25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AVFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2002 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(5 cumhuriyet.com.tr Sağİık Bakanlığı'nda Örtülü Özelleştirme... Prof. Dr. Gazanfer A K S A K O G L U Dokuz Evlul Um Tıp Fakultesı T urkıye'de toplumun ve bıreylenn sağlığı, ana- vasanın sosyal devlet an- layışı ıle hak olarak gu- vence altına alınmış, bu hakkuı kullanılma bıçımı yasayla eşitveöcretsiz olarak tanımlanmış du- rumda Sağlık Bakanlığı da bu hak- kı sağlamakla odev lı kuruluş Sağhk Bakanlığı Turkıye'nınkok- lu kuruluşlarından ve vaygın orgut ağı ıle buyuk eleman gucune sahıp 1920 den başlayarak onemlı doğru- lara ımza attı \ e halkın sağlık gerek- sınmelennı -sıyasal kaygılar gut- meksızın- karşılamaya yonelık ka- zanımlareldeettı Verem,sıtma,tra- hom gıbi sorunlann çözülmesi, an- ne \e çocuk sağlığının geliştirilmesi, son olarak 1961 yılında sağhk siste- mminsosvaDeştirihnesolağanüstü ba- şanlar. Sosyalleştırme, toplumun sağlığının sağlık ocağında görevlı ekıp tarafından konınması \e gehş- tınlmesı, hastahk ortaya çıktığında sağaltılması, gerek duyulduğunda hastaneye se\ k edılmesı Kırk yı ldır sağlıkçılann uygulanması ıçın uğraş- tıklan bu çağdaş anlayış ve gelış- mış model polıtıkacı tarafından su- reklı engellenmeye çahşıldı, son yıl- larda çokertılmesı ıçın bılınçlı ola- rak eyleme geçıldı Polıtıkacının amacı sağlık orgutunu sıyasallaştır- mak, aynca sıstemın ışlemesmı en- gelleyerek ulusal v e uluslararası ser- mayenın oluşacakhastalıklardan kâr elde etmesım sağlamak olarak go- runuyor Seksenli yıllardan başlayarak: Lluslararası sermayenın. en buyuk pay sahıbı ABD elıyle dunya sıya- sal konjonkturunu değıştırme -ve bu bağlamda sosyalıst bloku çokertme- çabalan netleştıkçe, heT sektorde ol- duğu gıbı sağlıkta da özelleştirme gı- nşımlen yoğunluk kazandı Turkı- ye'de Ozal hukumetlenrun yasalaş- tırdığı, ancak temel ılkelen anaya- saya aykınlık nedenıyle Anayasa Mahkemesı'nce ıptal edılınce "ka- dük" olan Sağlık Hızmetlen Temel Kanunu bu konudakı ılk onemlı gı- nşımdı Yasal gınşımının yetersız kalması pohtıkacıyı durdurmadı, ıkancı aşamada "teşvik" adı altında mılyarlarca ABD Dolan değennde para, ozel hastaneler kurmalan ıçın yalnız faızsız değıl, anaparalan da gen odenmemek uzere "özel" gın- şımcılere dağıtıldı Bırkaç yıl ıçın- de, gerçek sayılan bılınemeyen ve yalnızca Istanbul'da yuzlercesının bulunduğu kestınlen nıtelıksız ozel hastane ve pohklınıkler ortaya çık- tı Ozelleştırmeye yonelık planlı gı- nşunler 1989'dan başlayarak uygu- landı, 1991 'de Ulusal Sağlık Kong- resı ıle somutlaştı Kongrenın ve onu duzenleyen Sağlık Bakanlığı'nın te- mel hedefı sosyalleştınlmış sağlık hızmetını ışlevsız kılmak, yenne ozerk hastaneler ve aıle hekımhğı- ne dayalı ozelleştınlmış sağlık hız- metı kurmaktı Dunya Bankası'nın ozendırmesı ve harcamalann yansı- nı kredı olarak borçlandırması, ya- nsının doğrudan butçeden karşılan- masıyla başlatılan uygulama, mes- lek kuruluşlan, sendıka ve dernek- ler ıle unıversıte çevTesının buyuk ço- ğunluğunca tepkı ıle karşılanınca suruncemede kaldı Sağlığı özelleş- tirme \ e devlet elıyle kâra donuştur- me gırışımlen başanya ulaşamadı Son getişmeler 2002 yılı başında, duralamış go- runen özelleştirme gınşımlen hız kazandı Oncekı gınşımlennde ıl- gılı kamuoyuna danışarak ya da en azından tarrışmaya açarak yola çıkan Sağhk Bakanlığı. bu kez kurumlan bılgılendırmeden özelleştirme tasa- nlannı yururluğe koymaya ve sağ- lık orgutlenmesını yenıden yapılan- dırmaya başladı • Aıle planlaması hızmetlen pa- ralı duruma getırıldı Llkenın en onemlı sonınlanndan bın, fazla ço- cuk ıstememelerıne karşın annelenn sık ve fazla doğum yapmalan bu yuzden anne ve bebeklenn olmele- n ya da sağlıksız kalmalanydı Kırk yıldır ozenle ve ucretsız \ enlen bu hızmet, bakanlığın "ücretsiz"mış gı- bı duyurmasına karşın ucretlı uygu- lanmaya başlandı • Sağlık ocaklannda doner ser- maye uygulamasına geçıldı Halkın sağlık ocağını tanıması ve sevmesı, boylece sağlığın konınması yanın- da hastanelerdekı yığılmalann engel- lenmesı sağlanmaya çahşılırken, sağ- lık ocağında hızmet ucret karşılığı venlmeye başlandı Halk sağlık oca- ğmdan soğudu, yararlanma azaldı Hasta akışı, temel orgutlenme ılke- sıne aykın olarak, hastaneye yonel- dı • 'Anneve bebekler öknesin' kam- panyasıyla sağlık ocağı hızmetı yoz- laştınldı Savaş, deprem, subaskını gıbı olağandışı durumlar dışında uy- gulanması kesınlıkle sakıncalı olan kampanya, ulusal aşı gunlen devre- yesokuldu Boylece sağlık ocağının duzenh \e sureklı anne ve çocuk sağlığı hızmetı \ermesı engellendı Son yıllarda ekonomık bağmsızlığı hedef alan bır televızyon kanalı ve toplum ıçındekı eğıtımsız kışılerden oluşturulan ekıplerle sağlık hızme- tı surdurme savında olan bır vakıf |Wıllows) ıle ışbırhğı yapıldı Sağ- lık ocağının halkla ıletışımı gelıştı- nlıp zaten yeterh olan olanaklanna ışlerlık kazandınlacağma, ozel sek- tor aracılığıyla reklama donuk et- kınlıklere geçıldı • Devlet hastanelennde ucretlı ba- kım ve ozel ışlem uygulaması baş- latıldı Hastane uzmanlanna belırlı saatten sonra farklı konumda hasta bakma ve ucretını odetme yontemı uygulanıroldu Daha once Sosyal Sı- gortalar Kurumu'nda başlatılmış olan yontem, parası olanın olma- yandan daha ozel ve farklı hızmet al- masına olanak sağladı Eşıtlık ılke- sı çığnendı • Devlet hastanelennde vardıya uygulamasıyla yırmı dort saat has- ta bakımı başlatıldı Hem teknık ye- tersızhk nedenıyle hızmet kalıtesı duşru hem halkın gozunde sağlık ocağı ıyıden değer yıtırdı • Doner sermaye kadrolanna soz- leşmelı eleman yerleştınldı Ulkenın butçe anlayışına ve Malıye Bakan- lığı uygulamalanna aykırı olarak kamu gore% lısırun yapmakla yukum- lu olduğu hızmetm karşılığı yurtta- şın cebınden alınmaya başlandı Sağ- lık hızmetınde sozleşmeh personel uygulaması onensı daha once Sağ- lık Hızmetlen Temel Kanunu ıçın- de>eralmış ancak anayasaya aykı- nlığı gerekçesıyle Ayayasa Mahke- mesfnce bozulmuştu • Temızlık \e yemek hızmetlen ozelleştınldı Ihale ortamına çetele- nn gırmesıne yol açıldı Hastane ıçı- ne sağlık kavramlanndan yoksun, nıtelıksız elemanlar gırdı Sağhk örgürü si\asal baskrva teslim Sıralanan ekonomı-pohtık daya- naklı gınşımleryetmedı, Sağlık Ba- kanlığı sağlık hızmennın yonetımın- de kaymakamlara yetkı devrederek sağlık orgutunun butunluğunu boz- du Sosyalleştırme yasası ıçenğı \e ılkelenne aykın olarak yayımlanan genelge \ e emırlerle v e yonerge de- ğışıkhğı ıle sağlık hızmetıne ılk kez yonetsel dayatmada bulunuldu Sağ- lık ocağı ve hastane yonetımının us- tune, yasalara aykın olarak kayma- kam yerleştınldı, sağlıktan anlama- yanbır sıyasal baskı oğesı oluşturul- du Sonuç ve Çözûm Sağhk Bakanlığı yururmekle yu- kumlu olduğu hızmetlen TBMM'nın kuruluş gunlennden başlayarak onur- lu ve başanlı bıçımde yurutebılece- ğını uygulamalanyla kanıtladı Bı- na \e donanım olarak guçlu bır ya- pıya sahıp Denetımınde son dere- ce rvı bılgı ve becen ıle donatılmış ordu buyukluğunde personel var Yasal yonden aynntıh ve guçlu ola- rak desteklenmış durumda Obur sektor ve dısıplınlerle uyum ve ıle- tışım kurmakta başanlı Kurum ola- rak bılgı bınkımı ve deneyımı sana- yıleşmış v e gelışmış bırçok ulkeye oranla çok ust duzeyde Sahıp oldu- ğu ozellıklerle ustlenemeyeceğı sağ- lık konusu ve çozumleyemeyeceğı sağlık sorunu yok Sağlık Bakanhğı'nın sahtp oldu- ğu nıtehklere karşın yukumlulukle- nnı ozel sektore devretmeye çalış- ması yasal ve teknık nedenlerle açık- lanamadığına gore, sıyasal nedenler- le devre dışı kalmayı ve ozelleştır- meye zemın hazırlamayı amaçladı- ğı duşunulmelı Ozellleştırmenın kaynak ısrafi ve sağlık gostergelennın bozulması an- lamına geleceğı, doğrudan deyışle sağlıkta somuruye ve olumluluğun artmasına vol açacağı uluslararası ve ulusal, -kendı deyımlenyle- ku- reseldeneyımlerlebılınıyor Yanlış- tan donme erdemı gostenlebılırse, toplumsal guçlenn elbırlığıyle eskı kazanımlann uzenne toplum yara- nna yenılennın eklenmesı olanağı buaun de var ARADABİR MUSA SEYİRCt Izmır îl Kultur Muduru Balıkçı'nın 'İmbat Serinliği' Fransa nın onde gelen duşun adamlanndan Luis Bayle Balıkçı ıçın "Dunya kulturune sahtp olağanus- tu bır Akdenızlı" dıye soz ederken, dunya tunzmının duayenlerınden Hullot ıse "Çağdaş Homeros" dıye adlandırmıştır Fransa Başbakanı Pompıdou Turkı- ye'ye ne zaman geleceğı kararlaştınlmak ıstenırken, "Bırakın protokolu murotokolu Halıkamas Balıkçısı ba- na ne zaman rehberiık edebılecekse, o zaman gıtmek ıstenm Turkıye'ye r deyıp çıkmıştır Aynı Pompıdou 1967'de zıyaretı ıçın ulkemıze yollanan Fransa radyo- televızyon ekıbıne "Turkıye'de Balıkçı ıle yapacağı- mız goruşme, Papa'nın zıyaretınden daha onemlı- dır" demıştır Turk yazın tarıhınde oykucu-romancı dıye yer alan Halıkamas Balıkçısı (CevatŞakır Kabaağaçlı) dun- yada ozan ve duşunur olarak bıhnır 1958 yılında Bruk- sel deduzenlenen "Dunya Şaııier Konferansı'naJur- kıye yı temsılen o çağnlmıştır Kendısı, "şaırolmadı- gını" yazdıysada, toplantıyı duzenleyenler "Senınşa- ırolduğunu bılıyoruz"dıye dıretmışlerdır Onun şaırol- duğunusavunanlarhaklıydılar Çunkuo oykulennı ro- manlannı hatta araştırma-ınceleme yazılannı salt bır şıırsellıkhavasındayazıyordu Dahası "Sozcuklenn gu- cuyle kıtlelen buyuleyebılen bır konuşmacıydı Balık- çı" Dostu Azra Ertıat ın sık sık soyledığı gıbı, "Onun bır konuşmasmı dınleyenler, otekı ınsanlardan ayınr kendını", "Ben Balıkçı'yı dınledım" dıyeovunurlerdı Son yaprtı İmbat Sennlığı'nıokuyuncayukandayaz- dıklarımın ne denlı doğru olduğunu goreceksınız Soz konusu yapttta arkeolog, ressam, tanhçı, bahçıvan ve tunst rehben Hahkarnas Balıkçısı'nın ımbıkten suzu- lurcesıne şıırsel bır dılle hazırladığı kırk konuşması yer almaktadır Balıkçı'nın "Arkadaşım, oğlum ve benı tanıtmaya en musaıt ınsan" dedığı Şadan Gökovalı 196O'lı yıl- larda Izmır Radyosu'nda onun yaptığı konuşmalan- nın yer aldığı İmbat Sennlığı krtabını hazırlamıştır Ya- pıtta v«r a'arı konuşmalarına unlu "Merhaba"sıyla başlayan Balıkçı, dınleyıcılenne Hoca Nasrettin den Anadclu Akdenızı'ne varasıya dek mıtolojık, arkeolo- jık tarnsel ve doğalsal bırçok konuyu anlatmıştır Balı<çı, Yaşar Kemal'ın de ışaret ettığı gıbı Turk ya- zınına edebıyatına) saglıklı doğayı, denızı, butun gu- zellığı le gorkemıyle sokan ınsandır Onun kalemın- den Atdenız'ı okuyunca, Akdenız'ın yedı renklı denı- zını veAnadolu'nun "Denız kenarındakı guneş bah- çesı" olduğunu butun canlılığı gorkemı ve guzellığıy- le gonrsunuz, yaşarsınız Savımı Yaşar Kemal'ın şu cunleen doğrulamaktadır "Halıkamas Balıkçısı'nage- lınceyıkadarbızımedebıyatımızdapekoyleyaşayan doga oktu Balıkçı kışı olarakgumbur gumbur bırın- sandı 0, doğanın bırparçası gıbıydı Bızım edebı- yatimza saglıklı, gorduğumuz, guzel olan doğayı ge- tınjı )jnmuş arınmış yıldızlan, yıkıntılan, ağaçlan, yu- ruyen'aşan gokyuzunu, akarsulan, bıruçtan bıruca aksn laranlıklan, kuşlan, balıklan, toptan denızı ge- ttrjı Ealıkçı bıryaşayan, doğayı tekmıl coşkunluğuy- lakarmaya can atan kışıydı lyı, kendınden, yureğın- den vren, toprakgıbı, çok comert bır toprak gıbı ve- ren k&ıydı Balıkçı'yı okurken ınsan doğayla butun- l&mı doganın guzellığınde atan bıryurek bulur" Hakarnas Balıkçısı tutkunlannın 'Hayatta yaptığı- rra eı çok sevındığım şeylerden bın Halıkamas Ba- lıkçısnın kıtaplannı basıma hazırlamak, bırbaşka de- yşte ialıkçı'yı yaşatmaktır" dıyen Şadan Gokovalfya ço< byuk teşekkur borçlan vardır Şadan Gökovalı yc/ınıhazırtamasaydı, Altıncı KrtaAkdenız ı, Arşıpel'ı, Çceterın Duğunu, Sonsuzluk Sessız Buyur gıbı onu asKir/apttını okuyamayacaktık 1973 yılında aramız- dîi arılan Balıkçı, Şadan Gokovalı'nın sayesındeyı- n= onn deyımıyle "ölümünden sonra da neredeyse hsr y bır kıtap yazmaya devam etmektedır" rnat Sennlığı nde yer alan konuşmaları okurken eneağlık Gökovalı, sana selam olsun Balıkçı demek- ten kndımı alamıyorum Ilgenenlere not Dığer yapıtlan gıbı bu yaprtı da 2002 nda Bılgı Yayınları arasından çıkmıştır 'Ben de Okumak İstiyorum' Prof. Dr. Ayşe YÜKSEL QDD ktrsaUlan Koordınatoru H er yıl kış mevsımın- de, en az bır kez de olsa, haberlerde Van'ın Bahçesaray üçesi'nın yollannın kapandıgını duyanz Boylece çoğumuz, ul- kemızın en doğusundakı bu ıl- çe ıle tanışmış, aramızda gonul bağı olmuştur Ben de bu şınn ılçe ıle daha ılçe ohnadığı do- nemde 1984 yılında tanışmış- rım Lepralı hastalanmızı ve on- lann yakınlannı gormek, sağ- lık durumlannı değerlendırmek ıçın geldığımız Bahçesaray'ın guzellığı, doğası, cevız ağaçla- n, Botan çayı hepımızı bu^le- mıştı Yıllarca, yaz aylannda Bahçesaray" ın koylennde sağ- lık çalışmalan yaptık, o gunler- de kendı ışımızın yoğunluğun- dan eğıtım ıle ılgılenmeye pek zaman bulamazdık Aradan yıllar geçtı, Bahçesa- ray'ın yollan kışın hâlâ kapalı Ama eskıye oranla ıletışım da- ha ıyı muhakkak Artık çocuk- lar portakalı taruyor' Neden boy- le yazdım, çunku kapalı olan yollar nedenıyle, o donemdekı muhtanmız "Portakal da gelsin bize" dıye şur yazmıştı Yıne bır hıkâye anlatılır, çocuklar por- takalı tanısın dıye, ılden helı- kopter ıle portakal gondenlmış ama, hava koşullan nedenıyle ınış gerçekleşemeyınce porta- kallar tek tek yere atılmış, bun- lan çocuklar da hetikopter yu- murtası dıye toplamışlar Insa- nın ınanası gelmıyor ama por- takal bıttıkten sonra yollar açı- lıyorsa Bahçesaraylı çocuklan- mız nasıl tanısın'' Geçen yıl eylul sonunda, yenı- den Bahçesaray dayım Doğa er- len (neferlen) arkadaşlanm Şa- hika-Asaf Ertan çıftının davet- hsı plarak Çekul Vakfı'nın ce- vız şenhklen ıçın ordayım Ol- dukça heyacan vencı yıllar son- ra yenıden buluşmak Çok faz- la değışıklık yok, en fazla yıllar once "Şanzehze" adını taktığı- mız tek caddede dukkânlar bı- raz daha gelışmış Yıllann oz- lemı ıle herkesle buluşmaya ça- lışıyor, daha çok kızlanmızla konuşuyordum Ne yazık kı yıl- lar sonra da kızlanmız okulla- şamamıştı Tanıştığım, konuştu- ğum hemen hemen her kızımız okula gıtmemıştı ya da okul ça- ğında olmasına karşın gıtmıyor- du Okulun bahçesı sayılabıle- cek bır evde okuyup okuldan yararlanamamak ne acıydı Yırmılı yaşlarda olduğunu soyleyen bır kızımız, okula gı- demedığı ıçın, "Ben cahilim, bundan çok utanryorum" dı- yordu En buyuk arzusuda,An- kara'da Ajutkabir'ı, Atatürk'u zı- yaret etmektı Neden zıy aret et- mek ıstedığını sorunca da, Ata- türk bize bu gıizel ulke\i arma- ğan ettL, biz kadınlara haklar ta- mdı dıyordu, o haklardan hıç yararlanmasa da1 Okula gıtme şansuıı yakalayan bır başka kı- zımız da, ılende "Uğur Mum- cugibiaraşürmaa gazeteciotanak istiyorum" derken bızlen ne ka- dar şaşırtıyordu Neden okula gondenlmedıklennde. gelenek- ler kadar ekonomık sıkıntılan da onemle rol alıyordu Emine ve Halime yı de o or- tamda tanımıştım, on ıkı yaşla- nndaydılar ve okula çok yakın oturduklan halde okula gıdemı- yorlardı Okumak, onluk gıy- mek ruyalannı susluyordu On- ce aılelennı ıkna ettık, ekonomık neden ılen sunılunce de onlann eğıtım masraflannı ÇYDD ola- rak karşılayacağımıza soz ver- dık Mıllı Eğıtım Mudurumuz ıle konuşup onlann okula kaydını sağladık Onluk, çantavb gerek- sınımlennı Şanzelize Cadde- si'ndekı dukkânlardan aldık On- lann onluklennı gıydıklennde- kı panltılı gozlennı, mutluluk- lannı nasıl unuturuz Kayma- kam Bey "le konuşarak, derneğı- mızın "Çağdaş Türidye'nin Çağ- daş Kızlan" projesı kapsamın- da 20 kız oğrencımıze okuduk- lan surece eğıtım bursu verebı- leceğımızden soz etnk Emıneve Halime ıle bırlıkte okula gıden bu kızlanmız geçen eğıtım ve oğ- retım donemınde burslannı al- dılar Ben de zaman zaman onlarla konuşuyor, okul durumlanru oğ- renıyordum Çok mutluydular Bır gun Halıme'nın yaşlı ve ya- talak babasının olduğunu oğ- rendım, annesı çocuklarla beş parasız ortada kalmıştı, o zor gunlerde de burs butun aıleye yetmıştı Kızlann okula gıtmesı ve eğı- tım bursu alması, Bahçesaray'da hızla duyulmuş olmalı kı, bize kızlardan ve onlann babalann- dan telefonlar gelmeye başladı, "Ben de okumakistiyorum, ba- na da kurs \erir misiniz?" ya da "Ben de kı/ınıı okutnıak istiyo- rum, benim kızımada kurs bağ- lar mısınız?" dıye Anlaşılan burs sozcuğunu hıç duymamış- lardı, onu tanıdık olduklan kurs sözcuğü zannedıyorlardı Bu he- yacan, yıl sonuna kadar hep sur- du, ılçemıze yenı bır kayma- kam geldı, oncekı ıdarecımızın çahşmalannın devamı olarak, kız oğrencı yurdunu harekete geçırdı. bu yurtta kalıp okumak ısteyen kızlanmızı belırledı Ta- lep artmıştı, nerdeyse yurt yet- mıyordu Inanılmazdı, kuçucuk bır destek kızlann okullaşması konusunda nasıl da bır heyecan yaratmıştı Gelecek oğretım yı- lında okuyan kızlanmızın sayı- sı çok çok artacaktı Buanlam- Iı guzellığe nasıl duyarsız kalı- nz 9 Eğer bu kızlanmız ekono- mık nedenle okula gıdemıyor- larsa, bız ulkesını, ınsanlannı seven, onlann çağdaşlaşması- nı ısteyen aydınlar ne gune du- ruyoruz 9 Gelın hep beraber, u Ben çok okumak istedim de, ekonomık nedenle okula gideme- dim" dıyen hıçbır çocuğumuz kalmayana kadar onlara destek olalım Eğer sızm de Bahçesa- ray'da okuyan bır kızınız olma- sını ıstıyorsanız lutfen hemen ÇYDD'nin KırsalAlan Koordi- natörlüğü'nu arayın Hadı he- men Deprem Seyir Defteri... Prof. Dr. Türkân SAYLAN ÇYDD Genel Başka, ~_? *-j- lkemızın 1999 yıluıda yaşadığı dep- I I rem felaketı, her bınmızuı yTireğın- V-/ de ve beymnde kahcı ızler bu-aktı Emınız kı o acılan hıç ama hıç unutamaya- cağız Yaşanan yıtıkler, acılar, feryat, toz-toprak v e yıkıntılar arasından ınanıhnaz bır dev ın- genlıkle yukselen değerler. yureğımızı avu- tan tek tesellımız oldu Dunyanın ve ulkenın dort bır yanından uza- nan, ışı-gucu. meslek ve aıle sorumluluğu ne olursa olsun bınlerce ınsanuı, guçlu dost- luk v e kardeşlık elı, sıv ıl toplum orgutlenn- de obeklenen yureklı gonullulenn butun varlıklanyla alanda hızmete koşması ve ku- çuk buyuk, onemlı onemsız demeden go- rev alması, unutulmaması gereken bır man- zaraydı Arama-kurtarmanın yanında, maske, ce- set torbası, ılaç, çadır sağlama, çop topla- ma, hastanedekılen ızleme v e çadır konuk- luklan arasında koşuşturan, deprem çocuk- nı lannı toparlayıp onlarla oyunlar kuran, şar- kılar dramalarla ağıtlar yakılan çadırlar ıçı- ne hkıhnışlıklanndan kurtarmaya çalışan. kadm-erkek bınlerce ınsanın devınımı asla bellekleranızden sılınmeyecektır ÇYDD bu felaketın ardından depremze- delenn yardımlanna koşan sıvıl toplum or- gutlennın (STO) arasında, ozguvenı, bece- n ve yeteneklenyle yer aldığı ıçın gurur duymaktadır Gunler geçıp ılk karmaşa ve telaş durulmaya başlayınca. STO'lenn go- nullu kışı v e kuruluşlann ılk gunlerdekı ka- tıhmcılığı, ıkıncı aşamada, somut ve kahcı projelere donuşmek dunımuna geldı Bu konuda yasal engeller, deneyım eksık- lığı. burokrasının ıçınde bulunduğu karma- şa, STO'lenn onune dağlar gıbı engeller olarak doşendı Oysa, ınsanlar, STO'lerbu- tun bu engellen aşmak ıçın kararlıydılar Hıçbır engel, tum gonulluluklenyle dep- rem bolgelennde kahcı okullar, yurtlar, top- lum merkezlen vb oluşturarak. cehalehn ve ıhmalın şamannı yemış ınsanlanmıza bıraz olsun destek v erme duygu, ıstek v e karar- lılığının onune geçemezdı geçemedı de Bızler, ÇYDD olarak, her turlu yasal en- gele çozumler yaratılmasını sağlayarak yur- tıçınden ve dışından gonullu kışı ve kuru- luşlann ımece katkılanyla, ınanıhnaz bır hızla, çok ama pek çok kahcı eser yarata- bıldık Guvenılırlık, açıklık, emek verme hede- fı ışte bu1 Uretme. acılan ve mutluluğu pay- laşma, ekıp çahşması. anında karar v enp uy- gulama, hıçbır ışı kuçumsemeden mutfak- ta çalışmanın keyfıne v arma ve her şeyın ba- şmdave sonundahesap verme Işte "Dep- rem Seyir Defteri" kıtabımız, bu hesabı ve- nyor Deprem bize çok şey oğrettı Daya- nışmanın erdemını yaşayarak anladık, ıme- ce ruhu ılıklenmıze ışledı "Deprem Seyir Defterimiz" butun bunlan ıçenyor Sızlere bu kıtabı sunarken, gelecek gunlerde de çağdaşlaşma yolunda eğitim ıçın ulkemıze destek verme çalışmalanna gıreceğımızı duyunnak ıstıyonoz PENCERE Karşı Tarafın Hiç mi Suçu Yok?.. Son gunlerde medyamızın çeşıtlı koşelennde aynı başlıklar boy gosterdı "AB trenı kaçU" "AB'ye elveda" "AB bır ruya" Ne olmuş'? AB bızden ılk aşamada ıvedılıkle uç şey ıstıyor- muş • Idamın kaldınlması • Anadılde oğretım ve yayın. • Kıbrıs ta anlaşma Bızde Avrupa Bırlığı'ne karşıt olanlar, uçunu de yokuşa surmuşler Ve umutlar suya duşmuş1 AB'nın ustune bır bardak soğuk su ıçmelıymışız, Turkıye bundan boyle duşkun bır Ortadoğu ulke- sı olacakmış, yabancı sermaye semtımıze uğrama- yacakmış, bır Avrupa ulkesı olmak fırsatını kaçır- mışız, oturup narımıza yanmalıymışız • AB'ye gırmek ıçın "ıdam-anadıl-Kıbns" dıye vur- gulanan uç konu dışında bır suru koşulun yenne getınlmesı gerekıyor Ustelık AB'ye gırmek ıçın değıl, uyelık muzake- relenne başlamak ıçın dayatılan koşullar bunlar Pekı Turkıye'nın AB'ye gırmek ıçın bın bır eksı- ğı varken bu yolda uzun lısteler bıle oluşmuşken, neden bu uç koşul oncelıkle dayatılıyor9 Bu soru boşluktadır • Ölum cezası Turkıye'de uzun yıllardan bu yana uygulanmıyor 'Fıılen' kalkmış durumda AB nıçın bu konuya oncelık tanıyor'' Iç savaşa tırmandınlmak ıstenen bır teror dalga- sının 199O'lı yıllarda Turkıye'yı sardığını Turk ıle Kurt arasında kan davası oluşturmak ısteyen ıç ve dış -bu arada Avrupalı- guçlenn dayatması yuzunden en az 30 bın kışının bu topraklarda can verdığını dostlanmız bılmıyorlar mı? Bılmez olurlar mı? Şehıtanaları çocuklan eşlerı yakınları kesımın- de ınsanımızın ne kadar genlımlı olduğunu Avru- pa'yı yonetenler bılmez olurlar mı" 7 Pekı, neden bu konuya ozellıkle oncelık venlıyor' 7 Boylesıne duyarlı bır ortamda anadıle donuk ya- yın ve oğretım sorunlan gundemın ılk maddelennı neden oluşturuyor'? Ya Kıbrıs? Oncelık ve sonralık açısından bakıldığında AB nı- çın Kıbns'ı gundemın ılk maddesıne oturtuyor? Do- ğu Akdenız'de Yunanıstan ve Turkıye arasında Kıb- rıs sorununun yerını ve anlamını bılmeyecek kadar saf mıdır Avrupalı yonetıcıler? AB'nın onde gelenlerının Turkıye'ye bakışlan doğrusu ya çok ılgınç • Evet, suç bızde Avrupalının ıstedığı uç koşulu ıvedılıkle yenne getıremedık Ama karşı tarafın hıç mı suçu yok? Hem uzulmeyın, ıstedıklerı herşeyı hemen yen- ne getırsek bıle dostlarımız dıyorlar kı - Hele bızım ıstedıklenmızı bıryapın, ondan son- ra bıle uyelık ıçın muzakereye başlar mıyız, baş/a- maz mıyız, bızım bıleceğımız ış Avrupalı dostlarımızı anlamak çok guç Yine de anlamaya çalışmalıyız, ama, Osmanlı gı- bı değıl, Ataturk gıbı anlamaya çalışmalıyız. TGS 50. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYOR 10 Temmuz 1952'de kurulan Turkıye Gazete- cıler Sendıkası'nın kuruculan, başkanları ve yo- netıcılerı 50 yıllık bılgı bırıkımlennı, anılannı ak- tarmak uzere aramızda 10 Temmuz 2002 Çarşamba gunu saat 14 00'te istanbul, Cağaloğlu Basın Sarayı Kon- ferans Salonu'nda eskı-yenı tum uyelerımızle buluşacağız TGS'nın yanında olan basın orgutlennı, sendı- kalan ve tum dostlan beklıyoruz TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI YÖNETİM KURULU OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL DLTURUSL Turkıve Genel Hızmetler Işçılen Sendıkası (Ge- nel-tşi Genel Merkez Olağanustu Genel Kurulu 21 07 2002 tanhınde saat 10 00'da h edık Caddesı Yenımahalle- \nkara adresındekı Yenımahalle Be- ledı>e Sara>ı Tıvatro Salonu'nda aşağıdakı gun- demle toplanacaktır Çoğunluk sağlanamaması du- rumunda ıkıncı toplantı Çankın Caddesı No 28 Kat 9 Ulus Ankara adresındekı Sendıka Genel Merkezı toplantı salonunda 28 07 2002 tanhınde vapılacaktır Delegelere \e ılgılılere du>oırulur GL^VDEM: 1 \oklama veaçılış, 2 Genel kurul Başkanlık Kurulu'nun oluşturulması, 3 Savgıduruşu 4 Genel Başkan'ın açış konuşması, 5 Genel Başkan Genel Yonetım Kurulu Genel Denetım Kurulu asıl ve vedek uyelennın seçımı 6 Dılek onenler\ekapanış SARIYER SULH HUKUK HÂKİMLtĞt'NDEN DosyaNo 2002 354 Mahkememızın 2002'3 54 esas, 2002724 ka- rar sayılı ılamı ıle Sanver, Yenıkoy Mahallesı, Cılt 013 09, Aıle Sıra 1327, Sıra 26'da nufusa kayıtlı Ebulhasan ıle Mana'dan olma 5 8 1928 doğumlu Emıne Kenanoğlu'na İstanbul Barosu avukatlanndan Av tbrahım Bulbul vası olarak atanmıştır Basm 41108
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle