-1977' adlı filmler gös- terilecek. Dünyadan kadın portreleri 'Kadınlar ve Ekonomik Gelişme - Kendine Ait Bir Cüzdan' başlığı altında 'Hint Yapımı' ve Joanne Burke'un 'Ye- ni Yönelimler' adlı filmleri izlenebilir. 'Gender (Toplumsal Cinsiyet) katego- risinde 'Kaçış', 'Saklı Yüzİer', 'Bizim Gibi Kızlar', Ruhlan Çağırmak', 'Dire- nişteki Kızkardeşler', 'Evim, Hapisha- nem\ 'Doğum Kontrol Hapı' filmleri gösterilecek. 'Kadınlann Sineması' baş- lığı altında 'Kahvaltı İçin Kurşunlar', 'Marta Colburn Toplu Gösterimi','Tut- kuyu Filme Almak', 'Maya Deren', • • • Sfenksin Gizemi', 'Laneılenmiş', 'Ya- sak Meyve', 'Suyun Mükemmel Hafı- zası', '2-3 Şey Ama Hiçbir Şey Kesin DeğiT, 'Ateşiini Yakan Kibrit' filmleri izlenebilir. Festival boyunca, Fransız Kül- tür Merkezi'nde söyleşiler de düzenlene- cek. Yannl6.30'da 'Kadınlann Sinema- ya Katıhmı'. 4 Şubat'ta 16.30'da'5'te 5 Afganistan Belgeseli'nin Gösterimi ve Söyleşi', 5 Şubat'ta 16.30'da Kadınlann Sinema Pratiği', 6 Şubat'ta 16.30'da 'Si- nemada Kadınlann Temsili; Feminist Eleştiri', 7 Şubat'ta 16.30'da 'Ötekinin Sesi Belgeseli'nin Gösterimi ve Söyleşi', 8 Şubat'ta 16.30'da 'Kadınlar Sinemayı Tartışıyor', 9 Şubat'ta 16.30'da 'Kadın- lar Sinemayı Tartışıyor', 20.00de '30. Yıldönfimfi Etkinliği (Kadınlara Mah- sus Seans)' konulu söyleşiler izlenebilir. (Fransız Kültür Merkezi: 0 212 334 87 40/Bilgi Üniversitesi: 0 212 293 5010) ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Melih Birsel... Bir İnsan... Onu hiç tanımayanlara onu anlatmaya çalışmak zor hem de çok zor... Ama onu tanımış, onunla bir kez olsun konuşmuş, bir konferansını dinlemiş, bir dersine girmiş, bir yazısını okumuş, üretimine ta- nık olmuş ya da düzenlediği etkinliklere katılmış her insanın ondan etkilendiğine, ondan mutlak bir izler taşıdığına dair kuşkum yok. Melih Birsel, mimardı. Gerek Türkiye'de gerek Türkiye dışında imzasını attığı yapılar, evrensel çağdaş değerleri yücelten eserlerdi. Mimarlık sa- natının özgün ve kıvanç verici örnekleriydi. Onun mimarlığını dile getiren yazıları, "Vap/"dergisinin şubat sayısında bulacaksınız, ben şunu söyle- mekle yetineceğim: Mimarlık mesleğinin tüm sa- natları kapsadığını, yaşamla en iç içe alan oldu- ğurtu ve hem bireyin hem toplumun mutluluğuna hizmet etmesi gerektiğini ben ondan öğrendim. Melih Birsel, toplumun sorunlannı kendine dert edinen, çarpıklıklara isyan eden, tepkisini her fır- satta dile getiren. bilinçli ve sorumlu bir vatandaş- tı. Hem bu ülkenin vatandaşı hem de tüm birikim- leriyle dünya vatandaşıydı... Melih Birsel, tepkisini, öfkesini dile getiımekle yetinmeyip düşünen, sorunlara çözüm arayan, çö- züm üreten bir aydındı. Bizde aydınlann yakınma- lanna, şikâyetlerine ve tepki göstermelerine hep tanık oluruz. Ama o, daha da ileri giderdi: Kurdu- ğu gruplarla, oluşturduğu genç ekiplerle bu çö- zümleri yaşama geçirmeye çalışır ve geçirirdi. Far- kında mısınız, şu minicik özette bile, sözcükleri na- sıl da özenle seçip, duygulanmdan arındırmaya çalışıyorum. Ama artık söylemem gerek: Melih Birsel, am- camdı. Dünyadan çok erken aynlan babamın kü- çük kardeşi... Ona çoook, çok yıllar önce söyle- miştim: "Amcam olmasaydın, yine de ne yapar edersenibulur, arkadaşın olurdum" demiştim. İn- sanın akrabalarını seçme şansı yok ama arkadaş- lannı var... Belki de bugün bu yazıyı bunun için ya- zabiliyorum ya da yazmaya çalışıyorum. Birbirimi- zi seçmiş olduğumuz için... Varto depreminden sonra Varto'daydı. Marmara depreminden sonra kaybettiğimiz 25-30 bin candan sorumlu olarak ancak bir kişinin tutuklanmasına isyan ediyor, oluşturduğu belgelerle, raporlarla hükümeti yay- lım ateşine tutuyordu... Imar aflartna karşı çıkarken "Cumhuriyet miyiz, aşiretmi, kararverelim..." diye haykınyordu... Ona göreimaraflan, imarterörününnedeniydi... Mimar Sinan Üniversitesi çatısı altından, kendi kurduğu Istanbul Variığı'nı Koruma Grubu'yla çalışmalan- nı sürdürürken hangi sivil toplum kuruluşuna na- sıl katkıda bulunabilirim diye didiniyordu... "Baş- ka işin mi yok diyenlere", "benim asıl işim bu "di- ye yanıt verirdi. İçinde yaşadığı kenrten, ülkeden, dünyadan kendini sorumlu tutardı. Hiç unutmam, 70'inde ilk kez sırf görmek için New York a gidip birkaç gün kaldığında, Istanbul için yararlanabilecek dev bir sergiyle geri dön- müştü. Yıllardır seyirci kaldığımız Istanbul'a göç olayını, "ulusal felaket" olarak değil, "ulusalveri" olarak değerlendirmenin kazançlannı ortaya ko- yabilecek öneriler sergilemişti. "Çevre Kültürü" terimini herkesten önce o kullandı. Eğitim eşitliği- ni, özgür bireyleryetiştirmeyi savundu. Kalkınma- nın önkoşulu yaratıcı gençler yetiştirmekti. Böyle binlerce örnek verebilirim, ama şunu söy- lemem yeterli: Olaylan birbiriyle ilişkilendirir, her olayın gerisindeki neden sonuç ilişkisini ortaya çı- karırdı... Bunların sürekliliğe inanırdı. Belki de bu nedenle hep genç kaldı. Bu neden- le hep üretti. Bu nedenle son güne dek hep çalış- tı. Son iki tasansını gerçekleştiremeden aramız- dan aynldı. Biri Mimar Sinan Enstitüsü kurmak; öteki bu millete yakışır çağdaş ve evrensel nite- likli bir Atatürk filmi gerçekleştirmek. Hayır, kendi çekmeyecekti. Koşullannı var et- mek, ön hazırlıklannı yapmak ve sonra gümüş tep- si içinde bunu birilerine sunmak... Kendine bu gö- revi biçmişti. Canım Amcam, konuştuğun her insanı bir bi- çimde değiştirdiğini bilir miydin? Eskisinden fark- lı olurduk. Daha enerjik, daha üretken, daha akıl- lı, mizahta ve eleştiride daha keskin, sevgide ve öfkede daha bilenmiş... Biliyorum bu yazı sana la- yık olmadı. Hem içimin acısından hem de heye- candan. Bencilce bir acı, seni çok özleyeceğim... Heyecanlıyım: Birkaç gün önce dördüncü toru- num dünyaya geldi... Işte böyle, gidenlerte gelen- ler arasında yaşam sürüyor... e-posta: zeynep </ zeyneporal.com Faks: 0(212) 257 16 50 Necatigil ödülleri • Kültür Ser\isi - 1979 yılında yitirdiğimiz şair Behçet Necatigil'in anısına ailesi tarafından düzenlenen Necatigil Şiir Ödülü ,bu yıl şairin doğum günü olan 16 Nisan'da verilecek. Ödüle, Mart 2002 ile Şubat 2003 tarihleri arasında yayımlanan şiir kitaplan aday olabilecek. Yanşmanın seçici kurulu Adalet Ağaoğlu, Füsun Akatlı, Prof. Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz ve Prof. Tahsin Yücel'den oluşuyor. Katılmak isteyen adaylann 15 Mart'a kadar, kitaplanndan sekiz adet, kısa özgeçmişleri, telefon numaralan ve adresleriyle birlikte 'Necatigil Şiir Ödülü Seçiciler Kurulu Sekreterliğı, P.K. 109 Beşiktaş 80690 Istanbul' adresine yoilamalan gerekiyor. (0 212 287 21 36) BUGUN • CEMAL REŞİT REY'de IH. Uluslararası Barok Günleri' kapsamında 19.30'da 'tstanbul Oda Orkestrası1 konseri. (0 212 232 98 30) • YAPIKREDİ KÜLTÜR SANAT MERKEZİ SERMET ÇİFTER SALONU'nda 16.30'da 'A\ın Kitabı' kapsamında Cem Mumcu ve Erdoğan Özmen'ın 'Freud, Görüntünün Ortasındaki Karanlık' kitabı üzerine söyleşi. (0 212 252 47 00) M PROFİLO KÜLTÜR MERKEZt nde 15.00'de ve 18.30'da 'Yalandan Kim Ölmüş!' adh oyun. (0 212 216 93 14)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle