25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2003 PAZAR 14 KULTUR kulturfrî cumhuriyet.com.tr Costa-Gavras son çalışması 'Amen 1e 'Insan Hakları Ödülü 'nün sahibi oldu unyanın sessızııgıASLISELÇUK TÜRSAK Vakfı'nın düzenlediği 5. Uluslararası Sinema-Tarih Buluş- ması'na son çalışması "Amen"le ka- tılan Costa-Gavras'a "tnsan Hakla- rı Ödülü" verildi. Cannes Film Fes- tivali'nin açılış fılmi de olan "Amen", Sinema-Tarih Buluşması'ndaki gös- terimlerinin ardından 17 Ocak 2003 'te sinemalanmızda vizyona girecek. 1933 'te Yunanistan Kilvia'da dev- let memuru bir baba ve Ortodoks inançlı bir annenin çocuğu olarak doğan Costa-Ga\Tas, annesinin iste- ğiyle aldığı Ortodoks eğitiminin ar- dından 18 yaşındayken Paris'e gitti. Sorbonne'da edebiyat okurken bir yandan da çalışan Gavras, ünlü sine- ma okulu IDHEC'i bıtirip Y. Meg- ret, R. Qair,J. Demygibi önemli yö- netmenlere asistanlık yaptı. 1965'te çektiği ilk filmi bir aksiyon-gerilim olan "Compartimentstueurs"dü (Ka- tiller Kompartımanı). Yapmak iste- diği filmleri çektiğini belirten, ağır- lık verdiği politik çalışmalannda li- rizmin ve hırsh bir yönün aynı anda yer aldığını düşünen Ga\Tas, dünya sınemasına *Z" (1969, Yabancı Fılm Oscar'ı, Cannes Jüri Özel Ödülü), "L'Aveu" (îtiraf 1970), "Etatdesi- ege* (Sıkı Yönetim/ 1973), "Secti- on speciale" (Özel Bölüm 1975), "Missmg" (Kayn>1982, Cannes Al- tm Palmiye, uyarlama senaryo Oscar'ı),"HannaK"(1983), tt Betra- yed" (Hain/1988), «MUSCBCK'' (Mü- zik Kutusu 1990, Berlin Altın Ayı) gibi önemli yapıtlan da kazandırmış bir sinemacı. iletlşlm ve küreselleşme - Ömargılan yıkmak atomu par- çalamaktan güçtür diyor Einstein. Amen'de en olumhı kişilikler sayabi- leceğimiz Kurt Gerstein (U. Tukur) ve Riccardo Fontana (M. Kassovitz) fie>azıkkii\TuTderi\1ebirtikteyokohı- yorlar. Tanıkhklan erk sahiplerinin siyasi seçimleriyle işlenen bu suçlar dünyaya duyurulmuyor. Bir anlam- da günümüzde de aynı acunasızhk- lar sürüyor. CsteKk haberleşmenin inamlmaz bir hız kazandığı bir çağın içindeyken. Küreselleşmeyle gelen haberlesme bombardunaıa, toplum- lan daha mı duyarstdaşürdı? COSTA-GAVRAS-Doğru, iletışim ve küreselleşme at başı gıdiyorlar ve 5,Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması'na son filmi 'Amen'le katılan Costa-Gavras, "Sinema, her halkın kültürünün, kimliğinin bir parçasıdır. Bosnalı bir dostum sinemayı evindeki, yansımalanmızı görebileceğimiz bir aynaya benzetir. Kendi sinemanız, kendi aynanız yoksa ne yazık ki başkalannın aynalanna bakmak zorundasımzdır" diyor. Ash Selçuk, ünlü yönetmen Costa-Gavras ile. sonuçta bir ticarete dönüştüler. Toplu- ma karşı olan görevlerini, sorumlu- lnklannı çoktandır unuttular, her ola- ya ticari bir açıyla yaklaşmaya başla- dılar. Onlar için artık tek önemli gös- terge reyhng sağlamak, parasal verim- liliği yükseltmek. TV kanallanyla, ga- zetelerin günümüzde tek amacı bu. Geldiğımiz noktada toplumlann en büyük sorunu ve açmazı da bu oldu. Insanlar inanmadan inanıyorlar. tleti- şim eğıhcı-öğrehci rolünden çok uzak- laşmış durumda. Küreselleşme yeni bir insanlık olayı. Olumlu olduğu ba- zı noktalar var, fakat kültürel açıdan sayısız olumsuzluğu da içinde bann- dınyor. Bu yüzden Fransa'da kültürel aynklıklann korunması için savaşıyo- ruz, tartışıyoruz. Her ülke özgün kül- türel kimliğıni korumalı ve savunma- lıdır. Bu kavgalann yanı sıra verilecek en büyük kavga da doğrudan doğru- ya insanlann mutluluğunu, özgürlüğü- nü savunan bir kavgadır. FHml yapış nedenl Cersteln -"AmejTde SS SubayıKurtGers- tein'ınyanındayer ahyorsunuz.Onun davranışını Vatikan'a, Papa'ya göre çok daha saygıdeğer, onurlu bulu- yorsunuz. Bu, insanlığa 3. binyüda yeniden bir şeyleri anımsatmak de- ğflmi? GAVRAS - Hiç kuşkusuz. Insan- lar ne kadar alçakgönüllü olurlarsa Hıristiyanlığa, onun felsefesine o ka- dar bağlı ve sadık kalabilirler. Böy- lece bir Hıristıyanın yapması gere- kenleri ancak yerine getirebilirler. Bana göre Gerstein'la rahip Fonta- na, Papa'dan, Vatikan'dakilerden çok daha Hıristiyan, çok daha inançlı, vicdanlı kişiler. Bana göre Papa'nın sorunu bir devlet adamı gibi mantık yürütmesi. Vatikan bir devlet, onun en ulu din kişisi de bir devlet adamı- nın olaylara uzaklığı ile davranıyor. Oysa bu davranış, düşünce biçimi dinin vaaz ettikleriyle kesinlikle bağ- daşmıyor. Olaydaki Gerstein kişili- ğine hayran oldum, bu yüzden de bu filmi yaptım. SS Subayı Gerstein'la rahip Fontana olağanüstü kişilikler. Yaşamlannı riske atıyorlar, kendile- rini inandıklan şey uğrunda feda edi- yorlar, çünkü onlar ınsanlann vıcda- nına inanıyorlar; tanıklık ettikleri acımasızlıklann, cinayetlerin asla kabul edilebilır olduğuna inanmı- yorlar. Gerstein gerçekten yaşamış bir kişilik. Fontana ise birçok insanın değişik öğelerini, değişik yönlerini yansıtan karma bir karakter. - "Amen"le başkalannın sessizöği- ne değmirken beni ilgilendiren tüm dünyanın sessiztiği di>orsunuz.- Gü- nümüzde daha da çoğalan bir nü- fusla genişleyen bu sessizlik sünnek- te, değü mi? GAVRAS - Kesinlikle. Dünyada her gün açhktan ve hastahktan 60.000 çocuk ölüyor. AIDS'ten ölenlerin sa- yısı da 7.000. Ilaç fırmalan hiçbir şey yapmıyor, fiyatlannı bile indir- miyorlar. Çok sayıda kuruluş ve in- san kalabalığı da ölüm sıralannı bek- leyenbu çocuklar için hiçbir şey yap- mıyor. Susuyorlaryadadurmaksızın konuşup söylev veriyorlar. Kimse ey- leme geçmiyor. Gerstein'ın yaşadı- ğı 30'lar, 40'larla günümüz dünyası arasındaİd şaşırtıcı fark da düşünce- me göre budur. Slnemada edeblyatın yerl - Sizin Jorge Semprun, Vassili Vas- silikos, Romain Gary gibi önemli edebiyatçılann yapıüanndan yola ÇJ- kan çahşmalaruuz var. Sinemanızda edebiyatçıvanınızın etkfleri hangi bo- yutta oldu? GAVRAS-Semprun'un kitaplan- nı uyarlamadım fakat "Amen''e kay- nak olan, Alman yazar Rotf Hoch- huth'un 1963 tarihli "Der SteUvert- rete" adlı oyununun Fransızca uyar- laması "Le Vicaire"i (Piskopos Na- ibi) Semprun gerçekleştirdi. Edebi- yat çok önemli. Semprun'dan, öteki yazarlardan sinemaya yaptığım uyar- lamalar değerli çahşmalardır. Çünkü tümü belgelere, gerçek olaylara da- yanıyor. Bu yapıtlann yazarlan bu olaylar üstüne çok düşünmüşler, so- runlann nedenlerini irdelemek için ça- lışarak sayısız araştırma yapmışlar. Bundan ötürü bu kitaplar değerlidir. Fakat sinema uyarlamalan doğallık- la bu seçkin edebiyat örneklerinden değişerek uzaklaşıyorlar. Sinemada, görüntünün mantığı yazuun, sözün mantığından tümüyle farklı. Hiç kuş- kusuz bu kitaplar olmasaydı ben bu filmleri çekemezdim. Sinemada ede- biyahn tartışılmaz olan bir yeri var- dır. Çünkü sinema her şeyden önce yazuun resme, görüntüye dönüşme- sidir. Diyebilirim ki yazı sinemanm anasıdır. AVRAS'A GÖRE TÜRKİYE'DE FİLMSAYISI YETERSÎZ DevletsektördeM sorunkrla ilgüenmeli Solcu bir babanın oglu olan Gavras 'Z'de solcu bir milletvekilinin öldürülüşünü anlatır. Babam kralakarşıydı- Annenizin bir Ortodoks, babanızm ateist ve 2. Dünya Savaşı direnişçisi olduğu biyografinizde yer abyor. Yetişmenizde ailenizin etkileri neler oldu? GAVRAS - Annemle babam çok hoş insanlardı. Zengin değildiler. Üç erkek kardeştik, hepimizin okuması için ellerinden geleni yaptılar. Eğitime inanıyorlardı. Kardeşlerimden biri doktor, biri avukat oldu. Babam hiç dindar değildi, kiliseye de öylesine arada giderdi. Ailemin bizlere verdiği Ortodoks eğitimi salt kiliseye gitmekten ibaretti. 'Annemin dinle ilisklsi etkileyiclydi 1 - Dinî bir okula gitmediniz ö> levse™ GAVRAS - Dinî bir eğitim aldım diyemem, ama tüm okullar Ortodokstu. Sabahlan dua ederdik fakat bunun dinî bir eğitimle bence uzaktan yakından ilgisi yok. Annemin dinle olan ilişkisine gelince, etkileyiciydi. O insanlara inanırdı, onlara saygı göstermek gerektiğini, hırsızlık yapmamayı, öldürmemeyi, başkalannın onurunu çiğnememeyi öğretti bizlere. Başrahibin, papazlann bana öğrettiklerine gelince, benim kiliseden uzaklaşmama neden oldular. Çelişkili bir durumdu bu. Çünkü onlann söyledikleriyle yaşadıklan birbiriyle hiç bağdaşmıyordu. Oysa annemle babam savunduklannı yaşamlannda da uyguluyorlardı... 'Almanlara dlrendl, hapls yattı' - Babamz 2. Dünya Savaşı'nda direnişçiydi. GAVRAS - Almanlara karşı durdu. Yunanistan'daki sol hareketin içinde olanlar komünist damgası yediler. Babam komünist değildi, krala karşıydı. Yunanistan'ın bir krala değil, bir başbakana gereksinimi olduğunu savunuyordu. Babam aynca Yunan krallannın Yunanistan'ı Türkiye ile savaşa sürüklediğini söylemiştir hep. Üç yıl boyunca Küçük Asya'da cephede kaldı, tüm arkadaşlarmm, dostlannın ölümünü gördü. Bizlere Sakarya'da ne işimiz vardı, Türkiye'de bizinı ne işimiz vardı, oraya gitmenin hiçbir anlamı yoktu, demiştir. Kraliyet ailesinin büyük Yunanistan düşleri olduğunu, Bizans Imparatorluğu'nu yeniden kurmak gibi saçma sapan düşünceleri olduğunu gayet iyi biliyordu, onlara şiddetle karşıydı. Bu yüzden de Almanlara direndi, çok kez de hapis yattı. - 2003'te dünya sinemasının geüşimini (tek- nik yönü dışında) nasıl buluyorsunuz? GAVRAS - Ben her ülkenin kendi sinema- sı olmalı diye düşünüyorum. Bir ülke- nin kültürü. ulusal eğitimi hatta poli- si gibi sineması da o ülkenin kültü- rünün bir yansıması, parçasıdır. Dev- let, sinema sektöründeki sorunlar- la ügilenmeli, sinemacılara film yapma olanaklan tanımalı. Örneğin 1945 'ten beri Fransa'da yapıldığı gi- bi. Günümüz sineması yavaş yavaş ge- lişiyor, biçimleniyor. Türkiye yüzölçü- mü olarak Fransa'dan da büyük bir ülke, ne yazık ki sineması zayıf. Zayıf deıken fılm sayısı yetersiz demek istiyorum. Yılda 15-20 fılm çekerek o ülkede 15 iyi film yapılamaz. 100-150 fılm üretilmeli ki aralarından 10'u gerçekten iyi fılm ola- bilsin, uluslararası platfor- ma çıkabilsin. Edebiyat- ta da bu aynen böyledir. Örneklersek; petrol ara- nırken sayısız sondaj ya- pılır ve içlerinden ancak birkaçında petrol bulunur, bu biraz kaba bir örnek ol- du fakat demek istediği- mi tam açıklıyor. Sine- ma, her halkuı kültürü- nün, kimliğinin bir par- çasıdu-. Bosnalı bir dos- tum sinemayı evindeki, yansımalanmızı görebüece- ğimiz bir aynaya benzetir. Kendi sinemanız, kendi aynanız yoksa ne yazık ki başkalannın ay- nalanna bakmak zorundasımzdır. - Uluslararası Sinema-Tarih Bu- luşması etkinliği için neler düşünü- yorsıiBuz? GAVRAS - Gerçekten ilginç bir festival. Birkaç yıl önce başladığını biliyorum. Her yıl övgülerin arttığını duyuyorum. Progra- mına, gösterilen filmlere baktım, iyi bir seçim. Ben belirli temala- rı olan festivalleri daha çok se- viyorum. Yalnız ödül dağıtan, medyatik olma tasalan taşıyan festivallerden hoşlanmıyorum. Kimi festivallerse politikacı- lan, siyaset adamlannı konuk ederek bu yoldan reklamlannı yapıp ilgi çekmeyi istiyorlar. Fransa'da yeni bir Nâzım kitabı • PARİS(AA)- Fransa'nın başkenti Paris'te faaliyet gösteren Turquoise Yayınevi, Nâzım Hikmet'in eserlerinin Fransızca, Ingilizce ve Türkçe olarak yer aldığı resimli bir kitap yayımladı. Aralığın son günlerinde Paris'te satışa sunulan kitapta, şu an hayatta olan en önemli Ingiliz yazar olarak bilinen John Berger'in önsözü yer alıyor. Ünlü Türk şairinin biyografisi, Abidin Dino'nun desenlerinin eşliğinde çok sayıda şiirinin bulunduğu kitapta aynca çeşitli uluslardan 12 yazann, özel olarak bu kitap için kaleme aldıklan ve Nâzım Hikmet'i çeşitli açılardan ele aldıklan yazılan yer alıyor. Editörlüğünü Erhan Turgut'un yaptığı Nâzım Hikmet kitabuıda, fotoğraf, belge ve desen olarak 300 adet görsel eleman bulunuyor. Kitap, Avrupa, ABD ve Türkiye'de de satışa sunulacak. Dulcinea Oda bu ay çok renkli • Kültür Servisi - Dulcinea Oda'da bu ay Rebel Moves, DJ Cervus, DJ Turgay, DZA ve Selim Sesler; Tamburada, Sugar Home Party ve kültürel etkinliklerle dopdolu bir programla sanatseverlerin karşısında olacak. Mekân'uı ilk etkinliği 9 Ocak Perşembe günü Elec-Trip Records'uı partisi ile başlayacak. Gece DJ Cervus ve Rebel Moves'un performanslan ile renklenecek. Giriş ücretinin aluımayacağı partiye katılmak için davetiye veya rezervasyon gerekiyor. 10 Ocak Cuma yapılacak ikinci etkinlikte funk, reggae, hip-hop, drum'n bass, psychedelic rock türlerinde canlı olarak elektronik altyapılar üstüne doğaçlama yapan Elec-Trip Records gruplanndan Rebel Moves, Puzzle ve DJ Turgay çalacak. Krek Tiyatro Topluluğu bu yıl yeniden Dulcinea Oda'da olacak. Geçen sezon boyunca Dulcinea Oda'da 'Adamlar ve Adam Yiyen Adamlar' adlı oyunu sergileyen Krek Tiyatro Topluluğu, yoğun istek üzerine 15, 22 ve 29 Ocak Çarşamba günü Dulcinea Oda'da yeniden sahneye çıkacak. (0 212 245 10 71) Freeman, Mandela rolünde • ROMA (AFP)- Bollywood'dan Hollyvvood'a geçen Hintli yönetmen Shekhar Kapur, dün yaptığı bir açıklamada, Güney Afrika'mn eski başkanı Nelson Mandela'nın yaşamöyküsünü konu alan Long Walk to Freedom' adlı bir filmin çekimlerine başlayacağmı söyledi. Kapur, aynca Mandela'yı Amerikalı oyuncu Morgan Freeman'ın canlandıracağmı da belirtti. 2. hmir Öykü Günleri • Kültür Servisi - Izmir Konak Belediyesi ve Edebiyatçılar Derneği işbirliğiyle düzenlenen 2. Izmir Öykü Günleri 10-12 Ocak tarihleri arasında Alsancak'taki Konak Belediyesi Kültür Merkezi'nde yapılacak. 40 kadar öykücünün katılacağı, pek çok söyleşinin, panelin ve öykü okuma saatinin yer alacağı etkinlikte, Semih Poroy'un 'Bizim Edebiyatçılar' adlı portre karikatür sergisi ile Cihan Demirci'nin 'Çizdüşüm' adlı karikatür sergisi de sanatseverlerin beğenisine sunulacak. 2. tzmir Öykü Günleri'ne katılacak öykü yazarlanndan bazılan; Erdal Öz, Ash Erdoğan, Özcan Karabulut, Cemil Kavukçu, Dinçer Sezgin, Hüseyin Yurttaş, Muzaffer Izgü, M. Sadık Aslankara, Sevgi Özel, Cihan Demirci, Aysu Erden, Nalan Barbarosoğlu, Hasan Özkılıç, Gönül Kıvılcım, Hürriyet Yaşar, Savaş Ünlü, Mavisel Yener, Şükran Fanmaz, Canan Tan, Zeynep Aliye, Alper Akçam, Mehmet Zaman Saçhoğlu. (0 232 422 52 36) TOıvdan Dönenıı Kaşığı Krtsm' • Kültür Servisi - Tiyatro Boğaziçi, yeni oyunlan 'Pilavdan Dönenin Kaşığı Kınlsuı'la seyirci karşısında. Üç arkadaşın 1980'den bugüne kadar gelen birlikteliğini, aralanndaki ilişkinin ve karakterlerin değişimini anlatan oyun, toplumsal olaylara da gönderme yapıyor. Oyunun metni, aynı zamanda sahne üstünde üç arkadaşı canlandıran Sevilay Saral, Uluç Esen ve Cüneyt Yalaz tarafından oluşturuldu. Oyunun müzikleri ise Tiyatro Boğaziçi gibi BGST bünyesinde faaliyet gösteren Kardeş Türküler ve Mare Nostrum üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Oyun 7, 8, 9, 11 Ocak'ta Boğaziçi Üniversitesi Ögrenci Faaliyetleri Binası Demir Demirgil Salonu'nda sahnelenecek. (0 212 287 02 32) Türkülerin binbir rengi • Kültür Servisi - Selda Bağcan ve Kardeş Türküler yann saat 20.00'de AKM'de bir konser verecek. Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen gecede; uzun süredir Istanbul'da konser vermemiş olan Selda Bağcan dinleyicileriyle buluşacak. Yeni albümleri 'Hemawaz"la Anadolu'nun farklı renklerini bir araya getiren Kardeş Türküler ve Ruhi Su Dostlar Korosu da gecenin diğer konuklan olacak. (AKM Gişesi: 0 212 245 40 32)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle