Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
JV U \j J. U M\ kulturta cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Muhiddin Sadak'ıanarkenÇoksesli müziğımizin kurumsal-
laşmasına emek veren sanatçı, bir
16 Eylül'de doğdu ve 82 yıl sonra
bir başka 16 Eylül'de öldü. Bu yıl
onun 20. ölüm yıldönümü.
Cumhuriyet tarihimizle birlikte
müzik dünyamızı çağdaşlığa yön-
lendiren gizli kahramanlardan biri-
si de Muhiddin Sadak'tır. O, viyo-
lonselciliği, oda müzıkçiliği, koro-
lan, hocalığı ve Türkıyede klasik
Batı müziğinın kurumsallaşması
için harcadığı çabalarla müzik dün-
yamtzda çok özel bir yer edinmiş-
tir. îstanbul'da Cemal Reşit Rey ve
Ekrem Tektaş ıle ılk trioyu kur-
duklannda yıl 1924'tür. Aynı dö-
nemde ilk kuvartet de. kemanlarda
AJi Sezin, Ekrem Tektaş; vıyolada
Goldenberg ve çelloda Muhiddin
Sadak ile kurulur. Îstanbul'da ilk
karma koroyu kuran da odur. Her
bir koristin partisıni geceler boyun-
ca üşenmeden elle yazdığı bilinir.
Panltısını fark ettıği Leyla Gen-
cer'i bu koronun içinden bulup çı-
karması onun tarihe vurduğu bir
damgadır.
Cemal Reşit'egöre: "Muhiddin,
doğuştan serapa müzikti. Heye-
canları. feveranları, bir şeyi be-
ğenmediği zaman mübalağaya
kaçarak, bir eseri göklere çıkar-
ması bile ne kadar güzeldi, ne ka-
dar sempatikti. Kendisini anla-
mayan bir kitle karşısında azap
çekerdi!" Bûlent Tarcan da onun
için, "İliklerine kadar müzisyen-
di'; der.
Önceleri bir oda müzikçisi ve ko-
ro şefı olan bu sanatçıyı, sonra Cor-
tot Istanbul'a geldiğinde kurulan
ilk amatör senfoninin bir üyesi; ts-
tanbul Filarmoni Derneği'nin
1946'daki konserlerini yöneten bir
şef; tstanbul Şehir Orkestrası'nda
bir solist olarak görüyoruz. Radyo-
nun kurulmasıyla burada da ton-
mayster olarak hizmet vermiş; 1960
yılında Aydın Gün ile Şehir Tiyat-
rosu binasında tstanbul Operası'nı
kurmuştur.
Bundan yirmi yıl önce 16 Eylül
1982'de ölen sanatçı, ne rastlantı ki,
yılın aynı gününde, 16 Eylül
1900'de dünyaya gelmış. Babası
savcı olan Muhiddin Sadak' ın say-
M. üzik dünyamızı çağdaşlığa
yönlendiren gizli
kahramanlardan biri olan
Muhiddin Sadak 'ı 20 yıl önce
16 Eylül 'de yitirmiştik. Bu yılın
15 Eylül'ünde ise 3. Bach
Günleri başlıyor. Ay sonuna
kadar, çağın en büyük klavsen
ve org yıldızlarından Hollandalı
Gustav Leonhardt, Reinhard
Goebelyönetiminde Musica
Antiqua Köln, Chrisîian Rieger
ve Louis Octavio Santos 'u
dinleyeceğiz.
Viyolonsel sanatçısı ve hoca Muhiddin Sadak
(üstte), klavsen ustası Gustav Leonhardt (yanda).
gın bir ailesi varmış. St. Joseph ve
Galatasaray Lisesi'nde eğitım gör-
müş. Viyolonsel çalmayı ve müzı-
ği kendi kendine öğretmiş. Okulda
oluşturduğu ikili ve üçlü müzik top-
luluklanyla arkadaşlannı ve küçük
sınıflan da müzığe karşı özendir-
miş. 1922'de Istanbul'daki BatıMü-
ziği Konservatuvan'nın kuruculan
arasına katılmış; viyolonsel öğret-
menliğinin, koro şetliğinin yanı sı-
ra solfej hocalığı da yapmış. Ancak
Muhiddin Sadak'ı en ünlü kılan öğ-
retmenlık süreci, Galatasaray Lise-
sindeki dönemidir. Nice Galatasa-
raylı bugün müzik sevgısini ona
borçlu olduğunu belirtir. Bugünün
nice operacısı da onun konservatu-
var korosundan yetişmiştir.
Gustav Leonhardt
Bach Günleri'nde
Bu yıl Aya İrini'de üçüncüsü dü-
zenlenen Bach Günleri, çok önem-
li bir sanatçıyı Istanbul'a getiriyor.
Çağın en büyük klavsen ve org yıl-
dızlarından biri olan Hollandalı
Gustav Leonhardt, 30 Eylül'de
Aya îrini'de bir resital verecek.
Araştırmacılığı. klavsenciliği ve
şefliği ile ünlenen sanatçı, aynı za-
manda çocuklara yönelik çalışma-
lar da yapmış. Sayısız plaklan ara-
sında çocuklara müziği sevdirmek
için diziler seslendirmiş. Günü-
müzde tanhi çalgılan yeniden gün-
deme getirip eğitimini kurumsal-
laştırmış; onları diri tutarak genç
kuşaklara aşılamış.
1928 doğumlu. dev bir çınar gibi
çağımızın ortasına dikilen bu sa-
natçıyı tstanbul'da dinlemek büyük
ayncahk olacak.
Yine Hakan Erdoğan'ın pro-
düksiyonu olan bu yılki Bach Gün-
leri, 15 Eylül'de St.Antoine Kilise-
si'nde Reinhard Goebel yöneti-
mindeki Musica Antiqua Köln top-
luluğu ile başlıyor; bestecınin 'Füg
Sanatı' seslendirilecek. Ertesi ge-
ce aynı topluluğun Aya Irini'deki
konserinde Bach kadar Fasch ve
Telemann gibı çağdaşlarına da yer
veriliyor. Bu seçkin topluluk, başta
Deutsche Gramophon olmak üzere
yüzlerce plağa imza atmış.
Çok ciddi. özüne bağlı ve iddialı
dinletilerin yanı sıra Bach Günle-
rı'ni geniş bir kitle için alımlı kıl-
mak amacıyla değişik programlar
ve sunumlar da düşünülmüş. Örne-
ğin çağımızda Bach'ın elektronik
ortamda değerlenmesıni sergile-
mek üzere piyanist Mehmet Okon-
şar klavyede ve dijital ortamda
Bach çalacak. Aya tnni'nin bahçe-
sinde, açıkhavada izlenecek bu
konserde DJ parti de yer alacak. Bu
kez konuk DJ, Erol Derviş gibı po-
püler bir isim. Dıyeceksıniz ki, yüz-
yıllar boyu kimliğıni korumuş kos-
koca Bachı birkaç kişi daha tanı-
sın diye ne yollara başvuruluyor!
Eh, ne yapalım, popüler kültür, ye-
ni buluşlara her zaman açık...
22 Eylül Pazar günkü program
bütünüyle bir paket. Sabah saat
10:30'da Boğaziçi Üniversitesi
kampusunun bahçesinde bir kah-
valtı var. Ardından org sanatçısı
Christian Rieger-ki Musiqua
Antiqua Köln'ünönceki orgcusu-
okuldakı Albert Long Hall bina-
sının tarihı orgunda Bach ve
Schumann'ın Bach üstüne yazdı-
ğı fuglen çalacak. Aynı sanatçı
akşam saat 19:30'da Aya tnni'de
bir klavsen resıtali verecek. Bu
kez mum ışıklannda ve salonun
ortasına konumlanmış yeni bir or-
tamda klavsen dinlenecek. Pazar
gününün programı bir paket ha-
linde, tek bilete kahvaltı ve iki
konser dahıl. 27 ve 28 Eylül'de
Brezilyalı genç kemancı Louis
Octavio Santos, Bach ve çağdaş-
lanndan eşhksiz keman için ya-
pıtlar seslendirecek. Bach'ın şu
çok ünlü Re Mınör partitası da
son programa dahıl. Tek bir yaylı
çalgının Aya trıni kubbesındeki
tınlaması büyüleyıcidir. Ve bu yıl-
ki Bach günleri Gustav Leon-
hardt'ın usta parmaklanndan
klavsen dinletisiyle, ayn bir büyü-
leyici ortamda son bulacak.
evini@boun.edu.tr
'Uluslararası Efes Kültür ve Sanat FestivalV gelecek yıl daha kapsamlı olarak yinelenecek
Napoliten şarkılardan Mozart'a...
ÖNDER KÜTAHYALI
tZMİR - 6940 sayılı "Riyaseti-
cumhur Senfoni Orkestrası'nın
Kuruluşu Hakkında Kanun"un 14.
maddesine göre orkestra haziran ayı-
nın başından eylüle dek dinlence ya-
par; ancak aynı maddede sanatçüann,
gerektiğinde göreve çağnlabilecekle-
ri belirtilmıştir. Üç ayhk sürenin uzun
olduğunu, sanat kurumlarımızın hazi-
ran ve eylül aylarında da etkinlik yap-
ması gerektiğini her zaman savun-
muştum. Bu yıl Izmir'de bazı mutlu
sonuçlar aldık; işte bir yenisi:
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası
Müdürü ve TC Kültür Bakanlığı "Sa-
nat Koordinatörü" dostumuz Nu-
man Pekdemir, çahşkanlığı ve giri-
şimciliği ile dikkati çeker; son olarak
îzmir'de "1. Uluslararası Efes Kül-
tûr ve Sanat FestivalT'nin gerçekleş-
mesini sağladı.
Izmir'e yayın yapan Sky TV'nin
düzenlediği ve bazı sanayi kuruluşla-
nnın desteklediği festival. 6 ve 7 Ey-
lül tarihlerinde "Efes Antik Tiyat-
ro"da yapıldı. En önemli özelliği, bi-
let sahlmaması, dinletilerin halka açık
olmasıydı.
Basına aynlan, fakat Sky TV çalı-
şanlanmn çoğunlukta olduğu otobüs-
le Efes'e gittik. Festivalin başında,
dinletiyle töreni birbirine kanştırma
hastalığımız nüksetti. Yapılan proto-
kol konuşmalarının sonu gelmeyecek
gibiydi. Müzik sesle ilgili bir sanat ol-
duğuna göre konuşmalardaki "İyi se-
yirler, iyi eğlenceler" gibi dilekler o-
nun özüyle çelişiyordır, ama şunu öğ-
rendik ki, festivalin dört dinletiyi içer-
mesi ve tzmir'in kurtuluş günü olan 9
Eylül'de bitmesi düşünülmüş; fakat
buncası gerçekleştirilebilmiş. Gele-
cek yıl daha kapsamlı olarak yinele-
neceği ve gelenekleştinleceği içten-
likle açıklandı.
Gençlerden büyük ilgi
İ2DOB soloculannın ve orkestrası-
nın seslendirdiği ilk dinleti "Napoli-
ten Akşamı"ydı. Soprano Arses Yıl-
dızca, mezzosoprano Jaklin Çarkçı
ve tenor Hakan Aysev, sevilen napo-
litenlerin yanında iyi bilinen opera ve
operet aryalannı da söylediler. Hakan
Aysev'in dramatiklikle lirikliği kay-
naştıran yorumu, Jaklin Çarkçı'nın
dolgun ve etkileyici tonuyla seslen-
dirdiği aryalar coşturucuydu. Arses
Yıldızca'nın haziran ayında \or-
ma'da sergilediği parlak başan, bu
dinletıde sunduğu napolitenlere ve ar-
yalara da yansımıştı; keyifle dınledık.
Fahrettin Kerimovun yönettiğı
opera orkestrası, J. Strauss'un "Ya-
rasa" opereti üvertüründe biraz dağı-
nıktı; fakat Lehar'm "Çingene Ba-
ron" üvertürünü, Bizet'nin Car-
men'inden "Antrak"ı, Bernstein'ın
"Batı Yakasının Hikâyesi"nden Pot-
pun'yi güzel çaldı. Yaptığı eşlik de
iyidi.
Dinleti sırasında, yakınımızdaki
gençler fısıltüı söyleşilerini kesmeye
razı olmadılar; ama tiyatroyu doldu-
ran kalabahk müziğe büyük ilgi gös-
teriyor, yapıtlan coşkuyla alkışlıyor-
du. Sadece J. Brahms'ın Macar
Danslan'ndan No. 1,5 ve 6 seslen-
dirilirken, bazı konuklar el çırpmaya
kalkıştı. Macar müziğinin özellikleri-
ni yansıtan esnek tempolu yorumda
böyle bir şey olamazdı. Şef bir işaret
yaptı ve eller sustu.
Festival Ege'ye ışık saçacak
İkinci dinleti "Mozart Akşa-
mı"ydı. Yine Kerimov'un yönettiği
Opera Orkestrası, bestecinin "Saray-
dan Kız Kaçırma'" \e "Figaro'nun
Düğünü" operalanndan üvertürleri,
K. V 550 No. 40 sol minör senfoniyi
çaldı. Solocu olarak katılan değerli
kemancı Tayfun Bozok da K. V 219
No. 5 la majör konçertoyu ("Türk
Konçertosu") seslendirdi.
Dinletilerin "Efes Antik Tiyat-
ro"da verilmesi, festivalin Torbalı,
Selçuk, Kuşadası gibi merkezlere de
seslenmesi demektir; ancak Efes'e u-
laşmanın güçlüğü ve bu etkinliğin hal-
ka yönelik oluşu göz önünde bulun-
durularak gelecek yılki dinletiler Iz-
mır ile Efes arasında paylaştınlmalı-
dır. Bu umutla, Ege'ye ışık saçacak
olan yeni festivale emek verenleri \e
de*tekleyenleri candan kutlanm.
ENKLÎ AÇILIŞ 25 EYLÜL'DE YAPILACAK
12.Akbank Caz
Festivali'ne de ev
sahipliği yapacak olan
Babylon'un mimari
tasanmı, ses ve ışık
sistemleri tümüyle
yenilendi.
Yeniyüzüyle BabylonKültür Servisi - Îstanbul'da mü-
ziğin ve sanatın alternatif merkez-
lerinden biri haline gelen Babylon.
25 Eylül'de yeni sezona merhaba
diyor. Mekân içinde daha keyifli
müzik dinlenebilmesi için yeniden
düzenlenen mimari tasanm, ses sis-
temindeki yenilikler ve ışık sistemi-
nın tamamen yenilenmesiyle ger-
çekleştırilen iyileştirme çalışmala-
n sebebiyle yaz sezonunda ıki ay
süre ile tadilata giren Babylon. 25
Eylül Çarşamba akşamı kapılarmı
saat 22.00de Juke-Box Special
Guest 'DJ Nicola Conte'ıle yeni-
den açıyor.
Bu sezon da festivallere kapısını
açacak olan Babylon, 12. Akbank
Caz Festivali konserlerine de e\ sa-
hipliği yapacak. Festivalin Babylon
konuklan arasında Patricia Bar-
ber, Cleveland VVatkiss & The So-
urce, New Cool CoUective, Jimi
Tenor Band, Coscia & Travesi
Duo, Arto Lindsay Group, ICP
Orchestra, Timuçin Şahin Trio,
Ernst Reiseger ve Şenol Küçük-
yıldırım yer alıyor.
Fujifilm Music Week-Ends kap-
samında Rio De Janeiro'dan Azy-
muth, Mavi Müzik gecelerinde
Düseldorftan Mouse on Mars.
Garanti Caz Yeşili konserlerinde
New York'tan Eddie Palmieri,
John Surman & Jack De Jonet-
te. The Birifish Council sponsor-
luğunda Londra'dan Jah VVoob-
le & Deep Space Babylon'da önü-
müzdeki aylarda sahne alacak sa-
natçılardan bazılan,
Mavi Jeans sponsorluğunda ger-
çekleştirilen Mavi Müzik konserle-
rinin eylül ayı konuğu ise îsviç-
re'den Mich Gerber. Klasik müzik
eğitimli kontrbas sanatçısı Gerber,
klasik müzik eğitimi ve avant-gar-
de deneyimleri ıle klasik ve çağdaş
arasında bir dil yaratarak kendi sa-
nat anlayışını oluşturuyor. Enstrü-
manının etrafında dans ederek yap-
tığı bedensel oyunlar, 200 yıllık
kontrbasına kendi kimliği olan bir
partner gibi da\Tanan Mich'in kon-
serlerine teatral bir hava katıyor.
GÜZELİNARDINDA
BERTAN ONARAN
Sanat ve Savaş
Fransızlann sanat kanalı Mezzo bir süre önce
çarpıcı bir izlence daha yayımladı: "Burada Öyle
Çok Yetenek Var ki!"
Israil Filarmoni Orkestrası, Zubin Mehta, Dani-
el Barenboim gibi ünlü yönetmenlerin yönetimin-
de, birçok yorumcuya eşlik etti.
Hem yönetmenlerin, hem yorumcuların ortak
özelliği, Musaya inanan insanlar olmalanydı.
Isaac Stern'den Itzhak Perlman'a. Naksih
Vengerov'a dek, çağımızın en usta, en tanınmış
adlan.
Tek başlarına, ikili, üçlü pek çok besteyi yorum-
ladılar; tadına doyulmaz bir şölen.
Hepsi adına sözcülüğü Isaac Stern'e bırakmış-
lardı.
Isaac Stern, sanırım 1997'de çekilmiş fîlmde, ar-
tık tam anlamıyla bir bilge: Ak saçlarıyla, güler yü-
züyle.
Kendimi bildim bileli dinliyorum onun usta yo-
rumlarını.
Sanırım yine kendileri gibi Musa'ya inananların
oluşturduğu kalabalığa seslenirken müthış alçak-
gönüllü: "Sizlere verdiğimizın kat kat fazlasını biz
sizden alıyoruz" dıyordu.
Belli ki, yüzlerce, binlerce yıldır topraksız, yurt-
suz bırakılmış bir halkın haklı özlemlerini dile geti-
riyordu: Sonunda bir toprakları, dahası güçlü bir
devletleri olmuştu.
Ama onu dinlerken de yakalanna kırmızı çiçek-
ler oturtulmuş öbür yorumculan tadarken de ağzı-
mın içinde bir burukluk vardr. Musa'ya inananların,
çok yanlış bir yaklaşımla yalnız kendilerinin kutsal
toprakları saydıklan yerde, en az onlar kadar hak
ve geçmış sahibı iki ınsan topluluğu daha yaşıyor;
Isa'ya ınananlarla Muhammed'in ardından giden-
ler.
Isa'ya inananlara nasıl yaklaştıklarını, neler edip
etmediklerini ayrıntısıyla bilmiyorum; ama Muham-
med'e inananlara neler ettıklerini ben de, kendile-
ri de her gün, her saat görüyoruz.
Evet, bir insanın belıne patlayıcı dolayıp kendini
de, o sırada yakınında bulunanlan da havaya uçur-
ması insana yakışmayan, acımasız bir davranış.
Ama o topraklarda en az sizin kadar hakkı ve
geçmişi bulunan bir halka devletiniz kurulana dek
sizın çektığiniz acıları unutup, hâlâ kendi devletle-
rini kurma hakkını tanımamak; bırakın tanımayı bü-
tün ateşli silahlarla karşı çıkmak, yardım etmemek
insanlığa çök mu yakışıyor?
Üstelik o insanlar şu an dindaşınız değil, ama ke-
sinlikte yurttaşınız, belki kandaşınız!
Ve üç dıne göre de Yaradan tek.
Dinleti sırasında Isaac Stern ya da Zubin Mehta
bunu dile getiremezdi belki; ama öncesinde, son-
rasında, bütün iletişim araçlannda bunu söze ve ey-
leme dökme olanağı vardı; hiçbirinde okuyup din-
lemedim.
Ancak aradan -dinleti, aklımda kaldığı gibi
1997'de gerçekleştirilmiş- tam 5 yıl geçtikten son-
ra, Danıel Barenboim beklediğimeyakın birgirişim-
de bulunmuş.
Bunun haberini Cumhuriyet'in 28 Ağustos tarih-
li sayısında, yazımın altında okudum;
"Daniel Barenboim yönetimindeki genç Arap ve
israilli müzikçilerden oluşan orkestra, 1 Ekim'de
Staatsoper Operası'nda bir dinleti verecekmiş. Or-
kestra, dinletıde, Beettıoven'in 5. Senfonisi'ni ça-
lacakmış. 1999 yılında kurulmuş orkestraya katıla-
bilmek için Ortadoğu sorununa savaşarak çözüm
bulunamayacağına inanmak gerekiyormuş. Baren-
boim, müzikçi ve ekin insanı olarak, siyasetçileri
beklemek yenne, bir an önce eyleme geçilmesini
istiyormuş."
Bu amaçla, geçen yıl önemli bir tabuyu yıkmış.
2. Dünya Savaşı'ndan ben Israil'de çalınması ya-
sak olan Hitler'in çok sevdiği ünlü Richard Wag-
ner'ın yapıtlan yorumlanmış.
Böylece Barenboim, tek başına, özlediğim yol-
da adım atmış.
Bunu okuyunca öyle sevindim ki; çünkü bütün
siyasal erklere boyun eğen yorumcular karnıma bı-
çak sokuyor.
Günün birinde her alanda yorumladıkları yapıt-
lara denk insanlarla bir arada yaşama umuduyla.
Slyvester Stallone Taxi 3'te
• Kültür Servisi - Fransa'nın önemli sinema
etkinliklerinden Deauville Film Festivali'ne
katılan Slyvester Stallone, Luc Besson'ın kült
yapımlar arasında kabul edilen 'Taxi' adlı
filminin üçüncüsünde, yönetmenin isteği
üzerine küçük bir rolde oynarak yer aldığını
açıkladı. Stallone, Amerikan yapımı filmlerin
Avrupa'da tanıtılmasında etkin olan ve 8
Eylül'de sona eren festivale, son filmi
Avenging Angelo'nun gösterimi nedeniyle
katıldı. 'Taxi 3'ün birkaç ay içinde gösterime
girmesi bekleniyor.
BUGUN
• YEŞİLÇAM SİNEMASI'nda 'Yümaz
Güney Anma Haftasf kapsammda 14.00,
16.00, 18.00 ve 20.00'de 'Duvar' adlı fihnin
gösterimi. (0 212 293 68 00)
• NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde 'Yümaz
Güney Anma Haftasf kapsammda 18.30'da
'Zavallılar' adlı filmin gösterimi.
(0 212 245 04 81)
• FOTOTREK'te 19.30'da lzzet Keribar'ın
'Fotoğraf ve Müzik' adlı dia gösterisi.
(0 212 251 90 14)
• BEKSAV'da 15.00'te 'Aziz Michele'nin
Horozu', 17.00'de 'Tesadüfi Bir
Kronolojinin 71 Parçası' ve 19.00'da
'Gerizekâlılar' adlı filmlerin gösterimi.
(0 216 349 91 55)
• BAŞKA KtXTÜREVt'nde 19.30'da
Alejandro Gonzales Inarritu'nun
yönetmenliğüıi yaptığı 'Paramparça'.
(0 212 249 12 84)
• BEYOĞLU StNEMASI'nda Yaz ŞenUği
Son - 2002, Ferruh Doğan Anısına'
kapsamında 12.00, 15.00, 18.00 ve 21.00'de
'Kayıp Otoban.' (0 212 251 32 40)
• İŞ SANAT'ta 'Sinema ŞenUği'
kapsamında 12.00, 14.15, 16.30 ve 19.00'da
'Tarafsız Bölge.' (0 212 316 10 83)