10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA HABERLER Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Türkiye'nin AB'ye görüşünü kabul ettirdiğini söyledi AB ile Kıbns'ı ayırchk>IUSTAFA BALBAY ANKARA - Dışişleri Bakanı ve ftaşbakan Yardımcısı Şükrü Sina GüreL AB ıle Kıbns konusunun bir- tirinden aynlması ilkesıni AB yö- reticilerine de kabul ettirdiklerini belirtti. Gürel, "Üke olarak AB bi- zm irademizi sorgulayamaz. Atüğı- ımrz adımlann karşıhğı müzakere ta- rihidir" dedi. ABD gezisinde Yu- nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu ile uzun bir görüşme yapa- cıklannı vurgulayan Gürel, "Pa- pandreufleresnıibirdıyaloğumuz var. Anıa yeri gelirse kendisine zeybek öğretirim. Aynı cografyanın insaru- VE" görüşünü dile getirdi. Gürel, önceki gece Dışişleri Ba- kanlığı konutunda bir grup gazete- cı ile sohbet etti. Dış polıtikaya ilış- kın sorulan yanıtlayan Gürel, AB konusunda şu değerlendirmeyi yap- tı: "Son gezimdeki temaslarını gayet net sonuçlar verdL Ben başta Verhe- ugen obnak üzere görüştüğüm yet- kiliJere Türkiye'nin bakışını açıkça aktardım. Bence önemli bir kaza- nını, AB ile Kıbns konusunun ayn şeylerokiuğunu onlann ağzından da duynıak oldu. Verheugen, 'Bizim için Kıbns sorunu ayn. Türkiye'nin AB'ye tarn üyeliği ayndır' dedi.Bu zemini Uerietmemizve sağlamJaştır- mamız gerekiyor." 'Tfirkiye'nin 5 gerekçesi' AB'nin Türkiye'nin ıradesini sor- gulamaya hakkının olmadığını söy- leyen Gürel, müzakere tarihi veril- mesi için Türkiye'nin 5 gerekçesi olduğunu söyledi. Gürel'in sıraladı- gı gerekçeler şunlar: 1 - 3 Agustos günü TBMM'den çı- kan yasalar AB'yi şaşırttı. Bize ne diyeceklerini tam olarak bilemiyor- lar. Söyleyebildikleri tek şey, "Uy- gnlamayı göreHm" demek oldu. Ha- yır, bunu yapamazlar. Meclis bir ka- rar alıyor, AB bunun yaşama geçip geçmeyeceğini sorguîamak istiyor. • ABD gezisindeki 20 randevusımdan birinin Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile olduğunu söyleyen Gürel, "Papandreu ile resmi bir diyaloğumuz var. Ama yeri gelirse kendisine zeybek öğretirim. Aynı coğrafyanın insanıyız" görüşünü dile getirdi. Bu, AB'nin ruhuna da aykındır. 2- Müzakere vermek bir sonuç de- ğil, başlangıçtır, birsüreçtir. AB'nin bu başlangıç için öngördüklerini ye- rine getirdik. Şımdi başlangıçta de- ğil de belki sonuçta istenebilecek şeyleri önümüze koymaya haklan yok. 3- AB, genişleme süreci içinde iki ülkeye. "Senin eksiklerin var ama, yoida tamamlarsm, şinıdi müzakere- ye başlayahm" dedi. Bunlar Polon- ya ve Slovakya idi. Onlara verilen bu şans, neden bize verilmesin? 4- Son dönemde Madrid 95 Zir- vesi'ne gönderme yapmalar başla- dı. Orada üyelik için şartlar konuşul- muştu. Yani tam üyeliğe giriş aşama- sında sorgulanabilecekleri müzake- re başında gündeme getirmek tstiyor- lar. Buna haklan yok. Madrid 95, bizim gündemimizde değrl. 5- Bir de tarama sürecinden söz ediyorlar. Yani çıkan yasalann ku- rumlannın oluşup oluşmadığını gör- mek istiyorlar. Bu bir ayda bitecek biriş. Gürel, bu 5 maddeyi Verheugen'le paylaştığını belırterek Belçika'dan çıkan öteki sonuçlan şöyle açıkla- dı: "Öncelikle Fehriye Erdal konu- sunda açıkhk istedik. Bir teröristin Türkijt'ye verflmesi için onlardan ge- Kşme bektiyoruz. Teröristolarakver- miyoriarsa, dnayet sanığı olarakver- meleri gerekir. Terör örgütü PKK isim değiştirdiği hafta Brüksel'de te- rör listesine girdi. Onlardan KA- DEK'in de örgüt üstelerine ahnma- sını istedim." Gürel, "Kıbns Rum kesimi AB'ye tam üye olursa, KKTC'nin Dışişle- ri, Savunma ve MaHye bakanhklan- nın Türkiye'yebağlanması gündem- de mi" sorusuna, "Dilerim o nokta- ya gelinmez ama, o aşamada neden sadece 3 bakanlık olsun? Daha ileri adımlar aûhr" karşılığını verdı. Gürel, "Barzani ve Talabani'nin son dönemde verdiği Türkiye aleyhtan demeçlerin arkasında ABD mi var" sorusuna şu yanıtı verdi: "Taböbusoruyu siz sordunuz. Ben aynen öyle gibi bir değerlendirme yapamam. Ancak ABD'nin burada üzerine düşeni yapması gerekfi. K. Irak'taki insanlara son ydlarda en bü- yük yardımı biz yaptık. Bu unutul- mamab." Gürel, bir soru üzerine, "Türkiye KJrak'ta ohnası gerektiği kadar var" dedi. 'Mister minister diye konuşu- yoruz' ABD gezisi sırasında Papandreu ile de uzun bir görüşme yapacağını söyleyen Gürel, a Kendisi ile resmi ama sıcak bir temasımız var. Birkaç kez aradı. Ben de arayacağun. Örne- ğin, AB toplanbsma giderken 'Sizin adınıza söylememi istediğiniz bir şey var mı" diyesordu" dedi. Gürel. Papandreu-Cem diyaloğunun anım- satılması üzerine şöyle dedi: "Biz mister mınıster", yani sayın bakan hitabıyla konuşuyoruz. Ama yeri gelirse Papandreu'ya zeybek öğ- retirim. Ben iyi Ege zeybeği oyna- nm. Papandreu ile aynı seçim bötge- sinden sayıhnz." Gürel, Iran gezisinin de beklenen- den çok daha iyi geçtiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: "Keşke İran gazetelerini de size getirsey dinı. Serzeniş olarak kabul et- meyin ama Türkiye gazetelerinden daha iyi yer verdiler. Her alanda iş- birliği istiyorlar. Hatemı, Tebriz'e ne- den girmediğimi sordu. Kendı dılı- niri konuşurdunuz',dedi. Benywigd- dikçe söylüyorum, kendi bölgemiz- deki ülkelerİeokyanus ötesinden ha- berleşmeyeceğiz. Komşulanmızla ilişkilere ayn bir önem verecegiz." AVRUPA'DAN Gürel, 'örtülü Ödenek' belgelerini yanmda götüren Özkan hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı Gelinen noktadan Dervîş sorumluANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Şükrü Sina Gürel, örtülü ödenek belgelerinin elınde olduğu- nu açıklayan eski Başbakan Yardım- cısı Hüsamettin Ozkan hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkla- dı. Gürel, "Bu belgelerin her ayın sonunda yok edilnıesi gerekfi. Bun- larm çuvaBa götürühnesi suçtur" de- di. Gürel, Türkiye'nin bugünkü nok- taya gelmesinden ise CHP"ye geçen eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'i sorumlu tuttu. Gürei, "Türkiye'yi adını adım bu noktaya getirdi" diye konuştu. Gürel, seçimin ertelenme- sine bu aşamadan sonra karşı çıka- caklannı açıkladı. Gürel. Dışişleri Bakanhğı konutun- da önceki akşam bazı gazetelerin Ankara temsilcileri ile sohbet etti. Gü- rel'in iç polıtikaya ilişkin sorulara ver- • Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, "Örtülü ödenek belgelerinin her aym sonunda yok edilmesi gerekli. Bunlann çuvalla götürülmesi suçtur" dedi. Gürel, Türkiye'nin bugünkü noktaya gelmesinden ise CHP'ye geçen eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'i sorumlu tuttu. Gürel, "Türkiye'yi adım adım bu noktaya getirdi" diye konuştu. Gürel, seçimin ertelenmesine bu aşamadan sonra karşı çıkacaklannı açıkladı. diği _yarutlar şöyle: - Örtülü ödenek tartışmalan sıra- sında sizin de adınız geçti. Bir şey yapnıayı planhyor musunuz? - Orada tek suç var; belgeleri Baş- bakanlık dışına çıkarmak. Yasa çok açık. Örtülü ödenek belgeleri her ayın sonunda onaylanır ve iptal edi- lir. Sayın Özkan ve dönemin Başba- kanlık Müsteşan Ahmet Şağar'ın böyleyapmadığı anlaşıhyor. Hukuk- çularla konuşuyorum, suç duyurusun- da bulunmaya hazırlanıyorum. - Burada sizce kinı suçhı? Ozkan mı, Şağar mı? - Bence her ikisi de. Ancak hukuk- çularla ayrıca konuşmak gerekli. Devletm bu belgeleri YTP Genel Merkezi'nde çuvallar içinde sakla- nıyorsa, bu olacak şey mi? - Siz sorumluluk aküktan sonra örtülü ödenek belgelerini yokediyor musunuz? - Evet, dün ettun. Belgeler geldi. gördüm, yok edin, dedim. - Seçimlerin ertelenmesi için ciddi bir kulis var. DSP başta karşı çık- mışü, şimdi ne yapar? - Evet, biz başlangıçta karşı çık- tık ama, artık çok geç. Seçimin ya- pılması gerekli. Bakarsınız önümüz- dekı günlerde iş tersıne döner, her- kes hayır der. biz evet deriz. Ben Başbakan a bu konudaki görüşümü böyle aktaracağım. Kaldı ki, seçim ertelenirse bu hükümet ayakta dura- maz. O zaman karmaşa olur. - DSP'deki bölünme sırasında öne çtktnuz. Gidenlerin dönebileceği söy - İeniyor, doğnı mu? - Bu yönde bazı haberler var. Ama onlann gelişi, ne bize yarar ne on- lara yarar. Artık kimseye faydası ol- maz - Derviş'i Türldye'y'egefaneden ön- ce tanıyor muydunuz? - Hayır tanımıyordum. Türkiye'ye geldikten sonra da tanımıyorum. Kendisinin Türkiye siyasetine hiç- bir katkısınm olmayacağını düşü- nüyorum. Yeni gittiği yerde de ken- disine Allah selamet versin. Ben Türkiye'nin bu noktaya gelmesinde Derviş"in rolünün olduğunu düşünü- yorum. Nisandan bu yana yaptığı açıklamalarla adım adım Türkiye'yi buraya getirdi. - Ecevit'üı seçimlerde son oyıınu- nun ne olacağı tarüşılıy or. Sizin gö- rüşünüz nedir? - Aslında söyleyeceklerini söylü- yor. Ömeğinbu ulusal sol tuttu. Ece- vit'in o söyleminden sonra parti- mizden aday olmak isteyenlerin sa- yısı arttı. Oran veremem ama, kat- lanarak arttı. Pek çok bireysel baş- vuru oldu. YTP lideri Cem, çağnsını yineledi: 81 il masaya yatınlır, 40'ar ilde ortak liste yapılır CHP önerimize yanıt versin 7'lerde • Cem, kamuoyu yoklamalanndaki dalgalı dvıruma ilişkin soruya verdiği yanıtta, "Bizim oyumuz zaman zaman yüzde 15'lere kadar çıkanldı. Şimdi yüzde görünüyor. Ancak bunun değişeceğini görüyorum, inanıyorum'" dedi. Cem, partisinin çok iyi örgütlendiğini belirterek "Bizim planımızda sapma yok, Türkiye'yi değiştirmeye geliyoruz. Çok güzel örgütleniyoruz'' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Türkiye Partisi (YTP) Genel Başkanı tsnıail Cem, partisinin çok iyi örgütlendiğini belirterek "Biziın planımızda sapma yok, Türkiye'yi değiştirmeye getiyoruz. Çok güzel örgütleniyoruz" dedi. Cem, CHP'nin önerisine karşılık, "Bizim yaklaşımımız net O zaman oruraüm, 81 ili birlikte planlayalım, buna yanıt versinler" diye konuştu. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Cem, DTP ıle başladıklan işbirliği arayışmın karşılıklı anlayış çerçevesinde sona erdiğini söyledi. Cem, "Sayın Bayar'Ia son bir değerlendirme yapük. Seçimin ertelenme olasıüğına karşı partisinin başında durma eğfliminde" diye konuştu. Cem. "Sizin seçim erteleme girişimlerine bakışınız nedir, jçinde misiniz" sorusuna "Hayır, yola çıküğımız gün neredey se o noktadayız. Bu tür girişimlerie bir işimiz yok. Ancak seçimi erteleme çabalanmn olduğu da kamuoyunun gözü önünde yaşanan bir gerçek" yanıtını verdı. YTP'nin 76 ilde örgütlenmesini tamamladığına dikkati çeken Cem, partiye yönelik olumsuz haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Cem, "Biz çok güzel örgütleniyoruz. Siyasete ilk kez adım atan kişiler var. Bu, başlangıçta olumsuz gibi algüanabilir ama degil. Seçim bildirgemizi hazıriama görevim Ercan Karakaş arkadaşıınıza verdik. Toplumun bütün kesimlerini kapsayacak Türkiye koalisyonunu oluşturmak üzere adım adım planlanmızı yapıyoruz" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kendisine yönelik çağnsına ilişkin soru üzerine de Cem, şu görüşleri dile getirdi: "Böyle bir çağn samimi ise karşılıklı say gıya, örgütsel işbirliği temeline göre olur. Bu çağnnın yaşama geçmesi için oturulur, Türkiye'nin 81 ili masaya konur, 40'ar ilde ortak liste yapılır. Bunun dışında kişflere yönelik çağnlar işbirliği anlamı taşunaz." Cem, kamuoyu yoklamalanndaki dalgalı duruma ilişkin soruya da şu yanıtı verdı: "Bizim oyumuz zaman zaman yüzde 15'lere kadar çıkanldı. Şimdi yüzde 7'lerde görünüyor. Ancak bunun değişeceğini görüyorum, inanıyorum. Ben Dışişleri Bakanhğı döneminde de son derece ihtiy ath değerlendirmeler yapardım. Bu konuda arkadaşlanmla zaman zaman farklı düşünürdüm. Aynı ihriyatlı yaklaşımı şimdi de sürdürüyorum." GURAY OZ Savaş Ideoloğunun Keskin Tezteri 11 Eylül'ün yıldönümünde, hep birlikte, çoktan başlamış bir savaşın ılan edilmesini bekliyoruz. Gerçekte bu dengesız savaş epeydır sürüyor. ABD'nin savaş lordlan, Sovyet sisteminin yıkıl- masına denk duşen günlerde, yeni doktrinlerini ve parlatılmış ideologlarını çoktan pazarlamaya baş- lamışlardı. Şu sıralarda moda oianlardan en onde geleni; Samuel Huntington, on yıl önce, 1992'de "Kültürler Çatışması" kitabını yayımladı. O ve ar- kadaşlan, bu yeni savaş tezlerinin hızla yayılması, yeni savaş doktrininın sorgusuz benimsenmesi için; tüketimi bol ve etkisi buyük savaşlara haklı- lık, kaçınılmazlık kazandırmak için inatçı bir işe gi- riştiler. Huntington'ın gerçekte pek basıt ve o öl- çüde kof tezlerı 32 dile çevrildi. "Tezler" tek başına yeterli değildir. Tezlerin, hem de böylesine kaba ve içi boş tez- lerin genel kabul görmesi için bıraz pratik gerekli- dir. Partik daha önce beslenmiş büyütülmüş ap- talların sahneye itılmesıyle gerçekleşır. Bu aptallıkları besleyecek yeterı kadar ınsan malzemesi piyasada, hem de eski ortakların ara- sında bol miktarda bulunur. • • • Samuel Huntington'ın tezleri gerçekten de pek kaba ve nerdeyse insanlarla alay edercesine ilkel- dir. Ona göre; çatışmalann temel nedenı kültürel farlılıklardır. 11 Eylül kültürler savaşının küçük bir örneğidir. Asıl savaş Arap ulkelerı El Kaide'yı des- teklemeye karar verirlerse başlayacaktır. Bunlann arasında ABD ile iyi geçınenlerin bulunması önem- li değildir. Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki gö- rüş aynlıkları geçicı çıkarçatışmalarıdır. Asıl çatış- ma Islam dünyası, Hindistan ve Çin ile Batı ara- sında olacaktır. Ah evet Rusya'yı da unutmamak gerekmektedir. Slav külturü de Batı kültüründen farklıdır ne de olsa. Arap ülkelennde demokrasi yok- tur. Gerçi bu bölgede, Türkiye gibi bir çeşit demok- rasi denebilecek bir ülke de vardır ve Avrupa Bir- liği'ne katılmaya çalışmaktadır ama, AB de onu sı- ranın sonuna koymuştur ve bu durumun nedeni de Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasıdır. • • • Bütün bunlar, geçen hafta Die Zeit gazetesin- deyayımlanan "Islamın Kanlı Sınırlan" başlıklı Sa- muel Huntington söyleşisinde yer aldı. Samuel Huntington, savaşlann çıkarçatışmala- n nedenıyle ortaya çıktığını kabul etmemek için bin dereden su getirdi. Çıkarlardan söz etse bile, çı- karçatışmalarınayön veren asıl öğenin kültürfark- lılıkları olduğunda direndi. Dünyayı kana boyayan Ikinci Dünya Savaşı'nın hangi kültür çatışmasına dayandığını açıklama- mak için onu tarihe havale etti. 20'ncı yüzyılın ilk yarısı dünya savaşıydı, ıkinci yarısı soğuk savaş; 21 'inci yüzyıl ise kültürler savaşı olacaktır dedi; kes- tirıp attı. Ortadoğu'da dönen dolapların nedenle- rı üzerine konuşmayı kabul etmedi. Petrolden, OPEC'ten söz etmedi. Eski Sovyet cumhuriyetle- rindeki Islami akımlardan bol bol söz etti, buralar- daki zenginliklerden, stratejik çıkarlardan söz et- medi. • • • Hakkını yemeyelim! Satır aralarında çok açık sözlü de oldu. Sovyetler Bırliği'nin dağılmasından sonra orta- da yalnızca tek bir süper gucün kaldığını, bu sü- per gücün dışında Avrupa Birlıği, Rusya, Çin, Hin- distan, Iran gibi bölgesel güçlerden söz edilebile- ceğinin altını bir lyice çizdikten sonra; bu durum- da süper güç her yere gırer, çünkü onun her yer- de çıkarları vardır, dedi. Arada bir, şimdi Irak'a sal- dırı konusunda AB ile yaşanan çatışma gıbı geçi- ci çatışmalar da ortaya çıkabılir diye küçük bir pa- rantez açtı. Bu türden geçicı çatışmalann kısa bir süre sonra sona ereceğıni, çünkü Batı'nın ortak ve tek bir kültüre sahip oluduğunu son söz olarak söylemeyi ihmal etmedi. Paylaşmak için çatışmanın kaçınılmazılığından; güç gösterilerinin, el birlıği ılesaldırıp sonra bölüş- menın, savaşlann en eski paylaşım araçları oldu- ğundan hiç ama hiç söz etmedi. • • • Hepsıni anlamak mümkün, hepsi de pek ilkel- dir. Hepsı de süper gücün yeni savaş doktrıninin ifadesidir. Ama bu ilkelliğe insanoğlu nasıl ınana- bilmekte, nasıl katlanabılmektedir ki? Büyük bir sıkıntı içinde olduğumuz doğrudur. Sıkıntımız, pekkolayterkettığimizdoğrulanmızye- nıden doğrulanana kadar da sürecektir. Çıkar ça- tışmalanna kültür kılıfı geçırmeye çalışan bu yeni doktrinin bu kadar başarılı olabilmesı, ideolojik alanda yaşanan geçici boşluktandır. Samuel Huntington, ideolojik hegemonyanın, yaşadığımız günlerın gelişmış teknolojısinden ve zorbahktan başka desteği olamayan içi boş bir davuludur. Ama, davulun gürültüsü, bombaların tarraka- sıyla tamamlandığında insanlık da bir şeyleri yitir- miş olacaktır. VEFAT înş. Yük. Müh. FERÎDUN KIMBASAR (1921) 10.09.2002 Sah günü vefat etmiştir. Cenazesi 12.09.2002 Perşembe günü Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda demedilecektir. Dostlannın başı sağ olsun. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle