22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA SOYLEŞI İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK ÜÜBJJST TA3İAÎİI ÎSTAN3U1 ABU0i.CA.V2AZ' PÖN^ Z/lMANıMı ı'Vı , AV KfTİM KüftTULİ>üKlAft.ı ı'tı' NpN. feLBuNptN tcj YAtMU? Başbakan 'a karşı harekeîin simgesi haline gelen îtalyan yönetmen, cumarîesi günü Roma'dayüz bin kişinin katıhmıyla gösteri düzenleyecekYurttaş Moretti Yurttaş Berlusconi'yekarşıNtLGÜN CERRAHOĞLL ROMA-Geçen yıl "Cannes"da "Aitm Pai- miye" aldığı gün onun için: "Çizme'deki sol nıuhalefetin lideri bundan böyie D'Alema ya daRutelli değflNanni Moretti olacak!"demış- lerdi. Öyle oldu. Iktıdan "kayıtsız şartsız" yönJendiren "Citizen/Yürttaş Kane" -iletı- şimci medya patronu- Başbakan Berlusco- ni'ye son biryıl içinde solun bürokratik lider- leri değil, ancak Nannı Moretti kafa tutmayı başardı... Moretti de "iletişimci" çünkü. Kit- leleri harekete geçiren yeni. modern ilerişimin yolunu bilen, ruhunu kavrayan "usta bir ile- tişimci''... Artık yalnız sanatıyJa değil meydanlan coş- turan "muhaJefeti" ile de konuşulan Moretti, "Cumhuriyet"e verdiği bu özel söyleşide "si- yasete gÜTnediğüıi" söylüyor. Liderliğe so- yunmuyor Moretti. "Ytorttaşhk hakkuu" kul- Ianıyorsadece. Solu silkmek. sarsmak, hare- kete geçirmek, teslimiyetçilikten kurtarmak, uyandırmak ve sonra bir kenara çekilmek ve altı yaşındaki oğlu ile filmlerine, kendı dün- yasına dönmek istıyor... "Tutarhhğı'' ile tanınan ve bu yüzden sıne- ması ile olduğu denli "kJşiBği'' ile de "ttal- yan solunun ikonasuıa" dönüşen yönetmen; hafta sonu başkent Romanın en büyük ve ta- rihi meydanı "Piazza San Gio\ 7 anni w ye ülke- nin dört bir yarundan konvoylarla gelen "yiiz bin Jdşi" toplayacak. BerHnguer'in mitingleri ile hatırlanan so- lun bu taribj meydanında "Moretti karizma- sı" etrafında bir araya gelen merkez sol seç- menler, sivil toplum temsilcileri, aydınlar. sa- natçılar ve "Zeytin Ağacı" temsilcileri; Ber- lusconi'nin çıkarcı politikalarına karşı bir "protesto bayramı" düzenleyecek, başka bir deyişle "temiz toplum bayramı". "Hukuk devteti", "temizeDer" ve "temiztoplum" için el ele seslerini yükseltecekler... - Bu yıl bir 'metamorfoz* yaşadınız. Medya- üidikten hoşlanmayanMoretti bir nıitingdeIdir- süyefirladu'Zeytin Ağacı' Bderkrinin yüzü- ne 'kral çıplak' dedi: "Bu Hderler, Kder değil bürokrat. Bizi dinlemiyor, özeleştiri yapmıyor, bölünüyor, bir araya gelnıiyorlar. Beynimize, viireğimize, ruhumuza hitap eden tek cümle söylemiyorJar. Biz bunlarla seçim kazanama- yız!" 0 gün bugün ttalya sizi konuşuyor. Niye yap- tuuzbunu? NANNÎ MORETTİ - Teslimiyetçılığe tep- ki gösterdim. Hem liderler, hem seçmen tes- limıyetçiliğine tepkiydi bu ama önceden plan- lanmamıştı. Şubatta, Navona Meydanı 'nda bir mitingde oldu her şey. Ilginç bir miting- di. Yalnız "Zeytin Ağacı" milletvekilleri de- ğil. sıvil toplum temsilcileri ve seçmenler de sözalacaktı: Birprofesör, bir kadın yargıç, ga- zeten konuştu ve ilk kez "Zeytin Ağaa"nı eleş- tirdıler. Miting biterken (Zeytin Ağacı lider- len) RutelB ile Fassino söz aldılar. Liderler si- vil toplum temsilciierini hiç dinlememiş gi- bilerdi, Söylenenlerikalealmamışlardı. Kür- sü>edoğruyöneldim. Biri: "Birdakika!Mo- retüdekonuşacaJc.*' dedi. Düşündüklerimi ol- dusugibi söyledim. Bu benim için de şok ol- du Eve döndüğümde, suçladığım liderler den- li altûst olmuştum. -Konuşmanız Çizme'dedeprem yarafu. Bu- nu bekliyor muydunuz? -Hayıramaogecebirpozitifenerjininha- rekte geçtiğini hemen fark ettim. Mazo- şizmte, kendi kendimıze şikâyet edip durmak- la \etinmeyecektik. Bana "bir tıpa açtm" deibr. Soiutı özgüvene Ihtlyacı var -SB cüıi şişeden çıkardınız ve 0 günden son- ra kmdiliğinden genişle\en bir 'Berlusconi karşo hareketin' simgesi oldunuz. Yazın sizi gösterilerde gördük. Cumartesi günü yapıla- calıfc\ gösteriyi de siz düzenüyorsunuz. Ha- rektinizin gekceği var mı? -G.isterilerimizin iki amacı var: Biri mer- kez <ol seçmenleri sarsmak, teslimiyetçilık- terkuiarmak, özgüven aşılamak ve "Zeytin Jtİer şey Navona Meydam'nda bir mitingde oldu. Kürsüde buldum kendimi. Düşündüklerimi olduğu gibi söyledim. Bu benim için de şok oldu. Eve döndüğümde, suçladığım liderler denli altüst olmuştum... Ağacı" liderleri ile seçmen arasındaki mesa- feyi kapatmak... Dığeri, merkez sağ seçmen- le diyalog kurmak. Bazı sorunlar solun değil hepimizin. Merkez sağ seçmenin de tek elden yönlendirilen bir basınla yaşamak istediğini düşünemiyorum. E\latlan içiniyi bireğitim talep ehnediklerine ınanmıyorum. Berlusco- ni gibi patron çıkanna göre yasa yapan bir hü- kümet istediklerini sanmıyorum. vZösterilerimizin iki amacı var: Merkez solu sarsmak ve merkez sağ seçmenle diyalog kurmak. Merkez sağ seçmenin de tek elden yönlendirilen bir basın ve Berlusconi gibi patron çıkanna göre yasa yapan bir hükümet istediğini sanmıyorum... lar belkı. Siyası ıletişim günümüzde ancak ses getirenjestler; gürültü, patırtı, yaygara ile kurulabiliyor... Genç yazarlar kitap yazıyor. Ama duyulmuyor. Benim (kral çıplak!) mi- tingım nıye yankj yaptı? (Liderleri yüz yü- ze kürsüden eleştirerek) O güne dek yapıl- mamış bir şey yaptım çünkü. Günümüzün iletişimi "yenflik" taşımalı. Parlamenter muhalefet de sesuü böyle duyu- i3 izi şaşırtacağım ama mesaj vermeye, izleyicinin vicdan ve düşüncesine müdahale etmeye çalışan filmlere hep kuşkuyla yaklaştım. Yönetmenin görevi k iyi film' yapmaktır. Siyasi sinema öncelik olamaz. iyi ve kötü film vardır. Kötü siyasi filmlere hiçbir zaman inanmadım... dı. ttalyan komünistlerinin krizi öncesinde çevirdiğimbirbelgeseldi. Komünistlerin kim- lik değişimi tartışılıyordu o dönemde. Parti- li toplantılanna gıderek kimlik krizi tartış- malannı "belgeser olarak filme almıştım. "KızılSu Topu" 0 beigeseli "Şey"ı tamamla- yan film oldu. - 'Aprile'de (Nisan) de Berlusconi olgusu ile D'.4lema'nın budadığı 'Zevtin .\ğacı' deneyi- rıüni ilk siz anlattjnız.. - Kimilerine göre "özel yaşantunı". "öze- Bmi" anlattığım bir film "Nisan". Kimileri- ne göre de yaptığım en siyasi film. Ikısi de geçerlı. - Yönetmenin bu 'siyasi tanıknğuu' nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? Nedenlietkin değişün ve siyasi mücadele aracı sinema? - Sizi şaşırtacağım ama yönetmenin göre- vi "iyi fîlm" yapmaktır. Siyasi sinema önce- lik olamaz. iyi ve kötü film vardır. Esaslı bir siyasi konu; film kötüyse işeyaramaz. Konu- lan "birinci ng" (siyasi) "ikinci Bg" (diğer) dıye ikiye ayıramazsınız. Kötü siyasi filmlere hiçbir zaman inanma- dım. 20 yaşındayken bile. Mesaj vermeye ça- lışan, izleyicinin vicdan ve düşüncesine mü- dahale etmeye çalışan filmlere hep kuşkuyla yaklaşmışımdır. Sözünü ettiğiniz fılmleri ben "siyasi sinema" yapmak adına yapmadım. O anda. 0 dönemde anlatmak istediğim hikâye- lerdi bunlar. Hepsi bu. Hayatımı maflazlnlestlrmem - "Nisaa, özel hayaomı anlatûğım fîbndi" de- diniz. Perdede anlattıgınız özel hayat biraz faz- la *resmi' değil mi? Sizi hiç TV'de görmedim mesela... - TV beni tedirgin ediyor. TV stüdyosunda olacağıma, evimde ya da sinemada olmayı tercih ediyorum. - Niye? Bu size bir 'kafese konmuşluk' duy- gusu mu veriyor? - Evet. Bir "Burda ne işim var" duygusu. Hayatım ve işım değil TV Rahat hissetmiyo- rum kendimi. On yıl öncebendebirtümörçık- tı. Bunu "Sevgili Günlük" (Caro Diario) fil- mimde anlattım. Ama röportaj için sıraya giren T\r 'lerin hepsinı reddettim. Bunu TV'de anlatmak başka bir şey. Ben bunu yapmam. Hayatımı magazinleştirmem. Kendimi. ifade aracım olan sinemada, istediğim tarz ve biçim- de anlatmayı tercih ediyorum. - Bu bir mahremiyet ve çekingenlik mi? - Çekingenlik ve "ben merkezcüik" kanşımı bir şey... Sinemayla kendimi, kendi tarz ve zamanlamamla. anlatmak istiyorum. - 'Elimdesinema gibi bir araçvarken' diyor- sunuz... - (Gülüyor)... Evet. Şimdilik. Slyasete glrmlyorum - Sağ seçmen bu tehükelere karşı uyanlmış- ü. Ama gidip oyunu gene Berlusconi'ye verdi. Gösteri yaparak onlan kazanabiür misiniz? - Küçük bir kitleyi kazanabiliriz belkı ama bu (dengeleri değıştirmek açısından) bizim için önemli. Her halükârda ben bu gırişimi "sağ seçmeni, sola çekmek amacıyla" yapmıyo- rum. Onlara; "Medya. yargı, sağlık. eğitimde sol sağ olmaz, Bunlar hepimizin sorunu!" de- mek istiyorum. Berlusconi'ye. merkez sağ siyaset izleyeceğini düşündükleri için oy ve- renler var. Ancak Berlusconi merkez sağla değil kendi çıkarıyla meşgul. Bunu fark eden ve görenler var mutlaka. - Direnç niye bu kadar zayıf? Meydana ç> kan sizin gibi bir kaç a\dın var: Yönetmen Be- nigni, yazar Dario Fo, Eco, \orberto Bobbio». - Yazılı basında da var bazı isimler... - Sayılı. Muhalif >azarlann tümü yaşlı ku- şaktan. Gençler niye yok? Kariyerlerini feda etmek istemedikleri için mi? - Gençler de var ama iletişım kuramıyor- rabilir. Bunu yapmak zorundayız. Aksi hal- de "İtalya'nm anormalUğme" herkes alışa- cak. - Anşıldı bile. - Çünkü TV her anormalliğe alıştınyor in- sanı. Akssandra Mussolini mesela ismine rağ- men değil. isminden ötürü meşhur oldu. TV Mussolini adını normalieştırdi. Kötü slyasl film Işe yaramaz - Siyasi trendleri siz sinemaya taşıyorsunuz. Siyasette kronik rüş\et ve yolsuzluğu örneğin siz ilk kez "Portaborse" (Çanta Taşıyıcı) fîlmi ile gündeme gerirdiniz... - E\ et, "TemizEDer" öncesinde çıktı "Çan- ta Taşıyıcı". Ama yönetmenliğini ben değil Lucchctriyaptı. Ben prodüktörlüğünü üstlen- dim ve fılmde rol aldım. - 'PaJombella Rossa' (Kızü Su Topu) da İtal- yan solunun krizüıi anlatan ilk film olmuştu... - O "Şey" adındaki bir belgeselin devamıy- - Bir hayranınız yeni hareketiniz için inter- netten size şöyle sesleniyor: "Haklanmız için verdiğin mücadeleye teşekkürler. Umarım yorulmazsın!" - Hayır, mücadeleden yorulmam ama altını çizmek isterim: Siyasete girmiyorum ben. Benim işim film yapmak. Bildirilere, imza kampanyalanna ınanmadığım için meydan gösterileri yolunu seçtim. Biz profesyonel siyasetçilere sesimizi duyurmak istiyoruz sadece. "îşvereniniz biziz. Işüıiz biziz. Siyaset bizJz" demek istiyoruz. Herhangi bir yurttaş olarak. - 49 vaşına yeni girdiniz. 50 yaş sının nasıl bir duygu? - 20-25 yaşındayken yalnız işe konsantrey- dim ve daha yaşlıydım. Kendimi şimdi genç- leşmiş hissediyorum. 6 yaşmda bir oğlum ol- duğu için belki. - Nasıl bir babasınız? - Evhamlıyım. Elımden geldiğince ona vakit ayırmaya çalışıyorum. Video kaydetmeyi bil- mediğim için geçenlerde, çok şaştı bana: "Nasıl bilmezsin" dedi: "Sen yönetmen değil misin?" Yaptığım işın ne olduğunu üç aşağı beş yukan anladı oğlum. Ama henüz hıçbir filmimi görmedi. DUZYAZI ORHAN BİRGtT Ortalık Adamakıllı Kanşık... Anavatan Partisı Genel Başkanı Mesırt Yılmaz, MHP sözcülerinın daha uyum yasaları TBMM'de görüşülurken söylediklerini, önceki gün Anayasa Mahkemesi'ne bu yasaların önemli bir bölümü için yaptıkları ipta/ başvurusu ile eyleme geçirtince, düğmeye bastı. Başbakan'dan, DSP'nin hükümetten çekilme- sini, aksi takdirde haftalardan berı Demokles'in kılıcı gıbı sözü edilen SP gensorusuna ANAP ola- rak destek vereceklerini söyledi. Dünün siyasal gündeminde, partilerin 3 Kasım seçımleri için milletvekıli aday listelerine son şe- killerinı vermeleri gibi önemli birçalışma trafiği var- ken, Yılmaz'ın gırişimi bu trafiğe işbaşındaki hü- kümetın sona erdırilmesi için yeşil ışık yakması ile adamakıllı karıştı. Yüksek Seçım Kurulu'na veril- mesi yasal zorunluluk olan aday listelerinde bek- lediklerini bulamayacak olan küskün milletvekille- ri için adeta gün doğmuş oldu. Tabiı, aynı arayışı 3 Kasım'ı yüzde 10'luk barajı aşması kuşkulu partiler için de geçerlı saymak ge- rekecektır. 11 Eylül sendromu Kemal Derviş'ın, Türkıye'de siyasal belirsizlik olduğunu söylediği mayıs ayının ilk haftasında, Ecevit'ın geçırmekte olduğu rahatsızlığın dışında her şey sakindi ve işler kendi takvımlenne göre yü- rütülüyordu. Ekonomimizde sağlıklı bir düzelme- nin başladığının belirtileri görülüyordu. O belirtiler, dünkü açıklamalarda yıhn ikinci çeyreğinde eko- nominin yüzde 8.8'lik bir büyüme kaydettiğini or- taya koyacaktı. Ama birileri Başbakan'ın hastalığının uzaması için ellerinden geleni yapacak biçımde, moral ortamını fırtınaya dönüştürdüler. DSP deki istifalar, hiç de dün Ismail Cem'in tevil ettiği gibi, MHP ile ANAP arasındaki AB çekişmesinden değil, MHP'siz ama aynca Ecevıt'sız bir yeni hükümet için düzenlendi. Ve erken seçim kararı alındı; 0 seçimin gerekti- receği büyüklü küçüklü depremler yaşanarak dü- ne, yani 10 Eylül 2002'ye gelindi. 10 Eylül 2002 gününde TBMM'deki partilerin sayısı da mılletvekillerinin dağılışı da son elli yılın politik yaşamında görülmedik biçimde karmaşa ha- iinde bir tabloyu ortaya koyuyor. Transferler, dune kadar en aklı başında ve so- ğukkanlı olarak tanımladığınız mılletvekıllen için, sı- radan bir işlem olarak görüluyor. Taşlar her bakımdan yerterinden oynamış, kimi hükümet partilerinin sözcüleri bırbirlerıne ağza alınmayacak sozler ile tam bir kayıkçı kavgasını baş- latmışlardır. MHPsözcüsü Yahnici, Mesut Yılmaz için "dişıni gösteren sırtlan" deyımini kullanıyor; ote yandan aynı politıkacı Başbakan'dan, Adalet Bakanı'na ve savcılara Öcalan hamiliği suçlama- sı ile ağır hücumlar yaparak tansıyonu olabıldigın-. ce arttırmaktan geri kalmıyor. Dün, bu köşede MHP'deki eğilim yoklamasının neden olacağı olası gelişmelere değinmiştim. O ge- lişmeler, ANAP'taki baraj altı kalma kuşkulan ile bir-" leşerek 57. hükümetin kaderini etkileyecek bir bi- çim almaktadır. Ecevıt, Yılmaz'ın hükümetten çekilme çağnsını kabul etmeyerek, seçimler öncesinde bir genso- ru ile savaşımı TBMM kürsüsüne taşıma kararı al- dı. Öylece, sanıyorum ki kendi partisi içınden YTP'yi doğuran hareketin arka perdesini de açmak ve ki- mıleri ile hesaplaşmak için mükemmel birfırsatı kul- lanmak isteyecek. O görüşmeler sonunda belki de bu hükümet yi- ne sona erecektir. Çünkü görüluyor kı 57. hükümeti bozma çaba- lan ne zamandan ben açıktan yürütülmektedir.. Ya 3 Kasım seçimlerinin ertelenmesıni sağlamak? Hükümeti düşürme çabalarını, Irak'ta savaşa mek parmak katmış olmasına karşın ayıplamaya kalkışan olmuyorama, seçım ertelenmesi için se- naryo sahıplennin açıktan hareket yerine, dolaylı yollardan yürümeyi yeğlemeleri, nedensegörmez- likten geliniyor. Oysa, erteleme yerine Seçım Yasası'ndaki ba- raj engelinı ya tamamen kaldıracak ya da aşağı- lara çekecek gerçekçi bir girişim, hem daha onur- lu hem de yararlı sonuçlar doğurur. Siz bakmayın, öyle bir değişiklik yasası görüşü- lurken parlamento içinden ya da dışından bazı iti- raz sesleri elbette yükselecektir. Ama o seslerin sahipleri de salt bir farzı yerine getırmek amacı ile adeta inanmadıkları bir rolü oy- namak gereğinı duyacaklardır. Düzeltme: Dünkü yazımda Sayın Ömer Izgi'nin Türkıye Büyük Millet Meclisı Başkanı seçildıkten sonra Sayın Bahçeli tarafından kutlanmadığını yazmıştım. Sayın Bahçeli'nin kutlama görevini ye- rine getırmiş olduğunu oğrendiğim için bu yanlış- lıktan dolayı her ıkisinden de özür dilerim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt(a e-kolay.net Attilâ İUıan'Ja Kıiltiir Sorunsalı Gönülaerı Esemenii Söker Gönülden Esemenlı Söker, "Rüitür sonlnsalı * konusundakı altı yıllılz çalışmasına Attilâ Ilhan'ın "Aynatıırj IçinaeKİİer ' roman aizisıni Kaynatt peçmeKİe; nem yaKin tarinimizirı Dur)uvalaşına sürecini aydınlattî, nem de oteurlar içiıı nir eğitim yolculuğu lıazırlaaı. i www.bllgiyaylnevl.com.tr LQI VAVINEVİ Mafrutiyai Cad. No.46.-A Yenişahır - 06420/ANKARA T*l: (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks: (0-312) 431 77 $1 BİLSİ DAO1T1M Nariıbahça Sok. No:17, Kat:1, Cağılağlu - 343«0/İSTANBUL T.l (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Fak»: (0-212) 527 41 19 BİLCİ K1IABEVİ SaKarya Cad No:8/A Kızılay - 06420/ANKARA T«l: (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 43] 19 36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle