02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Prof,Dr. Erdoğan Teziçseçimlerin meşnıluğımıı içinesindiremiyoramayasal olduğu konusunda hiçbir tereddüdüyok S f l Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU [email protected] Yüksek Seçim Kıırulu 'nun (YSK) DEHAP'la ilgili karannı açıklamasındam sonra siyasi ve hukuki arenada belirsizlik sürüyor. Her kajadan da sesler çıkıyor. Kimileri diyor ki: "6 Kasım seçimleri baştan hukuksuzlukla doluştu. Çünkü zaten oy pusulaları m*eşruluğunu yitirmişti. Dolayısıyla seçimler sil baştan edilmeli. Bu konudaki kararı YSK alabilir." Kimilerinin savunduğu görüş de şöyle: "Olmaz, seçimleri yenileme kararı idari bir mahkeme olan YSK'ye ait değildir. YSKancak topu TBMM'ye atarak bir tespityapabilir."Bu arada benim kafam da iyice karıştı. Doğru analizi kimler yapıyordu? Kimler de kafa karıştırmaya çalışıyorlardı? Bunun üzerine Anayasa Hukuku uzmanı olan Galatasaray Üniversitesi 'nin rektörü Prof. Dr. Erdoğan Teziç e danışmaya karar verdim. Hep sol eğilimli olmakla tanınan Erdoğan Hoca kimileri tarafından yanlı görüşe sahip olmakla eleştirilebilirdi. Ama tam anlamıyla hukuk namusuna sahip olduğu için de doğru analiziyapmaktan çekinmezdi. Nitekim de öyle oldu. Erdoğan Hoca hukuken, halihazırdaki durumda bugünkü anayasaya göre seçimlerin iptal edilemeyeceğini söylerken ipîalin getireceği sakıncaları da tek tek sıraladı. Seçim degilbaraj tartışması - Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararından sonra seçimler yenilenmeli mi, yenilenmemeli mi? - Sorunuzuyanıtla-madan önce ben birtespit- le yola çıkmayı uygun görüyorum. O da YSK'nin bizim anayasa düzenimızdeki yerinin açıklığa kavuşturulması gereğidir. YSK anayasamıza göre idari görevleri <le olan egemen bir yargı- lama makamıdır. Onun verdıği kararlar kesin hüküm niteliğindedLr. Eski söyleyişle kaziye-i muhkeme ya da murtkem kaziyedir. Dolayısıy- la da temyız edilemez. Bir defa bunu tespit ede- lim. YSK kararlannı verip bununla yetinmez; bir de o kararlann uyguJanması sürecini de belir- leme sorumluluğu altındadır. Zaman zaman basında ya da yer yer açıklamalarda YSK'nin idari bir kurul olduğ-u dile getiriliyor. - Gerçekten idari bir kurul mudur, YSK? - Bir kere bunu aç ıklığa kavuşturmamız la- zım. YSK karma yapılı egemen bir yargılama organıdır. Çünkü yedi üyesinin bir kısmı Yar- gıtay'dan, bir kısmı da Danıştay'dan seçilmiş- tir. Onun verdiği kararlann da temyizi kabil de- ğil demiştim; ancalc, bu makamın yargılama yetkisinin yanı sıra konuya göre bireysel, ge- nel idari karar ve mütalaalar bıçiminde de iş- lemleri olabiliyor. Genel seçimlerin yapıldığı 3 Kasım günü seçmene sunulan oy pusulalan geçerli olmama özelliğini taşıyor. Seçim ortamı - Nasıl geçerli olmama özelliğini taşıyor? - Yani, bu seçimde seçime girme koşullannı yerine getirmediği sonradan anlaşılan bu par- tinin birleşik oy pusudasında yer alması oy pu- sulalannın geçerli olmalanna olanak tanımıyor. Çünkü YSK, birleşik oy pusulalarmın basıl- masmdan önce, Curnhuriyet Başsavcıhğı'ndan seçime girecek partilerin seçime girebilme ni- teliklerini taşıyıp taşımadıklan sorulmuştu. Cumhuriyet Başsavcılığı da, seçime katılma koşullan arasmda yer alan Türkiye'nin en az yansında örgütlenmiş olunmasıyla ilgili bilgi- yi verirken DEHAP'ın 81 ilden 41 'inde örgüt- lendiğini, dolayısıyla da seçime katılmasında bir engel olmadığını bildirdi. YSK'ye bu ko- nuda bilgi verecek olan tek yetkili merci Yar- gıtay Cumhuriyet Ba-şsavcılığı'ydı. Fakat bir süre sonra, oy pusulalannın basımı- na geçildiği sırada, Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı kendisine sonradan intikal eden bilgi- ler çerçevesinde, seçime katılma koşullarının yerine getirilmediğini tespit edince bu kez DE- HAP'ın seçime katılamayacağını YSK'ye bil- dirdi. Ancak bu itiraz YSK tarafindan değerlendi- rildi ve dikkate alınmadı. - Neden dikkate alınmadı? - Başta da izah ettigim gibi YSK egemen bir yargı merciidir ve Kurula göre "Seçim süred- ne giden adım atümışü. Zira oy pusulalan ba- sılmış, sınır kapılannda oy verme işlemi başla- mıştL. Bundan sonra geriye dönüş mümkün de- ğUdi. Seçim ortamında aruk seçimin iptaline yol açacak bir karar alınamazdL" Hatta o sırada Adalet ve Kalkınma Partisi 'nin (AKP) Genel Başkanı olarak birleşik oy pusu- lasında yer alan Recep Tayyip Erdoğan'ın ge- nel başkanlık sıfatını hukuken taşıyıp taşıyama- yacağı belirsizdi. Çünkü parti üyeliği bitmişti. Ama Anayasa Mahkemesi de Yargıtay Cumhu- riyet Başsavcısı'nın itirazına karşın, bir kimse- nin parti üyesi olmadan genel başkan olup ola- mayacağı sorusuna açıklık getirmemiş, konu- yu belirsiz bırakmıştı. Bu açıdan da oy pusula- lannda bir sakatlık söz konusuydu. Ama Cumhuriyet Başsavcısı'nın itirazı Ana- yasa Mahkemesi'nde henüz karara bağlanma- dığı için YSK de Recep Tayyip Erdoğan'ı oy pusulasında genel başkan olarak gösterdi ve seçim sürecine ginldi. Anayasa Mahkemesi'nin karannı geciktirmesi, YSK'nin seçim sürecın- deki tutumunun zımmen onaylanması olarak da yorumlanabilir. Zira karannı seçimden sonra açıklayarak (Ocak 2003), parti üyesi olmadan partinin genel başkanı olunamayacağını kara- ra bağlayabildi. Seçmenln oyları geçeril - Peki, oypusulalarmda bu sakatlık varken zaten seçimler nasılgeçerli olabiliyor? - Evet, oy pusulalan usulüne uygun değil, sa- kat. Ama buna bakarak bu seçimde seçmenin vermiş olduğu oylann usulsüz olduğunu söy- lemek de doğru değildir. Seçmenin verdiği oy- lar geçerlidir. Burada iki hususu da birbirinden ayırmak la- zım. Seçim süreci yasallık, yani kanunilik bo- yutunda bir aksama göstermiyor. Ama seçim- de kullanılan oy pusulalarmda ortaya çıkan ak- saklık ister istemez seçimin meşruluğunu gün- deme getiriyor. Dolayısıyla da bu seçimlerin meşru olmadı- ğı tartışmalan toplumda giderek yaygınlaşıyor. Meşruluk konusunu değerlendirirken şu hu- susu da unutmayalım: Zaten Türkiye'de yüzde 10 barajla yapılmış seçimin meşru olup olma- dığı konusu hep tartışılıyor. Son seçimde kul- lanılan geçerli oylann yüzde 46'sı değerlendir- meye alınmadı. Oylannın yüzde 46'sının değer- lendirilmeye alınmayan bir seçime ne kadar meşru diyorsak bu seçimin meşruluğu da aynı şekilde birbiriyle örtüşüyor. - Yaniaçıkça söylemekgerekirse bu seçim- ler meşru değil mi? - Söylediğim gibi bu seçimlerin meşruluğu- nu içimize sindiremedik. Ama kanuni olduğu konusunda da bir tereddüt bulunmaması gere- kir. En azından ben bu seçimlerin yasallığı ko- nusunda bir tereddüt taşımıyorum. - Evetyasallığını tartışmıyoruz, ama seçim yasası değiştirilerek baraj sayısı düşürülür- se ortaya nasıl bir taUo çıkar? - O zaman da ortaya şöyle bir sorun çıkıyor: Yüzde 10 barajıyla seçimi bir daha yapmamak içinbarajı yüzde 5'e, ya da başka düşükbir ora- na çekebilirsiniz. Ama bu kez meşruiyet soru- nunu çözmekle yetkili olan TBMM'dir. TBMM bu meşruiyet sorununa radikal bir çö- Prof. Dr. ERDOĞAN TEZÎÇ 1936, Istanbul doğumlu. Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladu Lisede okurken Galatasaray ve milli takımlarda voleybol oynaduffiHukuk Fakültesi'nde yükseköğrenimini tamamladu Üniversiteye gîderken de voleyboloynadı ve milli takım kaptanhğıyaptu W Hukuk Fakültesi'nde asistanlıkgörevinin ardından Fransa 'da Anayasa Hukuku üzerine doktorasım verdL Uzun yıllar tÜ Hukuk Fakültesi'nde Anayasa Hukuku dersleri verdi; dokuz yıl süreyle Galatasaray Lisesi Müdürlüğü yaptu Halen Galatasaray Üniversitesi Rektörü. züm getirmek istiyorsa o zaman seçimleri ye- nileme karan alır. YSK'nin seçimleri yenileme karan alma yet- kisi yoktur. TBMM seçimJeri yenileme karan- nı almakla birlikte seçim kanununda değişik- lik yapması gerekir. Ama yine de sorun çözül- müyor. Anayasanın 67. maddesinin son fıkra- sına eklenen bir hükümle şu düzenleme geti- rildi: "Seçim kanunlannda yapılan değişiklikler yûrfirlüğe girdiği tarihten bir yd içinde yapüa- cak seçimlerde uygulanmaz." Yani, TBMM'nin seçim barajını değiştirdi- ğini kabul edelim. Buna rağmen hemen yapı- lacak bir seçimde bu değişiklik uygulanama- yacaktır. Meşruluk sorununu çözebilmek için kısa sü- rede yapılabilecek bir seçim de yine meşrulu- ğu tıkayacak nitelikte. -Peİd, o zaman ne yapılabilir? - TBMM, seçmen iradesini gerçekten yansı- tacak bir seçimi samimiyetle istiyorsa önce ana- yasadaki bu son iki fikrayı, yani seçimlerde adalet ve istikran sağlama kuralıyla biraz ön- ce okuduğum seçim kanununda yapılacak de- ğişikliklerin ancak biryıl sonraki seçimlerde uy- gulanabileceği hükmünü kaldırması lazımdır. Anayasada bu tür hükümler yer almamalıdır. -Neden? - Çünkü seçimde adalet ve istikran sağlama ilkeleri siyasi temenni niteliğindeki ilkelerdir. Bu kural seçim sistemini düzenleyen kanunun anayasaya aykınlığı nedeniyle açılacak iptal davalannda, Anayasa Mahkemesi'ni, seçim sis- temi gibi bir konuda ister istemez siyasi tercih- lere müdahale ettiği tartışmalan içine sokacak- tır. Bunlargereksiz hükümlerdir ve anayasadan çıkanhnalıdırlar. Bu bakımdan, meşru seçim sonuçlan elde etmeyeyöneldiğimiz noktadaki engellerin kal- dınlmasından sonra seçimleri yenileme kara- nnı TBMMahr. Buönkoşul gerçekleşmezse ana- yasadaki değişiklikleri sağlamadan yüzde 10 ba- rajla yine seçime gidilecekse zatenbutartışma- lar da bitmez. Meşruluk sorununu TBMM çözer - lyi de daha seçileli bir yıl bile olmamışken bu Meclis nasıl öyle bir karar alır? Daha doğrusu öyle bir karar almaya yanaşır mı? - Olaya öyle bakmayalım. Bugün YSK, Yargıtay'ın karannı görmezlikten gelemeyeceğine göre artık böyle bir tespiti yapabilir. Ben konuşmamızın başında,"YSK, sadece seçim yargüaması yaparak karar vermekle yetinen değil, fakat karann sonuçlannı da değerkndirmesi gereken bir yüksek mahkemedir" demiştim. Dolayısıyla mazbatalan iptal ettiği anda parlamentonun ortadan kalkacağı bir manzara ortaya çıkıyorsa karannı ister istemez bu çerçevede alacaktır. Bu bakımdan kanımca meşruluk sorununu çözecek tek yetkili makam anayasamıza göre ulusun temsilcisi olan TBMM'dir. TBMM bu konuda bir sonuca ulaşmak istiyorsa, biraz önce söylemiş olduğum anayasal ve yasal düzenlemeleri yapabilmelidir. Başka türlü de bu sorunun çözülebileceğini düşünemiyorum. Ihtimaller üzerinde konuşuyoruz. Bu kadar çok ihtimalle herkesi tatmin edecek bir çözüme ulaşılması da mümkün değildir. Herkesi tatmin edecek bir yargı karan zaten olamaz. Ama hukuksal gerçeği saptayan nitelikte karar verecektir. Yargılamanın işlevi budur. Hukuksal gerçek her zaman hukuksal doğru anlamına da gelmez. Çünkü mahkemeler eldeki olanaklara, duruma göre karar verirler. Bu karar kesin hükümdür. Ama kesin hüküm doğru hüküm anlamına gelmez; hukuksal gerçeği saptayan hüküm anlamına gelir. BAĞIŞ KAMPANYASIBAŞLATILDI Şehit denizciler için anıt IstanbulHaberServisi-"Vatansağol- sun" diyerek şehit olan deniz şehitle- rimiz anısına, anıt çalışmalanna başla- yanDenizaltını Sevenler Sosyal Yardım- laşma Derneği (DESSOYAD), çalış- malarım hızlandırdı. DESSOYAD, Dumlupınar ve Atılay denizaltılan ile Refah gemisinde şehit olan denizcile- rimizin anısını yaşatmak amacıyla, Ge- libolu'da yapnracağı "Şehit Denizalrı- cılar Amû" için yardım kampanyası başlattı. 170 milyar liraya mal olması bekle- nen Şehit Denizaltıcılar Anıtı için 4 Nisan 2003 'te temel atıldığını anımsa- tan dernek başkanı Sacit Sayar, anıtın yükseleceğı arsanın Gelibolu Beledi- yesi'nce verildiğini, projenin hazırla- nıp ilgili kurullardan gerekli izinlerin de ahndığını söyledi. Şu ana dek 30 mil- yar lira kaynak yaratabildıklerini belir- ten Yarar, dernek olarak bağış kam- panyası başlattıklannı, bu amaçla Oyak- bank Kazasker Şubesi'nde 3175423-Mt- 001 numaralı hesabı açtırdıklannı söy- ledi. Yarar. Kadıköy Kaymakamh- ğı'ndan yardım toplama yetkisi aldık- lannı da belirtti. - Dumlupınar DenizaltısL 4 Nısan 1953 tarihınde, Çanakkale Boğazı'nda Isveç bandıralı Naboland gemisi ile çarpışarak battı. - AuiayDenizalusı, 17 Temmuz 1942 tarihinde, Çanakkale Boğazfnda ma- yına çarparak battı. - Refah gemisi, 23 Haziran 1941 ta- rihinde, bir Fransız denizaltısı tarafın- dan batınklı. El sanatları kermesi Caferağa Medresesi, Geleneksel Türk El Sanatlan Kermesi'ne ev sahipüği vaprvvr. Türk Külrürüne Hizmet Vakfi'nın (TKHV) düzenlediği ker- meste ebru. ahşap bm'amave takı sanatlan başta olmaküzere çeşitli daDarda ça- hşmalar saüşa sıınuldu. Kernıesin büvük ilgi gördüğünü belirten TKHV 7 sanat damşmanı Burcu Çakır. "Ziyaretçiler burada sanatçüarla tanışma inıkânı bu- luyorlar. Böylece eserlerie ilgili birinci elden bilgi alabiliyor ve yapddıklan atöl- yeîeri gezebüiyorlar" dedL Kermes bugün sona erecek ANKARA TÎCARET ODASI'NIN ARAŞTIRMASI: Her şeyin korsanı var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) araş- tınnası, Türkiye'deki "korsan sektör- lerin" ulaştığı büyüklüğü de gözler önüne serdi. Araşnrmaya göre her 3 CD'denbiri, her 4 kasetten2'si. her 100 kitaptan 40'ı ve her 100 bilgisayar ya- zılımından 58'i korsan nitelikte bulu- nuyor. Korsan ürünlerın tüm sektörleri kap- sadığına dikkat çekilen araştırmada, korsan yayın ve markalar nedeniyle yıllık 2 katrilyon 70 trilyon liralık kay- bın oluştuğu vurgulandı. Ankara Ticaret Odası tarafindan ha- zırlanan "Korsan Türkrye" araştır- masında, ampulden parfume, prezer- vatiften Viagra'ya kadar hemen he- men her alanda korsan ile karşılaşma- nın mümkün olduğuna işaret edildi. înternetteki vveb sayfalannın bile önem- li bir bölümünün korsan olduğu belir- tilen ATO araşnrmasında özetle şöy- le denildi: "Elektrikparasıödememekiçin her 2-3 ayda bir yer değiştiren gezki kor- san elektrik aboneleri bile \^r. Türid- ye'de korsan çahşan sahte doktor. sah- te pohs, sahte avukatlar da bulunuyor. En son görülen örnek ise korsan loto. Sahteloto kuponuilelotooynatan kor- sanlar ikrami>e çıkan vatandaşlann he\ esini kursağında bırakıyor. Korsan yayınlar nedeniyle kitapta yılhk 200 trilyon, CD'de 70 trilyon, biigisiyarda 1 katrilyon 120trilyonlirahkkavıp ohı- şuyor. Mark sahtecifiği nedenhle olu- şankavipda 700trilyonliraya lüaşryor"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle