Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2003 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
GUNCEL CUINEYT ARCAYLREK
• Baştarafı 1. Sayfada
te kestirmek olanaksız.
Kurucularının, bugünkü yönetici kadrosunun si-
cillerini dikkate alarak; Arap ülkeleri, AKP iktida-
rını gelmiş geçmiş hükümetlere oranla daha faz-
la Islamcı etikete sahip bir iktidar diye tanımlıyor.
Bu bakış açısı, Başbakan'ı gezi boyunca Türki-
ye'nin Müslüman Irak'ın vurulmasına yardımcı ol-
masındaki nedenleri anlatmaya, açıklamaya zor-
layabilir.
Kuşku yok; aynı sıkıntıyı içeride de çekiyor AKP
ve hükümeti. NTV'deki son söyleşisinde Dışişle-
ri Bakanı Yaşar Yakış, "Amerika için savaşacak
değiliz" dedi.
Fakat nedense Bakan Yakış, gereksinilen ve
gerektiği yerde Başbakanı Gül'ü "Barış Girişi-
m/"nde yalnız bıraktı.
Mazereti hayli ilginç. Azerbaycan, Orta Asya
Türk Cumhuriyetleri ve Çin gezisinde RTE'ye re-
fakat edecek. Genel Başkanı'nı Başbakan'a ter-
cih ediyor.
• • •
"Türkiye ne biremiriik ne de krallık" diye demok-
rasimizi yücelten Başbakan; ne ki, Suudi Arabis-
tan'la Ürdün krallıklarını, Suriye gibi babadan mi-
ras diktatörlüğü ziyaret ediyor.
Üstelik "zulüm yapan bir diktatör" diye tanım-
ladığı Saddam'a ticaret heyetine başkanlık eden
Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen aracılığıyla mesaj
göndermeyi ihmal etmiyor.
Böylesi garip tezatlarla başlayan gezide Başba-
kan Gül; herhalde görüştüğü devlet başkanlarına
ABD'nin Irak'ın kuzeyden cephe açma gerekçe-
sini Dışişlerı Bakanı Yakış'ın veciz anlatımını yine-
leyerek açıklayacaktır.
Yakış'ın sözlerini anımsayalım: "Eğerbizbu sa-
vaşa katılmazsak daha çok Amerikan askeri öle-
cek, Amehkalılar ömrü billah 'Eğer Türkler katıl-
saydı bu kadar (sıradaki sözcük Bakan'a ait) şe-
hit vermezdik' diyecek. Bu da ABD ile yol aymmı
demek".
Oysa, ABD'nin yol ayrımıyla ilgili kaygılarını de-
ğişik faktörler etkiliyor. Kaygı sadece "fazla zayi-
af/a"sınırlı değil.
ABD, Saddam'ı düşürme operasyonunu güney-
den açacağı cephe ile başlatıp sonuçlandırırsa;
savaş maliyetinin "çok yüksek" olacağını hesap-
lıyor ve görüşmelerde bu öğeyi de Ankara'nın
önüne koyuyor.
Kısacası ABD'ye göre kuzey cephesi hem za-
yiatı azaltacak hem savaş maliyetini düşürecek!
Sıra bizim zararımıza geldi mi, ABD hem hasis
(biz diyoruz zararımız en az 28 milyar, o diyor ki
4-15 milyar) hem de dayattığı istekleri yerine ge-
tirmediğimiz zaman aba altında sopa gösterme-
yi pekâlâ biliyor.
"Çok zayiat ve yüksek maliyet" -ABD'ye göre-
ilişkileri öyle bir yol ayırımına getirir ki; örneğin,
Türk ekonomisinin gereksindiği ve gereksinece-
ği IMF kredilerindeki Washington destegi kalka-
bilir.
ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'a
Ankara'da Irak operasyonunun ekonomiye vura-
cağı darbe anımsatıldığında, "Zaten ekonominiz
partak değil" demiş.
Bu söz, ABD çıkarlarına karşı olmamayı öğüt-
lediği gıbi, Pentagon'un da açıkladığı "Savaşa or-
tak olmazsanız siz bilirsiniz" söylemiyle aynı kapı-
da buluşmuyor mu? Ama dostumuza haksızlık
etmeyelim: Büyükelçileri Robert Pearson, iki ül-
ke arasmdaki çok düşük olan ticaret seviyesini
arttırmak için Amerikan tekstil şirketlerine "mek-
tup yazmayı" planlıyor. Işte zarardan kurtuluşun
yolu. Daha ne istiyoruz!
• • •
Çankaya, Irak ve Kıbrıs sorunlarında devlet po-
litikalarını anlaşılır biçimde ve ıçerikte açıkladı.
Cumhurbaşkanı adına Dışişleri Başdanışmanı Ta-
can lldem; ABD'nin yeni bir BM kararına gerek-
sinmeden kullanmayı düşündüğü "Güvenlik Kon-
seyi'nin 1441 sayılı kararının 'otomatikbirşekilde'
askeri operasyon başlatılmasına olanak tanımadı-
ğını" ifade etti.
RTE de bir iki gün önce ABD'nin 26 Ocak'ta ye-
ni bir BM kararı olmadan Irak'a saldırması duru-
munda; Türkiye'nin bu savaşa katılmayacağını
söyledi.
Başbakan Gül, dört Arap ülkesinde Türkiye'nin
bu kararına ve kararlılığına koşut bir sonuç alma-
ya çalışacak mı acaba?
Alabilir mi?
Şahin'in 'siyasi yasak' değeriendirmesi
Engeli çift dikiş
atarak kaldırdık
tstanbul Haber Ser-
visi - Başbakan Yardım-
cısı Mehmet Ali Şahin.
siyaset yapan msanla-
nn "eften püften" ge-
rekçelerle önlerinin ke-
silmemesi gerektiğini
vurgulayarak "Bu en-
geli anayasa değişikli-
ğiyle kaldırdık. Hem
de çift dikiş atarak"
dedi. Yüksek Askeri
Şûra (YAŞ) kararlan-
nın yargı denetimine
açılmasının, tek başına
hükümetin davası ol-
madığını öne süren Şa-
hin, konunun muhale-
fetin de desteğiyle mu-
tabakatla Meclis'ten
geçmesi gerektiğini
söyledi.
AKP îstanbul îl Baş-
kanlığı'nca düzenlenen
ve akademisyenlerin
ders vereceği bir yıllık
"Siyaset Akademi-
si"nin ilk dersini veren
Şahin, Türkiye'nin
önüne taş koymak iste-
yenlerin heveslerini
kursaklannda bıraka-
cak azim ve kararlılık-
ta olduklannı ifade etti.
Siyasal yaşamın özgür-
lükler açısından sorun-
lu olduğunu, tam özgür
olmadığını vurgulayan
Şahin, "AKP, toplum-
sal mutabakatın pozi-
tif zeminini iyi yaka-
ladı. Cumhuriyeti,
ulusal bütünlüğü, ül-
kemizin güvenliğini,
ulusal simge ve değer-
lere önem vermeyi,
Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığı bilincini,
anayasal laiklik anla-
yışını ve bunun gerek-
çesini savunuyoruz"
diye konuştu. *KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'la perspektif
olarak farklı düşünme-
dikJerini savunan Şa-
hin, "Denktaş'ın Gö-
revine devam etmesini
dilerim" dedi. Türki-
ye'nin bir dünya devle-
ti olduğunu belirten ve
AKPhderiRecepTay-
yip Erdoğan'ın gezile-
rinin bu çerçevede de-
ğerlendirilmesini iste-
yen Şahin, bu gezilerin
Avrupa Birliği'ne alter-
natif yaratma amacını
taşımadığını belirtti.
Şahin'in konuşmasın-
dan sonra, TAYADtem-
sılcileri,AKPÎlBaşkan
Yardımcısı Abdullah
Pehlivan ile görüştü.
Suriye Cumhurbaşkanı ile görüşen Gül 'Savaşsız çözüm herkesin arzusu' dedi
Irak gayret göstermeliŞAM (AA) - Başbakan Ab-
dullah Gül, ABD'nin Irak'a
karşı olası operasyonuyla ilgili
olarak "Şayet barışçı yollarla
bir netice alınamaz ve arzu
edilmeyen bir savaş ortaya çı-
karsa, bunun tüm bölgedeki
olumsuz yansımaları herkesi
çok yakından ilgilendirmekte-
dir""dedı. Gül. "Irak'ın olağa-
nüstü bir gayret içinde olması
lazımdır. Yapacağı şeylerin da-
ha fazlasını yapması gerekir.
Çok şeffaf olması gerekir, hiç-
bir tereddüde mahal bırakma-
ması gerekir" diye konuştu.
Küresel ve bölgesel barış
Gül, Ortadoğu"ya yaptığı ge-
zinin ilk durağı olan Suriye'nın
başkenti Şam'da Cumhurbaşka-
nı Beşir Esad ve Başbakan Mus-
tafa Miro ile görüştükten sonra
basın toplantısı düzenledi. Küre-
sel ve bölgesel banşla istikrara
çok önem verdiklerini belirten
Gül şurüan söyledi: "Hâlâ ina-
nıyoruz ki savaşsız şekilde bu
sorun çözülebilir. BM'nin, Baş-
kan Bush'un son açıklamaları
hep bu yönde. Bu sorunun, sa-
vaşsız çözümü herkesin arzu-
su. Herkesin arzusu olduğuna
göre, bunun için gayret etmek
gerekir. Bu önce bölgedeki ül-
kelere düşen bir görevdir."
Başbakan, basın toplantısının
ardmdan gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Bir gazetecinin
"Görüşmelerden sonra bölge
ülkeleri adına ABD ve Irak'a
bir mesaj mı vereceksiniz?"
sorusu üzerine Gül, "Bu mesaj
olabilir, mesajın ötesinde ilişki-
ler olabilir, karşıhklı görüşme-
ler şeklinde olabilir. Bunlan
konuşuyoruz" dedi.
Gül gazetecilerin sorulanna şu
yanıtlan verdi:
Soru: Buraya bölgenin silah-
tan arındırılması ve Irak'ın
uluslararası camiaya katılma-
sını içeren bir planla mı geldi-
niz? Suriye ile ikili ilişkileri ele
aldınız mı? Bunlar arasında su
ve Hatay sorunu var mı?
Abdullah Gül: Şüphesiz ki çe-
şitli düşünceler vardır. Bu dü-
şünceleri karşıhklı olarak dile
getirdik. Bu düşünceler içerisin-
de savaşı önlemek için olabile-
cek olanlan, dikkatli bir şekilde
hep beraber çahşalım.
Eşgüdüm içinde hareket
Yeni düşünceler ortaya çıkabi-
lir. Fikirler ortaya atılmıştır, bu
fikirler tartışılmıştır ve bunlann
içinde olabilecekler ile ilgili eş-
güdüm içinde hareket etme nok-
tasına gelinmiştir.
Diğerülkelere de bunlar söyle-
necektir. Tabii ki Türkiye ile Su-
riye ilişkileri de konuşuldu. Ge-
leceğe çok olumlu bakıyoruz.
Türkiye ve Sunye'nin işbirliği
bölgeye örnek olacaktır.
Soru: Bazı Arap gazetelerine
manşetten giren bir haber var.
Türkiye'nin, Saddam Hüse-
yin'in sürgün edilmesi yönün-
de tavrı olduğu yönünde Dışiş-
leri Bakanlığı'nın açıklaması-
na binaen böyle bir haber ya-
pılmış. Böyle bir şey var mı?
Gül: Dışişlen Bakanımızın
böyle bir açıklaması yoktur. Yap-
tığı açıklamalar sizler taraftndan
çok iyı bilinmektedir.
Soru: Çözüm arayışlan içeri-
sinde Saddam Hüseyin'in I-
rak'ı terk etmesi de var mı?
Gül: Bunu konuşmadık.
Soru: Sizce Irak'ta denetim
yapan elçüerin BM'ye sunduğu
raporlar olumlu çıkarsa o za-
man bölgesel inisiyatif vakti
gelmiş olur mu?
Gül: Şüphesiz bu raporlar BM
Güvenlik Konseyfne sunulacak.
BM'nin daimi üyeleri ve diğerül-
keler vardır. Tam tatminkâr olur-
sa savaşın olmaması için en bü-
yük adımlar atılmış olacaktır.
ABD'ye ziyaret
Soru: Önümüzdeki günlerde
ABD'ye de ziyaret yapacaksı-
nız. ABD yönetimine temaslan-
nızla ilgili bilgi verecek misiniz?
Gül: Şüphesiz ki krizin savaş-
sız bir şekilde önlenmesi için kat-
kı sadece bu tarafta değil, ABD
yönetimi nezdinde de olacaktır.
Düşüncelerimizi, gördüklerimi-
zi aktarmak yararlı olacaktır. Bu-
nun çeşitli yollan vardır.
KKTC'li gençlerden protesto
tstanbul Haber Servisi - Kıbnslı Genç-
lik Platformu'ndan birgrup genç, Kıbns'ta
banşın sağlanması için Annan Planı 'nın ka-
bul edibnesini ve KKTC Cumhurbaşkam
Rauf Denktaş'ın istifa etmesini istediler.
îstanbul'da yaşayan KKTC'li gençlerden
oluşan 50 kışilik bir grup adına açıklama
yapan Hıvsiye Öztoprak, Kıbnslı gençle-
rin gelecekleriyle ilgili kararlarda söz sahi-
bi olmalan gerektiğini söyledi. Öztoprak,
"Ada'da uygulanan 'çözümsüzlük çö-
zümdür' politikası geleceğimizi olumsuz
yönde etkilemektedir. Bugün Denktaş ve
çözümsüzlükle zenginleşen yandaşları
tarafından halka rağmen sürdürülen po-
litikalar, halkın iradesini bir avuç ku-
marhane, fuhuş, kara para patronu ve
toprak ağası uğruna hiçe saymaktadır"
dedi.
Annan Planı 'nın hem Kıbnslı Türkler
hem de Türkiye'nin geleceği için bir aşa-
ma olduğunu belirten Öztoprak, anlaşma-
mn 28 Şubat'a kadar imzalanmasını iste-
diklenni söyledi.
Öztoprak konuşma yaparken ellerinde
"2003 barış yılı olsun", "Inadına barış,
inadına özgüriük" yazılı dövizleri taşıyan
grup, "Denktaş istifa" , "Kıbns'ta banş
engellenemez", "Vardık, vanz, var ola-
cağız" sloganlan attı.
Beşar Esad ABD'ye tepkili
Gül: Pandoranın
kutusu açılmasın
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Abdullah Gül. Sunye Devlet
Başkanı Beşar Esad'la görüşmesinde I-
rak'ın "sınırlannın değişmemesi ge-
rektiğini" vurguladı. Gül. "Irak'ta
pandoranın kutusu açılmamalıdır.
Açılırsa bir daha kapanmayabilir"
dedi. Beşar Esad da ABD'nin Irak'a kar-
şı tavnnın objektif ve tutarlı olmadığım
belirterek petrol konusunun savaşı kö-
rüklediğini savundu.
Başbakan Gül, Suriye gezisinde, Dev-
let Başkanı Beşar Esad'la bölge ülkele-
ri olarak inisiyatifin ele alınması görü-
şünde birleşti. Gül, görüşmede, Irak'ın
toprak bütünlüğü konusundaki hassası-
yetini vurgularken "Kuzey Irak'taki
her oluşum, Suriye, Türkiye ve Iran'ı
yakından ilgilendirecektir. Irak dağıl-
mamalı" diye konuştu.
Gül'ün bu hassasiyetini paylaştığını
belirten Beşar Esad ise Arap Birliği'nin,
Birleşmiş Milletler (BM) silah denetçi-
lerini kabul etmesi konusunda Saddam
yönetiminin ikna edildiğini, ancak bun-
dan sonraki süreçte ABD'nin tavnnın
objektif ve tutarlı olmadığını kaydetti. E-
sad, ABD'nin, bölgede yapmayı planla-
dığı geniş çaplı bir dizaynın bölge ülke-
lerini rahatsız edeceğini "açıkça bilme-
si gerektiğini" \-urguladi.
ABD'nin iç kamuoyu beklentileri ve
Başkan George W. Bush'un hesaplan-
nın Irak'a yönelik savaşı körükledığini
dile getiren Esad, bu krizin altında "pet-
rol rezervlerinin yattığı" mesajını ver-
di.Irak muhalefetinin çok güçlü ve ör-
gütlü olmadığına dikkat çeken Beşar E-
sad, "Operasyon olursa kaosun uzun
sürnıesi en büyük endişemiz" dedi.
KKTC Başbakanı, kendilerine karşı psikolojik savaş yürütüldüğünü söyledi
Eroğju: Amaç yavruvatam koparmak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - KKTC Başbakanı Der-
viş Eroğlu, Kıbns müzakere sü-
recinde hem KKTC hem de Tür-
kiye'de kendilerini hedef alan
psikolojik bir savaş yürütüldü-
ğünü belirterek "Bu kampan-
yanın temel amacı, Kıbns'ı
Türkiye'nin etki alanı dışına
çıkararak AB'nin stratejik çı-
karlarına hizmet etmek. An-
nan planını şirin gösterme gay-
retinin amacı budur" dedi.
Kıbns sorununun çözümüne
ilişkin gelinen süreci değerlen-
dirmek üzere Aydınlar Ocağı,
"Kıbrıs Meselesi ve KK-
TC nin Dünü, Bugünü, Gele-
ceği" konulu bir panel düzenle-
di. Panele bir mesaj gönderen
Eroğlu, Kıbns sorununun çözü-
mü için yürütülen "ver-kurtul"
kampanyalannın gerçek amacı-
nın yavnı vatanı Türkiye'den ko-
parmak olduğunu bildirdi.
Adanın tamamının AB'nin
stratejik çıkarlanna hizmet ede-
cek konuma getirihnek istendi-
ğini kaydeden Eroğlu mesaj ında
şu görüşleri dile getirdi:
"Bizler yalnız 200 bin Kıbns
Türk'ünün değil 70 milyonun
hak ve çıkarlarını savunuyor
olmanın ağır sorumiuluğu ve
gururuyla mücadelemizi sür-
dürmekte kararhyız."
Panele katılan KKTC Büyü-
kelçisi Ahmet Zeki Bulunç da
Annan planının sakıncalannın
görmezden gelinmesine tepki
göstererek şunlan söyledi:
"Plan, Kıbrıs Türklerini
1960 yılında tanınan haklann
da gerisine düşürecek ve Kıb-
ns'ta Türk kimliğini ortadan
kaldıracak bir belge ile karşı
karşıyayız."
"Çözümsüzlük çözümdür"
anlayışında ohnadıklannı vurgu-
layan büyükelçi Bulunç, şöyle
konuştu: Annan planının parça
devletler tanımı getirdiğini
anımsatarak şu görüşleri dile ge-
tırdi: "KKTC'den toprak ödü-
nü isteniyor. Bu çerçevede 60-
65 bin Rum,Türk tarafına yer-
leşirken Türk nüfusunun yüz-
de 53'ünün de 4 yıl içinde göç
etmesi öngörülüyor. Yani KK-
TC'nin ekonomik, psikolojik
ve siyasal yikımı isteniyor.
Öngörülen toprak verilirse
13 bin Türk işsiz kalacak, 1474
işyeri kapanacak, 21 bin tarım
işyeri kapanacak ve milli geli-
rimizin yüzde 22'sini yani 202
milyon dolannı kaybedece-
ğiz."
AİHM'DE YENİ DAVALAR AÇTILAR
Rumlar taztninatistedi
LEFKOŞA (Cnmhuriyet)
- Kıbns Rumlan, bir yandan
KKTC lideri Rauf Denk-
taş'ın devrilmesi ve Kıbns so-
rununun istedikleri şekilde
çözümlenmesi için mücadele
verirken, diğer yandan Türki-
ye aleyhindeki girişimlerini
sürdürüyorlar.
AİHM'nin geçmişte Loizi-
du isimli Rum kadının, KK-
TC'de kalan mülkleri için aç-
tığı davayı sonuçlandırarak
Türkiye'yi ağır para cezasına
mahkûm etmesini firsat bilen
Rumlar, yeni tazminat dava-
lan açtılar.
AtHM'ye başvuran Rumlar
arasında, 1974'te hayatını
kaybedenlerin yakınlan da
var. Mağusa ve Karpuz'daki
mülklerine 28 yıldan beri ula-
şamadığını iddia eden Marul-
la-Adamos Miliotis çifti, Gü-
zeryurt'tan Evgenia-Andreas
Mihailidis çifti, yine Güzel-
yurt'tan Vladimbros Baru-
tis, avukat aracılığıyla AÎH-
M'ye başvurarak Türkiye'den
tazminat talep etti.
GÜNEY KIBRIS'TA MÎTİNG
Muhalefete destekyağtyor
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Güney Kıb-
ns'taki siyasi partilerin yani
sıra çok sayıda sendika ve ör-
güt, Kıbns'ın yeniden birleş-
mesi ve Denktaş'ın görevden
uzaklaştınlması için mücade-
le veren Türk muhalefetine
destek kampanyalannı arttıra-
rak sürdürüyor.
Fileleftheros gazetesinin
haberine göre Kuzey Kıb-
ns'taki muhalefete destek
amacıyla hazırlanan yazılı
metne imza koyan Rum ko-
münist AKEL, DÎSÎ, DlKO,
KİSOS ve EDÎ isimli siyasi
partilerin yani sıra SEK isim-
li sağcı Rum Işçi Sendikalan
Konfederasyonu, PEO isimli
solcu Işçi Sendikalan Fede-
rasyonu ve çok sayıda sivil
toplum örgütü, imza kampan-
yasının genişletümesi için mi-
ting karan aldı. Karar gereği
Rum kuruluşlar bugün saat
17.00'de Eleftheria (Özgür-
lük) Meydanı'nda toplanarak
Denktaş'ı protesto edecek.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Yola çıksam birkaç yüz bin adamla,
Aynı gün Bağdat önlerindeyim.
Neydi o deyim:
Sora sora Bağdat bulunur.
Saddam'ın tüylerı yolunur.
Petrol kuyuları buşa sunulur.
Bilıyorum, buna karşı bazı ülkeler.
Güç bende; benim el, hepsini eler.
Işe Birleşmiş Milletler'den başlamalı.
Bilsinler ki o kurum, baybuşun malı.
Adını da değiştıreceğım bundan böyle,
Bakın daha güzel değil mi şöyle:
Buşlaşmış Milletler!
Bu adla daha bağımsız karar verir.
Karşı çıkanlar kararın içinde erır.
Düzeltilmesi gereken bir kavram var:
Devletler hukuku...
Bu 'devletler' tanımı ne demek?
Boşa mı gidiyor bizım emek.
Bu kavramı da kaldırmayacağız,
BM gibi, küçük bir oynama yapacağız.
'Devretler hukuku' diyeceğiz.
Devletler haklarını bize devredince,
Adı doğal olarak değişmiş olacak.
Tabii bu devır işlemleri de
Devretler hukuku çerçevesinde olacak.
Her devletin kendi meclisi. başkanı,
Milletvekili, kurumları olmalı,
Ama buralarda benim kuralım uygulanmalı.
Liderler her karar öncesi benı anmalı.
Kısacası devlet onların.
Kaynaklarsa benim olmalı!
Saddam bunu anlamamakta direniyor,
Ulan yola gel, ne kendini ne beni yor.
Irak'ın üstünde bir ülke daha var.
Her alanda tam mürtefikimiz.
Altta Saddam'lı Irak,
Üstte bu bizim çırak.
3 Kasım'da bir seçim oldu.
Çırak yeni bir yönetim buldu.
Başındakı tam kafama göre.
Ben Teksaslı o Kasımpaşalı.
'AK'\m diye geldi iktıdara.
Bakın bakalım dedim,
'AK'\m derken ne diyorlar?
Fazla zaman girmeden araya,
Çağırdım onu Beyaz Saray'a.
Havası benim havamda,
Tam istediğim kıvamda.
Kayıt dışı konuşmayı seviyor,
Sözümüz söz, dediğimiz dedik diyor.
Bize böyle liderler lazım.
Anlatmaktan kurumamalı ağzım.
Bazan nara atasım gelıyor: heeeyt,
Hizaya gel, Ürdün, Mısır, Kuveyt.
Tepemı attırıyor, çıkan çatlak sesler.
Formül şu kuracağımız düzende:
Teksaslı baybuşun tek sesli dünyası!
Ekonomi de buna göre işleyecek.
Sistem, borsayı düşüreni fişleyecek.
öteki kurumları da elden geçireceğim.
Örneğin; uluslararası para fonu.
İçinde ulus geçen şey hoşuma gitmiyor.
Borsalararası para fonu, fena mı olur?
O ulusu da bağlarız borsaya,
Yaşamları sürüp gider dolarları saya saya.
Ayrı bir planımız var,
Giderek fakirleşen ülkeler için.
Oraya başkası girmemeli; mesela Çin.
Kaynaklarını tümüyle biz kullanırız,
Arada insani yardım yapar, alkışlanırız.
Biraz büyümeye çalışan olursa,
Sıcak parayla girer, yakar çıkarız.
Eyy buşlaşmış milletler:
Benden sorulacak önümüzdeki milenyum.
Ben söyleyeceğim sen gözlerini yum.
Gücüme güç katmak az geliyor.
Tavuk ıstesem kaz gelıyor.
Hani diyorum yazsam uzun bir kitap.
Desem insanoğluna; artık buna tap!
ankcum@ttnet.net.tr
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
*Öteki Türkiye
GurmesV
• Baştarafı Arka Sayfada
tiği öteki Türkiye mutfağında besleyici ve lezzet-
li şeylerin nasıl yapıldığını göreceksimz.
Öncelikle bir zamanlar küçümsediğimiz, çok
başanlı (!) IMF programlan sayesinde şimdi Hın-
distan'dan ithal ettiğimiz mercimek üstünde du-
ralım. O da oldukça fiyatlandı, ama et kadar de-
ğil. Mercimek, içinde ete neredeyse eşit \e a^Tiı
özellikte proteın bulunduran bir gıda. O zarran
evimizin baş köşesine kurulmayı hak ediyor.
Peki mercimekten neler yapacağız. Birinasi
mercimeği haşlayıp börek yapabılinz. Yani böe-
ğin içine et ya da peynir yerine mercimeği ko\u-
yoruz. Hem çok lezzetli oluyor hem de et ıhtna-
cı karşılanıyor. Aynca bütün Türk kadınlan bılr..
mercimek, çorbadan turşuya kadar her yerde kıl-
lanılır. Şimdi bir ince nokta söyleyeceğim. çocık-
luğumda Antep'te eğer evde et yoksa, şipşak çğ-
köfte yerine mercimek köftesı yapılırdı. Sıze ie
tavsiye ederim. Muhteşem bir tadı vardır.
Mercimekten sonra sıra otlara geliyor. Pek ç>k
otu kaynatıp yemek yapmak mümkün. Üstelik m
otlar tstanbul çevresinde pek çok. kendiniz topk-
yabilirsiniz. En çok olduğu yeri söyleyeyim, 15
karayolunun iki yanındaki yeşillikler. Her türlü >t
var ve annelerimiz gurmelerden önce de bunlan
en güzel yapmayı büirlerdi, şimdi de biliyorlaı
Dikkat şimdi çok önemli bir not. Sakın ama s-
kın balıktan vazgeçmeyin. Çünkü balık gerçekto
ete göre ucuz ve çok daha besleyici. Bir kilo har-
siyle ya da istavritle çok güzel bir sofra kurmanz
mümkün, biraz emek ister o kadar. Evet evet.. t-
vuğu da unutmayın. Bir arkadaşım üç miryona £-
dığı tavukla tam dört kişiyi iki gün doyurma y-
teneğine sahiptir. Siz de bir düşünün. su>-una ço-
ba. pilav, ardından patetes ve diğer sebzelerle h-
rika bir yemek. Üstüne, süt de ucuz sayılır, şöyr
güzel bir sütlaç.
Efendim bu kadar gurmelik yeter, benim ka-
nım acıktı, hemen en yakın tatlıcı dükkânma k*
şup dibi tutmuş bir sütlaç söyleyeceğim. Sizi bi
mem...