25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 28 OCAK 2Û 14 J V U A J J . U J \ kufturtgcumhurryet.com.tr SAHNEPEfr AYŞEGÜL YÜKSEL Kabarediliyle savaAylardır 'savaş'a kilitlenrnk dünyada yaşıyoruz. Savaş, insanıh ° lT sarn yok etmesi demek. Savaş, ıh m ~ nın binlerce yıl boyunca kurcj S - a " uygarhğa sırtını çevirip 'ilkel' ^ ! dülerinin egemenliğinegirmesj ^ e . mek. Savaş, 'insan gibi var o | m a ' adınaaldığımızyoiun sıfirlanmas, A* mek. a e " Oysa küreselleşmiş dünyam,z ı n siyasal/'ekonomik'stratejik'teknojo. jik bakış açılan, bir 'oyun' o l ^ j ^ görüyor savaşı. En donanımlı/^. gin/dediğım dedik ve en kurnaz o j a _ nın kazanacağı bir oyun... ılkej j n _ san savaşa girdiğinde en azindan kendi canını da tehlikeye atıyoj-du Yenilen kadar yenen de yifiriyoıtfu Şimdi ise 'savaş', bilgisayar oyunja - nndaki sanal görüntüleri (gerçekte bir vuruşun kaç insarun yaşamuıa mal olduğunu düşünmeden) vurma- nın, vuruş isabetsizse (insanlar yo k edilememişse), bu başansız sonuca neden olan aksamalan 'teknik' dü- zeyde irdeleyen birzihinsel eylemin aracı. Savaşeşittir: güç,para,ölüm^ Kafa ile yüreğin, bilgi ile sağdu- yunun, strateji teknikJeri ile insan- bilimin birbirineyabancılaşrığı, post- modern bir ironiye rutsak edilmiş dünyamız. Oysa atılan savaş çığlık- lannın gerisinde, bılinen ilkel ger- çek yatıyor: Güç futkusu ve çıkar kaygısı. Dürrenmattkısaca 'güç' ve 'para' olarak belırler dünyayı çığnn- dan çıkaran bu iki olguyu ve hemen yanı başlanna 'ölüm' olgusunu yer- leştirir. Savaş, güç futkusunu doyur- mak ve çıkar elde etmek için girişi- len bir ölüm oyunu değilse nedır? Dostlar Tiyatrosu, 17 Ocak'ta se- yirci karşısuıa çıkan 'Yaşasın Savaş' yapımıyla işte tam bu eksende ya- kalamış dünyamızın 'savaş' bağla- mındaki güncelini. GencoErkal 31 ayn tablonun birbirine eklemlendi- ği bir derleme oluşturmuş. Bu der- lemeyi alışık olmadığımız bir 'ka- bare' düzeneği içine yerJeştirmiş. Bir uçta 'popüler seyiriik anJayışı- mız' doğrultusunda 'şakacı/eğlendi- rici'biryaklaşım ıçeren tablolaryer alırken ötekı uçta, Avrupa tarzı İca- JLJostlar Tiyatrosu 'nun kabare tiyatrosu düzeneği içinde sahnelediği | 'Yaşasın Savaş', içindeyaşadığımız kritik dönemde söylenmesi en \ gerekeni söylediği için önemli bir çalışma. 'Savaş bize zarar mı getirir, yarar mı sağlar' kararsızlığınıyaşayanlara salık verilir. barenin 'güiümseme ile hüzünlen- me' arasında gidip gelen, seyirciyle arasına eleştirel bir uzakhk koyan ironik yakJaşımının ürünJeri var. îki farklı (arzı buJuşturan 'eklektifc'(fark- lı bıçemleri biraraya getiren) bir ka- bare anJayışı söz konusu. Aydın Engin'in katkısı 31 tablodan 15'ı Brecht'in şiirle- rinden. oyunlanndan ve rnüziğini Kurt Weill/Paui Dessau/Hans Eiss- ler'in yaphğı oyun şarkılanndan oJu- şuyor. Dolayısıyla da Brecht ağırJık- Iı birgösteri söz konusu. Brecht me- tinlerinın içeriğini ve şarkılannı bi- lenler için yer yer -Zeliha Berksoy ağırlıkh- bir resital özeiJığıne bürii- nüyoryapım. Aydın Engm'm oyun için yazdığı üç özgün tabio, 1960"Jı yıllann unu- tuJmaz 'Devr-i Süleyman' kabaresi- nin yazannın tiyatroya dönüşünü muştuluyorsa, bu iyi haber. Engin 'in, gerçek yaşantılannı müthiş bir öy- kıi tadı katarak anlattığı 'BenFrank- fiırt'ta Şoförken' yapıtını benim gi- bi bayıJarak ve bitmesını hiç iste- meyerek okuduysanız, yazanmızın tiyatrodakj deneyimini yeniden pe- kiştirmesiyle ortaya çok hoş sahne olaylan çıkabileceğini düşünebilir- siniz. 'Yaşasın Savaş' için yazdığı bölümler, biraz pratikeksikKgT. bi- raz da -yazann denetiminin dışında olan- 'çokeklenüi' bir "bütön'e 'par- ça' yazma dururnunun kısıtlayıcıh- ğını yansıtsa da, Aydın Engin'in si- yasaİyergiJeri güJmecekotarma po- tansiyelinin sagiam ipuçlannı veri- yor. 'Yaşasoı Savaş'ın öteki tabiolan- nj NâznnHöcrortmetinlerinden can- landırmaJar, Euripidesten. AzizNe- sin'den, Karl Valantin'den. VViotfgang Bochert'ten, Ferhan Şensoj' uyarla- ması 'Vbrgun Matador'dan bölüm- lere: 'LiBMarlen'den PeteSicger'in 'Nerede Şimdi Çiçekler'ine ve ünlü 'Cabaret' müzıkalınden şarkıiara dek uzanan çeşitli parçaJar oiuştu- ruyor. Dört oyuncunun sırtladığı gö'ste- rinin 'prioıa donna'sı Zeliha Berfc- say, 'motoroyuncu'su ise GencoEr- kal. Dcisi deyıJIardıroyuncuJukJan- na sindirdikJeri kişisel tarzJannı ser- gilerken genç sanatçı Erdem Akak- çe çeşith tabloJardaki yumuşak, et- kıli, donanımlı yorumiany/a, 'usta- lar'ın gölgesinde kalmayan biroyun- cu!uk rengine ulaşıyor. Televizyon 'ünlüsö' olmanın çekiciliğine kapı- lırsa, o özeJ rengi kısa zamanda yi- tirebiJir. Oysa fiyatroda 'en i>ıler' arasınagirmeye şimdiden aday. Dör- düncü ve en taze oyuncu AJpa> Ata- lan ise henüz sahnede deneyim ka- zanma aşamasında. Sahne olayını disiplinii bir oyunculuJda destekJi- yor. Yapımın sürpriz sanatçısı dansçı Ze_\Tiep Tanbay. Ûci gösteri sunuyor, "İskemle' başlıklı danstaki 'işkence gören kız' yorumu, bugüne dek sah- nede yer almjş işkence sahnelerini siJip süpürecek güçte. 'Parçaldan 'biifûn'e Hep 'parça'Jardan söz ettik. Ba- şanyla kurguJanmış ve sahnelen- miş olmasma karşın 'bâtfin'ün bir- birinden çok farkJı biçemJeri içer- mesi, bir başka deyişle farklı aîgı- lamaJan gerektırmesi, yapımJa ilgi- li temel tartışmayı gündeme getiri- yor. SeyirciJerin farkJı beğenilerinin hemen hepsine seslenmeyı amaçla- yan çalışma, kuşkusuz çok çeşitli tepkilereyol açacak. Seyircinin kül- hirel/sanatsal donannnınagöre, bir kesimce beğenilen bölümler. bir başka kesimce eleştirilebilecek. So- nucuzaman gösterecek... Ben oyun- da 'biçem birliği' olmasmı ve tüm tablolann KarJ Valentrn'den Ferhan Şensoy'un kıvrak Türkçesıyle ak- tanlan 'BabaileOgul' bölümünde- ki yaluı çarpıcılıkta sürdürülmesi- ni yeğlerdim. 'Yaşasın Savaş' içinde yaşadıfı- rruzkritik dönemde söylenmesi 'en gereken'ı, 'en yetkın sanat insanla- n'nın diliyle söylediği ıçm önem- li bir çalışma. 'Savaş bize zarar nu getirir, yarar mı sağlar' kararsızlı- ğını yaşayanlara özellikle salık ve- rilir. 'Olüm' ve 'ydam'dan bekle- nen 'yarar' üstüne son kez düşün- meleri için... KÜRATÖRLÜĞÜNÜ GÜLSEN BAL YAPIYOR Türksanatçılann yapıtlarıLondra'da KnftûrServia-Londra'nın çağ- daş sanat mekânlanndan Galeri 291'de küratörlüğünü Gülsen Bal'ın yaptıği Kısa & Keskin' adlı uluslararası video veperfor- mans gösterisi 21 Ocak'tan iti- baren Londra'da sergileniyor. Sergide Türk sanatçılar GüJ- Ö gar ve Canan Şenol'un yeni vı- deo yapıtlan da yer alıyor Ara- lannda IgorBaskin, \îa\a Bont- zou, Elena Cologni, V^rina Gfa- der, Karl Ingar. Foragn Investe- menf, Charles Kriei gibi deney- sel alanda çahşan sanatçılann da bıdundugusergi, videosanatının aza indirgenmiş görüntü gücüne yönelenkişisel mesajlan kısa ve keskin görünfiilerJe verme dii- şüncesine dayanjyor. Ktiresc'Heşnıe ve sanat Farklı coğraiyalarda yaşayan Türksanatçılanrunişlerigöç,iler- leme, kültürel yakınJık, kimlik, öteki, sırarlargibi küreselJeşme sürecinde çağdaş sanaön temel meselelerine egilmelde ortak bir tavır oluşturuyorlar. Londra'da yaşayan Gülsen Bai'ın 'İçtenDı- şa Bakış' isimü çahşması birbir- lerini hiçbirzaman bulundukla- n gerçek konumdan göremeyen bireylerikonuediniyor. Amster- daro'dan sergiye katılan Servet Koçyigit, 'SerbestTıraş'adİJ ça- lışmasında birçelik fabrikasinin ortasınakurulmuşaçık-havaber- berdükkânında müşterisini tıraş eden berberi göstererek bir ger- çeküstücü izlenim sunuyor. An- kara'da yaşayan Ferhat OzgûVün '10.Yıl Marşı' adlı eleştirel klibi marştaki coşkulu ritme ve naka- rata dıkkat çekerek Türk ulusu- nun 'ilerleme' grafiğini görsel- leştiriyor. Sanatçı sadece yürii- yen ayaklan ele aldı|ı aynntıla- n agırçekimdegöstererek 10.Yıl Marşı'nın ilerleme vaadeden rit- mik temposuna aykın bir görii- nü yumağı sunuyor. Sergiye Istanbul'dan katılan Canan Şenol'un 'Bebek E>f ad- lı çalışmasmda küçük bir kız oyuncaktanyapılmış anne ve ba- basıyla oynuyor. Burada çağdaş kapitalist toplumdaki rol dağı- lımlannın ironik yüzü bir çocu- ğun gözünden sunuluyor. Sanat- çrnın 'Çeşme'adlı diğerçalışma- sında ise beden sıvılanru, bere- ket ve beslenmekavramlan bağ- lamında irdeliyor, bu olgulan es- terikbirgörüntü olarakelealıyor. Genel olarak video sanahnda ortak birgörüntü üslubunadönü- şen bir birimin, bir anın, psiko- lojik, sosyolojik, politik olsun saptanmışya da kurgulanmışözel bir durumun 'tek bir vurgu' ola- rak seçümesi 'Kısa & Keskin'de yer alan çalışmalann birleştiği noktayı oluşturuyor. Gerek Suna Keskin, gerekse Hadi Çaman, kendilerini ha- yal ormanları- nın gece düşte- rinden kuriarıp yeresağlamba- san vesanatsal gerçeği çoktan yakalayan ya- ratıcı kimlikle- rimizdir. Yeditepe Oyımculan'mn Hisse - i Şayia'sı başanyla sürüyor BicanEfendi'nin şemsiyesi HALUK ŞEVXET ATASEV1EN Dünya evrenin bir sömürgesidir. Ewen dünyayı kendinde olan yasalar- la yönetir Bu yasalar, doğum'ya- şam-^lüm üçgeni içinde, savaş İ?a- nş'bencillik/rutkusallık/saldırganlık oluşuyla. ınsanlara aıttir. İnsanlann bu trajik ve evrensel bü- tünlüğünü yerinde ve zamanmda ko- ruyabilmek, varhğın bireysel gelişı- mi içinde yardımcı olabilmek, yük- sek değerlerle yüklü bu iki usta oyun- cumuzun ustalıklanna şapka çıkar- mak güzel bir gelenektir.. Evet, Suna Keskin ve Hadi Ça- man dan söz ediyorum. Önceden belirlemeliyim ki bu eleş- tirinin özelligi, yıllardır tiyatro için- de eriyen, tiyatro için parçalanıp ri- yatro içinde bütunlenen, yarattıklan imgesel dünyalan adlanndan büyük olan Suna Keskin'e ve Hadi Çaman'a özel olmasıdır. Suna Keskin ve Hadi Çaman"ın o evrensel bürünlüğün içinde saklı olan karizmatikyapılan, aynı zamanfa bir kültür ve eğitim sorununu da birlık- te getirmektedir. fcsan doğayı taidit ederek, doğada- ki farkJı seslerin kurmuş oJdugu ar- monikdüzenden yola çıkarak orkest- rayı bulmuştur. Bu, doğayla insanm belki de ilk öpüşmesidir. Insan sesi- ne hayranlığımdan mıdır nedir, bu hep böyle olmuştur, usta oyunculan- mızı seyrederken onJann hançerele- rinden çıkan birbirlerinden farklı ses- sel tonlamalar bana her zaman çok- sesli bir orkestrayı dinlemenm hazzı- nı vermiştir. Mahmure''ııin trajikomik öykiisû Oyundayeniden tanık olduğum ka- danyla Suna Keskin'in zengin han- çeresiyle genzi arasında kurmuş ol- duğu orkesfra, sözü olmayan sesler- le sürekli biralış-verişhalindedır. Ha- di Çaman ise bu işlerligin, zengin se- sin toparlayıcısı, yönlendiricısidir. Çaman'ın kendinde var olan sessel otonte ile melodik gelişim ve bunun ötesınde role gın'şı, diğer oyuncular- la kurmuş olduğu yapısal ılişkı. onun gösterim alanını zenginleşhren ve te- mel kaynakJannı var eden öğelerden bazjlandır. Osmanlı toplum yapısının Cumhu- riyet'e dönüşmesiyle ortaya çıkan farklı kimlik arayışı, bu konuda ye- tersiz bilinçlenmenin kurbanı olmuş- tur. Oysa böylesi bir toplumda traji- komik olan ve bu düzende algılanan, yaşamın kendisidir. Kısacası konu. şiddetii geçimsizlik nedenıyle birbirlerinden kopmuş, ay- nlmış kan-kocanın tek Jozlan Mah- mure'nin trajikomik öyküsüdür. Bu- rada gelinlik kız önce aile çevresin- de, sonra e\lılik evresınde, adeta sa- tılan ya da satıhğa çıkanlan bir meta halinegetirilmiştir. Bu toplumsal olay- lar yagmuruna yakalanmış, yeni top- lumsal düzene ayak uyduramamış ai- leleri ancak Bıcan Efendi 'nin şemsi- yesi kurtaracaktır. Oyunu dramafurjık gözlem açısın- dan elealacak olursak, seyircinin bel- li bir evreden sonra oyunu değil, bu her iki sanatçı/oyuncumuzun müthiş bir ritim ve zamanlamayla zirveye ulaşmalannı büyük bir estetik coş- kuyla seyrettiklerinı hemen fark ede- ceksiniz. Gerek Suna Keskin, gerek- se Hadi Çaman, kendilerini hayal or- manlannın gece düşlerinden kurta- np yere sağlam basan ve sanatsal ger- çeği çoktan yakalayan yaratıcı kim- liklerimizdir. Oyunda hisse alacağı- mız temel amaç, güzeli güzel kılmak, çirkuı olanı güzele ve sevgiye dönüş- rürmektir. Onlarbunu fazlasıyJager- çekleştırmişlerdir. YAZIODASI SELİMİLEKİ Piliçlep ve RenMer ( Işık Hanım'ın babar, ilkyaz çağrışımlı sos elbette tarhun var. Ama nane, maydanoz, ter rev/z yaprağı, dereotu, fesleğen de var. Tür ince ınce kıyacaksınız. Mutfak robotuna ai yumurtanın sansını, yanm fîncan zeytinyağını, 1 ba kaşığı lirrton suyunu, 1 tatlı kaşığı harda/ı, 1 taze öğütülmüş karabiberi ekleyin ve robotu /ıştınn. Yeşi/, harikulade birsos e/de edecekm/şsiniz. ğuk etlerin baş döndürmesini istiyorsanız, etle bahar sosuyla birlikte ikram edilecek. Tabii Şahika Hanım'ın yaşadığı yıllarda böy soslarfalan yok. Şahika Hanım'ın "Alafransez{ raplı Piliç"\ var. O da onunla övünüyor. Alafransez şaraplı pilicin malzemesi arasında, t hunu aratmayacak 'ararot' var. Tarifi din/eyen Y nımlar, "Otuzgram ararot..." diyen Şahika H nım'a tuhaf bir şey görmüşçesine bakakalıyorl; Ararota günün birinde A/i Püsküffüoğfu'ru Türkçe Sözlük'ünde rastladım. /ngilizceden ge yormuş. Birlikte okuyalım: "Sıcakülkelerdeyetişen maranta adlı kamışta ve kimibitkilerin kökünden elde edilen, kolacılık ta, dokumacılıkta kullanılan ve özellikle de çocu< maması yapımında yarahanılan nişasta." Ben saat/erimı, harta günümü sözlük kanştıra- rak, söz/ük 'okuyarak' geçirmeye bayıfınm. He- men 'ma/a/7fa'yasıçradım: Ita/yan bitkibilimci Maranta varmış, Bartolomeo Maranta. Isim oradan. Bir kamış, Antiller'de, tro- pika/ ü/keierde yetişiyor. Kökündeki yumrulardan ararot elde ediliyor. Şahika Hanım ararotu nerden bulduğunu kim- selere söylemiyor. Tavukpazan'na gidip irice birpiliç seçiyor. Mar- garini, 20adetarpacık soğanı, havuçlan, iki diş sar- mısağı, iki defne yaprağı, konserve bezelyesi, bir buçuk bardak dolusu kırmızı şarabı, tuzu, karabi- beri ve elbette ararotu (25 gram kadar) hazır. Arzuya göre, bu malzemeye kekik de eklenebi- lir. Tavukpazan'ndan aldığınız irice pi/ici temizleyip yıkayacak, sonra beş parçaya güzelce bölecek- siniz. Piliç, birm/ktar margarinde kızartılacak. Çev- rile çevrile. Şimdi başka birtencereye küp küp kesi/miş ha- vuçlan, ayıkianrnış arpacık soğanlannı ve suyu iyi- ce süzülmüş beze/ye tanelerıni koyun, margarin- de öldürün. Havuçlann daha önce haşlanmış ol- masında fayda var. Hepsi öledursun. Pi/iç/eri çıkardınız, bu sebzeli tencereye yerleş- tirdiniz. Oda ısısındaki şarabı boca edin. İki diş sar- mısağ/ ince ince çentin, defne yapraklannı da ko- yun. Kekikli istiyorsanız, bu aşamada tencereye ke- kik de ilave ediiecek. /stemiyorsanız, unutun git- sin... Alafransez şaraplı pi/iç başlangıçta bir taşım kaynatılacak. Sonra orta ateşte, tencerenin kapa- ğı kapaJı tutularak, en az yanm saat pişırilecek. Bu yanm saatin sonuna doğru yine murfaktası- nız. Erimiş margarine ararot kanştınyorsunuz. Ten- cerenin kapağını açıp şaraptan bir kaşık ekleyin. Söylememe gerek yok, tahta kaşık. Şimdi ateşe oturtun ve ararotu yumurta teliyle çırpmaya koyu/un. Hızla. Koyu/aşsın. Tuz ve ka- rabiber. Çırpın. Yîne arzuya göre, biriki damla sir- ke ilave edebilirsiniz. Ararot salçanız hazır. Servis tabağına önce piliç parçalannı çıkanyor- sunuz. Soganlar, bezelyeler, havuç/ar üste konu- yor ve salça boşa/tılıyor. A/afransezin yanında bademlı beyaz pi/av yeme- ğe ayn birtezzetkatıyor. ŞahikaHanım, "rahmethzevcim "dediğı eşi Mu- harrem Bey'in şarap/ı pilice çok düşkün olduğu- nu söylerdi. Haftanın iki günü ille kotanlırmış. Ama şimdi Şahika Hanım'ın gönlü yanıyormuş... Takvimdeh Bırakan: "Göldesteler, çokluk, mendebur ozanlan, soy- lularla bir tutma çabası içindedirter." Salah Bir- sel, Kendim/e Konuşmalar, Papirüs Yay, 1969. Bir Kütttir'de sanat söytefîteri • Kültür Servisi - Bir Kültür Sanat Merkezi ocak ayı programını 'Güzel ve Tehlıkeli Değerli Taşlar' ve 'Müzik Eleştirisı' konulu iki söyleşı ile tamamlıyor. Merkez, atölye çalışmalanna destek \ermek, alanında uzman isimlerle ilgıli kışileri b.T araya getirmek amacıyia atölyelenn ılkici 2 9 Ocak, ikincisini ise 30 Ocak tarihlerinde saat 19.00'dagerçekleştirecek. Türkıye'deki ilk gemoloji laboratuvannın kurucusu ve elmas eksperi Celal Yahyabeyoğlu'nun konuk olarak katılacağı 'Güzel ve Tehlıkeli: De|erli Taşlar' söyleşisinde değerlı taşlann tanıtılmasmdan ekspertızine kadar genış bir yelpaze sunulacak. 'Sanat ve Eleştin' baş/ığı altında plastik sanatlar, edebiyat, müzik, sinema ve fotoğraf ana başhklannda sürdüriilen söyleşilerın üçüncüsü olan 'Müzik Eleştirisi'nin konuğu ise Evin /lyasoğlu. Söyleşıye, îlyasoglu'nun son kitabı 'Ayla'yı Dınler misiniz'ın kahramanı, keman sanatçımız Ayla Erduran da konuk olacak. (0212 291 28 71) İnkı/ap'tan ilk genç/ik serisî • Kültür Servisi - înkılap Kitabevi çocuk kitaplan dizisıne bir yenisini ekledi. 'Çağcaş Türk Yazarlan- İlk Gençlik Serisi' başhğı altında 'Horozlu Ayna', 'Çilekli Dondurmı', 'Kuşçu', 'Devlet Kuşu', 'Sevgiyle Yap' adlı beş kitap yayımlandı. Demirtaş Ceyhun, Sevım Ak, Aydın Hatıpoğİu, Adnan Özyalçıner ve Cengiz Bektaş'ın ayn ayn kaleme aldıklan kitaplar, ilköğretim 4, 5, 6. sınıf öğrencılerine hıtap ediyor. Yenibir sanat ga/erîsi • Kültür Servisi - Caddebostan Niyazibey Plus'un dördüncü katı Art Plus adlı yeni bir galeriye ev sahiplıği yapıyor. Art Plus Galeri'nin ilk sergisi Devrim Erbil ve Merih Akçam'ın yapıtlanndan oluşuyor. Sergi, 17 Mart'a dek sürecek. (0 216 478 43 63)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle