Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S^YFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2002 PAZAR
HABERLERlN DEVAMI
G U N C E L CİJNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
rcı" diye karşılandı.
Biraragözden düşer gibi oldu. Ne varki, ça-
fcuk toparlandı.
Siyasal istıkrarı tekrar yakalamanın, piyasa-
lann kaygı duyduğu "belirsizlikten" çıkış yolu-
ııu erken seçimde gösterdi. Genelde onaylan-
<Jı. Fakat ekonominin erken seçimle rayından
çıkacağını öne süren Başbakan'a ters düştü.
Son olarakyeni oluşumun kilit adamların baş-
lcalarından biri olarak ortayaçıkması kimi çev-
rsler -özellikle Ecevit'le Bahçeli- ne düşünür-
se düşünsün Dervış'in popülaritesini yükseltti.
Son iki üç gün Derviş'i yine ön plana alan ge-
lışmeleri içeriyor.
Ekonomıden sorumlu bakanla Başbakan'ın
açıklamaları yeni bir Derviş bunalımına işaret
ediyor.
Sayıca "büyük" parti MHP lideri Bahçeli, Der-
viş'in hem hükümette kalmasını hem de "baş-
ka bir siyasal oluşumla Hgi kurmasını 'ahlaki'
bulmadığını" söylüyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bü-
lent Yahnici daha ıleri: "Dervış'in Bakanlar Ku-
rulu toplantılarındaki görüşmeleri 'yeni oluşuma
taşıyacağını"' öne sürüyor.
Hükümette kalmayı kabul etmesinden sonra
Ecevit'in "Derviş'in oluşum denilen variıkla bir-
likte hareket edemeyeceğini, zaten bir partiye,
hem de başka bir partiye bağlılık olamayacağı-
nı" söylemesine karşın; aldığı yanıt doyurucu
içerikte değil:
Derviş; "Bir yandan hükümette kabine üyesi
olarak kalırken, biryandan da yeni oluşuma des-
tek vermem uzun süre mümkün değil. Ancak,
kabinede kalmam yeni oluşumu desteklemedi-
ğim anlamına gelmez. Bu oluşumu destekliyo-
rum" diyor.
Şu son iki cümle Ecevit'e de Bahçeli'ye de
yanıt: "Siyasi süreç ve oluşum birkaç gün için-
de şekillenir. llelebet hükümette kalacak deği-
lim."
Derviş, Ecevit'i değil, Cumhurbaşkanı'nı kır-
mamak için hükümette kaldığını belirtirken ola-
sı tutumunu da böylece açıklamış oluyor.
Yolun sonuna geldiler:
Derviş, hükümette "/cer/7en"duruyor. Ecevit,
Derviş'i "kerhen istiyor". Bahçeli, Başbakan is-
tedi diye Derviş'in görevi sürdürmesine şimdi-
lik "kerhen" onay veriyor.
• • •
Ne var ki; hükümetin gözden çıkarmasına
karşın iç ve dış ekonomi dünyası tam aksi yön-
de açıklamalarla Derviş'e tam destek veriyor.
IMF Başkanı Hörst Köhler, hararetle övdü-
ğü Ecevit'le konuşacağı yerde telaşla Derviş'i
arayarak "vaziyeti soruyor". Yabancı yayın or-
ganları zaten yeni bir kriz beklentisi içindeki
Türk ekonomisinin Derviş'ten sonraki çabala-
rına olumsuz gözle bakıyor. TÜSİAD, hatta Mo-
ody's gibi kurumlar Derviş'in seçimlere kadar
işbaşında kalmasından yana.
Derviş'le sadece yeni bir siyasal sayfa açıl-
mıyor, sarsıntılardan çıkamayan ekonomide de
yeni depremler olasılığı giderek egemen olma-
ya başlıyor.
Bu saptamaların yanı sıra; Derviş'in Sedat
Ergin'e verdiği demeçte "gerekirse seçimlere
kadargörevde kalmaktan söz etmesi" ilginç de-
ğil mi?
• • •
Şimdilerde yeni oluşumun partileşeceği gün,
program ve tüzüğü merak konusu.
Derviş'in tanımlaması gibi "sosyal-liberal sen-
tezi" bir parti mi doğacağı, ne kadar sol, ne ka-
dar liberal bir parti olacağı tartışılıyor.
Bu arada Ecevit'in yeni partiyle ilgili iki kanı-
sı dikkat çekiyor. önceki gün konuşan Ecevit'e
göre, "bir erken seçimde 'oluşum denen varlık'
kurulu partilerden birine yamanma, onun adını,
kimliğini kullanma ihtiyacı duyacaktır".
Dün yayımlanan demecinde Derviş, "Bakar-
sınız yeni oluşum mevcut bir partiyle biheşebi-
lir" diyor.
Ikincisi daha da ilginç. Ecevit, oluşumdan do-
ğacak partinin "maddi gereksinimler, sıkıntıları
nasıl aşacağını" soruyor.
Başbakanım merak buyurmayınız. Aşarlar,
aşarlar.
Hatta, partinizin oylarını kat be kat aşarlar!
AL GÖZÜM SEYRETUS
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Bir ikLyokmu
bahsekaülan?
• Baştarafi Arka Sayfada
gi bıle açma imkânı bu-
luyordu. Parti başkanlı-
ğı çok nankör bir iştir,
adama hiç zaman bırak-
maz, durum tehlikeli.
Evet senaryodan bol
bir şey yok canım. Der-
viş'li bir senaryo daha
aklıma geldi Gülen Ha-
nım. Derviş'i hani sızin
çok soğuk bulduğumız.
televizyona mutlaka as-
kılı pantolonlarla çıkıp,
askılar nedeniyle kendi-
leri. çocuk izleyenleri
daha da çocuk sanan ve
en olmadık pembe ba-
lonlan şişiren has arka-
daşlan var ya, ya Derviş
onlan devletin önemli
yerlerine atarsa, işte o
zaman bu oyun iyice cı-
vıtır. Ama bir işkolu pat-
lama gösterebilir. Panto-
lon askısı yapan fırma-
lartn şimdiden milyon-
larca yedek askı yapma-
lannda fayda var. Rah-
metli İdris Küçükö-
mer'in öğrencisi bir ik-
tısatçı olduğum için bu-
nu büyük bir gönül ra-
hatlığıyla söylüyorum.
Bu arada Genelkur-
may'ın ne düşündüğünü
açıklayan hiçbir büdiri
ortada dolaşmıyor. Sa-
dece işadamlan ve siya-
setçiler hiç durmadan
konuşuyorlar.
Bu ülkenin en bozul-
mamış kurumunun da
elbette bu işler için söy-
leyeceği sözü vardır. Ya-
kında onu da öğreniriz.
Biz, şu vatandaş deni-
lenler her şeyi en sonra
öğreniyoruz.Yoksahak-
sızmıyım?
Gülen Hamm bırakın
ağlamayı. böyle komik
bir ülkede yaşadığınız
için Tann'ya dua edin
yoksa canınız çok sıkılır.
Bakahnı hangi at yanşı
kazanacak, bahis oyna-
maya ne dersiniz. Bu
arada yazımı gazeteye
gönderirken hasta deni-
len Ecevit'in usta bir
hamle yaparak Sadetrin
Tantan'la görüştüğünü
öğrendun. Pes! Bence
Ecevit hasta filan değil.
seyreyleisil(â yahoo.com
Taktik sa\ aslarıI Baştarafi 1. Sayfada
Enerji Operasyonu'nda
da partisıne haber ver-
mediği için Içışleri Ba-
kanlığı görevinden alı-
nan, daha sonra da
ANAP'tan istifa eden
Tantan, Ecevit'e. "hiç-
bir siyasi karşıhk bek-
lemediğini" söyledi.
Tantan, "mandacüa-
ra" karşı, ulusal çıkarlar
için Başbakan'a destek
karan vereceğini belir-
tirken üstü kapalı olarak
eski partısi ANAP'a
yüklendi.
Tantan'm, Başbakan
Ecevit ile Başbakanhk
Konutu'nda görüşme-
sinde şu değerlendırme-
yi yaptıgı behrtıldi:
"Türkiye'de israf ve
yolsuzluk, ekonomi ve
siyaseti büyük bir ba-
taklığa, içinden cıkıl-
maz duruma sürüklü-
yor. Yolsuzluk ekono-
misine sebep olan ak-
törler, bu kirliliklerinin
halk tarafından tespit
edilmemesi için de AB
pazarlamasıyla gizle-
meye çahşıyorlar. Geli-
nen noktada, öyle bir
gündem oluşturuluyor
ki, AB pazarlamasını
yürütenler, sanki Tür-
kiye'nin önünü açacak-
lar, halk refaha erişe-
cekmiş gibi sahte gün-
dem oluşrurdular. Bu
tuzağa karşı, bu tuza-
ğın siyasi ve sivil mi-
marlarının organizas-
yonuna karşı bîr yurt-
taş olarak, ulusal çıkar-
ları, toplumsal değerle-
rin üzerinde gören mil-
li bir anlayışın örgütlü
bir şekilde buna karşı
durması gerekir."
Yurttaşlık Hareke-
ti'nin önden olarak ülke
genelindeki örgütlerinin
gücü oranında Ecevit'e
destek verme karan alan
Tantan, bunun için "hiç-
bir karşılık beklemedi-
ğinin" altını çizdi.
Başbakan Bülent Ece-
vit de Tantan'a Yurttaş-
lık Hareketi'nin duru-
munu ve örgütlenmesini
sordu. Tantan'ın Başba-
kan Ecevit üe yaptığı gö-
rüşmenin ardından yakın
çe\Tesıne "Ankara'ya
gerektiğinde döneriz"
dediği öğrenildi. Tan-
tan'ın bu sözlen. gelecek
günlerde DSP ıle Tantan
arasında yeni gelişmeler
olabileceği şeklinde yo-
rumlandı.
Ecevit'in Tantan ile
yaptığı bu beklenmedik
görüşme, Cem-Derviş-
Özkan üçlüsüne dolaylı
yoldan destek veren ve
AB'ye yönelik yaklaşı-
mı nedeniyle yeni oluşu-
ma sıcak baktığını açık-
ANAP kararaşamasında
Siyasetteki son gelişmeler, üçlü
koalisyonun en küçük ortağı
ANAP'ı da hükümetin geleceğine
ilişkin karar verme noktasına itti.
ANAP'ın hükümette kalma ya da
çekilme karanna ilişkin
değerlendirmeler, ANAP
Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yümaz'ın yann
toplayacağı başkanlık
divanında yapılacak. ANAP
genel başkan yardımcılan
Miraç Akdoğan ve Bülent
Akarcalı, partilüerin bu
konulardaki eğilimini belirlemek
için telefon anketi uyguluyorlar.
Başkanlık divanından, mevcut
hükümet, yeni hükmet formülleri
ve erken seçim konulannda bir
karar almması bekleniyor.
Toplantı öncesinde, önceki gün
bazı başkanlık divanı üyeleri bu
toplantıya hazırlık amacıyla bir
araya geldi. Toplantıda mevcut
gelişmelerle ilgili "beyin
cimnastiği" yaptıklannı belirten
başkanlık divanı üyeleri,
"Hükümetteld
konumumuzdan
kaynaklanan dunımu,
devam şansı var mı yok
mu, bunu ele aldık. Biz üç
yıldır hükümeti
sürdürüyonız. Bu
hükümetin sürmesinden
yanayız. Diğer yandan da ciddi
olarak AB hedefimiz var. Birinci
önceligimiz bu" diye konuştu.
Başkanlık divanından sonra gerek
görülmesi durumunda merkez
karar yönetim kurulu (MKYK.) ve
parti grubunun da toplanabileceği
öğrenildi.
ça ifade eden ANAP li-
deri Mesut Yılmaz'a yö-
nelik misilleme olarak
da değerlendirildi.
Ecevifin ileriki gün-
lerde Temizel ile de bir
araya geleceği öğrenildi.
Derviş'in ekonomiden
sorumlu Devlet Bakan-
lığı görevine getiribnesi-
nin ardından Mart
2001'deBDDKden isti-
fa eden Temizel,
ANAP'ın da tepkisini
çekiyordu. BDDK baş-
kanlığından önce Mali-
ye Bakanı olarak görev
yapan Temizel. sermaye
gelirlerinin de vergilen-
dirilmesi esasına daya-
nan 'Mali Milat'a geçil-
mesi karannı verdiği için
büyük sermaye gruplan-
nuı tepkisini görmüştü.
Mali milat nedeniyle ser-
mayenin ürktüğünü sa-
vunan çeşitli kesimler,
Temizel'i yaşanan eko-
nomik krizlerin de so-
rumlusu olarak göster-
mişti. Temizel, BDKK
Başkanlığı yaptığı dö-
nemde de birçok banka-
nın fona dewedibnesi
karannı aldığı için eleş-
tirilmişti. Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk ise is-
tifalann sürdüğü DSP'-
den aynlmayı düşünme-
diğini belirterek Ecevit
ile beraber hareket ede-
ceği mesajı verdi.
Cem: Rüya görmüyoruz
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Siyasetteki yeni olu-
şumun lideri eski Dışişleri Ba-
kanı İsmail Cem. "Rüya gör-
müyorum. Ayaklarım yere
basıyor. Tüm destekleri, tep-
kileri ihriyatlı karşılıyorum"
dedi. Cem, Hüsamettin Öz-
kan ve Kemal DenişTe baş-
lattıklan hareketin .Anadolu'da
büyük yankı uyandırdığını be-
lirtti.
Cem. Cumhuriyet'in soru-
lannı yanıtlarken hareketin
başlangıcının çok iyi olduğunu
\airgulayarak şunlan söyledi:
"Rüya görmüyorum. Niçin
yola çıktığımı çok i>i biliyo-
rum. Ayaklarım yere bası-
yor. Bizim oluşumumu- .-
za değişik adlar tak- *
mak isteyenler ola-
caktır. Sağdan sol-
dan farklı değer-
lendirmeler ya-
pan olacaktır.
Bunlarla ilgili
değilim. Ben,
yaptığım
plan çer-
çevesinde yoluma devam ede-
ceğim. Başlangıcın bu kadar
güzel olması devamı konu-
sunda da beni umutlandırı-
yor."
Yapılan kimi anketlerde ken-
disine verilen desteğin yüzde
50-60 arasında olduğunu söyle-
yen Cem, "Ancak söylediğim
gibi bütün bunları ihriyatlı
karşılıyorum. Bizim hareke-
timizin adı sosyal demokrat
harekettir. Bunu da farklı
yerlere çekmek isteyenlerle il-
gili değilim" diye konuştu.
Cem, bu hareketin hükümeti
düşürüp düşürmeyeceği soru-
suna da "Konunun bu yanı
benim günde-
mimde değil.
Biz bir hükü-
meti dü-
şürmek
yerine
bir hü-
kümet
kurmak
için yola
çıkmadık.
Köklü, kah-
cı, tek başına
iktidarı hedef-
leyen bir hareket
olarak yola çık-
tık" dedi.
Cem, TBMM kulisle-
rinde de gazetecilerin kur-
mayı planladığı partiye
ilişkin sorulan yanıt-
ladı. Yeni olu-
şumun, sos-
yal demokrasi
ekseni üzerin-
de kurulmaya ça-
lışıldığını ve farklı
renk ve büyüklükte tes-
pih tanelerinin bu eksen
etrafında toplanacağını
anlatan Cem, "işi sıkı
tuttuklarını, eksen
bozulursa tespih tanelerinin
dağüabileceğini" söyledi.
Özellikle AB konusuna, çok
ciddi yaklaştıklannı dile geti-
ren Cem, sözlerini şöyle sür-
dürdü: "AB o kadar çok konu-
şulmaya başlandı ki, toplum-
sal saygınlığını kaybetti. 'Sa-
kız yaptf diye bir kavram
vardır, öyle oldu.Aralık ayın-
da AB için çok önemli karar-
lar alınacak, fakat AB konu-
sunda bir tıkanıklık yaşanı-
yor. Şu anki hükümet olur ya
da başka bir hükümet olur,
AB konusunda en büyük des-
teği bizim sağlayacağımız da
kesindir. Bizim millervekille-
rimiz zaten DSP'den gelen
millervekilleri, onlar zaten
AB'ye öncülük etmiş kişiler.
Bizim için en büyük ciddiyet
konularından biri olan ÂB
konusuna zaten gereken öne-
mi gösterecekler."
Destek büyük'
Bir gazetecinin, "Bir koalis-
yon kuracak mısınız? Ya da
muhtemel bir koalisyona ka-
tılacak mısınız" sorusuna
Cem, şu yanıtı verdi:
"Dün bir, bugün iki... Ko-
alisyon falan konuşmanın za-
manı değil. Öte yandan ben
tek başıma öyle bir şey söyle-
yemem. Sayın Hüsamettin
Özkan ve milletvekilleriyle
görüşüyorum. Dün bir ko-
nuşma yaptım ve bu konuş-
maya müthiş bir destek geldi.
Milliyet gazetesinin internet
sayfasında yapılan ve şu ana
kadar 14 bin kişinin katıldı-
ğı ankette yüzde 56 oranında
destek aldığımızı görüyoruz.
Yüzde 13'lük bir bölüm de
programı görmek istediğini
beyan etmiş. Bu yüzde 13'ün
yarısı programı beğense ve
bize katılsa yüzde 60'lık bir
destek demektir. Fakat sade-
ce buraya bakarak pembe rü-
yalar görecek değiliz."
Yeni oluşuma, toplumun bü-
yük bir destek sağladığını gör-
mekten mutlu olduğunu dile
getiren Cem, "Bizim çağdaş
çoğunluk dediğimiz bir kav-
ram var. Bunun içerisinde zi-
raatçısı var, esnafı var, işada-
mı var, kısaca çağdaş halk
var. Çağdaş birikimleri de-
ğerlendireceğiz" dedi.
Seçlm hazırhğı
Seçim hazırlığını sürdürdük-
lerini bildiren Cem, muhtemel
bir seçimin, 2 aydan önce olma-
sını beklemediklerini belirterek
şöyle konuştu: "Seçim hazır-
lıklarımız görüşmeler çerçe-
vesinde sürüyor. Bizim seçi-
me giremeyeceğimiz konu-
sundaki açıklamaları çok
ciddiye almıyorum. Hukuk
hocalarının söylediklerini da-
ha geçerli buluyorunı. Biz
hiçbir zaman yıkıcılığı değil,
yapıcılığın bayraklan olmak
istedik ve yıkıcı davranışlar-
dan da uzak olacağız."
Bahçeli'nin, "Devlet Baka-
nı Derviş'in davranışını ahla-
ki bulmuyorum" sözlerini na-
sıl değerlendiriyorsunuz" soru-
su üzerine Cem, "Derviş, bu
hükümet için çok önemlidir
ve çok önemli bir işle^ vardır.
Bu bazda, Sayın Bahçeli'nin
Devlet Bakanı Derviş hakkın-
daki sözlerini yakışıksız bul-
duğumu söyleyebilirim. Son
3 yıl içerisinde siyaset üslu-
buna hep birlikte bir saygın-
lık kazandırdık ve bu saygın-
lığın bozulmasını istemiyo-
ruz" dedi.
Yunan basmmdaTürkiye'deki gelişmelerin ilişkileri olumsuz etkileyebileceği dile getirildi
Türkiye yönetimsiz kalabilir
ANKARA (AA) - Türkiye'deki siyasi ge-
lişmeler, yabancı basında geniş şekilde yer
almaya de\am ediyor.
Atina'nın ilk kez bir Türk dışişleri bakanı-
nın istifasını bu kadar yakından izlediğini be-
lirten Yunan gazeteleri, "Türkiye'deki kri-
zin ahşılmış siyasi çalkantılardan farklı bir
karakter taşıdığı" yorumunu yaptılar. "Tür-
kiye'deki siyasi krizin Türk-Yunan ilişkile-
ri ve Kıbns konusunu tehdit eder bir nite-
liğe bürünmesi olasılığının varlığına" dik-
kati çeken Ta Nea gazetesi. "AB'nin kritik
kararlar alacağı Kopenhag zirvesinin ya-
pılacağı tarihe kadar Türkiye'nin yöne-
timsiz kalabileceği" değerlendirmesini yap-
Xx. Ta Nea, "Tüm cephelerde kayıplara uğ-
raması halinde, canavarın yaralı hayvan-
lar gibi tepki göstermesi olasıdır. Zaten 'uz-
laşmacı' Cem dahi Türkiye'nin tepkisinin
limitsiz olacağını söylemişti" görüşünü ak-
tardı. Ethnos gazetesi ise. Atina'nın "yapıla-
cağı anlaşüan" erken seçimlerde dış politi-
ka konularının sert bir biçimde gündeme gel-
mesinden endişe ettiğini yazdı.
'AB 50 yıl gerlye glder'
ElefterosTipos gazetesi Başbakan Bülent
Ecevit'in "ısrarla" istifa etmemesinin, Baş-
bakan'ı "hangi güç merkezlerinin destek-
lediği" sorusunu gündeme getirdiğini kay-
detti. Elefteros Tipos, "Türkiye bu haliyle
AB'ye girerse elde edilecek tek sonuç
AB'nin 50 yıl geriye gitmesidir" yorumu-
nu yaptı.
tngiliz Financial Times gazetesi, ismail
Cem'in yeni bir siyasi hareketi şekillendire-
ceğini, Cem'in ilk hedefi olarak, AB'ye gir-
mek için gereken reformlan yapmayı göster-
diğini yazdı. Financial Times. internet say-
fasuıda "Türkiye'nin geleceği" konulu bir
açık forum kurdu ve herkesin.
"www.ft.com/turkeypoll" adresindeki fo-
ruma katılabileceğini duyurdu.
Dervl? vazgeçilmez eleman'
Fransız Le Figaro gazetesi ise "Cem*in
ülkede beklenen yeni dönemi başlatabile-
ceğini" belirtti. Devlet Bakanı Kemal Der-
viş'i "bütün hükümet formüUerinin vaz-
geçilmez elemanı" olarak değerlendiren ga-
zete, Derviş'in "ekonomik istikrar uğru-
na" istifasını geri çektığinı belirtti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
Cem'in başını çektiği hareket de bunun bir gös-
tergesı. DSP içinde bir yarış olsaydı, yanşı Cem ka-
zansaydı ve bugünkü çıkışını sürdürseydi, daha şık
olurdu. Ancak ısmet lnönü'nün Ecevit'e verdiği
şansı, Ecevit bugünkü kuşaklara vermekten yana
değil.
DSP'den ayrılanlara bakınca, değişik birgruplaş-
ma olduğunu görüyoruz. Bir kesim gerçekten de
Cem-Özkan-Derviş'le yola çıkıp yeni bir hareket
başlatmanın heyecanını yaşıyor. Bir kesim, önümüz-
deki seçimlerde DSP'nin bir varlık gösteremeyece-
ğinı düşünüyor, yeni oluşumda yer kapabilir miyim,
kaygısında. Bir kesim de "Beni buraya çağınyorlar,
gideyim"edilgenliğinde. Son kesimin birözelliği de
Ecevıtler'e çok bağlı olması! Zaten konuya bu ya-
nıyla baktığımızda durumu şöyle de karikatürize
edebiliriz:
Ecevitler'e çok bağlı olanlar DSP'yi terk etti, da-
ha az bağlı olanlar kaldı!
Cem ekibinin önümüzdeki hafta 7-8 kişi daha bek-
lediğıni sanıyoruz. Hafta ortası durum netleştikten
sonra şu sorulara yanıt arayacaklar:
- Kaç belediye başkanı bize katılır?
- DSP örgütlerinden kaçıyla birlikte oluruz?
- Seçim öncesi yeni bir hükümet oluşumunun ba-
şını çekebilir miyiz?
Son sorunun yanıtı biraz da Mesut Yılmaz'a ba-
kar. Mesut Bey, Brüksel dönüşü değişik kesimlerle
temas kurdu. önceki gece Istanbul'da Hüsamettin
özkan'la da buluştu. Bu hafta içinde kesin kararını
verecektir.
Kritik bir soru soralım:
- ANAP kadrosu tümüyle Yılmaz'la mı hareket ed-
er?
Sanmıyoruz. Eğer Mesut Bey, radikal bir adım
atıp bu hükümetin dışında kalarak yeni harekette be-
reket aramaya girışırse, 15-20 kadar ANAP'lının da
MHP ile hareket etme niyetinde olduğu bilgilerı var.
Heyecanlar mezarlığı
Bu haftaki tozun dumanın ardından önümüzdeki
hafta yeniden bir kanşma-barışma süreci yaşaya-
cağız.
Biz baştaki konuya dönelim... Eğer siyasi partile-
rin içinde sağlıklı yapılanmalar olmazsa, lıderler "par-
tibenim malımdır" demeye devam ederse, yeni ara-
yışlar da hep patlamalarla çıkacak.
Bu patlamalarla başlayan heyecanların da çoğu
kısa sürede sönecek. Siyasi tarihimize şöyle bir ad
da takabiliriz:
Heyecanlar mezarlığı!
Her yeni partinin, oluşumun yarattığı heyecanın
onda biri gerçek olsaydı, şimdiye nerelere ulaşmış
olmazdık. Ne yazık ki, heyecanlar önde gerçekler ar-
kada gidiyoruz.
Meclis'teki siyasi partilerimizin görünümünde bir
değişiklik yok:
MHP, ocak...
DSP, dernek...
ANAP, arkadaş grubu...
DYP, aileşirketi...
SP-AKP, cemaat...
Siyasi partiler, parlamenter sıstemin vazgeçilmez
unsurudur dıyoruz ama, yüce Meclisimizin çatısı al-
tında partiden başka her şey var.
Yukarıda partilerin önüne koyduğumuz takıların
tümünde mutlak bir sahiplik var. Ama siyasi parti-
lerde bunun olmaması gerekir. Ecevitler'in yıllardır
uyguladığı parti yönetme anlayışı herkese egemen
olunca, bu partilerde de zaman zaman isyan baş-
layınca insan ister istemez bir Anadolu ozanının sö-
zünü anımsıyor:
Itaat eken, isyan biçer!
Yazıyı yeni oluşumla noktalarsak... Her şeye kar-
şın heyecanlar mezarlığı olmasın isteriz... Sadece
medyasal ve dış destekli hormonlarla büyümesin is-
tenz... Bu oluşumun neyi başaracağını neyi başa-
ramayacağını öngörmek için de biraz süre ve için-
deki netleşmeyi beklemek isteriz!
ankcum@ttnet.net.tr
Beyaz Enerji davası
ANAP cezalan
görmezden geldi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ANAP,
Beyaz Enerji davasında
hiçbir sanığın çete oluş-
turmak suçundan mah-
kûm olmadığını belir-
tirken bürokratlara ve-
rilen ağır hapis ve para
cezalannı görmezden
geldi. Koalisyonun kü-
çük ortağı, bürokratla-
nn "münferit" olaylar-
dan dolayı mahkûm
edildiklerini iddia etti.
ANAP Genel Merke-
zi'nden yapılan yazılı
açıklamada, Beyaz
Enerji davasının önceki
gün sonuçlandığı anım-
satılarak operasyonun
başında ortaya atüan
çete suçlamalan ve
Enerji Bakanlığı bünye-
sindeki çete ile ihalele-
re fesat kanştınldığı id-
dialannın gerçek dışı
oldugunun kanıtlandığı
öne sürüldü. Soruştur-
mada, Enerji Bakanlı-
ğı'nın hedef aluıdığı da-
va ile ilgili "hiçbir
bağlantısı olmadığı
halde" eski Enerji Ba-
kanı Cumhur Ersü-
mer'in istifa etmek zo-
runda bırakıldığı belir-
tildi. Çete oluşturmak
suçundan hiçbir bürok-
ratın mahkûm olmadığı
anlatılan açıklamada
şöyledenildi:"3TEAŞ
yöneticisi münferit,
şahsi rüşvet suçlaması
ile mahkûm edilirken
diğer bürokratlar bir
iki münferit olaydan
dolayı görevi kötüye
kullanma veya görevi
ihmal gibi tamamen
kişisel nitelikli suçlar-
la mahkûm edilmiş-
lerse de büyük çoğun-
luğunun mahkûmiyet
cezalan, hafif cezalar
olması nedeniyle para
cezasına çevrilmiştir.
Bu sonuç açıkça gös-
termektedir ki, Beyaz
Enerji operasyonu-
nun başında ortaya
atüan çete suçlamala-
rı ve Enerji Bakanlığı
bünyesinde çete orga-
nizasyonlan ile ihale-
lere fesat kanştınldığı
itham ve iddialan ta-
mamen gerçek dışıdır
ve bir hukuk ayıbıdır.
Yargıyı kullanarak
Anavatan Partisi'ne
ve Türk siyasi hayatı-
na çamur atmak iste-
yenlere >ine en güzel
cevabı yüce Türk yar-
gısı vermiş bulunmak-
tadır."
Eski TEAŞ Genel
Müdürü Muzaffer Sel-
vi toplam 9 yıl 8 ay 20
gün ağır, 1 yıl 5 ay 15
gün hapis ve 928 milyar
348 milyon 708 bin lira
ağır para cezasına; yar-
dımcısı Ünal Peker 9
yıl 8 ay 20 gün ağır, 1
yıl 5 ay 15 gün hapis ce-
zasına ve 199 milyar
971 milyon 920 bin 833
lıra ağır para cezasına;
eski ANAP'h Devlet
Bakanı Birsel Sönmez
de 8 yıl 4 ay ağır, 1 yıl
5 ay 15 gün hapis ve
510 milyar 77 milyon
500 bin lira ağır para ce-
zasına mahkûm edildi.