25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Ü13 a. 3 E S PamMantıiOyMr battiantş... Baiaâu ĞtğişürsatenS: Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Sefctronik posta: derazsomecumhuriyetcom.tr - Ecevit iyi beslenmiyormuş.. "Halkını ömek alıvorduri" Süzme Uzun yıllardır Topkapı Sarayı Müzesi'nin içinde çalısan Konyalı Lokantası'ndan bir ilgili, yolu elektrik idaresi BEDAŞ'a düşmüşken yem bir elektrik faturası varsa ödeme yapmak istiyor... iyi niyetli bir girişim... Ne ki Konyalı Lokantası'nın elektrik aboneliği bulunamıyor... BEDAŞ, kısa bir araştrmadan sonra ne olup brttiğini ortaya çıkartıyor... Meğer, Konyalı Lokantası, Topkapı Sarayı Müzesi'nin elektrik sayacından süzme sayaçla elektrik kullanıyor ve kullandığı elektriğin bedelini de müze yönetimine ödüyormuş... Ancak konu bu kadar basit değil... Çünkü müzelerin tükettiği elektriğin birim fıyatı başka, ticari işletmelerin tükettiği elektriğin birim fıyatı başka... Müzelerde elektrik daha ucuz; arada neredeyse dağlar kadar fark var... BEDAŞ, gerekli tutanaklarla durumu saptıyor ama uzun yıllann fatura farkı kime ve nasıl kesilecek belli değil. K aradeniz Ereğli, Karadeniz'deki sayılı doğal limanlardan biri... Kıyıda oturup güneşin de- nizden batışını seyrederken, yön duygunuz 1 karmakanşık oluyor; kuzey sandığınız ufuk hattının batı olduğunu anlıyorsunuz... Zonguldak'ın ilçesi Karadeniz Ereğli, Anadolu'ya geniş bir yay oluşturarak kuzeyden bakan kıyı şeri- dınde kurulmuş... Kıyının doğal yapısı uzun mendireklerle büyük bir limana dönüştürülmüş... Ereğli Demir Çelik Fabrika- sı da bu limanın bir köşesinde... Limanın bir başka köşesi ise balıkçı barınağı... Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, limanı kucaklayan kıyıda üç kilometre yürüyüş yolu açmış... Yolu çiçeklerie bezemiş... Tarihi çınarlann al- tında ahşap kahvehaneler... Çınaraltında köpüklü kahvelerini yudumlayan yaş- lılar sohbeti koyulaştımnış... Kahvedeki gençler, kız- erkek masalan doldurmuş oyun oynuyor... Ereğli'deÇocuklar, kocaman satranç alanında yarı boylan kadar piyonlarla hamle yapıyor... Ereğli bir Avrupa kentinden farksız... Balıkçı barınağı da öyle... Mezbelelik ortadan kaldınlmış... Balıkçılara ağlarını örebilecekleri alanlar, depolar yaratılmış... Balık satışı için küçük dükkânlar hazır- lanmış... Balıkçılar için sosyal tesisler düşünülmüş... Sosyal tesislerin halktarafından da kullanılması plan- lanmış... Satın aldığınız balığı sosyal tesiste pişirtip yiyeceksiniz... Yani balıkçı lokantası... Bahkçıların sosyal tesislerinin yanında bir alan ya- ratılmış, gençler kendi aralannda kurdukları müzik grupları ile konser veriyor... Bir başka köşede paten sahası... Bisiklet yollan... Yol kenarlannda ağzınızı açıpdüğmeyebasıncafışkıraniçmesuyu...Ereğli'nin Avrupa kentlerinden eksiği yok fazlası var. Iskelenin ucunda Şehir Hatları Işletmesi'nin Istan- burdaçürüğeçıkarttığıAtaköy vapuruduruyor... Be- lediye, Ozelleştirme idaresi'nden açık arttırma ile Ata- köy vapurunu satın alıp Ereğli'ye getirmiş... Restore etmiş; yaz kış kullanılabilecek şekilde dört katlı res- toran ve kafeteryaya dönüştürmüş... Yakında bir so- kak, trafiğe kapatılıp "sanat sokağı"na dönüştürüle- cek. Ereğli, Türkiye'nin ötesindebirçağdaşlıkyaşıyor... Işte bu yüzden Zonguldak Valisi Ismet Metin, ba- lıkçı bannağındaki sosyal tesislerin yıktınlması için ka- rarçıkartmış... Iskeledeki Ataköy vapurunun kaldınl- ması da bir başka karar... Vali haklı... Mevzuat hazretleri böyle diyor... Üste- lik, yerel yönetimin halkla bütünleşmesinden rahat- sız olan yerel siyasiler de böyle istiyor... Karadeniz Ereğli, Türkiye'ye fazla geliyor! SESSÎZSEDASIZ(l) Siyasi komplonunbelgesi Devrek'tençıktı Zonguldak Devrek'te sosyal demokrat dünya görüşü ile tanınan llçe Tarım Müdürü Adil Örenli, tam 10 kez görevinden alınmış ve her seferinden yargı kararıyla görevine dönmüştü... Örenli artık emekli... Ancak... Adil örenli en son Diyarbakır Dicle'ye sürüldüğünde Devrek'teki göreviyle ilgili olarak hakkında dava açılmıştı... Bu davaya örenli emekli olduktan sonra başlandı... Ama nasıl bir dava! örenli'nin yerine MHP'ye yakınlığı ile tanınan Mehmet AN Çakmak atanmış ve ardından Ankara'dan kalkıp Devrek'e gelen Tarım Bakanlığı müfettişleri Örenli hakkındaki bir dizi iddiayı soruşturmaya başlamıştı... Iddialarla ilgiii olarak özellikleillçe tarım müdürlüğündeki şoförlerin ifadeleri alınmıştı... Bu iddialardan bir kısmıyla da dava açılmıştı... Davanın ilk duruşması geçenlerde yapıldı... Ama duruşmada hiç hesapta olmayan bir belge ortaya çıktı... Belge, bir kağıt parçasıydı... Ve bir veteriner hekim olan Mehmet Ali Çakmak'ın bir ilaç şirketinin not kâğıdına el yazısıyla yazdığı talimatlan içeriyordu... Notta toplam altı talimat vardı ve Örenli aleyhinde ifade verecek şoförlerin müfettişlere neler anlatması gerektiği yazıyordu... Böylece Türkiye bir siyasi komplonun belgesiyle de tanışmış oluyordu! Ne Tatili?.. TÜRKER ERCAN Mimar Ansiklopedi ve sözlüklerde ta- til sözcüğünün karşılığı, "Yasa gereği, yoğun çalışmalardan yo- rulan kişilere verilen ara dinlen- ce, çalışmaya ara verilen süre" olarak belirleniyor. TBMM üyele- rinin "tatıle girdik" deyip, biror- taokul öğrencisi neşe ve heye- canıyla Meclis'i terk etmelerini siz nasıl karşılıyorsunuz? Mem- leketin, Cumhuriyet tarihinde ilk kez görülen böyle bir perişanlığı halkın, çalışanların, üreticinin acıklı durumu ortada iken, her türlü katkı ve fedakârlık yalnız a- ma yalnız emekçi kesimden beklenirken, hükümetin bir eli Türkiye aleyhıne verilen tavizleri halka cici gösterme çabasında, diğer eli çalışanın cebindeyken bu kişilerin gönül rahatlığı ile ta- tile çıkmalarını ciddiyetin, bürok- rasinın, samimiyetin hangi öğe- sıyle bağdaştırabilirstniz? Onları, haklarını savunmak, haklannı aramak gayesiyle san- dıktan çıkanp o kutsal çatı altına gönderen halk, bu kişilere "Ne yaptınız ki tatil yapıyorsunuz?" diye sormayacak mı? Evet beyler... Ne yaptınız da yoruldunuz ve bir tatili hak etti- ğinizi mi sanıyorsunuz? TBMM'de son otuz yıldır sizi seçip oraya gönderenler lehine birtek kanun, birtek karar çıkar- dınız mı? Gümrük birliği ne gös- terdi ki AB ne gösterecek. AB için halkın göziine güzel görün- mek gayesiyle uydurduğunuz yalanlar yatsıya kadar dayana- cak mı? RTÜK Yasası ortada, Vakıflar Yasası ortada, gülünç asgari ücret ortadayken "faf/7e gittiğinizyöre"\erde halkın karşı- sına ne yüzle çıkacaksınız? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Yurdumuzun petrol, bordahil tüm zenginlikleri batan geminin malları hesabı, kurtlar sofrasına sürülüp arsızca pazarlanırken, Türkiye'de hayvancılık ithalatçı altı şirket yararına katledilirken, doğalgaz oyunları bir türlü halka açıklanamazken, Türkiye gene- linde sekiz barajın faaliyetlerine aniamsızca ve nedensiz son ve- rilirken, doğalgaz-benzin-ma- zot-tüpgaz fiyatlan devamlı bir- birieriyle yarıştayken, sizler han- gi çabayı gösterdiniz (parmak kaldırıp indirmek haricinde), ne hak ettiniz? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Sokaktaki vatandaş, perişan vatandaş.. yani sizleri, haklarını, çıkarlarını korumanız ümidiyle seçip oraya gönderen vatan- daş... Sizden haklı beklentileri olan vatandaş... Sizi sırtında ta- şıyan vatandaş; Atatürk'ün kut- sal mücadelesini verdiği Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde değil, Türkiye mafyası yöneti- minde yaşadığına inanırken, gaz-şeker-tüpgazfiyatlarına haf- tada iki kez zam gelebiliyorken, siz hangi vicdanla, siz hangi yüz- le, siz hangi hakla böyle bir ka- rar alabiliyorsunuz? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Aslında gayeniz sizi seçip ora- ya gönderenlere hizmet değil, kendinize yeni çıkar kapıları açıp yem çıkar yollan yaratmaktı. Za- ten kıyak emeklilik" davasında gösterdiğniz insan üstü başarıy- la da bunu gayet güzel ispatla- dınız. Tatili hak etmeniz ve yor- gunluk atma gereğiniz sadece bu konuda haklı görülebilir. Pe- ki bunu, sizi seçip oraya apayn gerekçelerle gönderenlere nasıl izah edeceksiniz, orada da yine şu soru bir tokat gibi yüzünüze inmeyecek mi? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Memleket içinde en az sizler kadar kendinden emin, becerile- rinden mutlu, goğsünu gere ge- re dolaşan, görevlerini yerine ge- tirmiş bir militan ruhuyla TV'leri kanal kanal dolaşıp elçi sıfatına yakışmayan kıyafet ve diliyle Türkiye'yi, görevine bağlı Türk bürokratlannı yargılayan, yerden yere vuran bir kadın var. İlk e- mail oyunlan ve topluma haka- retleri ortaya çıktığında hepiniz, "kükremiş sel g/b/"ydiniz ve "bendimi çiğneraşanm" diyor- dunuz... Neoldu... Konuşmalar, sözler, yaygaralarbirden unutul- du... Ama onu öven satılmış ka- lemler ve kişiler halen icraatlan- nı sürdürüyorlar ve sizler tatılde karar kılıyorsunuz. Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Bugün milletvekili olarak içı- nizden kaç kişi göreve başlar- ken laik Cumhuriyet için ıçtiğiniz andı hatırlıyor ve gereğini yerine getiriyor... O andın gereğini yeri- ne getirebilecek bir kişi tatil dü- şünebılir mi? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Görevini yapmış kişilerin hu- zur ve gururuyla tatile çıkan elit ve yorgun beyler Ispanya/Sevil- la'da alınan son kararlardan. bu kararların yarın karşımıza tam anlamıyla bir "pandoranın kutu- su" şeklinde çıkacağından kaç tanenizin haberi var. Bunun ön- lemlerini aldınız, gerekli irdele- melerini yaptınız mı? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Memleket dahilinde iktidara sahip görünenler, kendi beden- lerinin, kendi gruplannın ıktidan- na sahip olamazlarken para, şahsi çıkar, satılmışlık en yüce değer haline dönüşürken, defte- rinde "fedakârlık sözcüğü" bu- lunmayan sizler halkın tüylerini diken diken yapan bir karan kım- seyi umursamaz bir tavıria alabi- liyorsunuz? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Türkiye'de uyuşturucu bağım- lılık yaşı 15, sigaraya başlama yaşı 7 oluyor. Bütün dünyaya Kurtuluş Sa- vaşı'yla "bağımsızlık mücadele- s/"ni öğreten, tanıtan Türk ulusu- nungünümüzdekisözdetemsil- cileri Türkiye'de adam kalmamış gibi Amerika'dan Türkiye'yi ida- re için özel adam ithal edip Tür- kiye'yi IMF'ye teslim ediyorlar. Yine birkaç şirketin yararına Tür- kiye'deki binlerce insanın ekmek kapısı olan şekerfabnkalannı ka- patıyorlar ve yorgunluk gerekçe- siyle tatil karan alıyorlar. Bunlar az iş değil öyle mi? Ne yaptınız da tatil yapıyorsu- nuz? Refik Baydur... Değerji ve bü- yük işadamı... Rahmetli Özal'ın, yöneticilerin piri Özal'ın dünya ahiret kardeşi Refik Baydur.., TBMM'de bir dediğini iki etme- diğiniz, karnı tok, sırtı pek, güzel sesli Refik Baydur... Bakın yine sizleri düşunen, sizleri kollayan bir lisanla ne demiş geçen gün, "Türkiye bu ortamda seçime git- ti (mi). Seçim bıtti..." demiş. Evet beyler iyi tatiller, iyi plan- lamalar, iyi ve bol kazançlı pro- jeler... Ne yaptınız da tatil yapıyor- sunuz? ÇİZGtLlK KÂMİL MASARACI r HARBl SEMtH POROY semihporoy(5 yahoo.com VVVIAAVVUVVVUV \\VU\A\AMMrVUM YHVI Ü MİM VA U) TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAS 4 T emmuz İ364 ' KOÇÇfiO'NUN SONUL EŞKiYA tCOÇ£gO ÖLDÜRÜLDÜ. erDO6ÜA4/C M6UHZDA VASA ? ŞA zoçetao, s///srA/ s#y&)M ICÇE S/UİAJ ABAÖAĞ KâYÜNPE S'f? SOYGUAI YAPMA 6İRİŞİMİNPE BULUNMUŞTU. TÜ/SK PeTROLLSG AHOMİM OG.TAKLJĞI ADıNA SİSMÎfC /4/eAŞ77<g- MALAB. yAPAU SİK ALMAH ŞİRKETİUPE ÜC- een££iM öpeNMesı içiAj ÖMBMU MİK7A£DAPAO4 SÜUINÜYOR.DU. ALTt ADAMIYIA SİLAHLI BİR BASZIU YAPAfJ KoÇEfZO,£>(R.eNlŞLE k#f?Şt- LAŞMtŞ </E ÇATTŞMADA ÇJf=7e İLE YARACANMiŞ Tt. KAÇMAStNA KAgfM, ALPlGl yAISA ÖUJMÜ- NB klEDEH OLMUÇni. ASlL <4Pf MEHMET ACiL/'r OLAN tCOÇefSG'MUN CESBDİ KAISDEŞİ TA£A 43. ULUSLARARASI AKŞEHİR NASREDDİN HOCA ŞENLİĞİ 2002 INÎERNAIIONAl NASREDD1N HODJA FESTIVAL FATİH4.ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 2002/306 Davacı Nur Demır- baş tarafından davalı Nüfus Jdaresi aleyhine açılan kayıt tashihi da- vası gereğınce. Cemalettin ve Rece- biye'den olma 1947 Is- tanbul doğumlu. Fatih. 1327MolFaaşkı Mahal- iesi, C.52. H.1440'ta nüfusa kayıtlı bulunan Kemal Demirbaş'ın ölü olduğunun tespiti iste- nildiginden, Adı geçen Keraal Demirbaş'ın mahkeme- mizce yapılacak olan 12.09.2002 tarihli du- ruşmada saat 9.30'da mahkememiz salonun- da hazır bulunması ve- ya kendi sıni vekil ara- cıhğı ile temsil ettirme- si, aksi halde yargılama sonucuna göre ölü ol- duğunun tespitine karar verileceği hususu ilan olunur. 11.06.2002 Basın: 40864 Nbıayene, Teşhis, Tedavi TÜRKKALPVÂKFI Tet (212) 212 07 07 tpbıO Faks.'(212i 212 56 35 DÜZ ÇtZGt ÜMİT ZİLELt 1 Gazanız Mübarek Olsun!./ Saldırganlar 15 bin kişiydi... Polis ise 350 kişi!.. Panzersiz, helikoptersiz, dona- nımsız, çevik kuvvetsiz ve de yapayalnız 350 polis memuru!.. Kimileri gözü dönmüş yobaz sürüsüne geçit vermemek için ölümü bile göze aldı... Kimileri korkunun, dehşetin pençesinde dondu kaldı... Kimi- leri de binlerce yıl unutulamayacak katliamı tezgâh- layan sapıkların sırtını sıvazladı!.. Seksen de jandarma vardı... Onlar da orduevi ile ana caddedeki mağazaları ve kuyumcuları güvenlik altına aldılar!.. Kentin valisi makamında srkışıp kalmıştı... "Allahu ekber" naralanyla vilayete saldıran yobazlarla arasın- da yalnızca 30-40 basamak vardı. Yanındakilere dö- nüp, "Sonumuz geldi, adamlar girecek, hepimi- zi linç edecek, yeşil bayrağı da yukan asacak. Bunun başka sonucu yok" dedi!.. Bir ara böylesi- ne aciz bir şekilde teslim olmaktan, şeriatçı sürünün elinde parçalanmaktansa intihar etmeyi bile düşün- dü!.. Devletin kentteki en yüksek otoritesini ve ileri ge- len bürokratlannı linç edilmekten, Alay binasında bu- lunan ve berber, bulaşıkçı, ütücü ve terzi erlerden olu- şan 18 kişilik yedek tim havaya ateş açarak kurtara- bildi!.. - Madımak Oteli'ndeki yiğit insanlann ise bu şan- sı bile olmadı, olamadı!.. Onlar, bu ülkenin 33 güzel insanı devletin, televiz- yonları başında 65 milyon insanın ve de 400 yıl önce asılmış, heykeli sürüklenerek otelin önüne getirilmiş Pir Sultan Abdal'ın gözleri önünde diri diri yakıldı- lar... - Katliam tam beş saat sürdü!.. O gün Sıvas'ta devlet yoktu... Ortaçağın dinci bar- barları, kanlı zaferlerini "Cumhuıiyet Sıvas'ta ku- ruldu, Sıvas'ta yıkılacak" sloganlarıyla kutladı. Kentin Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu za- ten saatler önce. söylenecek olanı söylemişti: - Gazanız mübarek olsun!!! Oşimdi milletvekili!.. • • • Aradan yalnızca dokuz yıl geçti... Dokuz yıl nedir ki?.. Yüreklerdeki acıyı, yürekler- deki yarayı dağlamaya yeter mi?.. "Sıvas'ı böyle anmayalım, nefret üretmeyelim. Sevgiyi ve kar- deşliği aşılayan bir şölene dönüştürelim" deni- yor... Güzel ama eksik, çok eksik... En gerçekçi çağ- n Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin anma toplan- tısında yapıldı: - Sıvas'ı unutturmamak, başka Sıvaslar ya- şanmasına izin vermemek ve gerçek sorumlu- lardan hesap sormak için tüm çağdaş, laik ve demokratik kitlelerin birteşmesi... Işte yapılması gereken bu!.. Asla unutmamalı, unuttuhnamalıyız... Hele katliamın gerçekleşmesin- de payı olanları yüreğimize ve beynimize kazımalı- yız. O isimleri, temsil ettikleri makam ve düşünceyi ya da düştükleri aczi kuşaktan kuşağa aktarmalıyız. O isimler bir utanç abidesi gibi yüzyılları, binyıllan aş- malı... - Süleyman Demirel: Zamanın cumhurbaşkanı. Olayların sorumlusunun Aziz Nesin olduğunu söy- ledi. Halkın birbirine düşmemesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. - Tanşu Çiller: Zamanın başbakanı. Olayların Ale- vi-Sünni çekişmesine dönüşmemesindeh mutluluk duyduğunu açıkladı. Hatta otelin etrafını saran "va- tandaşlara" hiçbir zarar gelmemesi de Çiller'i çok se- vindirdi...Ona göre otelin yakılmasınınardındadasi- gortadan para alma düşüncesi yatıyordu... - Erdal fnönü: Dönemin başbakan yardımcısı. Kat- liamdan 8 yıl sonra sessizliğini bozup şöyle dedi: "Benim o dönemde yetkim vardı ama olaylardan bilgim yoktu..." - Mehmet Gazioğlu: Dönemin içişleri bakanı. Olaylar sürerken "Sıvas'ta tehlike arz eden bir du- rum olmadığım" açıkladı... Takviye kuvvetlerini an- cak her şey olup bittikten sonra gönderdi. ölümlere gösterilen tepkilerin "normal" olduğunu söyledi... - Temel Karamollaoğlu: Zamanın Refah Partili Sivas Belediye Başkanı. Kendisine ulaşan tüm yet- kililere "durumun abartılmaya değmeyeceğini" söyledi. Itfaiyenin saldırganlan tazyikli suyla dağıtma önerisine "Halk birbirinl ezer" gerekçesiyle karşı çıktı. "Gazanız mübarek olsun" konuşması katli- amın simgesi oldu... - Şevket Kazan: Kapatılan Refah Partisi milletve- kili. Katliam sanıklannın avukatlan arasında yer aldı, ancak mahkeme görev alamayacağına karar verdi. Kazan adalet bakanı olduğu dönemde de katliam sa- nıklarını cezaevinde ziyaret etti, destek oldu... - Cafer Erçakmak: Refahlı belediye meclis üye- si. Katliamın simge ismi. Gözü dönmüş yobazları it- faiyenin kurtarmaya çalıştığı Aziz Nesin'i linç etme- ye çağırırken görüntülendi. 9 yıldır kayıp!.. Piyonlan saymaya bile gerek görmüyorum. Her tür- den alçaklık için sütü bozuk maşalar bulmak kolay- dır!.. Asla unutmayın, asla affetmeyin... E-posta: umitzilelia ttnet.net.tr B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDANSAGA: 1/ Harran Ova- sı'nda tanın- mış bir ören yeri.2/Konut... Aziz Nesin'in biröykükitabı. 3/ Din işlerini devlet işlerine kanştırma- yan... Doku- sunda çoğun- lukla gümüş ve altın renginde tel bulunan ku- maş. 4/ Birine herhangi bir konuda önceük ve ay- ncalık tanıma. 5/Ayak direme... Çemberin çe\Tesinin çapına ora- nını gösteren sayı. 6/ Sınır boyu... Belli iki yer arasında gidip ge- lebilme. 7/"Ağaç yap- rak \erir — vermez rüzgâra" (C.S.Taran- cı)... Gözü kapalı ina- nılan düşünce: dogma. 8/ u Akaju"dadenilen büyük bir orman ağacı bir ka\oın cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIVA: 1/Antalya'mn Gazipaşa ilçesindeki antik kent. 2/Yu- rnurtabiçiminde olan... Halat ucu. 3/!tici neden. gü-" dü... Nâzım Hikmet'in soyadı. 4/Çeşitli işleri kendi kendine yapabilen aygıtların ortak adı... Telli bir çal- gı.5/Bağışlama... Yat limanı. 6/Birtürsağlam veyu- muşak dana ya da öküz derisi. II Doğu Anadolu'da bir ırmak... Düz dam. taraça. 8/ Eskiden Roma ken- tine verilen ad... Küçük kamyon. 9/ Büyük makam- daki kimseleri hoş sözlerle, fıkra ve öykülerle eğlen- diren kimse. At yavrusu. 9/ Turuncu etli
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle