19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER SODEV: Ecevit çekilmeli • İstanbul Haber Servisi-Sosyal Demokrasi Vakfı < SODEV) Başkanı Ercan Karakaş, Başbakan Bülent Ecevit'ın «-ahatsızlığından dolayı ^îörevinin gereklerini yenni getiremedığini feelırterek bir an önce çekilmesi gerektığini savundu. Karakaş açıklamasında, siyasette yen doldurulatnayacak lcişi olmadığını belirterek "Parti içi demokrasinin işletildiği DSP'de sorumluluk Ecevitler'dedir" dedi. Abanoz'a yeni dava açıldı • İstanbul Haber Servisi - Eski istanbul Emniyet Müdürü Kâzım Abanoz ile 4 eski müdür yardımcısı hakkında, 'lojman tahsisi sırasında görevi kötüye kullanmak' suçundan dava açıldı. istanbul Cumhuriyet Savcısı Yılmaz Ku>r umcu tarafindan hazırlanan iddianamede, istanbul Emniyet Müdürlüğü Lojman Tahsıs Komisyonu üyeleri olan eski emniyet müdür yardımcılan Nizamettin Bayındır, Ahmet Uzunçakmak, Orhan Yaman, Inci Aksoy ve Abanoz'un 1 ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptınlmalan talep ediliyor. Aytekin'in oğlu tutuklandı • TEKİRDAĞ (AA) - ÇevTe Bakanı Fevzi Aytekin'in oğlu Gönenç Aytekin'in (21) Tekirdağ Atatürk Bulvan'ndaki ışıklı kavşakta çarptığı yaya Ismail Üçkan hayatını kaybetti. Gönenç Aytekin tutuklandı. Olaydan sonra gözaltına alınan Gönenç Aytekin, sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak Tekirdağ Kapalı Ceza ve Tutukevi'ne konuldu. Fevzi Aytekin, "Kazada oğlum 8'de 3 suçlu bulundu. Mahkemeye çıkacak. Takdir hâkimindır" dedi. PEN'den fischer'e çağrı • FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası PEN Örgürü, Federal Almanya Dışişleri Bakanı Joseph Fıscher'e bir çağn yaparak Türkiye'de yazdığı ve yayımladığı bir kitap nedeniyle hakkındaki hapis cezası kesınleşen Melih Pekdemir'in siyasi sığınma başvurusunun kabul edilmesi için devreye girmesini istedi. Acıl eylem çağnsı yayımlayarak Pekdemir'in durumunu uluslararası kamuoyuna da duyuran örgüt, karan kınayarak ıptal edilmesini ıstedı. Hizbullah davası • DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şeriatçı terör örgütü Hizbullah ana davasında yargılanan Mehmet Veysi Özer. dün Diyarbakır 3 No'lu DGM'deki duruşmada işkence gördüğünü öne sürdü. Duruşmada, Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğu İstanbul Beykoz'daki operasyonda yakalanan Edip Gümüş ve Cemal Tutar'ın da aralannda bulunduğu tutuklu 20 sanık hazır bulundu. Mahkeme heyeti, sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesı için duruşmayı erteledi. Yılmaz, AB tıkanıklığmı aşmaya yönelik 'B planı'nı kurmaylanna anlattı Son çareyeni hükümetSERTAÇ EŞ ANKARA - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Mesut Yıhnaz, hükümette- ki AB tıkanıklığını aşmaya yö- nelik yeni hükümeti de içeren "BpJanrru kurmaylanna anlat- tı. Yümaz, eylül ayında ölüm ce- zasının geçirilmesınin ardın- dan, AB'den teşvik edici ve şart- lı bir karar çıkabileceğini bildir- di. Yılmaz, oluşacak olumlu ha- va ve kamuoyu desteğine kar- şın MHP'nin direnmeyi sürdür- mesi durumunda da yeni bir hü- kümet arayışına gidilebileceği- ni kurmaylanna anlattı. Başba- kan Bülent Ecevit'in hastalığı- nm ardından DSP'nin parça- ÖZİC3n'İ3 anlSŞtl Savi ANAP lideri, eylül ayında ölüm cezasının geçirilmesinin ardından AB'nin Türkiye'ye teşvik edici ve şartlı bir tarih verebileceğini söyledi. Bu durumun olumlu biı kamuoyu oluşturacağını belirten Yılmaz, MHP ile uzlaşmazlığın sürmesi durumunda ise yeni bir hükümetin kurulabileceğini kaydetti. Yılmaz'ın uzlaşmazlık durumunda Hüsamettin Özkan'la yeni hükümet için anlaştığı iddia edildi. lanma olasılığının AB ile ilgilı hsinin Başkanlık Dıvanı top- yönünde olumlu bir kamuoyu gelişmelere ters etki yapacağı- nı da söyledi. Başbakan Bülent Ecevit'in zirvede ortaklanna yaptığı ve Yılmaz'ın Başkanlık Divanı üyelerine aktardığı, "Ko- alisyon 2004 seçimlerinden son- ra dasürmdi" önerisi ANAP'lı- lar tarafindan gülümsemeyle karşılandı. Başbakan Yardımcısı Yıl- maz, MHP ile ANAP arasında yaşanan AB nkanıklıgının aşıl- masına yönelik "BpJanTnı par- lantısında kurmaylanna anlat- tı. Yılmaz, eylül ayına kadar uzlaşmazlık konulan üzerinde- ki tartışmalan soğutacaklannı. TBMM'nin olağanüstü toplan- masınuı ardından ölüm cezası- nın çıkanlacağını dile getirdi. Yılmaz, daha sonraki süreçte or- taklar arasuıda uzlaşma şansı- nın zorlanacağını, AB'nin Tür- kiye'ye yönelik teşvik edici ve şartlı tarih vermesi durumun- da düzenlemelerin çıkanlması oluşacağını kaydetti. Yılmaz şöyle konuştu: "AB, ilerleme raporunun haarlanmasından sonra veya son olarak Kopen- hag Zirvesi'nde 'Kültürel hak- lara ilişkın düzenlemeler çıka- nlırsa tam üyelik müzakerele- ri için tarih veririz' diye bir ka- rar çıkarabflb: Bundan sonraka- muoyunun desteği de bu yönde ohır. Bu süreçte MHP'nin ikna olacağını düşünüyorum. Bu or- tamdada MHP'yle mutabakat sağlanamazsabakarsıınzbaşka hükümet kunıhır." Yılmaz'ın uzlaşmazlık du- rumunda DSP'li Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Öz- kan ile yeni hükümetin ku- rulması konusunda anlaştığı da iddia edildi. Toplanhda söz alan Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Çakar, koalisyon protokolün- de yer alan sözlerin yerine ge- tirilemediğini, ANAP'ınhükü- metteki konumunu gözden ge- çirmesi gerektığini söyledi. Bu- nun üzerine Yıbnaz, AB kadar ekonomik programın da acili- yet taşıdığını "çeküme" tartış- malannın olumsuz etki yapabi- leceğini söyledi. ' W HARFİ TARTIŞMALARI ' Atatürk de kullaııdı 9 DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Nevruz resepsiyonu da- vetiyelerinde, "W m kul- lanarak 6 kişiyle birlik- te Dernekler Yasası'na muhalefet ethği gerekçe- siyle yargılanan Insan Haklan Derneğı (İHD) Diyarbakır Şube Başka- nı Osman Baj demir, "İn- ternettewww.ohaLgov.tr adresine girenler her gün bu suçu iştiyDr" dedi. Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesinde- ki duruşmada, tutuksuz yargılanan İHD Diyar- bakır Şube Başkanı Bay- demir ile yönetıciler Reyhan Yalçuıdağ, Pi- rozhan Doğrul, Meral DanışBeştaş-Selahattin Denıirtaş \ e Abdulka- dirAydm hazır bulunur- ken sanık Fikret Sara- çoğlu katılmadı. Mah- kemede söz alan Bay- demir, Nevruz'un yöre- de "NeCTTOz" olarak ifa- de edildiğini ve özel bir ismi orijinal haliyle yaz- dıklannı belirterek "Da- vetiyelerde'W' harfıni kuDanmakta aynca bir kasümız yoktu" dedi. Sanık avukatlanndan MuharremErbey, Der- nekler Yasası'na muha- lefetin söz konusu ol- madığını ileri sürerek "Davetiyede kullanüan dü, Türkçedir. YV harft- nin kullanmuna getince, insanlar bu sesi kullaru- yor. Aynca, harf devrimi sırasında Mustafa Ke- mal Atatürk Latin harf- lerinitanıbrkenkaratah- taroyazdığıiIkharfdeVV harfıdü-" diye konuştu. Duruşma, gelmeyen bir sanığın dinlenmesi için ertelendi. 'Türkçeyi bozuyor' SHP Genel Başkanı Karayalçın, TÜGİAD Başkanı Murat Sarayh ve beraberindeki heyetfe görüştü. (AA) Yasal düzenlemelerle seçim ittifakına olanak tanınmasını istedi Karayalçın SHP'ye çağırdı ANKARA (ANKA)- Türk Dil Kurumu (TDK),sonyıllardasık- ça kullanılan yabancı sözcüklerle birlikte gün- deme gelen q. x ve w harflerinin Türk alfabe- sine alınmasına ilişkin tartışmalara son nokta- yı koydu. TDK'ye gö- re Atatürk'ün de karşı çıktığı q, x ve w harfle- rini alfabeye almak Türk diline yarardan çok za- rar getirebilir. TDK yetkilileri, son yıllarda Türk diline gi- ren her yabancı sözcük için özel harf kullanma girişiminin pek çok zor- luğu da beraberinde ge- tireceğini savunuyor. Türkçede, ilkokula ye- ni başlayan bir çocuğa q, x, w harflerini örnek verecek sözcüklerin bu- lunmadığına dikkat çe- kihrken yabancı sözcük ile gösterilecek örnek- lerin de yararlı olmaya- cagı saMmuluyor. Türk- çede kullanılan her ya- bancı sözcük için özel harf kullanılamayaca- ğını kaydeden yetkili- ler, Arapça gibi diller- de bir harfin birden çok kullanımı olduğuna, an- cak hiçbir dilde alıntı sözlerdeki farklı harf- ler için o dilin alfabesi- ne yeni bir harf eklen- mediğine dikkat çeki- yor. Yetkililer Ata- türk'ün de bu harflerin Türk alfabesine ahnma- suıa karşı çıknğını hatır- lattı. ANKARA (CumhuriyetBüro- su) - SHP Genel Başkanı Murat Karayalcm, Seçim ve Siyasi Par- tileryasalarmın değiştirilerek "se- çim öncesi koaüsyonlann kunıl- masına olanak sagjanmasını" is- tedi. Sol ve sosyal demokrat par- tilerin ittifak içine girmesi ge- rektiğini savunan Karayalçın, bu düşünceyı destekle- yenleri SHP içinde yer almaya çağırdı. Karayalçın dün Türkiye Genç Iş Adamlan Derneği (TÜGİAD) Başkanı Murat Sarayh ve beraberindeki heyetle görüştü. Karayalçın. ko- nuşmasmda, borçlanmanm ma- liyetine dikkat çekerek faizlerin 20 puan yükselmesinin Türki- ye'nin önüne 450-500 trilyonluk bir ek yük koyduğunu söyledi. TOBB 'nin açıklamasına deği- nen Karayalçın, Türkiye'nin önünde "vahim bir tabk>" oldu- ğunu kaydetti. Güçlü ekonomi- ye geçiş programının ekonomi- yi her türlü şoktan korumayı amaçladığını, ancak bunun ger- çekleşmediğini anlatan Karayal- çın, "Bütün bekknriler hüküme- tin çekttmesi ve Türkrve'nin seçi- me gitmesiyle ilişkilendiriliyor. Ancak sadece siyasi boyut yok. Programuı da gözden geçirüme- si gerekiyor'' diye konuştu. Karayalçın, seçim ittifaklan- {jüçlü ekonomiyegeçişprogramının yeniden gözden geçirilmesigerektiğini belirten SHP lideri Karayalçın, borçlanmanm maliyetine dikkat çekti. Karayalçın, faizlerin 20puan yükselmesinin türkiye'nin önüne 450-500 trilyonluk bir ekyük koyduğunu söyledl na ilişkin görüşünün sorulması üzerine, Avrupa'da olduğu gibi se- çim ittifakı kurumunun Türki- ye'ye de kazandınlması gerekti- ğini söyledi. "Temsflde adaietw yönetimde istikrar'' kavramlannın eşzaman- h olarak sağlanması gerektiğini, ancak bugüne kadar uygulanan yöntemlerle bunun gerçekleştiri- lemediğini belirten Karayalçın, Seçim ve Siyasi Partiler yasala- nnın değiştirilmesini istedi. Karayalçuı, ortak bir program ve ortak bir başbakan adayıyla partiler arasında ittifak yapılma- sını önerdi. "Sol vesosyaldemok- rat partûer böyle bir ittifak içine gÜTneB" diyen Karayalçın. bu düşünceye destek veren herkesi SHP içinde yer almaya çağırdı. Murat Karayalçın, yasal dü- zenleme olmadan ya- pılan ittifaklann başa- nlı sonuçlar verme- diğini, bu uygulama- lann yalnızca birile- rini Meclis'e sokmak için yapılan ittifakla- ra dönüştüğünü söyledi. TÜGİAD Başkanı: Kaybedecek dakika bOe yok TÜGİAD Başkanı Sarayh eko- nomik istikrann tümüyie siyasi is- tikrara, siyasi istikrann da Başba- kan'ın sağlığına endekslendiği- ni belirtti. Türkiye"nin içinde bu- lunduğu günlerde dakika bile kay- betmemesi gerektiğini vurgula- yan Saraylı, siyasi istikrara ge- reksinim olduğunu kaydetti. IRMIKIAYDIN ENGİN [email protected] Başlıktan belli. Konumuz: Kıb- ns. Kuzey Kıbrıs. Hayır AB-Kıbrıs ilişkisi değil. AB Komisyonu'nun genişleme- den sorumlu üyesi Günther Verheugen'in çözümü mü, çö- zümsüzlüğü mü kışkırttığı pek de belli olmayan açıklamaları filan da değil. Büyük umutlar bağlanan, altı ayda bir sonuca varılacağı umulan Denktaş - Kterides göruşmelennin birar- pa boyu bile yol alamadan ha- ziran sonuna ulaşılması da de- ğil- AB'nin ekim ayında yayımla- nacak "Genişleme Raporu"nda Güney Kıbns'ın, hem de bütün adanın tek ve meşru temsilcisi olarak tam üyeliğine giden yo- lun önü açılırsa ne olacağı da de- ğil. Aralık ayında toplanacakAB Kopenhag doruğunda Kıbrıs, 2004'te tam üye olacak ülkeler arasında yer alırsa kopacak kı- zıtca kıyamet hiç değif. Bu yazının konusu Kıbrıs. Ku- zey Kıbrıs. Orada yaşayan ve sayılarının 120 bin olduğu varsayılan Kıb- ns Türkleri. Lefkoşa - Magosa - Girne Bu köşede Kıbns kördüğümü- nün "ver kurtul, sat kurtul" ya da "Türkiye'ye ilhak" gibi yön- temlerle çözülmesinden yana tek satır yazılmadı. Türkiye dış politikasının bu en süreğen (kro- nik), en çetrefilli sorunu üstüne önerilen karman çorman çö- züm formüllerine bir "formül daha" katma yoluna hiç gidil- medi. Ama iki nokta da. kimilerin- den gelen düzeysiz eleştirilere, hatta sövüp saymalara da pa- buç bırakılmadı ve inatla, ısrar- la "Kıbns Türklerinin geleceğı- ne Kıbns Türiderinin karar ver- mesi" hakkı ve ilkesi savunul- du. Bugün de öyle yapılacak. Bu konuda farklı düşünen, Kıbrıs Türklerinin, bir an önce AB'ye kapağı atıp refaha, aşa, işe kavuşmak uğruna "milli" duygulardan nasipsizleştiklerı yargısını besleyenler yazının de- vamını okumasalar da olur. Biz, okumaya devam eden- leriçin sürdurelim. ••• "Kıbns Türklerinin geleceği- ne Kıbns Türkleri karar verme- lidir" ilke ve hakkını savunmak- ta demokrasiye saygımdan, halklann ıradelerine koşulsuz saygı gösterilmesi gereğine inandığımdan, ısrarlıyım. Evet Kuzey Kıbns'ın geleceğine Ku- zey Kıbnslı Türkler ve sadece on- lar karar vermelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikası oradakiTürkterin istek, dilek vetercihlerinin somutlan- ması, gerçekleşmesi hedefine yardımcı olmaktan ibaret bir çiz- gi izlemelidir. Gel gör ki "vermelidir, izle- melidir" diye biten son iki pa- ragraf gerçekle çelişiyor. Kuzey Kıbns'taki Türklerin yönelimle- ri, gelecek tercihleri ile Türki- ye'nin dış politikası tam olarak örtüşmüyor. KKTC'de (hanı şu Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi belgele- nnde bağımsız devlet olarak ni- telenen ve tanınan KKTC'de) haziran ayının son günü yerel se- çimler yapıldı. Seçim, kolayca anlaşılabilecek özel ve özgül nedenlerte. kentlerin ve belde- lerin belediye başkanlarının be- lirleneceği bir yerel seçimden çok, ama çok farklı bir düzlem- de yürüdü. Iktidardaki Ulusal Birlik Partisi'nin ızlediğı politika- nın test edildiği bir referandum niteliği kazandı. Seçimlen de iktidar partisi de- ğil, Kuzey Kıbns'ın siyasal are- nasının "so/"da yer alan partile- rinden Cumhuriyetçi Türk Parti- si (CTP) kazandı. Burada oy oranlan ve yüzde- leri üstüne incelikli değerlendir- melerin yeri de yok, anlamı da. Küçücük Kuzey Kıbrıs'ta üç ana kentte, Gime, Lefkoşa, Mago- sa'da CTP'nin zaferi kesin. Kıb- rıs'ı iyi bilmeyenlerıçın biripucu: Türkiye'de Ankara, İstanbul, Iz- mir belediyelerini kazanan parti ileŞereflikoçhisar, Vakfıkebir, Lü- leburgaz, Şırnak yerel seçimle- rinı kazanan partiyi nasıl karşılaş- tınr ve bu seçimin sonucunu na- sıl değerlendirirsiniz? Kıbns'ta- ki seçimde de üç aşağı beş yu- kan aynı teraziyi kullanabilirsı- nız. CTP'nin ve onun da solun- daki partilerın Kuzey Kıbns'la il- gili gelecek tercihleri, ne iktidar- dakı Ulusal Birlik Partisi ile ne de Türkiye Cumhunyeti'nin Kıbrıs politikası ile örtüşüyor. örtüşme- dıği gibi çok derin ve ciddı ay- rımlar içeriyor. Pekı şimdı ne olacak? Kuzey Kıbnslılar farklılıklar gös- teren gelecek tercihlerini Türki- ye'nin dış politikasına uyumlu kılmak için değiştirecekler mi; yoksa Türkiye, Kuzey Kıbnslı Türklerin isterieri doğrultusunda Kıbrıs politikasında değişiklikler mi yapacak? ••• Galiba Brecht'indi. O kıskanı- lacak düzeydeki siyasal mizahı anımsıyor musunuz? "Bu halk, bu parlamento ile ters düşüyor. Halk derhal feshe- dilmelidir!" Kıbns'ta böyle bir kara mizah yaşanmaz herhalde. POLTltKA GÜIVLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Şerul'da Beklemek... Şerul küçük bir kent... Burada herkes bırbirini tanır!.. Yurdagül'ü de yediden yetmışe herkes tanıyor- du... Yağmur ansızın bastırdı... Caddelerde oluk gibi sular aktı... Hasan Özkılıç'ın 'Şerul'da Beklemek' adlı ki- tabı Can Yayınlan'ndan çıktı... On üç öykü var kitapta... Birden 196O'lı yılların sonlarına gittim... Tuzluca, Aras Nehri, Karakale Sınır Kapısı... Erivan'ın ışıklarını görür gibi oldum bir yaz akşamında... Sanki eski biralbümun arasında kalmış, rengi uç- muş fotoğraflara bakıyordum... Iğdır'ı düşündüm, Tuzluca'nın o toprak ana cad- desindegezindim... Kaıiı geceieri, sisin, kırağının eksik olmadığı gün- leri anımsadım... Benim de bildiğim bir kent, ancak böyle anlatı- labilirdi: "O kentin en şenlikli yeri Aras Sineması. Kent elektriğe hasrettir; öyle caddelerini, sokaklarını doya doya aydınlatamaz. Oraya elektrikyalnız ak- şamlan birkaç saat jeneratörie verilir. Aras Sine- ması kendi başının çaresine bakar. Karda buzda donmaktan canı çıkrnış bir eski jeneratörie ken- dini aydınlatır, filmlenni gösterime sunar. Sinema- nın önünde, jeneratörün çalışmasını tir tir titreye- rek saatlerce beklediğim olur. Bir Yılmaz Güney filmi izlemek için kaç kez çalışmayan jeneratöre bastım küfrü, kaç kez içimden yalvardım; çalış, ça- lış diye. Aras Sineması'nın makinistinibilmeyen, tanıma- yan yoktur. Adı Alican. Onun yaşını tahmin etmek güçtür. Hem gençtir Alican hem de yaşlı; Aras Si- neması gibi. Sinema ile biriikte doğmuştur sanki. Her sabah, eksi bilmem kaç derece soğukta je- neratörü çalıştırmak için ne çok ter döker. Altın- da mazotyakar. Yılmaz Güney afişte, 'Aç Kurtlar' filminde onu seyreder. Hadibitirşu işi Alican, der sanki; bak çocuklar dondu soğuktan, yüzleri göz- leri mosmor oldu." • • • öyküyü okurken Iğdır çarşısında dolaşıyor gibiy- dim... Kış müthiş olmazdı Iğdır'daL Kış, Kars'ta kendinı gösterirdi!.. Kar sokaklan örttüğünde ana caddedeki Hıdır'ın Kahvesi'ne sığınırdım. Sonra fotoğrafçı Kemal'e uğrar sohbet ederdim... Kemal Akbulut, 1971 ve 1980 sonrasında acı- lar çekmişti... Kaç yıl önce öldü Kemal anımsamıyorum... Oralarda yaşamlar hep aynıydı... Doğu'nun ıssız ovalarında hüzünlü insanlar ya- şardı... Hasan özkılıç onlan anlatıyor okurlarına... Peki ya Yurdagül'ün öyküsü kimi anlatır? "önce kocalan, oğullan, babalan gitti çalışma- ya Iğdır'a, Trabzon'a, İstanbul'a; ardından kadın- lan, kızlan. Erkekleri inşaatlarda, tarlalarda karın tokluğuna çahşmaya gittilen kadınlan, kızlan ba- , ra, pavyona. sokağa, kendilerini satmaya. Allı kır-, mızılı gıttiler kadınlar, bütün Şerul biliyordu, git- tiklenyerde kendilerini satuklannı; bilmezden ge- liyordu. Akıllan almıyordu olanlan. Geçmiş, çok uzakta kalmıştı. Yurdagül, kaldırımda yürüyordu, dalgın, kendi- ni yitirmiş. Sabahtan kaç kez aynı yolu bir çarşı- ya, bir evine gidip gelmişti, anımsamıyordu. Bir geceyidaha uykusuz, karabasanlarla geçirmiş- ti. Annesi, her gün olduğu gibi o gün de ondan önce ayaktaydı. Birden odasına girmiş, 'Kalk, kalk!' diye bağırmıştı. 'O senin erin adam olsaydı, seni biraz sevmiş olsaydı gelir, benim kanm aç mı kaldı, kötü yola mı düştu diye sorardı. Sen daha bekle gelecek diye, bekle! Ne olacak sonumuz? Bu damın altında öleceğiz acımızdan. Git! Git ara, sor bir iş bul!.. Ne günlere kaldık!' O, öyle suskun, solgun bakmıştı annesıne. Kadın odadan çıkmış, dışanda, balkonda, sessiz sessiz ağlamıştı. Na- sıl çözüm bulacaktı? Kime gidecekti?" ••• Hasan özkılıç'ın öyküleri Doğu gerçeğini anla- tıyor... Tıpkı Sabahattin AN, Orhan Kemal, Sait Faik, FakirBaykurtgibitoplumsal bir olguyu, küçük in- sanlann yaşamını tüm çıplaklığıyla gözler önüne se- riyor... Okudum ve büyük tat aldım!... hikmet.cetinkayaifcumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hazine'nin müdahilliğine karar verildi ÖrümcekAğı'nda 1 sanığa tutuklama ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara 2NoluDGM,hayaliih- racata ilişkin yürütülen soruşturma kapsamın- da açılan "Örümcek Ağı Operasyonu" da- vasında, tahliye ve gö- revsizlik karan veril- mesi istemlerini reddet- ti. Mahkeme, 1 sanığm gıyaben tutuklanması- na ve Hazine'nin müda- hilliğine karar verdi. Davanın dünkü du- ruşmasma 5'i tutuklu 11 sanık katıldı. Du- ruşmada Hazine avu- katlan da hazır bulun- du. Hazine avukatlann- dan Müjgan Aytemiz'in taleplerini özetlemesin- den sonra, cumhuriyet savcısının da görüşü doğrultusunda, suçtan zarar görmesi ihtimali- ne göre Hazine'nin da- vaya müdahil olarak ka- hhTiasına karar verildi. Davanın öğleden sonraki bölümünde sa- nık avukatlan, görev- sizlik karan verilmesi ve tutuklu sanıklann tahliyelerini istedi. Cumhuriyet Savcısı Hamza Keleş, sanık avukatlannın görevsiz- lik karan verilmesi ta- leplerini reddederken, savunmalan alınama- yan 10 sanığın gıyaben tutuklanmalanm iste- di. Keleş, tahliye istem- lerinin de reddedilme- sini talep etti. Duruşmaya verilen aradan sonra Mahke- me Başkanı Hüseyin Eken, görevsizlik is- temlerinin reddedildiği- ni açıklayarak sanıklar- dan K. Halfl Keisi'nin savunmasının alınma- sı için Ceza Muhake- meleri Usulü Yasası'mn 223. maddesine göre gıyaben tutuklanması- nın kararlaştınldığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle