10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÛL20O2 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DM • 1830'dan 1848'e kadar uzanan dönem, Fransa'da, siyasal yönden hareketli o'.duğu kadar, sanatsal yönden de olağanüstü bereketli bır dönemdir ve bir bütünlük içindedir; bu bütünlük romantizmin zaferini onaylayan fikri tavırlarda da kendisini gösterir. • Devrim olunca da, Hugo, halk gibi o da alkışlar onu; çünkü X. Charles, onu da hayal kınklığma uğratmıştır, sansürün bir kurbanı da kendisidir. Sonra, yeni romanı Notre-Dame de Paris'yi yazmaya koyulur. Kitap 1831 yılının başlannda biter, martta da yayımlamr. Büyük bir coşkuyla karşılanır eser. SERVER TANİLLİ Victor Hugo Halkmyükselişive bir ihanet 1 830'dan başla\arak, Victor Hugo, yüzyılının "sesü yankı''sı olmak is- ter: edebî çalışmalan çoğalır: Bir ro- man, dört şiirkitabı, tiyatro için dört dram yazmış. bir gezinın izlenimlerini kaleme almıştır. Sürekli çalışma. umut ve kaygı- lar içindedir: Dostu Saiııte-Beuve'ün kalleşlığine uğ- ramış. aıle yaşamı altüst olmuştur, o da - 1833 'ten başlayarak- gider yenı bır aşka, Juliette Drouet'nın aşkına sığınır; üç ba- şansız ginşimden sonra Fransız Akade- misi'ne kabul edılir (1841); derken. kızı LeopoMine ırmakta boğulur (1843) ve Hu- go. bıraz da acılanru unutmak içia 1845 'ten başlayarak siyasal yaşamın kollanna atı- lacaktır. Toplum da. devrimci gelişmeler içinde- dir. 1830 Devrlmi 1 830'dan 1848 'e kadar uzanan dönem. Fransa'da. siyasal yönden hareketli ol- duğu kadar. sanatsal yönden de ola- ğanüstü bereketli bir dönemdir ve bir bü- tünlük içindedir: bu bütünlük romantizmin zaferini onaylayan fikri tav ırlarda da ken- dısinı gösterir. Tarihtekı adıyla "Temmuz Monarşisi"nın Fransa'sı, en başta şu üç özelliği taşıyor: Liberahzmde pek köklü bir ilerleme; burjuva dünyası ile sanatçı dünv ası arasında sürekli bir iç içe geçiş; ideolojilerde bereketli bir çiçekleniş ki. sosyal sahneye çıkmış bir yeni öğeyi göz önünde tutmanın zorunluluğuna inanmak- tadır hepsi de. Bu yeni öğe de, burjuvaziden sonra halktır. Kral X Charles, her türlü muhalefeti boğmak için basın özgürlüğüne son venr: seçimden yeni çıkmış ve henüz toplanma- mış Milletveki 1leri Meclısi'ni dağıtır: sa- nayi ve tacır burjuvazisine ters düşen bir seçim sistemı getirir. Çatışma kaçınılmaz hale gelmiştir ve X. Charles saf dışı edi- lir. Aslında olan biten şudur: Temmuz baş- kaldınsı. eski soylu sınıfının egemenlığı- ne bir darbe indirmiş, ama Fransa'da kral- lığa da son verememiştir. Mutlakiyetten meşrutiyetegeçilmiştirve 1830'dan 1848"e değin sürecektir bu. Yönetim de. bu dönemde burjuvazinin yüksek tabakalannın. bankacılann, zen- gin sanayıcilerin elindedir. Louis-Philip- pe'e and içme törenınde. bankacı Lafitte şöyle der: "Bundan böyle Fransa'da ban- kacüar egemen olacaktır!" Louis-Philippe. gerçekten "kasalann kralTdır. Öyle olunca, rejim için pek tehlikelı bır muhalefet palazlanmaya başlar: Liberal aydın çevrelerden gelmektedir bu: buna ya- ralı küçük burjuvazi ile -boyutlan henüz dar- bir proletaryanın tehlikesini de kat- malı. Burjuva bencılliğini sorgulayan yı- ğınla sosyal ideoloji de beraberlerindedir ve ister istemez sanatçı çevrelerde de yan- kı bulmaktadır. O andan başlayarak, ikı ka- tegori. burjuvalarla. halkın mutluluğu için mücadele eden ya da marjinalde kalan sa- natçı kategorisi çatışmaya girişir. Bu zıt- lık. daha çok edebiyatta ve basında yer alır. Ancak rejime fikn muhalefetin özel- likle yeğlediği alan. basındır; ve basın. Temmuz Monarşisi dönemınde. köklü bir değişime uğrar, yaygınhk kazanır ve bir iktidarolupçıkar: "Kamuoyu" dediğimiz yeni bir gücün kaynağında işte o iktidar vardır. Devrlmln arkasından Hugo D evrim olunca da. Hugo. halk gıbi o da alkışlar onu: çünkü X. Charles. onu da hayal kınklığına uğratmıştır, sansürün bir kurbanı da kendisidir. Sonra, yeni romanı Notre-Damede Paris"yi yazmaya koyu- lur. Kıtap 1831 yılının başlannda biter, martta da yayımlamr. Büyük bir coşkuyla karşılanır eser. Ozetle, Notre-Dame de Paris, Hugo'nun gelişmesin- de önemli bir andır: dil ve biçem zenginliğin- den başlayarak. başka yığınla niteliğiyle, epik bır yücelik içindedir ro- man. 1830'dan başlaya- rak. edebı mücadelenin yenı deneyimleri: tarü- mar olmuş bir evlilik yaşamının acılan ve çok geçmeden yeni bir aşkın doğuşu. şairi, içine dön- meye ve kendisini -da- ha da büyük bir içtenlik- le- dizelerde dile getir- meye götürür. Biçimde kalan hüner ikinci pla- na geçer. gerçek bir li- rizmm zamanı gelmiştir artık! 1830 Dev rimı'nin arkasından tıyatroda ilk yaptığı. daha önce sansürün yasakla- dığı MariondeLonne'u. kimi değişiklık- ler yapıp oynatmak olur (1831); onu. Kral Eğleniyor adlı manzum dram izler. Reji- min yasakladığı ojıınun ardından. belli aralıklarla Lucrece Borgia. Marie Tudor, Paduva Despotu Angelo yazılır ve oyna- nır. Bütün bunlar. halk katında başansını denediği oyunlardır. Asıl Ruy Blas'ta şaheserini ortaya ko- yacaktır(l"838). 1843'te. epik bir dram. Burgravlar"ı \ a- zar. Eser ıslıklanır ve Hugo da cesareti kı- nlmış olarak tiyatrodan vazgeçer. Ama çok daha önemlisi. aynı yılın Eylül'ünde uğradığı felakettir: Pek se\ diği -yeni ev- li- kızı Leopoldine. Seine üstünde eşiyle yaptığı bir kayıklı gezıntide ırmağa düşer \e ikisi de boğulur. Yüreğinden vurulur Hugo. Ömrü boyunca unutmayacaktır onu. Bır avunma ıhtıvacı içindedir şair. siya- sal yaşama çevinr yüzünü. 1845"te Ayan Meclisine seçilir. Ancak orada sivasal yaşamı sönük ve kısa olur. 1848 yılı yaklaşmaktadır çünkü. Fransa, yeni bir devrime gitmektedir. 1848 Devrlmi İle gelen... 1 848 yılıyla başlayan devrimci kanşık- hklar, bir başlangıç değil bir sonuç- turlar ve halkın. bir ölçüde de işçi sı- nıfının yükselişine işaret ederler. Devrim, sadece Fransa'ya da özgü değil Avrupalı bir olgudur; ama asıl çarpıcı gelişmeler Fransa'dadır. Devrim, daha 24-25 Şubat ge- cesi Cumhuriyet'i ılan eder ve bir Kuru- cu Meclis'in seçileceğini haber verir. 2 Mart'ta. genel oy'u kabul eder. 4 Mart'ta. kayıtsız-şartsız basın ve top- lantı özgürlüğünü kararlaştınr. 8 Mart'ta, Ulusal Muhafız Birliği'ni bütün yurttaş- lara açar. Öte yandan, siyasal konularda ölüm cezasına. sömürgelerde köleliğe. cismanı cezalara son venr. Bu reformla- nn büyük bir bölümü hiçbir zaman terk edilmeyecektir. Bütün bunlarla, Fransa, büyük bır demokrası olup çıkmıştır. Bu siyasal reformlara sosyal reformlar eşlık eder. "1848'inruhıTdurbu! Bu kardeşlik ha- vasına. basın ve toplantı özgürlüklerinin desteklediği büyük bır "fikrieoşku" da eş- lik eder. Bu coşkuya. başta ıktisadî. yığın- la güçlük son venr. Kurucu Meclis, böy- le bir ortamda toplanacaktır. Genel oyla da ilk deneyimdi bu. Ne var kı, iktisadî ve malî bunalımın uza- ması, devlet otoritesinın yokluğu, "1*48 ruhu"nun son izlerini de silip süpürecek; kardeşliğin yerinı. korkunç bır gerilim or- tamı alacak ve hesapsız kan akacaktı. Sonuç şu olur: Sol, zararlı çıkar eyle- minden. Meclis, asayiş sağlanıp ıstikrar da ku- rulunca. asıl görevinı yerine getırip bır anayasa yapar: Güçlü bır hükümet ıstemı- yordu; tngiliz parlamenter sısteminın ye- rine, Amerikan tarzı "Başkanük rejimi* yeğlenir; cumhurbaşkanı ise. genel oyla se- çilecektir. Kabul edılen anayasada. cum- hurbaşkanına tanınan statü. onu alabildi- ğine güçlü kıhyordu: Diplomasiyi o yön- lendirir, bakanlan ve yüksek görev lileri o belirler ve görevden alırken. siyasal bakım- dan Meclis karşısında da sorumlu değil- di; olsa olsa. ihanetle suçlanabilecekti. Böyle bir ihanetle karşılaşıldı da... 10Aralıkl848'dese- çilen İkinci Cumhuri- yet'in Başkanı Louis- Napoleon Bonaparte, yeni kurulan Yasama Meclisı ile çekişe çeki- şe, çözümü. hükümet darbesinde görür ve 2 Aralıkl850'dedeoger- çekleştirilir. Bu süreçte Victor Hu- go nerededir? Ne ya- par0 İhanet karşısında Hugo 1848 yüında başlayan devrimci kanşıklıklar, bir başlangıç değil bir sonuçtuıiar ve halkın, bir ölçüde de işçi suufuıın yükselişine işaret ederler. Victor Hugo 1848 ihtilalinde devrimcileri ikna için konuşurken (Solda üstte). 1848 ihtilalinde bir barikat (sağda üstte). 1848 yıhnda bir siyaset kulübünden görüntü (Sağda altta) V ictor Hugo, Şu- bat Devrimi'ni buruk karşılar. Ne var kı. yaşamın akı- şı baskın çıkar. Kurucu Meclis'e. arkasından da Yasama Meclisi'ne se- çilir. Şairin pek ılımlı cum- huriyetçiliği de. sağ'ın kararlı ve gericı önlem- lerine karşı gıtgide açık bir reddıyeye bırakacak- tıryerini. Ozellikle, "se- falet" üstüne yaptığı ko- nuşmayla "Eğitim özgürlüğü" üstüne ko- nuşması. Hugo'yu sağ'dan koparıp sol'a çekecektir. Ölüm cezasına da kesinlikle kar- şıdır. 1851 >ılı, Victor Hugo ve sol için ye- nilgıler yılı olur: Hükümet darbesi oldu- ğunda ne yapacaktu- Hugo? Ne yapmalı- dır? Direnişe çağırmak ister insanları. Üç gün boyunca çırpınır durur: halka seslen- mek için caddeleri arşınlar. afişler bastı- nr. emnvakiyi kabullenmek istemeyen - sol'dan ve sağ'dan- milletvekillenyle baş- başa \ erip düşünür. Serbest kalmış millet- vekilleri X. ilçenınbelediyebinasındatop- laşır; Louis Napoleon Bonaparte'ın ıkti- dardan azledildiğini oylarlar. Ne \ar ki onlar da tutuklanırlar. Sol, güce başvura- rak direnmek ister: 3 Arahk'ta Paris cad- delerinde barikatlar kurulur: bir yüz ka- dar kurbanın kanı. gıtgide yerleşen Bona- partçı rejımin alnına şimdiden sürülmüş- tür. Romatizma sancılan yüzünden Paris'in uzağında kalmış olan Lamartine. hükümet darbesini mahkûm eden bır bildiri kale- me alır: ne var ki yay ımlayamayacaktır. Hu- go'ya gelince, tutuklanmadan yakasını sı- yırmak için gizlenmek zorundadır: kaldı kı canı da tehlikededir, kellesi açık arttır- maya çıkanlmıştır. Böylece. her şeyin ya- rarsız olduğunu gördükten sonra. Lanvin dıye bir işçi adına çıkanlmış bir pasaport- la. 12 Arahk'ta yurdunu gizlıce terk edip Belçika'ya sığınır. Brüksel'dedir. Ertesi günü. yazarın elyazılannı dol- durduğu bir valizle Juliette Drouet çıkar gelir: getirdıklen arasında, şairin son gün- lerde yazdığı dizeler. ozellikle bir sokak çatışmasında çocuğu öldürülmüş bir ana- \ a yaptığı ziyareti ölümsüzleştiren. 4 Ara- Uk Gecesi Anısı adlı şiir de vardır. Çok geçmeden 9 Ocak 1852"de. Meclis'in alt- mış sekız üyesiyle birlikte \'ictor Hu- go'nun da yurdundan kovulduğunu ilan edecektir Louis Napoleon. Özetle. sürgün yaşamı başlamaktadır. 1851 Arahk'ından 1870Eylül'üne,ya- ni tam on dokuz yıl sürecektir bu sürgün- lük. Bir başka Hugo. belki asıl Hugo do- ğacaktır o yıllarda. Sesi ulusal sınırlan aşıp evrenselleşecek: eserleri bır başka derinlık ve boyut kazanacak: yalnız zama- nının en büyük yazan değil. Cumhuri- yet'in de asıl temsilcisi olarak etkisini sür- dürecektir. YARIN: SÜRCÜNLÜKTE BİR ŞAHESER: SEFİLLER' UYUM PAKETÎ ÖNEMLÎ BÎR ADIM Verheugen, reformlan överken Ankara'nm Kıbns tutumuna ise sert eleştiriler yöneltti Tüıldye'yc hak ettiği yer verflmeli BMfdenAB övgüsü BRÜKSEL(AA)- AB Komisyonu'nun jenişlemeden sorumlu üyesi Günter Ver- heugen, Türkiye'de gerçekleştirilen re- formlann herkesi şaşırttığını, Türkiye'ye tıak ettiği yerin veribnesi gerektiğini söy- ledi. Verheugen, Kıbns sorunu konusun- da ise Türk hükümetine ve KKTC Cum- hurbaşkanı RaufDenktaş'a yöneük sert ıfa- deler kullandı. Verheugen, Türk tarafıyla diyaloğun çok zor olduğunu belirterek "Çünkü kuze\deldyönetim engefler çıka- nyor. kısıtlamalar getiriyor" dedi. Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komis- yonu'nda (AFET) konuşarak AB'nin ge- nışleme süreci hakkında bilgiler veren ve parlamenterlerin sorularau yamtlayan Ver- heugen, genişleme motorunu artık hiç kımsenin durduramayacağını saviınarak takvim hakkında bilgiler verdi. AB aday- lanndan 10'unun 2004'te tam üye olabi- leceğini, Romanya ve Bulgaristan için de 2007 tarihinın düşünülebileceğini belirten Verheugen, ''lS.adav'Türkiyeisebiziözel- Bkk çok meşgul etti" diyerek özetle şun- lan anlattı: "Türkiye'de çok ileriboyutlu reformlar, berkesi çok şaşırtan şekilde ona\ landı. Bu konuda şüphesiz, AB süreci önemli rol oy- nadı ve Helsinki stratejisi eCkili oldu. Re- formlar hay^ta geçirümeü,Türkiye'ye hak ettiği yer verilmeli. Ekimde sunacağınıız İlerleme Raporu'nda aynnülı bir anaüz olacak. Türkiye'ye, diğer adaylarla aynı koşullar uygulanacak. Zaten ayınmcıhk \upünıanıasıraTürklertstr>wlar.Türki\ç\i reformlann devarru konusunda cesaret- lendirmenyiz. Kasun seçimlerinde, bu re- formlan sürdürecek bir takvim uygulaya- cak olan Avrupa yandaşL istikrarlı bir hü- kümetin gelmesini dDryorum." Verheugen. bir soru üzerine. Türkıye'de AB'ye uyu- mu hedefleyen reform çalışmalannın sür- buluşacaklarını söyleyen Verheugen, "Za- man çabuk geciyor. Bir çözüm için geç ol- du, ama çok geç olmadı. Kıbns'u siyasi bir çözümle, bir bütün olarak AB üyesi gör- mek istiyoruz. Bu gerçekleşmezse Kıbns- lı Türkler çok şey kaybederler, gerçekleşir- se çok şey kazanırlar" diye konuştu. "AB'ye girdiğizaman tek sesle konuşan, devletyapısıgüçlüve uyumhı olan bir Kıb- • Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'nda konuşan Verheugen, AB genişleme motorunu artık hiç kimsenin durduramayacağını söyledi. Kıbns sorunu konusunda Türkiye'ye ve KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'a yönelik sert ifadeler kullanan Verheugen, Türk tarafıyla diyaloğun çok zor olduğunu belirterek "Çünkü kuzeydeki yönetim engeller çıkanyor, kısıtlamalar getiriyor" dedi. düğünü belirterek "Bu yolun uzunhığu ne kadarolacakbikmiyonım" dedi ve "Tür- kiyeile müzakerelerebaşlangıç, AB kriter- lerine uyuma bağhdır. Komisyon'un İler- leme Raporu, bu kriterterin yerine getiri- lip getirÛmediğini gösterecek" diye ko- nuştu. Türk tarafi haksız Kıbns sorununu çözüme ilişkin müza- kerelerin BM kontrolünde devam ettiği- ni, liderlerin Paris'ten sonra New York'ta ns'a ihtiyaç var. AB hukukunu bütün ada- da uygulamak için bu gerekryor" diyen Verheugen. bu sorunun sıyası açıdan ace- leye getirilemeyeceğinı, son sözü, önem- li unsurlar ışığında, AB Konseyi'nin söy- leyeceğini belirttı. Verheugen, "Kıbns so- rununa siyasi çözüm,tam üyefikiçin bir ön- koşul değil, ama son sözü Konsey söyler" ifadesini kullandı. Verheugen, siyasi çözüm için bir şans gördüğünü ifade ederek ve "Kasun se- çimlerinden sonra bu konuda yeni Uerie- meler kaydediKrse şaşırmam, muthı olu- rum" diye konuşarak AB Komisyonu'nun, adanın kuzeyine maddi yardımı arttırma- ya hazır olduğu mesajını verdi. Günter Verheugen, Lüksemburglu par- lamenter Jacques Poos'un. "Siz iyimser konufuyorsunuz. Oysa Türkiye vetodan söz ediyor. Türk hükümetinin Dışişleri Ba- kanı Şükrü Sma Gürel. Kıbns sorunu çö- zülse bile adanui AB üyesi olamav acağını söylüyor. Ankara hükümetinin bir üyesi- nin bu sorumsuz tavn hakkında ne düşü- nüyorsunuz" şeklindekı sorusuna özetle şu yanıtı verdi: "Gürel'in görüşü Türkhükümetinin gö- riişü ise bu kabul edilenıez bir yaklaşım- dır. AB'ye üyelik söz konusu olunca, kim- senin veto hakkı yoktur. Bu karan Kıbns hükümerj verir. Kıbns'ta muhatap aldığn mız tek yasal hükümet\ardır. Türkler, ba- zen bize uluslararası bir anlaşmadan söz ediyoıiar. Bu anlaşmanın yorumu, Kıb- ns'uı AB'ye giremeyecegini göstermez" AB'nin baştan ben Kıbnslı Türlderle bü- rünleşmeden yana olduğunu, tam üyelik müzakerelenne Türk tarafinın defalarca da- vet edildiğini söyleyen Verheugen, "Denk- taş'açağnmm defalarcatekrariadık. Red- deden Klerides değü. Denktaş okhx Bugün- kii durumun sorumlusu da biz değiliz, Denktaş'ür. Türk tarafıyla diyalog çok zor, çünkü kuzeydeki yönetim engeller çıkan- yor, kısıtlamalar getiriyor" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Büro su) - Ingiltere Başbakanı Tony Blair, TBMM'den 3 Ağustos'ta geçen AB uyum yasası paketini memnuniyetle karşıladıklannı, bunun hem Türk vatandaşlanna büyük yararlar sağlayacağını, hem de Türkiye'nin AB adaylı- ğına yardımcı olacağını söyledi. Bu paketin çok önemli bir geliş- me olduğunu vurgulayana Blair. "Bu gefişme Londra'da ve komis- yon tarafından Brüksel'de tam anlamıyla incelenecektir'' görü- şünü dile getirdi. Blair, Başbakan Bülent Ece- vit'in Türkiye'de çıkanlan AB yasalanna ilişkin olarak gönder- diği mektuba yanıt verdi. Blair, yanıt mektubunda, hükümetin ve Türk parlamentosunun yasa pa- ketinin Meclis'ten çıkması ko- nusundaki başansını kutladı. Bu yıl AB'nin mali yardımla- n Türkiye'nin katılım ortaklığı belgesindeki öncelikleri üzerine odakladığına işaret eden Blair, "Gelecek yil Türkiy e'nin Twin- ning programına kaüum çabala- nnız için yeni bir yardım yönte- mioluşturulacaktir'" dedi. Blair, Başbakan Ecevit' in, Türkiye'nin Gümrük Birliği'nin işleyişinde karşılaştığı olumsuzluklara iliş- kin eleştirisine de "Gümrük Bir- Kği'nin işle>işinin iyileştirilnıesi konusundaki vurgulamanızı not ettim. Bu amaca yönelik olabile- cek önerilerinizi incelemekten mutluluk duyacağız'' yanıhnı ver- di. Blair, mektubunda şunları söyledi: "Gerçekleştirilen reformlar va- tandaşlannıza büyük yarar sağ- layacaknr. Bunlan ayıu zamanda Türkiye'nin AB adayuğına yar- duncıolarakgörüyonım. AB, Se- villa Doruk ToplanOsı ile Kopen- hag Avrupa Konseyi arasındaki dönemde gerçekleşecek geüşme- ler temelinde karar alnıayı be- nimsemiştir. Bu paketönemli bir gelişmedir.Bu gefişme,Londra'da ve ilerleme raporunu ekimde çı- karacak komisyon tarafından Brüksel'detam anlamıyla incele- necektir. 5 Haziran günlü mekru- bumdaİngutere'ranTürkiye'nin AB üyelik başvumsuna verdiği güçlü siyasi desteği anunsatnuş- üm, ikili düzeyde ve AB ortakla- nmızla biriikte uy gulamada da destek sağlamayı sürdüreceğiz. AGSP'nin daha fazla gecikmek- sizin uy gulamaya konulması, he- pimizin yarannadır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle