02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAY^A CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Rusya Federasyonu BüyükelçisiAleksandr Aleksandroviç Lebedevyapılmasıplanlanan operasyonu değerlendirdi: S Ö Y L E S İ : LEYLA TAVŞANOĞLU lejla.tavsanoglu@ cumhuriyetcom.tr Ankara da karlı bir giin. Rusya Federasyonu Büyükeîçiliği 'nin önündeyim. Bahçeden doğru tercüman Alekgeliyor. Büyükelçinin konutuna doğru yürümeye başlıyoruz. Rusya'nın dört buçuk yıldır Ankara Büyükeîçiliği 'ni yapan Aleksandr Aleksandroviç Lebedev 'le randevum var. Konutun kapısı açılıyor. Karşımda koca kafalı Rottweiler cinsi bir kö'pek duruyor. Arkasında da tasmasından tutan büyükelçinin yardımcısı Rüstem. "Korkmayın, bu îam bir bebektir " diyor. Gerçekten de öyle. Kendini sevdirip gidiyor. Içeri giriyorum. Biraz sonra Büyükelçi Lebedev salona giriyor. Salon da ne salon, ama... Rus işi inanılmaz antikalarla dolu. Çaylar geliyor. Lebedev 'le konuşmaya başlıyoruz. Cümle aralarında espriler yapıyor; gülüyor. Dünyayı şakaya alan bir hali var. Telaffuz ettiği sözler, değindiği konular çok ilginç. Sizin de bu söyleşiyi ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Irakbölünebilir- Irak 'ta beklenen askeri müdahale konusun- da ne düşünüyorsunuz? LEBEDEY - Irak'a bır askeri müdahalenin ber- taraf edilmesi için her türiü çaba harcanmalıdır. Ko- nu asken bıçrmde çözülmeye çalışılmamalıdır. Bu arada Irak"ta çalışmalaryapan BM' nin sılah denet- çılenne de çalışmalannda daha fazla zaman tanın- maJıdır Genel izlenim, ABD Yönetımı'nin içınde bazı kişilerin bu askeri operasyona karşı çıktıklandır. ABD Yönetiıni 'nde de Irak'a askeri müdahale için fuarbırliği yoktur. AmaSaddam Hüseyin'ın Irak'ta- ki kötülüklenn başı olduğunda hepsı aynı görüşte. - İyi de bir kötüyii bertarafederek oradaki bü- tün kötülüklenn yok edilebileceğini düşünüyor musunuz? LEBEDEV-Hayır, boyle bır şeyın olabıleceğı- ni hiç sanrruyorum. Üstelik de önümüzde daha ön- ceden bir örnek var. O da Usame Bin Ladin. O. baş kötü, en büyük kötü olarak görülüyordu. Ama Bin Ladin bugün hâlâ elıni kolunu salla- yarak özgürce dolaşıyor. - Peki, sizce ABD Bin Ladin "m nerede oldu- ğunu biliyor mu? LEBEDEV -Tabiı kı biliyor. Aldığımız bılgile- re göre Taleban da yenıden toparlamyor. Hıç kuş- kusuz büyük kayıplara uğradılar. Ama Afganıstan, Pakistan ve dünyanın başka bölgelennde yenıden toparlanıp başlarmı kaldırmaya başladılar. Bm Ladin"ın El Kaıde içindekı ajanlan şu anda bütün dünyada cınt atıyorlar. Aslında BM denet- çileri Irak'ta topyekûn katliam ıçın hıçbır sılah bu- lamadılar. Öte yandan Londra'da kımyasal silah- larbulundu. Arandığında bunlardan dünyanm baş- ka köşelerinde de bulunabılecektir. Bu sılahlann ille de o bölgede bulunmalan gerekmiyor. Bu arada şubat ayı sonuna doğru Irak"a askeri operasyonun başlatılacağı duyumlannı alıyoruz. Açıkça söylemem gerekirse de ben bu olasılığı hiç göz ardı etmıyomm. Ama korkanm Irak'a bir as- keri operasyon istenilen ve beklenen sonuçlan ver- meyecektir. Bölgede bır kaosa yol açabilir. Uma- lım Irak'ın parçalanmasına, bölünmesıne neden olmaz. Bu noktada Türkiye'yle yüzde yüz aynı fi- kırdeyiz. 'Kürt devleti istemlyoruz - Yani Rusya Kuzey Irak 'ta bir Kürt devleti ku- rulmasmdan yana değil mi? LEBEDEV - KesinJikle Kuzey Irak'ta bır Kürt devleti kurulmasından yana değıl. Iran'ın bölgede bu tür oluşumlara karşı son derece ısteksız ve tem- kinli yaklaşması da benı çok memnun ediyor. Böl- gede bir asken operasyon hepımize ne kazandınr? Üstelik her zaman, şu ya da bu ülkenin başına yeni bır alçak çöreklenebılir. Ama her ülkeye sal- dırıp oralara istediğiniz rejimlen yerleştıremezsi- niz. Her şey mümkün, dıye düşünebılirsıniz. ABD çok zengin, çok güçlü bır ülke. Yine de ABD'nin bugün bütün dünyayı kaba kuvvet kullanarak tek başma yönetebileceğıni düşünmüyorum. - Rusya 'nın da bir üyesi olduğu Şanghay Gru- bu 'nun geleceğini nasıl görüyorsunuz? LEBEDEV- Bız, Şanghay Grubu olarak ne blo- kuz. ne paktız; sadece bır grubuz. Aynca da yeni üye ya da ortak olmak isteyeceklere de çok açığız. Belki de şımdilik grubun terörle mücadele etkin- liklenne önceük ve ağırlık verdiğini söylemem ge- rekir. Grup terorizmin köklerinin nasıl yok edile- bileceğinin yollanm araştınyor. Bu da bölgede ya- şayan ulusların, ınsanlann ekonomık ve sosyal ko- şullannın iyileştirilmesi, düzeltilmesi anlamına ge- liyor. Aynca terörle mücadelede alınacak belli önlem- ler ve izlenecek yollar da belirlenmıştır. Ben Av- rasya ka\Tamına inamyorum. Ama hiç kimse Av- rasya'nm sınırlannm nerelen olduğunu tam olarak bilmıyor. Bu sınırlar gerçekte net olarak belirlen- memış. A\Tasya aslında insanlarm kafasında bu- lunan bir kavram. Belka sadece Türkiye ve Rusya dünyada tarihsel ve cografı olarak Avrasyalı diye nitelenebilecek yegâne ıki ülkedır. - Psikolojik anlayış açısından da öyle değil mi? LEBEDEV - Tabii öyle. Hem sonra buradaki Fransız meslektaşıma, "KendiniziAvrasyahhisse- diyor musunuz?" diye sorsanız korkanm "Evet" dıyemeyecektir. Çürıkü Avrasyalılığın ne olduğu- nu bılemez. Ya da bir Almanı alın. O da bunu ne- redenbilsin ki? Ama biıTürk ve bir Rus bunu çok ıyi anlayacaktır. Dolayısıyla Türtaye'nın Şanghay Grubu'na bır ılgi duyması beni şaşırtmaz. Üyelik derruyorum. Ama ışbirliği yapabilecek kadar ilgı duyabılır. İnşallah Türkıye yalcn bir gelecekte AB'ye üye olur. Ama sıyaset bilimcüerin çok vektörlü diye ad- landırdıklan çok boyutlu çok taraflı dış siyaset, Tür- kiye gibijeopolitik özelıkleri olan ülkeler içm her zaman yararlıdır. - Sizce grubun geleceği ne kadarparlak ve ba- şanlı olabUir? LEBEDEV-Bunu şimdiden kestirmek zor. Ama bunım iyı çalışmasını sağlamak için ciddi çabalar var. Grubun gelişmesi ve büyümesi de başka ülke- lenn ona ılgi duyması ~\e "Bu örgüt ekonomik ve sosyal işbirtiği yohıyla ek istikrar ve güvenKk sağl>- yor" ınancının yerleşmesıyle mümkün olabilecek- tir. Işte, o zaman öbür ülkeler için çekici hale ge- lebilecektır. Ben grubun önemini büyütmeye ça- lışmıyorum. Ama o bölgede doğru zamanda orta- ya çıktığını söylüyorum. Zaten orada NATO'nun etkınlıkleri ya hiç yok ya da çok sırurlı. - Her halükârda Rusya NATO'nun bir üyesi olma yolunda değil mi? LEBEDEV -Burada ne söylemek istediğimı an- latmaya çalışacağım. NATO'nun 20 üye formatı- nı bilıyorsunuz. Eskiden olduğu gibi 19 artı bir de- ğil arhk. Bu da Rusya'run NATO'nun birtakım et- kinlilderine fülen katıldığı anlamına gehyor ki NA- TO-Rusya ilişkilerinde çok önemlı yol katedildi- ğmi göstenyor. Açık söylemek gerekirse bu çok ye- ni bır gelışme. - SoğukSavaş sırasmdaki iki kutupluluktan son- ra bu size garip gelmiyor mu? LEBEDEV - Birisi bana 10 yıl önce böyle bır şe- yın olacağını söyleseydi "Adam aklını aynatrmş" dıye düşünürdüm. Bazen aklımızın. hafsalamızm alamayacağı olaylar da oluyor. Yakın bir geçmişe kadar Rusya, NATO'da Briik- sel'deki büyükelçimızle temsil edilirdi. Ama çok yakın bir gelecekte Rusya, NATO'nun Brüksel ya- kınlanndaki Mons'ta bulunan karargâhında gerek siyasi, gerekse de askeri açıdan tam olarak temsil edilecek gibi görünüyor. Kıbrıs diyaloğu - Bu, ilişkilerin çok yeni bir nitelik kazandığı- nın kanıtı değil mi? LEBEDEV - Evet, tamamıyla öyle. Biliyorum, siz NATO'nun genişlemesıne duyduğumuz ilgi ve bununla ilgıli yaklaşunımızla yalondan ılgilısiniz. Moskova'da insanlar, arhk düşman, hasmı, hat- ta rakip bıle ohnadığımıza göre Rusya'run NA- TO'nun bazı harekâtlanna neden katılmadığını kendi kendilerine soruyorlar. Ama NATO bundan uzak duruyor. ABD şimdi NATO üyelerine Irak'a askeri ope- rasyonu desteklemeleri çağnsı yapıyor. Ama NA- TO üyelerinin bu çağnya yaklaşımlan çok farklı oluyor. Belki NATO üyeleri Rusya'mn bünyeye girmesme de farklı yaklaşıyorlardır. Olabilir. "Ne- den yeni üye ahyoruz" diye sorguluyor olabılirler. Bunu bıre bir de yaşadun. Ankara'ya gelmeden ön- ce Zagreb'deki BM ofisinde görevliydim. Orada pek çok üst rütbeli NATO subayıyla tanıştım ve gör- düm ki bazılan hâlâ Rusya'dan nefret ediyor. Bun- lar hâlâ Rusya'yı kötülüklerin anası, düşman ola- rak görüyorlar - Ama bu yeni bir duygu değil, değil mi? LEBEDEV-Değil. îkinci Dünya Savaşı sırasın- da ve sonunda General Eisenhotver ya da Mareşal Montgomery gibi Amerikan askerlen vardı. Rus- larla işbirliği yapmışlardı. Ama o dönemde Rus- lardan nefret eden General Patton gibi Amerikan subaylan da vardı. Patton savaşın sonuna kadar, "O sersem, doğulu. aptaL habis Ruslar" gibi kelime- ler kullanırdı. Pek çok ünlü generalimizle el sıkış- mayı bile reddetmişti. Buna patoloji, huy, ne der- seniz deyın. Ama ıki tarafta da bu özellik var. -Ya Kıbrıs? LEBEDEV - O konuda yeni bu- durum oluştu. Kıbns sorununda artıkbirdıyalog varve biz de Rus- ya olarak bu dıyaloğun bir parçasıyız. Kıbns sorunuyla ılgilı olarak şimdilerde geçmi- şe kıyasla daha aktıf bu- polıtıka izlıyoruz. Ustelık Türkiye'ye ya da Yunanistan'a karşı hıçbir önyar- gımız da yok. Her ıki tarafın ısteklerine yaklaşı- mımızda gayet dengeli bır tutum izlıyoruz. Hatta sıze şunu da söyleyebilınm. Türkiye ya da Yunanistan'daki hükümetlere rağmen ortam ve ik- lım bir uzlaşma bulunmasma çok uygundur. Dık- katmızi çekmek istediğım bir nokta daha var. Tür- kiye-Rusya tarihınde Yunanistan ve Kıbns bağ- lantılı farklı savfalar vardır. ALEKSANDR ALEKSANDROVİÇ LEBEDEV Yükseköğrenimini Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü 'nde yapth Tarih doktorası aldu İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Çek dillerini biliyor. 1990'da Çekoslovakya, bunun ardından Çek ve Slovak Cumhuriyeüeri ayrıhnca Çek Cumhuriyeti'nde Rusya Büyükelçisi oidıı. 1996-97 arası Hırvatistan 'ın başkenti Zagreb 'de BM İrtibat Misyonu Başkanlığı yaptu 1998 Ağustos 'unda Rusya Federasyonu Büyükelçisi olarak Ankara 'ya atandu Birkaç yıl önce eski dışişleri bakanlannızdan ve aynı zamanda eski Moskova büyükelçilerinizden Dter Türkmen'le ilgmç bir konuşmam olmuştu. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit Şayın Türk- men'i Moskova'ya, Dışişlen Bakam Andrey Gro- miko'ya durumu izah etmesi için göndemuştı. Bel- ki hatırlarsınız, Gromıko'nun >r üzü son derece ıfa- desizdi. Ne düşündüğü yüzünden hıç belli ohnaz- dı. Dengeli politika Türkmen, bana o görüşmemizde, Gromiko'ya du- rumu izah ederken misyonunun tamarruyla başa- nsızhğa uğradığrnı sandığını ve çaresızlığe kapıl- dığını anlattı. Ama tam aksi olmuş ve görüşmenın sonunda Gromıko, Kıbns çıkannasmı belli ölçü- ler içinde anla>ışla karşıladığını söylemiş. O sıra- da Yunamstan'da askeri cunta iktidardaydı. Biliyor- sunuz, daha sonra cunta hemen devrildı. Anlaşı- lan Gromiko o konuda olanlara karşı Rusya'nın den- geli brr politika izlemesıni yeğlemış. Bütün bu ya- şananlardan sonra artık Kıbns'ta bir sonuca doğ- ru gittığimızı düşünüyorum. Tabu ki bu sonuç ve çözüm her ıki tarafı da tatmin edıci olacaktır. Bel- ki fazlasıyla iyimser konuşuyorum, ama bu benım hissiyatım. - Rusya Türkiye 'ylegelecekteki ilişkilerini na- sıl görüyor ve bu ilişkilerden beklentileri nedir? LEBEDEV-Yıne burada kişısel görüşümü söy- lüyorum. Bunu söylerken de resmi formülasyon- lan kullanmadığımı anlatmak ıstiyorum. Söyleye- ceklerim tamamıyla insani bir yaklaşım ve benim kestırebileceğimız gelecek için vizyonum. Ama bu demek değıl ki Moskova'da birileri bu görüşlerimi paylaşmıyor. Ha>ır. Ama gerek Rus- ya'da, gerekse de burada birileri benim iyimser yaklaşımımı paylaşmayabihr. Demin de söyledi- ğım gibi dört buçuk yıldır Ankara'dayım. Yaşadı- ğımız dınamikler inanılmaz. Başlangıçta "reka- betten işbirfiğine'' sloganıyla yola çıktık. Sonra da bu "çok boyuthı ortakhk"a dönüştü. Ondan önce ıse bu slogan Soğuk Savaş dönemınde sadece "re- kabet", ya da "hasunhk", ya da hatta "çaüşma"ydı. Kasım 2001'de iki ülke dışişleri bakanlan bir anlaşma metni imzaladılar. Bu metnin adı şöyley- di: "Avrasya'da tşbbüği Konusundaki Eytem Plam." Plan ekonomik, enerjı, terörle mücadele alanla- nnda eşit işbirliğini öngörüyor. Askeri işbirliğl - Bir de askeri işbirliği anlaşması imzalandı, değil mi? LEBEDEV-Evet. Çeşıtlı alanlarda askeri işbir- liği. Biz Türkiye'ye sadece bır şeyler satmak iste- miyoruz. Aynı zamanda paylaşmak istiyonız. Ama- cımız ortak askeri sanayilerkurmak; Türkiye'ye yük- sek teknoloji sağlamak. Bilıyorsunuz, Rusya aske- ri alanda çok yüksek teknolojiye sahiptir. Burada tabii ki amacım ABD'yle rekabet değil. Ama zaten ABD kendi yüksek teknolojisini baş- kalanyla paylaşmakta hep isteksiz davranmıştır. Hatta, kendilerine en yakın müttefıkleri olan Isra- il'le bile bunu paylaşmak istemezler. Ama bız ken- di yüksek teknolojimizi NATO ülkeleriyle paylaş- maya hazınz. Şimdi gelelim Avrasya'da işbirliği ko- nusuna. Burada "işbbüğinden çok boyuthı ortak- ^a" sloganını kullandık. Bana göre Türkiye ve Rus- ya bağlamında bu slogan, ömeğin "stratejikortak- hk" deyimmden çok daha anlamlı. Bizım o kadar çok ülkeyle stratejık ortaklığırmz var ki... Zaman zaman bunun stratejik olup olmadığmı bıle kendi kendinize sorarsınız. Bir de şimdi artık ortak pro- jeleri hayata geçırmeye başlıyoruz. Ortak projeler - Nedir bunlar? LEBEDEV - Örneğın Türkiye \e Rusya'nın üçüncü ülkelerde ortak projeler yapmalan... Bun- lar Balkanlar'da, Orta As> r a'da, gelecekte Irak'ta ola- bilir. tşte bu, ilişkilerin niteliğindeki temelsel de- ğişikliktir. Ben bu eğilim ve bu dinamiklenn geli- şeceğine ınanıyorum. Önemlı işbirliği alanlanmız tunzm, mşaat sektörleri. - Türk müteahhitlerinin Rusya 'yla yaptıklan işlerdebazıgüçlükleriolduğunu biUyoruz. Bu güç- lükler aşılabiliyor mu? LEBEDEV-Türk Müteahhitler Birliği olarak bir süre önce beni zıyaret ettiler. Örneğin bır sorunla- n, vizelerin daha çabuk verilmemesiydi. Rusya'da- ki 1996 knzinden sonra bazı Türk fîrmalan Rus- ya'daki işlerinı devam ettirip ettırmeme konusun- da tereddüde düştüler. Ama sonunda çoğu devam karanaldı. - Siyasi alandaki ikili işbirliğininasılgörüyor- sunuz? LEBEDEV-Çok iyi görüyorum. Pek çok konu- da pozisyonlanmız birbinne çok yakın. Bazı ko- nularda da a>Tiı pozısyon içinde ohryoruz. Burada her şe>in yüzde yüz iyi olduğunu söyle- yip gül pembe bır resün çizmek istemiyorum. Za- ten hayatta böyle bir şey olmaz. - Bir de Mavi Akım meselesi var... LEBEDEV-Evet. Daha birkaç yıl önce sadece Amerikalılar değıl, ülkenızde bazı kişiler de Ma- vi Akım için, "Mavi Hayal" dıyorlardı. Ama bu- nun hayal değıl, çok gerçek olduğu görüldü. Türkmen gazı Rus gazından pahalı' - Evet de sizin gazut ffyatuum çok yüksek oUmğuıukuı şikiyet ediliyor... LEBEDEV-öyle söyrûyoriar. Ama Gazp- rom'un bir yeücilısi, sizin Encrji Bakanı'na Tüıkiye'yc vcrilen gazın fiyatının Avrupa'ya verilen gazdan daha yüksek olmadığıru ispat et- ti. Türkiye degazpıyasasuun libcrallcşîirilece- ğı haberlen var. Eğerbu gerçeklcşirsebızim gaz nakliye şırketı Turusgaz Türkiye'deki tüketici- ye, daha doğrusu BOTAŞ'm dağıum ağuıa doğ- rudan ulaşabilecek. Bu da fiyatlann düşmesi- nı sağlayabtlir. Bu arada Turusgaz Türkiye piyasasmda ça- lışmaya başlayabilirse fıyatlar da düşebilir. Za- ten iki ülke Enerji Bakanlıklan arasında ya- bndayeni müzakereleryapümasuu bekliyoruz. Burada bir yaklaşım yanlışı var. O da Rus- ya'nın Bat ya da Orta Avrupa'ya gazı daha ucu- za saüyorgibi gösterilmesi. Bu kesinlikle doğ- ru değıl. - Türkmen gaztmn Rus gazından çok da- ha ucuz olduğu söytenmisti... LEBEDEV - Evet, üç yıl önce doksan dolar gibi bir rakam telaffuz edilmisti. Ama bakın. Bu söylenen gazın kaynağuıdaİci fıyatnr. Nak- liye başladı mı fıyat artar. Ne yazık ki işin ger- çeği bu. Türkmen gazı Rusya'ya geldiğinde bile çok dahapahalılanıyor. Biz de onlardan gaz alıyoruz, çünkü. Bence bu işin propaganda amaçlı olarak değil, tarafsız bir gözle uzman- lar tarafindan incelenmesi lazım. Tabii gaz aldığı kaynaklan çeşitlendırmek Türkiye'ye ait bir karardır ve gayet de mantık- hdır. Ama tabii tamamıyla ticari ve ekonomik kaygüarla bu iş yapıldığı zaman... Siyasileşti mi işin rengi de değışır; olumsuza döner. Ba- kın, Ban Avrupa'da yüzde 30-40 Rus gazmaba- ğımlı olan ülkeler var. Çek Cumhuriyeti, Slo- vakya, Polonya gibi ülkeler en az yüzde 90 ba- ğımh. Ama bu durum onlannNATO'ya ginne-- lerini engellemiyor. Küktendlncl akımlar ^ — - — — ^ ^ — . - • a - Bir de size Türkiye ve Yunanistan arasın- da olan, ama Rusya 'yıyaJandan Ugilendiren birmeseleyisormakisayorum. Yunanistanyd- lardır karasulannı 12 mile çıkarmak ister, ama Türkiye buna karşı çıkarak, öyle birdu- rumu savaşnedenifcasus beiiî) sayacağuusöy- ler. Diyelim ki Yunanistan karasulannı 12 mile çıkardk O durumda Rusya 'nın Akdeniz'e tek kapısı olan Ege 'de uluslararası sular he- men hemen ortadan kalkacağı için Mosko- va 'nın tavn ne olur? LEBEDEV-MontröAntlaşmasfnagöreku- rulmuş olan ve uluslararası deniz trafiğini dü- zenleyen IMO (Uluslararası Derüzcilik Orgü- tü) var. Türkiye ve Yunanistan kendi aralann- da buna çözüm bulamazlarsa bunun çözümü- nün uluslararası olduğundan hiç kuşkurn yok. Herhalde Uluslararası Adalet Divanı gibi uluslararası bir tahkım kurumu bulunur. Biz Rusya olarak, konu şımdiye kadar iki ülke ara- sında olduğu için hiç araya girmedik. Ama uluslararası boyut kazanırsa eminim uluslara- rası bir çözüme kavuşturulur. Hiç kuşkusuz bir çatışma her halükârda bertaraf edılmelidir. - Son bir soru. Siz bugün dünyada şeriat- çı tehdit olduğunu düşünüyor musunuz? LEBEDEV - Evet. Bu Rusya'da da var. Ben her türlü köktendinci akımlara karşıyım zaten. Bunun hoşgörüsüzlüğünü reddediyorurrL Rusya'nın belli bölgelerinde, hatta Mosko- va'da eğitim sistemi nedeniyle Vahabı kökten- dinciliği tehükesi var. Vahabiler Çeçenler'i Da- ğıstan'ın bir bölümünü işgale ikna ettiler. Böy- lece Hazar'dan Karadeniz'e kadar uzanacak Vahabi HalıfeligTnı kurmayı amaçhyorlardı. Böylece hem Kafkasya'daki bazı ülkeleri ele ge- çirecekler, aynı zamanda da bolgenin uyuştu- rucu ve silah trafiğini denetleyeceklerdi. Ger- çek bir suç devleti, serseri devlet olacaktı. Kor- kanm bu tehdit Türkiye'de de dünyanın başka ülkelerinde de var. Bugün îran'da baskısı aza- hyor gibi görünüyor. Ama hâlâ rejim Müslüman köktendinciliği- ni esas alıyor. Suudi Arabistan'da var, ama ben hükumeti suçlamıyorum. Orada inanıhnaz de- recede zengin vakıflar v^r. Bunlar Çeçen ayn- hkçüara akıl ahnaz paralar akıtıyoriar. Türki- ye'deki PKK olayı da bir başka. Yeniden saldı- nlara geçtiklerini duyuyoruz. Terorizm, hangi biçimde, ne adına olursa olsun kesinlikle ka- bul edilemez. Köktendincilik Müslümanlığın tekelinde değil. Köktendincüiğin hertürtusü red- dedilmeli ve buna karşı gerekli önlemler ahn- malıdn-. BirzamanlarSovyetler Birliği komünist kök- tenciliği yaratmışh. Böylece dünyada Sovyet et- kisini genişletmeye çalışmıştı. Buna karşılık ABD de El Kaide türü oluşumlar yaratarak kendi Frankenstein'ının robotunu ortaya çıkar- dı. Şimdi kendi yarattığınızı nasıl kontrol altı- na alabileceksiniz? Epeyce uzun zaman ala- cak, eminim. Saddam da hâlâ çözümün anah- tan olmaktan uzak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle