28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2003 SALI HABERLER Tunceli'nin Pülütnür ilçesinde meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki depremde bir kişi öldü Kâbus 'buradayım' dedi\urt Haberieri Senisi - Tunceli'nin Pülümür ilçesinde dün sabah saat 7.26'da meydana gelen ve büyük paniğe yol açan 6.5 büyüklüğündeki depremde bir kişinin dışında can kaybı olmadı. Karadeniz Bölgesi, Erzurum, Sıvas ve Elazığ'da hissedilen deprem, Pülümür'ün 40 köyü ile Erzincan'da hasara yol açtı. Bölgede en çok hasann kamu binalan ve 1992'de yapılan afet konutlannda meydana gelmesi dikkat çekti. Pülümür Kaymakamı AB Ada, hükümet binasında da ağır hasar olduğunu söyledi. 6.5 büyüklüğündeki depremden sonra bölgede saat 12.55'e kadar merkez üssü Pülümür olan ve şiddetleri 3 ile 3.8 arasında değişen 26 artçı sarsıntı meydana geldi. Sağlamtaş Köyü'nde, deprem anında samanlıkta bulunan Esma Gülizar Yıldınm (66) enkaz altmda kalarak yaşamını yitirdi. Tunceli Valisı Mustafa Erkai Yıldınm'ın, 1992 depreminin ardından kendileri için yapılan afet konutunda oturmayıp köyevinde yaşamayı tercih ettiğini söyledi. Pülümür'de oluşturulan Kriz Masası'na ulaşan bilgilere göre, Çakırkaya Köyü'nde ahırlarda 11 küçükbaş hayvan telef oldu. Köyde evleri hasar gören dört aile de ilçe merkezine geldi. Pişi ve Kumlar mahallelerindeki bazı ahırlar da yıkıldı. Hasar gören Pülümür Yatılı Bölge tlköğretim Okulu'ndaki bazı öğrenciler camdan atlayınca hafıf yaralandılar. Öğrenciler ikamet ettikleri köylere gönderildi. Bölgeye Diyarbakır Sivil Savunma Müdürlüğü'nden 20, Erzurum'dan da 28 kişilik sivil sa\ r unma ekibi gönderildi. Kızılay, bölgeye, 10 adet 30-40 kişilik çok amaçlı büyük çadır, 100 katalitik soba, 100 aile tipi çadır, 2 bin battaniye ve gıda maddeleri, 1 sağlık ekibi ile haberleşmeyi sağlamak amacıyla 1 uydu telefonu ulaştırdı. Temelde ahlak çöküntüsü var' Bölgede incelemelerde bulunan Bayındırlık ve tskân Bakanı Zeki Ergezen, 6.5 büyüklükte depremde yalnızca bir ölü olduğunu, bunun için şükrettiklerini söyledi. Ergezen, Pülümür'deki depremde, özellikle kamu binalanndaki durumun, aslında ahlak çöküntüsünden kaynaklandığım belirterek "Ban insanlar yalnızca kendi çıkarlanıu düşünüyor" dedi. Yurttaşlann yaşadıgı endişenin yerinde olduğunu vurgulayan Ergezen şunlan kaydetti: "Görüntü, rahatsız edici bir manzara. Demek ki sağlam yapmryoruz. Millet olarak kendimizi gözden geçirmemiz laznn." CumhurbaşkanıAhmet Necdet Sezer ile Başbakan Abdullah Gül de telefonla yetkililerden bilgi aldı. Erzincan ve Elazığ Erzincan'da depremle uykudan uyanan vatandaşlar, evlerinden dışan çıktılar. Yaşanan panik nedeniyle pencereden atlayan 3 kişi yaralandı. Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan bu kişilerin sağlık durumlannın iyi olduğu öğrenildi. Erzincan Adliye binasının duvarlannda meydana gelen çatlamalar nedeniyle görevli memurlar binaya girmedi. Elazığ'da da depremden sonra tasa süreli panik yaşandı. Elazığ Valisi Osman Aydın kentte herhangi bir hasar olmadığını söyledi. 'YÖRENÎN DAĞLIK, YERLEŞÎMİN AZ OLMASI BÜYÜK ŞANS' Tunceli'deki depremmKuzey Ana- dolu fayı ile Doğu Anadolu fayının kesiştiği noktada meydana geldiği- ni belirten Fırat Üniversitesi Rektö- rü Prof. Feyzi BingöL depremin Ku- zey Anadolu fayı üzerinde olduğu- nu ve Doğu Anadolu fayının da ak- tif bulunduğunu söyledi. Bingöl, Kuzey Anadolu fayı üze- rinde Marmara depreminden son- ra bilimsel çalışmalann yogunlaş- tığını ifade ederek "Bu bölgede, Doğu'da büyük bir biKmsd çahşma yapUmryor. Bu deprem de gösteri- yor Id Doğu Anadolu fayı aktiflir. Deprenılerinmev^imlebirflgkiyok, ancak bu bölgedeki depremler de- vam edecektir. Ama zamanı konu- sunda bir şey söylemem mümkün değfl* dedi. Bingöl'ün, 8 Ocak'ta Anadolu Ajansa'na, Doğu Anadolu fayınm aktif, ancak Kuzey Anadolu'dakine göre hareket kabiliyeti daha az bir fay olduğunu belirterek "Bufey ûze- rindemuHaka birdeprem olacaknr" dediği öğrenildi. Bingöl'ün 20 gün önce yaphğı açıklama şöyle: "Bu da aktif bir fay ve yaşı Kıızey Anadolu fayıylaaynı. Ancak hareket kabiliyeti Kuzey Anadolu fay hatü- na göre daha az. Bu fay üzerinde meydana gelmiş çeşith' depremler var. CHas bir 6 büyüklüğündeki dep- remi yapdarmız sağlamsa atlatabi- Brsiniz.Bufay üzerindemutiaka bir deprem olacak. Büyüklüğü konu- sunda tahminde bulunmakzor olsa bile bu fay üzerinde deprem mutia- ka otacaktnf Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kan- dilli Rasathanesi ve Deprem Araş- tırma Enstitüsü Müdürü Prof. Gü- layBarbarosoğtu, Pülümür'deki sar- sıntının "çok şkkküi ve yüzeye ya- km bir deprem" olduğunu söyledi. Bölgede çok sık depremler meyda- na geldiğini \airgulayan Prof. Bar- barosoğlu, şunlan anlattı: " Deprem, Kuzey Anadolu ile Do- ğu Anadolu fay hatlanrun dirsek ohışturduğu yerde meydana gelen süaşmanın etkishie ohıştiL Burada KuzeyAnadoluFay Hatü'nadikge- len küçükPülümürFayıvar.Deprem de burada oldu. Bu fay, bugüne ka- dar 6ve altmda büyüklüklerde bir- çokdepremüretti.Yörenin dağhkve yerieşnnin de az olması, can ve mal kaybı açısmdan büyük şans." ' rzurum ve Sıvas ve Karadeniz Bölgesi 'nde de hissedilen deprem, Pülümür'ün 40 köyü ile Erzincan da hasara yol açtı. Depremin ardından 26 artçı sarsıntı meydana geldi. Bölgede en büyük hasarı kamu binalan ile 1992 de yapılan afet konutları gördü. Uzmanlar bir an önce bölgede gezici deprem tespit ağının kurulması gerektiğini söyledi Jeologlar: Binken enerji doğuya kaydı YurtHaberieri Servisi-Pülümür'de- ki depremin "sürpriz" olmadığını be- lirten uzmanlar, bolgenin riskli durum- da bulunduğuna dikkat çektiler. Prof. Ahmet Ercan, 3.5 saniye sü- ren depremin ardından yörede 1250 metre uzunluğunda kınk beklendiği- ni söyledi. Söz konusu yerde uzun süredır bir gerilim olduğunu, bunun beklenen bir deprem olduğunu anla- tan Prof. Ercan, şöyle konuştu: "1967'de 62 büyüklüğündeki dep- remde 97 kişi ölmüş. 1232 vapı çök- müştü. 1992'de 5 * 1995'te 5.2 bü- yüklüğünde depremler otanuştu. Bu- rada büyük deprem beklenti süresi 30 0e 40yüdır. 1%7'den sonra da bu süre tamamlanmışur. Şimdi lasa sü- redeyenibirdeprem bekfemiyomzja- kat artçı sarsuralar devam edebilir." Depremin 2.5 atom bombası büyuk- lüğünde bir sarsıntı yarattığını belir- ten Ercan, 17 Ağustos 1999'da Göl- cük'te meydana gelen sarsıntıdan 32 kat daha küçük olduğunu söyledi. Depremin meydana geldiği Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu faylan- nın kavşak noktasında gerilimin art- hğını ifade eden Ercan, özellikle bu depremden sonra biriken enerjinin Erzurum, Kiğı ve Karlıova tarafına kaydığım, bu bölgede durumun kri- tik olduğunu belirterek bölgede bü- yük bir deprem beklendiğini, ancak bunun hemen olacak anlamınagelme- diğini söyledi. 2003 deprem yılı 2003 yılının deprem yılı olduğunu, 2004-2005'te Türkiye'de 7"nin üze- rinde deprem beklendiğini anlatan Ercan, şu uyanlarda bulundu: "Afet tşJeriG€nd>lüdüriüğu,bö^edekibi- rikim yerinin tespiti için, acilen bura- da gezici deprem ağını kurmasL bol- genin iyi dinlenmesi lazım. " Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Jeofi- zik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ni- yazi Türkelli, bu sarsıntının Doğu Anadolu'da beklenen büyük depremin habercisi olduğunu belirtti. Türkelli, artçı sarsıntılann da bir ay daha sürebileceği uyansında bulundu. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimar- lık Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mü- hendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Onur Köse ise Erzincan Ovası'nın Doğu çıkışında Sansa Bo- ğazı ile Karlıova arasında Yedisu fay hattuun bulunduğunu, bu alanda ge- lecek dönemlerde daha büyük deprem- lerin oluşabileceğinin beklendiğini söyledi. Köse. "Burası sismik açı- dan okhıkça riskli Sismikgerilim, şjd- deti 8'e kadar ya da daha küçük şid- detteki depremler halinde de boşala- biür" diye konuştu. ÎTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölü- mü Başkanı Prof. Haluk Eyidoğan da, Pülümür'ün 1992 depreminden sonra -çok aktif hale geldiğini anım- satarak Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın hareket özelliklerine yakm tektonik hareketlenn başladığını söyledi. 'Kırılma henüz tamamlanmadı' Jeofizik Mühendisleri Odası Ada- na Şube Başkanı MeKh Bakt bölge- de önemli mıkro ve makro düzeyde deprem gelişmelerinin 2 aydır sür- düğünü ifade ederek şu bilgileri ver- di: •'Bölge uzun dönemden bu yana büyük deprem üretmiyordu. Sismik olarak aktif bir süreç geçiriyor. Art- çılar bekleniyor. Kınlma henüz ta- mamlanmadı. Herkesin dikkat etme- si gerekiyor. Kırümarun tamamlanma- sı için 5.4 civannda artçının gerçek- leşmesi gerekiyor. Bolgenin riskli ol- duğu biliniyor. Deprem konusunda duyarlı bir bölge olduğu çalışmalar- la ortaya çıkanldı. Herkesin duyariı olmasuıda varar var." SALI ORHAN BLRSALI 'Reform İçin Çağm' Milli Eğitim Bakanı ErkanMumcu "Reform İçin Çağn" başlıkh bir mektup gönderdi. Konusu tabii ki üniversiteler. Mektuba bu Cumartesi günü Cumhu- riyet Bilim Teknik'te yer verdik; Mumcu'nun mektu- bunu değeriendiren yazılara da... Mumcu ilginç bir kişi. Nereye gitse, orayı değiştir- mek istiyor. Bazen düşünmeden konuşuyor. Sonra konuştuklannı ayıklamak zorunda kalıyor. Turizm Ba- kanı iken, Bakanlığını lağvetmeyi savundu, ama Ba- kan olarak da sonuna kadar orada kaldı. Neden kal- dı? ANAP'a Başkan olmanın bütün yollannı denedi, ama Mesut Yılmaz geçit vermeyince soluğu AKP'de aldı. Yine Turizm Bakanı olacakken, Cum- hurbaşkanı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na kay- dınldı. Mumcu'nun üniversiteler ve eğitim ile ilgili uzman- lığı yok. Tabii, politikacı olarak çok uzman olması da gerekmiyor. Nihayet uzmanlan vardır, bilgilendirilir, çevresiyle tartışır, bugünkü duruma ve gereksinimle- re bakar, danışır, yapılabilecekleri saptar, politikalar geliştirirvb.. Bir bakanın, hele konusu ile böylesine ilk kez sar- maş dolaş olan bir bakanın, öncelikle can alıcı bir veya üç sorunu saptayabilmesi çok önemlidir. Mumcu, ana saptamasını yaptı: Özgürlük Yok- sunluğu! Ve, bunun temel nedeni de YOK. Üniversitelerimizin temel sorunu özgürlük yoksun- lugu mu? Oyle anlaşılıyor ki, Mumcu, üniversiteler konusun- da gerçekten uzman kişi ve kurumlara zerre kadar dantşmadı. Mumcu, ülkemizin ve üniversitelerimizin değil, ka- fasındaki merkezi sorunu gündeme oturttu. • • • Mumcu, örrveğin, üniversitelerimiz konusunda iki uzman kuruluşa danışmadı. Birinçisi TÜBİTAK, ikin- cisi Türkiye Bilimler Akademisi, TÜBA. Herhalde on- lara da herkese gönderdiği mektubunu göndermiş ve öneriler istemiştir! TÜBİTAK, bilimsel ve teknik araştırmalar konusun- da uzmandır, ülkemiz için gerekli politikalarla ilgili olarak koccca bir rafı araştırmalarla doludur. Üniver- sitelerimizle, bilimsel araştırmalar konusunda ilişkiler içindedir... Hele TÜBA.. TÜBA'nın kuruluş gerekçelerinden biri, devlete, hükümete, bilimsel önceliklerin saptan- masında danışmanlık yapmaktır. TÜBA ülkemizin en seçkin bilimcilerini çatısı altmda toplar. Türkiye'nin üniversite, bilim ve araştırma sorununu en iyi bilenle- rin bulunduğu bir kurum.. Bakan, öncelikle kapısını çalması gereken, elinin altındaki uzman kurumları pas geçiyor, ama "fikir almak" ve "demokratik tarbşma" bahanesiyie dış kapının dtş mandalına kadar uzanıyor! Mumcu'nun üniversiteler ve YÖK konusunda, Re- form İçin Çağn'sında samimiyetine ve ciddiyetine nasıl güveneceğiz? • • • Mumcu'nun saptamasına dönelim: Üniversiteleri- mizin baş sorunu "özgürlük, demokrasi yoksunlu- ğu" mu? YÖK'ü kaldırdık, mesele çözüldü mü? Oturmuş üniversitelerimizin hangisinde "özgürlük yoksunluğu" sorunu var? Mumcu, neden YÖK'ü tartışmanın odağına otur- tuyor? Demokratik ve aydın kesimce de mahkûm edildiği için mi? Hemen taraftar toplayacağı için mi? Nitekim tartışmanın odağına YÖK oturdu. Ama geri planda üniversitelerimizin çok temel sorunlan da tartışma dışına düştü. YÖK, şüphesiz kimlik değişimine uğramalı. YÖK'ten rektörlüklere uzanan kesin bir hiyerarşik -neredeyse yan askeri!- düzen vardır. Ama bazı üni- versiteler, YOK'ü olması gereken yerde tutmayı ba- şarıyorlar. Aklıevvel isteklerini bir kenara itiyorar... YÖK Başkanı üniversitelerin yönetimleri için doğru bilimsel kriterler koyamadı ve bunun acısını çekiyo- ruz. özellikle bazı üniversitelerimizde, bu açıdan, de- mokrasi sorunu vardır. Fakat Sayın Mumcu "üniver- sitelerimizde demokrasi yok$unluğu"ndan neyi <as- tettiğini, örnekleriy^e, açıkça ortaya koymuyor. 'De- mokrasi" deyince herkes aynı dilden konuşmuş mu oluyor?! Mumcu, TÜBlTAK'a, TÜBA'ya danışsaydı, üni- versitelerin üretkenliğınin arttınlması, bilime ve tek- nolojiye yapılması gereken yatınmlar, ülkemizir bi- lim politikalan ışıgında üniversitelerimizin sorunlan konusunda ciddi düşüncelerie tanışmış olacaktı Bi- Kmsel ve teknik üretkenliğin nasıl arttırılacağı, bili- min ülke ekonomi si için nasıl motor görevi üstlene- bileceğı, hangi alanlarda evrensel ölçülerde, bûyük bilim projelerine yönelebileceğimiz, eğitimin- cğre- nimin kalitesinin nasıl yükseltileceği.... konularnda bilgilendirilecekti. Bunu yapmadıQına göre, amacının üzüm yenek olmadığı konusundaki şüphelere, haksız diyebilir miyiz? obursali@cumhuriyet.com.tr. Italya da sallandı • ROMA(AA)- Italya'nrn ortalanndaki Toscana, Marche, Umbria ve güneydeki Molise bölgelerinde önceki gün akşamdan dün sabah saatlerine kadar hafif şiddette çok sayıda depremin olduğu açüdandı. Yetkililer, ülkenin orta bölgelerinde, merkez üsleri Floransa, Forli ve Ancona kentleri olan, Richter ölçeğine göre 2.5 ila 3.2 arasında depremlerin olduğunu bildirdi. Sarsıntılar can ve mal kaybına yol açmadı, ancak vatandaşlar arasında panik yarattı. Ekimde meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremde bir okulun çökmesi üzerine 27'si çocuk olmak üzere 30 kişinin öldüğü Campobasso da dün sabah 3.5 büyüklügünde bir depremle sallandı. Parasızlık nedeniyle böbreklerini satan iki depremzede aynı kaderi yaşıyor Önce evleri gitti, sonra aileleri FARUKKIKrAY YALOVA - Yalova'da böbreklerini para karşılığı satan iki depremzede dram yaşıyor. Haklannda soruşturma açıldı, eşleri evi terkettiği için çocuk- lan sefil oldu.Deprem sonrası yaşanan ekonomik kriz ile birlikte böbrekleri- ni satmaya karar veren 35 yaşındaki Maşallah Bingöl ve 28 yaşındaki Ünal Özen zor durumda. Bingöl ve Özen bugüne kadar bir- birleriyle hiç karşılaşmamış. Ancak her ikisinin başuıdan geçenler ve son- rasında yaşanan olaylar aynı. Böbrek- lerini sahte kimliklerle satan Ünal ve Bingöl şimdi aynı acı ve kaderi pay- laşıyor. Böbreklerini satmadan önce ikisinin borçlanndan dolayı evine icra gelmiş, işsiz kalmışlar. Sonra eşlerinden bo- şanmışlar. Ve her ikisi farklı tarihler- de böbreklerini satmaya karar vermiş. Biri Bursa Tıp Fakültesi, diğeri îs- tanbul Numune Hastanesi'nde hiç ta- mmadığı kişilere böbreklerini para karşılığı satmışlar. İkisi de böbrekle- rini alan kişilerin kardeşlerinin kimlik- ÜnalÖzen leri ile ameliyata aluımışlar. Tutuksuz yargılanıyorlar Hiçbir sosyal güvenceleri olmadı- ğı için yapılması gereken tedavileri sürdüremiyorlar.tki yurttaş da sahte Maşallah Bingöl evrak düzenlemek ve yasadışı yollar- la böbreklerini sattıklan gerekçesiy- le Yalova Cumhuriyet Savcılığı'nca açılan suç duyunısu üzerine tutuksuz yargılanıyor. Ve yine ikisi de böbrek nakli sonrası vaat edilen parayı ala- madığından yakınıyor. Bingöl ve Özen geçen hafta kiralannı ödeyeme- diği gerekçesiyle evierinden çıkartıl- dılar. Bingöl, 2 çocuğunu Yalova Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne teslim etti. Ünal Özen ise çocuğu ile birlikte şim- dilik ablasınm evine yerleşti. 'Sosyal güvenllğimiz yok' Yaşamından endişe ettiği gerekçesiy- le Yaloy^ Cumhuriyet Savcılığı 'na baş- vuran Ünal Özen şunlan anlattı: "An- nem üzüntüden fek; oldu. Ekonomik durumumuzkötü. Bakmakla yüküm- lü olduğum özürlü bir kız kardeşün var. Sosyal güvenliğim olmadığı için sağhğım da risk altmda. İşsizim, baş- ka çarem olmadığı için böbreğimi sat- mak zorunda kaldım " Maşallah Bingöl ise şöyle konuştu: "Çocuklanma iyi bir gelecek haznia- mak için böbreğimi satmak zorunda kaldım. tş aradım bulamadım. Sata- cak sadece böbreklerim vardı. Nakil- den sonra tedavi ohnam gerekhordu ama, sosyal güvencem olmadığı için olamadım." Sismik kayıt cihazı alınacak İstanbul'un tarihi ödenek bekliyoı tSTANBUL(^A)-Is- tanbul'daki tarihi carnile- rin depreme dayanıklı- lıklarının belirlenmesı amacıyla oluşturulan proje, sismik kayıt ciha- zının ahnamaması nede- niyle yaşama geçörilemı- yor. Yıldız Tekreik Üni- versitesi Yapı Anabilım Dah Başkanı Prof- Gö- rün Arun, proje kapsa- nunda tarihi değeri yük- sek ve risk taşıyaıbilecek 8 yapı seçtiklerimi belirt- ti. Arun, şunlan soyledi. "Bu yapılar, fstan- bul'da6-16.vüzNiBarara- sında inşa edilmiş, Can- kurtaran'daki ICüçüka- yasorya,Laleli'deki Bod- rum, Saraçhane'deki Molla Zeyrek, Kara- köy'deki Ârap, ünninö- nü'dekiAhiÇeletoüÜskü- dar'daki İskele, EdÜrne- kapı'dakiMihrimalı Sul- tan ve Fatih camileri. Bunlardan Küçülaya- sofŞa, Bodrum ve IVoOa Z«)Tek camileri v« B i - zansvapüanküisedeca- mi\e çevrilmişler." Bu yapıların y ı n a yöntemiyle inşa ediiüc— lerini anımsatan Aur», bu binalann depremcar— şısındaki ta\Tinın a a l i z edilebilmesi için ,si"nilc kayıt cihazıyla senesct: titreşim deneyi uygıar»— ması gerektiğini bertteS. Kayıt cihazı ç i m 2001: de DPT'ye > a ^ - \mduklanni dile g e r e m .-\run şöyle konuşturCi— haziçingerekliolan 1 b i n dolar karşdığı Türkr.»— sı istedik.Ancak ixlıe B-t; açılanadek.döviz kuun»— daki değişinı nedeıyl^s efimize 10 bin dolare^ 1 — üVAnın, ekbütçe Jer— bınde bulunduklannaEB.— cak henüz bir cevapa_— madıklannı sö\ledı:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle