01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S EKİM 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZtK Nilüfer, yıldızların parlayıp söndüğü müzik dünyasında kendisini yeni şeyler üreterek ve çalışarak korumuş EskimekenbüyüktehlikeHATİCE TÜNCER Nilûfer, pop müzigin firtınalar estirmeyen, ama hep sevilen şarkıcısı oldu. îlk plağını çıkardı- ğı 1972 yılından bu yana çok satan şarkılar da söyledi. unutulup giden şarkılar da. Zaman zaman aşklan da konuşuldu, ama "olayla- nn kadnu" değildi. Sesi ve yorumuyla 30 yılhk mü- zik yaşamında pop müziğin en sevilen kadın şarkı- cılanndan bıri olarak tutunmayı bildi. Başannm ya- nında başansızlığı, iyi satışın yanında istediği raka- mı tutturamamayı dert etmeden kendi deyişiyle "ha- fif antikaiaşma" yoluna girdi. Nilüfer'le, Ayşe Nazh'sıyla tatil yaptığı sıra- da tanıştık. Temmuz ayında "Olur mu Olur mu?/Gözünaydın" albümünün piyasaya çık- masının ardından Rumeli Hisan'nda üç gün art arda "Yüdızb Geceler"de konser veren Nilüfer, Çeşme, Bodrum konserlerinden he- men sonra Azerbaycan'a gitti. Dönüşte Har- biye Açıkhava Tiyatrosu'nda soğuk havaya karşın üç saat sahnede kalan Nilüfer, Mer- sin'de de konser verdi. Hayatın hediyesî Tatilde Ayşe Nazh'yla denizde oynaşan, yemeğini yediren bir anneydi. Tatil sonra- sı evinde yaptığımız sohbette, söz yine ço- cuklar için düzenlenmiş bir etkinlikten dö- nen Ayşe Nazlı'ya geldi: "Hayatin en güzel hediyelerinden biri. Beş buçuk aylıkken geldi, şimdi 3 yaşını geçti. Bir saniye yerinde durnıuyor, beni peşinden koş- ruruyor. Kendim bu durunıa geldiğime inana- mıyorum. Eskiden annelerin çocuklann peşin- den nasıl koşturdukJanna şaşardım. Şimdi ben de 'bir lokma daha fazla yesin" diye Ayşe Nazh'nın pe- şinden koştum. Balacısı da olduğu için müzik çalış- malanmda bir aksama olmuyor. ışimi de yapıyorum, ona da zaman ayınyorum. V ıllar ildmize neler geti- recek bilmiyorum ama umanm Ayşe Nazü için de ha- yat güzel olur." 33 yıl önce bir yarışma Nilüfer, bu akşam 40. yilındaki Antalya Altın Por- takal Film Festivali'nin Ödül Töreni'nde sahne ala- cak. Nilüfer sahneye ılk adımını 33 yıl önce bir ya- nşma için atmıştı. Yanşmada birinci olduktan iki yıl sonra 1972'de bir yüzünde sözlerini Sezen Cumhur ÖnaJ'ın yazdığı "Kalbim Bir Pusula", diger yüzünde sözlerini Çiğdem Tahı'nun yazdığı "Ağhyorum Yine" şarkılan bulunan 45'lik plağı müzik yaşamında yükselişin başlangıcı oldu: "Sonra 'Dünya Dönüyor'... öyle gitti işte. Pop müzik alanı o dönem çok daha boştu. Yabancı sarkj- iara Türkçe sözler yazılan bir dönemdi Ünlü sanatçı- lar vardı ama yeni şarkKilann çıkması benden sonra başladL Yeliz, Yeşim gibi başka şarkıcı arkadaşlar gel- di. Bir dönüm noktası gibiydi." Irabesk dönemi Pop müziğin tırmanışta olduğu 70'lerin sonların- da arabesk müzik piyasalara hâkim olurken Nilüfer de bu akımdan uzak duramaz. Türk pop müziğinin dönüm noktalannı Nilüfer kendi geçmişiyle bütün- leştırerek anlattı: "80'lerde pop müzik sanatçılannın neredeyse hepsi Türk sanat müziği söyledi. Benim de öylebir dönemimvar. Nilüfer 79da 'Anm Balım Pe- teğim', 'Agora Meyhanesi' gibi Türk müziğinin tat- b şarküanm söyledim. 'Nilüfer 80' albümümde ara- besk ve poparabesk şarkılar vardı. O geçiş dönemini atlarmak için iyi yönttmdi. Dönem dönem koşuEara uymak gerekryor." Yemin Ettim ve Esmer Cünler... Nilüfer 1980'li yıllan Kayahan'm "Kar Taneleri" ve "GeceJer" şarkılanyla tamamlarken 9O'lı yıllara iyi bir giriş yaptı: "Tiirk pop müzik tarihine altın harf- lerle yazılacak "Esmer Günler", "Mor Menekşe", "Yemin Ettim", "Seni Seviyorum" şarkılan KayahanTa işbiıüğmin en güzel ürünleri oldu. 1992'de Onno Tunç 'la birükte yapüğımız 'Yine Ye- ni Yeniden' albümü de "Şov Yapma' şarkısryla müt- hiş bir çıkış yapü. En güzel albürnkrden biri, belki de en güzeüydi. 1997'deki Nilüfer'le' albümdeki Mavi- lün" dönemi var. Daha sonra 2001 'de Büyük Aşkım' çıkü. Bana göre güzeldi fakat müzik hayatımdaki en kötü tirajlardan birûıi alan albüm oldu. ( p^enaşk ^^şarkılan ^^rsöylemeyi seviyorum. Hayatta önemli şeyin de aşk olduğuna inanıyorum. Politikalar gelip geçiyor, aşk ve sevgi ise toplum için en değerli ve en gerekli olan şey. Şarkıları, inanarak, hissederek kendi hayatımdan bir şeyler bularak söylüyorum.' Ama olabitir, bu çok uzun yolculukta başansızhk- lar olabiür. Bir şarkıcının her albümü çok satacak, her konseri tıklını rıklım dolacak diye bir şey yok. Kimi aJbünıüm saOş patlaması yaptı, kimisi vasatrakamlar- da kaJdı. Bunlar son derece normal." "Büyük Aşkrnı"daki şarkılan biraz ağır bulan Ni- lüfer, yeni albüm için uzun süre çalışmış. Daha ener- jik, hareketli şarkı arayışlanna girmiş. Kayahan'ın vo- kal yaptığı "Olur mu Olur mu" şarkısıyla Aitan Çe- tin'in "Gözünaydm" şarkılannın adıru taşıyan albüm- de daha hareketli parçalara yönelen Nilüfer, Yddınnı Gürses'in "Bir Garip Yolcuyum" adlı eserini de yeni bir düzenleme ıle seslendirmiş: "Eskiden yapüğunız o 45'Kkler bize soluk aldınyor- muş, zaman kazandmyormuş. Eğer tutulan bir şarkry- sa gündemi uzun zaman tutabiliyorsun. O zaman plak çıkarabilen kaç kişiydi ki? Şimdi yeniden 4 şarkıbk nü- ni albümler yapıbyor. Eleştiriliyor ama 10-12 yeni şarkı hazuiamak ger- çekten ağır ve uzun zaman isteyen bir iş. Üstehk de insan bir an önce yeni bir şey ler yapmak istiyor. Yeni albüm için 2-3 yıl bekleyeceğime belki 6 ay sonra iki şarküık bir CD çıkartabitirim. 3-4 şarkıhk kasetin al- büm olarak sunulması yanhş ama dünyanın her ya- nında yapıbyor." k şarkıları UNÎCEF'in (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yar- dım Fonu) iyi niyet elçisi unvanuıı 1998'den bu yana taşıyan Nilüfer, ülke gündemini yakından izliyor ama bunu şarkılannda yansıtmıyor: "Ben aşk şarlolan söylemeyi seviyorum. Ha- yatta önemli şeyin de aşk olduğuna inanryo- .rum. Politikalar gelip geçiyor, aşk ve sevgi ise toplum için en değerli ve en gerekli olan şey. Şarkılan, inanarak, hissederek kendi haya- ümdan bir şeyler bularak söylüyorum. Müzik gerçekten insanlan büieştiren en önemli sanat dallanndan biri. Dünyanın bir ucunda yapüan bir nıüzigi, sözlerini anlamanuza gerek olmadan dinleye- biBvoruz," Azerbaycan etkisi Nilüfer, Azerbaycan'a konser için gittiğinde göz- lediği müzik kültüründen etkilenmiş. Müzik eği- timine verilen önem, kendisini çocukluk günleri- ne götürmüş: "Ailemin yerinde olsam yetenekti çocuğumu kon- servatuvara yollardım. Ben şimdi üç yaşındaki kızı- mı jimnasrik dersine götürüyorum. 20 senedir şan hocam var, sürekli çalışıyorum. Konservatuvara git- sem de çahşmak zorundaydım ama arülann üzeri- ne arti katardım. Benim çok iyi bir sesim vardı, de- ğerlendirdim. Ama bir de konservatuvar egra'mim olsaydı belki o zaman sahneye çıköğımda piyanonun başma oturup öyle şarkı söyleyecektim." CskJmemek... Müzik piyasasına sürekli yeni isimler çıkış yapıp kimi yıldızlaşıp kimisi kaybolup giderken Nilüfer bu hızlı değişim içerisinde kendisini çalışarak ve yenilik- leri araştırarak korumuş: "tşimi çok seviyorum, ve çok kafa yonıyorum. Be- nim işim şarkı söyiemek ve hayaomın bütününü kap- byor.Günlük yaşammun içinde bilesürekli düşünürüm. Eskimek bir pop sanatçısı için en büyük tehlike. Esld- memek için yeni projeler yapmak, yeni olaylan takip etmek gerekryor. Doğru insanlarla çahşıp doğru karar- lar ahnak önemlL İnsanuı özel hayaönda ya da işinde ahnan yanhş kararlar imajuıa zaman zaman zararlar verebiHyor. tnsan 30 yıl sonra bayağı sağlam bir yer edinmiş olu- yor. Artık hafıf antikalaşma yoluna girmiş oluyorsunuz. Şarkılanmla, görüntümle, şahne şovlanmla popüler çizginıi de>-amettirmeyiseviyorum.' Ben klasik bir şar- kıcıyım, sadece öyle şarblar söylemeliyim, böyle da\- ranmalıyım' diyedüşünnıüvorum. FizigimeKerdiğisü- rece mini eteğimi de gi>erim, dans şarkıları da soyJerim. Öteki türlü dav randığinızda eskimeye mahkûmsunuz." Olünceye kadar şarkı söyiemek.. Her yeni albümünün ardından yeni bir görünümle dinleyicisinin karşısına çıkmaya özen gösteren Nilü- fer, sesini ve yorumunu geliştirmek için çalışmayı hiç bırakmıyor: "Çabşmanın sonu yok. 80'h' yıllarda yapöğım al- bümleri dirdedigimde şimdiki sesimi daha parlak, da- ha başarüı buluyorum. Eskiden daha genizden gelen, daha göğüsten gelen bir sesle söylüyordum. Şimdi da- ha parlak bir sesim var. Bu tarz şarkılaria nereye ka- dargötürülebilir bilmiyorum, ama gidebildiği yereka- dar gider. Ondan sonra yeni bir dönüm noktası obna- sı lazun. Müzik çizginizL, görüntünüzü yeni baştan dü- zenlemekgerekn: İnsan sesini koruduktan sonra ölün- ceye kadar şarkı söyler." Kulu UiajıaJuaıı uuuu OJOII oıuuııı utuu. IUICI, ycııı aıuuuı ıyuı LULUII BUIC yaıışıııı^. L/aun cııcı- ıcıc luıuaı joııu yuynzı. Kemer artık konuklanna deniz, güneş ve kum yanında arkeoloji ve konser vaat ediyor Phaselis, Aspendos olma yolunda K emerliler, Aspendos'taki gelene- ği Phaselis Anrik Kenri 'nde de ge- liştirerek yöreye yeni bir kültür-sa- nat merkezi kazandırmak istiyor. Kemer'de 36 ayn turistik işletme ve ye- rel yönetimler tarafından kurulan Kemer Tanıtım Vakfı, konuklanna deniz-kum- güneş dışında bu yıl arkeolojik dalıştan konserlere kadar uzanan çeşitlilikte etİtin- likler sundu. Tatlı bir rekabet Alternatif turizmi geliştirmek amacıy- la başlattıklan "Kemer Sualtı Günle- ri"nin ikincisini mayıs ayında gerçek- leştiren KETAV, eylül ayının sonunda "Phaselis Sanat Etkinlikkri'" adı altında konserler düzenledi. KETAV Başkanı Ayduı Aytuğ, Ke- mer'de Antalya'nın batısının turistik ya- tak kapasitesi açısından doğusundan ge- ride kaldığına ve "tattbir rekabete" dik- kat çekerken Kemer'de sualtı sporlan, konser ve sergi gibi etkinlikleriyle fark- lı bir turizm anlayışı yaratmak istedikle- rini söyledi. Türkiye'ye yeniden gelen turist sayı- sı arttıkça seçenekleri çoğaltmak gerek- tiğini anlatan Aytuğ "Arbk sıkılmaya başlayacaklar. Alternatifler yararmamız gerekli" dedi. Bu yıl onuncusu yapılan Aspendos Opera ve Bale Festivali 'nin bir benzerini Kemer'deki Phaselis Antik Ti- yatrosu'nda kalıcı hale getirmek iste- diklenni ıfade eden Aytuğ "Phasefis,As- pendos'tan daha küçük ancakçamlann arasında bambaşka birhavası var.Arka- suıda bu yörenin en yüksek dağı Tahta- b Dağı yüksetiyor. 2000 yıl önceki insan- larla aynı manzarayi seyrederek müzik dinfiyorsunuz" diye konuştu. Sadece otel yetmiyor Kemer'e gelen Alman ve Rus turistle- rin günlük yaşamlannda konsere gitmek olduğunu anlatan Aytuğ şöyle devam et- ti: "Bizlerinsunabildiğianimasyonçeşit- lemeleri onlann külrür bilinciyie aynı avarda ounuvor. Turistier'oteller cennet gibi ama onun dışında yapabileceğimiz bir şey yok' diyorlar. Yemek ve dinlenme üzerinekurulutatil anlayışı \\ rupa'da 60- 70'lerde gelişti. Dönemin bilincine ve ih- tiyaçlanna uygundu. İnsanlar doymaya başladıktan sonra alternatifarıyor. Turist yahuzcafizikseldeğil entelektü- e! ve kültürel ihtiyaçlanru tatnıin edecek şeyler anyor. Bu nedenle kültürel etkin- lik gibi seçenekler sunmakistiyoruz. Her yıl tekrarlanarak gcleneksel hale gelme- si planlanan Phaselis Sanat Etkinlikle- ri'nin. turizme sağlayacağı katknun yanı sıra Antalya, Kemer, Tekirova. Beldibi, Göynük ve Çamynv^ yöresine yeni bir külrür ve sanat merkezi kazandıracağı- na inamvonız." Hallyday'ln rekor flyata satılan 45'lik plağında Önalın sözleri var Dilimyabancı coğrafyalara şarkılanyla taştyor Sezen Cumhur Önal Türkçe sözlerini kendisinin yazdığı, Fransız rock şarkıcısı Johnny Hallyday'in "Yeşfl Gözlerin tçin" adlı 45'lik plağmın 15 bin Euro'ya (yaklaşık 25 milyar lira) satılmasını "müjde" olarak niteledi. Türkiye'nin tanınmına katkıda bulunduğunu söyleyen Önal "Dilimi şarkılaria yabancı coğrafyalara taşryorum" dedi. Geçen ay 60. yaş gününü Paris'in "Parc des Princes" Stadyumu'nda binlerce kişinin katıldığı dev bir konserle kutlayan Johnny Hallyday'in, iki Türkçe şarkı seslendirdiği 45Tiği, ülkenin en ünlü müzayede evlerinden Bercy'de Palaris Omnisports'taki açık arttırmada 15 bin Euro'ya bir Fransıza satıldı. Le Figaro gazetesinin Scope isimli müzik ve kültür ekinde plağın 8-10 Euro'dan saüşa sunulduğu duyurulmuştu. Paris'te bulunduğu 1965 yıhnda Hallday'in bağlı bulunduğu müzik şirketinden olumsuz yanıt alan Önal, şarkıcıyla dostluk kurarak Türkçe şarkı söylemesini sağlamış. Önal, "Yeşfl Gözlerin İçin"in öyküsünü şöyle aktardı: "Hallyday ve Silvie Vartan yeni evlenmişler, ildsi de âşık tkisi de yeşil gözlü. Fransa'da aşkın markası' ounuşJar. Şansh insanun, Johnny'yle dost oiduk. 'Türkçe şarkı söyler misin' dedhn. 'Neden olmasın' dedi Ona yazacağun sözler, onun hem yüreğindeki rutkuyu, hem de rock şarkıcısı olan Johnny'nin isyanlannı dik getirmetiydl Birbirini seven iki insarun göz renklerinden esinlenerek 'Yeşil Gözler için' diye şarkı yazdım. Birkaç gün beraber gezdik. Artık yorulduğum ve IstanbuFu çok özlediğinı bir akşam 'Gel Sezen' dedi ve stüdyoya gidip kaydı yapok. O şirket için Türkiye'de Johnny 'nin pazan yoktu. Olay, sadece benim ülkeme, dilime duyduğum sevgi ve Hallyday'in bana olan dostiuğuydu." Sezen Cumhur Önal Johnny Hallyday'le. II 'ilim benim kimliğîm1 Önal, yabancı bestelere Türkçe sözler yazılmasının bazı çevrelerde küçümsendiğini anımsatarak "Müziğe uyum sağlayacak sözleri buhıp yazmak çok önemlidir. Dönemin en seçldn vorumculan kendi seslerinde değer kazanmış şarkılan çeshii diDerde okuyorlanh. Ben Anadolu'da büyümüş bir tstanbul çocuğuyum. Yabancı dillerdeki şarkdardan, 'dilim benim kimliğim' düşüncesiyie yola çıkıp yeni şarkılar üretmek yoluna gittinı. Sonuçta Paris'te bir müzayede sakmunda çok uzak günlerden, uzaklardaki bir şarkra dostumun Türkçe seslendirdiği bir şarkmın 45'Bk plağnun 8-10 bin Euro'dan sanşa sunuhıp 15 bin Euro'dan abnmış obnası, müzik evreninde çok ilginç bir olay. Koleksivonerier gözünde değer kazanmış ki müzayedeye girmiş ve merakhsına sanlmış. Doğru yeri bulmuş, gururlandun" diyor. Bu yaz da tatil burnunuzdan geldi; En iyisi abone olun... c yakında
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle