24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 2003 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADABUGÜN ALİ StRMEN Erbakan Havlu Attı Erdoğan'a Yolu Açö Bir zamanlar kimileri, Abdullah Öca- lan'dan birChe Guevara çıkarmaya çalış- mışlardı. Amma da ham hayale dalmışlardı. Son günlerde kimileri Necmettin Erba- kan'ın kapısını aşındırmaya başladılar. Kendisine "Aman git Hoca yat" diye yal- vardılar. Yatsaymış, çünkü, Mandela olacakmış. Hoca sahtecilikten 28 aya mahkûm ol- muştu, bunun infazı da topu topu on aydı. Türkiye'de siyasete, yazıya soyunmuş in- san için on ayın lafı mı olur?.. Sağına dön beş ay, soluna dön beş ay, on- dan sonra kodese "by -by". Gel gelelim, hocanın yüreği yetmedi, o ra- por alarak cezasını bir yıl erteletmeyi yeğ- ledi. Kim bilir belki bir yıla kadar sahtecilik su- çu da ortadan kalkardı ya da yargıya güven- meyenler, sahtecilere af çıkarırlardı. Erbakan, kendisiyle aynı suça ortak oldu- ğu iddia edilenlerin siyasi dokunulmazlık zırhı altına sığınarak iktidarda otururlarken hapse girseydi, Erdoğan çok güç durum- da kalacaktı. Ama Erbakan havlu attı, Erdoğan'ın yerel seçimler yolunda önünü açtı. ••• Yanlış anlaşılmasın! Türkiye'de aklı başın- da hiç kimse takfyyeci Erdoğan'ın önünü, şe- riatçının ve de takıyyecinin hası ve bir za- manlarki çömezinin ustası Necmettin Er- bakan'ın kesmesinin hesabı içinde değildi. Böyle bir hesap, kimi oyunlarının önünü kesmez, olsa olsa sahnelenmesini erteler- di. Erbakan'dan Cumhuriyeti ve rejimi kurtar- masını beklemek, onda bir Mandela görmek kadar yanlış bir hesaptı. Üstelik göz ardı edilmemesi gereken bir nokta vardı, iktidar koltuğuna kimin otura- cağının dışında, söz konusu iki kişi arasın- da ideolojik bir çelişki yoktu, maksat aslın- da birdi de tutulacak yol ayrıydı. Sonradan çıkan boynuz kulağı geçmiş, öğrenci hocasından öğrendiği antisemitist edebiyatı, lafta da kalsa emperyalizm kar- şıtlığını bırakmış, kendi çıkarlarını keferele- rin siyasi emelleriyle tevhit ederek, önemli dış destek sağlamıştı. Hoca Efendi'nin hesap edemediği buydu. Türkiye'de laik sistemle dış destek olmak- sızın savaşmanın mümkünü yoktu. ••• Kimseyi hapisyatmadığı, davası için mih- netleri göze almadığı için suçlamak doğru değil. 77 yaşında bir ben-i âdemi, "Neden ha- pis yatmadın" diye taan eylemek olmaz. Hele hele, doktor raporunda da belirtildi- ği üzere, bilmem kaç türlü hastalığı varsa... Bizde de nedendir bilinmez, siyasi suçlar- da pek dikkate alınmayan hastalıklar, sah- tecilikte, hortumculukta, dızdızcılıkta birden önem kazanıverir. Raporlardaki hastalıkların ne cLrecede ciddi ve geçerli olduğu da ayrı bir tartışma konusudur ya! Bir zamanlar gözlerini yitirme tehlikesi için- de olan bir mahkûm, affedildikten sonra ge- çen otuz yıl içinde maşallah turp gibi... Evet, Necmettin Erbakan'ı, davası uğru- na mihneti göze alamadığı için kınamıyoruz. Oiayın üzerinde durmamızın nedeni, birza- manlann kâzib siyasi fatihlerinin gerçekte na- sıl kişiler olduğunun ortaya çıkmasıdır. Onlarda Mandela arayanlara ise yalnızca gülmek gerekir. Zaten sahtecilikten girip de Mandela ola- rak çıkmak da mümkün değildir ya! Hoca iyi etti de rapor aldı, bizim de boşu boşuna, "Yahu fikirleri ve suç ortakları ikti- dardayken, adamın kendisi neden içerde?" diye boşu boşuna hayıflanmamıza gerek kalmadı. CHP îstanbul İl Örgütü dokunulmazlıklann kaldınlmasına direnen AKP'ye karşı kampanya başlatü 6 Yaıgıdan kaçanlar' afişte• CHP îstanbul II Örgütü, dokunulmazlıldann kaldınlmasıyla ilgili olarak kafnpanya başlattı. îl Başkanı Şinasi Öktem, yerel seçimlere hazırlandıklan bu süreçte yurttaşlara AKP'nin gerçek yüzünü her fırsatta göstereceklerini söyledi. OKTAYAPAYDIN Cumhuriyet Halk Partisı (CHP), AKP tarafindan sürekli olarak çeşit- li gerekçeler öne sürülerek ertelenen "dokunulmazhklann kaldınlması" konusunu kampanyaya dönüştürdü. CHP Istanbul 11 Başkanı Şinasi Ök- tem, Îstanbul genelinde, yargılanma- lan için haklannda fezleke düzenle- nen birkısım AKP'li milletvekilinin fotoğraflannın ve dava konusu suç- lamalann yer aldığı, çeşitli ebatlarda- ki 2 milyon afişin yurttaşlara da da- ğıtılacağı açıklandı. Kampanya ile il- gili gazetemize değerlendirme yapan CHP'nin hazuiadığı afişlere yurttaşlar büyük ilgi gösterdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) tl Başkanı Şinasi Öktem, "İstanbıd- lulara, AKP'nin gerçek yüzünü gös- tereceğiz. Temiz siyaset için CHP her platformda sesini bundan sonra da- hagürçıkartacakür. Yargıdan kaçan- lan, halka şikâyet edeceğiz" dedi. Şinasi Öktem, bu kampanyanın dokunulmazlıklarla ilgili ilk etkınlik- leri olduğunu anımsatarak şöyle de- vam etti: "tstanbul'un dört bir yanı- nı dokunulmazlık zırhına sığınanla- nn gerçekyüzlerini deşifre ederekpar- timizin görüşierini yurttaşlara anla- tacağzz. Kampanyamız kapsanıında her gün bir ilçede seçim otobüsleri- mizle meydan meydan kapı kapı do- laşarak AKP'Klerin gerçek yüzleri- ni yurttaşlara göstereceğiz." Soysal'dan Dinçer'e tepki 'Cumhuriyet karşıü görüşleri hâlâ geçerli' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Müsteşan ve "Kamu Yönetimi Temel Kanunu" tasansını hazırlayanlann başında gelen Ömer Dinçer'in geçen yıllarda yazdığı makaleler ve konferanslarda Cumhuriyet karşıtı ifadeler kullanmasına yönelik tepkiler büyüyor. Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Mümtaz Soysal, Ömer Dinçer'in konuşmasının her ne kadar 8 yıl önce yapılmış olsa da "bugünkü iktidara yön veren damşmanhkla kamıayıp Başbakanlık Müsteşan mevkiine gebniş Cumhuriyet karşıü bir insanın düşüncelerini yansıtöğını" ifade ederek şunlan söyledi: "Dinçer'in düşüncelerinin — ^ — ^ — ^ — — bugünlere ilişkin endişe verici yönü, bu kişinin şu anda gündemi işgal eden Kamu Yönetimi Reformu Tasansı'nın miman, daha doğrusu o konuda dıştan istenenlerin içteki işbirttkçisi oluşudur. Ömer Dinçer, kendi görüşleri iktidara gelse de şu andaki bürokratik mekanizmayı kullanmak zonında kalacağı, hatta o mekanizma içindeki memurian dindar insanlardan seçse de bunun bile yeterti olmayacağuu söylüyor. Bu çeşit sözterin açık anlamı da yine o konuşmadald kendi sözleriyle oelirienmiş ohıyor. Dinçer, Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin, laiktik, cumhuriy etçüik ve milliyetçiMk gibi bütün temel ilkelerin yerini daha çok kaülımcu daha yerinden yönetimci, daha Müslüman bir yaprya devretmesi zorunluluğunu savunuyor. Devletin iç ve dış potitikasını etkileyen bir kişinin bu düşünceleri taşımasından daha korkunç bir şey olabilir mi?" 'ümtazSoysal, devlet politikasını etkileyen bir kişinin bu düşünceleri taşımasından daha korkunç bir şey olabilir mi" diye sordu. Başbakan Erdoğan ve DışişJeri Bakanı Gül, 2004 yıta bütçe göriişmelerine katüdı. (Fotoğraf: A A) Erdoğan 'a gö're dokunulmazlığın konmmasını 'toplum' istiyor 'Siyasialan korunmalı'ANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan dokunulmazlığın kaldınl- masına ılişkm istemlerin "siyase- ti zayıflattığınT savunarak "siya- si alanın korunması için" bu zırh- ta ısrarlı olduklannı söyledi. 2004 mali yılı bütçe görüşme- lerinde TBMM Genel Kurulu'nda hükümet adına konuşan Er- doğan, dokunulmazlığın sı- nırlanmasıyla ilgili istemin halktan gelmedığini iddia etti. "Tophımuntakplerini siyasetin beiüieyici unsuru ^ ^ hâüne getirdık'' diyen Er- ™ l " doğan, dokunulmazlığın sınırlan- masını "siyasetin zayıflablması için kullanmakisteyenler olduğu- nu" savundu. Erdoğan, CHP'li- lerin "Söz vermiştnıw diye ses- lenmeleri üzerine şöyle konuştu: "Bu konunun siyasi alanın korun- masuıa bağh olarak ele ahnması gerekir. Kimse topluma rağmen yetkivi elinde bulunduramaz, kimse layüsel değildir. Topluma rağmen hiçbir karan hayata ge- çirmiy'onjz." Başbakan, CHP'li- lerin "Niye Arapça konuşuyor- sun,Türkçe konuş" diye itiraz et- meleri üzerine "Bflmeyenler biten- lerden öğrensin" karşılığını ver- • Dokunulmazlığın kaldınlmasına ilişkin istemlerin siyaseti zayıflattığmı ileri süren Erdoğan bu konuda halktan bir talep gelmediğini savundu. nemalarla ilgili ödeme planını açıklarken kendisine seslenen CHP Ankara milletvekili Bay- ram Meral'i azarladı. Meral'in itirazına Erdoğan, "Sayuı Meral, bu nemalar kesilirken sen de 50 yeri temsil ediyordun unutma. Se- nin neyi sa>iuıduğunu da iyi bi- Briz.Önun için bu konuda konuş- maya hiç hakkın yok n diye tepki gösterdi. AB'yeuyan di. 1 yıllık icraatla Türkiye'yi gir- daptan çıkardıklannı sa\unan Er- doğan, bütçe görüşmesinde eko- nomiye ilişkin iyimser değerlen- dirmesini "borçlanmapriminde- Id itibara" dayandınrken "Kam- çıyiğidin elinde ohırsaoborcun an- lainıvar" diye konuştu. Erdoğan, Erdoğan, AB'ye dö- nük uyanlarda da bulun- du. "Türkiye'yi içineal- makta tereddüt eden bir AB ken- di ükelerini inkâr etmiş olur" di- yen Erdoğan, "AB, siyasi ve stra- tejik bir misyona sahip ohnak is- tiyorsa Türkiye'den vazgeçmez, geçmemehdir. .Ama Arank 2004 dünyanın da sonu değildir" görü- şünü dile getirdi. Öktem. ikinci aşamada da doku- nulmazlık zırhına büriinen diğer mil- letvekillerinin gerçek yüzlerini hal- ka anlatacaklarını söyledi. Seyimlerin yaklaşmasıyla birlik- te jnuhalefetini arttıran CHP, AKP'nin yargıyı tıkayan milletvekil- lerini hedef aldı. Geçen günlerde CHP genel merkezi tarafindan gün- deme taşınan dokunulmazlıkJarla il- gili olarak hazırlanan broşürlerin da- ğıtımına önümüzdeki günlerde baş- lanacagı bildirildi. Aralannda eski başbakan, AKP Genel Başkanı ve Dı- şişleri Bakanı Abdullah Gül, Içişle- ri Bakanı Abdülkadir Aksu, TBMM'nin AKP'li Başkanvekili Nevzat Pakdil, AKP genel başkan yarduncılan Dengir Mir M. Firat, AkifGülle, AKP Genel Sekreteri İd- ris Naim Şahin'in de yer aldığı 17 milletvekilinin fotoğraflan ile hak- lannda açılan dava konulannın yer aldığı broşürde. "Dokunulmazfak- lar kakhnlsm" başlığı kullanıldı. Broşürün altuıda ise "Vedahasıvar'' deniierek "Temiz siyaset için CHP" sloganı kullanıldı. Cıda ürünleri satacak Erdoğan yenibir şirketkurdu A\K4RA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gıda pazarlaması alanında yoğunlaştığı ticaret sektöründe büyümesını sürdürüyor. Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan ve yakın komşulanyla gıda pazarlaması için Istanbul'da yeni bir şirket daha kurdu. Edinilen bilgiye göre, "Yenidoğan Gıda Pazarlama ve Ticaret AŞ" adı verilen şirketin sermayesi 100 milyar lira olarak belirlendi. Şirkette, Başbakan Erdoğan yüzde 12, kardeşi Mustafa Erdoğan yüzde 9 oranında pay aldı. Şirkete, yüzde 30 hisseyle Reşat Sözen, yuzde 25 hisseyle Atilla Özokur, yüzde 15 hisseyle Ergün Bodur v e yüzde 9 hisseyle de Zıya Ögen ortak oldu. Şirketin ilk yönetim kurulu Reşat Sözen, Atilla Özokur, Ziya Ilgen ve Ergün Bodur'dan oluştu. Başbakan Erdoğan ve kardeşi Mustafa Erdoğan yönetim kurulunda görev almadı. Şirketin ortak ve yöneticilerinden Ergün Bodur, Recep Tayyip Erdoğan'ın sahibi olduğu Ihsan Gıda'da da ortak olarak yer alıyordu. Recep Tayyip Erdoğan'ın da ortak olarak yer aldığı "Yenidoğan dda AŞ"nin gıda, temizlik ve ihtiyaç maddelerinin toptan ve perakende ticaretini yapmak için kurulduğu bildirildi. Şirket bu amaçla, yerli ve yabancı kuruluşlarla işbirliği yapacak. Şirket, satışlannda franchising yöntemini de kullanacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kardeşi ve komşulanyla birlikte gıda pazarlama şirketi kurdu. Ookunulmazlığım kalksın CHP'UHakh Ulkü TBMM'yebaşvurdu • Izmir Milletvekili Hakkı Ülkü, yaklaşan yerel seçimler öncesi hakkında olumsuz propagandalara izin vermek istemediğini söyleyerek "Aklanmak istiyorum" dedi. IZIVdR(Cumhuriyet lar yöneltildiğini belirt- Ege Bürosu) - CHP îz- mir Milletvekili Hakkı Ülkü, dokunulmazlığı- nın kaldırılması için TBMM Baş- kanlığı'na baş- vurdu. CHP'li Ülkü, baş\ f uru dilek- çesinde, millet- vekilliğine se- çilmeden önce Aliağa Beledi- ye Başkanı ol- duğunu anımsatarak bu süreçte görevi gereği yaptığı işlerle ilgili ken- disine haksız suçlama- ti. Ülkü, yaklaşan yerel seçimler öncesi olum- suz propagandalara izin vermek istemediğini vurguladığı di- lekçesinde, "Id- dialarbenive si- yasi düşüncemi incirmektedir. Bunedenleyar- gı önüne çıkıp hesap vermek, dolayısıyla ak- lanmak istiyo- rum. Bunun için de do- kunubnaznğmun kakb- nbnasuu istiyx>rum" gö- rüşüne yer verdi. AKP'nin kamu yönetimi reformunun baş mimarı, meıkeziyetçiliğe 'inançlan özgür yaşamak için' karşıymış Dinçer'in derdi İslami demokrasiIŞIKKANSU ANKARA - AKP hükümetince ha- zırlanan ve laik, demokratik Cumhu- riyefin temel ilkelerine aykınlıklar içerdiği gerekçesiyle eleştirilen ''Ka- mu Yönetimi Temel Kanunu" tasan- sının miman Başbakanlık Müsteşan Prof. Dr. ÖmerDinçer'in geçen yıllar- da "siyasal tslam" çizgisinde makale- ler yazdığı belirlendi. Dinçer, bir ma- kalesinde, "Isiam inananm ortaya koy- duğu hak ölçükrini yerine geü'rmede halkmiradesiniönpianaçıkaracak ye- ni bir demokrasi uyguiamasuıa ihti- yaç olduğunu" dile getirdi. Dinçer, CHP Grup*Başkanvekılı AH Topuz'un gündeme getirdiği ve "Cum- huriyet kavramının artık bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini" sa\ıınduğu "21. YüzyılaGirerken Dün- ya ve TürkiyıeGündcminde İslam" ad- lı sempozyumdakı konuşmasınuı dı- şında, Ensar Vakü başkanlığı da ya- pan AhmetŞişman'ın sahipliğini, An- kara sorumluluğunu da bugün Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan'ın danış- manı olan AKP milletvekili OmerÇe- Bk'in üstlendığı "BilgiwHflanet" der- gisüıde çok sayıda makale yazdı. Derginin "Yaz 1993" sayısındaki ya- zısında Dinçer. tarım toplumunun tek gerçeği olan tabiatın yerini günümüz toplumlannda bilgi xc teknolojiye bı- raktığını aktararak "Ancak bu gerçe- ğin bağu yaradcıdan kopuktur. Kendi varancısından bağını kopararak uzak- laşan insanuı şimdiük bu bagı kurma girişûninin ohnamasıendişe\ ericidir" dedi. Aynı derginin "Bahar 1994" sa- yısında yayımlanan "Demokrasi Ne- den îstenir?" adlı makalesinde Dinçer. "toplumun en üstve büyük birimlerin- den en alt ve küçük birimine kadar adem-imerkezi birşekikieörgütienme- si" gerektiğine değinerek "Böyiece, halkuıkendisiyleilgili kararlan kendi- sinin ve yerinde verebileceği bir yapn ya ulaşdmış olur. Merkezi birörgütJen- meyaptsmasahiptophımlar.sağhklı bir kaühnugerçekleştiremezkr" görüşie- rini savundu. Dinçer'in bu makalesin- BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARI DİNÇER'DEN YAZILI AÇIKLAMA Görüşlerinin doğruluğunu savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Müsteşan Prof. Dr. Omer Dinçer. "21. yüzyıla girerken dünya ve Türkiye gündeminde ısbm" konulu sempozyumundaki görüşlerine sahip çıktı. Dinçer, Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla bir açıklama yaptı. 19-21 Mayıs 1995'te Sıvas'ta düzenlenen sempozyumdaki görüşlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesini isteyen Dinçer, yaptığı çalışmanın "takıyye belgesi türünden yakışıksız ifadelerle bağlamından kopanldığmı" öne sürdü. O dönemdeki konuşmasında laıklik ıikesinin yerini "daha Müshunan bir yapıya devretmesi gerektiğini" savunan Ömer Dinçer, dün yaptığı yazılı açıklamada da yaklaşık 9 yıl önceki bu görüşlerinin Türkiye'deki gelişmelerle doğrulandığını, birçok bilim adamının da benzer sonuçlara ulaştığını öne sürdü. de yer alan kimi bölümler şöyle: •Devletin ideolojik birkarakteri,hal- kı sadece belirli sınırlar içinde söz sa- hibi kılmakta; çoğu kere din ve vicdan özgiirlüğü gibi en tabii insan haklany- la ilgili talepler dahi devletin katı ce- zalandırma gücü karşısında bastınl- maktadır. • Islam inancında halkın katılımcı yönetim yaklaşımını engelleyecek her- hangi bir hükmün bulunmadığı ve hat- ta Kuran-ı Kerim'in 'danışnuz' emri sebebiyle, insan fitratına daha uygun olduğu belirtilebilir. • Ülkemizde mevcut demokratik uygulamalann muhtevasına bakıldığı zaman, özürlü olduğu ve ınsanın bu ih- tiyacına yeteri kadar cevap veremedi- ği görülmektedir. Dolayısıyla, Islam inancının ortaya koyduğu hak ölçüle- rinı yerine getirmede halkın idaresini ön piana çıkaracak, aktif katılımı sağ- landjğı yeni bir demokrasi düşüncesine ve uygulamasına ihtiyaç olduğu söy- lenmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle