23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET \AKFl adına İLHA> SELÇUK Genel Yavın Yönetrneni: İbrahim Yıldız # Yazıişleri Müdürü: Safim A^wslan#Sorumlu Müdür Mehmet Sucu • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomı- Öz- lem ^ üzak • Kültür Eeemen Berköz # Spor Abdülkadir \ ücelman • Makaleler: Sami Ka- raören • Düzeîtme Abdullah Vazıcı # Bıl- gı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerr .Meh- met Faraç 9 ^vrupa Temsıicısı Güraj Öz Ya>ınKurulu: tlhanSelçuk(Baş- AnkaraTemsıkısı MustafaBalba} AaturkBuKafiNo l25.Kaı4. Müessese Müduru kari).EmreKongar(Danışman), Bakanlıklar Tel 4195020(~hatı. Faks 4l9502"#lzmırTemsıicısı Erol Erkut • Orhan Erinç. Hikmet Çetin- SerdarKızık.H.ZıyaBlv.l352S.23Tel.4411220. Faks4418^45 B l ) a , ) , l e m A h m e ( kaya. Şükran Soner, İbrahim #AdanaTemsılca'Çetin\iğenoğlu,tnonuCd 119 S \o 1 l.Tel K ~ . m s Yıldız. Orhan Bursalı. Musta- 363 12 II. Faks 363 12 15 Antalya Temsıicısı Ahmet Oruçoğlu I v o r u l i a n • fa Balbav, Hakan Kara. Cumhumet Cad 80 5 Tel 024 1 248005' Fax 2430509 U 5 Fazılet Kuza * G e n e l M u d u r CanÇsğdaş • Genel Mudur >rd ıSatm Töla\ Mutlu Dolen • Mudur \ rd ı Fınans \ e Operas>onı Irhan Özdemir # Pazarlama Dı- rektoru' Tüla\ Tosun Tel 0212 354 33 00 Faks 0:1:354 32 r ljnmbvn:^enıGu! Haber tymj Basın ve YaıiıKiiı). A!>. TüAocamCad » J1 CjğaJogiu U334 teuıbul PK. 246- SıAecı U435 la Te! ın:i;^ı:ın05ı:(lhaıı Faks 102121511x5 9< B*slc Merkez Gazete Dergı Basim Yayıncıhk San \eTıc A$ Bartaros Buhan No ı25 Be}ik&> - t>t Genel Dağınm: BBD Meriez 5 EKİM 2003 lmsak:5.3O Güneş:6.5 7 Öğle: 13.00 Ikındı: 16.12 Akşanvl8 5O Vatsı. 20.10 40 yılın en iyi filmleri• 1964: "Gurbet Kuşlan" (Halit Refiğ) • 1965: "Aşk ve Kin" (Turgut Demirağ) • 1966: "Bozuk Düzen" - • (Haldun Dormen) • 1967: "Zalimler 1 (Yılmaz Duru) • 1968: "Ince Cumali" (Yılmaz Duru) • 1969: En İyi Film seçilemedi • 1970: "BirÇirkinAdam" {Yılmaz Güney) • 1971: "Ankara Ekspresi" (Muzaffer Aslan) • 1972: "Zulüm" (Atıf Yılmaz) • 1973: "Hayat mı Bu" (Orhan Aksoy) • 1974: "Düğün" . , (Lütfi Akad) • 1975: "Endişe" (Şerif Gören) • 1976: "Deli Yusuf" (Atıf Yılmaz) ' . • 1977: "Kara Çarşaflı Gelin" (Süreyya Duru) • 1978: "Maden" (Yavuz Özkan) • 1979-1980: Festival yapılmadı. • 1981: En İyi Film seçilemedi • 1982: "Çirkinler de Sever" (Sinan Çetin) • 1983: "Faize Hücum" (Zeki Ökten) • 1984: "Bir Yudum Sevgi" (Atıf Yılmaz) • 1985: "Dul Bir Kadın" (Atıf Yılmaz) • 1986: "Ahh BelindaV (Atıf Yılmaz) • 1987: "Muhsin Bey" (Yavuz Turgul) • 1988: "Gece Yolculuğu" (Ömer Kavur) 1989: "Uçurtmayı, ~^r-:-^ Vurmasınlar" (Tunç Başaran) • 1990: "Kanlar Koğuşu" (Halit Refjğ) • 1991: "Gizfi Yüz" (ömer Kavur) • 1992: "Cazibe Hanım'ın Gündüz Düşleri" (irfan Tözüm) • 1993: "Mavi Sürgün" (Erden Kral) • 1994: "Yengeç Sepetf" (Yavuz özkan) • 1995: "Böcek" (Ümit ElçO • 1996: "Tabutta Rövaşata" (Derviş Zaim) • 1997: "Hamam" (Ferzan Özpetek) • 1998: "Yara" (Murat Katiıoğlu) • 1999: "Salkım Hanım'ın - Taneleri" (Şükrü Avşar) • 2000: GüleGüle (Zeki ökten) • 2001: "BüyükAdam Küçük Aşk" (Handan ıpekçi) • 2OO2:Uzak (Nuri Bilge Ceylan) Bu yıl 40 yaşına basan film festivali, acı tatlı pek çok yıl geçirdi ama tadından hiçbir şey kaybetmedi 'PortakaT hâlâtaze T ürk sinemasının Oscarı kabul edilen Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin isim babası yönetmen Behlül Dal... Dal, Antalya'nın mükemmel ışığı nedeniyle yıllarca burada bir film festivali yapılması gerektiğini savunur ve projesini meclise sunar. Bazı meclis üyeleri, olanaksız olduğunu söylese de oy çokluğuyla karar verilir ve 1964'te festival başlar. Güzelliği temsil eden Venüs, elindeki portakalla Antalya'yı, eteklerindeki dalgayla da Akdeniz'in berrak suyunu anlatır ve festivalin heykelciği olur. A ntalya Aspendos Tiyatro ve Müzik Festivali, film festivalinin zeminini oluşturur. Atatürk'ün 1930'da Aspendos Tiyatrosu'yla ilgili olarak, "Bu tiyatronun kapısına kilit vurmayınız, spor ve sanat etkinlikleri tertip ediniz" sözü üzerine, 1958'te başlayan ve üç gün süren müzik festivali, halkın da katıldığı kortejle renkli anlar yaşatır. Esnaf ilginç fikirier üretir. Işte o yılların Müzik Festivali'nin birgeleneği olan ve sanatçıyı halkla buluşturan kortej, bugün de 40 yıllık sinema festivalinin tek vazgeçilmezi olur. GURSUKUNT A NTALYA - Türkiye'nin en uzun soluklu film festivali ve Türk Si- neması 'nın Oscar'ı kabul edilen Antalya Altın Portakal Film Festivali, 40. yaşında. Festivalle doğan bebekler, şimdilerde neredeyse boylan kadar ço- cuklara sahip. Festival, bir yandan ilk günkü heyecanla sürürken, diğer yan- dan 40 yılın tecrübesiyle yineleniyor her yıl... Antalyalılar. kent daha sinema ve sanatın merkezi olmadan yıllar ön- ce, yani Cumhuriyet henüz 9 yaşınday- ken tanışıyor sinemayla... Kilit vurmayın... Mahmut Sezai ve ortağı Mahmut Kaynar'ın fikriyle, kent ilk sinema sa- lonuna 1932"de kavuşuyor. Adına da "Elhamra" deniyor. Binayı da yöre hal- kınm "Enuni" diye seslendiği Subay NusretBey. dev boyutlardaki yağlı bo- ya resimlerle renklendıriyor. Antalyalılann festivallerle buluşma- sı ise 1958'de oluyor. Antalya Aspen- dos Tiyatro ve Müzik Festivali. film festivalinin zeminini oluşturuyor. Ata- türk'ün 1930'da Aspendos Tiyatro- su'yla ilgili olarak "Bu tiyatronun ka- pısuıa kilit vurmayınız. Spor ve sanat etkinlikleri tertip ediniz" sözü üzerine, 1958'de başlayan ve üç gün süren mü- zik festivali, halkın da katıldığı kortej- le renkli anlar yaşatıyor. K geleneği Her dönemi yansıtan kostümlerle ge- çış yapıyor liseli gençler. Esnaf da ıl- ginç fikirler üretiyor. Ayakkabıcılar Derneği, korteje 3 metrelik ayakkabıy- la karüıyor, Burhan KiMt turunç kolon- yası püskürtüyor. Işte o yıllann Müzik Festivali 'nin bir geleneği olan ve sanat- çıyı halkla buluşturan kortej, bugün de 40 yıllık sinema festivalinin tek vazge- çilmezi oluyor. 3 günlük Müzik Festivalinde, birbiriy- le çok da bağlantılı olmayan etkinliklerle renkleniyor. Bir yandan güreşler düzenle- niyor, diğer yandan antik tiyatroya uygun oyunlar sahneliyor. Bir de dans ve cazla, adı- na "Garden Parti" denilen buluşmalar ya- pılıyor. Her yıl 27 Mayıs'ta başlayan festi- val, tarihler 1960"ı gösterdiğinde yani fes- tivalin ikıncısınde, ihtilal sürpriziyle karşı- laşıyor. Kortej yerine, marş sesleriyle baş- lıyor güne Antalyalılar... Dönemin beledi- ye başkanı Ömer Eken. ihtılalle birlikte gö- revden alınıyor, feştivale muhatap kımse kalmıyor. Antalyalı bir gün önceden hazır- ladığı kumanyalan ne yapacağını, sanatçı- lar ise nerede barınacağını düşünüyor. 27 Mayıs 1960 'ta festival içinde, bir başka fes- tival yaşanıyor... Festival. 1974 yılında dönemın beledıye başkanı Selahattin Tonguç'la değişiyor. Sa- nata biraz daha ağırlık verilmeye başlanıyor. 1978 'de festival bünyesine bir de plastik sa- natlar ekleniyor ve uluslararası yanşma dü- zenleniyor. Ancak festival, 80'lerin ortala- nnda yeniden, sinemadan, sanattan öte ma- gazinle yoğruluyor. Festivalin adını du>ıır- mak. basmda daha genış yer ahnak için, ma- gazin ağırlıklı çalışmalar zaman zaman yö- neticiler tarafından da kurgulanıyor. Bu arada Antalya Altın Portakal Film Festivali, Türkiye gerçeklerine de yenik dü- şüyor ve 2 yıl üst üste yapılamıyor. 1979 yı lında Sansür Kurulu. yanşmaya katılan ba- zı filmleri yasaklayıp bazılannı da kesmek ısteyince. tüm yapımcılar filmlerini yanş- madan çekme karan ahyor. Zor yıllar... Sansür Ktırulu'na bir tepki nedeniyie ger- çekleştirilemeyen 16. festivalin ardından, 17,'sı ıçin de bir sürpriz bekliyor .<\ntalya- lılan ve sanatçıyı... 12 Eylül 1980 sabahı bir kez daha marşlarla uyanıyor Türkiye... Ve festival ıkinci kez yapılamıyor Sonraki yıllarda festival Antalya Kültür Sanat Turizm Vakfı, belediye meclis üye- leri, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile bankalann da içinde bulunduğu festival yü- rütme kurulunca organize ediliyor. 1995'te ise Altın Portakal Kültür ve Sa- nat Vakfi kuruluyor. Aynı yıl feştivale, Ulus- lararası Alün Portakal Kısa Fihn - Vıdeo Film Yanşması ekJeniyor. Komitenin sürekli de- ğişmesi, festivalin tecrübe kazanmasını da zorlaştınyor. Venüs'ün eteklerindeki Akdeniz Kentin mükemmel ışığı nedeniyle, kentte film çekilmesi ve burada bir • festival yapılması gerektiği düşüncesini yıllarca savunan, ancak sözünü kimseye dinletemeyen yönetmen BehlüJ Dal. 1961 yılında Belediye Başkanı Avni Tohınay'ın da karşısına aynı fıkirle çıkıyor Dal. festivalin adını da "Âltın Portakal Film FestivaB* koyuyor. Kafasuıda bir de altın portakal heykeli canlandınyor. Güzelliği temsil eden Veniis, elindeki portakalla Antalya'yı sîmgeliyor ve eteklerindeki dalga, Akdeniz'in berrak suyunu anlatıyor. Dal, Antalya'ya geldiğinde, projesini belediye meclisine sunuyor. Bazı meclis üyeleri, olanaksız olduğunu söylese de oy çokluğuyla karar veriliyor ve 1964'te festival başhyor. Ancak festivalin ilk yıllannda birçok çatlak ses çıkıyor. Kavgalar yaşanıyor, festival adını sansasyonlarla duyuruyor. Hatta film festivalinden öte, magazin basının bolca çıplak pozlar çektiği, sanatçı kavgalannı görüntülediği 5 günlük magazin haberi yuvasına dönüşür festival. Bu arada sinemanın içinde seks furyasından da oldukça etkileniyor. Aşk dedikodulan, kavgalar, gürültüler yaşanıyor. Aspendos 'taki Zeki Müren, Emel Sayın konserleri ise bir başka heyecan oluyor. Antalyalılar, tarihi mekândaki Zeki Müren konserine, dolma tencereleri, piknik tüpler ve çaydanlıklarla geliyor. Piknik havasında geçen antik tiyatro konserleri, sansasyonun en az yaşandığı yer oluveriyor. En İyi Film dahil 7 Altın Portakal heykelciği aldı Alkışlar Karşılaşma'ya V ANTALYA (Cumhurhet) - 40. Antalya Altm Portakal Film Fes- tivali'nin en ıyısi "Karşuaş- ma"oldu.Ömer Kavur'unyönet- tiği, "Karşılaş- , ma" en iyi film dahil tam 7 ödül aldı. Karşılaşma "en iyi film, yö- netmen, senaryo, göriintü yönet- meni, kurgu, umut veren genç yetenek ve Halk Jürisi'' ödüllerine layık görüldü. En iyi kadın oyuncu ödülünü "AbdülhamitDü- şerken"dekı ro- lüyle Meltenr Cıunbul alırken en iyi erkek oyun- cu ödülü ise "'Güliim" filminde içe dönük bir babayı canlandıran Tank Akanın oldu. 40. Antalya Altın Portakal Film Festıvalı Uzun Metraj Film Yanş- ması Jün Başkanı Erden Kıral. değerlendirme sonuçlarını Falez Otel Perge Salonu'nda açıkladı. Bu yılki feştivale 7'şer ödül alan "Karşılaşma" ve "Abdülbamid Düşerken" filmleri damgalannı vurdu. "Uğur Polat, Lale \Iansur, Çe- tin Tekindor, İsmail Hacıoğlu' nun En iyi kadın oyuncu ödülü "Abdülhamit Düşerken"deki rolüyle Mettem Cumbul'un oldu. rol aldığı >4 Karşıla|ma'" en ıvı film seçildi. Ömer Kavur en iyi yönet- men ödülü alırken en iyi senaryo ödülünü Macit Koper'le paylaştı. Aynı fihnle en iyi görüntü yö- netmeni AH Utku seçilirken en iyi kurgu ödülü Meviiit Koçak ve Ab- dülhamit Düşerken'in kurgucusu Hasan Bektaş'uı oldu. Oyuncular- dan İsmail Hacıoğlu umut veren genç yetenek seçilirken film Halk lürısı tarafından da en iyi film se- çıldı. Meitem Cumbul'a en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran "Ab- dülhamit Düşerken sayesinde Mustafa Zha Likencfler de en iyi sanat yönetmeni ödülünü aldı. Aynı fılmle Ti- mur Selçuk en iyi müzik, Sinefekt Stüdyolan da en iyi laboratuvar ödüllerine layık görüldü. Avni To- lunay Jüri Özel Ödüîü de "Ab- dülhamit Dûşer- ken**e verildi. En iyi yardım- cı erkek oyuncu ödülünü aynı fümde Sultan Ab- dülhamit'i can- landıran Çetin Önerve "Gönde- rilmemiş Mek- tuplar" filmindeki rolüyle Aviaç Arman paylaştı. Z*ki Demirkubuz'un "Bekleme Odası" ise Jüri Özel Ödülü aldı. Filmdeki rolüyle NurhayatKavrak da en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüne layık görüldü. 40. yıl özel ödülü "OŞimdiAs- ker" filmindeki rolüyle Mehmet Günsur'a verildi. Bu yıla özgü Halk Jürisi özel ödülü de Metro- pol Kâbusu"nun oldu. Her yıl sonuçlann açıklandığı basın toplantısını izleyen sanatçı- lar bu yıl toplantıya katılmadı. AL GÖZÜJVI SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK Bir Ölüm Yetmedi mi? Bugün sizlere güzel şeyler anlatmak istiyordum. 40. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeyim. Az sonra Atölye öğrencilerimin yaptığı "Savaş ve Terör Karşrtı" 17 kısa fîlmin ilk gösterisi yapıla- cak. Ama birden e-mail kutumu açıyorum. bir an- da her şeyin heyecaru uçup gidiyor ve ben az ön- ce okuduklanmı size aktarmak için sevinçlerimi bir yana btrakıp bilgisayann başına geçiyorum. E-mail. bir suikast sonucu yitirdiğimiz Necç Hab- lemitoğlu'nun eşi Şengül Hamlemitoğiundan ge- liyor. Başta kısacık bir giriş var. şöyle diyor: "Ya- şamım boyunca ya da daha doğru ifade etmek ge- rekirse kendimi fark ettiğimden bugüne, yaşamda karşılaştığım hiçbir şeyi dramatizc etmemeye, da- yanmaya/direnmeye ve sağiam durmaya özen gös- terdim. Ben kocanun güzel >üzünü kanlar içinde gördüğümde bile soğukkanhlığımı kaybetmeyerek sadece onun o berbat soğuk zeminden bir an önce kaldınlması için çabalayıp çocuklanmı korumaya çalıştım. Ancak 18 Aralık 2002 akşamından beri öyle rencide edici, ülkeye-insanına lanet ettiren öy- le olavlaria karşılaşıyorum ki bazen bir başkasının hikâye edilmiş yaşamını okuduğumu ya da riiva- da olduğumu samyorum." Şengül Hablemitoğlu. bu satırlardan sonra son derece rencide olduğu bir olayı anlatıyor. Onun sa- tırlanyla devam ediyorum: "Ben bir öğretim üye- siyim. Ankara ÜnKersitesi Ev Ekonomisi Yüksek Okulu'nda doçentve müdür yardımcısı olarak gö- rev yapıyorum. Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Emine Gönen'e (okulun müdürü) Tanm Bakanlığı Kırsal Kalkın- ma Kadın Dairesi Başkanı -adının Habib olduğu- nu biliyorum- bir göre\li telefon ederek ' 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadın Günü etkinlikleri içinde Cum- huriyefin 80. Yılında Kırsal Yörede Kadın' ko- nulu bir paneli,Türk Kooperatifçiler Birliği ile Ga- zi Ünrversitesi salonlannda düzenleyeceklerini bil- direrek kendisinden de Ev Ekonomisi V üksek Oku- lu'nu temsilen bir konuşmacı istemiş. Prof.Gönen, konuyu bana ilerti ve benim bu loplanrıda, çalışma- lanmın uygun olması nedeniyle bir konuşma yap- mamı istedi. Ben de kabul ederek bu daire başka- nına adımı ve soyadımı kendim arayarak bildirdim. Ancak dün aldığım bir telefonda, orada görevli olan biri utana sıkıla. yüksekokuldan benim adı- mı bildiği için, yani konuşmacı ben olduğum için, Hablemitoğlu soyadı geçriği için yüksekokulun pa- nel progranundan çıkanldığunı özür dileyerek bil- dirdL Şimdi bu yaklaşımı neyle açıklamak müm- kündür ben bilmiyorum. Ben aylardır bana yapı- lanlan hiçbir biçimde dile getirmedim. Ancak bu benim akademik kariyerime saygısızlık, en önem- lisi bana hakaretve bir saldındır. Ben soyadımı gu- rurla taşıyorum,taşıyacağun. Ancak merak ettiğim, tamamen akademik formasyona dayalı bir panel- de bile Hablemitoğlu soyadını görmeye ve göster- meye tahammülü olmayan bu zihniyet benim ko- camın katillerini bulur mu? Ya da daha iyi ve açık ifade etmek gerekirse cinayetin nasıl planlampkim- ler tarafindan işlendiğini söyler mi? Bu bir tür şid- dettir, psikolojik baskıdır. Bugün bunlan yapanla- nn gelecekte -ki hiç de uzak bir zamandan söz et- miyorum- neleri yapmaya kalkışacaklannın en so- mut başlangıcıdır. Demek ki kurşunlar onları ra- hadamaya yetmemiştir. Bu ülkede bir kadın olarak benim ve benim gibilerin karşıiaştıklanyla yaşamı sürdürmek için hayii enerji, sağiam sinirler ve kaliteli destek gerekiyor. Ben bu desteği bana vereceğinize inanıyorum." Evet. Şengül Hablemitoğlu'nun çağnsı boyle. Ben kendi adıma ona şunlan soyleyebilınm. Az sonra Antalya "da Altın Piramit'te "Savaş ve Terör" karşıtı 17 kısa film gösterilecek. Bunlardan biri, CumhurDemirtoka'run "BirFıkra,BirGerçekve Tom" adlı fılmı Necip Hablemitoğlu'na adanmış. Bunu size mutlaka ulaştrracağım. sevgiler ve başınız öne hiç eğilmesin. Se\Teyleisil6yahoo.com isilozgenturk6superonline.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle