Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Türkiye'nin AB'ye görüşünü kabul ettirdiğini söyledi
AB ile Kıbns'ı ayırchk>IUSTAFA BALBAY
ANKARA - Dışişleri Bakanı ve
ftaşbakan Yardımcısı Şükrü Sina
GüreL AB ıle Kıbns konusunun bir-
tirinden aynlması ilkesıni AB yö-
reticilerine de kabul ettirdiklerini
belirtti. Gürel, "Üke olarak AB bi-
zm irademizi sorgulayamaz. Atüğı-
ımrz adımlann karşıhğı müzakere ta-
rihidir" dedi. ABD gezisinde Yu-
nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu ile uzun bir görüşme yapa-
cıklannı vurgulayan Gürel, "Pa-
pandreufleresnıibirdıyaloğumuz var.
Anıa yeri gelirse kendisine zeybek
öğretirim. Aynı cografyanın insaru-
VE" görüşünü dile getirdi.
Gürel, önceki gece Dışişleri Ba-
kanlığı konutunda bir grup gazete-
cı ile sohbet etti. Dış polıtikaya ilış-
kın sorulan yanıtlayan Gürel, AB
konusunda şu değerlendirmeyi yap-
tı:
"Son gezimdeki temaslarını gayet
net sonuçlar verdL Ben başta Verhe-
ugen obnak üzere görüştüğüm yet-
kiliJere Türkiye'nin bakışını açıkça
aktardım. Bence önemli bir kaza-
nını, AB ile Kıbns konusunun ayn
şeylerokiuğunu onlann ağzından da
duynıak oldu. Verheugen, 'Bizim
için Kıbns sorunu ayn. Türkiye'nin
AB'ye tarn üyeliği ayndır' dedi.Bu
zemini Uerietmemizve sağlamJaştır-
mamız gerekiyor."
'Tfirkiye'nin 5 gerekçesi'
AB'nin Türkiye'nin ıradesini sor-
gulamaya hakkının olmadığını söy-
leyen Gürel, müzakere tarihi veril-
mesi için Türkiye'nin 5 gerekçesi
olduğunu söyledi. Gürel'in sıraladı-
gı gerekçeler şunlar:
1 - 3 Agustos günü TBMM'den çı-
kan yasalar AB'yi şaşırttı. Bize ne
diyeceklerini tam olarak bilemiyor-
lar. Söyleyebildikleri tek şey, "Uy-
gnlamayı göreHm" demek oldu. Ha-
yır, bunu yapamazlar. Meclis bir ka-
rar alıyor, AB bunun yaşama geçip
geçmeyeceğini sorguîamak istiyor.
• ABD gezisindeki 20 randevusımdan birinin
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile
olduğunu söyleyen Gürel, "Papandreu ile resmi bir
diyaloğumuz var. Ama yeri gelirse kendisine zeybek
öğretirim. Aynı coğrafyanın insanıyız"
görüşünü dile getirdi.
Bu, AB'nin ruhuna da aykındır.
2- Müzakere vermek bir sonuç de-
ğil, başlangıçtır, birsüreçtir. AB'nin
bu başlangıç için öngördüklerini ye-
rine getirdik. Şımdi başlangıçta de-
ğil de belki sonuçta istenebilecek
şeyleri önümüze koymaya haklan
yok.
3- AB, genişleme süreci içinde iki
ülkeye. "Senin eksiklerin var ama,
yoida tamamlarsm, şinıdi müzakere-
ye başlayahm" dedi. Bunlar Polon-
ya ve Slovakya idi. Onlara verilen bu
şans, neden bize verilmesin?
4- Son dönemde Madrid 95 Zir-
vesi'ne gönderme yapmalar başla-
dı. Orada üyelik için şartlar konuşul-
muştu. Yani tam üyeliğe giriş aşama-
sında sorgulanabilecekleri müzake-
re başında gündeme getirmek tstiyor-
lar. Buna haklan yok. Madrid 95,
bizim gündemimizde değrl.
5- Bir de tarama sürecinden söz
ediyorlar. Yani çıkan yasalann ku-
rumlannın oluşup oluşmadığını gör-
mek istiyorlar. Bu bir ayda bitecek
biriş.
Gürel, bu 5 maddeyi Verheugen'le
paylaştığını belırterek Belçika'dan
çıkan öteki sonuçlan şöyle açıkla-
dı:
"Öncelikle Fehriye Erdal konu-
sunda açıkhk istedik. Bir teröristin
Türkijt'ye verflmesi için onlardan ge-
Kşme bektiyoruz. Teröristolarakver-
miyoriarsa, dnayet sanığı olarakver-
meleri gerekir. Terör örgütü PKK
isim değiştirdiği hafta Brüksel'de te-
rör listesine girdi. Onlardan KA-
DEK'in de örgüt üstelerine ahnma-
sını istedim."
Gürel, "Kıbns Rum kesimi AB'ye
tam üye olursa, KKTC'nin Dışişle-
ri, Savunma ve MaHye bakanhklan-
nın Türkiye'yebağlanması gündem-
de mi" sorusuna, "Dilerim o nokta-
ya gelinmez ama, o aşamada neden
sadece 3 bakanlık olsun? Daha ileri
adımlar aûhr" karşılığını verdı.
Gürel, "Barzani ve Talabani'nin son
dönemde verdiği Türkiye aleyhtan
demeçlerin arkasında ABD mi var"
sorusuna şu yanıtı verdi:
"Taböbusoruyu siz sordunuz. Ben
aynen öyle gibi bir değerlendirme
yapamam. Ancak ABD'nin burada
üzerine düşeni yapması gerekfi. K.
Irak'taki insanlara son ydlarda en bü-
yük yardımı biz yaptık. Bu unutul-
mamab."
Gürel, bir soru üzerine, "Türkiye
KJrak'ta ohnası gerektiği kadar var"
dedi.
'Mister minister diye konuşu-
yoruz'
ABD gezisi sırasında Papandreu
ile de uzun bir görüşme yapacağını
söyleyen Gürel, a
Kendisi ile resmi
ama sıcak bir temasımız var. Birkaç
kez aradı. Ben de arayacağun. Örne-
ğin, AB toplanbsma giderken 'Sizin
adınıza söylememi istediğiniz bir
şey var mı" diyesordu" dedi. Gürel.
Papandreu-Cem diyaloğunun anım-
satılması üzerine şöyle dedi:
"Biz mister mınıster", yani sayın
bakan hitabıyla konuşuyoruz. Ama
yeri gelirse Papandreu'ya zeybek öğ-
retirim. Ben iyi Ege zeybeği oyna-
nm. Papandreu ile aynı seçim bötge-
sinden sayıhnz."
Gürel, Iran gezisinin de beklenen-
den çok daha iyi geçtiğini belirterek
şu değerlendirmeyi yaptı:
"Keşke İran gazetelerini de size
getirsey dinı. Serzeniş olarak kabul et-
meyin ama Türkiye gazetelerinden
daha iyi yer verdiler. Her alanda iş-
birliği istiyorlar. Hatemı, Tebriz'e ne-
den girmediğimi sordu. Kendı dılı-
niri konuşurdunuz',dedi. Benywigd-
dikçe söylüyorum, kendi bölgemiz-
deki ülkelerİeokyanus ötesinden ha-
berleşmeyeceğiz. Komşulanmızla
ilişkilere ayn bir önem verecegiz."
AVRUPA'DAN
Gürel, 'örtülü Ödenek' belgelerini yanmda götüren Özkan hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı
Gelinen noktadan Dervîş sorumluANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Şükrü Sina Gürel, örtülü
ödenek belgelerinin elınde olduğu-
nu açıklayan eski Başbakan Yardım-
cısı Hüsamettin Ozkan hakkında suç
duyurusunda bulunacağını açıkla-
dı. Gürel, "Bu belgelerin her ayın
sonunda yok edilnıesi gerekfi. Bun-
larm çuvaBa götürühnesi suçtur" de-
di. Gürel, Türkiye'nin bugünkü nok-
taya gelmesinden ise CHP"ye geçen
eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'i
sorumlu tuttu. Gürei, "Türkiye'yi
adını adım bu noktaya getirdi" diye
konuştu. Gürel, seçimin ertelenme-
sine bu aşamadan sonra karşı çıka-
caklannı açıkladı.
Gürel. Dışişleri Bakanhğı konutun-
da önceki akşam bazı gazetelerin
Ankara temsilcileri ile sohbet etti. Gü-
rel'in iç polıtikaya ilişkin sorulara ver-
• Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, "Örtülü ödenek belgelerinin her aym sonunda yok
edilmesi gerekli. Bunlann çuvalla götürülmesi suçtur" dedi. Gürel, Türkiye'nin bugünkü
noktaya gelmesinden ise CHP'ye geçen eski Devlet Bakanı Kemal Derviş'i sorumlu tuttu.
Gürel, "Türkiye'yi adım adım bu noktaya getirdi" diye konuştu. Gürel, seçimin
ertelenmesine bu aşamadan sonra karşı çıkacaklannı açıkladı.
diği _yarutlar şöyle:
- Örtülü ödenek tartışmalan sıra-
sında sizin de adınız geçti. Bir şey
yapnıayı planhyor musunuz?
- Orada tek suç var; belgeleri Baş-
bakanlık dışına çıkarmak. Yasa çok
açık. Örtülü ödenek belgeleri her
ayın sonunda onaylanır ve iptal edi-
lir. Sayın Özkan ve dönemin Başba-
kanlık Müsteşan Ahmet Şağar'ın
böyleyapmadığı anlaşıhyor. Hukuk-
çularla konuşuyorum, suç duyurusun-
da bulunmaya hazırlanıyorum.
- Burada sizce kinı suçhı? Ozkan
mı, Şağar mı?
- Bence her ikisi de. Ancak hukuk-
çularla ayrıca konuşmak gerekli.
Devletm bu belgeleri YTP Genel
Merkezi'nde çuvallar içinde sakla-
nıyorsa, bu olacak şey mi?
- Siz sorumluluk aküktan sonra
örtülü ödenek belgelerini yokediyor
musunuz?
- Evet, dün ettun. Belgeler geldi.
gördüm, yok edin, dedim.
- Seçimlerin ertelenmesi için ciddi
bir kulis var. DSP başta karşı çık-
mışü, şimdi ne yapar?
- Evet, biz başlangıçta karşı çık-
tık ama, artık çok geç. Seçimin ya-
pılması gerekli. Bakarsınız önümüz-
dekı günlerde iş tersıne döner, her-
kes hayır der. biz evet deriz. Ben
Başbakan a bu konudaki görüşümü
böyle aktaracağım. Kaldı ki, seçim
ertelenirse bu hükümet ayakta dura-
maz. O zaman karmaşa olur.
- DSP'deki bölünme sırasında öne
çtktnuz. Gidenlerin dönebileceği söy -
İeniyor, doğnı mu?
- Bu yönde bazı haberler var. Ama
onlann gelişi, ne bize yarar ne on-
lara yarar. Artık kimseye faydası ol-
maz
- Derviş'i Türldye'y'egefaneden ön-
ce tanıyor muydunuz?
- Hayır tanımıyordum. Türkiye'ye
geldikten sonra da tanımıyorum.
Kendisinin Türkiye siyasetine hiç-
bir katkısınm olmayacağını düşü-
nüyorum. Yeni gittiği yerde de ken-
disine Allah selamet versin. Ben
Türkiye'nin bu noktaya gelmesinde
Derviş"in rolünün olduğunu düşünü-
yorum. Nisandan bu yana yaptığı
açıklamalarla adım adım Türkiye'yi
buraya getirdi.
- Ecevit'üı seçimlerde son oyıınu-
nun ne olacağı tarüşılıy or. Sizin gö-
rüşünüz nedir?
- Aslında söyleyeceklerini söylü-
yor. Ömeğinbu ulusal sol tuttu. Ece-
vit'in o söyleminden sonra parti-
mizden aday olmak isteyenlerin sa-
yısı arttı. Oran veremem ama, kat-
lanarak arttı. Pek çok bireysel baş-
vuru oldu.
YTP lideri Cem, çağnsını yineledi: 81 il masaya yatınlır, 40'ar ilde ortak liste yapılır
CHP önerimize yanıt versin
7'lerde
• Cem, kamuoyu yoklamalanndaki dalgalı dvıruma ilişkin soruya verdiği yanıtta,
"Bizim oyumuz zaman zaman yüzde 15'lere kadar çıkanldı. Şimdi yüzde
görünüyor. Ancak bunun değişeceğini görüyorum, inanıyorum'" dedi. Cem,
partisinin çok iyi örgütlendiğini belirterek "Bizim planımızda sapma yok,
Türkiye'yi değiştirmeye geliyoruz. Çok güzel örgütleniyoruz'' dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni
Türkiye Partisi (YTP) Genel Başkanı
tsnıail Cem, partisinin çok iyi
örgütlendiğini belirterek "Biziın
planımızda sapma yok, Türkiye'yi
değiştirmeye getiyoruz. Çok güzel
örgütleniyoruz" dedi. Cem, CHP'nin
önerisine karşılık, "Bizim yaklaşımımız
net O zaman oruraüm, 81 ili birlikte
planlayalım, buna yanıt versinler" diye
konuştu. Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlayan Cem, DTP ıle başladıklan
işbirliği arayışmın karşılıklı anlayış
çerçevesinde sona erdiğini söyledi. Cem,
"Sayın Bayar'Ia son bir değerlendirme
yapük. Seçimin ertelenme olasıüğına karşı
partisinin başında durma eğfliminde" diye
konuştu. Cem. "Sizin seçim erteleme
girişimlerine bakışınız nedir, jçinde
misiniz" sorusuna "Hayır, yola çıküğımız
gün neredey se o noktadayız. Bu tür
girişimlerie bir işimiz yok. Ancak seçimi
erteleme çabalanmn olduğu da
kamuoyunun gözü önünde yaşanan bir
gerçek" yanıtını verdı. YTP'nin 76 ilde
örgütlenmesini tamamladığına dikkati
çeken Cem, partiye yönelik olumsuz
haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Cem, "Biz çok güzel örgütleniyoruz.
Siyasete ilk kez adım atan kişiler var. Bu,
başlangıçta olumsuz gibi algüanabilir ama
degil. Seçim bildirgemizi hazıriama
görevim Ercan Karakaş arkadaşıınıza
verdik. Toplumun bütün kesimlerini
kapsayacak Türkiye koalisyonunu
oluşturmak üzere adım adım planlanmızı
yapıyoruz" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
kendisine yönelik çağnsına ilişkin
soru üzerine de Cem, şu görüşleri dile
getirdi: "Böyle bir çağn samimi ise
karşılıklı say gıya, örgütsel işbirliği temeline
göre olur. Bu çağnnın yaşama geçmesi için
oturulur, Türkiye'nin 81 ili masaya konur,
40'ar ilde ortak liste yapılır. Bunun dışında
kişflere yönelik çağnlar işbirliği anlamı
taşunaz." Cem, kamuoyu
yoklamalanndaki dalgalı duruma ilişkin
soruya da şu yanıtı verdı: "Bizim oyumuz
zaman zaman yüzde 15'lere kadar
çıkanldı. Şimdi yüzde 7'lerde görünüyor.
Ancak bunun değişeceğini görüyorum,
inanıyorum. Ben Dışişleri Bakanhğı
döneminde de son derece ihtiy ath
değerlendirmeler yapardım. Bu konuda
arkadaşlanmla zaman zaman farklı
düşünürdüm. Aynı ihriyatlı yaklaşımı şimdi
de sürdürüyorum."
GURAY OZ
Savaş Ideoloğunun
Keskin Tezteri
11 Eylül'ün yıldönümünde, hep birlikte, çoktan
başlamış bir savaşın ılan edilmesini bekliyoruz.
Gerçekte bu dengesız savaş epeydır sürüyor.
ABD'nin savaş lordlan, Sovyet sisteminin yıkıl-
masına denk duşen günlerde, yeni doktrinlerini ve
parlatılmış ideologlarını çoktan pazarlamaya baş-
lamışlardı. Şu sıralarda moda oianlardan en onde
geleni; Samuel Huntington, on yıl önce, 1992'de
"Kültürler Çatışması" kitabını yayımladı. O ve ar-
kadaşlan, bu yeni savaş tezlerinin hızla yayılması,
yeni savaş doktrininın sorgusuz benimsenmesi
için; tüketimi bol ve etkisi buyük savaşlara haklı-
lık, kaçınılmazlık kazandırmak için inatçı bir işe gi-
riştiler. Huntington'ın gerçekte pek basıt ve o öl-
çüde kof tezlerı 32 dile çevrildi.
"Tezler" tek başına yeterli değildir.
Tezlerin, hem de böylesine kaba ve içi boş tez-
lerin genel kabul görmesi için bıraz pratik gerekli-
dir. Partik daha önce beslenmiş büyütülmüş ap-
talların sahneye itılmesıyle gerçekleşır.
Bu aptallıkları besleyecek yeterı kadar ınsan
malzemesi piyasada, hem de eski ortakların ara-
sında bol miktarda bulunur.
• • •
Samuel Huntington'ın tezleri gerçekten de pek
kaba ve nerdeyse insanlarla alay edercesine ilkel-
dir. Ona göre; çatışmalann temel nedenı kültürel
farlılıklardır. 11 Eylül kültürler savaşının küçük bir
örneğidir. Asıl savaş Arap ulkelerı El Kaide'yı des-
teklemeye karar verirlerse başlayacaktır. Bunlann
arasında ABD ile iyi geçınenlerin bulunması önem-
li değildir. Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki gö-
rüş aynlıkları geçicı çıkarçatışmalarıdır. Asıl çatış-
ma Islam dünyası, Hindistan ve Çin ile Batı ara-
sında olacaktır. Ah evet Rusya'yı da unutmamak
gerekmektedir. Slav külturü de Batı kültüründen
farklıdır ne de olsa. Arap ülkelennde demokrasi yok-
tur. Gerçi bu bölgede, Türkiye gibi bir çeşit demok-
rasi denebilecek bir ülke de vardır ve Avrupa Bir-
liği'ne katılmaya çalışmaktadır ama, AB de onu sı-
ranın sonuna koymuştur ve bu durumun nedeni
de Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasıdır.
• • •
Bütün bunlar, geçen hafta Die Zeit gazetesin-
deyayımlanan "Islamın Kanlı Sınırlan" başlıklı Sa-
muel Huntington söyleşisinde yer aldı.
Samuel Huntington, savaşlann çıkarçatışmala-
n nedenıyle ortaya çıktığını kabul etmemek için bin
dereden su getirdi. Çıkarlardan söz etse bile, çı-
karçatışmalarınayön veren asıl öğenin kültürfark-
lılıkları olduğunda direndi.
Dünyayı kana boyayan Ikinci Dünya Savaşı'nın
hangi kültür çatışmasına dayandığını açıklama-
mak için onu tarihe havale etti. 20'ncı yüzyılın ilk
yarısı dünya savaşıydı, ıkinci yarısı soğuk savaş;
21 'inci yüzyıl ise kültürler savaşı olacaktır dedi; kes-
tirıp attı. Ortadoğu'da dönen dolapların nedenle-
rı üzerine konuşmayı kabul etmedi. Petrolden,
OPEC'ten söz etmedi. Eski Sovyet cumhuriyetle-
rindeki Islami akımlardan bol bol söz etti, buralar-
daki zenginliklerden, stratejik çıkarlardan söz et-
medi.
• • •
Hakkını yemeyelim!
Satır aralarında çok açık sözlü de oldu.
Sovyetler Bırliği'nin dağılmasından sonra orta-
da yalnızca tek bir süper gucün kaldığını, bu sü-
per gücün dışında Avrupa Birlıği, Rusya, Çin, Hin-
distan, Iran gibi bölgesel güçlerden söz edilebile-
ceğinin altını bir lyice çizdikten sonra; bu durum-
da süper güç her yere gırer, çünkü onun her yer-
de çıkarları vardır, dedi. Arada bir, şimdi Irak'a sal-
dırı konusunda AB ile yaşanan çatışma gıbı geçi-
ci çatışmalar da ortaya çıkabılir diye küçük bir pa-
rantez açtı. Bu türden geçicı çatışmalann kısa bir
süre sonra sona ereceğıni, çünkü Batı'nın ortak ve
tek bir kültüre sahip oluduğunu son söz olarak
söylemeyi ihmal etmedi.
Paylaşmak için çatışmanın kaçınılmazılığından;
güç gösterilerinin, el birlıği ılesaldırıp sonra bölüş-
menın, savaşlann en eski paylaşım araçları oldu-
ğundan hiç ama hiç söz etmedi.
• • •
Hepsıni anlamak mümkün, hepsi de pek ilkel-
dir. Hepsı de süper gücün yeni savaş doktrıninin
ifadesidir. Ama bu ilkelliğe insanoğlu nasıl ınana-
bilmekte, nasıl katlanabılmektedir ki?
Büyük bir sıkıntı içinde olduğumuz doğrudur.
Sıkıntımız, pekkolayterkettığimizdoğrulanmızye-
nıden doğrulanana kadar da sürecektir. Çıkar ça-
tışmalanna kültür kılıfı geçırmeye çalışan bu yeni
doktrinin bu kadar başarılı olabilmesı, ideolojik
alanda yaşanan geçici boşluktandır.
Samuel Huntington, ideolojik hegemonyanın,
yaşadığımız günlerın gelişmış teknolojısinden ve
zorbahktan başka desteği olamayan içi boş bir
davuludur.
Ama, davulun gürültüsü, bombaların tarraka-
sıyla tamamlandığında insanlık da bir şeyleri yitir-
miş olacaktır.
VEFAT
înş. Yük. Müh.
FERÎDUN
KIMBASAR
(1921)
10.09.2002 Sah günü vefat etmiştir.
Cenazesi 12.09.2002 Perşembe günü
Maltepe Camii'nde kılınacak öğle
namazından sonra Karşıyaka
Mezarlığı'nda demedilecektir.
Dostlannın başı sağ olsun.
AİLESİ