Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET \AKFl
adına İLHA> SELÇUK
Genel Yavın Yönetrneni: İbrahim
Yıldız # Yazıişleri Müdürü: Safim
A^wslan#Sorumlu Müdür Mehmet
Sucu • Haber Merkezı Müdürü:
Hakan Kara
Istıhbarat Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomı- Öz-
lem ^ üzak • Kültür Eeemen Berköz # Spor
Abdülkadir \ ücelman • Makaleler: Sami Ka-
raören • Düzeîtme Abdullah Vazıcı # Bıl-
gı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerr .Meh-
met Faraç 9 ^vrupa Temsıicısı Güraj Öz
Ya>ınKurulu: tlhanSelçuk(Baş- AnkaraTemsıkısı MustafaBalba} AaturkBuKafiNo l25.Kaı4. Müessese Müduru
kari).EmreKongar(Danışman), Bakanlıklar Tel 4195020(~hatı. Faks 4l9502"#lzmırTemsıicısı Erol Erkut •
Orhan Erinç. Hikmet Çetin- SerdarKızık.H.ZıyaBlv.l352S.23Tel.4411220. Faks4418^45 B l ) a , ) , l e m A h m e (
kaya. Şükran Soner, İbrahim #AdanaTemsılca'Çetin\iğenoğlu,tnonuCd 119 S \o 1 l.Tel K ~ . m s
Yıldız. Orhan Bursalı. Musta- 363 12 II. Faks 363 12 15 Antalya Temsıicısı Ahmet Oruçoğlu I v o r u l i a n
•
fa Balbav, Hakan Kara. Cumhumet Cad 80 5 Tel 024
1
248005' Fax 2430509
U
5 Fazılet Kuza
* G e n e l M u d u r
CanÇsğdaş
• Genel Mudur >rd ıSatm
Töla\ Mutlu Dolen • Mudur \ rd ı Fınans \ e
Operas>onı Irhan Özdemir # Pazarlama Dı-
rektoru' Tüla\ Tosun Tel 0212 354 33 00 Faks
0:1:354 32 r
ljnmbvn:^enıGu! Haber tymj Basın ve YaıiıKiiı). A!>. TüAocamCad » J1 CjğaJogiu U334 teuıbul PK. 246- SıAecı U435 la
Te! ın:i;^ı:ın05ı:(lhaıı Faks 102121511x5 9< B*slc Merkez Gazete Dergı Basim Yayıncıhk San \eTıc A$ Bartaros Buhan No ı25 Be}ik&> - t>t Genel Dağınm: BBD Meriez
5 EKİM 2003 lmsak:5.3O Güneş:6.5
7
Öğle: 13.00 Ikındı: 16.12 Akşanvl8 5O Vatsı. 20.10
40
yılın
en iyi
filmleri• 1964: "Gurbet Kuşlan"
(Halit Refiğ)
• 1965: "Aşk ve Kin"
(Turgut Demirağ)
• 1966: "Bozuk Düzen"
- • (Haldun Dormen)
• 1967: "Zalimler
1
(Yılmaz Duru)
• 1968: "Ince Cumali"
(Yılmaz Duru)
• 1969: En İyi Film
seçilemedi
• 1970: "BirÇirkinAdam"
{Yılmaz Güney)
• 1971: "Ankara Ekspresi"
(Muzaffer Aslan)
• 1972: "Zulüm"
(Atıf Yılmaz)
• 1973: "Hayat mı Bu"
(Orhan Aksoy)
• 1974: "Düğün" . ,
(Lütfi Akad)
• 1975: "Endişe"
(Şerif Gören)
• 1976: "Deli Yusuf"
(Atıf Yılmaz) ' .
• 1977: "Kara Çarşaflı
Gelin" (Süreyya Duru)
• 1978: "Maden"
(Yavuz Özkan)
• 1979-1980: Festival
yapılmadı.
• 1981: En İyi Film
seçilemedi
• 1982: "Çirkinler de Sever"
(Sinan Çetin)
• 1983: "Faize Hücum"
(Zeki Ökten)
• 1984: "Bir Yudum Sevgi"
(Atıf Yılmaz)
• 1985: "Dul Bir Kadın"
(Atıf Yılmaz)
• 1986: "Ahh BelindaV
(Atıf Yılmaz)
• 1987: "Muhsin Bey"
(Yavuz Turgul)
• 1988: "Gece Yolculuğu"
(Ömer Kavur)
1989: "Uçurtmayı, ~^r-:-^
Vurmasınlar"
(Tunç Başaran)
• 1990: "Kanlar Koğuşu"
(Halit Refjğ)
• 1991: "Gizfi Yüz"
(ömer Kavur)
• 1992: "Cazibe Hanım'ın
Gündüz Düşleri"
(irfan Tözüm)
• 1993: "Mavi Sürgün"
(Erden Kral)
• 1994: "Yengeç Sepetf"
(Yavuz özkan)
• 1995: "Böcek"
(Ümit ElçO
• 1996: "Tabutta Rövaşata"
(Derviş Zaim)
• 1997: "Hamam"
(Ferzan Özpetek)
• 1998: "Yara"
(Murat Katiıoğlu)
• 1999: "Salkım Hanım'ın
- Taneleri" (Şükrü Avşar)
• 2000: GüleGüle
(Zeki ökten)
• 2001: "BüyükAdam
Küçük Aşk"
(Handan ıpekçi)
• 2OO2:Uzak
(Nuri Bilge Ceylan)
Bu yıl 40 yaşına basan film festivali, acı tatlı pek çok yıl geçirdi ama tadından hiçbir şey kaybetmedi
'PortakaT hâlâtaze
T
ürk sinemasının Oscarı kabul edilen Antalya Altın Portakal Film
Festivali'nin isim babası yönetmen Behlül Dal... Dal,
Antalya'nın mükemmel ışığı nedeniyle yıllarca burada bir film
festivali yapılması gerektiğini savunur ve projesini meclise
sunar. Bazı meclis üyeleri, olanaksız olduğunu söylese de oy
çokluğuyla karar verilir ve 1964'te festival başlar. Güzelliği temsil
eden Venüs, elindeki portakalla Antalya'yı, eteklerindeki dalgayla
da Akdeniz'in berrak suyunu anlatır ve festivalin heykelciği olur.
A
ntalya Aspendos Tiyatro ve Müzik Festivali, film festivalinin
zeminini oluşturur. Atatürk'ün 1930'da Aspendos Tiyatrosu'yla
ilgili olarak, "Bu tiyatronun kapısına kilit vurmayınız, spor ve
sanat etkinlikleri tertip ediniz" sözü üzerine, 1958'te başlayan
ve üç gün süren müzik festivali, halkın da katıldığı kortejle
renkli anlar yaşatır. Esnaf ilginç fikirier üretir. Işte o yılların Müzik
Festivali'nin birgeleneği olan ve sanatçıyı halkla buluşturan
kortej, bugün de 40 yıllık sinema festivalinin tek vazgeçilmezi olur.
GURSUKUNT
A
NTALYA - Türkiye'nin en uzun
soluklu film festivali ve Türk Si-
neması 'nın Oscar'ı kabul edilen
Antalya Altın Portakal Film Festivali,
40. yaşında. Festivalle doğan bebekler,
şimdilerde neredeyse boylan kadar ço-
cuklara sahip. Festival, bir yandan ilk
günkü heyecanla sürürken, diğer yan-
dan 40 yılın tecrübesiyle yineleniyor her
yıl... Antalyalılar. kent daha sinema
ve sanatın merkezi olmadan yıllar ön-
ce, yani Cumhuriyet henüz 9 yaşınday-
ken tanışıyor sinemayla...
Kilit vurmayın...
Mahmut Sezai ve ortağı Mahmut
Kaynar'ın fikriyle, kent ilk sinema sa-
lonuna 1932"de kavuşuyor. Adına da
"Elhamra" deniyor. Binayı da yöre hal-
kınm "Enuni" diye seslendiği Subay
NusretBey. dev boyutlardaki yağlı bo-
ya resimlerle renklendıriyor.
Antalyalılann festivallerle buluşma-
sı ise 1958'de oluyor. Antalya Aspen-
dos Tiyatro ve Müzik Festivali. film
festivalinin zeminini oluşturuyor. Ata-
türk'ün 1930'da Aspendos Tiyatro-
su'yla ilgili olarak "Bu tiyatronun ka-
pısuıa kilit vurmayınız. Spor ve sanat
etkinlikleri tertip ediniz" sözü üzerine,
1958'de başlayan ve üç gün süren mü-
zik festivali, halkın da katıldığı kortej-
le renkli anlar yaşatıyor.
K geleneği
Her dönemi yansıtan kostümlerle ge-
çış yapıyor liseli gençler. Esnaf da ıl-
ginç fikirler üretiyor. Ayakkabıcılar
Derneği, korteje 3 metrelik ayakkabıy-
la karüıyor, Burhan KiMt turunç kolon-
yası püskürtüyor. Işte o yıllann Müzik
Festivali 'nin bir geleneği olan ve sanat-
çıyı halkla buluşturan kortej, bugün de
40 yıllık sinema festivalinin tek vazge-
çilmezi oluyor.
3 günlük Müzik Festivalinde, birbiriy-
le çok da bağlantılı olmayan etkinliklerle
renkleniyor. Bir yandan güreşler düzenle-
niyor, diğer yandan antik tiyatroya uygun
oyunlar sahneliyor. Bir de dans ve cazla, adı-
na "Garden Parti" denilen buluşmalar ya-
pılıyor. Her yıl 27 Mayıs'ta başlayan festi-
val, tarihler 1960"ı gösterdiğinde yani fes-
tivalin ikıncısınde, ihtilal sürpriziyle karşı-
laşıyor. Kortej yerine, marş sesleriyle baş-
lıyor güne Antalyalılar... Dönemin beledi-
ye başkanı Ömer Eken. ihtılalle birlikte gö-
revden alınıyor, feştivale muhatap kımse
kalmıyor. Antalyalı bir gün önceden hazır-
ladığı kumanyalan ne yapacağını, sanatçı-
lar ise nerede barınacağını düşünüyor. 27
Mayıs 1960 'ta festival içinde, bir başka fes-
tival yaşanıyor...
Festival. 1974 yılında dönemın beledıye
başkanı Selahattin Tonguç'la değişiyor. Sa-
nata biraz daha ağırlık verilmeye başlanıyor.
1978 'de festival bünyesine bir de plastik sa-
natlar ekleniyor ve uluslararası yanşma dü-
zenleniyor. Ancak festival, 80'lerin ortala-
nnda yeniden, sinemadan, sanattan öte ma-
gazinle yoğruluyor. Festivalin adını du>ıır-
mak. basmda daha genış yer ahnak için, ma-
gazin ağırlıklı çalışmalar zaman zaman yö-
neticiler tarafından da kurgulanıyor.
Bu arada Antalya Altın Portakal Film
Festivali, Türkiye gerçeklerine de yenik dü-
şüyor ve 2 yıl üst üste yapılamıyor. 1979 yı
lında Sansür Kurulu. yanşmaya katılan ba-
zı filmleri yasaklayıp bazılannı da kesmek
ısteyince. tüm yapımcılar filmlerini yanş-
madan çekme karan ahyor.
Zor yıllar...
Sansür Ktırulu'na bir tepki nedeniyie ger-
çekleştirilemeyen 16. festivalin ardından,
17,'sı ıçin de bir sürpriz bekliyor .<\ntalya-
lılan ve sanatçıyı... 12 Eylül 1980 sabahı
bir kez daha marşlarla uyanıyor Türkiye...
Ve festival ıkinci kez yapılamıyor
Sonraki yıllarda festival Antalya Kültür
Sanat Turizm Vakfı, belediye meclis üye-
leri, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile
bankalann da içinde bulunduğu festival yü-
rütme kurulunca organize ediliyor.
1995'te ise Altın Portakal Kültür ve Sa-
nat Vakfi kuruluyor. Aynı yıl feştivale, Ulus-
lararası Alün Portakal Kısa Fihn - Vıdeo Film
Yanşması ekJeniyor. Komitenin sürekli de-
ğişmesi, festivalin tecrübe kazanmasını da
zorlaştınyor.
Venüs'ün
eteklerindeki
Akdeniz
Kentin mükemmel ışığı
nedeniyle, kentte film
çekilmesi ve burada bir
• festival yapılması gerektiği
düşüncesini yıllarca savunan,
ancak sözünü kimseye
dinletemeyen yönetmen
BehlüJ Dal. 1961 yılında
Belediye Başkanı Avni
Tohınay'ın da karşısına aynı
fıkirle çıkıyor Dal. festivalin
adını da "Âltın Portakal Film
FestivaB* koyuyor. Kafasuıda
bir de altın portakal heykeli
canlandınyor. Güzelliği
temsil eden Veniis, elindeki
portakalla Antalya'yı
sîmgeliyor ve eteklerindeki
dalga, Akdeniz'in berrak
suyunu anlatıyor. Dal,
Antalya'ya geldiğinde,
projesini belediye meclisine
sunuyor. Bazı meclis üyeleri,
olanaksız olduğunu söylese
de oy çokluğuyla karar
veriliyor ve 1964'te festival
başhyor. Ancak festivalin ilk
yıllannda birçok çatlak ses
çıkıyor. Kavgalar yaşanıyor,
festival adını sansasyonlarla
duyuruyor. Hatta film
festivalinden öte, magazin
basının bolca çıplak pozlar
çektiği, sanatçı kavgalannı
görüntülediği 5 günlük
magazin haberi yuvasına
dönüşür festival. Bu arada
sinemanın içinde seks
furyasından da oldukça
etkileniyor. Aşk
dedikodulan, kavgalar,
gürültüler yaşanıyor.
Aspendos 'taki Zeki Müren,
Emel Sayın konserleri ise bir
başka heyecan oluyor.
Antalyalılar, tarihi
mekândaki Zeki Müren
konserine, dolma tencereleri,
piknik tüpler ve
çaydanlıklarla geliyor. Piknik
havasında geçen antik tiyatro
konserleri, sansasyonun en az
yaşandığı yer oluveriyor.
En İyi Film dahil 7 Altın Portakal heykelciği aldı
Alkışlar Karşılaşma'ya
V
ANTALYA (Cumhurhet) - 40.
Antalya Altm Portakal Film Fes-
tivali'nin en ıyısi "Karşuaş-
ma"oldu.Ömer
Kavur'unyönet-
tiği, "Karşılaş- ,
ma" en iyi film
dahil tam 7 ödül
aldı. Karşılaşma
"en iyi film, yö-
netmen, senaryo,
göriintü yönet-
meni, kurgu,
umut veren genç
yetenek ve Halk
Jürisi'' ödüllerine
layık görüldü.
En iyi kadın
oyuncu ödülünü
"AbdülhamitDü-
şerken"dekı ro-
lüyle Meltenr
Cıunbul alırken en iyi erkek oyun-
cu ödülü ise "'Güliim" filminde
içe dönük bir babayı canlandıran
Tank Akanın oldu.
40. Antalya Altın Portakal Film
Festıvalı Uzun Metraj Film Yanş-
ması Jün Başkanı Erden Kıral.
değerlendirme sonuçlarını Falez
Otel Perge Salonu'nda açıkladı.
Bu yılki feştivale 7'şer ödül alan
"Karşılaşma" ve "Abdülbamid
Düşerken" filmleri damgalannı
vurdu.
"Uğur Polat, Lale \Iansur, Çe-
tin Tekindor, İsmail Hacıoğlu' nun
En iyi kadın oyuncu ödülü "Abdülhamit Düşerken"deki
rolüyle Mettem Cumbul'un oldu.
rol aldığı >4
Karşıla|ma'" en ıvı film
seçildi. Ömer Kavur en iyi yönet-
men ödülü alırken en iyi senaryo
ödülünü Macit Koper'le paylaştı.
Aynı fihnle en iyi görüntü yö-
netmeni AH Utku seçilirken en iyi
kurgu ödülü Meviiit Koçak ve Ab-
dülhamit Düşerken'in kurgucusu
Hasan Bektaş'uı oldu. Oyuncular-
dan İsmail Hacıoğlu umut veren
genç yetenek seçilirken film Halk
lürısı tarafından da en iyi film se-
çıldı.
Meitem Cumbul'a en iyi kadın
oyuncu ödülünü kazandıran "Ab-
dülhamit Düşerken sayesinde
Mustafa Zha Likencfler de en iyi
sanat yönetmeni ödülünü aldı.
Aynı fılmle Ti-
mur Selçuk en iyi
müzik, Sinefekt
Stüdyolan da en
iyi laboratuvar
ödüllerine layık
görüldü. Avni To-
lunay Jüri Özel
Ödüîü de "Ab-
dülhamit Dûşer-
ken**e verildi.
En iyi yardım-
cı erkek oyuncu
ödülünü aynı
fümde Sultan Ab-
dülhamit'i can-
landıran Çetin
Önerve "Gönde-
rilmemiş Mek-
tuplar" filmindeki rolüyle Aviaç
Arman paylaştı.
Z*ki Demirkubuz'un "Bekleme
Odası" ise Jüri Özel Ödülü aldı.
Filmdeki rolüyle NurhayatKavrak
da en iyi yardımcı kadın oyuncu
ödülüne layık görüldü.
40. yıl özel ödülü "OŞimdiAs-
ker" filmindeki rolüyle Mehmet
Günsur'a verildi. Bu yıla özgü
Halk Jürisi özel ödülü de Metro-
pol Kâbusu"nun oldu.
Her yıl sonuçlann açıklandığı
basın toplantısını izleyen sanatçı-
lar bu yıl toplantıya katılmadı.
AL GÖZÜJVI SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK
Bir Ölüm Yetmedi mi?
Bugün sizlere güzel şeyler anlatmak istiyordum.
40. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeyim.
Az sonra Atölye öğrencilerimin yaptığı "Savaş ve
Terör Karşrtı" 17 kısa fîlmin ilk gösterisi yapıla-
cak. Ama birden e-mail kutumu açıyorum. bir an-
da her şeyin heyecaru uçup gidiyor ve ben az ön-
ce okuduklanmı size aktarmak için sevinçlerimi
bir yana btrakıp bilgisayann başına geçiyorum.
E-mail. bir suikast sonucu yitirdiğimiz Necç Hab-
lemitoğlu'nun eşi Şengül Hamlemitoğiundan ge-
liyor. Başta kısacık bir giriş var. şöyle diyor: "Ya-
şamım boyunca ya da daha doğru ifade etmek ge-
rekirse kendimi fark ettiğimden bugüne, yaşamda
karşılaştığım hiçbir şeyi dramatizc etmemeye, da-
yanmaya/direnmeye ve sağiam durmaya özen gös-
terdim. Ben kocanun güzel >üzünü kanlar içinde
gördüğümde bile soğukkanhlığımı kaybetmeyerek
sadece onun o berbat soğuk zeminden bir an önce
kaldınlması için çabalayıp çocuklanmı korumaya
çalıştım. Ancak 18 Aralık 2002 akşamından beri
öyle rencide edici, ülkeye-insanına lanet ettiren öy-
le olavlaria karşılaşıyorum ki bazen bir başkasının
hikâye edilmiş yaşamını okuduğumu ya da riiva-
da olduğumu samyorum."
Şengül Hablemitoğlu. bu satırlardan sonra son
derece rencide olduğu bir olayı anlatıyor. Onun sa-
tırlanyla devam ediyorum: "Ben bir öğretim üye-
siyim. Ankara ÜnKersitesi Ev Ekonomisi Yüksek
Okulu'nda doçentve müdür yardımcısı olarak gö-
rev yapıyorum.
Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Emine Gönen'e
(okulun müdürü) Tanm Bakanlığı Kırsal Kalkın-
ma Kadın Dairesi Başkanı -adının Habib olduğu-
nu biliyorum- bir göre\li telefon ederek ' 15 Ekim
Dünya Çiftçi Kadın Günü etkinlikleri içinde Cum-
huriyefin 80. Yılında Kırsal Yörede Kadın' ko-
nulu bir paneli,Türk Kooperatifçiler Birliği ile Ga-
zi Ünrversitesi salonlannda düzenleyeceklerini bil-
direrek kendisinden de Ev Ekonomisi V üksek Oku-
lu'nu temsilen bir konuşmacı istemiş. Prof.Gönen,
konuyu bana ilerti ve benim bu loplanrıda, çalışma-
lanmın uygun olması nedeniyle bir konuşma yap-
mamı istedi. Ben de kabul ederek bu daire başka-
nına adımı ve soyadımı kendim arayarak bildirdim.
Ancak dün aldığım bir telefonda, orada görevli
olan biri utana sıkıla. yüksekokuldan benim adı-
mı bildiği için, yani konuşmacı ben olduğum için,
Hablemitoğlu soyadı geçriği için yüksekokulun pa-
nel progranundan çıkanldığunı özür dileyerek bil-
dirdL Şimdi bu yaklaşımı neyle açıklamak müm-
kündür ben bilmiyorum. Ben aylardır bana yapı-
lanlan hiçbir biçimde dile getirmedim. Ancak bu
benim akademik kariyerime saygısızlık, en önem-
lisi bana hakaretve bir saldındır. Ben soyadımı gu-
rurla taşıyorum,taşıyacağun. Ancak merak ettiğim,
tamamen akademik formasyona dayalı bir panel-
de bile Hablemitoğlu soyadını görmeye ve göster-
meye tahammülü olmayan bu zihniyet benim ko-
camın katillerini bulur mu? Ya da daha iyi ve açık
ifade etmek gerekirse cinayetin nasıl planlampkim-
ler tarafindan işlendiğini söyler mi? Bu bir tür şid-
dettir, psikolojik baskıdır. Bugün bunlan yapanla-
nn gelecekte -ki hiç de uzak bir zamandan söz et-
miyorum- neleri yapmaya kalkışacaklannın en so-
mut başlangıcıdır. Demek ki kurşunlar onları ra-
hadamaya yetmemiştir. Bu ülkede bir kadın olarak
benim ve benim gibilerin karşıiaştıklanyla yaşamı
sürdürmek için hayii enerji, sağiam sinirler ve
kaliteli destek gerekiyor. Ben bu desteği bana
vereceğinize inanıyorum."
Evet. Şengül Hablemitoğlu'nun çağnsı boyle.
Ben kendi adıma ona şunlan soyleyebilınm. Az
sonra Antalya "da Altın Piramit'te "Savaş ve Terör"
karşıtı 17 kısa film gösterilecek. Bunlardan biri,
CumhurDemirtoka'run "BirFıkra,BirGerçekve
Tom" adlı fılmı Necip Hablemitoğlu'na adanmış.
Bunu size mutlaka ulaştrracağım. sevgiler ve başınız
öne hiç eğilmesin.
Se\Teyleisil6yahoo.com
isilozgenturk6superonline.com