Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EKİM 2003 PAZAR CUMHURİYFT SAYFA
17
OPMBcâs'teneden
ımMetet et&yorf
Mubaieletgüdmikeat
içtoesaMad&lçm!
posta: denizsom@curnhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Islam ülkeleri KıbnsJı
Rumlan tanımış...
"Yakında akraba da olurfar!"
lfizeBize vize uygulayan
ülkelerin yurttaşlarına
t»iz de vize uyguluyoruz.
Ama bu vize, gümrük
kcapılannda "yatır parayı,
a l vizeyi" şeklinde
utygulanıyor. Ne var ki
Atatürk Havaalanı'nda
vize ücreti için Euro'dan
b»aşka para; dolar,
asterlin, çek, kredi kartı
hkiçbir şey kabul
e-dilmiyor. Yanında Euro
o>lmayan ondan bundan
b-orç bulmak için
saatlerce çırpınıp
duruyor!
Servet t
ütılü bir filozofa, W
"Servet ayaklannızın
altında olduğu halde
neden bu kadar
fakirsiniz?" diye
sorulduğunda, "Ona
ulaşmak için eğilmek
lazım da ondan" demiş.
Paracı
•
Gülhan Elmas:
"Para için savaşa
katılacaksak
ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı da
Mehmetçik olsun."
B
üyük Mıllet Meclisı'nin 6 Mart 1922'deki gizli
oturumunda Mustafa Kemal konuşuyor.
Meclis'in gizli oturum tutanakları yıllar sonra
Iş Bankası Kültür Yayınlan'ndan kitap oluyor...
Ayşegül Tokatlı da, kitabı okurken Mustafa Kemal'in 6
Mart 1922'deki konuşmasını kamuoyu iie paylaşmak is-
tiyor:
"Bugün bütün dünyayı etkileyen, milletimizin hayatı-
nı ve ülkemizi tehdit altında bulunduran, en güçlü ge-
lişmeler, Türkiye'nin zaranyla gerçekleşmiştir. Eğer güç-
lü bir Türkiye, varlığını sürdürseydi, denebilir ki Ingilte-
re'nin bugünkü siyaseti var olmayacaktı...
Bir şeyin zararıyla, bir şeyin yok olmasıyla yükselen
şeyler, elbette, o şeylerden zarar görmüş olanı alçaltır.
Gerçekten de Avrupa'nın yükselmesine ve uygarlaş-
masına karşılık, Türkiye gerilemiş, düştükçe düşmüş-
tür...
Türkiye'nin ortadan kaldırılmasında çıkar ve hayat
görenler, zararlı olmaktan çıkmışlar, aralarında çıkarları
Biz adam değiliz!paylaşarak, biıieşmiş ve ittifak etmişlerdir. Ve bunun so-
nucu olarak, birçokzekâlar, duygular, fikirfer, Türkiye'nin
yok edilmesi noktasında yoğunlaştırılmıştır. Ve bu yo-
ğunlaşma, yüzyıllar geçtikçe oluşan kuşaklarda, adeta
tahrip edici bir gelenek biçimine dönüşmüştür. Ve bu ge-
leneğin, Türkiye'nin hayatına ve vaıiığına aralıksız uy-
gulanması sonucunda, nihayet Türkiye'yi ıslah etmek,
Türkiye'yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Tür-
kiye'nin iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır...
Bunun etkisi altında kalarak, milletin en çok da yöne-
ticilerin zihinleri tamamen bozulmuştur. Artık durumu
düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka
Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emel-
lerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa'dan almak
gibi birtakım zihniyetler ortaya çıkmıştır. Oysa hangi is-
tiklal vardır ki yabancılann nasihatleriyle, yabancıların
planlanyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetme-
miştir...
Işte Türkiye de, bu yanlış zihniyetle sakat olan bazı
yöneticiler yüzünden, her saat, her gün, her yüzyıl, bi-
raz daha çok gerifemiş, daha çok düşmüştür...
Türkiye'nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan
birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya
mahkûmmuş gibi, Türkiye'yi atıl ve çekingen bir halde
tutuyorlardı. Memleketin ve milletin çıkarlannın gerek-
tiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler...
Türkiye'de fikir adamlan, adeta kendi kendilerine ha-
karet ediyortardı. Diyorlardı ki 'Biz adam değiliz ve ola-
mayız. Kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.'
Bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı bize düşman olan,
düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen Avrupalıla-
ra, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. 'Onlar bizi ida-
re etsin' diyorlardı... Bilelim ki, ulusal benliğini bilmeyen
uluslar, başka uluslara yem olurlar..."
KUPU
Akif Kökçe:
"Polis gösteri yapan
halkın üzerine niye su
sıkar? Kuru kalabalık
olmasınlar diye!"
SESSÎZSEDASIZ(l) A&/*&0GgB*
Jr
L J l Tn
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku " yahoo.com
AB hayatımız R0MAN0 PRODİ.
Romanımsı parcxii!
Demipyollanı nasıl yenileniyor?
Devlet Demir Yollan'nın astığı pan-
kartlaria kuruluşunun 147. yılında de-
miryollarının yenilendiği söyleniyor...
Birieşik Taşımacılık Çalışanlan Sendi-
kası ise tam aksini, Devlet Demir Yol-
lan'nın tasfiye edilmekte olduğunu
açıklıyor:
"Demiryolları'nın taşıma sektö-
ründeki payı yüzde 4'e, personel sa-
yısı yarıya düşürülmüştür. 1936 yılın-
da 2.9 milyon dolar kâr eden Devlet
Demir Yollan 2002 yılında 326 milyon
dolar zarar eder duruma getirilmiştir.
Bir kilometre demiryolunun uluslara-
rası standartlarda yeniden yapımı 1.18
milyon Euro iken, Ankara-lstanbul ara-
sında hızlı tren adıyla projesi bile olma-
yan yatınmda bir kilometre yolun reha-
bilitasyonuna 1.95 milyon Eruo ihale
bedeli belirlenmiştir. Rayların adeta
yok olduğu hatlarda 'biz çalıştınyoruz'
inadı ile neredeyse her gün trenler ray-
dan çıkmaktadır.
1995 yılında Dünya Bankası direktif-
leri doğrultusunda ve 'yeniden yapı-
lanma' adıyla başlatılan tasfiye pro-
jesi kapsamında ülkemizin kaynak-
lannı kullanarak ürettiğimiz elektriğin
demiryollannda kullanılmasından vaz-
geçilmektedir. Elektriğin yerine dışa
bağımlı olduğumuz petrol önerilmek-
te ve uluslararası sermayeye borçlanı-
larak dizel yakıtlı tren seti alımına gidil-
mektedir.
Ortadoğu ve Asya ülkelerine en kı-
sa yoldan ulaşmak ülkemiz üzerinden
olmasına rağmen, ülkemiz demiryo-
luyla ulaşım yolundan dışlanıyor."
ÇED KOŞESI KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakin turk.net
OKTAY EKİNCİ
Tire'nin Aydınlık Gecesinde...
Tarihi Kentler Birüğinın
(TKB) 24-27 Eylül 2003'tekı tz-
mir Buluşması'nda son günün
aynldığı Küçük Menderes gü-
zellerinden biri de Tlre'ydı...
Yurdun tüm bölgelerinden
yüzlerce katılımcı, önce Boz-
dağ'ın güneşlı ve serin havasın-
da birdenbire "andeleşerek"
günlerin yorgurtluğunu attı...
Aynı havayı Gölcük kıyısındaki
çımenlerin üzerinde de soluya-
rak "keşkek" ve "Ödemiş köfte-
si" ile ağırlandılar...
Sonra ovaya inip Birgi'deki
ÇEKÜL Evi'nde toplanarak
MSÜ'nünyaz okulu çalışmala-
n sergisinde Prof. Dr. Cengiz
Eruzun'dan bilgileraldılar. Ça-
kırağa Konağı ve diger tarihi
yapılan da gezerek Odemiş'e
geçip Belediye Başkanı Meb-
tnet Eriş'in kent ve çevre pro-
lelerini incelediler...
Bu meraklı gözlemlere Halep
Pastanesi nın tarihi binasıyla bü-
inleşmiş çamhk bahçesınde
jnlü "kestane dondurma-
5i"ndan tatmak da eklenince sa-
ıtlerce yollannı gözleyen Ti-
re'ye ancak hava karardıktan
;onraulaşabildiler...
70 yaşmdakj bando
Ege'nin bu görmüş geçirmiş
•'kültür ve mimariık kentiyle"
oıcaklaşmak için tam 7 otobüs-
le birlikte çok sa-
vida resmı ve
izel otomobilden
Dİuşan TKB kon-
voyu kent merke-
dne girdiğinde,
Belediye Başkanı
Fayfiır Çiçek ve
iiğer yöneticiler
3U yorulmak bil-
-neyen kafileyi
bandoyla' karşı-
ladılar.
1932'den bu
/ana tüm bay-
-amlannvekutla-
-nalann rengi ve
;esi olan "Tire
Bandosu", marşlarla birlikte
•'zeybekhavalannı" da öylesine
birilcim ve ustalık için çalıyordu
Id ülkenin en eski "kentorkest-
ras" olmasının yanı sıra en se-
vilen yerel müzik topluluğu ola-
rak yine unutulmaz bir konser
veriyordu...
Hele, alkışlarla eşlik edilen
:oşkunun doruğa tırmandığı bir
zamanda "OnuncuYıl MarşTnı
seslendirmeleri ise Tire'den
Ödemiş Ovası"na uzanan bere-
lcetli topraklardaki "üretime ve
dayanışmaya da\-ah" K. Mende-
-es kültürünün nasıl efsanevi bir
•'Kuvayı MiDK'e Havzaa" yarat-
nğını da adeta kanıtlar gibiydi...
Karanfil kokan mimarhk
îşte böylesi "çağdaş ve ta-
ribsel" bir kent olan Tire'de
Ege'nin en vaşlı güzeli;
TireB Emine"(Koca) Nine
105 yaşında».
mimarhk ve insan sevgisı o
denli köklü ki bu sevda ünlü
"karanfUleri" için söylenen
manilerinde bile bakın nası!
yaşatıhyor:
"Karanfıl yalaklan,
Tire'nin konaklan,
Gül suvuvla yıkanmış,
Yarimin j anaklan."
Bu sözlerle birlikte, Ege'nin
usta ve yürekli ozanı To^a
Çandar'dan dinlediğim "Zey-
bekOsman'ın Türküsü"nün de
yine Tire'ye ait olduğunu öğ-
rendiğimizde, belediyenin o kıt
bütçesiyle ama zengin bir gö-
nül bağıyla Tıre'ye kazandırdı-
ğı "Derebojn Kültür ve Dinlen-
ce Alanı"ndaki su ve ağaç ses-
lerine aynı türküyü "içimizden
söyleyerek" ekliyoruz:
"Osmanımın mendili, limon
sansıof,
Osmanımı vurdular öğlen
arasL_"
Tarihin 'tahü'ndavTz...
Evliya ÇelebL bu kenti tanım-
larken "Taht-ı Kadim Şehr-i
Muazzam Tire* demiş... Roma
döneminde bile adı "kale" an-
lamındaki "Teira" imış... E-
fes'ten Bozdağ'a uzanan "Ar-
temis Tapınağı Kutsal Arazile-
ri" Tire'nin gi-
zemli mekânla-
nyla bütünleş-
miş...
14. yüzyıl baş-
lannda Aydıno-
ğullanBe>iiği'nın
gözde kenti ol-
duktan sonra da
Osmanlı Devleti
Tire'yi Aydın
eyaletinin "san-
cak merkea"
yapmış... 0 kadar
ki ünlü Osmanlı
paralan "nakışlı
bakır mangırlar''
ile "gümüş akçe-
ler" bile 18. yüzyıla kadar Tire
Darphanesi'nde üretilmiş.
Böylesi bir geçmişe dayalı
mimarhk ve yaşam zenginliği
bugün de izlenebilen soylu bir
kent kültürüyle birleşınce
"Anadolu ihtilalinde*' etkin bir
yer alarak "Cumhuriyet devri-
mine" de önderlik etmiş...
Tire'de o gece yaşadığımız
• birkaç saat bile sanki bütün bu
anılara dayalı derinden bir tanı-
şıklığın yeniden duyumsanma-
sı gibiydi... Kentin TKB üyeli-
ğini bir kez daha kutlayıp veda-
laştığımızda, Metin Sözen dı-
yordu ki: "Gecesi bile bu kadar
aydınlık bir başka kent var mı-
î
Oekinci a cumhuriyet.com.tr.
V»,V G Ü ^ C Ü yü KTV .
ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracio mynet.com
H A R B Î SEMİH POROY semihporoyîa yahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGI,
TUR(C Dty^NET VAiaF-SEN
YONETICISI IMAMLAR
TEHDÎT ETMİŞ;
"CENAZELER±Nia.E
tLfitLENMEYtZ
"ben lûğûrt öisem dahi kolmaz cenazem ortada
koknvjsm dcr de bu millet bir mezara kaldırır
Smrünü tezyide say'et bcnzemesin hiç bona.
sen ölûrsen ey s.Jrn zannctme kimse kaldınr".
Ş-AIR E5REF
YANIT VERtYOR
TAIÜHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Ekun icuw.mumtas-arikan.com
DOĞU BERLİN'DEN KAÇANIAR
1964'TE BUGÜN,S7 OOĞU BEBLİNLİ,
Û A: Ç &?
Tt. 1961 AĞU£TOSUMC>A OEMOKmATİK ALMAHYA
İNŞA ETtoSYE KOYUCMUÇTV. PIZEFAB&K ££7ON
OOSd
SAS/HÇU SU, GÖZ
f . BU , Ç j
M/f, İHSANL/Ue DUVA/tCtAN ATIAYA&S*:, 0rOM08İLL£R£ GİZLI BÖLMe-
rÜN£U£IS K4Z4&4K 8UNU te
P£MİŞTİ..
PANO
DENİZ KAVTJKÇUOĞLU
İdeolojilep Bitti mi?
Dünkü Hürriyet'te Zeynep Göğüş'ün "Ayniy-
le Vakidir" başlıklı yazısını okuduktan sonra ak-
lım, son paragrafta sorduğu bir soruya takıldı:
"Ideolojiler bittikten sonra geriye hangi içi bo-
şalmış cümleler kalıyor?"
Belleğimi tazelemek için sözlüklere, "ideoloji"
maddesine baktım. Şöyletanımlar vardı: "Birey-
selya da kolektif bir davranışın temelini oluştu-
ran bir felsefi ve siyasal öğretiyi oluşturan genel
fıkirlersistemT', "Insanlann kendi varoluş koşul-
lanyla ilişkilerinden kaynaklananyaşama biçim-
leriyle ilgili tasanmlann tümü". Oyleyse ideoloji
bir "kültür", bir "dünya görüşü"ydü.
Son yıllarda birçok yerli ve yabancı yazardan
"ideolojilerin bittiği"ne ilişkin çeşrtli yazılar oku-
muştum. Dolayısıyla sevgili Zeynep Göğüş'ün
aklıma takılan sorusu yeni bir şey değildi, bir
anımsatmaydı yalnızca. özellikle Amerikalı ya-
zarlar neoliberal rüzgârların esmeye başladığı
1980'li yıllarla birlikte bu savı ileri sürüyorlardı.
Böyle bir şey olabilir miydi? Bu savların ge.'çeği
yansıttığı düşünülebilir miydi?
"Islam" da, "Hıristiyanlık" da, "milliyetçilik"
de, "Marksizm" de insanların küitürlerini, yani
yaşam biçimlerini belirleyen birer dünya görüşü,
birer "ideoloji" idi. Birer ideoloji olarak Islamın ya
da Hıristiyanlığın "bittiğini" söyleyebilir miydik?
Faşizm, nasyonal sosyalizm, falanjizm, rasizm
"milliyetçi" ideolojinin "en uç" görüntüleriydi.
Fakat bu "en uç" görüntülere eskiden olduğu gi-
bi sık ve yoğun rastlanmıyor olması bir dünya gö-
rüşü, bir ideoloji olarak milliyetçiliğin bittiği anla-
mına gelir miydi?
• • •
Burjuva düşünürleri "ıdeolojiler bitti" derken
aslında "Sosyalizm bitti!" demek istiyorlardı.
Çünkü Islamın da, Hıristiyanlığın da, milliyetçili-
ğin de "kapitalizm" ile bir sorunlan yoktu. Tam
tersine bu dünya görüşlerinin geçerli olduğu ül-
kelerin egemenleri Islamın, Hıristiyanlığın, milli-
yetçiliğin güçlendirilmesinin kapitalizmin temel
güvencesi olduğu konusunda birleşiyortardı. Bu
anlamda Hıristiyanlıktan beslenen Ispanya ve
Polonya kapitalizminin Avrupa Birliği Anayasa-
sı'nda "Avrupa'nın Hmstiyan kökenlerinin" yer
almasını, "Hıristiyan kimlikln kayda geçirilme-
sini istemelerinin başlıca nedeni bu güvence kay-
gısıydı.
Dünya kapitalizminin, emperyalist sermayenin
hammadde kaynaklarını sömürüye açan Müslü-
man ülkelerie bir alıp veremediği yoktu. Onlar
yalnızca Irak gibi, Iran gibi kendi petrollerinin
musluklarını kendileri açıp kapamak isteyen ül-
kelere diş biliyorlardı. Yoksa Iran'ı mollalar, Irak'ı
diktatörler yönetmiş, hiç umurlarında değildi.
Türkiye'nin de laik bir cumhuriyet olup olmama-
sının hiç umurtarında olmadığı gibi.
Ne var ki iş "Marksizm"e, sosyalist dünya gö-
rüşüne gelince değişiyordu. Çünkü kapitalizmle
sorunu olan ve bu sorunun çözümünü "kapita-
lizmin ortadan kalkması"nda gören tek ideoloji
Marksizmdi, sulandınlmamış sosyalizmdi. Bu ne-
denle 1980'lerin sonunda Sovyetler Birliği ve Do-
ğu Avrupa ülkelerindeki "reel sosyalist" rejimler
çökünce burjuva düşünürleri, burjuva yazarları
bayram ettiler. "Tarihin sonuna gelindiği", "ide-
olojilerin bittiği" üzerine yazılar yazdılar.
Fakat bu rejimlerin çöküşü ya da sözgelimi, Çin
Halk Cumhuriyeti'nin Coca Cola için çok büyük
bir pazar oluşturması bir "dünya görüşü", bir
"ideoloji" olarak sosyalizmin bittiği anlamına ge-
lebilir mi? Sosyalizm adına yapılan ve çöküşler-
le, geri dönüşlerie sonuçlanan yanlış uygulama-
lar bu dünya görüşünün bittiğine dair bir kanıt
oluşturabilir mi? Bir "rejim" ile bir "ideoloji" eş
tutulabilir mi?
Sorulacak, yanıtlanacak daha çok soru var.
Zeynep Göğüş'e dünkü anımsatması için teşek-
kür ederek bunları gelecek yazılara bırakahm.
(e-posta: dkavukcuogluft superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/ Beyaz, san
ya da kırmızı
renkte çiçek-
leri olan otsu
bir bitki. 2/
Felsefede, bıl-
gi ile varlık
arasında ilişki
kurduğu dü-
şünülen kav-
ram... Jüpiter
gezegenine
verilen bir
başka ad. 3/ Çatı,
dam... Soyundan ge-
linen kimse. 4/ "in-
san bir — misali Se-
ni eken biçer bir
gün" (Karacaoğ-
lan)... tlkel bir silah.
5/Gitar, mandolin gi-
bi telli çalgılan çal- 8
maya yarayan küçük 9
araç... Italya'dabiryanardağ. 6/Birrenk... Osman-
lı ordusunda iki alaydan oluşan askeri birlik. 7/Is-
kambildeki maça rengine verilen bir başka ad...
Yurdumuzun batısında bir körfez. 8/ Serbest bırak-
ma... Doğu Timor'un başkenti. 9/"Eşekkulağı'' da
denilen ve eczacüıkta kullanılan otsu bitki.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Bir müzik parçasının, duıleyicilerin isteği üzeri-
ne bir kez daha çalmması... Uzun tüylü kalpak. 2/
Kadastro haritalarında parseller topluluğu... Vü-
cuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test.
3/ Kara batmamak için ayağa takılan bir çeşit ör-
gülü ayaklık... OrhanPamuk'un bir romanı. 4/En
azından, hiç olmazsa... Uzaklık işareti. 5/Çok es-
ki ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan de-
yim sözü... Duman lekesi. 6/Bir gösterme sıfatı...
ABD'de bir eyalet. 7/Kırkpınar güreşlerini düzen-
lemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Tanım. 8/Bazı
aygıtlan çalıştırmaya yarayan düğme... Ispanyolla-
nn sevinç ünlemi. 9/Iri taneli bezelye... "Bir — ça-
ru gibi gecenin içinde/Ta gün ışıyıncaya kadarVa-
kur, metin, s&de/Çalacaksın" (M.C-.Aııday).